Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28MART1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
FıdeJ Castro, ülkesindeki ekonomik krizi önleyenûyor.
Küba'daekmek
arslanın ağzında
ovyetler Birliği'nin da-
ğılfnasıyla başlayan
ekonomik kriz tüm hızı
ve acımasızlığıyla sürüyor.
Elektrik kesintileri. ekmek
kuyruklan. çöp tenekelerini
kanştıranlar artık günlük ya-
şamın bir parçası haline geldi
Küba'da.
I950 model Amerikan
arabalan yollarda dolaşıyor.
Son on yıldır, belki de daha
uzun zamandır boyanmadı-
klan her hallerinden belli.
Kimileri de onanmlan için
gerekli yedek parçanın bulu-
namamasından dolayı yürü-
müyor. Yedek parça sorunu
sadece arabalan değil, fabri-
kalan da çalışmaz duruma
getirdi. Birçok fabrika, ma-
kinelerinin yedek parçalannı
bulamadığj için iiretim yapa-
mıyor. Üretimi engelleyen
bir diğer etken de yakıt. Pet-
rol ürünlennin. özellikle de
benzinin buiu-
namaması, ge-
rek ulaşım ge-
rekse üretim
araçlannı doğ-
rudan etkili-
yor.
Toplu
ulaşım araç-
lannın yedek parça ve yakıt
sorunu yüzünden çalışma-
ması halkı bisiklete yöneltti.
Birçok aile, işlerine Çin
yapımı bisikletleriyle gidi-
yor. Bisikletlerin ortak özel-
liği iki kişilik olması. Aileler
akşamlan ve hafta sonlan bi-
sikletlerine atlayıp dolaşma-
ya çıkıyor.
Daha birkaç yıl öncesine
kadar ülkenin en büyük gelir
kaynağını oluşturan şeker,
artık ithal ediliyor. 1992
yılında 7 milyon tonluk üre-
tim, 1993'te 4.2 milyon tona
düştü. Şeker üretiminin bu
denli düşmesinin nedeni,
makinelerin artık kullanıla-
maması. Yakıt. elektrik ve
yedek parça kıtlığı zorunlu
olarak, şeker kamışlannın iş-
çiler tarafından toplanması-
na yol açıyor. Kısaca tanm
30 yıl geriye gitti. Sanayi ku-
ruluşlannı temelden sarsan
elektrik kesintilerinin nede-
ni. elektrik santrallannı
Et, tavuk gibi
yiyecek maddeleri
sadece
dolarla satılıyor
çalıştıracak yakıtın buluna-
maması. 1990'daki kriz
öncesinde Küba, Sovyetler
Birliğj'ne ve Doğu bloku ül-
kelerine şeker, mevye ve
hammadde satıp karşılığı-
nda petrol alıyordu. Ama bu
ticari ilişkiler bugün kesildi.
İhracat düştü ve petrol ithali
neredeyse sıfıra yaklaştı.
Ekonomik kriz her alanda
kendini gösteriyor. İlaç bul-
mak olanaksız. Eczanelerde
sadece, bazı yabana yardım
örgütlerinin getirdiği vita-
minler satılırken, raflar nere-
deyse bomboş. îlaçlar
dışında zor bulunan en
önemli şey yiyecek. Kişi başı-
na günlük 80 gram ekmek ve
her on gün için 4 yumurta
dağıtılırken, bunlan almak
için de uzun kuyruklarda sa-
atlerce beklemek gerekiyor.
Diğer yiyecek maddelerini
bulmak, bulunsa bile satın
almak ola-
naksız. Ortala-
ma gelirin 200
'da, bir
litre yağ 150
pezoya satılı-
yor. Döviz pi-
yasasında yüz
pezonun bir dolar olduğu
göz önüne alındığında, orta-
lama gelirin 2 dolar olduğu
görülüyor. Et veya tavuk
gibi yiyecekler sadece dolar-
la satılıyor. Bir kilo et 6 do-
lar. yani üç aylık maaşa eşit.
Fidel Castro'nun da belirt-
tiği gibi Küba'nın en önemli
gelir kaynağı turizm oldu.
1987'de 289 bin olan turist
sayısı, 1993'te 700 bineçıktı.
Bu yıl için 1 milyon turist
bekleniyor. Busektördeçalı-
şanlar belki de en iyi ve dü-
zenli kazancı sağlıyor. Ma-
aşlannı pezo olarak alıyor-
lar. ama bahşişlerde dolan
kabul ediyorlar. Castro'nun
deyimiyle 'kendi tşığını ya-
yan yddız' olan Küba. bu-
gün ekonomik darboğazdan
nasıl kurtulacağını bilemi-
yor. Sovyetler Birliği'nde ve
kardeş ülkelerinde son bu-
lan komünizmi yaşatmak
için direniyor. j ^ [vionde
Dominique Dhombres
Rusya: Mafya her taşın altındaRusya 'da ekonomiyi vesosyalyaşamı denetimi altında tutan 2000 'denfazla mafya çetesiülkeyi kana buluyor
•y-| usya'nın büyük şehirle-
LJ rinde, organize cinayet-
J_ \_ ler işleniyor. Bir gizli el,
özelieşmeyi ve taşınmaz değer-
ler pazannı kontrol ediyor, dai-
releri soyuyor ve ev sahiplerini
haraç vermeye zorluyor. Geçen
yıl tam 120 bankacı bu "özel
mülkiyet savaşT'ndan dolayı öl-
dürüldü.
Bugün Boris Yeltsiıı'i ekono-
mik kriz ve politik açmazlardan
daha çok düşündüren sorun. ci-
nayetlerdeki artış. Parlamento-
da yaptığı bir konuşmada bu
durumu ele alan Başkan. "cina-
yet sendikasfnın artık ülkenin
dört bir yanına yayıldığın) \e
hatta yakın komşulanna kadar
sıçradığını ifade etti. Ancak bu
yeni bir şey değil. Mafya, Baluk
ülkelerinde uzun zamandan be-
ri ekonomiyi elinde tutuyor,
Polonya'da halkın büyük mü-
cadele vermesine karşın Varşo-
va ve Krakov'da kendi fahişe
şebekelerini kabul ettirdi; Batı-
ya yerleşen zengin Ruslann he-
men ardından da haraç top-
lamaya gelen vatandaşlan sıra-
lanıyor.
Boris Yeltsin, organize cina-
yetlerle baş edemedikleri için
güvenlik güçlerini sert bir dille
eleştirdi. Bu geniş ülkede. çoğu
birbirine rakip, güvenlik güçle-
riyle savaşmak için birleşen
260'tan fazla mafya gnıbu ol-
duğu bir gerçek. Polis, "baba-
lar"ın kimliğini bilmesine kar-
şın ne yeterli delil, ne de mahke-
mede İconuşacak insan bulabili-
yor. Bu nedenle onlan bir türlü
tutuklayamıyor. Boris Yeltsin'-
in parlamentodan ceza kanu-
nunun ağırlaştınlmasını iste-
mesinin gerekçesi buna dayanı-
yordu.
Yeltsin'in öfkesinin gerçek
bir nedeni haksız görülmemeli:
2 yıl içınde. 1991'den 1993eiş-
lenen cinayet sayısı 16.200'den
neredeyse 30.000"e çıktı. "Bun-
dan böyle sokakta öldürülme
şansınız Chicago, New V'ork ya
da W ashington'dakinden daha
Mafyanın her alanda etkinlik gösterdiği Rusya'da yaşamını ve mallannı konımak amacıyla silah satın alıyor.
yüksek" dıye belirtiyor "Izves-
tia" gazetesinden bir muhabir.
1993'te Moskova'da tam 1404
kişi öldürülmüş! Sağlam bir es-
kort olmaksızın hiçbir değerli
eşyanın bir yerden bir yere taşı-
nanmamasına karşın "cinayet
mafyasT konvoyun önünü ani-
den kesebiliyor. Demiryollan
şirketi 1993 yıh için tam 1300
müyar rublelik malın çalındığı-
nı bildirdi.
IGangsterleryol
kesiyor
Karayollanndaki durumun
daha iyi olduğu da pek söylene-
mez. Nitekim Bunaksk'tan Le-
vachi'ye giden yolda gangster-
ler 600 milyon ruble için 4 koru-
cuyu öldürmekten çekinmedi-
ler. Polonya sınınnda polisler,
Moskova yolculanna gruplar
halinde yolculuk etmelerini ve
ormanhk bölgelerden son sü-
ratle geçmelerini öneriyorlar.
Yollann böylesine tehlikede ol-
duğu bir bölgede modern eko-
nominin işleyememesi normal
karşılanmalı.
Gerçi mahkemelerin bunlara
acıdtğı pek söylenemez. 1992'-
de ölüm cezasına çarptınlanka-
üllerin sayısı 157. Ama bu ibreti
afcm olsun diye verilen cezalar
sonuçsuz kaldı. 1993'te cinayet
sayısı arttı ve ölüme mahkum
olan 550 yeni katil yakalandı.
Yani daha ağır bir ceza kanu-
nunun, gücünü "özel mülkiyet
için savaş"tan alan bu katiller
grubunun kökünü kurutabile-
ceği bıraz şüpheli.
Bu konuda gazeteler de ha-
berlerinde çok cömert davranı-
yor. "Gerçek iktidar kavgası,
Moskova'da Başkan'la parla-
mento arasında değil de, devlet
mallarının satışa çıkarıldığı mü-
zayede salonlannın kuiisierinde
veriliyor" di\e belirtiyor hafta-
lık birgazete.
SSCB'nin dağılmasından
sonra 1992 yılında îçişleri Ba-
kanlığYna bağlı 92.000 uzman
ya istifa etti ya da kovuldu.
Bunlann büyük çoğunluğu da
birdenbire ortaya çıkan ve belli
kurallara bağlanmayan özel
sektörde hizmet vermeye başla-
dı. "Ciğeri kedilere emanet et-
tik" diye yakınıyor Moskovalı
ünlü bir hukukçu.
Hemen ortaya çıkan sonuç-
lar, hiç de iç açıcı değil. Özelleş-
tirmenin en yoğun olduğu böl-
ge Saint Petersburg'dakı açı-
karttırmalar, tüm mağazalann.
restoranlann, küçük fînnalann
satışı. iyi bir gösteriymiş gibi
hazırlandı. Ve bunun sayesinde
şehnn en iyi restoranı sayılan
Olen, I992'de tam 1 milyon
rubleye, yani şehrin ıçinde tek
odalı bir daire fiyatına satıldı.
Katılanlar, açık arttırmayı dü-
zenleyenlere % 10 komisyon
vermek zorundalar. Artık genç-
lerin harçlıklannı çıkarmak için
pasif yollara başvuracaklannı
düşünmek biraz zor. Sokakla-
nn tümü tehlikeli. Büyük tirajlı
haftalık bir yayın organı olan
"Argumenty i Fakty" dergisi.
bunlardan korunmak için mu-
hakkak uygulanması gereken 4
önlem sunuyor:
1- Üzerinizde çok miktarda
para varsa kesinlikle dışanda
korumasız dolaşmayın. Banka-
dan çıkarken çok dikkatli oiun.
çünkü gangsterleranında üzeri-
nizde taşıdığınız ruble ya da do-
lar miktannı öğreniyorlar.
2- Kannıza, çocuklannıza ya
da sevgilinize. sokağa mücev-
her ya da kürkle çıkmayı mutla-
ka yasaklayın.
3- Evde kesinlikle para sakla-
mayın. Eğer başka çareniz yok-
sa, evin girişlerini kepenkletin
ve yakınlannızdan kapıyı kim-
seye açmamasmı isteyin.
4- Gangsterlerin eline düştü-
nüz ve kurtulma şansınız yok-
sa, karşı koymaya çalışarak on-
lan kışkırtacak davranışlardan
kesinlikle kaçının.
Yetkililer, bunlann dışında
bir de tanıdık olmayanlan ara-
baya almamak ve onlan bir ye-
re kadar götürmeyi teklıf eden
güzel kadınlara da güvenme-
mek gerektiğini söylüyorlar.
Aynca artık bir gelenek haline
gelen, basın ilanlan yoluyla sa-
tış yapma usulünden de vazge-
çilmesi gerekiyor. Bazı meslek-
ler de çok tehlikeli olmaya baş-
ladı. Örneğin bankacılık.
Yalnızca 1993 yılının ilk iki haf-
tasında tam 120 bankacı öldü-
rüldü. Bunun sebebt de banka-
cılann farklı hcsaplardakı para-
lann kaynağını çok iyi bilmele-
ri...
Gündelik hayattaki bu şidde-
tin nedeni alkol. Ancak bu çok
yeni bir olgu değil. Gün geçtik-
çe artan bu şiddete. gittıkçe kö-
tüleşen sosyal durumun neden
olduğu beirtiliyor. Bugün Rus-
ya'daki durum, büyük bir top-
İumda ahlaki değerlerin nasıl
yok olduğunu açıkça sergiliyor.
Vladimir Jirinovsky'nin kesin
birçözüm önerisi var: "Orduyu
her yere sokmak ve hırsızlara
ateş etmesini emretmek." An-
cak bunu İçişlen "delilik" diye
nıtelendiriyor. Hükümet. en
çok zarar gören böigelerde ola-
ğanüstü hal ilan edilmesıni öne-
riyor. Böylece sosyal avaklan-
malan da engelleyebilecek,
grevleri yasaklayabilecek. Ama
bu durumdan her zaman oldu-
ğu gibi herhalde yine mafya
karlı çıkar.
K.S.karoI
Le Nouvel Obsen ateur
Hayvansever
rafüp
işbaşında
Franciscan rahibi Derek
Sauyer, evinin bahçesinidoğcıl
birparka, kilise bahçesiniıı bir
kısnıını da küçük bir çiftliğe
çevirdi. Yüzdenfazla kuğu.
kaz, ördek.horoz besleyen
Sauyer, domuz, koyun, tavşan
ve başka hayvanlan da bu
projeye datiil etıneyiplanlıyor.
İsnrinin açıklanmasım
istemeven birisi, bu resmi
olmayan bahçeyeakmeden
çocukların eğitimi için on bin
sterlinlik bir bağış vaptı. 60
yaşındaki Sanyer. "Bu
muhteşem bir armağan
diyor. Geçen yıl, ev yapılmak
üzereparkın satüması olasılığı
gimdeme geldiğinde oldukça
üzüntülügünler yaşanmıştı.
Ancak birplanlama ıızımını.
bahçesinin şimdıden doğcıl
park halinegeldiğini
söyfeyerek, satış önerisini
reddefti. Sauyer'ın esin
kaynağı, 13. yiizyılda kıtşlann
veötekıhayvanlurın dosiıı
olarak ünyapan Aziz Fnıncis.
Darbesöylentileri Rusya'da hergünyinelenerek sürüyor
• Özelsoruşturmagörevlileridarbe
söylentüerinin kaynağını vesöylenenlerin
gerçeklik derecesinisaptayabilmek için
yoğun bir araştırma içinde bulunuyor
T"> usya. Sovyetler'in yıkılmasının
rf sarsıntısından bir türlü kurtulamı-
_X V yor. Pek çok kımsenin zihninde
dün, bir'karabasan gibi. Ama yaşanan gün
ve beklenen yann da ondan farklı değil.
Tünelin öbür ucunda hiçbir ışık belirtisi
yok henüz. Zaman kumar masasındaki be-
lirsizlik içinde geçiyor. Her gün toplumun
bir kesiminin içinde bulunduğu belirsizli-
ğin hikayesi aktanlıyor Batı basınında.
Bu tabloya herkes başka bir açıdan bakı-
yor. Öyle olduğu için de görülen ve gösteri-
îen, kişiden kişiye değişiyor. Değişmesine
değişivor. ama değişme kötünün sergilen-
mesinin ötesine gecmiyor. Bir İngiliz gaze-
tesi polise yansıyan olaylann arttığını yaza-
cak olsa hemen ardından birAmerikan ga-
zetesi yargıya yansıyan olaylann iki katını
aştığını belirterek rakibinin yazısını doğru-
luyor. Onu bir Fransız gazetesinin yaünm-
larda ve de\ let hizmetlerinde rüşvetin han-
gi boyiitlara ulaştığını belirten yayını izli-
yor. The Financial Times birkaç gün önce
'Bir Dokunuşla Hepsi Dökülecek' başlıklı
yazısına şöyle girmişti:"Rusya Başbakanı
Viktor Çernomirdin İMF temsilcisi Michel
Camdessus'la yaptığı görüşmeyi yarıda ke-
serek ağır bir grip geciren ve o nedenle SocT-
de dinlenmekte olan Cumhurbaşkanı'yla bu-
luşmak için yola çıkarken 'Baş-
bakanla tartışmam gereken
şe\ler var' dedi." Financial Ti-
mes muhabiri gözlemlerinde
yalnız değildi. Başka gazeteci-
ler de aynı şeyleri görmüş, işit-
miş, yorumlamış %e böylelikle
ortaya Rusya'daki ka-
rarsızhğın. dağınıkbğın. belir-
sizlığin dumanlı bir tablosu
çıkmıştı.
Rusya bir süreden beri darbe
söylentileriyle çalkalanıyor.
Söylentilerin aşın derecede yo-
ğunlaştığı Moskova'da basının
ve siyasi çevrelenn birinci gün-
dem maddesı son günlerde hep
bu konu. Yeltsin'in muhalifleri
parlamentoda açıktan acığa
konuşur ve tartışır hale gelmiş-
ler. Gerçekten bir haarlık var
mı? Varsa kimler tarafından yürütülüyor?
Yoksa konuşulanlar bir yakıştırmadan mı
ibarel? Bu sorulan inandına biçimde yanı-
tlayabilecek kimse de yok ortada. Yaşan-
makta olan ekonomik bunalımın yılgınlığı
icindeki halk yolsuzluk, rüşvet ve yağma
olaylannın da etkisiyle, olumsuz her şeyi
olağan saymayı alışkanlık haline getirmiş.
O nedenle de herkes Çernomirdin'in apar
topar, hem de uluslararası bir yardım gö-
rüşmesini yanda keserek Soçi'ye koş-
masını 'nicin' sorusunu sormaya bile gerek
görmeden Financial Times muhabiri gibi
yorumlamış.
Rusya'da yönetim bu boğucu genel or-
tamı biraz olsun > umuşatabilmek için ar-
kasından para sesi gelen her kapıyı çalıyor.
Bunlann başında da IMF geliyor. Vaat-
lerinde çok cömert olan zengin ülkelerin
cüzdanı hep bir yerlerde unutmuş görün-
melerine karşılık IMF temsilci göndermek-
le biraz daha inandıncı duruma gelmiş.
Yeltsin de bu fırsatı 1.5 milyar dolar daha
koparabilmek için kullanmaya çalışıyor.
Ne var ki Sovyetler kalıntısı
de\ değirmen pek övle taşıma
suyla döneceğe bcnzemiyor. Be-
lirli örnekler bunun mümkün
olamayacağını açıkça gösteri-
>or. Bunun örneklerinden bin
hemen tüm sektörlerde geçen
vıldan bu yana üretimin yak-
laşık yüzde 24 oranında düşmüş
olması. Aynca. bir anlamda
Sovyetler döneminin KİT'leri
olarak niteleyebileceğımiz. bin-
lerce işletme tümden durmuş
halde. Bir o kadan da yanm gün
çalışarak kapısını açık tutmaya
çalışıyor. Rusya'nın müşterisi
hazır en değerli ihracat üriinü
sayılabilecek olan petrole güve-
nebilmesi gerekir. Ama görünü-
şe bakılırsa bu da bir varsayı-
mdan ibaret. Petrol üretiminde
çok hızlı bir gerileme var. Üreti-
lebilen malın bir kısmı da ya-
sadışı yollardan içte ve dışta pa-
zarlanarak devletin beklediği
kazanç bazı özel kasalara akı-
yor. Üretim bu yıhn iki ayında
geçen yıhn aynı dönemine oran-
la yüzde 14 gerilemiş durumda.
Ekonomik çöküntünün önemli göstergele-
rinden biri bütçe kuşkusuz. Yıhn bir ceyre-
ği geri kalmış olmakla birlikte henüz parla-
mentodan geçmemiş olan bütçe üzerinde
sözlü bir düello cereyan ediyor. Bu belge-
nin gider bölümünde 138.000 milyar ruble
görünmesine karşılık gelir hanesine sadece
120.000 milyar ruble yazılmış. Yani şimdi-
den yüzde 9 açık var. Askeri harcamalann
artışı. vergi gelirlerinin enflasyon şüzün-
den giderek azalışı, iflasa giden işletmelerin
yaratacağı gelir kayıplan bütçenin görü-
nen açığını ikiye, üçe, belki daha fazlaya
katlayacak gibi görünüyor, hatta öyle ola-
cağına kesin gözüyle bakılıyor. Ekonomi-
de biraz aydınlık gibi görünen tek alan
özelleştirme. BÜ işle başbakan adına
yardıması Anatoly Chubais ilgileniyor.
Chubais'in parlamentoda açıkladığına
göre küçük çaptaki devlet işletmelerinın
yüzde 80'i satışa sunulmuş durumda. Orta
boy işletmelerden 14.000 kadannın da satış
hazırlıklan tamamlanmak üzere.
Bunca kötü gidişin yanında ne ifade
eder, bilinmez, ama konuşulurken vüzler-
de mutlu gülümsemelerin belirdiği bir
konu da yok değil. O da enflasyonun
1994'ün ilk iki ayında geçen yılın aynı dö-
nemine oranla yüzde 10 gerilemiş olması ve
bir duraklama sürecinde bulunması.
Bu tabloyu etekleri zil çalarak mutluluk
içinde izleyenlcr de var. Boris Yeltsin'in
muhalifleri ondan kurtulmanın yolunu ba-
tağın daha da derinleşmesinde görüvorlar.
Baıağın derinieşmesini hızlandırmak için
de Moskova'nın sokak aralanndan parla-
mento kuiislerine vanncaya kadar hemen
her yerde darbe söylentileri yayıyor, böy le-
likle hem askere davetiye çıkarmış oluyor
hem de böyle bir olasılığı korkuyla beİcle-
yenlerde yılgınlık yaratmak suretiyle bir
taşla iki kuş vurmuş oluyorlar. Kızıîordu"-
nun pembe kalıntısıysa sabit bakışlarla gö-
rünmeyen bir şeyi izliyor.
Seyfettin Turhan