14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz sahiT)i: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: ÖzgenAcar • Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya • Genel Yavın Danışmanı: Orhan Erinç • Yazıışlen Müdürlen: İbrahim Yıidız, Dinç Tavanç (Sorumlu ).#Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Ali Acar #Dış Haberler: Er- gun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Yüdırun • Istihbarat. Yalçın Çakır • Yurt Haberlen: Mehroet Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül- kadir Yücelman • Duzeltme: Abdullab Yazıc» Ankara Temsıkısı: Mustafa Balba» #Haber Muduru. Doğan Akın AtatürkBul- van No:125. Kaf 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 Hat). Telex. 42344. Fax- 4195027 •İzmır Termılcısı Serdar Kızık, HZıva BK 1352 S2 3 Tel:4411220 Telex: 52359, Fax. 4419117 • AdanaTemsılcü.ı. Çetin Yiğenoğiu İnonuCd 119 S No: 1 Kat. 1, Tel-352255O-35226OI-3522492, Tele\ 62155. Fa\ 3522570 Müessese Müdüni. Erol Eriut #Koordınatör: Ahmet Korulsan • Muhasetfe Bülent Yenef • Idare Hüseyin Gürer • Işletme önder Çelik • Bılgı-lşlem Nail lnal •Bılgısa)ar Sıstfm: Müriivet Çiler • Reklam. Reha Işrtman Yatnria>n ve Basa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yavıncılık A Ş Turkocai Cad. 39 ' 1 Cağaloglu34334ts! PK 246tslanbulTel (0 212}5i:0505COhjl)Tele< Z22M, FJX <u :i:)5 28MART1994 Imsak.5.21 Guneş- 6 48 Öğle.!3.!6 İkındı 16 45 Akşanr 19 31 Yatsr 20 52 TörHş 1 Mayıs'ta Bosna-Hersek'te •ANKARA (AA) - Türk-İş. bölge lulkına destek olmak ve sürmekıe olan Latliamı lanetlercek amacıyla bu yıl 1 Mayıs'ı Bosna-Hersek'te kutlayacak. Türk-İş Genel Başkaru Bayraın Meral. 21 -22 martta \apıi.an Fürk-İş Başkanlar Kurılu toplantısında, Uluslararası Hür îşçi Sendikalan Konfederasyorunun (ICFTL") tavsije karanna uyularaL bu yıftci 1 Mayıs kutlamalannın Bosna-Hersek"ıe yapılmasının kararlaşunldığınısöyledi. 1 Mayıs'ın işçı sınıfının birlik, dayanışrna v e rr.ücadele günü olduğunu anjmsatan Bayram Meral, 1 Mayıs'ı dahada anlamh bır biçimde kutlamak düşüncesinde olduklanru bildirdi. Bosna-Hersek'teld katliamın lanetlenmesı ve bölgede yaşayan ınsanlarla dayanışmarun sergüenmesinin del994yıh 1 Mayısı'nayenı biranlamveboyut kazandıracağını vurgulav an Meral, "Türk-İş Başkanlar Kunılu. bu diişûnce ile ICFTUnundakaran uyannca bu yıl 1 Mayıs'ı topluca Bosna-Hersek'te kutlayacaktır" dedi. Dünya Tiyatrolar Gûnü • ANKARA (AA) - Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Tamer Levent başkanlığındaki birheyet, 27 Mart Dünya TıyatrolarGünü dolayısıy la Anıtkabir'i ziyaret etti. Genel MüdürTamer Levent ve berabcrindekı heyet. dün Anıtkabir'i ayaret ederek. kabre çelenk kovdu ve "Ata'nın manevı huzurunda sav gı duruşunda bulundu. Levent. daha sonra anıtkabir ozeldefterine. "Bugün Dünya Tiyatrolar Günü, aynı zamanda ulusal anlamda yerel seçımlerin yapıldığı gün. Sanatçının alnında ışığı ilk gören kişı olmanın özelliğini ve bu mısyonu sizın bize yükledığinizi bilıyoruz" diye yazdı. 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü kutlamalan, yerel seçımler nedeniyle önümüzdekı günlerde yapılacak. Memur borç batağında • ANKARA (ANK A) - Maliye Bakanı İsmet Attila, geçen yıl 180 bin 87 memura Emekli Sandığı'ndan toplam 277 milyar 690 milyon lira borç para verildiğini açıkladı. İsmet Attila. ANAP Çonım Milletvekili Ateş Amiklioğlu'nun soru önergesini yanıtlarken Emekli Sandığı'ndan birinci dereceden aylık alan memurlara iki milyon lira, 2, 3, ve 4. dereceden aylık alan memurlara 1.5 milyon lira, 5,6 ve 7. dereceden aylık alanlara bir milyon lira. 8-15arası dereceîerden maaş alan memurlara da 500 bin lira borç para verildiğini bildirdi. Venedik-Antalya feribot seferleri • ANTALYA (AA) - Venedik ile Antalya arasında yapılacak turistik fenbot seferleri, 14 mayıs cumartesi gdnü Venedik'ten başlayacak. Antalv a-Venedik feribot seferleri bu yıl da 15 günde bir yapılacak. Samsun feribotu, birhafta Antalyadan, öteki hafta ise Marmaris"ten kalkarak Venedik ehareket edecek. Samsun fenbotunda bu y ıl u> gulanacak kamara ve koltuk fiyatlan da belirlendi. Buna göre kamaralardaki bir kişilik yatak ücreti 340-870 mark arasında değişiyor. Feribota taşıtlannı yüklemek isteyenler ise aynca 400 mark ödeyecekler. Koltukta seyahat etmek isteyenlerin ödeyeceği fiv at da 325 mark olarakbehrlendi. TRT'nin işi çok zor • ANKARA (ANK A) - Reklam pastasındakı payı gittikçeküçülenTRT, 1991 yılında43milyarlirakâr etmesine karşın 1992 yılını 15 milvar. 1993 \ ılını da 60 mıly ar lıra zarar ile kapattı. 1991 yılının sonlanna doğru yasal boşluklar vesiyasal iktidarlann tercihlerinden yararlanan ticari amaçlı özel televizyonlann ortaya çıkarak. sadece izlenmek amaayla yayın yapmalan sonucunda büyük bir izleyici oranı kaybeden TRT'nin reklam pastasındakı payı da gittikçe küçüldü. TRT'nin reklam gelirleri, 1989yılında yüzde70,1990yılında72 olmasına karşın 1991 yılında 63'e, 1992>ılındaise36.9'a kadardüştü. ÇariçeKaterina 'nınkorumasıÖzer Çiller, Haydar Aliyev'in ziyareti sırasında verilen yemekte masadaki hanımlara anlatıyor: Ben reenkarnasyona inanırım... Bence insanlar öldükten sonra tekrar dümayageliyorlar... Bunu doğrulayan birçok olayla karşılaşıyorum hayatımda... Gördüğüm rüyalar ve çeşitlihissedişlerim bunu ortaya açıkça koyuyor, ben bundan önce Çarlık Rusyası 'nda; Petersburg 'dayaşadım.' Davetlilerin şaşkuı bakışlan arasında Özer Çiller devanı ediyor: 'Katerina 'yı korumakla görevlisubaylardan biriydim... Yıllar önce bir Rus ressamın tablosunu almıştım... Sankibu resmidaha önceden hatırlıy orgibiy dim... Rus\'agezilerimden birindegördütn ki a\ nı ressamın eseri,Petersburg da Çarlık Sarayı 'nın duvarlarında da ası/ı...' Özer Çiller 'in anlattıkları herkesi çok etkilemişti, bu konuşma siyaset kulislerinde, tebessümle karşılanıyor veşöyleyorumlanıyordu: 'Kendisi Rus Subavı ise karısı da Katerina idiherhalde...' 7ansu Çiller'in Uilinmeyen Siyaset Rommu Nursun Erel Ali Bilge Çiller'leredevlet tahsisli arazi-8- zer Çiller bu konularda "çeliş- kili" bir görünüm sergjliyor- du... Kendisinı "uzak" tanı- yanlara şöyle diyordu: -Bana Ahmet Özal rolü biçi- liyor... Böyle bir durum vok... Ben hiçbir şeye kanşmıyorum... Oysa bir yandan da Devlet-Hava Meydanlan Genel Müdürü Yiğitgüden'i "göroden alma" giri- şimlerinde bulunuyordu. Genel Müdürü görevden alan kararname Köşk'e sev k edil- mişti ama 6 ay süreyle Demirel tarafından imzalanmadı... Bu duruma sinirlenen Özer Çilier bir gün Yiğitgüden'in sekreterini aradı: " Kızun bana Genel Müdüni bağla baka- yım." -Efendim Sayın Yiğitgüden'le irtibatlıyo- rum. " Ne Yiğitgüden'i kızun?Oadamhâlâora- dan gjtmedi mi?" Özer Çiller acaba DHMİ'de bu değişiklı- ğı yapmakta neden bu kadar ısrarlıvdı? Eski Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu'ya gö- re bunun nedeni şuydu: -İstanbul'daki 200 milyon dolarlık ek meydan ihalesini Lockheed fırmasına ver: mek için taahhütte bulunmuşlar. DHMİ Genel Müdürü orada durduğu sürecc buna" imkan yok. çünkü bu işe üçlü bir komisyon karar veriyor. komisyonun üyeleri. Ulaştır- ma Bakanı. Hazine Müsteşan ve DHMİ Genel Müdürü... Yiğıtgüden. genç. iyi öğrenim yapmış, "il- keli" bir bürokrattı. görevden alınmak is- tenmesı üzerinde fazla yorum yapmak iste- mıyor. ancak "Lockheed bu işe hazırlık saf- hasında büyük para harcamış, ek mcvdanın projesini filan yaptırmış, üstelik bu > ap-işlet- devret projesi olmaktan çıktı, ihaleyi kaza- nacak firmava çok büviik ayr^alıklar tanı- nacak. Bu yuzden Lockheed eanını dişine ta- karak bu projeyi almaya çalışıyor" demekle yetiniyordu... Demirel kararnameyi "imzalanıamakta" pek fazla ısrar etmedi. sonunda DHMİ'ye "Ahmet Kıratlıoğlu'nu getiren düzenleme- ye imzayı koydu. Beldibi'ndeki arazi Bir gayn menkul zengini olan Çiller aile- si. "babadan kalan ufak bir zeytinliğin dışında". "tümiinü son 10 yılda edindikleri "müthiş gayn menkul varlığına. "enflasyo- na karşı en garantüi yatınmı aracı" diye gör- dükleri yeni araziler ve evleri de eklemek ar- zusundaydılar. Bilkent'te satın alınan "dubleks daire" Tansu Çiller'in Başbakan olduğu sıralarda açıkladığı mal varlığının "en yeni" unsuruy- du, ancak sonradan bu beyannamede açık- lanmayan ufak bir araanin varlığı da anla- şıldı... Çille 'ler, Beldibi'nde, "devJet tahsisi" ile 1600 metrekarelik bir araziyi daha varlıkla- n arasına katmîş. ancak bunu kamuoyun- dan "gizli" tutmuşlardı... Arazinin özelliği .Turizm Bakanlığı tara- fından Çiller'lere 49 yılhğına, yıllık 2.5 mil- yon lıra bedelle kiralanmış olmasıydı. Ba- kanlık . Tansu Çiller'in Başbakan olması- nın hemen ardından. 23 Temmuz 1993 günü bu tahsisi yaparken arazi üzerinde 19 kişilik bir pansiyon kurulacağı koşulunu da koymuştu. Bu durumda Çiller'lerin 1994 haziranından itibaren bu pansiyonu işlet- meye açmalan gerekiyordu. Turizm Ba- kanlığı yetkilileri ise bu olasılığa pek ınan- mıyorlar: "Canım orası besbelli yazlık >illa olarak değerlendirilmek üzere aluunış durumda... Ama Sayın Çiller. ileride Başbakanlık yerine pansiyon işletmeciliğine girişmeyi de isteye- bilir tabii... Şaka bir \ana bizün vaptığımız tahsis pansiyona verilmiş bir tahsistir... Bu şartlar yerine getirilnıezse, her an iptai ede- riz." Ölümden sonra yaşam Murat K.arayalçın"ının SHP Genel Baş- kanı olmasından sonra protokolde Erdal- Sevinç İnönü'nün yerini Murat-Neşe Kara- yalçın almaya başladı. Konutta verilen "Dar kapsamlı yemekJer" çok samimi ve neşeli bir havada geçiyordu... Yemek soh- betlennde taraflar birbirlerine "ilk isimJeri" ile hitap ediyor. çocukluk anılan. hobiler. okunan kitaplar. satın alınan resimler de gündeme geliyordu. Özer Çiller. Azeri konuk Hay dar Aliyev'- in ziyareti sırasında verilen vemekte proto- kol gereğı yan yana oturduğu Neşe Kara- yalçın ile masadaki diğer hanımlara ''reen- karnasyona inancı"nj şöyle anlattı: "Ben reenkarnasyona inanınm... Bence insanlar öldükten sonra tekrar dünyaya geu'- yorlar... Bugünkü yaşamımzdan önce birçok yaşam daha sürdürdünüz... Hatta ben buna o kadar inanıyorum ki bunu doğrulayan birçok olayla karşılaşıyorum havatunda..." Hanımlar şaşırmışlardı: -Nasıl yani? "Anlatayun... Gördüğüm rüyalar >e çeşitli hissedişlerim -hatta buna hissi kablel vuku da denivor biliyorsunuz, mutlaka sizin başınıza da gelmiştir- ortaya açıkça koyuyor, ben bundan önce Çarlık Rusyası'nda; Peters- burg'da yaşadım." Çillerlerin son on yılda edindikleri gayn menkuller, Ankara kulislerinde en çok konuşulan konularuı başında geli> ordu. G ayn menkul zengini olan Çiller ailesi,'babadan kalan ufak bir zeytinliğin dışında', "son 10 yılda edindikleri' müthiş gayn menkul varlığına, yenilerini de eklemek arzusundaydılar. Bilkenfte satın alınan 'dubleks daire' Tansu Çiller'in Başbakan olduğu sıralarda açıkladığı mal varlığının 'en yeni' unsuruydu. ancak sonradan bu beyannamede açıklanmayan ufak bir arazinin varlığı da anlaşıldı... >^^yiller'ler. Antalya Beldibi'nde, 'devlet tahsisi' ile m 1600 metrekarelik bir araziyi daha varhklan %^ y arasına katmış, ancak bunu kamuoyundan _ J 'gizli' tutmuşlardı... Arazinin özelliği, Turizm Bakanlığı tarafından Çiller'lere 49 yılhğına, yıllık 2.5 milyon lira bedelle kiralanmış olmasıydı. Bakanlık, tahsisi yaparken arazi üzerinde 19 kişilik bir pansiyon kurulacağı koşulunu da koymuştu. u durumda Çiller'lerin 1994 haziranından ğ ' } itibaren bu pansiyonu işletmeye açmalan g j gerekivordu. Bakanlık yetkilileri ise buna pek -<M~J inanmıyordu: 'Orası yazlık villa olarak değerlendirilmek için alınmış... Ama Sayın Çiller, ileride Başbakanlık yerine pansiyon işletmeciliğine girişmeyi de îstevebilir tabii...' Hanımlar daha da meraklandılar: -Aman Özer Bey, herhalde şaka vapı\or- sunuz? " Hayır ha>ır, çok ciddivim. üstelik Kate- rina'vı korumakla göre»li subaylardan biriy- dim." Hanımiar, kulak kesılmişlerdi. ısrarla an- lattırmak istedıler: -Peki bu hisse nereden kapıldınız? "İşte esas mesele de bu... Yıllar önce bir Rus ressamın tablosunu satın almıştım... Bu resme baktığımda çok farklı şeyler hissediyordum, sanki daha önce de bu resmi görmüştüm ben... Sonra Rusya gezilerimden birinde gördüm ki aynı ressamın eseri,Petersburg'da Çarlık Sa- rayının du>arlarında da asılı..." Özer Çiller'in anlattıklan herkesi çok et- kilemişti, reenkarnasyon konusu Ankara'da siyaset kulislerinde yay ılmay a başladı. tebes- sümle karşılanıvor. şu söylenıvordu: "Kendisi Rus Subavı ise karısı da Katerina idi herhalde..." Çiller'in zor günleri Başbakan Tansu Çiller "zor günler" geçi- nyordu, "deıtleşebildiği" pek az insandan biri de Özel Kalem Müdiresi Nalan Kozan'- dı... Çok üzgün olduğu bir gün Kozan'a şöy- le dedi: -Nalan acaba hata mı ettım ben bu işe (Başbakanlık) heveslenmekle? Kozan, gözleri dolu dolu yanıt verdi: " Sayın Başbakanım... Öyle söylemeyin... Sizin heykeuniz dikilmeli... " Çiller, "acıyla" DYP Genel Başkanı seçil- dıği gün İstanbul'dan ünlü sanayicilerden. bankacılardan gelen telefonlan anımsadı: -Tansu Hanım... Sizin bu göreve gelışıniz Türkıye için büvük bir şans ve kaçınlma- ması gereken bir fırsat... Sırf terörü halletse- nız veter... Hevkelinizi dıkeriz sizin... Bundan "sadece birkaç ay sonra "ise. bir yurt gezısı sırasında . eşi Özer Çiller. İstan- bul'dan aramıştı Başbakanı: " Tansu, buralarda (İstanbul) soylenen şu, (Çiller hiçbir şe> yapamadı), hani senin hey- keüni dikeceklerdi?" Ekonomi kötüye gidiyor Çıllerın moralinı bozan olay. ekonomi- dekı "kötüye gidiş"'ti. Başbakan "yine kim- selere güvenememiş", tüm yetkileri üzerinde toplamîştı. Bu çok riskli bir durumdu aslın- da, çünkü Başbakanlığa bağlı bütün kurum- lann en basit sorunlannın çözümü bıle bir sürü yaaşma gerektiriyordu. ekonomide ka- rar almak şöyle dursun.yazışmalara bile ye- tişemıyordu. DPT ve Hazine'den birevrağın ortalama 2.5 ayda tekemmül edebildiği kay- dediliyordu. Çiller ise. yöneltilen bu eleştirileri müte- bessim bir ifadeyle,"Ekonomide çok iyi bir kadrom var, işte Osman Ünsal... Beynimin yarısı..." deyip geçıştiriyordu... "Görünürde" bir kadro oluşturmayı da gerçekten başarmıştı... "Kendisine biat et- meyen" bürokratlan hallaç pamuğu gibi atmış, Murat Kudat ve Bülerlt Payaslıoğlu'- nu yurtdışına tayın ederek rahatlamış," kimi bürokratlardan ise Cumhurbaşkanı Demirel sayesinde" kurtulmuştu... Demııel. Çıller'Ie anlaşamayan bürokratlann büyük bölümü- nü Köşk'e "danışman" kadrosuvla almıştı... Gerçi Çiller. kımi "yeni isimleri de bürokrasi- ye kazandırmtştı, ""örtülü ödenek" dahıl." en mahrem" ışlenn başına . Bjşbjkanlık Müste- şarlığı'na Yücel Edil'i getırmıştı.Ancak Çil- ler'in Edıl'e de "tam gü»enmediği", bu bir nu- maralı bürokratı "7 ay >ekâlette" tutma- sından bellı oiuvordu. ama bayan Başba- kanın "> apısı buydu..." Bürokratlar. Başbakanın kendilenni "gözünü bile kırpmadan" harcayabıleceğı- nin farkındaydılar. bclki de bu v üzden Çil- ler'in Müsteşan Yücel Edıl. bir uçak yolcu- luğunda rastladığı DYP'nin ağır toplann- dan Mehmet Dülger'e şöv le div ordu: "- Mehmet Bey şunu anladım ki, Özer (Çil- ler) de dahil. çevresindeki herkes, Tansu Çiller için gerektiğinde kullanıp atacağı bir kağıt mendilden başka bir şev değil..." Mavi yolculuk iptal İpleri aslında kimseye teslim etmek iste- meyen Çiller. görünürde ise "kadrom»ar" di- yebilmek için kimi tanınmış isimlere de görev teklif etti... Bunlardan bıri de Ali Tigrel'di... Tıgrel'ler Türkiye've önemli hızmetleri geç- mış. devlet bürokrasisine birçok adam yetiş- tırmiş. kökleri eskiye dayanan tanınmış bir aileydiler... Ali Tigrel ise yurtdışında iyi okul- larda okumuş. bürokraside tecrübeler edin- miş. DPT Müsteşarlığı vapmış. mükemmel İngilizcesi olan bir isimdi. Eşi Gülen Tigrel de eski bir bakanın kızıvdı... Ağustos sonunda Tigrel'ler, Bayranıoğ- lu'ndaki yazlık evlennde .Bodrum'a gjtme- ye, "mavi yolculuğa çıkmaya". hazırlamyor- lardı ki, telefon çaldı: -Alo. Ali Tigrel Bey oradalar mı efendim? Ankara'dan Başbakanlık konutundan an- yorum. " Buyrun ben Ali Tigrel." -Efendim Başbakanımız sizi yann An- kara'da bekliyorlar. Saat 16.00 uygun rau acaba? Tigrel şaşırmıştı, Bodrum'a gidişi bir gün ertelediler, Ankara'y a hareket etti... Saat 16. 00'da Çiller'in makarrundaydı: -Buy run Sayın Başbakanım, beni emret- mişsıniz? Çiller, Ali Tıgrel'in "elini avuçlarının ara- sına aldı, yüzünü genç adama yaklaştırarak". yumuşak birses tonuvla konuştu: " Ali sana çok önemli bir görev verece- ğim... AT konularından sorumlu Müsteşar yapmak istiyorum, bürokrasivi biliyorsun, tecrübelerin var, yurtdtsında temsil kabiliye- tin var, bu iş senin." -Aman efendim ben yenıden Ankara'ya dönmeyi aklımdan bıle geçirmiyordum. özel sektörde stresten uzağım. maddı sorun- lanm da vardı. para kazanıyorum biraz. Çiller "mazeret kabul etmiyordu", Tıgrel'- in elını daha da sıkarak, kararlı bir ifadeyle konuşmayı başladı: " Hayır Ali... Celeceksin... Seni burada is- tiyorum... " Konuşma bitmişti, Tigrel şaşkınlık ıçinde İstanbul'a döndü. durumu kansına anlattı. apar topar Bodrum'a giderek mavi yolculu- ga çıktılar... Göcek Koyu'na yaklaştıklan sırada, erken saatlerde "sahiî konımamn telsizinden" Tıgrel'lerin teknesıne bir tele- fon bağlandı: -Ali Tigrel Bey'i Ankara anyor. Ali'yi bana vereceksin Başbakan. Tigrel'i "mavi volculukta" bile rahat bırakmıyor. "derhal göreve başlama- sını" istıyordu. zaten Tıgrel'in dırenışini kes- mek için Marmara Bank'takı patronu. Atil- la Uras'ı aramış. şöyle demişti: " Ali'vi bana vereceksin... Yoksa sana baskı yaparun..." Tigrel sonunda Ankara'ya döndü. ancak AT konulanndan sorumlu Müsteşarlık bir türlü kurulamadı. çünkü hazırlanan karar- nameye Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin. bir türlü imza koymuyordu. üstelik Çiller. "ANAP'ın yolsuzluklarını yeniden ortaya çı- karma" gerekçesivle aralannda Tıgrel'in de bulunduğu 5'ı müsteşar, çok sayıda bürok- ratla ilgili olarak Maliye Bakanlığı'na "taz- minat davası" açıırmıştı... Tigrel ile 4 müs- teşar, bir gün Başbakan Çiller'e gittiler: "Sayın Başbakan, iki yıl çalışıp hayali ih- racat olayını araştıran bir TBMM komisyo- nunun vardığı sonuç ortada... Politikacıları bir türlü suçlayamadüar, aralannda DYP'li isimler de olduğu için bu yola gitmişler... Peki bunda bizim suçumuz nedir? Teftiş Kunılu Basbaka'mn ne kadar taraflı davrandığımn farkında değil misüüz? Maliye Bakanlığf- nın vazılaruu görseniz inanamazsınız, kos- koca şirketlerin adresleri bulunamıvormuş, bu nedenie devletin bu şirketlerinden olan alacakları bize rücu edilecekmiş... Biz bu milvarlık davalann temyiz harcmı bile öde- yemeyiz..." Çiller. bürokratlara hak vermişti: " Bana Turiian Güven'i bağlayın... " Güven bağlandı. Çiller Tehış Kurulu Başkanına "davalann geri aiınması" talima- tını iletti. Güven de bunun üzerine Maliye BakanlığYna bıryazı vazarak. "bürokratlar- la ilgili girişimlerin sehven başlatıldığı"nj be- lirtti, davalann geri aiınması imasında bu- lundu. Ancak başlanmış işten geri dönmek kolay olmayacaktı. tam bu aşamada Özer Uçuran Çiller devreyegirerek. Başbakanlık Müsteşarlığı ve Teftiş Kurulu Başkanlığı ile görüşmelerde bulundu ve şunu söyledi: " Açılmtş bir dava nasıl geri alınacak? Bu, Tansu Hanımı yıpratır aman bu işlere giriş- mejin... " Czülme bu da geçer İşadamı Sakıp Sabancı, Atjı Köşk'te bir akşam yemeği veriyordu.. Özer Uçuran Çiller. masada. Ali-Gülen Tigrel ile "yan yana" düşmüştü... Sohbet kovıılaşınca. "hü- kümetin hayali ihracattan uğradığı kaybı bürokratlara yüklemek için açtığı tazminat davalan da gündeme geldi. Gülen Tigrel: •' Bizi bu olay son derece üzdü... Böyle bir haksızlığı Sayın Başbakan'a nasıl benimset- tiler anlayamadık..." Özer Çiller. "uzun uzadıya felsefeden. mutluluğun anahtarından" söz ettikten son- ra şöyle dedi: -Bizim de başımızdan geçti... İstanbul Bankası'nda. Bizim Vadi olayında mahke- melerde süründük ama sonunda aklandık... Siz de üzülmeyin bu da geçer... Ali Tigrel'in "sessiz" kaldığı sohbette, Gülen Tigrel, Özer Çiller'e "hiç çekinmeden" şu yanıtı verdi: " V'allahi siz bu işlere alışık olabilirsiniz, üzülmezsiniz de... Bizim ise ilk kez başımıza geliyor, teselli olmamız pek kolay değil... " Yann: Merkez Bankası kıvranıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle