Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞUBAT1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Özelleştirme, tek başına ekonominin sorunlarını çözecek bir anahtar olarak görülmemeli
Ingütere'nin Telecom başarısı• Ozelleştirmenin özel
tekeledönüşmesini
önlemekamacıyla
hükümetten bağımsız bir
düzenleyici devreye girdi.
ÖZLEM VÜZAK BOVLl
Dünyada son 10 yılda değişen
makro-ekonomik ve politik dengeier.
ıduslan. pazarlannı dünyaya açmaya
yöneltti. Hükümetler. gittikçe büyü-
yen kamu açıklannı kapatmak. gelir
eldeetmek. yeni teknolojileri ülkeleri-
ne getirmek. verimi ve rekabeti arttır-
tnak amacıyla özelleştirme program-
lannı benimsediler.
İngiltere'nin rolü
Ozelleştirmenin dünya çapında kabul
görmesinde. İngiltere'nin özel bir yeri
var. İngiliz özelleştirmesi. teorinin
pratiğe döküldüğü ilk örneklerden ol-
masınm yanı sıra uygulamada büyük
ötçüde başan elde edilmiş olmasıyla
da diğer uluslara örnek oldu. Mayıs
1979'da iktidara geçen Margaret
Thatchef"ın 1980'lerin başında uygu-
lamaya kovduğu gcniş çaplı özelleş-
tirme programı. pek çok ülkeyi cesa-
rctlendirdi ve peşinden sürükledi.
Dünyayı saran özelleştirme moda-
sı. ilk ıclekomünikasyonda kendisini
gösterdi ve yine İngiltere. İngiliz Tele-
com'u (BT) başan ile özefîeştircrek
diğer uluslara örnek oldu.
British Telecom
British Telecom (BT) Aralık 1984te 2
milyon hissedarla halka açıldı. Sunu-
lan miktar. katılım taahhüdünün 4
katı idi. Thatcher hükümeti BT"yi
özelfeştirmeye hazıriamak için 1980*-
den 1984'ek'adar4yılharcadt. 1984-
te British TelecorrTun yüzde 5l"i hal-
ka satıldı. 1991 yılında ikinci dilim
(yüzde 24) ortaya kondu. Nihayet
199.Vte geri kalan yüzde 25 satıldı.
Böylece BTnin yüzde İOO'ü özelleş-
mişoldu.
Bağımsız düzenleyici
Özelleştirmeye karşı olan politik mu-
halefet İngiltere'de de vardı. ozelleş-
tirmenin. bir kamu tekclinin özel
tekele dönüştürülmesi olduâu söylen-
di.
Başlangıçuı uygun bir rekabet ola-
mazdı ve tekel bir düzenleme gerekti-
riyordu. OFTEL Officc of Tclccom-
munication (tclckomünikasyon
bürosu) hiikümetten bağımsız bir dü-
zenleyici olarak kurııldu. Biironun
kuruluş amacı. iş kolunu düzenlc-
mek. tüketiciyi korumak vc rekabeti
artlırmaktı. İşletnıecilerin nasıl hare-
ket ettiklerini izliyor. aynca BTnin
birçok ana hizmeti hakkında fiyat ta-
vanını da bejirliyordu.
10 yıllık bir sürec sonunda bugün
BT'nin konumu ise şöyle özetlenebi-
lir:
Yıllık 13 milyar sterlin(yaklaşık 19
milyar dolar) geliri ile dünvanın en
büyük telekomünikasyon şirketlerin-
den biri. Vergı öncesi kan yılda 2 mil-
yar sterlin (yaklaşık 3 milyar dolar).
Çalışan işçi sayısı 165 bin kişi. Bugün
İngiltere'de 26 milyon santral operas-
yonu yapılmakta ve BT kısa bir süre
önce 4.3 milyar dolara ABD'deki
ikinci büyük uzak mesafe telekomü-
nikasyon şirketi MCTnin yüzde 20'-
sini satın aldı.
Başta İngiltere olmak üzereŞili, Mek-
sika. Arjantin gibi başanlı özelleştir-
me uygulamalan hep bir istikrar
programının parçası olarak yürütül-
dü. Özelleştirme, tek başına ekono-
minin sorunlarını çözecek bir anahtar
olarak görülmedi. İngiltere'de Coo-
per's Lybrand fırmasının dünya ça-
pında yürûttüğü özelleştirme çalış-
malannın koordinasyonundan
sorumlu Özelleştirme Yönetim Gru-
bu Başkanı Peter M. Benson, özelleş-
tirmede başannın 5 ana maddesi
olduğu görüşünde:
1- Hedefler kavranmış olmalı: Ne-
den özelleştirme?
2- Yöntemler bilinmeli: Nasıl özel-
leştirme?
3- Kamu kuruluşlannın değerlen-
dirilmesi yapılmah: Neyi özelleştir-
me?
4- Söz konusu oyunculann tanın-
ması: İşin içine kimler girecek ve bun-
lann çıkarlan nelerdir?
5- Bu 4 katkı maddesi uygun bir
plan ile harman edilmeli ve zaman içi-
ne yayılmalı.
-TÜS/AD. İngiltere'de Özelleştir-
me Uygıılamuları Sempozynımı -The
Ekonomist -Financial Times
Dünya Bankası Başbakan Tansu Çiller'in özelleştirme çalışmalan için istediği krediyi verdi
Dünya Bankaa'ndan özdleştirmekredisi
FLATKOZLIKLI
\VASHINGTON - Dünya
Bankası. Başbakan Tansu Çil-
ler'in. özelleştirme konusunda
danışmanJık hizmeti sunacak
özel şirket veya şirketlere veril-
mek üzere talep ettiği 100 mil-
yon dolarlık (200 milyar TL.)
krediyi açtı. Kredinin 25.74
milyon dolannın. "Kamuoyunu
Özelleştirme Konusunda Bilgi-
lendirme Kampanyaları"nda
harcanması kararlaştınldı.
Kredi anlaşması. hafta sonun-
da ABD başkentinde ımzalan-
dı.
Göriişmeler iki hafta
sürdü
İki haftaya yakındır VVas-
hington'da bulunan Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Ka-
mu Ortaklığı İdaresi heyetinin.
banka yetkilileriyle yaptıklan
göriişmeleri cuma günü ta-
mamladığı. "özelleştirme L'y-
gulama Programı" adı altındaki
çalışma için Türkiye'nin de ko-
vacaa 33 milvon 18 bin dolarla
birlikte toplam 133 milyon 18
bin dolar harcama yapılması-
nın kararlaştınldığı bildirildi.
Bankanın. danışmanlık hizmeti
verecek şirket veya şirketlerin
sadece Türk ya da yabancı fır-
ma olması yönünde bir koşul
öngörmediği kaydedildi.
Yetkililerinden alman bilgiye
göre merkezi NVashington'da
bulunan Dünya Bankası heye-
ti. "Özelleştirme l'ygıılama
Programı" için yapılacak çahş-
malarda danışmanlık hizmeti
konusunu ele almak üzere. ge-
çen aylarda Türkiye'ye gıtti.
Heyet. hazırladığı raporu ban-
ka üst düzey yönetimine sundu.
Banka yönetimi ile Türk he-
yeti arasında gerçekleşen miiza-
kerelerde. 100 milyon dolann
hangi koşullarda Türkiye'ye
verileceği ve geri ödemesınin
nasıl oîacagı konusunun ele
alındığı bildirildi.
Verilecek kredinin. danış-
manlık hizmetlerinin yanı sıra
özelieşıirme konusunda 'Ka-
muoyunun Bilgilendirilmesi
kampanyaları". çevre koruma-
sı. ozelleştirmenin sosyal so-
nuçlan ile pilot bölge şeklinde
değerlendirilen Zonguldak'ın
bölgesel kalkınma planı ve eği-
tim için olduğu belirtildi.
özelleştirme kredisinin
kullanımı
Dünya Bankası'nın üst dü-
zey yöneticileriyle yapılan gö-
rüşmelerde harcama miktarla-
nnın dağıhmı şöyle belirlendi:
Danışmanlık hizmeti: Dünya
Bankası yeıkilileri. danışmanlık
hizmetini 4 ana başlıkta topla-
dı. Buna göre özelleştirme uy-
gulamasında finansal danış-
manlığa 31.69 milyon dolar.
Kamu Ortaklığı İdaresi'ne ku-
rumsal desteğe 5.29 milyon do-
lar. Hazine ve Dış Ticaret Müs-
teşarlığı'na kurumsal desteğe
3.68 milyon dolar. kamuoyunu
bilgilendirme kampanyasına
25.74 milyon dolar (bunun
13.91 milyon dolan Türkiye ta-
rafından karşılanaeak). çevreyi
kirletici role sahip KİTleri ala-
cak olanlara tazminat ve so-
rumluluklannı üstlenme için
11.13 milvon dolar (Bunun 3.96
milyon dolan Türkiye tarafın-
dan karşılanacak) aynldı.
Dünya Bankası yetkililerinin.
verdikleri kredinin sadece danı-
şmanlık hizmetindc kulla-
nılmasını yeterli bulmadıklan.
seçilecek danışmanlık şirketi
veya şirkeılerin. özelieşıirme
programının sosyal sonuçlan
konusunda da çalışma yapma-
sını istediği belirlendi. Edinilen
bilgilere göre Dünya Bankası.
özelleştirme sürecinin özelliklc
iş gücü üzerinde doğabilecek
olumsuz etkilerin kapsamlı bi-
çimde ele alınmasını istedi.
Banka. özelleştirme sonu-
cunda işini kaybedebilecek işçi-
lerin yeniden başka sektörlerde
iş olanağı bulabilmelerini sağla-
yacak "Sosyal Güvenlik Ağı"
adlı sistem için 41.4 milyon do-
lar harcanmasını öngördü. Bu pa-
ranın 14.81 milyon dolan Türk
iye fârafindan harcanacak.
Zonguldak pilot bölge
Dünya Bankası. "Sosyal Gö-
veıtlik Ağı" oluşturulması ama-
cıyla bugün için en iyi örneğin.
Zonguldak olduğunu kararlaş-
tırdı. Maden ocaklannm kapa-
tılmasının sosyal sonuçlan için
çalışma yapacak danışmanlık
şirketi veya şirketlerine "Zon-
guldak Bölgesel Kalkınma Pla-
nı" adı altında 2.43 milyon do-
lar ödcnecck.
Koşullar arasında. işin veri-
leceği şirket veya şirketlerin.
kömür madenlerinin kapatı-
lmasıyla ocaklardaki işçilerin
başka iş koluna nasıl kaydınla-
cağını açıklayacaklan kap-
samlı bir rapor hazırlamalan
yer alıyor.
"Özelleştirme L'ygulama
Programı" için vapılacak çalış-
maların kırtasiye ve teknik
malzeme giderlerine aynlan
paranın da 890 bin dolar oldu-
ğu. bu paranın 490 bin do-
lanr.:.ı Türkiye tarafından
karşılanacağj bildirildi. Yetkili-
ler. 1.19 milyon dolann eğitime
aynldığını. gelecekte özelleştiri-
lecek ya da yeniden yapılandın-
lacak KİT'ler için yapılacak
danışmanlığa ise 5.74 milyon
dolar aynldığını kaydettüer.
DUNYA EKONOMISINE BA KIS
ERGIN YILDIZOĞLUILONDRA
Daha Yeni Dünya Düzeni
P
erestroyka. Glasnost.
Thateher-Gorbaçev-Re-
agan dostluğu. sonra,
1989da Berlin Duvarı'nın
yıkılması, soğuk savaşın
resmen sona ermesi ve Başkan
Bush'un bir "YeniDünya
Düzeni"n\n başladığını
müjdelemesi... Tarihte yeni bir
sayfaaçılıyordu. İki blokarasındaki
askeri rekabet ve dünya savaşı
tehdidi kalkıyor bunun yerine barış,
serbest piya6a, rekabet ve liberal
demokrasi düzeni başlıyordu. Ne
varki bu "YeniDünyaDüzen/"kısa
zamanda, daha kurularnadan
dağıldı, şimdi "daha yeni bir dünya
düzeni " başlıyor.
Yeni dünya düzeni
iki kutuplu eski dünya düzeninin
çökmesi, ne tek kutuplu bir dünya
ne de ekonomik politik istikrar getir-
medi. Soğuk savaş varken hiç ol-
mazsa oyunun kurallan belliydi.
Şimdi soğuk savaşın ardından bu
denge ve istikrar ortadan kalkmıştı.
"Batı"da o güne kadar ABD şem-
siyesi altında birbirine sıkı sıkıya
yapışarak ve ayrılıkları bastırarak
bir blok oluşturmuş olan devletler,
aralarmda her geçen gün yeni bir
uyumsuzluk konusu ve rekabet
alanı keşfetmeye, ticaret blokları
oluşturmaya, hegemonya mücade-
lelerinegirmeyebaşladılar. "Doğu'-
da ise SSCB'nin dağılması ile etnik
ve dini çatışmalar öne çıkmaya ve
yerel savaşlar birbiri ardına patla-
maya başladılar. Avrupa'da, eski
Yugoslavya'da etnik ve dini motif-
lerle de karmaşıklaşan Türkiye, Yu-
nanistan gibi komşuları içine çek-
meye, giderek Rusya'nın Müslü-
man devletlerin dolaylı olarak ama
etkin bir şekilde katılmasıyla ulusla-
rarası bir boyut kazanmaya başla-
yan bir savaş çıktı. "Soğuk savaş"
döneminde iki blokun rekabet alan-
larının sınırlarındaki III. Dünya ülke-
lerinde ise bu rekabetin ortadan
kalkması ile bu rekabetten besle-
nen devletler dağılmaya ve yerel
savaşlar mantar gibi bitmeye baş-
ladı. Bu
gelişmeile
yakından
ilgili olmak
üzere
Müslüman
hareketin
gelişmesi
özellikle
Kuzey ve
Orta Afri-
ka'da
hızlandı ve
"Batı"y\
ama daha
çok Av-
rupa'yı hu-
zursuz et-
meye baş-
ladı. "Yeni
Dünya Dü-
zeni" bu
karmaşa
içinde
dağıldı git-
ti.
Bu
"Yeni Dün-
ya Düze-
ni"nin en önemli bileşeni eski
SSCB'nin yaşadığı ekonomik krizin
de etkisiyle pazarlannı "Batı'ya aç-
maya başlaması, benzer bir politik
sistem geliştirmesi ve giderek
"Baf/"nın etkisi altına girmeye baş-
lamasıydı. Ancak bu sürecin maddi
temelini oluşturacak olan serbest
piyasa ekonomisine geçiş süreci
önce ekonomik istikrar yerine kaos
getirdi. Sonra da "Saf/'dakiler ben-
zer bir politik sistem üretmeye baş-
ladı, ama bu, beklendiği gibi liberal
demokrasinin değil, otoriter, faşi-
zan öğeler taşıyan, yayılmacı bir
milliyetçiliğin hıza gelişmesine yol
açtı. Ekonomik kriz derinleştikçe
Rusya'nın egemen sınıfı giderek
"Sar/"ya karşı tavır almaya ve eski
nüfuz alanlarını tekrar ele geçirme-
ye giriştiler. "Batı"nın genişlemesi-
ni eski "Doğu Bloku" ülkelerinin
NATO'ya girmesini engelleyerek
Bosna'da kendisine rağmen bir çö-
züm olmayacağını ileri sürerek,
Rusya, etkisini arttırmaya başladı.
Bunlara ek
olarak en
son geçen
hafta
Sırplar
üzerindeki
etkisini
kullanarak
bunu
Batı "ya
göstere-
rek, Rus-
ya. bölge-
de "sorun
çözen", is-
tikrar geti-
rebilen",
diğer bir
deyişle bir
'Pax Rus-
siana" ku-
rabilecek
olan bir
güç olarak
öne çıkma-
ya ve tek-
rar hege-
monya ta-
lep etmeye
başladığını gösterdi.
Bu gelişmelerin, bir de öbür yüzü
var. Kuzeyde Rusya tehlikesinin ye-
niden canlanması, güneyde Müslü-
manfığın gelişmesi, ABD'nin dikka-
tini Avrupa'dan Uzakdoğu'ya ve
NAFTA bölgesine çevirmesinden
iyice endişelenmeye başlayan Av-
rupa iki eliyle NATO'ya sarılmaya,
Birleşmiş Milletleryanı sıraNATO-
yu da devreye sokarak canlandı-
rmaya. ABD askeri gücünün Avru-
pa'daki önemini vurgulamaya baş-
ladı, böylece de ABD hegemonyası
Avrupa'da yeniden güçlenmeye
başladı. Bu arada Fransa, NATO ile
ilişkilerini güçlendirdi ve Bosna ülti-
matomu bağlamındafiilen NATO'ya
geri gelmiş oldu.
Benzer bir gelişme süreci Asya'-
da yaşanıyordu. Çin, hem nükleer
silahlara sahipti, hem de hızla silah-
lanıyor ve büyük bir askeri ekono-
mik güç olarak dünya sahnesine
çıkıyordu Henüz Hong Kong
dışında bir toprak talebi yoktu. An-
cak bölgede "8af/"nm bağlaşı-
klarını nükleer silahlara sahip ol-
mak, Irak, iran gibi "sorunlu" ülke-
lere silah ve teknoloji satmak, Ku-
zey Kore'ye koltuk çıkmak ve nükle-
er teknoloji vermek gibi konularda
tedirgin ediyordu.
Özetle, "Doğu" ve "Batı " kutup-
laşmasının restorasyonu ile "daha
yeni bir dünya düzeni" doğuyordu.
"Yeni Dünya Di/zen/'nin yıkıntıları
arasından, bu "daha yeni dünya dü-
zeni" soğuk savaşa benzer bir ku-
tuplaşma, istikrar getirebilecek mi
dersiniz? En azından dört sebepten
dolayı buna olumlu cevap vermek.
mümün değil. 1) Komünizm-kapita-
lizm ikilemi olarak kendini gösteren
eski ideolojik ayrım ekseni artık yok;
2) Doğu Avrupa bu bloklardan her-
hangi birine ait olmamakla birlikte
"Batı'ya daha yakın ve eski bürok-
ratların iktidara geri dönmeye baş-
lamaları da bu kararsızlığı arttıra-
cak; diğer taraftan ABD-Avrupa-
Japonya ilişkilerinde eski uyum,
özellikle Japonya söz konusu oldu-
ğunda yok; 3) "Batı" ile "Doğu"
ayrımı, aslında iki farklı sermaye bi-
rikimi temelinde örgütlenmiş iki blo-
ğun varlığıjiın yansımasıydı. Şimdi
bu ayrım bulanıklaştı. Hem "Doğu",
"Batı"ya ekonomik olarak açıldı ve
benzemeye başladı, hem de "Batı"
ülkelerinin ekonomileri "Doğü"nun
ekonomilerine girmiş durumda...
Üstelik "Batı" ülkeleri bu "Doğu"
ekonomileri içinde birbirleriyle eko-
nomik ve politik rekabet halindeler.
4) Nihayet hem "8afı"da hem "Do-
ğu "da ekonomik kriz ve istik-
rarsızlık her iki tarafa da hızlı de-
ğişikliklerin yaşanmasına yol açı-
yor.
Bu "daha yeni bir dünya düzeni",
"soğuk savaş " döneminin iki kutup-
lu istikrarından ziyade, güçlü ku-
tupların olduğu, ama her sorun
çıktığında yeni pazarlıkların yapıla-
cağı, ittifakların kurulup dağıldığı,
sık sık hızla uluslararası bir boyut
kazanabilecek bölgesel savaşların
çıkabildiği kaygan ve akışkan bir
dünya düzeni. Kısaca eşyanın tabi-
atına.kapitalist dünya ekonomisinin
karakterine daha uygun bir düzen.
insanlıgın geleceği konusunda ne
vaat ediyor? Orası ayrı bir mesele...
Türkiye
enflasyon
rekortmeni
Paris (AA)- Türkiye, Eko-
nomik İşbirliği ve Kalkınma
Teşkilaü (OECD) üyesi 24 ül-
ke arasında yine enflasyon re-
kortmeni oldu. OECD'nin
yeni verilerine göre 23 OECD
ülkcsinde 1993 yılı ortalama
enflasyon hesaplanna Tür-
kiye'nin de dahil edilmesi ha-
linde. OECD'de geçen yılki
enflasyon ortalaması yüzde
4*e kadar çıkıyor. Türkiye
dışında kalan tüm OECD ül-
kelerinde enflasyonun tama-
men dizginlendiğini bildiren
merkezi Paris'teki 24 üyeli
kuruluşun verilerine göre,
bunlardan sadece Yunanis-
tan yüzde 14.4'le iki haneli
enflasyon oranına sahip ülke.
Türkiye ve Yunanistan'dan
sonra üçüncü en yüksek enf-
lasyonlu ülkeler olarak yüzde
6.5 ile Portekiz. yüzde 4.6 ile
İspanya ve İsveç yer aldı. Bu
ülkeleri yüzde 4.2 ile İtalya,
yüzde 4. İ ile dc Almanya izle-
di. Japonya. Danimarka ve
Yeni Zelanda yüzde 1.3 ile
OECD'nin 1993 yılında dü-
şük enflasyon şampiyonluğu-
nu paylaştı.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Paramparça
Türkiye ekonomisinin işleyişi, gerçekte, Bedri Rahmi
Eyuboğlu nun ünlü şiirini anımsatıyor:
"Bir büyük ayna kırıimış
Kırılmış yere dökülmüş,
Kainat içine düşmüş
Düşmüş ama paramparça."
Borsa-döviz-faiz üçlüsü arasındaki gelgitlerle iyice oyun-
cağa dönüşen bir ekonomi politikasının sonucu esasen
başka türlü olamazdı.
Ekonomik göstergelerin hiç de olumlu yönde olmadığı,
yıllardır biliniyor. işin ilginç yönü, bu bilerek kötüye gidişi
önce durduracak sonra da tersine çevirecek önlemler, bir
türlü alınmıyor ya da alınamıyor.
Böyle olunca da Dünya Bankası ve IMF'in yetkilüeri yada
Chicago çocukları, geleneksel görevlerine soyunuyor.
Her biri cebinden bir reçete çıkartıyor. Acı ilacın içilmesi-
ni, "kaçmılmaz, zorunlu ve ertelenemez" sözcükleriyle
güçlendirerek kamuoyuna benimsetmeyeçahşıyor.
Tanrı aşkına, son yirmi yılda, bu kaçıncı reçete, bu ka-
çıncı acı ilaçtır? öncekilerin sonucu ne oldu? O ilaçlar kim-
leri besledi, büyüttü; kimleri yoksullaştırdı, türünden soru-
lar ne soruluyor, ne de tartışılıyor.
Başka birşey yapılıyor.
Acı ilacın toplumun dar ve sabit gelirlilerine içirilebilmesi
için, bir ulusal uzlaşma ya da onların deyimiyle milli muta-
bakat hükümeti kurulması öngörülüyor.
Bu ortamda var olan Hükümet ne mi yapıyor?
TÜSİAD ile TOBB arasında, yani istanbul sermayesi ile
Anadolu sermayesi arasında gidip geliyor; gelip gidiyor. iki
büyük sermaye kesiminin de onaylayacağı, ortak bir bu-
nalımdan çıkış çözümü arıyor; ancak bir türlü bulamıyor.
Oysa acı ilacın ya da reçetenin içeriğini, bu işle ilgili tüm
kesimler biliyor.
Kısa dönemde kamu gelirleri arttırılamadığından, kamu
harcamaları azaltılacak; ücretler dondurulacak, faizler, dö-
viz kuru ve temel mal ve hizmetlerin fiyatları yükseltllecek-
tir.
Kamu harcamalannırt azaltılması, yatırımların durdurul-
ması: daha çok işsizlik, yetersiz eğıtim ve sağlık hizmeti
anlamına gelir. ûzetle; sonuç, her zaman olduğu gibi, dar
ve sabit gelirli kesimi vuracaktır.
Sermayenin, tüm mal ve hizmetlerin fiyatı arttırılırken,
ücretlerin ve maaşların dondurulması, işçi ve memuriarın
alım gücünü azaltacak, bu kesimleri daha da yoksullaştıra-
caktır,
Bunu sağlamak için de ulusal uzlaşma hükümetiyle, yok-
sullaşan toplum kesimlerinin "suskunluğu" sağlanacak,
gerekirse, askeriyeden destek güç alınacaktır.
özetle, yeni bir "olağanüstü" dönemin altyapısı oluş-
turulmaya çalışılıyor. Yıllardır hiç olağan yaşayamayan,
ezilen, yoksullaşan toplum kesimlerine, yeniden acı ilaç
içirilmek isteniyor.
Nasıl bir "düzenleme" ile yapılırsa yapılsın, bunalımdan
çıkışın yükünün toplumun değişik kesimleri arasında,
"varlık düzeylerine göre" dağılımı kesinlikle sağlan-
malıdır.
Bu yükün eşit dağılımı nasıl sağlanacaktır?
Bu konuda öneri yapanların en önce yanıtlamaları ge-
reken birinci soru budur.
Ve Hükümet'e düşen asıl görev, değişik sermaye örgüt-
leri arasında dolaşmak değil, sermaye ve emek kesimleri-
ni bir araya getirerek, gerçek görevini yapmaktır.
ikinci ve bunun kadar önemli bir nokta da kısa dönemli
bunalımdan çıkış önlemlerinin yetersiz olduğu gerçeğirv
den yola çıkarak, istikrar önlemlerini, uzun dönemli yapısal
düzenleme ve önlemlerle tamamlamaktır.
Buköşedeçıkan9Ağustos 1993 tarihli TC/Vfö'başlıklıya-
zı, Merkez Bankası'run neden "bağımsız"olması gerekti-
ğini anlatıyordu. Geçen hafta SHP Genel Başkanı, Başba-
kan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Murat Karayalçın'ın, bu
yaklaşımı siyasal düzlemde tartışmaya açması, uzun dö-
nemli politikaların önemli bir öğesi sayılmalıdır.
BEKO TİCARET AN0NİM ŞİRKETİ
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN
Şırkelımızın Ortaklar Genel Kurulu. 1993 yılı çaltşmalarını ıncelemek ve aşağıda yazılı gûndemı görüşüp kaıara bağ-
lamak üzere. Olağan loplantısını 28.3.1994 Pazartesı günü saat 09.30'da Koç Holdıııg A.Ş Nakkaştepe. A^ızbey
Sokak No: 1 Kuzguncuk. istanbul adresınde yapacaktır.
Sayın Onaklarımızın aşağıdakı gündemı gorûşmek ve bir karara bağlamaıt uzere toplanlıda bizzat bulunmalarını veya
bır lemsılcı göndererek kendılerını temstl ettırmeterınt rıca ederız.
Temsılcı gönde(ilm<?sı durumunda usulüne uygun olarak duzenlenmış veKâletnamenm Şirkete ıbrazı gereklıdır.
1993 yılına aıl bılanço. kâr ve zaraı cetvellen ile Yönetim Kufulu. denetç» raporiafi ve yıfirk kazancın dajıtımı ile ılgılı
leklıl e 3.1994 tanhınden ıtıbaren Şırketın ıdare merkezınde oriakların ıncelemelenne hazır butundurulacaktır.
Saym pay sahıplennın bılgılerıne arzolunur.
Gûndem
1 • Açılış ve başkanlık drvanı seçımı.
2) 1993 yılı faalıyet ve hesapları hakkında Yonetım Kurulu ve Denelçı raporlannm okunrnası. muzakeresı. Yor.etır-ı
Kurulu'nun 1993 yılı bılânçosu ve kâr-zarar hesabı ile ılgılı onensının kâDulu. degıştınlerek kabulü veya reddı.
:
j
) Yonetım Kurulu uyelerı ve Denetçılerın 1993 yılı faal.yetlerınden dolayı ıbra edılmeterı.
4; Yonetım Kurulunun 1993 yııı kazancının dagıtılması ve dagıtım tarıhi konusundakı anerısının kabuiıi. degıştırılerek
kabulü veya reddı
5) Görev süresı dolmuş bııltınan Yonetım Kurulu üyelennın tekrar seçı'T.elen veya değışt'rıimeierı ve perev «J-
relerının tayını
6) Görev süresı dolmuş bulunan Oenetçılerın tekraı seçılnelerı veya değıştınlrreler
7) Yonetım Kurulu Başkan ve Üyelen rfe Denetçılerın ayiık ucretîerının tespnı
8) Şirket sermayesının 269S00.000.00O.-TL'ndan 300.000.000.000.-TL'na çıkarılması ve bununla ı!g>l' Eş.35 Mu
kavelenın 8ncı maddeçının degrştKıl/nesı hakkında karar altnması.
9) Yonetım kurulu'na. gerek gorülen zaman ve mıktarda Kanunun musaade etiıoı mikiar ve ş.vru'.Tt '..->' • '
nansman bonosu ıhraç edebılmesı hususunda yetkı verılmest ve Tüfk Ticaret Karıunu'^^ın 42& '• .ı l'î;'^ ; .
ralan hususların Yonetım kıırulu'nca tespıtı.
10) Yonetım kurulu üyelerıne Şirket konusuna gıren tşlerı. bizzat veya başkaları adına yapmatarı ve tu 't-, -
yapan şırketlerde ortak olabılmelerı ve diğer ışlemlerı yapabılmelerı hususunda Turk Ticaret Kanunu'nun .ı_'4 ı
335. maddelen gereğtnce ızın vefilmesı.
11) Genel Kurul tutanağının Başkanlık Dıvanı'nca ımzal3nması ve bununla yetınılmesı hususunda yetkı verılmesı.
12) Dılekter.
BEKO TİCARET A.Ş.
ESAS MUKAVELE DEGtŞİKLIĞİ
ESKİ METİN YP< METİN
Madde 8 : Şırketin sermayesi behen 5.000.-TL nomınal de- Madde 8 : Şırketm sermayesi beherı 5.000 -TL nomınal de-
gennde 13.400.000 hıssesi hamilıne. 40.500.000 hissesı gerınde 19.500.000 hıssesı hamılme. 40.500.000 hıssesı
nama yazılı olup 83.900.000 hısseden mutesekkıl olmak üzere nama yazılı olup GO.0OO.000 hisseden mütesekkri olmak üzere
269.500.000.000 -TLdır. 3O0.000.0O0.0OO.-TL(dır.
Artırımdan oncekı sermayeyı ohjşiuran 245.000.000.000.-TL"sı Artmmdan oncekı sefmayeyi oluşiuran 269.500.000.000.-TL
lamamen odenrmş ve karsılanmştır. tamamen odenmış ve karsılanrrnşljr.
Bu dela artınlan 24.500.000.000.-TL'sının 20.255.467.500.-
TL'sı ıştırak hısselenntn salı^ından dogan kârdan.
116.997.763.-TL Iştırakler Degerleme Fonu'ndan,
2.018.775.724.-TL'sı Sabit kıymet Yeniden Degerleme
Fonu'ndan ve 2.108.759.013.-TLsı Fevkalâde Ihlıyatlar'dan
karşılanmıştır.
Artınlan 24.500.000.000.-TL'lık sermaye ıçın 6. tertıp nama ya-
zıb hisse senedı ıhraç edılecektır. Sozkonusu hısse seneilerı
ortaklara 24S.0OO.OO0.000.-TL1ık sermayedekı hısselerı nıs-
petınde (Bır hısaeye 1/10 hısse) bedelsız olarak verılecektır.
Hısse senetlen btröen tazla fıısseyt temsiı eden farktı kupûrler
halınde basiırılabdır. Bedelı tamamen odenmedikçe yerıı hısse
senetlen çıkarılamaz.
Bu defa aritrılan 30.500.000.000.-TL'nın taman* hıssedartar ta-
rafından nakden îaahhut edflmiş ve VÂ'ü ödenmtştır. Artınta/ı
sermayenin %7S'ı Yonetım Kurulu'nca tayin otunacak şart ve
surelerde ödenecektır.
Htsse senetlen bırden fazla hısseyı temstl eden farklı küpurier
halinde bastmlabılır. Bedelı tamamen odenmedikçe yeni htsse
senetlen çtkarılamaz.