Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29KASIM 1994SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Bilim, siyasa ve TÜBİTAK
Dünyada sıyasal otontenın akademıye üye atamasının ılk
örneüı herhalde bızden başka bır ülkede görülmemıştır. Ümıt
ederım kı başta Prof. Inönü olmak üzere tüm değerlı
parlamenterlenmız bu ıkı KHK'nın mevcut aksaklıklannı
görerek gıdenrler.
Prof. Dr. R. KAZIM TÜRKER A.Ü. Tıp Fakültesi
Farmakolojı Anabıhm Dalı Başkanı
T
urkıye Bılımsel \e Teknık zorunlu gordugum eleştınlenmı bura-
Araştırma Kurumu (TU- da sıralamak ıstıyonım
BlTAK)kuruIdugu30yı- 1987-1990 >ıllan arasmda TUBl-
lı aşkin surede yasasında TAKbazııdanuygulamalarsonucubu-
öngorulen amaçlan dog- yuk yara almış, fakat 1990 yılından
rultusunda onemlı hız- sonra bu varalar hızla sanlmaya baş-
ı Araştırma Kurumu (TU-
BlTAK )kuruldugu 30yı-
lı aşkin surede yasasında
öngorulen amaçlan dog-
rultusunda onemlı hız-
metler \ ermış ancak Başbakanlıga bag-
lı bır kurum olması nedenıy le, ba2i do-
nemlcnnbi>asalçalkantılan bukurum-
da da kendını gostermıştır Turkıye'de
bılım \e bılımsel ara^tırmalannhertur-
lu sıvasal goruşun uzennde bır devlet
politikasıoTarakyerleşmemışolması \e
yasa organlannda bılım, bılımsel araş-
tırmalann onemı dıkkate alınarak ge-
reklı ılgıyı gormemesı nedenlerden bı-
lır Ornegın TBMM'de obur uzman-
iık komısvonlan gıbı bır "bilim \e bi-
limsel araştırmalar komis>ünu" > oktur
Bır başka onemlı nedenı de yasasında-
kı bazı maddelenn gelmış geçmış TU-
BlTAk ıdarecılen tarafından farklı şe-
kılde vorumlanmasından ka>naklan-
maktadır TUBİTAK Tıp Grubu'nda
uvest olarak ıkı donem çalışmamın so-
nucu edındıgım bılgı bınkımı ve bu-
v ukîerımızın sık sık "konuşan,tartışan
Türkive" sloganlarının verdıgı cesaret-
le bazılannın hoşuna gıtmese de daha
"i!7clı bulmak uzere son derece
IM \ .
lanmıştır Yaralann sanlmasında eskı
TUBİTAK Başkanı Prof Kemal Gü-
rüz'un onemlı katkılannı vurgulamak
ıstenm 1990-1992 yılları arasında ne
denlı olumlu bır gelışme gosterdıgını
14 Aralık 1992 gunu bu sayfalarda dı-
legetırmıştım(l)
1993 yılmda TUBİTAK'a yenı bır
yasal uygulama getınlmış v e 498 Say ı-
lı Kanun Hakkında Kararname (KHK)
çıkanlmıştır Bu kararmanenın esas ge-
rekçesını Prof Erdal İnonü bır konuş-
mamızda bana şo>le açıklamıştır "Si-
yasal iktidarlann bundan bövle TÜBİ-
TAK uzennde hiçbir takdir hakkı kul-
lanmaması." Hal boyle ıken uzulerek
belırteyım kı bu kararname çıkışından
çok kısa bır sure once TUBlTAK ust
duzej yonetımı Prof Erdal .'nonu'nun
de ıçınde bulundugu hukumet tarafın-
dan değıştınlmıştır Yururlukte olan
KHK'nın 6 maddesınde araştırma
gruplannın oluşması, gorev ve yetkıle-
n belırlenmıştır Uyelenn seçımlen ta-
mamen başkana bırakılmış ve bu u>e-
lıklerıçınnıtelıklerbelırtılmevereksa-
dece "çalışma alanında yetkili kjşiler
arasından seçilir" denmektedır U\gu-
la>ıcı>agorebu ">etkili"deyımı başka
başka vorumlanabılır Ornegın bır uz-
manlık dalında akademık unvan sahıbı
olmak >eterlı sayılarak başka nıtelık
aranmayabılır veya KHK'nın 4 mad-
desınde bılım kurulu, başkan ve baş-
kan vardımcılıklan ıçın açıkça belırtıl-
mış nıtelıkler grup uyelıklen ıçın de
aranır kı boyle olması gerekır Ancak
kışılenn takdırlerıne bırakılmış vasal
hukumler daha ust duzeyde yetkı sahı-
bı olan bazı kımselerı, bılımsel bır ku-
rumda olmaması gereken keyfi u>gu-
lamalara yoneltebılır ve gruplarla ol-
ması zorunlu dıvalog ve eşgudumsel
çalışma duzenı sarsılır Bo> lesı durum-
lann TUBlTAK'ın 30 yılı aşkın vaşa-
mında çarpıcı omeklen vardır ZıraTLJ-
BİTAK'ın ılk kuruluş vasasında da
grup uyelıklen "konularında yetkili
olanlar" dıye tanımlanmıştır Tek fark
seçımın 'bilim kurulu1
tarafından >a-
pılmasının hukme oaglanmış olmasıy-
dı Çunku kuruluş vasasında "başkan-
lık" dıye bır organ da yoktu
Bır sure once bır grup arkadaş TL-
BİTAK Tıp Araştırma Grubu olarak
(yenı adıyla Sağlık Bılımlen Araştır-
ma Grubu)ıstıfaettık lstıfagerekçele-
rımız arasında aşağıdakı hususlar var-
dı Tıp grubu olarak son donemdegru-
bumuzcaalınan kararlann uygulanma-
ması. ust kademelere >azılan resmı ya-
zıların >anıtsız bırakılması, adının de-
gıştınlmesi de dahıl grup hakkında ba-
zı uygulamalardan hıç haberdâr edıl-
memesı. bılım kurulunda bulunan bazı
uvelenn doğrudan vadadolavlı olarak
grubun bılımsel kararlanna mudahale
etmesı, projelen reddedılen bazı kım-
selenn sıvasal gucu >uksek aracılarla
kuruma ıletılen ıtıraz vazılannın tekrar
ıncelenmesı kavdıvlabaşkanlıkçagru-
bahavaleedılmesı TL'BlTAK'ın go-
rev len arasında olmayan bazı v azışma-
lann Başbakan Yardımcılığı'nın ıstek
ve onensıne uyularak başkanlık tara-
fından gruplara havale edılerek gereğı-
nın yenne getınlmesının ıstenmesı. ul-
ke duzeyınde eşıtlık hakkını zedeleye-
bılecek telefon emırleny le gecıkmış ba-
zı proje ve başvurulann kabul edılme-
sı ısran ılh Yururlukte olan vekımı hu-
kumlennışıddetlekınadığım KHK dık-
kate alındıgında başkanlık makamı ve
bılım kurulunun grubumuzun ıstıfa ne-
denı olan bu uygulamaları >apmava
maalesef vetkı vevaenazından kuvvet-
len vardır
Halen vururlukte olan KHK ıle bır-
lıkte aynı tanhlerde Turkıve Bılımler
Akademısı'nın (TUB<\) kurulmasını
ongorenKHKdevavımlanmıştır Ana-
yasa geregı TBMM'nın denetımınden
geçmesı zorunlu olan her ıkı kararna-
me ıçın bu ışlem henuz vapılmamıştır
Yadırganacak bır nokta) ı v urgulamak-
tadayarargorurum Gerek TUBlTAK
gerekseTUBVnın kHK lenaynıtanh-
de yayımlanarak vururluöe eırmıştır
TUBlTAK'ın KHK sının 4 maddesı-
ne gore bılım kurulunun 12 uyesınden
8"ı bılımsel eser ve araştırmaları ıle ta-
nınmışkışılerarasından seçılıvor Bu 8
kışının yarısına da Turkıye Bılımler
Akademısı'nın aslı u>esı olma koşulu
getınlmıştır Oysa TUBA'nın KHK'sı-
nın geçıcı 1 maddesınde 10 aslı uye bır
defaya mahsus olmak uzere Turkıye Bı-
lımsel ve Teknık Araştırma Kuru-
mu'nun teklıfı uzenne Başbakan tara-
fından atanıyor -\vnı tanhlerde vavım-
lanmış bu ıkı KHK'nın uve atanma ve
seçımındekı bu ıçlı dışlı ılışkısı son de-
rece dıkkat çekıcıdır Unıversıte orta-
mında tartışma konusu yapılan da bu ıl-
gınç ılışkıdir Dunyada sıvasal otonte-
nın akademıye uveatamasının ılk orne-
gı her halde bızden başka bır ulkede
görülmemıştır Umıt edenm kı başta
Prof Inonu olmak uzere tum degerlı
parlamenterlerımız bu ıkı KHK'nın
mevcut aksaklıklannı gorerek gıdenr-
ler Unıversıtelenmızın bılımsel potan-
si>ellen >uz guldurucu degıldır Bunu
pek çok kez bu sa> fada dıle getırmışız-
dır Ama gerek TUBİT'VK ve gerekse
TUBA'daseçen veseçılenlerdebuunı-
versıtelerdeyetışıpakademık unvan al-
mışlardır TÛBlTAK'ın bazı ust duzev
yetkılılen KHK'nın açıkolma>an mad-
delennı kendılennegoreyorumlayarak
bılımde. bılımsel araştırmalarda tek saz
donemının ozlemını çekmekte ve emır-
komutazıncın kurallannı u>gulayarak
yuce bır bılım kurumunu ıdare etmeye
yonelmektedırler Nıtekım yururlukte
olan KHK'de bu ısteklennı engelle>e-
bılecek hıçbır hukum voktur Unuttuk-
lan nokta "tek saz (çalgı) doneminin
çoktan geçtiği, orkestra çağında
vaşadığımız" gerçeğıdır
(1) R K Turker Bılım, Siyasa ve
TLBİTAK, Cumhunvet 14 Aralık
1992. Syf 2
ARADA BIR
Doç.Dı. DURSUN KIRBAŞ
Hızü Bir Yabancılaşma
Eylul ayında Munıh'teydım Munıh beledıye bınasının
onunden ıstasyona gıden cadde, bızım Beyoğlu'nu an-
dırıyor Gıdıp gelen ınsan kalabalığı arasında kuçuk gos-
terıler duzenleyen sokak sanatçıları, oyunlarını sunuyor-
lardı 17 eylul aynı zamanda Bıra bayramıydı Bavyera,
Almanya'nın sanayı ve tarım uretımınde onemlı bır bol-
ge En unlu ıçkılerı olan bıra, bu bolgede yoğun olarak
ureMıyor ve ıçılıyor Munıh, Bavyera'nın başkentı. Bıra
bayramında Bavyera'nın çeşıtlı yerlerınden gelen kadın-
lı erkeklı gruplar otantık gıysılerı ıçınde bayrama katılıyor-
lar
Bayram devam ederken, asıl dıkkatımı çeken, sokak-
takı pantomım sanatçılarının gosterılerıydı. Ikısı kadın,
ıkısı erkek olan oyuncular, 200-300 m aralıklarla sokağa
dızılmışler, h«r bırının etrafında ayrı bır kalabalık, panto-
mımlennı sunuyorlar. Buna pantomım demek ne kadar
uygun bılemıyorum, çunku pantomımde mımık ve jest-
ler çok onemlıdır Oysa bu sanatçılarda egemen oğe,
balmumu gıbı maske yuz Yuzlenne maske takmıyorlar
ama, 2 tanesı heykel taklıdı yapıyordu. Sanmsı, pariak yal-
dızlı bır boya ıle yuzlerını, ellerını, elbıselerını ve ustune
çıktıkları bustu boyamışlar ve uzaktan bakılınca onemlı
bır erkek ya da kadının heykelını andırıyorlardı Uzun su-
re ızlenınce heykelın kurulu oyuncak gıbı one doğru eğı-
lıp, tekrar yavaş hareketlerle gerıye, eskı halıne dondu-
ğunu fark edıyorsunuz Saatlerce bu tablo aynen devam
edıyor Benzer bır heykel modelını Stutgart'ta ızledık.
Obur ıkı oyuncudan bırı genç bır kız. Bır bıyonık ınsan gı-
bı saçları sıfır numara tıraşlı ve butun gorulebılen yerien
beyaza boyanmış Uzerınde otantık bır elbıse Muzıkça-
lıyor ve robot gıbı dans edıyor Sankı butun eklem yerle-
rı mekanık yapılmış, baş mekanık ve bu mekanık aksam
ıle bır bıyonık ınsanın dansı nasıl mumkun olacaksa onu
yapıyor Dığer oyuncu ıse bır bustun uzennde mekanık
blr aleîln Insanlarla kuracâğı ilişkıyı kuçuk ei hareketien
ve gozlerıyle kuruyor. Kutusuna para atan ınsana bır bı-
y teşekkür ecffyor
Bu dort oyuncunun oyunları benı çok etkıledı. Sanayi
toplumunun yabancılaşma sorununa bır baJoşgetırenbu
oyuncular, ınsanlar arasında ya da ınsanın kendısıne ya-
bancılaşmasını çok guzel ıfade edıyorlardı Çunku gelış-
mış sanayı toplumlarının en buyuk sorunu yabancılaşma-
dır Pazar sabahı kendısıyle beraber 3 km koşacak ınsa-
nı gazete ılanıyla arayabılecek kadar çevresınden kopan
bu toplumun ınsanları, butun dunyaya bu pencereden
bakıyorlar. Insan hakları ve demokrası, bu toplumlarda
başkaturlu algılanıyor. Zıra, "hak", herşeyın uzennde. Bı-
rey alabıldığınce ozgur gıbı gorunmesıne karşın, devle-
tın alanında hıçbır hakkı bulunmamaktadır. Yanı devletle
bırey arasında kesın sınıriar çızılmış durumdadır. Her şey
kurumlaşmış Sokakta duşup bayılan ınsana kımse yar-
dım etmıyor, yuruyup geçıyor ama bır gorevlı alıp hemen
gereklı yardımı yapıyor. Bızım gıbı gelışmesı tam olama-
mış toplumlarda ıse bunun tersı mevcut Kurum yok, bı-
reysel yardımlaşma var(dı) Vardı dıyorum, çunku sanayı
toplumuna geçışın sıkıntılarını yaşayan ulkemızde ıse ne
kurumlaşma var. ne de bıreysel yardımlaşma kaldı Her
şeyde olduğu gıbı ortadayız. Yabancılaşma da butun bo-
yutlarıyla hızla yaşanmaktadır. Bırbıçımıyle ınsanın ınsan-
dan ve kendınden soyutlanmasını ıçeren yabancılaşma,
gelışmış sanayı toplumlarının uzerınde durduğu onemlı
bır sorun Bızde ıse yavaş yavaş gundemımıze gırmek-
tedır. Bızdekı ıfade oluş bıçımının ıçınde duyarsızlaşma
da var Yalan, dolan, hırsızlık, ıkıyuzluluk o kadar çok gun-
demımıze gırmeye başladı kı, o kavramlar bıle anlamını
yıtırmeye başladı Yenne doğru kuralları koyamadan, es-
kı kurallar, gelenekler hızla yıkılıyor Bızler bır sure sonra
kendımızı tanıyamayacağız. Belkı de Munıh'tekı "heykel
ınsan"\ar gıbı maske bır yuzle sadece olanları ızlemekle
yetıneceğız
Muhalefet 'dün', iktidar ise 'bugün'dür
Prof. Dr. MESUT GÜLMEZ
N
ıçın kendınızı bu denlı sıkı-
yorsunuz' Yasaklayın da bu
ış bıtsın Herkes, sızı anla-
yışla karşılayacaktır Bu, ta-
nhsel olarak da kanıtlanmış-
tır Sız. her zaman ovunçle
soyledıgınız gıbı. Demokrat Partı'nın ve
Adalet Partısı'nın devamı degıl mısınız'
Gerçekten sız. dort kurucusundan bırı
olan Fuat Köprulü'nun dılınden "Eğer
grev hakkı tanımıvorsak, kabul etmivor-
sak, Sendika Kanunu'nun hikmeti v ucu-
du olmaz. Bu sadece gosterişten ibaret
kalır, mantıksızlıktan ibaret kalır" dive-
rek, 1947'de çıkarılan ilk sendikalar va-
sasını "aslanlar" gıbı eleştıren. ama
1950'de ıktıdar olduktan hemen sonra bu
sozlerı unutup on >ıl boyunca van çızen
DP'nın devamı degıl mısınız
1
Sız, 1971 anavasadegışıklıklensırasında
Çalışma Bakanlığı yapan Seyfi Öztürk'un
dılınden. "madem ki (...) memur sendika-
larını da anavasa ile tanıvorsunu/, o hal-
de memur sendikalarına da >a grev hak-
kı \ereceksiniz veva vermediğini/ takdir-
de de sendikanın dışında bir teşkilat ol-
ması imkânını vereccksiniz" dıyerek me-
murlann sendika hakkını yasaklay ıp, sendi-
kalar yenne "kuruluşlar kurma hakkı"
getıren 119 maddeyısavunanvebununlada
"verilmiş olan bir hakkın geri alınma-
sı(nın) bahis mevzuu" olmadıgını ılen su-
rebılen ve Ahmet Nusret Tuna'nın dılınden
de. "sendikalar(ın).. toplusözleşmelerva-
pan, grevler vapan muesseseler" olduğu-
nu. oysa toplusozleşme ve grev vapamayan
memurların "sadece mesleki inkişaflarını
temin edecek \e meslekin muşterek men-
faatinin müdafaasını \apahilecpk te^ek-
sendikanın tabii ki levha sendikacılığın-
dan oteve geçmesi(nin) duşunuleme(ve-
ceğini)" savunan, ancak hukumetın buyuk
ortagı olarak ıktıdara geldıkten sonra Ç alış-
ma Bakanlığı ıçındekı vasa taslagı hazırla-
ma çalışmalarına bıle katılmaktan kaçınan
ve sonunda da, gerçektekı tıılı ıktıdannızın
uçuncu vılında otuz vıl oncesının 624'unu
yenıden "keşfeden" DYP'lıler degıl mısı-
nız'
\e sız. 1991 Ekım seçımlennden once,
"Batı iilkelerinde ııe varsa Turkive'dede
o olacaktır. Demokrasinin sana goresi.
bana pöresi,ona goresi >oktur. İnsanhak-
larının sana goresi. bana goresi \e ona go-
resi voktur (...) ILO ne dedivse o olacak-
tır (...) Bakın biz ne vapıvoru/.. Devleti-
mizin adına im/a atıvoru/. Bu imzalar
atıldığı verdekalıvor.(...) Iurkivebusoz-
leşmeyi (98 savılı ILO sozleşmesini)...
onavlamış. Yasa>ı(>anisozleşme\i)ona>-
lamak kâfi degil. Bunun mevcut olması
da kâfi değil. işlemesi la/ım. İşlemivorsa,
dediğini vapmavan devlet saygın değil-
dir" dıyen Savın Demirel"ın kurdugu ve
genel başkanlıgını yaptığı DYP'nın uyelen
değıl mısınız
1
(])
Devamı oldugunuz DP'den başlayıp
AP'den geçerek D\ P ve uzanan bu çızgı,
her şeyı tum açıklığıvla ortaya koymu>or
rau
1
Öturulan koltugun tur ya da nıtelıgıne
gore degışen bu tutarsız ve durustlukten
uzak "sijasaJ" tutumu bılmeyen var mı
1
Nasıl olsa, muhaletet "dun" dur, ıktıdar da
"bugün". Gelın. kendınızı daha çok uzme-
yın, sıkmavın "Devlet Personeli Meslek
Teşekkülleri" adı>la. ıçınde "sendika"
sozcugune bıle yer vermeven bır yasa çı-
kaımak ırın r\r kcnrtınıyı 7nrl;ıma^ın R|j|.
kiiller kurabile(ceğini)" ılen surerek soz-
de kavram karmaşasını onlemek ıçın sendı-
Evet. onenmı vınelıyorum Uçvıldır hıç-
bır kuralına dokunmadıgmız Aldıkaçtı'nın
deyışı>le"buram buram 12 Evlulkokan"
anayasanın bıle vasaklamadıgıbu hakkı. ya-
sayla vasaklayın. olsun bıtsın Ben sıze ha-
ber vereyım Anavasaya avkın duşmez bu
yasaklama Çunku yasama organının "tak-
diryetkisi" var anavasadaguvenceyebağ-
lanmayan hakkı ıster tanır. ıster vasaklar
Anavasa Mahkemesı de boyle dıvor Nıte-
kım. anayasanın yalnızca "işçiler" ıçın gu-
venceye aldığı grev hakkı hem de 1961
Anavasası donemınde 657 ıle memurlara
yasaklanmadı mı' Sendika hakkını da va-
saklavabılırız Sendika hakkı tanımamak
ıçın ıkıdebıranavasayaa>kınlıktan. anaya-
sa değışıklıgınden soz edıp duracağınıza.
yasaklavın gıtsın Sız aldırma\ın Insan
Haklan Avrupa Sozleşmesı ıle 87 98 151
sa>ılı ILO sozleşmelennın onavlanmiş ol-
masına Dersınızkı "Bunlar bağlavıcı de-
gildir. ancak iç hukukta duzenleme vapı-
lırsa bağlavıcıiık kazanır." Anavasanın 90
maddesını de bır vana bırakın Avrıca. ILO
denetım organlannı oyalamakta da ustumu-
zevoktur hıçbırulkebızımlebukonudava-
nşamaz ANAP hukumetlen bunu kanıtla-
dı, sız de ortak hukumet olarak uç yıldan be-
n onu aratmayacak bır yolda oldugunuzu
gosterdınız Hazırandakı genel konferans
yaklaşınca. taslaklar ve tasarılar hazırlarsı-
nız, yenı vaatlerde bulunursunuz. tasarıvı
Meclıs'e ındınrsınız. olur bıter \arsin atı-
lan imzalar atıldığı yerde kalsın Ulkemızın
uluslararası saygınlıgı konusunda bıraz
"pişkin"olmak >eter Kaldı kı. ılk kez ol-
muyor bu. unumuzu yetennce herkes bılı-
vor Tanh bunun en şa^maz tanığı
Gelın. bu ışın peşını bırakın Memurlar ne
hal len varsa gorsunler ve ne kadar guçlerı
\ar^.i nrta\^ ^^vsıınlar Aldatma. atlatma.
PENCERE
Bip Günde Çok Şey
Yaşamak...Zaman nasıl çabuk geçıyor 1991 ın Kasım ayında
Cumhurıyet'ten ayrılmıştım Ikıncı ayrılıştı bu llkı 1971'-
deydı Bu kez kararım kesındı hıçbır gazetede çalışma-
yacaktım Yazacak oyle çok şey vardı kı' Ama 1992
Nısanı nda koşeme donmek zorunda kaldım o gunden
berı yıne "yazarken yazamamak" surecını yaşamaya
başladım
"Yazarken yazamamak" ne demek7
Oktay Akbal açıklıyor
' Çoğu kez bır kıtaptır bızı kurtaran Bır ınsandır, bır
fılmdır bır şarkıdır, bır vapur gezısıdır Çevremızden,
boğuculuğu artan havadan, bataklık halıne gelen bır or-
tamdan Dızı dızı sabah gazetelerı Daktıloya kâğıdı
taktım Beklıyorum ılk cumleyı Bılmıyorum nasıl olaca-
ğını, neden soz açacağını, neyle başlayıp neyle bıtırece-
ğımı Gazetelerde haberler, başlıklar çığlık atıyor Benı
yaz, benı yaz, benı yaz Yuzlerce yazı konusu Bır çırpı-
da dolacak sayfa Ama uc beş dakıkada okunup atıiacak
bır yazı, bırcok yazı Ne çok yazıyorlar boylelerını Ben
de yazıyorum ya1
Yazık edıyoruz kendımıze' Bunu, daha
başarılı yazılar, yapıtlar ortaya koyabılecekken bunu
yapmayıp gundelık olaylar uzerınde yazı cızıktırenler
ıçın soyluyorum Polıtıka dunyasının cambazlıklarını ız-
lemek ıcın en azından onlara eş ustalıkta cambaz olabıl-
melı1
Olmayınca teker meker yuvarlanırsın, bır Bır de,
yazacağını umduğun, ozledığın o belırlı duzeyın ustun-
dekı yazılan, kıtapları yazamazsın '
Akbal bu satırları 1970 yılının 28 Ocak Çarşamba gunu
yazmış, "Yeryuzu Korkusu" adlı kıtabından aktardım
Bu duşunceler Oktay Akbal dakı "Gokyuzu Korkusu"nu
da vurgulamıyor mu''
•
Çok değıl, bırkaç hafta once, bır gece eskı Guzel Sa-
natlar Akademısı'nın onundekı kaldırımdan caddenın
ote yanına geçerken Oktay Akbal a bır otomobıl çarptı
Oktay o gunden berı hastanede yatıyor ben gormeye
gıttığımde kotuydu, yaşamsal bır tehlıke yoktu, ama acı-
lar ıçınde kıvranıyordu Sonra acıları dındı Acılardının-
ce, ınsan, bedenınde neyın ne olduğunu ayrımsamaya
başlar Kırık? Çıkık^Ezık
9
Onemlı elbet Dahadaonem-
lısı Oktay ın ozel durumu Çunku Akbal 1971 ın 27 Ekım
Çarşamba gunu guncesıne yazmış
'Hastanelerdır en korktuğum yerler "
Kışıyı en korktuğu yerde yaşatmak ve lyıleştırmek he-
kımlerın gorevı
Oktay hayatı benlığınde yaşar, çevrede ne olursa ol-
sun o kendı kendısıyledır, o an ı yazmak ıçın belleğıne
not dusuyor sanırsınız 1971 1 Kasım Pazartesı gunlü
guncesını okuyorum
' Dunyadan kopmak Çevreden uzaklaşmak Kuçuk
vapur benı Uskudar dan Besıktas a goturuyor On dakı-
kalık bır yalnızlık (Yeryuzu Korkusu)
•
1992 de gazeteye donduğum zaman Akbal Mıllıyet'te
yazmaya başlamıştı, ben eskı odamı Hikmet Çetin-
kaya'ya verdım Oktay Akbal ın odasında çalışıyorum
Odada hıçbır şeye dokunmadım bır soran olursa dıyo-
rum kı
- Oktay Akbal ın odasındayım
Koltuklar duvardakı resımler yerlı yerındeler masa-
sının ustundekı takvımı duruyor masa camının altındakı
fotoğrafları da
Oktay ın 1972 yılında 20 Nısan gunu yazdığı guncesın-
dekı ılk tumce
'Bır gunde cok gun yasamak
1
Ancak yasamı uretmesını bılenler bır gunde çok şey
yaşayabılırler
Hastane odasında bıle bu kural değışmez
Insan durduğu oturduğu yattığı yerde devınebılen
tekyaratıktır
Oktay'a lyılıkler dılıyorum
~1ca yasağrm şıdctette savunan ve anayasa
buyruğu olan kuruluşlar kurma hakkıj la ıl-
4>dı yasal duzenkmeyı vapmayan AP'nın
devamı degıl mısınız
1
Sız, 1990 Eylulu'nde Genel Başkan Yar-
dımcınız Yaşar Topçu'nun dılınden "Ta-
belalardan, lev halardan ibaret demokra-
tik kurumlara karşı" oldugunuzu. "top-
lusozleşme, toplu pazarlık gücu olmavan
>ormusunuzkı. 194"de ılk Sendikalar Ya-
sası'nın çıkanlması sırasında. "serp
ovalama polıtıkanızdan vazgeçın Otuz vıl
once aordugumuz bu fılmı ypnıdpn h
rine "şapka" sozcügünün kullanılmış ol-
masından esınlenerek tasarıda "demek"
>enne "sendika" sozcuğunun kullamkltgı
vurgulanmış. boylecede "sendika" sozcu-
gunden korkulmadığı anlatılmak ıstenmış-
tır Demek kı, aradan ellı vıla yakın bır su-
re geçmesıne karşın. bu kez memurlar ıçın
"sendika" sozcuğunun korkusunu ustunuz-
den ataiıamışsınız
lemeve kalkışmav ın Gelın. hıç olmazsa bır
kez ıkıvuzlulugu bırakıp durust olun. ıçten
olun —•
(1 )Bu sozlerın nerede ve ne zaman sovlen-
dığını belgelennden oğrenmek ıstevenler su
kıtaplanma bakabılırler Belgelerle V onetım
\argı ve Memur Sendıkalan (1990-1993) ıle
Turkıve de Memurlar ve Sendıkal Haklar
(1926-1994) TODAİEYavını 1993 ve 1994
ANMA
Sonsuzluğa gıdışının 12 >ılında, se\gılı
esım. fedakâr hava^arkadasHi^—=
NEGIAKUÇUKA'yr
ıçten se\gı \e özlemle anıyorum
Av. VURAL KÜÇÜKA
DUYURU
Bahçelıevler Endustrı Meslek Lısesı Koruma Derneğı'nın, 23
10 1994 gunu aldığı karar gereğı 18 12 1994 gunu saat 10 00'da,
çoğunluk sağlanamadığı takdırde 25 12 1994 gunu saat 13 OO'te
olağan genel kurulu toplantısı yapılacaktır Gereğını emırlerını-
ze arz ederım
Gündem:
1-Açılıs veyoklama
2- Kongre başkanlık dıvanı seçımı
3- Saygı durusu
4- Yonetım kurulu faalıyet raporu ıle denetleme kurulu raporu-
nun okunması ve raporların muzakeresı
5- Yonetım kurulu ve denetleme kurulunun ayrı ayrı ıbrası
6- Tahmını butçenın goruşuluponaylanması
7- Yenı yonetım kurulu ve denetleme kurulu asıl ve yedek uye-
lerının seçılmesı
8- Dılek ve temennıler
9- Kapanıs
ikt is atIhracatçıysanız. dış
tıcaret ışlemlerınde
uzman bır bankayla
çalışmanın dyrıcalığını
bılıvorsunuz Iktısat.
ıhracat dovızınızı değer-
lendırmek ıçın kurdan
faıze. hızlı transferden
esnek vadeve kadar
uzanan genış bır hızmet
)elpazesı sunu>or
Ihracat bedelı dov ı-
zınız dovız tevdıat
hesabımzda değerlensın
Avnı zamanda Iktısat
Bankası nın dun>a ça-
pındakı muhabır ağı ve
uzman kadrosu dış tıca-
ret ışlemlennız ıçın sıze
çeşıtlı olanaklar sunsun
Ihracatçıysanız.
Iktısat tan vararlanın'
IKTISAT
BANCASI
G«nrt Mnduriuk B*J>ukdere Cad \f> I6S Eseneepe 80504 («anbulTel 0212 2^4 II II • Mcrkez Ş«be Bu<.ukdenr Cid \ o Itf Esentepe «0VW Istartml Tel 02r2"4"1
0 20 • Babçefc^H Ş * e a Şevh Mehmö Ge\ lanı Mahallcsı Vpacılar Sok. No l<*:
Tel 0212 ^12 II 60* Efaıuda« Şoboı Cumhun><ı Cad No !KM>1 Bmarfa| 8KLW IstanNıl Tel t C P M JS» 18 • Bavranpafa Şabea Mxlı Ipek^ı Cad. No W Ba>Tampaşa. 341Ö0 IstanbulTcI 0212 %5 14 M). Sakırtm Şubes Incırlı Cad. No 1S Bakırköv
Karakot Şubes Kemaıüce^ Mah Malıve Cad V> 2» KaraJtc^ [«anhul Td 0212 25! "2 Vi • kadıko) Şubnı Bagdat Cad N. ^»trenko* hlCry Jyanhüi TeM Lft *S8 26 82 • Ankara Şubesı \ialdrk Bulvan N ı 169 KavaJdıdere 06680 AnkaıaTeİ 0112 41
Beledı>eKjrşısJ<)ll20 Adana Tel 0*22 458 2" K4 • Buns Şutpe« F n n Çalmıak Cad \ o tr ]«fSn Bur^a Td 0224 2 " T 80 • Drnidl ŞBbes. EnCT Paşa Cad V» ^ 2O100 Denızlı Td 025K 261 14 "• l • Gszuntep Şnbcsd Soburcu Cad No 2 2740Û
IzmırŞubesı Cumhunvci Mcvdanı No II •Msjre.dk ^""U tonırTel t "1
4«l W 69 • Bırpvd BankjK^ık Şobcsi Bu>Tikd«c Cad So 165 Escnıepc 8OW1 Isuntul Td 0212 2"'* "0 92
I 23 Emınonu. U42U IsUnbul
*4740 IsianbulTd 0212 S4^ *îl
79980- AdanaSubesı Aıanui
GanantcpTel 0-42 220"*^ S)
Alıhan Çakır'la
Tulın Erol
evlendıler
27 Kasım 1994 Samsun
Mutluluklar dılerız
Zeliha, Yağmur ve Mecıt
ÖZELDERS
Boğazıç/lı Elektronık
Muhendıslığı
oğrencıöındenozel
matematık dersı verılır
Tel: 257 50 34-35
Oda No: 101
Yılmaz Mete
Romanlannız ve
Ansiklopedılenniz
yennızden alınır.
Tel: 554 08 04
ILAN
İstanbul II Aslıye Hukuk
Mahkemesi'nın 1994 260
esas 1994 509 karar dos>ası
ıle vapılan varalama sonucu
I7 II 1994 'tanhınde Ve>sal
olan adım "Ve>sel' olarak du-
zeltılmıştır
Ve>sel Lçum
SAYILIGÜNLER
Muzaffer Buyrukçu
50 000 (KDV ıçınde)
Çağdaş Ya\ uıları Turkocağı Cad
39-41 Caçaloğlu-Istanbul