Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 1994 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ölümsüz ve ödünsüz '24 Kasım'lara...
Hüznümüz giderek derinleşse de umudumuzu yitirmeyelim.
Bunu eğitim adma, y-annlanmız adına, 2000'li yıllar adına
dileyelim ve bekleyelim..
NEŞE DOSTER Yazın öğretmeni
C
umhuri\et"in ilk yılla-
nnda cönemin Milli
Eğitim Bakam Mustafa
Necati, Kırşehir Vali-
si'ne telgraf çekerek
"llinize öğretmen gön-
deriyorum, onu karşılayınu" der. Ög-
retmen gerçeğinı ve öğretmsnın geldi-
ği yeri bu telgraftan daha anlamlı ne
vurguLayabilir?
1991 'den bu yana 82 öğretmenin öl-
dürüldüğü. 1993 Eylüli'nden bu yana
40 öğretmenin şehit ediidığı. 3500 oku-
lun kapalı oldugu. 4322 öğretmenin çe-
şitli nedenlerle atandığı okuia gitmedi-
gi/gidemediğı günümûzde öğretmen
gerçeğinı \e öğretmenin geldığı yeri.
bu sayılardan daha açık ne v urgulaya-
bilir?
60 milyonluk nüfusuna karşın gaze-
te tirajı 3-4 mihonu aşımavan, değer-
ler sisteminın altüst oldağui>ir toplum-
da; inandıgı dogrulann. ev rensel ve
çağdaş eğitimin savunuculuğunu ya-
pan, ikıli-üçlüögretim .ebırleştırılmış
sınıflarda öğretmenlık savaşımı veren
kişilerı ve onların dün\asını bu sorun-
lardan dahagerçekçi ne anlatabılır?
25 Ekim 1993 günü Bısmil'ın Ça-
vuşlu Köyü'nde 25 gunlük öğretmen
Neş'e Alten, 21 yaşında, e\ınin çürük
kapısı makınelı tüfek kabzasıyla kırı-
larakbabasıylabırliktevuruldu. Neş'e
öğretmen ne öldürülen ilk ögretmendi
ne de son... Kara çalınmak istenen ül-
kesinin ak adına kara çaldırmayan, öğ-
retmen gibı öğreımenlıgin. aydın gibi
aydınlığın, kısaca ınsan olmanın agır
yükünü yüreklilik ve yetkınlikle taşı-
yan bınlerce öğretmenden biriydi. An-
cak mesleğinın ve yurtseverliğinin fa-
turasını 21 yaşında genç bir fidanken
ödedı...
Öğretmen gerçeğinı ve öğretmenin
geldigi yeri, Neş'e öğretmenin acıma-
sız yazgısından daha açık ne anlatabı-
iir?
Diyarbakır"a bağlı Bismil'Babaes-
ki'de öldürülen Ayşeve Numan Konak-
çı öğretmenlerın geride kalan 6 aylık
kızları Mahinur'a bu hesabı kim vere-
bılir?
Bıths'e bağlı Ahlat Düzköy'de öldü-
rülen Yasemin-Bayram Tekin'in ve kız-
ları Betiil'ün. ayak bıleklerine kadar ça-
mura batarak okullarına giden bu genç
ve idealist öğretmenlerin. ceplerındeki
mendille öğrencilerinin burunlarını sı-
len bu eğitimcilerin, sobası yanmayan
dersliklerini sevgıleriyle ısıtan bu can-
ların acı yazgıları karşısında kaç kişi
lokmalarını yutup rahat uykulara dala-
bilir?
Tunceli'ye ba|lı Pertek ilçesinın Pi-
rinçli Köyü llköğretım Okulu'ndan
Ünal Atlı, Taşkın Senger, Orhan Bakır,
Veysi Katar, 9 Ekım 1993 tarihinde öl-
dürüldüler. 12 Eylül 1994"te, Tunce-
lı'nin Mazgırt ilçesıne bağlı Darı-
kent'ın öğretmenleri lojmanlarındaöl-
dürüldüler. Amaçlan aydınlatmak. si-
lahları tebeşır ve karatahta olan bu al-
tı canın. okullann açıldığı ilk gün vu-
rulmalarına hangi yürek dayanabılir?
11 Ekim 1994'te Erzurum'da öldürü-
len dört öğretmenin anıları ve acıları
öylesine sınırsız ve büyük ki gelin pay-
laşalım: Onlar ve tüm öldürülenler ba-
kın ne diyor:
"Ben Unal Atlf yım/Ben Taşkın Sen-
ger'im/Ben Orhaıi Bakırım/BİZ KL-
BİLAY'IZ.../Ben Veysi Katar'ım/Ben
Ayşe Konakçı'yım/Ben Ergin Ko-
mut'um/BİZ MUSTAFA KEMAL'tZ.J
Biz demokrasinin gelişmesinin. laik-
liğin güçlenmesinin, insan baklarının
yaygınlaşmasının, halk kültürünün fi-
İizlenmesinin öncüleriyiz. Laiklik uğ-
runa Menemen'de/Sıvas'ta ölenleriz.
Biz bu yurdun asıl ve asil e\latları\ız.
Biz Anadolu'\uz. Biz Türkiye'yiz. Biz,
kaybımızla yüreklere ve belfeklere acı-
nın plaketlerini asanlarız."
Biz de diyoruz ki: Anılarınıza nice
taze çiçek dalları sunuyor sızı ve emek-
lerınızı yüreğımize gömüyoruz.
2000'lı yılların plan \e projelennın
yapıldığı bu günlerde göre\ı başında
ve görevi dışında yıtırdığımiz tüm mes-
lektaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Se-
lam onlara. saygı onlara...
Cumhuriyeti. devleti gençliğe ema-
net eden Atatürk, gençliği de öğretme-
ne emanet etmiştir. Türkiye Cumhuri-
yeti'nin temellerini oluşturan; Atatürk-
çülüğü, laik cumhuriyeti ve çağdaş eği-
tim i bu öğretmenden öğrenecektir
gençlik. Bu nedenle öğretmen. Gazi Ke-
mal'i ve O'nun ilkelerini en iyi bilen. en
korkusuz savunan kişi olmuştur, ola-
cakbr veolmakzorundadır. Bu nitelık-
lerı yetkinlıkle taşıyacak ve yüreklılık-
le savunacak tüm öğretmenler. selam
sıze, sevgı size, saygı size...
Mesleğini geçim değil.-seçim sayan.
mesleğin gereklerinı ve onurunu her
şeye karşın. ön planda tutan. kalemıy-
le, tebeşirıyle bilgısiyle yüreklere be-
yinlere seslenen. öğrencilerinin belle-
ğindeızbırakan vebılımin sevirdefte-
rıne alnının akıyla, bileğinin hakkıyla
adını yazdıran, gerçek eğitimcilıgin
hoşgörü ve onurunu vetkinlikle taşıyıp.
kalıcı saygıyı hak eden öğretmenler;
selam sıze, sevgı sıze, saygı sıze...
Öğrencilerini. ailelerinin varsıllığına
ve konumuna göre değil. insan olarak
değerlendiren, eğitim ve öğretim ku-
rumlannda özveriyle görev yapan. bil-
gisini arttırarak ve aktararak katkıda
bulunan, bilimsel \e evrensel tüm artı-
lanna karşın onur belgesi, ödül ve teşek-
kür alamavan; bunu, başının gölgesini
önüne düşürmeden, ancak sızım sızım
sızlayan yüreğinde duyan onuıiu ve ki-
şilikii öğretmenler; yüreğimizin derin-
iiğinden se\gi size, saygı size...
Mutlulukla mutsuzluğu hep yan ya-
na yaşayan. yaşamla ölümü birbirine
çok yakın olan; acılarını. hastalığını,
gözyaşlarını sınıfın dışında bırakan. bı-
rakabilen öğretmenler: sayıları giderek
azalsa bile yüreklerı Atatürk ilke ve
devnmlerıyleçarpan, içlerı sevgidolu,
a\dın sorumluluğu \e bılinci taşıyan
yurtsever öğretmenler; mesleğımin ve
meslektaşlarımın yüzakları: gönüller
dolusu iyi dilekler sıze...
Sınıflarda, kürsülerde. okullarda ve
salonlarda emeğini, birikimini, gençli-
ğini ve coşkularını bırakan; mesleğini
biçimlemek \e biçimlendirmek olarak
algılayan; yazgısı sürgünler. tavinler
ölümler olan: sorgulanan, yargılanan.
öldürülen \e tüm bunları mesleğinin.
seçiminin, vurtseverliğinin bedeli ola-
rak ödeyen veardında onuıiu bir >aşam
bırakan, bırakabilen öğretmenler; say-
gı ve sevginin en yücesi size...
Kasetler. bılgısayarlar, videolar. hız-
la gelışen teknik ve araçlar... Zaman
bütün bu eğitim araçlarını bir yandan
eskıtıp unuttururken, kuşkusuz bir yan-
dan da yenilerıni yaratacaktır. Fakat uy-
garlık devam ettıkçe karatahta. tebeşır
ve öğretmen aşılamayacaktır. Öğretme-
nin amacı, insanı eğitmektir. Öğretme-
nin amacı. kendisini aşan öğrenci ye-
tıştirmektir. Yeryüzünde hıçbır erdem.
bu uğraşa ve özveriye ulaşamaz... Na-
sıl öğrenmenin sınırı ve yaşı yoksa, öğ-
retmenin de emeklisi ve emekliliği ol-
maz. Çünkü o. yaşadığı sürece içinde
bulunduğu toplumun düşünen beynı.
konuşan dili ve aydınlatan önderı ol-
muştur. olacaktır ve olmak zorundadır.
Selam onlara, saygı onlara...
2000'li yıllara hazırlandığımız bu
günlerde kendini toplumundan sorum-
lu sayan gerçek eğitimcinin sorunları
hafıfe alma, görmezden gelme lüksü
yoktur ve olamaz. Amaç. mesleğe ger-
çek yaşamsallığını, saygınlığını ve et-
kinliğıni kazandırmak olmalıdır. Ister
yönetımsel, ıster eğitsel her başarısız-
İıkta fatura eğitimcilere kesilmektedir.
Bizler mesleğe ve onuruna sahip çık-
tıkça, yol gösterici, tutarlı \e bırikımlı
oldukça eğitim tüm kurum ve kuralla-
rıyla sağlıklı olarak işler. Bu mesleğin
onuru da büyüktür, sorumluluğu da...
Gelın nıtelıği ve güzelliklerı yarıştıra-
lım, gelin dünyaya ve ülkemize ilkelı
bir hoşgörü merceğinden bakalım. ge-
lin mesleğimıze, okullarımıza ve genç-
lenmize sahip çıkalım. Gerçek eğitım-
cı olmanın yükü ve bedeli ağırdır. Ge-
lin bu onuru vazgeçılmez bir kımlık
kartı gıbı yüreklerinde taşıyan meslek-
taşlarımızı saygıyla selamlayalım, iyi
kı varsınız dıyelım. Gelin mesleğimı-
ze. gençlenmıze ve yannlarımıza
umutla bakalım. Sevincimizi de, umu-
dumuzu da tüm meslektaşlarımızla
paylaşalım.
Hüznümüz giderek derinleşse de
umudumuzu yitirmeyelim. Bunu
eğitim adına, yarınlanmız adına,
2OOO'lı yıllar adına dileyelim ve bek-
leyelim...
TARTIŞMA
lusal olmuştu.
bayramlarda, Bu tür gezilerde halk arasına
televizyonlardan kanşan büyük insan, genellikle
kurtuJuşla ilgili alkışlanıyor. sevgi ve saygı
"' ' ' ' iletişimi gözlerdeki sevinçle
beüriyor ve gönülden gönüle
akjpgidiyor. Alkışlarıçten ve
zanf, her'kesin yüzünde beliren
tebessümler mütevazı ve güzel
mi güzel! Büyüklerin elini
öpmek geleneklerimizde var,
lcarşılay anlara elini büyükler de k üçüklerin
öptürmüyor. Bir gezi sırasında, yanağından öperler.
hatta yanhş anımsamn orsak Günümûzde ise bir moda
yaşlıca bir kişi elini öpmeye giderek yaygınlaşıyor: Devlet
kalkrruş. fakat Mustafa Kemal büyükleri gezileri sırasında,
elini çekerek ona engel kendilerinı karşılayan halka
Ufilmleri izleriz. o
günlerde
sinemanın yerinegetirdiği bu
görev bizi mutlu eder.
Herhalde dikkatinizden
kaçmamıştır. Mustafa KemaJ
gezileri sırasında kendisini
Atatürk el öptürmezdi
ellerini bol bol öptürüyorlar,
büyük küçük demeden bir el
öpmeeylemi hızla uygulanıyor.
Büyüklerimiz el öpen kişinin
yüzünü bile görmüy or.
yanağından öperek bir çıft tatlı
söz edilemiyor. Adeta otomatik
şişe kapaklama makinesi gibi
birşey. Banttayürüyenelepat
diye bir öpücük konduruluyor.
bir daha.bir daha...
El öptürenleracaba bundan
ganp birzevk mi alıyor, bu
eylem acaba birmoral tazeleme
mi veya insanlan körü körüne
egemenliği altına alma tutkusu
mu? Saygı tazeleme mi?
El etek öptürmek ve
körükörüne saygınlık
eösterilerinin çok eskilerde
kalmış olmasını beklerken
ortaya yadırganan bir geri
dönüş izlenimi sergilemiyor
muyuz? Aklı başında kişiler bu
gibi durumlardaki davranışı
yaltaklanma olarak kabul
ediyor
M.HuIusi Erdem
PENCERE
Sıçra PireL
ARADABIR
HASAN SAGLAM
Eski Milli Eğitim Bakanı
Öğretmenlen Atatürk İle...
Ülkemizin çağdaş çizgide kurulmasında ve yeniden
yapılanmasında degerlı katkıları, ülkenin temelinde har-
cı olan öğretmenler bugün, yüce Atatürk ile buluşuyor,
onun yönünde olmanın huzur ve güvenini duyuyor. Ge-
leceğe bakan umutlar ve içilen antlarla güç buluyor ve
de başöğretmeninin manevi huzurunda birbirleriyle iç-
tenlikle kucaklaşıyortar. Öğretmenin başlıca özlemi, Ata-
türkçülüğü oluşturan müspet bilim ve teknoloji temeli-
ne oturan çağdaş, laik ve özgür demokratik yaşam ve
devlet düzenidir. Güçlii, istikrarlı, güven ve huzur dolu,
her alanda gelişmiş Türkiye'nin yaratılmasıdır.
Hodoflonen bu bağlamda, 24 Kasım'da öğretmenler
Atatürk ile bütünleşmiş, onun görüş, düşünce ve hedef-
lerinde buluşmuşlardır, Kaldı kiJtavramsal hu olıjşıım,
eğitim ve öğretim düzeyinde, Milli Eğitim Temel Kanu-
nu'nun Genel Amaçlan (Mad. 2) ve Temel Ilkeleri (Mad.
4-17) hükümTerT açık ifadeterte yer atmıştır.
Durum bu iken, Türk Milli Eğitim sisteminin genel ya-
pısını ve çağdaş nıtelikli felsefesini çağdışına taşımak,
Öğretim Birliği Yasası'nı, ilkelerini ve uygulamalannı hi-
çe saymak olanak dışıdır. Türk öğretmeni ters kanatta
yer alamaz ve başöğretmeninden ayrılamaz, 24 Ka-
sım'da içtiği andı da unutamaz.
Atatürk'ün direktifi ile millet mektepleri açılır. Latin kö-
kenli yeni Türk harfleriyle bütün yurtta büyük heyecan
içerisinde okuma-yazma seferberliği sürdürülür. Bu sı-
rada Atatürk'e başöğretmenliği kabul etmesi önerilir.
Millet mektepleri başöğretmenliğini memnuniyetle ka-
bul eden Atatürk, görüşünü şöyle belirtir: "Başöğret-
menlik unvanının tevdi olunması ile bana rütbelerin en
yücesi verilmiş oluyor." O'nun öğretmene ve öğretmen-
liğe bakış açısını, duyduğu sevgi ve saygıyı, bu söyle-
yişin içeriğinde görmek mümkündür.
Derin anlam taşıyan başka bir deyişi de, "Milletleri
kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir" diyen ses-
lenişidir.
Öğretmenleri, millet olmanın yüceliğinde de görevli ve
etkin kişi sayan şu sözü ne kadar anlamlıdır: "Öğret-
menlerden yoksun bir millet, henüz millet olma istida-
dını kazanamamıştır."
Kaldı ki yıllar geçtikçe, özellikle 1950'lerden sonra, gö-
rülüyordu ki o cefakâr ve vefakâr öğretmenlerin toplum-
daki saygın yerleri, Atatürk'ten sonra kaybolmuş; eko-
nomik, sosyal, kültürel ve mesleki sorunları artmıştır.
Türk milli eğitimini laiktabanaoturtan, bunun çağdaş
ve modern çatısını kuran Atatürkçülüktür. Ülkemizin öğ-
retmenleri her zaman, Atatürkçülüğün bilinçli, inançlı,
sadık, cesur ve heyecanlı savaşçıları olmaktan onur
duymuşlardır. Ne var ki ülkemizdeki ağır bunalımlara dö-
nüşen güvensizlik, istikrarsızlık ve huzursuzlukların te-
melinde; çağa ayak uyduramayan, yetersiz, sistemsiz
ve siyasal içerikli yönlendirilen eğitim-öğretim ve kültü-
rel sorunlaryatmaktadır. Oysa Atatürk'ün Türkiye Cum-
huriyeti'ni emanet ettiği gençlik, bugün en yetkili ve so-
rumlu üst makamlarda (TBMM, hükümet, yargı organ-
lan, tüm liderler, siyasal partiler vs.) görev başındadır-
lar. Üniversitelerimiz, medya ve daha nice kurum ve ku-
ruluşlar bu gidişten hiç mi sorumlu değillerdir?
Milli eğitimin temel sorunlan, uzun ve orta vadeli plan
ve programlarla çağdaş ölçülerde çözüme kavuşturu-
lamadığı, Atatürkçü çizgide eğitim sistemi köklü deği-
şikliklere yöneltilmediği sürece, değişik boyutlu buna-
lımlar her dönemde Türkiye'nin yakasına yapılaşacak-
tır.
Bu oluşum içinde, 2000 yılına yaklaşırken Türkiyemi-
zi, yüce Atatürk'ün amaçladığı ölçüde, çağdaş uygar-
lığa doğru taşımak zorunda olduğumuzu nasıl unutabi-
liriz? Ayrıca 60 milyonluk genç nüfusu ve atılımları ile
dinamik, geleceğe açık ve üstün sezi gücü ile bilinçli
Türk halkına ne yanıt verebiliriz?
havatındaFactofinans iş hayatınızın en önemli faktörü finansman
konusuna getirdiği doğru ve çağdaş alternatifleri ülkemizin
önde gelen sanayi ve ticaret merkezlerine taşımaya devam ediyor.
Bilgin, laboratuvarında önemli deneyler yapıyor; bir pi-
reyi cımbızla tutup mikroskobun altına koyuyor; sonra
yüksek sesle bağırıyor:
- Sıçra pire!..
Pire sıçrıyor.
Daha sonra bilgin yine cımbızla pireyi yakalayıp neş-
terle bacaklarını kesiyor, tekrar mikroskobun altına yer-
leştirip bağırıyor:
- Sıçra pire!..
Pire yerinden kımıldamıyor; bilgin deneyin sonucunu
defterine yazıyor: Pire, bacakiarı kesildiğinde işitme du-
yusunu yitiren bir yaratıktır.
•
Yukardaki öykü kendisini neden-sonuç ilişkisine çok
kaptıranları uyarmak için uydurulmuş. Bu konudaki çe-
kinceleri korumakla birlikte, ortalığı kasıp kavuran neoli-
beralizmin ya da gün geçtikçe insafsızlaşan kapitalizmin
toplum kirliliğiyle ilişkilerini düşünmekte yarar var.
Dünyanın "örnek" diye gösterilen ülkelerinde pislik sal-
gını başladı. Avrupa'nın uygarlık bahçelerinde olanbiten-
ler nedir?.. Italya'da "temiz eller operasyonu" diye bili-
nen seferberlik, yürürlükteki düzenin karnını deşti, bağır-
saklarını dışarıya döktü; bir koku, bir koku, tüm dünya-
nın burnunun direği kırılacak!..
Fransa, ingiltere, vb. daha mı temiz!.. Gün geçmiyor ki
bir rezalet ortaya çıkmasın!.. Işadamları, politikacılar ile
mafya arasında kurulan ilişkiler, o biçim kadınların da
oyuna karışmasıyla 32 kısım tekmili birden ekranlara dö-
külüyor. Düzenin kokuşmuşluğu, sarayları da döküntüye
çevirdi. Prenses Diana ile kocası Charles'ın aile içi ve
dışı ilişkileri, en bayat Yeşilçam filmlerine rahmet okuta-
cak kadar bayağı, güdük, sevimsiz ve sığ!.. insan ilişki-
lerinde aşkın, sevdanın, tutkunun gizemli çekimine say-
gı duyulur; ama, Prens ile Prenses'in halleri evlere şen-
lik!..
Batı, soylularıyla ve soysuzlarıyla mide bulandırıcı bir
bunalımın pisliğinde kıvranıyor; son yıllarda "yükselen
değerler" insanlığın dışkılarıyla eşdeğerli bir çukura gö-
mülmek üzere...
Ya "Yeni Dünya Düzenı"?..
Neoliberalizmin türevinde kurulacak düzen, üç beş yıl-
da dökülüp tirfillendi.
•
Ülkemiz de bu dünyanın enlem ve boylamları arasın-
daki yerini alıyor. Bizim toplum "karma ekonomi" döne-
minde bugüne oranla lavanta çiçeği kokuyordu; "Neoli-
beralizm" moda olalı, ülkeyi yönetenler altı aydan beri yı-
kanmamış bir çift elin on parmağındaki tırnak kirine dö-
nüştüler. Soysuzların egemenliği, siyasal iktidarların "hat-
tı öâ/â"sını oluşturuyor; yeni yetme işadamı, dipten dol-
ma mafya, görgüsüz zengin, çıkarcı politikacı ve hızlı vur-
guncu ittifakının marifetleri,
medyanın ekranlannda bir
görünüp bir kayboluyor.
Üstelik bızimki ttalya gibi
değil...
Herkesin ağzındaki laf:
- Bize de bir savcı di Pi-
etrogerek...
Özentiye bak sen!..
Hep Batı'ya özeniriz; biz
Avrupa'ya hayran, sen ca-
ma tırman, ne demişti Al-
man:
- Berlin 'de yargıçlar var!..
Şimdi moda değişti:
- Roma'da savcılar var!..
Lafı mı olur?..
Bizde öyle savcılar var ki
alimallah milletvekillerini
pariamentonun kapısından
armut gibi toplayıp içeri tıkı-
yor, Italya'da var mı böyle-
si?..
•
Neoliberalizmle düzen
kirlenmesi arasındaki bilim-
sel bağıntıyı saptamak iste-
yen, mikroskop altında pire
deneyimini yapmalıdır: ba-
Yurtiçi ticaret yapıyor, vadeli piyasalarda çalışıyor ve TL
kaynağına yoğun ihtiyaç duyuyorsanız, FactoFinans ile tanışın.
N a k i t a k ı ş ı n ı z a h ı z . r e k a b e t g ü c ü n ü z e g ü ç k a t ı n .
F a c t o F i n a n s o n a y l a n m ı ş v a d e l i a l a c a ğ ı n ı z ı p e ş i n ö d e r ,
s i z i t a h s i l a t s ı k ı n t ı s ı n d a n k u r t a r ı r ,
i ş h a c m i n i z i g ü v e n l e b ü y ü t m e n i z i s a ğ l a r .
IZMlR • BURSA • DENÎZLÎ
FACTO
na kalırsa, bacakiarı kesilen
saöır deöil, topal olur:
bizim gibi hem kel, hem
fodul olmaz.
ÇATIDA CUMARTESİ
ETKİNLİKLERİ
ÖZLEM-FERZAN-
TL'ĞRUL
15.00-17.00 ARASI
Canh. müzikh'. dansb
matine 150.000 TL.
Bütün öğretmenlerin
Öğretmenler Günü'nü
kutlanz.
Cafe - Bar
2510000
PBX251510S
İNBİLTERE'de AU-PAIR
yerleştirmede sûrat ve
flOVENCE (0212) 256 53 42
T a m f i n a n s m a n . a l a c a k l a r ı n ı z a % 1 0 0 g a r a n t i .
İstanbul ıO212ı 274 66 66 - 274 7158-2741111 • ü û m ıO312ı 417 99 80 • İaıir 10232, m 92 01 Bur§a (0224)255 70 80 • DenizH (0258) 26514 73 Adana |0322) 458 27 84 • Gazuntep 10342i 220 78 50
Başak Sigorta AŞ Acentesi Itimat
Sisorta Ltd. Şti'ye an 5315651
531566, 528431, 528432 Başak
Konut ile 2008479 no'lu trafîk
poli^leri kayboldu,
hükümsüzdür.
Ehliyetimi ve nüfus
cüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
MEHMETAÜ TOPUZ
Nüfus cüzdanımı. SSK kartunı,
YıldızTeknik Ün. 3. sınıf kartımı
kaybettim. Hükümsüzdür.
BERİSBAYR.4KTAR
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel:5540804