Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
12 DIZI-YAZI
Başlangıçta sosyal banş ve istikrar
adına hükümetlere giren sosyal
demokrat partiler süreç içinde
birer düzen partisi haline geldiler
Hoşçakal
Kapitalizmi reformlar yolu ile
aşmak için yola çıkan reformist
partilerin Birinci Dünya
Savaşı'ndan sonra başlayan iktidar
yolculuğu, onlan sosyalizmden ve
buna bağlı olarak reformizmden
uzaklaştınyor ve kapitalizmi
düzenlemek için faaliyet gösteren,
'düzenleme partileri' haline
gelmeleri ile sona eriyordu.
sosyalizm,yaşasın düzen!
S
osyal demokrat'sosyalist
partilere göre kapitalizm;
özel mülkiyete, anarşık ka-
rakterli bir pazar ekonomısı-
ne ve emeğin sömürüsü üze-
rine dayandığı için akıl dışı (irrasyo-
nel)veadaletsizbirsistemdi. Butespi-
tin mantıksal sonucu olarak da sosyal
demokrasi, kapitalizmın yerine sosya-
lizmi getirmek üzere özel mülkiyete ve
pazar ekonomisınin anarşik karakteri-
ne toplumsal mülkiyet ve merkezi plan-
lama ile son veımek gerektiğini savu-
nuyordu. 'Reformist partiler', bu süre-
cin birbırini ızleyecek reformlarla ta-
mamlanacağını savunurken 'devrimci
partiler' önce kapitalist sınıfın iktida-
nnın yikılması, işçi iktidannın kurul-
ması. devletin parçalanması ile işe baş-
lamak gerektiğini savunuyorlardı. Dev-
rimci ve reformist aynmının özü bu-
dur. Söz konusu olan reformlar, sosya-
lizme geçiş sorunsalı içinde düşünül-
müş reformlardır. Herhangi bir hayatı
iyıleştirme talepleri dizisi değıl.
1. Dünya Savaşı'nın ardından, Avru-
pa'da toplumsal istikrar büyük bır sar-
sıntı geçirdı. Genel grev. fabrika işgal-
leri, ayaklanma denemelen, sık sık pat-
layan protesto gösterileri vb ortalığı ka-
sıp kavuruyordu. Muhalefet üzennde
en fazla etki sahibi olan sosyal demok-
rat partilerin katkısı olmadan istikrar
sağlanamayacaktı. Sosyal demokrat
partiler, yeteri kadar sandalye sayısına
sahip olmadıklan halde, birçok ülkede
azınlık hükümetleri kurmaya ya da hü-
kümetlere katılmaya davet edildiler.
Sosyal demokratlardan beklenen sos-
yal banşı getirmek ve ekonomik, krize
bir çare bulmaktı (Sermaye bınkim sü-
recını istikrara ka\uşturmaktı).
Sosyal demokrattar yol aymmmda
Bu konuma duşcn sosval demokrat
partiler, çok önemli bir seçenekle kar-
şı karşıya geldiler. Hükümet olma ım-
kanlan vardı. Ancak 'devletleştirmeve
planlama' türünden tedbirlen hayata
geçırmek için meclislerde yeterli ço-
ğunluklan «Dktu. Reformlan kararna-
melerle yapacak olsalar, hemen hükü-
metten düşeceklerdi. Bu koşullarda ya
hükümete katılacaklar ve hemen bu
olanaklan kullanarak çoğunluğu elde
etme olasılığı olan bir erken seçım için
faaliyete girişeceklerdi yada hükümet-
te kalarak kendilerinden bekleneni ye-
rine getireceklerdı. Sosyal demokrat
partiler. 1924'te Ramsey Mac Do-
nald'ın dediği gibi ülkeyi bir erken se-
çim kargaşasının kucağına atmak yeri-
ne "Hükümeti çaltştırmak için alaca-
ğız" diyerek tercihlenni yaptılar.
'Devterteştirme ve planlama' böyle-
ce gOndeıııdeıı kalkıııid geıide. ne kal-
dı'
7
Sosyal demokrat partiler, bir taraf-
tüm digcf partilcr gibı davrnnarak.
denk bütçe, vergı polıtıkalan. altın stan-
dardı çerçevesinde parasal istikrar sağ-
"Tamâ vb türuhdeh poîffikalar uyguî
ken diğer taraftan, bunların izin verdi-
ği oranda, kendi oy tabanlannı hoşnut
kılacak bazı tedbirler (toplu konut in-
şaatı, asgari ücretin getirilmesi, işsizlik
tazminatı, emeklilik vb) almaya çalış-
tılar
Relornriar erteteniyor
Ne var ki bu tedbirler, bir zamanlar,
Disraili (tngiltere) ve Bismarck (Al-
manya) tarafından işgücünün yeniden
üretim koşullannı geliştirmek/iyileştir-
mek için uygulamaya konulan polıtı-
kalanndan nitelik olarak farklı değildi.
Bu tedbirler. bir nihai hedefe ulaşmak
için birbin arkasından uygulanacak re-
formlar sürecinin parçası degillerdı.
Sosyal demokratlar. hükümete geldik-
leri yerlerde 'gerçek reformist politika-
lan' uygulamayı (şimdilik kaydıyla) er-
telediler. Ancak pratikte reformizmden
bu şekilde vazgeçmelerine rağmen. te-
orik olarak sosyalizme ulaşma hedefi-
ni koruduklan için hâlâ reformist par-
tiler olmaya devam ediyorlardı. Bundan
da vazgeçmeleri çok uzun sürmeyecek-
ti.
Büyük durgunluk başladığında, sos-
yal demokrat partilerin, gerek hükü-
mette gerekse de muhalefette ellerinde.
'devletleştirme ve planlama'dan başka
kitleler ve sermaye kesimlerine suna-
cak birpolitik altematifleri yoktu. Bun-
lann ise geçerliliğinın olmadığını. şim-
dilik kaydı ile ertelendiğini biliyorlar-
Reformizmden düzenlemeci partilere dönüşme sürecinde birçok sosyal demokrat partinin sınıf yapısı da değtsti. Par-
tilerin oylarında 1970 ve 80'lerde bir düşme yaşanırken aynı zamanda oylaruı içinde işçilerin oranı da azakİL
İşçi sınıfiyla aynlan yollar
Ingiliz İşçi Partisi'nın üye sayısı
1952'de bir milyonun üzerindeyken
1981 'de 300.000"ın altına düştü.
Fransız Sosyalist Partisi'nde üye
sayısı 355.000'den 1964'te 70.000'e
düştü, sonra arttı, ancak 1979'da
170.000'de kaldı ve sonra tekrar
düşmeye başladı. Danimarka'da
sosyal demokratlann üye sayısı da
1960"ta 259.459 clan 1980'lerin
başında 125.000'e geriledı.
Norveç'te de düşüş sürdü, 1960ta
165.000'den 1974'te 130.489"a indi,
daha sonra parti 1970'lerdebiraz
toparlandı ve üye sayısı 1979'da
158.000'e çıktı \e sonra tekrar
düşmeye başladı. Alman \e Isveç
sosyal demokrat partılerinde ıse üye
sayısı 1970'lerve 1980'lerde
istikrarlıydı. Söz konusu dönemde,
yani reformizmden düzenlemeci
partilere dönüşme sürecinde birçok
sosyal demokrat partinin sınıf yapısı
ve iyi tabanı da değiştı. Örneğin
1951 'de Fransız Sosyalist Partisi'nin
üyelerinın yüzde 44'ü işçi, yüzde
3'ü serbest meslek sahibi ve
ışverendı Buoranlar 1973'te yüzde
19 işçi \e yüzde 61 işveren, serbest
meslek sahibi olarak değişecekti.
Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin
de üye kompozisyonunda gözle
görülür bir değışiklik oldu. Ma\ i
yakalı ışçilenn payı 1958'de yüzde
55'ten 1982'de yüzde 21.5'e düştü.
Bevaz vakalılann ve memurlann
oranı ıse yüzde 21 "den yüzde 33'e
yükseldı. Hollanda'da Sosyal
Demokrat Parti"nın 1978 kongresine
katılan deiegelenn vüzde 9O'ı orta
ve yukarı sınıf kökenlıydi. Yüzde
47'si kamu sektöninde çalışıyordu,
yüzde 58'i yükseköğretim görmüştü.
Sosyal demokrat partilerin oy
oranlannda da 1970 ve 1980'lerde
bir gerileme yaşanırken aynı
zamanda oylann içinde ışçilenn
oraru azaldı. Sosyal demokrat
partiler. Ingiltere örneğınde en açık
bir şekilde görüldüğü gibi bazı
yerlerde muhafazakâr partilere,
Fransa örneğinde olduğu gibi bazı
yerlerde de aşın sağ partilere işçi
oylarını kaptırdı.
./Veynesgil ekonomıyi benimseyen
sosyal demokratlar reformizmden
hızla uzaklaştılar. Reformist
stratejinin birinci ayağı olan
'planlama', devletin ekonomiyi
düzenlemek için yaptığı müdahalelere
dönüştü. Planlamamn amacı artık
pazar ekonoınisiııi uı tadan
ve sadece özel sermayenin ekonomik
ve siyasi sebeplerden girmediği ya da
gıremedığı kamu mallan ve hizmetleri
alanlanna uygulanacak bır mülkiyet ol-
duğu fikrini kabul ettiler.
Koktu değişfln
Böylece devlet mülkiyeti, özel mül-
kiyete alternatif olmuyor. aksıne ulusal
sermaye birikim sürecinin. pıyasa eko-
nomisi ve uluslararası rekabet koşulla-
nnda karşılaştığı istikrarsızlıkların et-
kisini azaltacak bir şekilde ışleyen, özel
mülkiyete destek ve güç veren bır mül-
kiyet biçimi haline geliyordu
Bu değışiklik ilk anda görüldüğün-
den çok daha derin ve radikal bir kopuş-
tu. Sosyal demokratlann polıtıkaların-
daki bu dönüşme ile birlikte işçıler ve
yoksullar yaranna alınacak tedbirler.
birtakım demokratik haklar v b tümü ile
yeni bir eksene oturuyor. 'sosyalizme
geçiş sürecinin değU',bir başka sürecın
parçası oluyorlardı. Sosyal demokrat
partiler, kapitalizmi reformlar yolu ile
tedricı bir şekilde ortadan kaldırmak \e
sosyalizme geçmek strajesıni terk edi-
yorlardı. Böylece sosyal demokrat par-
tiler, reformist partiler olmaktan çıktı-
lar.
Bunun yerine kapitalizm knzine ça-
re bulmaya çalışan, politik ıstikran kol-
layan (bunu işçilerin destegını alarak
ve sendikalarla özel bir ilışkı kurarak
yapabilme yeteneğine sahip) partıler
haline geldiler. Sosyal demokrat parti-
lerin yenı konumlan, sermaye bınkim
sürecinin düzenlenmesi için ilerı sürü-
len alternatıflerden birini temsıl etmek
oldu. Kapitalizmi reformlar yolu ile aş-
mak için yola çıkan reformıst partile-
rin bu yolculuğu. kapitalizmi düzenle-
mek için faaliyet gösteren. 'düzenleme
partileri' haline gelmeleri ile sona eri-
yordu.
Partilerde kurumsal değişim
Savaş bıttikten sonra sosyal demok-
rat partilerde bir seri kurumsal değışik-
lik başladı. Almanya'da bu degışim
1958 Stuttgart ve 1959 Bad Godesberg
konferanslannda kabul edilen prog-
ramlarla gerçekleşti. Eski programdan
kapitalizmin eleştirisi çıkanldı ve Batı
Almanya'nın birpazarekonomisi oldu-
ğu kabul edildi.
Hollanda'da Sosval Demokrat Parti
1946'da partinin adını. diğer sınıflara
da yönelebilmek için İşçi Partisi olarak
değıştirdi.piyasaekonomisinınveözel
sektörün degennı ve önemını kabul et-
ti. Isveç'te de 1960 programı. ekono-
mik mülkiyet. gelır\e zenginlikeşıtli-
gı gibi kavramlan programın ücra kö-
şelenne sürdü ve merkeze. ekonomi-
nin demokratik yönetımi ilkesıni getır-
-dr
kaldırmak degil, pazarın
sarsıntılanna çare bulmaktı.
İneiltere'de İşçi Partisi'nin 1928'de
abûî cttUi. kamumûlkivetı ve demok-
Büyük bunalıma politikasız yakalanan sosyal demokratlar bü-
yük bir umutla Keynes'i keşfettiler.
Yveformist söylemde. pazar
ekonomisınin temelini oluşturan özel
mülkiyete alternatif, onun yerini
alacak, böylece de planlamayı
tamamlayarak kapitalizmin
ortadan kalkmasmı sağlayacak olan
'devlet mülkiyeti' ise artık sosyal
demokrat partiler için, sadece
'kamu mallan ve hizmetleri'ni
kapsayan bir mülkiyet haline geldi.
ratik yönetım olarak tanf ettığı bır sos-
yalizmi amaç olarak saptayan TV. Mad-
^ T 9 d G t 1 î î d k d
dı. Kısacası politikasızdılar.
'Keynesgil devrim' (sosyal demokra-
si açısından bir karşı devrim dense da-
ha doğru olur sanınm) tam bu sırada
başladı. Keynesgil yaklaşımının ve
önenlennın detaylanna burada girmek
için yerim yok (bu konuda bir özet için
Bkz: Ergin Yıldızoğlu "Peygamberin
İkinci Gelişi' Iktisat Dergısi'. Sayı 340.
1993), ancak konumuz açısından, bır
iki önemli yeniliğin altını çizelim.
Keynes, (klasik iktisadın ınancımn
aksine) pazarlann kendi kendini temiz-
leyerek dengeye gelmeyeceğini, bunun
gerçekleşmesi ıçın devlet müdahalesi
gerektiğini söylüyordu. O sırada gün-
demdeki en önemli sorun işsizlikti.
Keynes, işsizlik ile toplamtalep arasın-
da bir ılişki kurarak kamu harcamala-
nnın işsizliği azaltmak için kullanılabi-
leceğini ileri sürdü. Keynes, genel ola-
rak kapitalizmin dalgalanmalanna kar-
şı (counter cyclical) gerekli politikala-
n bulmuş gözüküyordu.
Sosyalizm ve refortnizme elveda
Keynesgil yaklaşımlar. sosyal de-
mokrat partilerin gereksınimi olan te-
ori ve hükümet politikalan açığını ka-
patacak özellıkler taşıyordu: Devlet
müdahalesi ve işsizliğe karşı politika-
lar... Sosyal demokrat partiler. hemen
bu tedbirleri benimsediler \e böylece
de nihai hedef olarak sosyalizmi terk et-
tiler. Bunun yerine, kapitalizmin kriz-
lerini atlatma ve işçilerin yaşam koşul-
lannı düzeltme politikalannı yaşama
geçirmeye başladılar.
Reformist stratejinin iki ayağı vardı.
Biri 'planlama' diğeri de 'devlet mül-
kiveti'. Bunlardan birincisı olan 'plan-
lama'. devletin ekonomıyi düzenlemek
için yaptığı müdahalelere dönüştü.
Planlamanın amacı artık pazar ekono-
misini ortadan kaldırmak değil, paza-
rın sarsıntılara >ol açan özelliklerini
kontrol etmeye çalışarak istikrarsızlığı
asgariye indirmektı.
îkincısı 'devlet mülkiyeti', reformist
söylemde, pazar ekonomısinin temeli-
ni oluşturan özel mülkiyete alternatif,
onun yenni alacak böylece de planla-
mayı tamamlayarak pazar ekonomısi-
nin ortadan kalkmasını sağlayacak bir
politikaydı. Keynesgil politikalann be-
nimsenmesi ile sosyal demokrat parti-
ler için devlet mülkiyeti, sadece 'kamu
mallan ve hizmetleri'ni kapsayan bir
mülkiyet haline geldi. Yani sosyal de-
mokratlar. devlet mülkiyetınin sadece
leri tarafından partinin diğer sınıflar-
dan oy almasını engellediği gerekçesi
ile saldın altına alındı. Ancak parti ıçın-
deki sol muhalefetler sürekli buna di-
rendiler. İngilız İşçi Partisi içinde sü-
rekli bir sol muhalefetin olması ve par-
tinin sosyalizm hedefınden kolay kolay
vazgeçmemesi ile Ingiliz işçi sınıfının
sınıf şekıllenmesinın Avrupa'ya göre
daha dayanıklı olmasının bir ilişkisi ol-
sagerekır.
Fransız Sosyalist Partisi içinde gele-
neksel sosyal demokrat fikirler, sık sık
saldın altına girmesine rağmen
1980'lenn başında hükümet olana ka-
dar varlıklannı sürdürmeye devam et-
tiler. Hızlı değişiklıkler, bundan sonra
başladı. ltalyan Sosyalist Partisi de va-
vaşdeğışen partilerdendi. '1%3Mani-
festosu' hâlâ planlamayı sosyalizme ge-
çışin bir aracı olarak sunuyordu. Fran-
sız ve ltalyan sosyal demokrat partile-
rinin bu kadar yavaş değişmesi, bu iki
ülkedekı sınıf şekillenmesinin yüksek-
liği ve ltaiyan, Fransız komünist parti-
lerinin Avrupa komünizmini benimse-
yerek 'geleneksel sosyal demokrat par-
tilere' benzemeye başlamalan ve bu-
nun sosyal demokrasi üzenndeki ba-
sıncı ile bır dereceye kadar açıklanabı-
lir sanınm.
Yann: Düzenlemeci anlayışın
krizi ve Ingiliz İşçi Partisi
ILAN
T.C.
İSTANBUL 3. İDARE MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI'NDAN
EsasNo: 1989 772
Metin Yavuz-Gülten Demir vekılleri Av. E. Fatma Kulaç tara-
fından "Bağımsızlık ve Demokrasi Mücadelesinde Devrimci Genç-
lik" isimli derginin isim imü'yazı için yapılan başvurunun reddine ilış-
kin İstanbul Valibği'nin 21.10.1988 tarihli ışleminın ıptali ısıemiyle
Istanbul Valıliğı'ne karşı acılan dava sonucunda. dava konusu işle-
min iptal edilmesine ilişkın 26.12.1991 tanh ve E: 1989 772 K: 1991
1952 sayılı karanmızın davalı ıdarece temyız edilmesı üzerine karar
ve temyiz dilekçesı davacı \ekiline "İnebev Mah. Koşubey Sok. Me-
tak Han No. 22 13 Aksaray-İstanbul" adresinde tebliğ edilememış
olup, temyiz dilekçesinin ilanen tebliğine karar verildığınden. ışdu ila-
nın gazetede neşn tarihinden itibaren yasal süre içinde davacı vekili
Av. E. Fatma Kulaç'ın mahkememize müracatla karar ve temyii di-
lekçesini almaması yahut adresini bildirmemesi halinde karar ve tem-
yiz dilekçesinin tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. 11.11.1994
Basın: 44025
İLAN
T.C.
ALİAĞA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN DUYL RULUR
Davacı İsmet Akbulut vekili tarafından davablar Mehmet Özkan
ve Mustafa Özcan aleyhlenne açılan. 15.5.1994 günü saat 18.30 sıra-
lannda. Mehmet Özkan'a ait 64 DC 940 plakalı kamyon sürücüsü
Mustafa Özcan'ın idaresinde ıken İsmet Akbulut'a ait 35 BLP 53 pla-
kalı Mazda marka hususi otova çarpması sonucu meydana gelen
kaza nedeniyle açılan tazmınat davasının mahkememizde yapılan
vargılamasında venlen ara karan uyannca,
Davalı Mehmet Özkan'ın adresi tespit edilemediğinden. ilanen
tebligat yapılmasına karar venlmiş olup. davalının mahkememızın
1994,398 esassa>ıhdos>asının 20.12.1994 günü saat 10.30'da vapıla-
cak duruşmaya gelmesi veya kendismi bir vekille temsıl ettırmesi, aksı
takdirde duruşmalara yokluğunda devam olunacağı hususu ilan olu-
nur. 15.11.1994
Basın: 44009
İLAN
T.C.
ADANA ASLİYE ALTINCI HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dos>aNo: 1994 238
Davacı AGF Garanti Sigorta AŞ vekili Av. Necati Törekara ta-
rafından davalılar Hüseyin Şanal. Mustafa Arıkan ve Ahmet Bulut
aleyhine açılan alacak davasının mahkememizdeki yargılaması sıra-
sında venlen ara karan gereği:
Dav alılar Hüseyin Şanal ve Ahmet Bulut'un bilınen Ankan tesisle-
n Pozantı adresine çıkanlan davetiyeler teblığsız lade edilmiş. adres-
len emni>etçe de tespit edilemediğinden. dava dilekçesinin ilanen
teblığine karar venlmiş olduğundan. duruşma günü olan 19 01.1995
günü saat 09.00'da davalılann bızzat duruşmada hazır bulunmalan
>a da kendılerini bir vekille temsil etfirmelerı. bızzat duruşmada bu-
lunmadıklan veya kendilennı bir vekille temsil ettınnediklen takdir-
de yargılamaya yokluklannda devam olunarak karar venleccğı
hususu. dava dılekcesi teblıği yenne geçerlı olmak üzere davalılar
Hüsevın Şanal ve Ahmet Bulut'a ilanen tebliğ olunur
Basın 4409-1
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKCI
Cumhurîyeti Kim Koruyacak?
Prof. Şahin Yenişehirlioğlu, Ankara'da TUBITAK'taki ko-
nuşmasını yaptıktan sonra, Almanya'ya gıtti. Orada, Atatürk-
çü Düşünce Derneğı Başkanı Dursun Atılgan ın çağrılısı
olarak, Tevfik Kızgınkaya ile birlikte konuşmalar yaptı. İki
konuşmacı oradan Herford'a geçtıler, orada fabrıkada Türk
işçılerıne laıklığı, Atatürk'ü anlattılar.
Şahın Yenişehirlioğlu, Ankara'dakı konuşmasında Tür-
kıyede arabesk bır tragedyanın oynandığını söylüyordu.
Eski Grek tragedyası değıl de, Hınt modelı arabesk bır tra-
gedya. Bu tragedyayı özellikle, siyasetdünyası oynamaktay-
dı.
- Çünkü, diyor Yenişehi rl loğlu, siyasal partiler, şu anda
Türkiye'de laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin iki
binli yıllardakı geleceğıni düşunemiyorlar. Yani Türkiye'de
demokrasi şu anlamda yok! dıyor, şöyle sürdürüyor konuş-
mayı:
"Partiler oligarşisi var. Partiler oligarşisi demokrasi de-
mek değildir. Dolayısıyla Türkiye'de bu yanlış gelışmeden
dolayı, her zaman askeri darbeler olur. Her zaman Türkiye'-
de, kısacası zinde güçler, gerek üniversiteden bir kesim ge-
rek yüksek bürokrasiden bir başka kesim ve ordunun içinden
bir kesimle birleşerek darbe yaparlar. Neden? Nedeni açık:
Çünkü, 70 milyon civarında dönen bu insan nufusu -ki çeşitli
gelenek, göreneklerden, dillerden, dinlerden derken her
şeyden oluşan- bu cumhur, küme, insan kümesi, insan birlik-
teliği ki 'cumhurıyef, insan birlikteliği demek. Arapçada ',
kumların getırdığı tepecıkler' değil ama, insan birlikteliğini o
partiler oligarşisi yonetemez. Ki, oligarşi yönetemeyince
karşımıza br sorun çıkar. Hangi demokrasi? Hangi cumhuri-
yet? Hangi sivil toplum? Hangi bürokrasi? Hangi teknokrasi
ve hangi üniversite? Neden bunları söyledim? Bunları zorun-
lu olarak soylüyorum. Bir kere hepimiz belli bir eğitimden
geçmişiz, düşünce gücüne sahibiz. Gerçekleri irdeleme an-
layışına sahibiz. Neden? Çünkü biz yurttaşız, köle değiliz.
Tabii değiliz. Burası sultanlık değil. Kraliyet de değil. Yurt-
taşlık hakları üzerine kurulu, İnsan Hakları Bildirgesi'nden
hareketle ortaya çıkan, evrenselleşen birey, yurttaş, kendine
bağlı insanla ilgili. Biz de o ınsanız yani. Onun için bizleri, ki-
şilerin ne rengi ne konuştuğu dil ne inandtğı tanrı ne inanma-
dığı tanrı ilgilendiriyor. Bizleri evrensel haklar ilgilendiriyor.
Bu haklar çerçevesinde laik, demokratik, modern, çağdaş
bir ülke olmanın ve bir insan olmanın niteliği ilgilendiriyor.
Onun için bunları söyluyorum. 1923 Cumhuriyeti'ni yaratan
Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti korumayı üniversiteye,
üniversite gençliğine emanet edıyor."
Prof. Şahin Yenişehırlıoğlu'nun açıkladıkları ilgınçtı. Bu-
nun belgesıni ıstedım; getirdı. Atatürk, 9 Nisan 1934 günlü
Milliyet gazetesınde çıkan konuşmasında şoyle dıyordu:
"Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı,
Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün an-
lam ve biçımleriyle uygar birfoplum haline geticmektir. Dev-
rimlerimizin başlıca ilkesi budur. Bu gerçeği kabul etmeyen
zihniyetleri tarumar etmek zaruridir. Şimdiye kadar milletin
dimağını paslandıran, uyuşturan, bu zihniyette bulunanlar
olmuştur. Herhalde zıhnıyetlerde mevcut hurafeler de bütü-
nuyle tart olunacaktır. Onlar çıkarılmadıkça dimağa gerçek
nurları sokabilmek imkânsızdır
Gözlerımızi kapayıp soyut bır dunyada yaşadığımızı farze-
demeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile ilgi-
siz yaşayamayız. Tam tersine, ilerlemıs bir ulus olarak
uygarlık alanının uzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak bi-
lim ile, fenle olur. Bilım ve fen nerede ıse oradan alacağız ve
ulusun her ferdinin kafasına koyacağız. Bılim ve fen için kayıt
ve şart yoktur. Hiçbir mantıkı delıle dayanmayan birtakım
geleneklerin. ınanç bağlarının muhafazasında ısrar eden
ulusların ılerlemesi çok güç olur, belki de hiç olmaz. llerle-
mede kayıtları ve şartlan aşamayan uluslar. hayatı pratik ve
mantıklı bır gozle goremez; hayat felsefesi engın ulusların
egemenliği altına ve tutsaklığa gırmeye mahkûmdurlar. ,
Henüz kurtulmuş değiliz, atılan adımlar. bundan sonra atıl-
ması gereken adımların başlangıcıdır. İnsan daha başlan-
gıçta ıken sonuca vardığını ıddia ederse dunyanın en derin
gafleti içine düşup gitmiş sayılır. Biz daha çok adımlar atmak
zorundayız. Bu adımlar, hem çok hızlı hem de çok uzun ol-
malıdır. Bu yüzden de bu adımlan doğru ve belirli bir yöne
doğru atabilmek için kendi mukadderatımıza kendımiz sahip
olmak zorundayız.
Acılar gördük. Bunun sebebı, dunyanın durumunu anla-
madığımız içindir. Fıkrimiz, zihnıyetimiz uygar olacaktır...
Şunun bunun sozune onem vermeyeceğiz. Uygar olacağız.
Artık duramayız. Muhakkak ilerı gıdeceğız, gerıye ise hıç gi-
demeyız. Çunkü ilerı gitmeye mecburuz. Ulus açıkça bilmeli-
dır ki, uygarlık oyle kuvvetli bir ateştir ki ona kayıtsız kalanla-'
rı yakar ve mahveder.
işaret ettığim ilkeleri Turk gençlığinin dimağında ve Türk
nlıi.tıjnun bilincinde daima canlı bir halde tutmak, ünıversite-
lenmize ve yuksekokullarımıza duşen başlıca görevdir.'
(Milliyet, 9 Nısan 1934)
Proî. Şatıin Yenişetirrîîognj, 'İşte^en, o görev rt&teniyte -
buradayım"dıye ekledı. Şöyle sürdürdü konuşmasını:
'ÜzellıkJe kusura bakmayın beyefendiler;
b k ü i k
y
üniversiteye bırakıyorum bunu korumayı, üniversite koruya-
caktır bu cumhuriyeti, rahat koruyacaktır' diyor. Çunkü Türk
toplumu normaldır; her toplumun en yüksek düzeyınde eğıtil-
mış kışısı, bılgılenen kişısidir Bunu manavdan beklemek
yanlış. Manav, iyı bır manav olsun, görevını yapsın, ona izın
verırız. Dürüst olsun, bıraz da bılgili olsun. Ama üniversite
hocasından, öğrencisinden kesinlikle korumasını bekliyo-
rumcumhuriyeti' diyor..."
•••
Günlerdir "ŞeriatNasıl Önlenebilir?" dıye yazıp çizerken,
Refah Partisi Genel Başkanı Necmetün Erbakan. salı günü
akşamüstü, saat 19.30'da iran Dışışleri Bakan Yardımcısı
Abbas Meliki ile Tahran Caddesı'ndekı İran Elçıüği'nde gö-
rüştü mü? Ne görüştü? Abbas Melıkı, Dışışleri Bakanı'nın
eğitimden sorumlu yardımcısı. Ülkeme şerıatı yaymak ıçın
çırpınan iran'ın tüm yönetıcilerınin kafalarına sokmaları ge-
reken bır gerçek var:
- Türkiye İran olmayacak
1
Erbakan da böylece bılsın...
BULMACA
SOLDAN SAĞA: 1 2 3
1/ "Yakalama, tutma"
anlamında argo sözcük.
2/ Tropikal Afrika'da ye-
tişen ve üstün kaliteli
odunu olan bir ağaç... Bir
müzik türü. 3/ Takımlar
grubu. küme... Eti lezzetli
bir balık. 4/ Mitoloji...
Uğraş. 5/ Söz. konuşma.
6/ Dolma yapmak için
hazırlanan kanşım... Is-
panya'nın para birimi. 7/
Özel bir maya mantanyla
keçı ya da inek sütünün
mayalanmasıyla hazırlanan
içecek... Sevinçli. neşeh. 8/ Evde ya
da odada saygıdeğer kişilerin otur-
duğu baş köşe... Alevi-Bektaşi şa-
irlerinin tarikatlanyla ilgili şiirleri-
ne verilen ad. 9/ Olta ya da tuzağa
konulan yem... Pozisyon.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Siyasal. bilimsel ya da yazınsal
konulardaki sert tartışma. 2/ Ley-
leğe benzer bir kuş... Ordu dışı. si-
lahlı küçük birlik. 3/ Türk müzi-
ğinde bır makam... Sıcak ve kuru bir rüzgar. 4/ Yemek... As 4
ve Afrika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan, kısa hortumlu bir
hayvan. 5/ Bir konuyla ilgili bilgi vermek amacıyla düzenlenen
toplantı. 6/ Yunan mitolojisinde savaş tannsı... Bir nota. 7/
Klavyeli birçalgı... Zincirdenyularyadaayakkösteği.8/Hintli
kadınlann ulusal giysısi... Cehennem. 9/ Tekkelerde ayinden
önce tören hazırlığı yapmakla görevli kişi.