04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 1994 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Yetmeyenyargı... Yargının tum sorunlan çözulmuş olsa da, yargı tek başına haksızhklan goğuslemeye yetmeyecektır Sıyaset tıkanmca çozüm ordudan, yargı ve bazen de sıyaset tıkanmca çözüm yargıdan beklenırse daha çok yanılgıya uğranz RAHMİ KUMAŞHukukçu, Eskı Parlamenter T oplumca yaşadığımız yolsuzluk ortamından sıvnlmak ıstedıklerını sananlar ">argının >et- medigini" sureklı yınele- mektedırler 'Rûşvet' \e "yobuzluk" ortamından gerçekten bu- nalanlar da yeterlı çozumlen goreme- menın sıkıntısıvla kıvranmaktadırlar Her toplumda, herdonemde yolsuzluk goruldüğu gerçeğı bızı >olsuzlukla sa- vaşmaktanalıkoyamaz Ancak kımı on- lemleralınıncayolsuzluklannkökuku- ruyacakmış gıbı bır yol ızlemek de çok yanlış Yolsuzluklann cezalan arttın- lırsa, yargı yerlen (mahkemeler) vol- suzluk davalannı belırlı bır surede so- nuçlandırmaklayukumlu kılınırsa, ruş- vet verenruşvetalanı haberverdığınde ceza yemezse gıbı y aklaşımlarla y ol- suzluk bataklığını aşacağımızı ılen sur- mek ne oranda gerçekçıdır, duşunme- lıyız Bu yonde onculuk yapan kımı basın- yayın, ttalya'yı ornek gostenp bır "te- miz eller" uygulamasına geçılmesının zorunluluğunu vurgulamayı neredeyse temel ılke edınmışlerdır Oysa İtalya'da ışbaşına gelen >enı Başbakan Silvio BeriusconL, 6 telev ızyon kanalı ıle 168 ortaklık ve 38 holdıng sahıbı bır ışve- rendır Bızım temız ellercıler "çok mal haramsız, çok söz yalansız" olmaz so- zunu unutarak, "Bizde de İtalya'da ya- pılanlar vapılmair dıye sureklı bunu ılen surduler ama orada da kırlı eller yıne goruldu Berlusconı, yolsuzluk y apmakla suçlanıyor ve kendıne bır şey yapılamıvor Yuzyıllar sonucu oluşan hukuk kurallannı zorlamaya kalkmak kolaycılığından sıynlıp yalnız "suç iş- le>en cezasız kalamaz" anlayışını be- nımsesek veter de artar bıle Kımı basın İSK.I, İLKSAN, Civan- Edes-Ozal yolsuzluklan gıbı yolsuz- luklan kendılennın ortaya çıkardığı ha- v asında da\ ranıyorlar kı buna hıç hak- lan yoktur Belkı de kendı volsuzlukla- nnı unutturmak ıçın bu v onde yoğun bır yayın yapmaktadırlar Oysa basın ya- yım yapsa da, yapmasa da yargıva ge- çen soruşturmayı yargı yerlenmız ke- sınlıkle sonuçlandınriar Elbette yargının da sorunlan vardır Duşunun kı şu anda yargıda bulunan yargıç ve savcıya bır o sayıda yargıç \e savcı eklense yıne yargıç \e savcı açı- ğı kapanmayacaktır En onemlı sorun bu Bu ortamda kalkıp "mahkemelerin yolsuzluk davalannı belli bir surede so- nuçlandırmava zorunlu kılınması" na- sıl çozüm olur1 Anayasa MahkemeM bıle gerekçesını yazmadan karar açık- layamaz dendığı halde, buna uyulma- dığı goruluyor Bırbakıma Mecelle'nın "Zaruretler menınu olan şeyleri mubah küar"kuralıegemenolmaktadır Gecı- ken adaletın adaletsızlık olduğu doğru da, adaletı gecıktırmeyeceğım dıye bır suçsuzu cezalandıımak olasılığı da da- ha buyuk bır yanlış Içınde yıllardır yaşadığımız ekono- mık bunalımdan kurtulu^u "ozelleştir- me"de gorenler. yolsuzluklardan sıv- nlmayı da yargıyı hızlandırmada goru- yorlar Yargının çabuk ışlemesıne kar- şı çıkacak kımse olamaz <\ma bır ko- a, suçsuzu suçlu dıye cezalandıra- mama koşuluyla' Gerçekte her suç ış- leyen anında soruşturulsa \e cezalansa toplumda suç ı^leme oranı duşecektır Bızdekı en buyuk eksık budur 12 Ev- lul 1980'denonce dahadoğrusu Vedat Demircioğlu unıversıtede olduruldu- ğunden bu vana suç ışleyenlen devlet yakalayıp cezalandırsaydı "işle>eni bi- linmeyen" bınlerce olum olmavacaktı \e belkı de 12 Eylul e gelmeyecektık Şımdı de dev let yolsuzluk yapanlan he- men \ akalay ıp y argıy a teslım etmedığı >a da edemedığı ıçın yolsuzluk sanık- ları bınlen buluy or \ e çozum y argı yer- lennde aranıyor Oysa gerçek çozum dev letın her bırımının gorev ını yetenn- ce yenne getırmeMnden geçer Yargıyı 12 Evlul un generallen de suçladılar Ama haksızdılar Yargıç, onune gelen kanıtlara gore karar venr Yargıya ge- çen soruşturmaların enınde sonunda gerçeğe ulaşacağından kuşku duymak doğru degıldır Kımı olumsuz ornek- lerle yargı ıçın genelleme yapanlarbu kolaycılığın herdalda vapılabıleceğın- denhabersızdavranmaktadırlar Yargı- nın da yetersızlığı vardır \argı da bu toplumun ıçındedır Bıleşık kaplar or- neğınde olduğu gıbı vargının duzeyı de obur kurumlann duzeyınden ayn tutu- lamaz Ruşvetve yolsuzluklarla ılgılı olarak sıyasetçılen suçlamanınbırolçudeger- çekçılığını anlıvoruz Ancak bu suçla- mayı getırenler ne olurdu sıyasetın nı- telıklı olmasına bıraz katkıda bulunsa- lar Hemsıyasetı kuçuk, sıyasetçıyıbu- tunuyle çıkarcı tanıtacaksınız, ama sı- yaset yapmaya yanaşmayacaksınız, hem de yetersız ve çıkarcı sıyasetçıden kurtulmak ıçın "yargır> dan başka so- rumlu yer aramayacaksınız Eğıtımın laıklığını çağdaşlığını demokratıklı- ğını. eğıtımın ımam-hatıpleşmesıne koşe donmecı adam yaratmasına karşı savunmay acaksınız, ama kurtuluşu yar- gıdan bekleyeceksenız1 Yargı gerçekten bağımsız olmalı Yargı kendı kollukgucunukurmalı Bu kurallan savunmadan *yargı''nın yet- medığını ılen surmek bır aymazlıktır Kaldı kı yargının tum sorunlan çozul- muş olsa da. y argı tek başına haksızlık- lan goğuslemeye yetmeyecektır Sıya- set tıkanmca çozum ordudan vargı ve bazen de sıyaset tıkanmca çozum yar- gıdan beklenırse daha çok yanılgıy a uğ- ranz Çağdaş toplumda herkes gorev ını yapmalıdır yapmayansorumluluğunun karşılığını odemelıdır Çozum bu an- layıştan geçer ARADABIR ATİLA ERGÜR M. Ü. Güzel Sanatlar Fak. Öğretim Üyesi "Hayvantıraş"çıya Bakın! Refah Partısı Rıze Beledıye Başkanı Şevki Yılmaz da Istanbul ve Ankara beledıye başkanlan gıbı sanata yonelık saldırı yarışına katıldı Refahlı yerel yonetıcılenn koro halınde sanatı ve sanatçıları duzeysız tanımlarla nıtelemeye çalışmaları, estetık değerlerden nasıbını alamamış olmanın otesınde, bılgı ve gorgu yoksulluklarını da sergılemektedır Bu yaklaşım, uyesı oldukları sıyasal goruşun sanata bakış açısının ne denlı çağdışı olduğunu gostermekte ve kendı ınançları dışında kalan değerlere yaşam hakkı tanımayacaklarını da kanıtlamaktadır Çağdaş Turkıye Cumhurıyetrnın kurucusuna ve cumhurıyete hayat veren tum değerlere karşı surdurulen savaşımdır bu Soz konusu savaşımın ılk hedeflerınden bırı de, ıçıne tukurulecek uğraş olarak gorduklerı sanattır Otekı arkadaşları gıbı Şevkı Yılmaz da, başına yaptığı açıklamada "heykeltıraş mıdır, hayvantıraş mıdır" dıyerek ne olduğu belırsız bır tanımla sanatı ve sanatçıyı aklınca kuçultmeye çalışmaktadır Heykel sanatına boylesıne bır "hayvansal" yaklaşım şımdıye dek duyulmamıştır Hastalık nobetlen ulusal bayramlara rastlayan, bu nedenle "bayram hastası" olarak tanınan Rıze Beledıye Başkanı ve benzerlennın bu davranışı, ancak "Islam vandallığı" olarak mtefenebılır Heykeltıraş, Arapça buyuk ve yuksek yapı anlamına gelen 'heykel' ile, Farsça kazımak yontmak anlamında kullanılan 'teraşı' (teraş> tıraş> tıraş) sozcuklerının bırleşmesınden oluşan ve heykel yapımı ıle uğraşan sanatçıyı tanımlayan bır terımdır Turkçe karşılık olarak da yontucu sozcuğu benımsenmıştır Bır hacım sanatı olan heykel ıse estetık değerler taşıyan uç boyutlu yapıtları tanımlayan bır sozcuktur Heykel karşılığı Turkçedeyonfu sozcuğu kullanılmaktadır (Yonut dıyenler de var) Gunumuzde heykel sanatı, malzemesı, teknığı ve bıçımsel arayış çeşıtlılığı ıle oldukça zengın yorumlara ulaşmıştır En eskı ve en evrensel sanat turu olan heykelın M O 30 000 yılına dek uzanan (Orınyasyen donemıne) bır geçmışı olduğu bılınmektedır M O 1400 ıle 9500 arasında yer alan (Magdalenıyen) donemde de ınce bır duyarlılık ve gerçekçı bır anlatımla, boynuz ya da fıldışınden hayvan fıgurlen yapıldığı saptanmıştır Değerlı sanatçı ve duşunur Sayın Melih Cevdet Anday'ın da betlrftiği gmr sanann dinîerderronceiigrsor konusu olduğuna gore, tanrı ınancının /do/'den çıkmış olması daha akla yakın gorunuyor.. Tektanrılı buyuk dınlerın doğuşunda da, gorkemlı mımarlık yapıtlarının etkısı vardır ve başka bır deyışle buyuk dınlerı ortaya çıkaran, mımarlık sanatıdır Koklerı bu kadar eskı donemlere uzanarak yaşamın her kesıtıne sınmış olan sanatı, dını esaslara dayalı devlet kurmak uğruna dışlayan ve yok sayan bır anlayışın, çağdaş bırtoplum duzenınde geçerlı olması olanaksızdır Sunduğu guzellıklerın yanı sıra, ınsanafarklı bır bakış açısı ve duşunce bıçımı de kazandıran sanat, ayrıca yaşama derın bır anlam ve zengınlık katmaktadır Yaşamını yoğun bır anlamsızlık ıçınde surdurme ısteğınde olanlara soylenecek bır şey yok Ister olumlu olsun ıster olumsuz, bıreysel tercıhlere saygılı olmak demokrasının gereğıdır Ancak, boylelerının, anlayamadığı, kavrayamadığı değerlerı, anlamsız sozlerle yermeye de haklan yoktur Çağdaş toplum olma duzeyıne ulaşmış dunya uluslarının tartışılmaz bıçımde saygı duyduğu kulturel değerlerı, ılkçağ kafası ıleyargılamaya kalkmak, onarılması olanaksız bırayıptır Bu ayıbın, bıreysel sorumlulukların otesınde, bır beledıye başkanı sıfatı ıle taşınması, çok daha ağır bır durumdur Insanın kendını ozgurce dıle getırme yollanndan bırı olan sanatsal çalışmalarda, bılımsel çalışmalargıbı ınaklardan uzak tutulmadığı surece, gerçek anlamda duşunce ozgurluğunden soz edılemez Çağdaş ınsanın tarıh boyunca uretılen gorkemlı sanat yapıtlarının değerbılır kalıtçısı (mırasçısı) olma bılıncı ve bu onurlu uğraşıyı surdurme kararlılığı, şenat yanlısı gunumuz vandallarına verılebılecek en guzel yanıttır TARTIŞMA T.C. ANTALYA ASLİYE1. HUKUK MAHKEMESİ DosyaNo 199^996 Davacı Çalkaya Beledı\e Başkanlıgı vekılı \\ Ibrahım Hızır tarafından davalı Ibrahım Koken vs aleyhıne açılan tespıt ve tescıl davasının mahkememızde >apılan açık duruşmasında Karar gereğınce davaklar Mevlut Oter, Ibrahım Koken, Mehmet Turan Vedat Yazıcı SınanFer, MuzafferSağlam Izzet Oruç, Hasan Demınaş Ramazan Canbaş ^hmet Abdurrahmanoğlu Nıvazı Oz- demır HalılAkar Ah Yıldız, Alı Ba> ramoğlu ZekıK.ondaş,Muam- mer Barun Kadır Saraç, Fevzullah Velı Meün Sağlam Abdullah Kaya Mehmet Işıkh, Eşref Aydoğan, Alı Devecı İbrahım Ozdemır SabnAydoğan Nıvazı Yılmaz DuzgunCangır,CemalAtala> (olu) Sabahatün Koparan vanslen Sevınç Koparan'a (Ozgur Koparan Belma Koparan Cesur Koparan Onur Koparan) (kendıne asaleten çocuklanna velaveten) tebhgat vapılmadığından adreslennın tespıü de mumkun olmadıgından davalılara HLMK nun213\e377 md gereğınceduruşmagıınuolan23 1 1995tanhındesaat8 35 temahke- me salonunda hazır bulunmalan veya kendılennı bır vekılle temsıl etürmelen hazır bulunmadıklan ve kendılenm bırvekılle temsılettır medıklerı lakdırde dava dılekçesının kendılenne teblığ edılmış sa>ıla- rak yargılamava yokluklannda devam olunacağı \e sonuçlandınla- cağı ılanen teblığ olunur 27 10 1994 Basın 52453 "Tolerans"ın toleranssızhğı! O numuzdekıyıl UNESCO tarafından Tolerans V üı kdbulveılan edılmıştır Tum duny ada ve de doğaldır, memleketımızde hoşgonı (tolerans) semınerlen, panellen, konferanslan toplantılan y apılacak •Hepimiz'ın 'başkaları'na karşı ne kadar hoşgorulu olduğumuz, Vnun değer yargılan ve ınançlanna saygılı olduğumuz ve genelde 'bizler'ın 'onlar'ı nasıl da hoşgorduğumuz anlatılacak Bır arada yaşay anlar, nasıl da rahat ve herhangı bır ay nmda bulunmaksızın hayatlanru surdurduklennı. kendılennden ornekler vererek, ortay a koyacak Yuksek entelektuel konumda olanlannız da ışın fılozofık. fılolojık, psıkolojık sosyolojık, pohtık.jundık, teoîojık ve de teleolojık -ıstedığınız kadar (ık) ıle bıten sozcuğu ekleyebılırsınız- yanlannı. kendılennın bılımsel ağırlıklannı da one surerek ızah edecekler Ancak, konuya gırmeden once, onemlı olduğu kanısında bulunduğumuz semantık bır ozellıgı açıklamak ıstenz Konunun basında yansıtılmasında cıddı bır hatanın yapılmakta olduğu gorulur Yazımızın başhğında da ışaret ettığımız gıbı. sozu edılen kavram lolerans'tır Latınce tolerare = etmektense tolerans ya dd katlanma şeklınde kullanımının doğru olacağı ortaya çıkar Td eskı Yunan'dan başlav ıp Hınstıyan felsefesı ıle yoğurarak yaratmış olduğumuz ve Batı Lygarlığı adını taktığımız ve ıçınde ny a ıkıyuzluluk oğelennın bol bulunduğu bır sibtemı Hegel'ın mantığı ıle kanştınp ond ahJak adını vermışve hıç duşunmeden de hepımız kdbul etmışbulunuyoruz IştebuBatı L ygarlığı ahlakı ncdenı ıle de pek çok \ alan kav ram y aşamımıza gınnış bulunmaktadır Bu nedenledır kı Nietzsche, 'ahlak'ın ahlaklığının gozden geçınlmesının ve \emden değerlendınlmesının gereğıne dıkkatlen çekmektedır Batı Uygarlığı anlayışında. olaylar oldukları gibi algılanıp değerlendınleceğıne. olmaları gerektiği gibi değerlendınldıklen ıçın de, gunluk ydşamımızın tum cephelennde y alanlar v e gerçeklenn sarmallanıp yumaklaştığını gormektey ız Banş, dostluk paktı. ıttıfak v e daha pek çok gerçek olmayan kavramdan oluşan uzun ancınn onemlı bır halkasını tolerans-katlanma oluşturur Katlanma kav ramını ırdeledığırrtızde, kokunde. ınsanlan bınbınnden farklı ve karşıt cephelerde gormenın v e kabul edılışın y attığı. ve de aynca bızden farklı vekarşıt olan bu ınaanlan scvTnenın doğan düşman kdv ramının maskelenmış şeklınden başka bır şey degıldır O benden farklı ve ayn olup kendınden olmasa da ben, onun benımkınden ve bızımkınden farklı olan ozellıklenneijimdılık yada uzun sur'e ses çıkarmav acağım Doğdldır kı. o da ben olarak duşunduğunde, karşısındakı ıçın farklı bır duy gu ve duşunceyesahıp oldmdyacaktır Hdlboyleıken v e de v ukandd kısaca açıkldmaya çdlıştığımız ^ekılde 'hoşgoru'nundahı 'katlanma'dan farklı olmamakla ınsdnal ve ınsancı herhangı bır değer Ub,ımdmakta olduğu apdçık ıken 'ben tolerans sahibiyim' 'Ben hoşgöni sahibiyim' gıbılerden boburlenmenın v d da karşımızdakı bu nıtelıklen nedenıyle 'iltifat' etmemızın ve de duny ada tolerans >üı kutlanmasının pek doğru olmayacağı anlaşılır Nevazıkkı.yalanıve ıkıy uzluluğu başka bır yalan v e ıkıyuzlulukle ortup tersıne çevırterek ınsan ay nmahğını insani vüksek bir haslet olarak tezgahldyıp one surecek derecede ıkıy uzluluğu temel y aşam oğesı olarak kabul etmış bulunan bugunun ınsanı ıçın. gelecek. pek umut v encı degıldır Insanlığın y uz y ıllarca karşı karşıy a bulunduğu v e sureklı olarak feldketlere y ol açan bu kokunden gelen tolerans kav ramının. basınımızda • kullanılmaya başlanan 'hoşgoru'den değışık olup, ıçınde istenmeden, zoraki kabullenmek oğelennı taşımaktadır Bu nedenle sozcuğu yumuşatarak, hoşgöriı şeklınde kuçuk bır yalanla ıfade ıstemesekde şımdıhk ahammııl sorunun çozulme olanağı v e umudu y ok mu' Kendımızın etme) ve onlarla çev rev ı yonetme gıbı oğelenn vdrlığı kendını gostenr Tolerans. suyun solunda y a da sağında doğmuş bulunma ıle orta> a çıkan ben v e bizler v e de o ve onlar kav ramlan ıle bunlardan kendılıgınden ~> aratmış olduğunu evrensel y alanlar v umağından hıç kurtulamayacak mıyız 7 Toplumsal yalanlanmızı yenı toplumsal yalanlarla ortup onlan ev rensel kutlamalar v e onlara adanmış yıllarla kutsamaktan vazgeçmeyecek mıyız 9 Bu y uzyılın başlannda v aroluşcu duşunur Gabriel Marcel'ın tum ınsanlığa yoneltmış olduğu bır mesajdakı guçveuzun uvgulanması olanaksız. utopık gıbı gorunen bır y olun ucundakı ışığı bır gun gorebılecek mıvız°Gabnel Marcel ın duşunce sıstemınde ben ve sen arasındakı farkldr ortaddn kdlktığı gıbı. sonuçta oznel ve nesnel kav ramlan dd ortaddn kalkmaktddır Marcel'e gore sen yoktur Sen, 'ben'ın karşısında oturan 'ben'dır Burada çok onemlı bır noktay a dıkkat edılmesı gerek Sen, 'ben'ın karşısındd oturan başka bir ben olmadığı gıbı 'ben'ın karşısında oturan ıkıncı bır ben v e hattd bir ben de degıldır Sen ıle ben arasındakı fark tumden ortadan kalkmış ve ıkı ay n v arlık tek bir varlığa donuşerek, sen, ben hdlıne gelmış bulunmdktddır Bu durumda ınsanlardrasmda,bın yıllarca dev am edegelen tûm vapdy farklılıkldr, vebu farklılıklann dd berdbennde getırmekte olduklan tum kışısel v e toplumsdl sorunlar ıle sonınların peşlerine surukledikleri çift değer v argıları. peşin hukumler v e onldnn sonucu olan felaketler de ortadan kalkmış olacaktır Bu suretle kımserun kımseden farklı olmavacağı ve kımseyı dyn vebaşka olarak gormeyeceğı ıçın de. kımsenın kımsevı 'tolereetmesi'neve 'katlanması'na. ve hoşgormesıne gerek kalmaydcağıda' ortdya çıkar Yannkıdunyada tolerans-katlanma-tahammul etme-hoşgorroe > dları kutlamdlannınyen olmayacağını umudedelım Dr. Kriton Dinçmen PENCERE Zavallı KP KuklaL Ormanı bırakıp ağaca bakmak ağacı es geçıp yapra- ğa takılmak eskı huyumuz Atatürk un olum yıldonumunde Anıtkabır dekı toren topluluğunu bırbırıne katan Mahmut Kaçar kımın nesı ya da fesıdır? Orman mıdır ağaç mû Yoksa yaprak mı'' Her kafadan bır ses - 6u herıf meczup - Oraya nasıl gırmıs? - Gazetecı sanmışlar - Guvenlık yok mu? - Buyuklerımızı korumuyorlar - Ya elınde bomba olsaydı0 - Allah korudu - Delıye bak sen' Mahmut Kaçar Van PTT'smde memur, Ankara'ya ozellıkle bu ış ıçın gelmış • Cumhurbaşkanı korunmalı, ama, halkın arasında do- laşmalı hem de ellerını kollarını sallayarak Anıtkabır korunmalı ama sonuna dek halka açık olmalı Kavramları bırbırıne karıştırıyoruz, ormana bakma- dan ağacı atlayarak yaprağa takılıyoruz Bır Musluman, eğer gerçek Muslumansa mezardasaygısızlıkyapmaz Kımın mezarı olursa olsun' Ataturk'un Suttan Süley- man m Abdülhamrt ın Deniz Gezmiş ın Papa nın Mao nun Lenin ın yada sıradan bır garıbın mezarmda edepsızlık eden saldırganlaşan vetepınenadam Mus- luman değıl şırret bır şerıatçıdır Şerıatçının davası, Muslumanlık değıl islamı sıyasete ve tıcarete alet et- mektır, Bosna ıçın toplanan paraları cebellezı ederek Refah ıçın kullanmaktır Anıtkabır de şov yapmaktır Dıyelım Mahmut Kaçar meczup olsun O bır yapraktır kurumuş çurumuş dengesızleşmış buruşmuş bır yaprak Arkasında koca bır cangıl var • Koku dışarda parasal destek Turkıye dekı şerıatçıla- ra petro-dolarlarla sağlanıyor Kuran ve hafız kursları kuçuk çocukların beyınlerını yıkıyor ımam okullarında yuzbınlerce kız ve erkek oğrencı ozellıkle devlet kadro- ları ıçın yetıştırılıyor, camılerın çoğu sıyası partı şubesı gıbı çalıştırılıyor 12 Eylul faşızmının Turk-lslam sentezı, Turkluğu deatmış ummetçılığe sarmıştır Guneydoğu- da ve buyuk kentlerde Islamcı teror ellerını kollarını sal- layarak dolaşıyor Iran ve Suudı Arabıstan la Turkıye'- dekı şerıatçının ılışkılen dıllere destan oluyor, Refahçı beledıye baskanları Ataturk e saygısızlıkta bırbırlerıyle yarışıyor bankalar holdıngler şırketler televızyonlar, gazeteler ve dergılerle şerıat ekonomık' ve medya- tık altyapısını oluşturuyor Almanyadan Anadolu yave Orta Asya ya dek şenatçı tıcarı ılışkıler kuruluyor, Ataturk duşmanlığı bu cangılın ıdeolojısınde koruklenı- yor Mahmut Kaçar bu cangılın zavallı bır yaprağı koku dışarda sıyasetın bır kuklası Sıkı guvenlık kuşağıyla çevrelenen Anıtkabır'de, dev- let torenlerı resmı protokolun yuzeysel dışavurumudur Devlet buyuklerı ve hukumet ılen getenlerı devletırı ve- hukumetm ulke yaşamında şerıatçıları nasıl gozettıgıne ılışkın gerçeklere sağırlaştıkları oranda Ataturk un laık cumhurıyetıne ıhanetedıyorlar Şerıatçılar devlet hazınesınden desteklenerek pom- palanmasalardı bugunku kadar gelışıp yayılamazlardı 10 Kasım gunu Mahmut Kaçar ı Anıtkabır e sokmaya- cak guvenlık onlemlerı alınsaydı ne ışe yarardı 7 Gerçeklerı ortmeye yarardı İGEN ER Yureğımızdesın 12 11 1991 îthalatta ilctisa.tIthalatçıysanız dış lıcaret ışlemlennde uzman bır ban kayla çalışmanın a\rıcalığtm bılıvorsunuz IktısaLdovızınızı değerlendırmek ıçın kurdan faıze hızlı transferden esnek vadcşe kadar uzanan genı^ bır hızmet yelpazesı sunuyor Ithalat bedelı dosızıaız, transfer tarıhıne kadar dovız tevdıat hesabınızda degerlen- sın Avnı zamanda transfer masraflannız azahuı Iktısat Bankasının dunva çapındakı muhabır ağı ve uzman kadrosu dış tıcaret ışlemlennız ıçın sıze çeşıth olanaklar sunsun. Ithalatçıvsanız Iktısattan >ararlanın' IKTISAT BAtKASI GenH MuduriıA Buvukckrc Cai V> l65Escnicpe 8OSO4 1sxanbc!Tel J \2 "> 4 11 1 Mfrk«Şube Bu^ukdercCad N 6Ç Eaöiıepc 81-<Û4 IsianhuiTel (Pl T 4""0 3l • Bahçck«pı Şubes Şes+ı MehmcıGevlaıuVühalkaı ArpaLilar Soi_ No 19 1 _*Emmonu ^U"»0 İstanbui Tel 0 1 *il n 6ü ElmsdjgŞubes Cumhunveî Cjd So 89^91 Ehnaiag 81230 («MbııiTe! 0 1. VJW Ih • Bayranıp*şa Şubea \rxb ipek^ı Cad_ So 64 Bayrampa**. M16Ü baa«*ulTel tri-565 U \ • Bakırkoy Şubesı Incıriı Cad No 25 Babıko> M U_ iManbuİTel 02P ^41 ^3 93 Kar^UH ŞutKg Kemanke^ Mrfı Ma!ı>eC«J V 2» karakuv îstanbul Tel U">!t25l 18 • Kadıkot Şubes BaEdaıCad M JW Erenko Kl Ktanrnıl Tel <r»lft 168 26 8. Ankara Şubesi ALatıırk Bul^an No 169 Kasakinfcre '16680 \nkaraTel 0^1241" *) # • \dana Subea \ıanırt> BuNan Belodıve KarşiM01 P0 Aduu Tel M 4SK vt. Bursa Sol>«-a Fc zıÇakıtıA C*l S * I6ir*k BUINJ Tel O_4 J-l «i • Denoh Şubesı Lrtver Pa^aCad V> S >Ü1OD DcruzJı Tel U25h 26-. 14 ^ Gaûantep Şubm Suburvu Cad \ "'400 GazıanıepTel \i "*0 "T* Vl ismırSubru ( umhun i Mtvjjnı S \ suntak. ^ 14 UmırTel " ^ 46^ W m • Biretsd B^nkacAk Şubesı B*ı>uktfcteCjd. No 165 Eioılepe SO^M Uuabul Tel 4 0 4 ILAN GAZİAISTEP ASLİYE 5. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı ıl tuzel kışılığı vekılı Av C Handan Koral tarafın- dan dav alılar Alı Doğu, Meh- met Doğu, Memık Doğu ve dahılı dav alı Mehmet Doğu mırasçılan Zeynup Doğu Ca- fer Doğu (^tar) ve arkadaşla- n alevhıne açılan cebn tesal dav asında venlen ara karan gereğınce Davaa vekılı dava dılekçe- sınde Gaaantep ılı Şehıtkâ- mıl ılçesı Sam kovu pafta 2, parsel 3400 de ka>ıth taşın- mazın organıze ^anayı bolgesı genışletme sahası olarak ıs- tımlak edıldığını \e ıstımlak ıle ılgılı belgelenn davalılara teblığ edılmedığını de cebn tesal edılmesını talep ve dav a etmıştır Davah Mehmet Doğu (Atar) ın mırasçısı Cafer Do- ğu (Atar)'ın Gaaantep ılı Şe- hıtkâmıl ılçesı, Sam koyunde oturduğu. ancak adına çıkar- tılan davetıyenın teblığ edıl- medığı ve yapüan tum araştır- malara rağmen adresı tespıt edılemedığınden davah adına dav a dılekçesı ve davetıyerun tebhğıne karar venlmıştır Davalının ılan tanhınden ıtıbaren 1992 124 esas sayılı 19 12 1994 duruşma gunlu dosyamıza 10 gun ıçensınde cevapvermesı duruşma gun<" gelmesı veya bır vekıl gond« mesı, aksı takdırde duruşma- nın yokluğunda yapılacağı davalıya meşruhath daveüye yenne kaım olmak uzere du- vurulur Basın 52430
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle