Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 1994 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Yetmeyenyargı...
Yargının tum sorunlan çözulmuş olsa da, yargı tek başına
haksızhklan goğuslemeye yetmeyecektır Sıyaset tıkanmca
çozüm ordudan, yargı ve bazen de sıyaset tıkanmca çözüm
yargıdan beklenırse daha çok yanılgıya uğranz
RAHMİ KUMAŞHukukçu, Eskı Parlamenter
T
oplumca yaşadığımız
yolsuzluk ortamından
sıvnlmak ıstedıklerını
sananlar ">argının >et-
medigini" sureklı yınele-
mektedırler 'Rûşvet' \e
"yobuzluk" ortamından gerçekten bu-
nalanlar da yeterlı çozumlen goreme-
menın sıkıntısıvla kıvranmaktadırlar
Her toplumda, herdonemde yolsuzluk
goruldüğu gerçeğı bızı >olsuzlukla sa-
vaşmaktanalıkoyamaz Ancak kımı on-
lemleralınıncayolsuzluklannkökuku-
ruyacakmış gıbı bır yol ızlemek de çok
yanlış Yolsuzluklann cezalan arttın-
lırsa, yargı yerlen (mahkemeler) vol-
suzluk davalannı belırlı bır surede so-
nuçlandırmaklayukumlu kılınırsa, ruş-
vet verenruşvetalanı haberverdığınde
ceza yemezse gıbı y aklaşımlarla y ol-
suzluk bataklığını aşacağımızı ılen sur-
mek ne oranda gerçekçıdır, duşunme-
lıyız
Bu yonde onculuk yapan kımı basın-
yayın, ttalya'yı ornek gostenp bır "te-
miz eller" uygulamasına geçılmesının
zorunluluğunu vurgulamayı neredeyse
temel ılke edınmışlerdır Oysa İtalya'da
ışbaşına gelen >enı Başbakan Silvio
BeriusconL, 6 telev ızyon kanalı ıle 168
ortaklık ve 38 holdıng sahıbı bır ışve-
rendır Bızım temız ellercıler "çok mal
haramsız, çok söz yalansız" olmaz so-
zunu unutarak, "Bizde de İtalya'da ya-
pılanlar vapılmair dıye sureklı bunu
ılen surduler ama orada da kırlı eller
yıne goruldu Berlusconı, yolsuzluk
y apmakla suçlanıyor ve kendıne bır şey
yapılamıvor Yuzyıllar sonucu oluşan
hukuk kurallannı zorlamaya kalkmak
kolaycılığından sıynlıp yalnız "suç iş-
le>en cezasız kalamaz" anlayışını be-
nımsesek veter de artar bıle
Kımı basın İSK.I, İLKSAN, Civan-
Edes-Ozal yolsuzluklan gıbı yolsuz-
luklan kendılennın ortaya çıkardığı ha-
v asında da\ ranıyorlar kı buna hıç hak-
lan yoktur Belkı de kendı volsuzlukla-
nnı unutturmak ıçın bu v onde yoğun bır
yayın yapmaktadırlar Oysa basın ya-
yım yapsa da, yapmasa da yargıva ge-
çen soruşturmayı yargı yerlenmız ke-
sınlıkle sonuçlandınriar
Elbette yargının da sorunlan vardır
Duşunun kı şu anda yargıda bulunan
yargıç ve savcıya bır o sayıda yargıç \e
savcı eklense yıne yargıç \e savcı açı-
ğı kapanmayacaktır En onemlı sorun
bu Bu ortamda kalkıp "mahkemelerin
yolsuzluk davalannı belli bir surede so-
nuçlandırmava zorunlu kılınması" na-
sıl çozüm olur1
Anayasa MahkemeM
bıle gerekçesını yazmadan karar açık-
layamaz dendığı halde, buna uyulma-
dığı goruluyor Bırbakıma Mecelle'nın
"Zaruretler menınu olan şeyleri mubah
küar"kuralıegemenolmaktadır Gecı-
ken adaletın adaletsızlık olduğu doğru
da, adaletı gecıktırmeyeceğım dıye bır
suçsuzu cezalandıımak olasılığı da da-
ha buyuk bır yanlış
Içınde yıllardır yaşadığımız ekono-
mık bunalımdan kurtulu^u "ozelleştir-
me"de gorenler. yolsuzluklardan sıv-
nlmayı da yargıyı hızlandırmada goru-
yorlar Yargının çabuk ışlemesıne kar-
şı çıkacak kımse olamaz <\ma bır ko-
a, suçsuzu suçlu dıye cezalandıra-
mama koşuluyla' Gerçekte her suç ış-
leyen anında soruşturulsa \e cezalansa
toplumda suç ı^leme oranı duşecektır
Bızdekı en buyuk eksık budur 12 Ev-
lul 1980'denonce dahadoğrusu Vedat
Demircioğlu unıversıtede olduruldu-
ğunden bu vana suç ışleyenlen devlet
yakalayıp cezalandırsaydı "işle>eni bi-
linmeyen" bınlerce olum olmavacaktı
\e belkı de 12 Eylul e gelmeyecektık
Şımdı de dev let yolsuzluk yapanlan he-
men \ akalay ıp y argıy a teslım etmedığı
>a da edemedığı ıçın yolsuzluk sanık-
ları bınlen buluy or \ e çozum y argı yer-
lennde aranıyor Oysa gerçek çozum
dev letın her bırımının gorev ını yetenn-
ce yenne getırmeMnden geçer Yargıyı
12 Evlul un generallen de suçladılar
Ama haksızdılar Yargıç, onune gelen
kanıtlara gore karar venr Yargıya ge-
çen soruşturmaların enınde sonunda
gerçeğe ulaşacağından kuşku duymak
doğru degıldır Kımı olumsuz ornek-
lerle yargı ıçın genelleme yapanlarbu
kolaycılığın herdalda vapılabıleceğın-
denhabersızdavranmaktadırlar Yargı-
nın da yetersızlığı vardır \argı da bu
toplumun ıçındedır Bıleşık kaplar or-
neğınde olduğu gıbı vargının duzeyı de
obur kurumlann duzeyınden ayn tutu-
lamaz
Ruşvetve yolsuzluklarla ılgılı olarak
sıyasetçılen suçlamanınbırolçudeger-
çekçılığını anlıvoruz Ancak bu suçla-
mayı getırenler ne olurdu sıyasetın nı-
telıklı olmasına bıraz katkıda bulunsa-
lar Hemsıyasetı kuçuk, sıyasetçıyıbu-
tunuyle çıkarcı tanıtacaksınız, ama sı-
yaset yapmaya yanaşmayacaksınız,
hem de yetersız ve çıkarcı sıyasetçıden
kurtulmak ıçın "yargır>
dan başka so-
rumlu yer aramayacaksınız Eğıtımın
laıklığını çağdaşlığını demokratıklı-
ğını. eğıtımın ımam-hatıpleşmesıne
koşe donmecı adam yaratmasına karşı
savunmay acaksınız, ama kurtuluşu yar-
gıdan bekleyeceksenız1
Yargı gerçekten bağımsız olmalı
Yargı kendı kollukgucunukurmalı Bu
kurallan savunmadan *yargı''nın yet-
medığını ılen surmek bır aymazlıktır
Kaldı kı yargının tum sorunlan çozul-
muş olsa da. y argı tek başına haksızlık-
lan goğuslemeye yetmeyecektır Sıya-
set tıkanmca çozum ordudan vargı ve
bazen de sıyaset tıkanmca çozum yar-
gıdan beklenırse daha çok yanılgıy a uğ-
ranz Çağdaş toplumda herkes gorev ını
yapmalıdır yapmayansorumluluğunun
karşılığını odemelıdır Çozum bu an-
layıştan geçer
ARADABIR
ATİLA ERGÜR
M. Ü. Güzel Sanatlar Fak. Öğretim Üyesi
"Hayvantıraş"çıya Bakın!
Refah Partısı Rıze Beledıye Başkanı Şevki Yılmaz da
Istanbul ve Ankara beledıye başkanlan gıbı sanata yonelık
saldırı yarışına katıldı Refahlı yerel yonetıcılenn koro
halınde sanatı ve sanatçıları duzeysız tanımlarla
nıtelemeye çalışmaları, estetık değerlerden nasıbını
alamamış olmanın otesınde, bılgı ve gorgu yoksulluklarını
da sergılemektedır Bu yaklaşım, uyesı oldukları sıyasal
goruşun sanata bakış açısının ne denlı çağdışı olduğunu
gostermekte ve kendı ınançları dışında kalan değerlere
yaşam hakkı tanımayacaklarını da kanıtlamaktadır
Çağdaş Turkıye Cumhurıyetrnın kurucusuna ve
cumhurıyete hayat veren tum değerlere karşı surdurulen
savaşımdır bu Soz konusu savaşımın ılk hedeflerınden bırı
de, ıçıne tukurulecek uğraş olarak gorduklerı sanattır
Otekı arkadaşları gıbı Şevkı Yılmaz da, başına yaptığı
açıklamada "heykeltıraş mıdır, hayvantıraş mıdır" dıyerek
ne olduğu belırsız bır tanımla sanatı ve sanatçıyı aklınca
kuçultmeye çalışmaktadır Heykel sanatına boylesıne bır
"hayvansal" yaklaşım şımdıye dek duyulmamıştır Hastalık
nobetlen ulusal bayramlara rastlayan, bu nedenle "bayram
hastası" olarak tanınan Rıze Beledıye Başkanı ve
benzerlennın bu davranışı, ancak "Islam vandallığı" olarak
mtefenebılır
Heykeltıraş, Arapça buyuk ve yuksek yapı anlamına
gelen 'heykel' ile, Farsça kazımak yontmak anlamında
kullanılan 'teraşı' (teraş> tıraş> tıraş) sozcuklerının
bırleşmesınden oluşan ve heykel yapımı ıle uğraşan
sanatçıyı tanımlayan bır terımdır Turkçe karşılık olarak da
yontucu sozcuğu benımsenmıştır Bır hacım sanatı olan
heykel ıse estetık değerler taşıyan uç boyutlu yapıtları
tanımlayan bır sozcuktur Heykel karşılığı Turkçedeyonfu
sozcuğu kullanılmaktadır (Yonut dıyenler de var)
Gunumuzde heykel sanatı, malzemesı, teknığı ve bıçımsel
arayış çeşıtlılığı ıle oldukça zengın yorumlara ulaşmıştır
En eskı ve en evrensel sanat turu olan heykelın M O
30 000 yılına dek uzanan (Orınyasyen donemıne) bır
geçmışı olduğu bılınmektedır M O 1400 ıle 9500 arasında
yer alan (Magdalenıyen) donemde de ınce bır duyarlılık ve
gerçekçı bır anlatımla, boynuz ya da fıldışınden hayvan
fıgurlen yapıldığı saptanmıştır
Değerlı sanatçı ve duşunur Sayın Melih Cevdet
Anday'ın da betlrftiği gmr sanann dinîerderronceiigrsor
konusu olduğuna gore, tanrı ınancının /do/'den çıkmış
olması daha akla yakın gorunuyor.. Tektanrılı buyuk
dınlerın doğuşunda da, gorkemlı mımarlık yapıtlarının
etkısı vardır ve başka bır deyışle buyuk dınlerı ortaya
çıkaran, mımarlık sanatıdır
Koklerı bu kadar eskı donemlere uzanarak yaşamın her
kesıtıne sınmış olan sanatı, dını esaslara dayalı devlet
kurmak uğruna dışlayan ve yok sayan bır anlayışın,
çağdaş bırtoplum duzenınde geçerlı olması olanaksızdır
Sunduğu guzellıklerın yanı sıra, ınsanafarklı bır bakış açısı
ve duşunce bıçımı de kazandıran sanat, ayrıca yaşama
derın bır anlam ve zengınlık katmaktadır Yaşamını yoğun
bır anlamsızlık ıçınde surdurme ısteğınde olanlara
soylenecek bır şey yok Ister olumlu olsun ıster olumsuz,
bıreysel tercıhlere saygılı olmak demokrasının gereğıdır
Ancak, boylelerının, anlayamadığı, kavrayamadığı
değerlerı, anlamsız sozlerle yermeye de haklan yoktur
Çağdaş toplum olma duzeyıne ulaşmış dunya uluslarının
tartışılmaz bıçımde saygı duyduğu kulturel değerlerı,
ılkçağ kafası ıleyargılamaya kalkmak, onarılması olanaksız
bırayıptır Bu ayıbın, bıreysel sorumlulukların otesınde, bır
beledıye başkanı sıfatı ıle taşınması, çok daha ağır bır
durumdur
Insanın kendını ozgurce dıle getırme yollanndan bırı olan
sanatsal çalışmalarda, bılımsel çalışmalargıbı ınaklardan
uzak tutulmadığı surece, gerçek anlamda duşunce
ozgurluğunden soz edılemez
Çağdaş ınsanın tarıh boyunca uretılen gorkemlı sanat
yapıtlarının değerbılır kalıtçısı (mırasçısı) olma bılıncı ve bu
onurlu uğraşıyı surdurme kararlılığı, şenat yanlısı gunumuz
vandallarına verılebılecek en guzel yanıttır
TARTIŞMA
T.C.
ANTALYA ASLİYE1. HUKUK
MAHKEMESİ
DosyaNo 199^996
Davacı Çalkaya Beledı\e Başkanlıgı vekılı \\ Ibrahım Hızır
tarafından davalı Ibrahım Koken vs aleyhıne açılan tespıt ve tescıl
davasının mahkememızde >apılan açık duruşmasında
Karar gereğınce davaklar Mevlut Oter, Ibrahım Koken, Mehmet
Turan Vedat Yazıcı SınanFer, MuzafferSağlam Izzet Oruç, Hasan
Demınaş Ramazan Canbaş ^hmet Abdurrahmanoğlu Nıvazı Oz-
demır HalılAkar Ah Yıldız, Alı Ba> ramoğlu ZekıK.ondaş,Muam-
mer Barun Kadır Saraç, Fevzullah Velı Meün Sağlam Abdullah
Kaya Mehmet Işıkh, Eşref Aydoğan, Alı Devecı İbrahım Ozdemır
SabnAydoğan Nıvazı Yılmaz DuzgunCangır,CemalAtala> (olu)
Sabahatün Koparan vanslen Sevınç Koparan'a (Ozgur Koparan
Belma Koparan Cesur Koparan Onur Koparan) (kendıne asaleten
çocuklanna velaveten) tebhgat vapılmadığından adreslennın tespıü
de mumkun olmadıgından davalılara HLMK nun213\e377 md
gereğınceduruşmagıınuolan23 1 1995tanhındesaat8 35 temahke-
me salonunda hazır bulunmalan veya kendılennı bır vekılle temsıl
etürmelen hazır bulunmadıklan ve kendılenm bırvekılle temsılettır
medıklerı lakdırde dava dılekçesının kendılenne teblığ edılmış sa>ıla-
rak yargılamava yokluklannda devam olunacağı \e sonuçlandınla-
cağı ılanen teblığ olunur 27 10 1994
Basın 52453
"Tolerans"ın toleranssızhğı!
O
numuzdekıyıl
UNESCO
tarafından
Tolerans V üı
kdbulveılan
edılmıştır
Tum duny ada ve de doğaldır,
memleketımızde hoşgonı
(tolerans) semınerlen,
panellen, konferanslan
toplantılan y apılacak
•Hepimiz'ın 'başkaları'na karşı
ne kadar hoşgorulu
olduğumuz, Vnun değer
yargılan ve ınançlanna saygılı
olduğumuz ve genelde 'bizler'ın
'onlar'ı nasıl da
hoşgorduğumuz anlatılacak
Bır arada yaşay anlar, nasıl da
rahat ve herhangı bır ay nmda
bulunmaksızın hayatlanru
surdurduklennı. kendılennden
ornekler vererek, ortay a
koyacak Yuksek entelektuel
konumda olanlannız da ışın
fılozofık. fılolojık, psıkolojık
sosyolojık, pohtık.jundık,
teoîojık ve de teleolojık
-ıstedığınız kadar (ık) ıle bıten
sozcuğu ekleyebılırsınız-
yanlannı. kendılennın bılımsel
ağırlıklannı da one surerek ızah
edecekler
Ancak, konuya gırmeden once,
onemlı olduğu kanısında
bulunduğumuz semantık bır
ozellıgı açıklamak ıstenz
Konunun basında
yansıtılmasında cıddı bır
hatanın yapılmakta olduğu
gorulur Yazımızın başhğında
da ışaret ettığımız gıbı. sozu
edılen kavram lolerans'tır
Latınce tolerare =
etmektense tolerans ya dd
katlanma şeklınde kullanımının
doğru olacağı ortaya çıkar
Td eskı Yunan'dan başlav ıp
Hınstıyan felsefesı ıle
yoğurarak yaratmış
olduğumuz ve Batı Lygarlığı
adını taktığımız ve ıçınde ny a
ıkıyuzluluk oğelennın bol
bulunduğu bır sibtemı Hegel'ın
mantığı ıle kanştınp ond ahJak
adını vermışve hıç
duşunmeden de hepımız kdbul
etmışbulunuyoruz IştebuBatı
L ygarlığı ahlakı ncdenı ıle de
pek çok \ alan kav ram
y aşamımıza gınnış
bulunmaktadır Bu nedenledır
kı Nietzsche, 'ahlak'ın
ahlaklığının gozden
geçınlmesının ve \emden
değerlendınlmesının gereğıne
dıkkatlen çekmektedır Batı
Uygarlığı anlayışında. olaylar
oldukları gibi algılanıp
değerlendınleceğıne. olmaları
gerektiği gibi
değerlendınldıklen ıçın de,
gunluk ydşamımızın tum
cephelennde y alanlar v e
gerçeklenn sarmallanıp
yumaklaştığını gormektey ız
Banş, dostluk paktı. ıttıfak v e
daha pek çok gerçek olmayan
kavramdan oluşan uzun
ancınn onemlı bır halkasını
tolerans-katlanma oluşturur
Katlanma kav ramını
ırdeledığırrtızde, kokunde.
ınsanlan bınbınnden farklı ve
karşıt cephelerde gormenın v e
kabul edılışın y attığı. ve de
aynca bızden farklı vekarşıt
olan bu ınaanlan scvTnenın
doğan düşman kdv ramının
maskelenmış şeklınden başka
bır şey degıldır
O benden farklı ve ayn olup
kendınden olmasa da ben,
onun benımkınden ve
bızımkınden farklı olan
ozellıklenneijimdılık yada
uzun sur'e ses çıkarmav acağım
Doğdldır kı. o da ben olarak
duşunduğunde, karşısındakı
ıçın farklı bır duy gu ve
duşunceyesahıp
oldmdyacaktır Hdlboyleıken
v e de v ukandd kısaca
açıkldmaya çdlıştığımız ^ekılde
'hoşgoru'nundahı
'katlanma'dan farklı
olmamakla ınsdnal ve ınsancı
herhangı bır değer
Ub,ımdmakta olduğu apdçık
ıken 'ben tolerans sahibiyim'
'Ben hoşgöni sahibiyim'
gıbılerden boburlenmenın v d
da karşımızdakı bu nıtelıklen
nedenıyle 'iltifat' etmemızın ve
de duny ada tolerans >üı
kutlanmasının pek doğru
olmayacağı anlaşılır
Nevazıkkı.yalanıve
ıkıy uzluluğu başka bır yalan v e
ıkıyuzlulukle ortup tersıne
çevırterek ınsan ay nmahğını
insani vüksek bir haslet olarak
tezgahldyıp one surecek
derecede ıkıy uzluluğu temel
y aşam oğesı olarak kabul etmış
bulunan bugunun ınsanı ıçın.
gelecek. pek umut v encı
degıldır
Insanlığın y uz y ıllarca karşı
karşıy a bulunduğu v e sureklı
olarak feldketlere y ol açan bu
kokunden gelen tolerans
kav ramının. basınımızda •
kullanılmaya başlanan
'hoşgoru'den değışık olup,
ıçınde istenmeden, zoraki
kabullenmek oğelennı
taşımaktadır Bu nedenle
sozcuğu yumuşatarak, hoşgöriı
şeklınde kuçuk bır yalanla ıfade
ıstemesekde şımdıhk
ahammııl
sorunun çozulme olanağı v e
umudu y ok mu' Kendımızın
etme) ve onlarla çev rev ı
yonetme gıbı oğelenn vdrlığı
kendını gostenr
Tolerans. suyun solunda y a da
sağında doğmuş bulunma ıle
orta> a çıkan ben v e bizler v e de
o ve onlar kav ramlan ıle
bunlardan kendılıgınden
~> aratmış olduğunu evrensel
y alanlar v umağından hıç
kurtulamayacak mıyız
7
Toplumsal yalanlanmızı yenı
toplumsal yalanlarla ortup
onlan ev rensel kutlamalar v e
onlara adanmış yıllarla
kutsamaktan vazgeçmeyecek
mıyız
9
Bu y uzyılın başlannda
v aroluşcu duşunur Gabriel
Marcel'ın tum ınsanlığa
yoneltmış olduğu bır mesajdakı
guçveuzun uvgulanması
olanaksız. utopık gıbı gorunen
bır y olun ucundakı ışığı bır gun
gorebılecek mıvız°Gabnel
Marcel ın duşunce sıstemınde
ben ve sen arasındakı farkldr
ortaddn kdlktığı gıbı. sonuçta
oznel ve nesnel kav ramlan dd
ortaddn kalkmaktddır
Marcel'e gore sen yoktur Sen,
'ben'ın karşısında oturan
'ben'dır Burada çok onemlı bır
noktay a dıkkat edılmesı gerek
Sen, 'ben'ın karşısındd oturan
başka bir ben olmadığı gıbı
'ben'ın karşısında oturan ıkıncı
bır ben v e hattd bir ben de
degıldır Sen ıle ben arasındakı
fark tumden ortadan kalkmış
ve ıkı ay n v arlık tek bir varlığa
donuşerek, sen, ben hdlıne
gelmış bulunmdktddır Bu
durumda ınsanlardrasmda,bın
yıllarca dev am edegelen tûm
vapdy farklılıkldr, vebu
farklılıklann dd berdbennde
getırmekte olduklan tum kışısel
v e toplumsdl sorunlar ıle
sonınların peşlerine
surukledikleri çift değer
v argıları. peşin hukumler v e
onldnn sonucu olan felaketler
de ortadan kalkmış olacaktır
Bu suretle kımserun kımseden
farklı olmavacağı ve kımseyı
dyn vebaşka olarak
gormeyeceğı ıçın de. kımsenın
kımsevı 'tolereetmesi'neve
'katlanması'na. ve
hoşgormesıne gerek
kalmaydcağıda'
ortdya çıkar
Yannkıdunyada
tolerans-katlanma-tahammul
etme-hoşgorroe > dları
kutlamdlannınyen
olmayacağını umudedelım
Dr. Kriton Dinçmen
PENCERE
Zavallı KP
KuklaL
Ormanı bırakıp ağaca bakmak ağacı es geçıp yapra-
ğa takılmak eskı huyumuz
Atatürk un olum yıldonumunde Anıtkabır dekı toren
topluluğunu bırbırıne katan Mahmut Kaçar kımın nesı
ya da fesıdır? Orman mıdır ağaç mû
Yoksa yaprak mı''
Her kafadan bır ses
- 6u herıf meczup
- Oraya nasıl gırmıs?
- Gazetecı sanmışlar
- Guvenlık yok mu?
- Buyuklerımızı korumuyorlar
- Ya elınde bomba olsaydı0
- Allah korudu
- Delıye bak sen'
Mahmut Kaçar Van PTT'smde memur, Ankara'ya
ozellıkle bu ış ıçın gelmış
•
Cumhurbaşkanı korunmalı, ama, halkın arasında do-
laşmalı hem de ellerını kollarını sallayarak Anıtkabır
korunmalı ama sonuna dek halka açık olmalı
Kavramları bırbırıne karıştırıyoruz, ormana bakma-
dan ağacı atlayarak yaprağa takılıyoruz Bır Musluman,
eğer gerçek Muslumansa mezardasaygısızlıkyapmaz
Kımın mezarı olursa olsun' Ataturk'un Suttan Süley-
man m Abdülhamrt ın Deniz Gezmiş ın Papa nın
Mao nun Lenin ın yada sıradan bır garıbın mezarmda
edepsızlık eden saldırganlaşan vetepınenadam Mus-
luman değıl şırret bır şerıatçıdır Şerıatçının davası,
Muslumanlık değıl islamı sıyasete ve tıcarete alet et-
mektır, Bosna ıçın toplanan paraları cebellezı ederek
Refah ıçın kullanmaktır Anıtkabır de şov yapmaktır
Dıyelım Mahmut Kaçar meczup olsun
O bır yapraktır kurumuş çurumuş dengesızleşmış
buruşmuş bır yaprak
Arkasında koca bır cangıl var
•
Koku dışarda parasal destek Turkıye dekı şerıatçıla-
ra petro-dolarlarla sağlanıyor Kuran ve hafız kursları
kuçuk çocukların beyınlerını yıkıyor ımam okullarında
yuzbınlerce kız ve erkek oğrencı ozellıkle devlet kadro-
ları ıçın yetıştırılıyor, camılerın çoğu sıyası partı şubesı
gıbı çalıştırılıyor 12 Eylul faşızmının Turk-lslam sentezı,
Turkluğu deatmış ummetçılığe sarmıştır Guneydoğu-
da ve buyuk kentlerde Islamcı teror ellerını kollarını sal-
layarak dolaşıyor Iran ve Suudı Arabıstan la Turkıye'-
dekı şerıatçının ılışkılen dıllere destan oluyor, Refahçı
beledıye baskanları Ataturk e saygısızlıkta bırbırlerıyle
yarışıyor bankalar holdıngler şırketler televızyonlar,
gazeteler ve dergılerle şerıat ekonomık' ve medya-
tık altyapısını oluşturuyor Almanyadan Anadolu yave
Orta Asya ya dek şenatçı tıcarı ılışkıler kuruluyor,
Ataturk duşmanlığı bu cangılın ıdeolojısınde koruklenı-
yor
Mahmut Kaçar bu cangılın zavallı bır yaprağı koku
dışarda sıyasetın bır kuklası
Sıkı guvenlık kuşağıyla çevrelenen Anıtkabır'de, dev-
let torenlerı resmı protokolun yuzeysel dışavurumudur
Devlet buyuklerı ve hukumet ılen getenlerı devletırı ve-
hukumetm ulke yaşamında şerıatçıları nasıl gozettıgıne
ılışkın gerçeklere sağırlaştıkları oranda Ataturk un laık
cumhurıyetıne ıhanetedıyorlar
Şerıatçılar devlet hazınesınden desteklenerek pom-
palanmasalardı bugunku kadar gelışıp yayılamazlardı
10 Kasım gunu Mahmut Kaçar ı Anıtkabır e sokmaya-
cak guvenlık onlemlerı alınsaydı ne ışe yarardı
7
Gerçeklerı ortmeye yarardı
İGEN ER
Yureğımızdesın
12 11 1991
îthalatta
ilctisa.tIthalatçıysanız dış lıcaret
ışlemlennde uzman bır ban
kayla çalışmanın a\rıcalığtm
bılıvorsunuz IktısaLdovızınızı
değerlendırmek ıçın kurdan
faıze hızlı transferden esnek
vadcşe kadar uzanan genı^ bır
hızmet yelpazesı sunuyor
Ithalat bedelı dosızıaız,
transfer tarıhıne kadar dovız
tevdıat hesabınızda degerlen-
sın Avnı zamanda transfer
masraflannız azahuı Iktısat
Bankasının dunva çapındakı
muhabır ağı ve uzman kadrosu
dış tıcaret ışlemlennız ıçın sıze
çeşıth olanaklar sunsun.
Ithalatçıvsanız
Iktısattan >ararlanın'
IKTISAT
BAtKASI
GenH MuduriıA Buvukckrc Cai V> l65Escnicpe 8OSO4 1sxanbc!Tel J \2 "> 4 11 1 Mfrk«Şube Bu^ukdercCad N 6Ç
Eaöiıepc 81-<Û4 IsianhuiTel (Pl T
4""0 3l • Bahçck«pı Şubes Şes+ı MehmcıGevlaıuVühalkaı ArpaLilar Soi_ No 19 1 _*Emmonu ^U"»0 İstanbui
Tel 0 1 *il n 6ü ElmsdjgŞubes Cumhunveî Cjd So 89^91 Ehnaiag 81230 («MbııiTe! 0 1. VJW Ih • Bayranıp*şa Şubea \rxb ipek^ı Cad_ So 64 Bayrampa**. M16Ü baa«*ulTel tri-565 U \ • Bakırkoy Şubesı Incıriı Cad No 25 Babıko> M U_ iManbuİTel 02P ^41 ^3 93
Kar^UH ŞutKg Kemanke^ Mrfı Ma!ı>eC«J V 2» karakuv îstanbul Tel U">!t25l 18 • Kadıkot Şubes BaEdaıCad M JW Erenko Kl Ktanrnıl Tel <r»lft 168 26 8. Ankara Şubesi ALatıırk Bul^an No 169 Kasakinfcre '16680 \nkaraTel 0^1241" *) # • \dana Subea \ıanırt> BuNan
Belodıve KarşiM01 P0 Aduu Tel M 4SK vt. Bursa Sol>«-a Fc zıÇakıtıA C*l S * I6ir*k BUINJ Tel O_4 J-l «i • Denoh Şubesı Lrtver Pa^aCad V> S >Ü1OD DcruzJı Tel U25h 26-. 14 ^ Gaûantep Şubm Suburvu Cad \ "'400 GazıanıepTel \i "*0 "T* Vl
ismırSubru ( umhun i Mtvjjnı S \ suntak. ^ 14 UmırTel " ^ 46^ W m • Biretsd B^nkacAk Şubesı B*ı>uktfcteCjd. No 165 Eioılepe SO^M Uuabul Tel 4 0 4
ILAN
GAZİAISTEP
ASLİYE
5. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı ıl tuzel kışılığı vekılı
Av C Handan Koral tarafın-
dan dav alılar Alı Doğu, Meh-
met Doğu, Memık Doğu ve
dahılı dav alı Mehmet Doğu
mırasçılan Zeynup Doğu Ca-
fer Doğu (^tar) ve arkadaşla-
n alevhıne açılan cebn tesal
dav asında venlen ara karan
gereğınce
Davaa vekılı dava dılekçe-
sınde Gaaantep ılı Şehıtkâ-
mıl ılçesı Sam kovu pafta 2,
parsel 3400 de ka>ıth taşın-
mazın organıze ^anayı bolgesı
genışletme sahası olarak ıs-
tımlak edıldığını \e ıstımlak
ıle ılgılı belgelenn davalılara
teblığ edılmedığını de cebn
tesal edılmesını talep ve dav a
etmıştır
Davah Mehmet Doğu
(Atar) ın mırasçısı Cafer Do-
ğu (Atar)'ın Gaaantep ılı Şe-
hıtkâmıl ılçesı, Sam koyunde
oturduğu. ancak adına çıkar-
tılan davetıyenın teblığ edıl-
medığı ve yapüan tum araştır-
malara rağmen adresı tespıt
edılemedığınden davah adına
dav a dılekçesı ve davetıyerun
tebhğıne karar venlmıştır
Davalının ılan tanhınden
ıtıbaren 1992 124 esas sayılı
19 12 1994 duruşma gunlu
dosyamıza 10 gun ıçensınde
cevapvermesı duruşma gun<"
gelmesı veya bır vekıl gond«
mesı, aksı takdırde duruşma-
nın yokluğunda yapılacağı
davalıya meşruhath daveüye
yenne kaım olmak uzere du-
vurulur
Basın 52430