03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyelJmtivaz Sahibi: Berin Nadi üenel Yay ın Yönetmeni Orhan Erinç • Genel Vayın Koordınatoru Hikmet Çetinkaya# Yazıışlerı Müdurlerı fbrahim Vıldız(Sorumlu). Dinç Tayanç # Haber Vlerkezı Müdüru Hakan Kara # Göreel Yönetmen Fikret Eser Dı^Habcrler Ergun BalcıO Istıhbarat v alçın C, akır • Ekonomı Bülent Kı/aniık • Radvo-TV l>gar Fremektar # Kultur Handan Şenköken 9 Spor Abdiilkadir >. ücelman 9 Yurt Hjberlcr Mehmet Saraç 9 Makaleler Sami Karaoren 9 Çeurı Sevfettin Turhan 9 Duzeltme \bdullah Ya/ıcı Yavın kurulu İlhan Selçuk (Ba>kan). Orhan Erinç. Oktaj Kurtböke. Ö/gen \car. Hikmet Çetinkaja, Şükran Soner. Ergun Balcı. Dinç Tayanç. İbrahim V ıldı/. Orhan Bursalı. Mustafa Balba\. Ankara TemMİcisi Mustafa Balbay 9 Haber Mııduru Doğan Akın Atalürk Bul\an N'o 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 414502017 hat).Telck\ 42344.haks 4I95(I27 9 IzmırTemsılcısı SerdarKıak.H ZıvaBK 1352 S.2 3Te! 441!220Tele^ 52359, Faks 44141 I"1 9 Adana Tenr-ılcısı Çetin V iğenoğlu, Inonu Cd 1I9S No ] Kdt I. Tel 3522550. Teleks 62155, Faks 3522570 \1üc-v:v: Mudunj ErolErkut9lCoordınator AhmetKonıfc>an9Muha>ebe Bülent \ener 9 idarc Hüsevin Gürer 9 Isletmc Önder Çelik 9 Bılgı-lşlcm \ail İnal 9 Bılgısa>ar Sıstcm Mürmet Çiler 9 Roklam Rcha Işılman 9 Halkla llı^kıler Nurten Berksov *\ a>ımla\;ın \e B a u i i : Yerı Gun llabcr Ajansı 3asın ve Yavıncılık A Ş TurWaİMCad 3 9 4 i Ca^aloğ'u 343'*-»!s( PK 21" Ulanhul Tel (0 212) 512 0505 (20 hal( Teleks 22246 hA-, I2KASIM 1994 imsak- 5.13 Güneş' 6.41 Öğle: 11.55 tkındı 14.31 Akşam: 16.56 Yatsı: 18.18 Üniversite giriş sınavma başvunı • ANKARA (AA)-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavına(ÖSYS 1995) başvurular, 16-28 kasım tarihlen arasinda yapılacak. ÖSYM, sınav tanhlerinı ÖSS 9 Nisan. ÖYS ise 25 Hazıran 1995 günü olarak belirlendı. Qte yandan. ÖSYM. Türkiye'dekı yabancı uyroklu öğrencıler için Yüksekögretim SınavTnın ( YÖS) başvuru ve sma\ tarihlerini de açıkladı. Buna göre YÖS başvurulan 18 Mayıs 1995 tarihine kadar ÖSYM'ye ulaştınlacak. Sınav ise 25 Haziran 1995 günü gerçekleştirilecek. Yargıtay atasözünü bozdu • ANKARA (AJNKA) - Yargıtay. ilk kez biratasdzü hakkında bozma karan verdı. Ceza Gcnel Kurulu "Sükut ikrardan gelir" anlayışına karşı çıktı. Kurul karannda "Susan sanığın suçu işledıginin (sükut ikrardan gelir) deyışine dayamlarak suçu kabul ettiği söylenemez" denıldi. Yargıtay Ceza Gcnel Kurulu, C'MUK'a göre sanıklann susma haklarının bulunduğunu. bunun. aynı zamanda evren&el birhak oldugunu hatırlattı. A. Demin'in imza günü • İstanbul Haber Senisi - Yenı kuşak ozanlardan A. Demir. yann TÜY AP Kitap Fuan'nda kitaplannı imzalayacak. A. Demir. Sa\ Yayınlan standında saat 13.30'da başlayacak olan imza gününde, 'Rüzgara Söz Bıraktım' ve yeni yayımlanan 'Gecemde Düş Kaçağı" adlı kitaplanyla okurlarönüneçıkacak. Mûzisyen Demirel TÜYAP'ta • Haber Merkezi - M üzisyen Hasan Hüseyin E>emirel, bügün saat 12.00-13.00 saatleri arasında 13. TÜY AP İstanbul Kitap Fuan etkinlikleri çerçevesinde Savaş Karşıtlan Platformu'nun standında vereceği müzik dinletisinde, son kaseti olan •Dokuz Sekiz'den parçalar seslendirecek. İstanbul'un su sorunu • İSTANBLJUAA)- İstanbul'daki şehir suyunun lcirlenmesin.de hızlı nüfus Öğretim üyeleri de öğrenciler de 12 Eylül darbesiyle yok edilen demokratik kazanımlann peşinde Universilede örgüdeınne sancısıBır türlü gelmeyen demokrası- nın "kesintive uğradığı'' 12 Ey- lül darbesıyİe toplumdakı bütün üşlarbağlanmıştı. Bağlanan taş- lannbaşındadatabii kı sivıl top- lum örgütleri geiiyordu Siyasi partilerdekapatılmıştı.Kanarya Sevenler Derneğı de. Hele sendi- kalar. toplum sorunlanna sahip çıkan dernekler. 12 Eylülcüler ivinen tehlikeli taşlardı. Bu "teh- likeu""taşlardan birkaçı da üni- versite çatısıaltındaydı Öğretim üyelerinin, asıstanlann. öğrencı- lenn kurduklan. ülke sorunlany- la da yakından ılgili dernekler kapatıldı; yöneticı ve üyelerine "potansiyd terörist" gözüy le ba- kılıp ona göre ışlem uygulandı. Üniversıte çatısı altında kuru- lan kitlesel. ülke sorunlanna du- jarlı, çağdaş, bılimsel ve üretken üniversite mücadelesı vcren Tüm Öğretim Üyeleri Dernegi (TÜMÖD) ile Tüm Asistanlar Dernegi de (TÜMAS) "doğal" olarak 12 Eylül'ün hışmından kurtulamadı Btryandan ünıver- sıtedekı bu taşlarbağlanırken öte \andan -YÖK'ün kurulmasıvla da pekiştirilerek- Türk-lslam sentezine koşut uygulama ve ya- pılanmalar salıvenldi Tfirk-İslam sentezi ~ Örgütlülükten anndınlan üni- \ersitede, Türk-lslam sentezıne i'ygun olarak Ülkücü \e İslarncı kadrolaşmadesteklendı Bukad- rolaşmanın sonuçları ise bugün- lerde daha çok görülüyor. Özel- lıkle yenı açılan ünıversıtelerin coguna tarikatçı oldugu bılınen kadrolann egemen olduğu. bası- na da yansıyor. Ögretım elemanları bugün >e- niden örgütlenıyor. Bu örgütîer. çeşıtli kentlerde ya da ünıversı- lelerdeyapılanan Üniversite Öğ- retim Üyeleri Dernegi. Araştır- maGörevlilen Dernegi ve Öğre- tim Elemanları Sendıkası (ÖES). Ancak. 42 bini aşkın öğretim ele- manımn bulunduğu Türkıye ünı- \ersitelerinde, bu örgütlenn üye sayısının yeterlı olduğu söylene- mez. ÖES Başkanı Yardımcı Doç. Dr. Ufuk Uras da sendıka olarak örgütlenmelerinin veter- sız oldugu görüşünde: "Üniversitede şu an için veter- li bir örgütlennıe söz konusu de- ğil, ama Öğretim Elemanları Sendikası'nı kurarken dernek deneyimine bakıp biraz tereddüt ediyorduk. Yani dernekleşmede üye kazanımına ilişkin bir sınır- lıiık söz konusu, acaba sendikada da böyle olur mu? 4 94 Martı'nda sendikayı kurduğumuzda iki a\- • 12 Eylül darbesinden üniversiteler de payını aldı. Öğretim üyelerinin, asıstanlann, öğrencilerin kurduklan, ülke sorunlanyla da ilgili dernekler kapatıldı; yöneticileri ve üyelerine "potansiyel suçlu"gözüyle bakılıp ona göre işlem uygulandı. Örgütlülükten anndınlan üniversitede, Türk-İslam sentezine uygun olarak Ülkücü ve İslamcı kadrolaşma desteklendi. NEREYE GIDIYOR? •Özgür düşüncenin mekanı olması gereken üniversitelerde, insanlann en doğal haklanndan biri olan örgütlenme hakkı, günümüzde tüm zorluklara karşın kullanılmaya çalışılıyor. Ancak ne öğretim elemanlannın, kurduğu dernek ve sendikalara ne de öğrencilerin sivil örgütlenmelere yeterince ilgi gösterdiğini söylemek olası değil. 12 E\ liil'ün dcpolitizasvon u> gulamalan ile birtikte sosvahe kültürel kuliip kurmalanna bile karşı çıkılan ünKersite öğrencileri, özellikle kendisini "dcv rimci demokrat" di>e tanımlavanlar. sürekli polis baskısı altında sindirilme>e çabşıldı. Halen çeşitli adlar altında örgütlenmeye çalışan bu öğrencilerc bugün de baskı u\ gulanıvor. lık bir süre içerisinde bine >akın ihemiz oldu ve gördiik ki aralık sonu itibanvla muhtemelen 5 bi- ni, mayısta da 10 bini bulacağız. Peklnedenbövle? Belki bıçağın kemiğe dayan- ması, bardağı taşıran son damla olması, hükümetin kavıtsızlığı, 5 Nisan Kararları, jerel seçim so- nuçları itibanvla oluşan Refah sendromu v s; üniversitede böyle bir örgütlenme, üstelik sendikal örgütlenme gereksinimi doğur- du. Eğer örgütlenme birgelişmiş- lik göstergesivse ve bu volla bir baskı grubu oluşrurabilivorsak bunu, tahmin ediyorum '95 başı itibanvla gerçekleştireceğiz. Hiç değilse fırın çahştıranlan kadar, minibüs sahipleri kadar bir bas- kı grubu olabilecegiz." ÖDTlJörneg Öğretim üyeleri örgütlenme konusunda ancak I986vıhndan sonra bir araya gelebilirken. Or- ta DoğuTeknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) ılginç uvgulamalargö- ze çarpıyordu. ÖDTÛ'lü öğretim elemanları 1988 vılında "ODTt Öğretim Elemanları Dernegi" adı\ la der- nek kurabılmek için rektörlük- ten 17ın ıstedı Dönemin Rektö- rü Prof. Dr. ÖmerSaâtçi. dernek kurulabılmesi ıçın öğretim ele- manları arasında anket vapılma- sı koşulunu o'rtaya attı 'Sapılan ankette öğretim elemanlarının dernek kurulması vönünde gö- rüş bıldırmesı üzerine dernegın kuruluş çalışmaları başlatıldı Anketı de yeterlı bulmavan rek- törlük. bu kez de ara^tırma gö- revlılennın üve olmaması durıı- munda derneğin kurulabıleceğı- nı bıldırdı. Bunun üzerine dernegın tüzü- günün oluşturulması ıçın öğre- tim elemanları. rektörlükle sıkı bır pazarlığa oturdu. Sonunda ODTÜ Oğretım Elemanları Der- negi ıkı yıllık bır uğraştan sonra 28 Evlül 1990 tarihınde kuruldu. Hacettepe mahkemeük Hacettepe Ünnersıtesı Beyte- pe Kampusu'ndaki bölümlerde görev yapan öğretim üyeleri. 6DTÜ"Ögretım~Üvelen Derne- ğı. Gazı L'nıversıtesı Öğretim Uvelerı Derneğı \e Öğretim Üveleri Demegrnden sonra ken- di aralannda da bir dernek kur- magirişimindebulundıılar \ r ÖK Yasası'nın 59 maddesı uvann- ca. kurulacak dernek için ılk aşa- mada Hacettepe Üniver.sıtesı Rektörü Prof Dr Yiiksel Bo- zercien 7 Mavıs 1993 tarihınde ızın ıstendı. Ancak Prof. Dr Bozer. ızın is- teğını ıkı kez reddettı İzınveril- memesine. "Üniversitenin bir kampüsuna özgü dernek olmaz" gerekçesi gösterildi. Bu yaklaşım üzerine. kurul- maya çalışılan derneğin geçıcı yönetim kurulu üyeleri. 25 Ha- zıran 1993 tanhınde Idare Mah- kemelenne da\a açtılar. İdare Mahkemelerince reddedılen da- valar Danıs,tay 'a giderken. diğer davaların görüşülmesı halen de- vam edıyor. Öğretim elemanları. "fınn ça- lıştıranlan ya da minibüs sahip- len kadar" bile baskı grubu oluş- turamamanınezıklıği ıçınde... Ya öğrencıler''. Oğrencüerin arayışlan 12 Eylül'ün ardından başka bır "potansiyel terörist" grubu- nuoluşturanünıversıteöğrencı- len. halen de okullannda polis baskısınıelletutulurşekıldeya- şıvor 12 Evlülün depolıtızas- yon uvgulamalan ile bırlıkte sos>al ve kültürel kulüp kurma- lanna bile karş.ı çıkılan ûnıver- sıteoğrencılen ıçınden. kendıle- rinı "devrimci demokrat" diye tanımlavanlar. oğrencı dernek- lerı oluşturmava çabaladı. Bu grup. sürekli polis baskısı alt/r- dasindırılmeyeçalışıldı. B u ^ - rençıler hale'n de İYÖ-DER. AYÖ-DER, Demokrat Lnı\er- sıte Platformu gıbı ısımler altın- da örgütlenmeye çalışıvor. An- cak bu derneklere gelen eles,ti- nlenn başında. tüm öğrencileri kapsayan sorunlarla ılgilenmek >crıne. bellı bır sışasetın güdü- munde oldukları eelıyor İYÖ- DER'lı I.C. Hukuk Fakültesı öğ- rencısı Meral Erdal.kıtleselleşe- bıldıklennın sövlenemeyeceğini kabul edı>or: ".\ma"dıyor. "k*- pımız gerki ve faşistler dışuıda herkese açık. Biz. demokratik üniversite talebimizin yanı sıra vemek, vurt kanrin gibi sorun- larla da ilgilenmeve çalışıvoruz. Okullarda polis istemivoruz. Yö- netimde söz hakkı istivoruz." Öğrencıderneklerıneüveolma- nın ~tehlikelerini"ıse "^argısız infaza uğramak da var, gözaltı- nda dayak yemek de" dıye tanf edıyor. Ülkücü ya da İslamcı dı- ye tanımlanan öğrencıler ise okul çatısı altındaörgütlenmek yenne Üniversite dışındakı gençlık ör- gütlennde bır araya gelıyor. Özgür dü^üncenın mekanı ol- masi gereken ünı\ersıtelerde. m- sanlann en doğal haklanndan ör- gütlenme hakkı. tüm zorluklara karşın kullanılmaya çalışılıyor. Ancak ne öğretim elemanlannın. ne de öğrencılenn sı\ ıl örgütlen- melere yetennce ılgı gösterdığı sövlenebılır ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM Ü\ ELERİ DERNEGİ BAŞKAM ŞENATALAR: IIedef, üniversitelcrin hızla çağdaşlaşmasıartisi.endustrikuruluslan.su havzalanndaki otoyollar ve su dağıtım şebeketenndefcı kaçaklann en önemli nedenleri oluşturduğu bildirildi. İstanbul Meslek Odalan Koordınasypn Kurulu üyeleri, dün İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen basın toplantısında. kentin su sorunuyla ilgili hazırladıklan raporu açıkladılar. Aile hekimliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık reformu paketinin önemli bir halkası olarak değerlendirilen "aile hekimliği" uygulaması, pilot il olarak seçilen Ankara'da başladı. Sağlık Bakaru Dr. Doğan Baran, uygulamanın kademeli olarak yurt genelinde yaygınlaştınlacağını söyledi. Üniversite Öğretim Üyeleri Dernegi Başkanı Burhan Şenatalar 'üniversitenin çağdaşlaşması ve bu doğrultuda özerk. dernokratikbiryapının kurulmasını' ıste- dı. Örgüt olarak ılk hedeflerinın bu ama- ca yönelik çalışmalar oldugunu belırten Şenatalar. 1990yılında kurulan ve Istan- bul'dakı altı üniversitede faaliyet gösteren derneğin hedeflen ve çalışmalarını şöyle açıkladı: "Derneğimizin baştan itibaren çok önem verdiği başlıca ilkeler şunlar olmuş- tur: Derneğin iki ana konusu ve görev i var- dır: Birincisi. Türkiye üniversitelerinin hızla çağdaşlaşması. daha verimli ve üret- ken bir vapıva kav uşmaları, bu doğrultu- da mutlaka özerkliğin vedemokratikliğin bir önkoşul olarak gerçekleştirilmesi, an- cak aynı zamanda bunlann yeterli koşul- lar olmadığının bilincinde olarak üniver- sitelerc aynlan kaynaklann arttınlması ve kaynaklann kuüanımında verimliliği art- üncı yöntemlerin geliştirilmesi vs; ikinci olarak, üniversitelerde görev yapan öğre- tim elemanlannın ekonomik ve akademik haklarının sağlanması ve geliştirilmesi. •Burhan Şenatalar, üniversitenin çağdaşlaşmasının vanısıra üyelerinin sorunlanna da sahip çıkmak amacında olduklannı belirtirken, 1992 yılında kurulan Araştırma Görevliieri Dernegi de üyelerinin özlük haklan konusunda mücadele ediyor. maz kanısındayım. Şu anda İstanbul'da görev yapan öğretim üyelerinin yüzde 10'u aşan bir bölümü üye olmuş durumdadır. Yakın gelecekteki hedefimiz, bunu y üzde 2O'ye ulaştırmaktır. Fransa, İspanya ve ABD gibi ülkelerde işçiler arasında sendi- kalılaşma oranının yüzde 15'in altında ol- duğu hatırlanacak olursa ulaştığımız ve hedeflediğimiz oranların önemi daha iyi anlaşüır." Araştırma görevlilerinin amacı Araştırma Görevliieri Demeği'nin ça- lışmalan ve hedefleriyle ilgili açıklama- sı şöyle: •^Derneğimiz, 15Temmuz 1992tarihin- de İstanbul Araştırma Görevliieri Derne- gi adıyla faaliyete geçmiş olup bir yil son- raki genel kurulunda adını; faaliyetlerini yurt çapında sürdürebilmek düşüncesiy- Derneğin kuruluştan itibaren önem verdi- ği iki hedefi de şöyle özetleyebiürim: Birin- ci hedef; öğretim elemanlan kitlesinin ger- çek bir örgütü ve temsilcisi olmak, zaman içinde sürekli olarak genişleyen bir halka gerçekleştirmek. İkinci hedef: gelecekyüz- yıla. yani en azından on, on beş yıl sonra- sına aktarabileceğimiz bir kurumlaşma gerçekleştirmek. Bah ülkelerinin çoğunda öğretim elemanları örgütlerinin otuz, lurk yıllık, hatta daha uzun geçmişleri \ardır. Bizde siyasal yaşamın uğradığı kesintiler, böyle bir kurumlaşmayı engellemiştir. Bu kez bunu başaracağımıza inanıyoruz. Bugüne kadarki çalışmalanmı/j özetle- meye bu yazının sınırlan yetmeyeceğin- den hiç girişmeyeceğim. Ancak üye say> mızın sürekli olarak artmasını, çalışmala- rımızın desteklenmesinin ve onaylanma- sının bir göstergesi olarak almak yanlış ol- le Araştırma Görevliieri Dernegi olarak değiştirdi. Ana tüzüğünde derneğin ama- cı; " Yükseköğretım kurumlartnda çalışan \e çalışmış olan araştırma görev lılerı ara- sında dayanış.mavebırlıği sağlamakıhak veçıkarlannı savunmak. bılimsel. ^anat- sal vekultürel çalışmaları özendırmek \e desteklemek; bunlann özgürce gelıştın- lebıleceği birortamm yaratılması yolun- da ve üniversıtelerdekı ıdarı yapıdan kay- naklanan alt-üst ihşkılerının dışında ka- lan ve bilim.sel. sanatsal çalışmalann önünde bır engel oluşturan yapay. hıyerar- şık yapının ortadan kaldırılması yönünde çalışmalar yapmaktır" olarak belirtilmiş- tir. Derneğimizin daha önceden yapmış ol- duğu imza kampanyalanndaki sayılara göre üye sayısının az olduğu gözlenmek- tedır. Kanımızca bunda önemli etkenler- den bıri. araştırma görevlilerinin özlük haklarının kısıtlı oluşudur. Fakat bugün- lerde istanbul dışındakı üni\ersıtelerden yoğun bir bılgılenme ısteğı göriilmekte- dir. Olabildiğınce yanıtlanmaya çalışıl- maktadır." ideo filmleri izlemek bir ara- lar salgın durumundaydı. Videocuya sidenlere 'nasıl bir şey istedikleri' so- rulurdu. Bu ışi yapanlann tanımlan- na göre 'duygusal', 'maceralı', 'eğlen- dirici', 'güldürücü' filmlerarasından seçim yapılırdı. Televizyon kanalla- nnın çoğalması üzerine videoculuk öldü. Şimdi aynı işi televizyon prog- ramlan yapıyor. Biz de televizyon iz- leyicilerinin yeni oyuncağına 'mese- la dedik'. Gazino aöoneleri: gazino. Hesap yok, bahşış yok. gel- din gittın tantanası yok. Alarurkaysa âlâsı, türküyse hası, popsa en kıvra- ğı; daha ne ister bu telev izyon tutsa- ğı. Bu 'müzikeğlence' programlanna isteyen burun kıvırabılir. ama bunlar rating dalgasını da reklam numarası- nı da ıyi kıvırdığı için çok şükür ek- ranımızdan uzak olmazlar. Paparazzilep-pomartar: MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Aman televizyonu kaçırmayalım... 'unlarenhasındankültürprog- ramlan sayılır. Aman da aman, yok ' u tür izleyicilerimiz, 'güielim- eğlenelim" dışındaki bütün program- ları sıkıcı bulur; hemen eğlenceli bir kanala geçerler. Şarkılı türkülü, gö- bek atmalı, komikli birprogram, doğ- rusu ya insanın içini açar. Masayı kur- muşsun. şişeyı de önüne koymuşsun. çoluk çocuk dizilmiş.. gel keyfım gel. Zaten şunun şurasında ölümiü dünya değıl mı. Şarkıcılartürkücülerdema- şallah gani. Her gün bir yenisi çıkı- yor. Gençler, güzeller. cana yakınlar. kınlıp dökülüyorlar. Fena mı. evinde yoktur. Kım. kimınle hangi köşede neler yapmış? Kımler nerelerde yaka- lanmış? Kim kımden aynlmış da ay- nlan ne demiş. ay nlmayan ne demiş? Kültürün âlâsı canım. Araya bir de don gömlek defilesı sıkıştırdınız mı. millet ekran başına çakılır. Bir de te- levizyonlarda kültür programlan yok derler. Bunlar paparazzileri ızleme- yenlerdir. Onlara göre kültür dedin mı: ılle roman olacak. senfoni falan gıbısinden gıygıy olacak. Hele o sa- nat filmi dedikleri nesneler bızım pa- parazzı izleyıcılerinden ırak olsun. Ama hak yememek lazım. bu ki'ltür programlannda 'roman' konusundan bolca bulunur. "Roman*. belkı bilı- yorsunuz. Çingenelerın kıbar adıdır. Her kanalda çok şükür, bır Çıngene dızısı var. Konuşmalar. ka\galar. gö- bekler kı o kadar olur Bu da kültür programı yerıne geçer. Çocukların konuşmaları bile değiştı de Çıngene ağzını aldılar. Doğrusu ya insanın göğsü kabanyor. Şu Çıngene davası- na ne meraklıymışız da haberimız yokmuş. Çok şükür. TV'ler geldı de kültür eksiğımızı tamamlamaya baş- ladık. Bırde 'Belgesellernerede?'dı- yenlervar. Reality show belgeseUeri: ketleri ıstiyorsunuz. Onları görecek- sıniz de boyunuz mu uzayacak Şur- da taş attınız da kolunuz mu y oruldu. Pıt dıye açın telev izyonunuzu seyre- din bugünün belgesellerini. Bunlara ne güzel de ad koy muşlar. Günümü- züngerçeklen bunlar neyapalım. Sız de kanlı sahnelen görüp belgesel zev- kınızı doyurun. Çocuklar korkuyor dıyorsanız onlara ızletmeyin. Siz de korkuyorsanızsizdeızlemeyin. Ama tiryakisı olanlar bu programlan bıra- kamazlar. Korku. dehşet. \ahşet, tek- mılı birden dızıler bunlar. Ne demiş- ler "Ondabupara.sendebuensevar- ken daha çok tokat \ersin.~ HOPOZ dövüşü meraklıları Onlar bırbirini gagalarken millet de ıkı ve aynlır: kendı tuttuğu horozun. ötekını tepelemesını bekler. Ortalık iyice kanşır. Bıri hamle yaparken ötekı kıvrak bır manev ray la hamleyı boşa çıkarır Beriki kanat darbesı hazırlarken öbü- rü gagayı v urur. Doğrusu seyrıne do- yum olmayan bır 'gerçekleri açıklı- yoruz' programı olur Kanala reklam yağar. kasalardolar. Ertesı gün de 'ki- min kimi ttpelediğT üzerine yorum- larvapılarakalakacanlı tutulur. Böy- le tartışma programlan pek revaçta- dır. Horozu da boldur. sevırcisı de Gece keyfi tiryakilepi 1. i V_xaı•anım, bundan âlâ belgesel mı olur. Bol bol kan, bol bol kaza. cina- yet, tecavüz Şiddet ısteyene şıddet. seks isteyene seks. Sız de ılle dağla- rı. denızleri. kuşlan. başka memle- " unlar için özel programlar ya- pılır. Bunun ıçın bırbıny le kav galı iki kışı bulursıın. Ama tanınmış kı^ıler olacak kı keyfı çıksııı Polıtıkacı ola- bılır. gazetecı olabılır. Bu bırbırıyle kav galı iki kışıyı programa çıkarır- sın. Daha başından kavga belli olur. u tıryakiler. gecenın ılerleyen saatlerinde yayımlanan 'özel sanat programlan'nın tıryakileridir. Genel- lıkle cınsel eğitim amaçlıdır. Aslında kötü nıyet yoktur da mılletin belden aşağıya olan merakı bılındığınden öğretıci dizi nıyetıne gösterılir. En sessız sedasız ızlenen program- lardır. Bunlar. sanata düşkün kişileı için yapılmaktadır. Sanatsevenler de bu saatleri bek- lemek için uykulanndan fedakarlıt ederler Ne yapsınlar kı ıçlerindeki sana ateşi birkereyanmıştır. Artık bu ate şı söndürmeden duramazlar. "Telev izyonlar sanata yer vermi yor"dıyenler haksızlık edıyorlar V bu programları ızlemıyorlar '-ı da kusura bakmasınlar- sanatta ı anla mıyorlar. Daha ne istiyorsunuz kardeşim Televizyonlarda her şey var ışte. Si de burun kı\ ırmayı bırakın da kültüı den .sanattan nasibınızı alın. Telev n yonu açın. bu dünyadan kaçın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle