04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 DIZIYAZI Kara Ses'in karanhk işleriAyın karanlık yüzünün ortaya çıkması ise hiçbır zaman engelle- nemıyor. 1974 yılında neyse, 1994'te de o. Aynısı. Bu kez ola- ym kahramanı, Gölcük lmam Ha- tıp Lısesı. Izmıt Mımar Sinan Lı- sesı, Şınntepe Atatürk Endüstri Meslek Lısesi'nde Dın Bılgısı öğ- retmenı olarak çalışanM.R, evıne çağırdığı erkek öğrencılere teca- vüz etmekle suçlanıp tutuklanıyor. Olay Mayıs ayı ortalannda, Iz- mıt'tegeçıvor. Gölcük lmam Ha- tıp Lısesı, Izmıt Mımar Sınan Lı- sesi ve Atatürk Endüstn Meslek Lısesi'nde Dın Bılgısı öğretmen- liğı yapan M.B., bu üç yerden de hal ve gıdışı beğenılme"diğı ıçın kovulu>or. Ancak her nedense, bu üç oku- lun yetkilılen. doğru olmayan ış- ler yaptığı ıçın kovduklan M.B.'nın doğru olmayan ışlennı hiçbır yetkılı makama bıldırmi- yorlar. Bu yüzden de. Mıllı Eğıtım Bakanlıgı'nda kadrosu bulunma- yan M B . bır başka okulda ış bu- labılıyor. M.B., izmıt Mımar Sı- nan Lısesi'nde Dın Bılgisı öğret- menıyken, okulda çocuklan bulu- nan üç velı. perişan bır durumda Kocaelı Emnıyet Müdürlüğü'ne giderek bırer dılekçe venyorlar. Dılekçede, çocuklannın son za- manlarda tav ırlannın değıştığinı, sandalyeye oturamadıklannı. yü- rüyüşlennın başka bır hal aldıgını anlatan velıler, "Çocuklanmıa sı- kışOnp sorduk. Din Bilgisi öğret- meni M£. evineçağınp iğrenç şev- ler yapmış. Davacıyız" dıyorlar. Polıs, bır süre soruşrurma yapıyor ve Dın Bılgısı öğretmenı gözaltı- na ahnıyor. El Ezher mezunu şenatçı M.B. nasıl bın? Bunu polıse verdiğı ıfadesınde kendısı anlatı- yor: "Giresun Piraziz'de dogmuş. 29 yaşında. 1993 yılında Mısır'ın ünlü şeriatokulu El Ezher Üniver- sitcsi'nden mezun olmuş. Yuva- cık'ta otunıyor. Evli ve bir çocuk babası." El Ezher'lı şenatçı M.B., ıfade- sınde şunlan söylüyor: " 1992 yı- lında, Mısır'da okürken Fihstınlı Abdullah adlı bır gençle tanıştım. Daha sonra bırlıkte kalmaya baş- ladık. Homoseksüeldı. Erkekler- den hoşlanırdı. Bırlıkte olduktan sonra sık sık ıhşkıye gırdık Bun- dan büyük zevk aldım. Bana her şeyı o öğrettı. Izmıt'e geldıkten sonra Mımar Sınan Lısesı orta kıs- mında Dın Dersı öğretmenı olarak göreve başladım. Bu ıddıa sahıbı çocuklar benim evıme geldıler. Benden kendılenne mastürbasyon yapmayı öğretmemı ıstedıler. Ben, de öğrettım. Porno resımler gös- • terdım. Ben de onlarla beraber sürtme yaparak boşaldım. Ama cinsel ılışkı>e gırmedım. Öğrencı- ler ıftıra atıyor." Şımdı, eğer bu ifade doğruysa, öğrencılenn attığı ıftıra nedır? El Ezher mezunu bırinın porno re- sımlerle işı ne? Hem, hıç aklınız kesıyor mu kı, ıkı tane ortaokul öğrencısı kalkıp dın dersı hocası- nın kapısını çalıp. "Bize mastür- basyon yapmayı öğret" desın? M.B., kendisını lsvıçre'de falan zannedıyorgaliba. Sonra, dın der- si hocası kendisı demıvor mu kı. a'emalettin Kaplan'ın Köln'de bir "medresesi" var. Burada, 16-22 yaş grubunda kızlar ve erkekler bulunuyor. Yurtta öğrenim gören kızlardan 18 yaşındaki Hatice Kıroğlu, Emir-ül Umum Cemalettin Kaplan'ın 'baş polis' ilan ettiği Hasan Basri KÖkbulut ile zorla ve imam nikahıyla evlendiriliyor. Hatice, bunu namusuna bir saldın olarak değerlendiriyor ve intihara kalkışıyor. ŞERIATÇININ KARANUK YÜZÜ H A L İ L N EB I L E R Kara Ses'le ilgili, bugüne dek çeşitii iddialar ortaya aOİdi. BunJardan biri de Kaplan'ın 109 bin Alman Markı'nı çevresindekilerle birlikte amiyane tabirle "iç ettiği*" savıvdı. Üstelik Kaplan İsJamın teme) yasaklanndan olan faizi de »mmetine gecirmişti. Doğru olabılır Ikıncısı: bır başka öğretmenle olan sorun nedenıyle kendısıne ıftıra atıldığını söylüyor. Bu da olabılır. Mahkemenın de- ğerlendırmesı gereken bır iddıa. Buna da tamam. Ama, Türk mıllı eğıtımının hangı müfredatında, neresınde dın dersı hocalannm ço- cuklann cinsel eğıtımınden de so- rumlu olduğuna ılışkın bır kayıt var? M.B., neye dayanarak çocuk- lara mastürbasyon yapmayı ögre- tebılıyor? Dıyor kı, "Onlar iste- di"_ Kuşkulu ama. dıyelım kı ço- cuklar öğrenmek ıstedı; nıye ço- cukla çocuk oluyor M B.. Hem çocuklar neden örneğın bıyolojı ögretmenınden degıl de dm dersı hocasından istıyorlarbunu? Ya kız çocuklan da anatomt dersi rste- seydı M.B.'den neolacaktı? Uygu- öğrettim, onlara sürtunerek boşal- lım" dıye? Dıyor. Eksık olan ne? Tftira nerede? Daha sonra durum degışıyor. Pohstebu ifadeyı veren M.B., sav- eılığa göndenlıyor ve yargıç önü- ne çıkanlıp tutuklanıyor. M.B, ce- zaevınden savcılığa bir dilekçe göndererek, ıftıranın neoldugunu anlatıyor: "Bana polıs ışkence yaptı Böyle ifade vermem ıçın zorladılar. Baskı altında ımzala- dım. Mımar Sınan Lisesf nde gö- rev yapan A.A. adlı öğretmenle aramız bozuktu. Bana komplo ha- zırladı. Ben çocuklara sadece mastürbasyon yapmayı öğrettım. Buna da pışmanım Tutukluluğu- mun kaldınlmasını talep edıyo- rum." Dın dersi hocası, ışkence ve baskı altında böyle ifade verdığı- nı söylüyor. Olabılır. Türkıye'de çok sık rastlanan bır yakınmadır. lamalı ders mı verecekti? Bunu El Ezher şenatınm hangı fıkıh mad- ^ ^ k yapaciEfktr? kışıyı sadece taraftan oldugu ıçın koruduğunu belırtıyorlardı. Polat ve arkadaşlarının bıldırısınde Kaplan'ın, toplanan paralarla og- luna son model bır otomobıl aldı- ğı öne sürülürken. yönetımındekı bır medresede bır kızın tecavüze uğradıgı da açıklanıyordu. Yıllardır kamuoyunda "Kara Ses u olarak bılınen Cemalettin Kaplan (Daha sonra beğenmeye- rek Hocaoğlu yaptı) ıle ılgılı bu olayı da hedomzmın bır yansıma- sı. lslamc! sıyaset akımı ıncelen- diğınde, şenatçı kadrolann en bü- yük özelliklerınden bıri olarak "hedonizm" kavTamıyla karşı kar- şıya kalıyoRiz. Demırel'm "ken- dim içio bir şey istivorsam namer- dim" sözünü, şenatçılarda "her şevi Allah adına isti>T)rum" bıçı- mınde görebılıyoruz. Her şe>ı Tann adına istiyör görünmenın cı- lası kazındıgında ıse karşımıza, delıne, hangı lıderhk anlayışına sı- ğar; anlamak mümkün değıl ls- lamcı ekonominın temel vasakla- nndan bın olan faizın Kaplan ta- rafından alındıgı ve zımmete ge- çınldıgı ıddıası da cabası. Vaazla- nnda, nutuklannda. konferansla- rında "faiz haramdır" dıyen bır örgüt lıdennın faız alması nasıl açıklanabılır? lslamcı örgüt ıçın şenat müca- delesı yolunda kullanılmak üzere toplanan paralarla Hocaefendı Hazretlerının oğluna otomobıl al- dıgı, aynca geçımını ayda 130 mılyon cıvannda bır paraya el ko- yarak sağladıgı ıddıalan da müt- hış. Bu açıdan bakıldığında şenat- çılık lyı bır "meslek" olarak gö- rünmüyor mu? Kaplan'm radıka- lızmının sebeb-ı hıkmetının altın- da meslegını sürdürebılmeçabas tıhara kalkışıyor. Genç kız olajı şöyle anlatıyor: "Nikâh 24.7.1987 Cuma günü kıvıldı. \aize gidi>o- ruzdive medreseden çıkbk. Sabah dokuzsıralan idi. Mctin Ivaplan'ın e*inevardık. 4şagı kattan >ahit ge- tirdiler. ya nikâhı kı> dınrsın >a eli- mizden kurtulamazsın dediler..Vs- lında nikaha asla razı olmadım. Bana i)k teklif eftiklerindc hav ır dedim. Sonradan nasıl oldu ise kendimden haberim yokru, sanki uyuşturucu madde almış gibi iki dünva arasında \aşı>orduın. Bizi Uk göriişrtirdükJeri \akit C emalet- tin Hoca'nın her şe>den haberi var dediler. Hocan senin için hiç körü düşünür ımi dedifcr." Tehdıt \ar. Nıtekım uygulanıyor da. Hatı- cc'nın babası bu ara ızınlı olarak Türkıye'ye gıdeceğınden henüz *her şeyin şenatçı kişivvya örgüt nı arama hakkımız doguyor mu. dngmııyor mıı° LOKANTA*BAR m Kara Ses'in faiz oyunu Tercüman gazetesinde 22 Tem- muz 1987 tarıhmde, Tahir Hacı- kadiroğiu ımzasıyla yayımlanan, "Kaplan. tran'ın hizmetine girdi" başlıklı habere göre Kaplan gru- bu, 1987 yılında AhmetPölatgru- bunun ayrılmasıvla çatladı. Ah- met Potat, Selahattin Yazıa tbra- him Kaba. tzzet Özdemir. Musta- fa Özçelik, MahmutÇolak \ e AJa- attinOzdemir.bır bıldın yayımla- yarak Cemaleddm Kaplan'ın Sün- nılıkten ayrılarak Şıı olduğunu ve yolsuzlukyaptığınıbelırttıler Ah- met Polat \e arkadaşlannın bıldı- nsmde Kaplan'ın 60 bın mark ıle ortak oldukları Kar-Bır şırketımn ıflas fetvasını nedensız verdığını ılen sürüyorlar. Köln UluCamıde 44 bın mark yolsuzluk yapan bır 293 89 78 (3HAT) knmenin kendi adına r gerçeğı çıkıyor. Her şeyı kendı adına veya şen- atçı örgütlenme adına ısteme key - fiyetı. "bu dümada"daha ı\ ı eko- nomık ve sıyasal egemenlık ılışkı- lenyken. "öbür dümada" ıse sı- nırsız ze\ k ortamı sunan cennetın elde edılmesı oluyor. Bu venlen "hedonizm" olarak yargılayabilır mıyız? Evet yargılayabılınz ve formülasyonu. "Aslında ber şeyi kendim için isdyorum*1 bıçımınde degerlendırebılınz. Cemalettin Kaplan'a yönelık suçlamalar yenılır yutulur gibı de- gıl. Bır defa, açıktan açıga Kap- lan'ın 109 bın Alman Markı'nı çevresındekılerle bırlıkte amiya- ne tabırle "iç etti$" iddıası hangı ideolojıye. hangı örgütlenme mo- ıstenmesı Medresede tecavüz ıııkjlı Kıyılıııadaıı kızıııı da güıüı- mek ıstıyor Kaplan. kızın dersle- rını bahanc edcrek Hatıce'yi aİ4- Bır de medresede tecavüz edi- len kız olayı var. Bu konuyu bıraz açalım. Olayın aslı faslı şu: Cemalettın Kaplan'ın Köln 'de "savaşçı kadm- lanmızı yetiştiriyonız" dedığı bır "medresesj" yanı yatılı şenat oku- )u var. Burada. 16-22 yaş grubun- da 90 kadar Türk kızı ve 100'den fazla erkek bulunuyor. Yurtta ög- renım gören kızlardan 18 yaşında- ki Hatice Kıroğlu, Emır-ül Umum Cemalettin Kaplan'm 'baş polıs' (Emnıyet Genel Müdürü) ılan et- tıgi Hasan Basri Kökbulut ıle zor- la ve ımam nıkâhıyla evlendirili- yor. Hatice. bu evülıği evlilik olarak kabul etmiyor. Namusuna bır sal- dın olarak değerlendınyor ve ın- koyuyor Hatice anlatışor "Ba- bamlar Türkiye'ye izne gitmişler- dt. Sonradan Türkiye'ye gittim uçakla... Babamlara hiçbir şey sö>- leyemedim. Bunalım içinde yas> \ordum, intihan bile gözönüne al- dım." Kaplan'ın mektubu Aılenin tepkısı üzenne Cema- lettin Kaplan, Hatıce'nın babası Dursun KıroğhTna bır mektup va- zıyor: "'Mektııbu sbeyazmakuki kastım: Bu işten son derece üzgün oldugumu ve bu işte benim asla ha- berim olmadığını \e benim bövle bir işe evet dememe ne şahsımın ne de bulunduğum me\ kiin müsaade etnıediğini \e bö>le işlerin medre- seve zarar vereceğini bildi^imi si- ts bildirnıektir... Harta akdin >a- pıldıgını da bugünlerde duvdum. Böyle bir noktaya gelindiğini he- nüz tahkik de etmişdeğüim ve Me- tin ve çocuklannın o tarafa gelip hanımının Tübingen'de üeri geri konuştuğunu bu ak&am duydum. Canım iyke sıkıldı. \'e şu andaki kanaarim odur ki bu işte suçlu, Metin'in kansı ile Hatke'dir" Kuran da öyle demıyor mu:"Kadınlann hilesi büyüktür." Hocaefendı olayı çözüyor!.. Hem de nasıl... Kızcağızın ıstegi dışın- da ımam nikahı ıle evlendınldıgı- nı ınkar etmiyor. Şımdı bırakalım bu kavramları ve ola>ın adını ko- yalım. Cemalettin Kaplan. oğlu Metın Kaplan "ın ev ınde kendi em- nıyet genel müdürü Hasan Basn Kökbulut'un genç kıza tecavüz et- tığını kabul edıyor ve buna canı- nın çok sıkıldığını söylüyor Son- ra da suçluyu buluyor: Metin'in kansı ıle genç kız.. Bunu da Ku- ran'a dayandınyor: Kadınlann hı- lesı büyüktür... Nasıl mantık ama? Hem tecavüze uğruyorsunuz, hem suçlu çıkıyorsunuz. Başta söyledı- gımızi tekrarlayabılırız. Bütün bunlar tslamcılık gıysısı gıydinl- mış bır kandırmacanın apaçık gös- tergeleridır. Ama. Kaplan'a sorar- sanız, her şey kadınlann büyük hı- lesınden kaynaklanıyor. RÖntgenci Bülbül Bakın şımdı. 1986 yılının baş- lannda, Adana'da kuran kursu ög- retmenlığı yapan Orhan Bülbül, röntgencılık yaparken suçüstü ya- kalanıyor. Adana'da bu suçtan yar- gılanırken. Tarsus'a, yıne Kuran kursu ögretmenlıgıne tayin edılı- >or. Tarsus'ta da aynı şey oluyor Vıne röntgencılik yaparken suçüs- tü yakalanıyor. Sonra ne oluyor dersıniz? Tarsus Müftüsü. Bül- bül'ün görevıne devam etmesını saglıyor. Cemalettin Kaplan. Kon- ya Müftülügü sırasında "Süley- manahk Nedir?" başlıklı bır bıl- dın dağıtıyor. Altında kendı ım- zası var. Ikıncı ımza kımın pekı? Röntgencı Orhan Bülbül'ün. Ce- malettin Hoca(oğlu), herhalde ^öyle düşünmüştür: Adam rönt- gencılık yapartabıı Çünkükadın- lannhılesı büyüktür.. Kaplan, her >eyı kadınlann büyük hılelerıne dayandınyor. Her şeyı.. Kadının adı tclal Özbek. lclal Hanım, 13 Mayıs 1977 tarıhmde, "gördüğü lüzum üzerine efkan umumiyeye" bır açıklama yapıyor. Açıklamaya ıkı şahıt de ımza atı- yor. Açıklama aynen şöyle:"Ben Kozan ımarru Mustafa AkyıJdız'ın eski ailesi İclal (Akyıldız)'Özbek. Kozan Imamı Mustafa Ak>ıJdız'ın gav rimeşru >aşantı \e ahvaline da- \anamavarak avnlmak mecburi- vetinde kaldım. Şöyle ki; benimle evli iken ne islam \e ne de mesleki ile asla bağdaşmayan >üz kızarb- a çirkin halini tespit edip zina da- vası açüm. Mahkeme esnasında beni dava- dan vazgeçirmek için Adana Müf- tüsü Cemalettin Kaplan ara>a gir- di. Müteaddit defalar görüşmek için yanınaçağırttı. Gittim. Müftü Cemalefrin Kaplan uzun konuş- masında beni bu ahlaksız adamla banştırmak ve da>adan vazgeçir- mek istedi. Vazgeçmedim. Kozan Asliye Ceza Mahkeme- si'nin 971/13*3 nolu karannda açıkça göriilüp anla^ılacağı gibi tü- havct Kozan Imamı /Jııa suvııııdaıı altı a> hapse mahkum oldu. Bu arada viae vazgeçmem için israr— lar devam etti \e 30.000.-TL (Otuz bin TL.) teklif edildi. Kocasından aynlımş, dört çocuklu mağdur bir kadınım. Birev alıp içinde banna- bilmek maksadı ile bu parayı ala- rak davadan vazgeçmek mecburi- yetinde kaldım." Islamıyet zınayı yasaklar. Bir müftüye düşen görev de zınaya karşı tavıralmasıdır. Kaplan. Ada- na Müftüsü'dür vezma yapan ıma- mı görev den almaktansa, zına su- çunu örtbas etmeye çalışmaktadır. Neden? Herhalde, kadının hılesı çok büyük olduğundandır. kımbı- lır? Mahkeme öyle düşünmez. Çünkü ımam Akyıldız, zma su- çundan altı ay hapse mahkum ol- muştur. «TTİ CAFE-BAR GUNU Bu Pazar ve Her Parar 14.00-19.00 Yeni Çarv Cod. No: 88/1 Golotosaroy 293 05 98 YENİ KEDI KEP-KEDİ EN EKONOMIK EĞLENCE BIRA 50 000RAKI 60 000 TL. ARNAVUTKOY 263 32 34 INTERMEZZO RESTAURANT BAR J SEVEKLERE SÜRPRİZ... Sızlere alt katımızda bir jazz club hazırladık. Türkıye'nın bır numaralı jazz sanatçılan, NEŞET RUACATI nÜKETRUACAN WOYTEK PULÇUn CEMAKSEL raLÜFER RUACAN Sızlere unutulmaz jazz geceleri yaşatacak. Goıısbılgıveıez 2552384-23514 99 Tarlabaşı ISM. hınbul Sarul K Turm Eâmlıklm AŞ torolojudur (Sodero yemek karlı Asmalı Mescit'de yepyeni bir mekan... Öğle ve akşam yemeklerinde nefis Türk mutfağı, balık & Her C.tesi Flüt dinletisi FATOŞ Asmalı Mescit, No: 17 Tünel Tel: 293 28 68 Zihni Çetiner Yönetiminde Cumhuriyet e dostlanna, mizahseverlere JBLMtrt Ah laitnt o MERT ALİ BAŞARIR "BU SORUYU GEÇELİM" adlı kitabını TÜYAP Sergi Sarayı AFA YAYINLARI standında imzalıyor 12 Kasım 1994 Cumartesi (bugün) Saat: 14.00-18.00 BAR. LOKANTA İLANLARINIZ İÇİN 293 89 78 (3 HAT) İLAN T.C BAKIRKÖY 2. SLLH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1991/913 Davaalar F. Şehnaz Akderaz, Mehüka Sultan Uyan vek. tara- fmdan açılan vasi tayini davası sebebıyle, Mahkememızce verilen 1991 '913-1994 204 sayılı ve 21.3.1994 ta- nhiı karar ile Eskişehir, Sivrihısar, Atlas köyü. C017'05. S:01, K- 162'de nüfusa kayıtL Mustafa Nuri ve Faüna'dan olnıa 1927 D.lu Semiha Bilgisever (Akdeniz)'e aynı yerde nüfusa kayıtlı Kenan Yusuf ve Semiha"dan olma 1963 D lu ve halen Bakırköy Akatlar Cad. No- yan Apt No:31, D:5. Zuhuratbaba'da ıkamet eden kızı Fatma Şeh- naz Akdeniz'in vasi olarak tayınine karar verilmiştir. Itırazı olanlann yukarda numarası'yazılı dosyamıza müracaat et- meleri, aksı takdirde kesınleşeceği hususu ilan olunur 28.3.1994 Basın: 12566 i CEMALREŞITREYKONSERSALOHU û İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEOİYESİ D U Y U R U 22 Kasım tarihii Eduardo Fernandez Gİtar ReSİtalİ, sanatçının kendi arzusu uzerine 3 Aralık 1994 tarihine aiınmışdr. Bu konser için biktkri olanlar, en geç 22 Kasım gunune kadar ^ıtetlerini aldıkları gişeden yeni tarihli biletle değiştirebilir veya iade edilebilirler. 22 Kasım 1994 Salı gunu Saat 19.30'da Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin sergileveceği "CARMINA BURANA"y. (Ek Cîosteri) i/.lemek isteyenler CRR Konser Salonu >e AKM gişeierinden bilet temin edebilirler. CRR Konser Salonu Tel: 246 65 28 • 246 06 96 AKM Konser Gişesi Tel: 251 56 00 BOZCAADA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo. 1994 20 Davaci Esat Alı Nur Türetken tarafından davalılar Mal Müdür- lüğü, Beledıye Başkanbğı İstiratı Kalfamitro, Mihal Kalfamitro, Nikola Kalfamitro ve Mutenz Gönül Küçükçavuş aleyhine mahke- memızde açılan tapu iptah ve tescil davasının yapılan açık yargılama- sında verilen ara karan gereğınce: Adresi belli olmayan davalılar İstirati. Mihal ve Nikola Kalfa- mitro'nun duruşma günü olan 27.12.1994 tarihınde Bozcaada Adli- yesi'nde hazır bulunması veya kendılerinı bir vekille temsil ettırmeleri aksi takdirde yargılamaya yokluklannda devam olunarak karar ven- leceğı hususu duruşma günü teblıği yenne geçerli olmak üzere ılan olunur 2.11.1994 Basın: 52379 POLÎTİKA VE ÖTESt MEHMED KEMAL Disketln Oyunları... içinde yabancı sözcükler geçse bile yazacağım; bu ya- zı ancak öyle anlaşılabilir. Çağımızın vurgunu gibı dili de değışık oluyor. Eski Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan'ın doldurduğu 25 bilgısayar disketinin ıçeriğini, bir yerden bir yere taşırlarken silmişler. Tam "Eyvah" dıye bir çığlık atarken, bir polis şefi disketlerin kopyasını çıkarı- yor. Böylece bir anlamda belgeler kurtuluyor. Madam Manukyan'ın kızlarından binne soruyorlar, "Sana, bunca inip çıkan var, neden birinden birçocu- ğun olmuyor?" "Nasıl olsun, birinin yaptığını öteki bozuyor..." Vurgunculara belge dayanmıyor. Bilmem kaç milyaröo\ar vurgunu cebe indiren Engin Ci- van, mat etmek için Selim Edes'e soruyor, "Elinde belge varmı?" Yanıtı bir kırbaç gibı şaklıyor: "Rüşvetin belgese mi olurpezevenk!.." Çiçek ve Krepen pasajlarının bir Hayalet Oğuz'u var- dı, bu, o değıl.. Hayalet Oğuz'un biradıdaOğuzHaluktu. Bu benim anlatacağım Hayalci Haluk. Hayalcı Haluk'a bir aklanma belgesi gerekiyor. Tutuyor, Izmir'deki hayali bir mahkemeden, hayali imza ve münüriü bir aklanma ka- ran çıkarıyor. Bunu istanbul'da yargılandığı mahkemeye sunuyor. Makeme, kâğıtlara bakıyor, hepsini yerli yerin- de buluyor ve Hayalcı Haluk'u salıveriyor. Fakat sonra- dan anlaşılıyor ki belgeler de, aklanma kâğıtları da hep hayalidir; polis düşüyor Hayali Haluk'un peşine.. arayıp duruyor. Hayali mobilya çıktıktan sonra hayalcıler de çoğaldı. Bir masal gibi anlatalım: Zaman-ı evailde, bir devlet büyüğü- nün yakını, çevremizdeki yakın ülkelerden birine hayali mobilya "ihraç" ediyor. Oysa gönderilen, mobilya değil sunta imiş bunlar... Konu dillenmiş, pullanmış Meclis ko- vuşturmasına değin uzanmış. Devlet büyüğü sonunda kürsüye çıkmış, "Başınıza mobilya kadar taş düşsün!.." demış, söylen- tilerden sıynlmış. Daha sonra gelen devlet büyüğü ıse hayali mobilya işi- ni serbest bırakmış... içerdıkeler dışan çıkmış, dışardaki- ler de kollarını sallayarak, dışarda dolaşmışlar. "Ya fikir suçluları?" "Onlann yeri hapisane değil mi?" Gelelım bizim Hayalet Oğuz'a.. ortalıkta bir roman kah- ramanı gibi gezerdı. Bır roman da değıl, birkaç roman kah- ramanı gibiydi. Geceleri gezer tozar, gündüzleri de gece- leyın gezip gördüklerini ilk kadehi ısmarlayana anlatırdı. Becerikli bir gece masalcısıydı. En ince ayrıntılarına de- ğin gecelerini ballandınrdı. Yazmak için not etmişim. Diyarbakır-Silvan karayolunda biryolcu otobüsü, aske- ri personei taşıyan zırnlı araca arkadan çarpıyor. Otobüs- te çıkan yangında 30 kişi yanarak ölüyor. Üçü asker, 4'ü çocuk 25 kışi yaralanıyor. Şoför kurtuluyor. TV ekranlarında bunlar gösterılıyor. Dısketlere alanlar vardır elbette. Bunlar bizım dönemımızdekı gazete haber- leri değil kı basmak için resim bekleyesiniz, yazmak ıçın telefon tellerınin açılmasını... Anında geliyor, gorünüyor, geçiyor. Bunlar olağan trafik haberlerı... Bizim Dr. Erdal Atabek ın telefon diye küçümsedıği bilgisayara geçti herkes. Bır yerde yazıyorsun, bir yerde gönderıyorsun. Babadan kalma daktılo makınesinde ya- zan bizim gibi birkaç kişı kaldık. Bize arkamızdan dıno- zordiyorlar. llkdaktiloyu kullandığımızdaeskilerbize "züp- pe" derlerdi. Züppe mi, çağdaş mı?.. TV'nin Bükreş'te Çavuşesku yu. Bağdat'ta Saddam'ı devirdiğınde şaşıp kalmıştım. Eskıden Meclis basarlar, heykel kırarlardı; şimdi Anıtkabir basıyorlar. Daha neler göreceğiz. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Deniz içine ıızanrruş ince kara parcası. 2/ Bir oyun ya dafilmdedırJen- me süresi... Savaşlarda giyilen arh. 3/ Yelkenin ucunda ip geçirmek üzere yapılmış göz... Yasak ve kaçak şeylerin saklandığı yer. 4/ Bır şeyı oluşturan b temel çatı. 5/ Bir tûr do- 7 d mun sımgesı... Meme başı üzerine yerleştirilip sütün alınmasına yara- yan araç. 7/ Resim gibi güzel sevgi- Û... Kabadayı. 8/ Alçak, aşağıltk... Bestelenmiş her tür şiire BaU'da verilen ad. 9/ "Oyun, tuzak" anla- mında argo sözcük. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Taranmış yün ipliği. 2/ Karak- ter... Mozart'ın, Türk müziğinden esinlenerek bestelediği ilk operası. 3/ ltalya'da yaşamış anük halk... Ağn ve şişlerle ortaya çıkan bir hastalık. 4/ İstanbul'un eski adla- nndan biri. 5/ Sınır boyu... İsrail yapımı av bombardıman uça- ğı. 6/ Pembe renkli şarap... Kalın bükülmüş sicim. 7/ Havaii Adalan'na özgü, gitara benzer dört telli bır çalgı. 8/ Jnleme, ini]- ti... Zihin ve bedenin enerjik hareketi. 9/ Osmanlılar döneminde ulema sınıfmdan olanlann giydiği uzun üstlük... Büyûk erkek kardeş. İLAN T.C. GEREDE KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1979 892 Davaalar Bolu ili Gerede ilcesi Çukurca köyü muhtarlığı tat - fından davalı Asıye Aydın aleyhine mahkememize açılan Gerede ilçe- sı mal müdürlüğünün de katıldığı kadastro tespitıne ıtıraz davasının 25.10 1994 tarihli duruşmasında venlen ara karan gereğince; Davaü Asıye A>dın mırasçılan Münevver Aydın ile Şenfe Aydın'ı davaya dahil etmek, adlanna duruşma gün ve saatini bildirir davetiye çıkarülmak için davalı Asiye Aydın mirascılanrun tebligata sarih açık adreslerinın belirlenmesı için zabıta manfeti ı)e adres tahkıkatı yapıl- mış olup yukanda adı geçen şahıslann tebligata sanh açık adresleri belırlenememıştir. Adreslen tespit edilemeyen şahıslara ılanen tebli- gat yapılmasına karar verilmiş olmakJa; Ankara ilı K.Hamam ilçesi B.Çatak köyü cilt 022'01, sayfa no:63, kütük sıra no:ll'de ka>ıtb Hasan ve Şerife'den olma Asıye Aydın mirasçdan Münevver Aydın ile Şerife Aydın'ın mahkemeniızde der- dest 1979 892 esas sayılı dava dosyasında konusunu teşkil eden Bolu ılı Gerede ilçesi Kösreli köyü Karaçakıl mevkıı 358 ve 379 parsel sayı- lı taşınmazlann munslen Asıye Aydın'ın ölümu ıle hıssedar bulun- duklan ve duruşma gününü büdirir davetıye yerine taraf teşkilinin sağlanması açısmdan gazete yolu ile ilanen tebliğıne karar verilmekle, kimliği ve nüfusa kayıtlı olduğu yer yaalı Şerife Aydın ile Münevver Aydın'ın Gerede Kadastro Mahkemesi'nde duruşmanın atılı bulun- duğu 27.12.1994 gün saat 9.00'da hanr bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettırmelen gerektığı, duruşmaya gelmediklen veya kendilerinı bir vekille temsil ettirmedikleri takdirde yargılamaya yok- luğunuzda devam olunacağı ve yıne yokluğunuzda karar verileceği hususu davetiye yenne kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Açık Kimlikleri: Münevver Aydın Ankara ıli K.Hamam ilçesi B.Çatak köyü Hasan kızı Asiye'den olma 08.07.1341 doğumlu Şenfe Aydın ' Ankara ıli K.Hamam ilçesi B.Çatak köyü Hasan kızı Asiye'den olma 19.03.1930 doğumlu Basın: 42339
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle