29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1KASIM1994SALI 14 KULTUR 13.TÜYAP İstanbul Kitap Fuarıcumartesi günü açılıyor Avrapa'nınen büyük'tüketicifuarı' Paneller, söyleşiler, ödüller...Kültür Senisi - 13. TÜYAP İstanbul Kitap Fuan, 5 kasım cumartesi günü kapılannı ki- tapseverlere açıyor. Bu yılki ana teması 'Türkiye''de Tiyatro ve Tiyatro Edebiyatı' olan fuar bo- yunca gerçekleştirilecek 53 ayn kültür etkinliğinin önemli bır bölümünde EÎevlet ve Şehir ti- yatrolan yetkilileri, oyun yazar- lan, sanatçılar. yönetmenler, bi- lim adamlan ve edebiyatçılar Türk tiyatrosunun sorunlannı tartışacaklar. Başta İstanbul Devlet Tiyatrosu olmak üzere çeşitli tiyatro topluluklan göste- riler sunacak. Fuann ana te- ması dışında, düzenlenen söyle- şi ve panellerde pek çok yazar ve bilim adamı çeşitli konular- daki düşünce- lerini dile getir- me ve okur- lanyla tartışma olanağı bula- cak. Türkiye Ya- zarlar Sendi- kası, PEN Ku- lübü, Edebi- yatçılar Derne- ği ve yayınevleri standlannda 300'ün üzerinde yazar imza gün- İerine katılacak. Fuara bu yıl konuk yazar ola- rak Almanya'dan Dietrich Gro- nau ve Uüich Schreiber, Çin Halk Çumhuriyeti'nden Eva Siao. İngiltcre'den Richard McKane, A.S. Byatt, Christop- ber Hope ve Helen Simpson kaübyor. 13. TÜYAP İstanbul Kitap Fuan'nın 'Oıuır Yazan' seçilen Adalet Ağaoğlu onuruna 8 ka- sım salı akşamı saat 19.00"da Beyoğlu Küçük Sahne salonun- da bir onur gecesi düzenlenecek ve kendisine onur ödülü verile- cek. Çeşitli yazar ve bilim adamlan Ağaoğlu'nun sanat ya- şamından kesiüer sunacaklar. Bu yıl on üçüncüsü düzenle- nen TÜYAP İstanbul .Kitap Fuan'nın kurucusu ve TÜYAP Şirketler Grubu Yönetim Ku- rulu Başkanı Bülent Ünal'a. 10 kasım perşembe günü TÜYAP Sergi Sarayı'nda Altın Kitaplar tarafından "Şükran Ödülü' su- nulacak. Altın Kitaplar aynca Prof. Dr. Gülten Kazgan'a Yı- lın Yazan Ödülü', Hıncal Uluç'a 'Yılın En Çok Satan Ya- zan Ödülü' ve Selen 811^116^6 'Yılın Okuru Ödülü' \erecek. 13. TÜYAP İstanbul Kitap Fuan, 13 kasım pazar günü so- na erecek. GAMZE VARIM Bu yıl on üçüncüsü düzenlenen TÜYAP İstanbul Kitap Fuan, baş- langıcından beri ziyaretçi sayısının her geçen yıl artmasıyla, bugün doğ- rudan doğruya okura yönelik 'bir tûketici fuan' olarak Avrupa'nın en büyük kitap fuan haline geldi. 13 yıl önce. "Kendinize yazık etmeyin, ateşle oynamayın" telkinleriyle fuan düzenlemeye başladıklanna işaret eden TÜYAP Yönetim Kurulu Baş- kanı Bülent Ünal, "Bundan sonraki nesiller, o dönemde söylenenlerin ne denli komik ve anlamsız olduğunu dü- şünüp gülecekler" diyor. TUYAP Genel' Koordinatörü Deniz Kavukçuoğlu, fuann kitapse- verlere sunduğu kültürel etkinlikkr dışında çeşitli vakıf, kuruluş ve der- neklere de kendilerini duyurma ola- nagı şağlama işlevine dikkat çeki- yor. Ünal ve Kavukçuoğlu ile 13. TÜYAP İstanbul Kitap Fuan üzeri- ne konuştuk: Fuara kaç yayınevi katüıyor? Bu T ürk okuru, dünyadabelli birçıkış göstermiş, sonra inişe geçmiş yazarlan güncel bildiği için onları dünyanın en önde gelen yazarlan olarak tanıma gibi bir yanılgı içerisinde. Amacımız, okuru, Türkiye'de ve dünyada ün yapmış yahut ilginç özellikleri olan yazarlarla tanıştırmak. yazarlar dururken, Türk okunınun tanunadığı yazarların fuara davet edildiği yolunda bir eleştiri ortaya atümıştı. Yabancı konukları belirler- ken ne gibi ölçütler gözönünde bulun- duruluyor? Eva Siao geliyor Kavukçuoğlu: Bu yıl fuara. kitap- lan Türkiye'de henüz yayımlan- mamış üç İngiliz yazar katılıyor. Çağırdığımız yazarlann kitaplannın Türkiye'de mutlaka yayımlanmış olması gibi bir kural yok. Bu yıl gele- cek İngiliz yazarlardan Chrisiopher tabı Afa Yayınlan'ndan çıkıyor. Bir başka konuk, Alman yazar Dietrich Gronau'nun Atatürk'le ilgili kitabı Altın Kitapjar tarafından yayımla- nıyor. Bir İngiliz yazar daha var. Richard McKane. Onun da kitabı Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıkıyor. Çok daha ünlü yazarlan Tür- kiye'ye getirmek için girişimlerde bulunuyoruz. Ancak Türkiye'de ya- zarlann fıkir suçlan nedeniyle içeri alındıklannı, haklannda akıl almaz cezalar verildiğini duyduklan za- man Türkiye'ye gelmekten cekini- yorlar. Kültür Bakanlığı bu yıl kitap satın yor. Sizce önûmüzdeki yıllarda ulus- İararası niteliğe bürünmesi söz konu- su mu? TÜYAP İstanbul Kitap Fu- an, dünyadaki kitap fuarlarından ne- relerde aynlıyor? Kendine özgü bir mecra Ünal: İstanbul Kitap Fuan'nın uluslararası olabilmesi için çokulus- lu ziyaretçiler tarafından gealmesi gerekıyor. Fuara İngiliz. Fransız, Alman yayınevlen katılıyor. Dış dünyadan çok fazla katılımı özendi- rici bir davranış sergileyemiyoruz. Onlann gelmesiyle kendı yayınev- BükntÜnal, "Türkiye'nin kitap fuan kendine özgü bir mecra. Bir ömeğinidaha bulamazsınız" diyor. Bitmemiş romana2 milyonsterlin Kültür Servisi - Nick Evans adlı İngiliz senaryo yazan, henüz bitmemiş olan romarunın film yapılması için Hollyvvood'da bir stüdyo ile 2 milyon sterline (yaklaşık 118 milyar) anlaştı. Ilk romanını yazmakta olan 44 yaşındaki Nick Evans'ın. bugüne dek Michael Crichton ve John Grisham'den sonra romanının fılm haklan karşılığmda en fazla para kazanan üçüncü yazar olduğu belirtiliyor. Güney Londra'da yaşay an, televizyon ve sinemaiçin senaryolar yazan Evans, henüz 215 sayfasını yazdığı 'The Horse VVhisperers' adlı romanını yılbaşma dek bitirmek niyetinde. Evans, romanını Walt Disney'in sahibi olduğu ve Robert Redford'un yönettiği 'Hollywood Pictures and Wildwood' şirketine sattı. Evans. bu karlı anlaşmayı Redford'la geceyansı yaptığı. 45 dakika süren telefon görüşmesi sırasındayapü. Filmin yapımcılığını üstlenmesinin yanı sıra fılmde rol almayı da kabul eden Redford. yaptığı açıklamada Evans'ın romanını 'benzersiz bir aşk öyküsü' olarak tanımlayarak, yazann kendisiyle çalışmaya karar vemnesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Bir 'sadakat, şefkat ve bağldık' öyküsü olarak tanımlanan romandan uyarlanacak sinema fılminde Redford, vahşi aılan ehlileştirme konusunda uzman bir adamı canlandıracak. Eski bir gazeteci olan Evans, iki yıl önce JuheVValters'ın rol aldığı 'Just Like a VVoman' adlı fılmin yönetmenliğini üstlendi. Evans, senaryo yazarlığının dışında prodüktörlük de yapıyor. (Fotoğraflar: KEREMILGAZ/ AHMETŞIK) yıl fuann düzenlenmesinde, geçen yı- Uara göre herhangi bir anlayış farklı- laşması söz konusu mu? Deniz Kavukçuoğlu: 237 yayınevi kaülıyor. Daha fazla yayınevi katı- lmak istiyor. Fakat yer kapasitemiz artık sonuna geldi. Bu, Türkiye'nin en büyük kitap fuan. Ziyaretçi sayısı bakımından da Avrupa'nın en bü- yük tûketici fuan. Geçen sene 253 bin ziyaretçi vardı. tlk fuarda 20 bin ziyaretçi Biz 13 yıldır adım adım kurumla- şan bir geleneği sürdürüyoruz. Tek farkı. önceki yıllara göre ziyaretçi ve katılan yayınevi sayısının artması. İlk fuanmıza, yaklaşık 20 bin ziya- retçi geldi. Geçen yularda, kitaptan Türkçe'- de yayımlanmış, ülkemizde tanınan Hope, İngiltere'nin en ünlü romancı- lanndan biri ve İngiliz edebiyatında ahnabilecek bütün ödülleri almış. Türkiye'de şimdiye kadar şöyle bir gelenek vardı; bir yazar kitabını yayımlayacak ve telif hakkı süresi- nin dışma düşecek. Telif ücreti öde- memek için, ondan sonra kitabı bu- rada yayımlanacak. Türk okunı, dünyada belli bir çıkış göstermiş, sonra inişe geçmiş yazarlan güncel bildiği için onlan dünyanın en önde gelen yazarlan olarak tanıma gibi bir yanılgı içerisinde. Amacımız, okuru, Türkiye'de ve dünyada ün yapmış yahut ilginç özellikleri olan yazarlarla tanıştırmak. Örneğin bu yıl fuara konuk olan Eva Siao, en ünlü şairimiz Naam Hikmet'in \Ia- kond ile Si-Ya-U' adlı şürinde sözü geçen Emi Siao'nun eşi, aynı zaman- da da Nazun Hikmet'in dostu. Ki- alacak mı? Bülent Ünal: Bilemiyorum. Şu ana kadar olumlu veya olumsuz herhan- gi bir şey duymadık. Kültür Ba- kanlığı varlığıyla. yayınlanyla fuar- da olacak. Hedef 5 yüda 4 şehir Fuann başka kentlere yayılması yönunde planlar var mı? Ünal: Evet. Bunun kendi içinde biraz ekonomik bir yaklaşımı var. Ankara'ya uzun bır süre sonra ulaştık. Altyapı problemi var. An- kara'daki fuar önûmüzdeki sene lekrarlanacak. Ondan sonra İzmır ve güneye indirebilme planımız var. Sanıyorum 5 yıllık bir modelde 4 şehri kapsayabilecek bir uygulama haline gelecek. Fuara yabancı yayınevleri katılı- lerimizden belirlı ölçülcrde feragal etmemiz gerekır. Bu da ülkcmizdeki yayınevlerinin tepkısine neden olu- yor. Batı'daki kitap fuarlannda kitap satılmaz. Üreticiylcsaucıyıbıraraya getiren uvgulamalardır i'uarlar. Si- parişler alınır. verilir ve yenilikler tanıtılır. Batılı fırmalar 250 bini aşkın zivaretçiden tedirgın oluyor- lar. Amaçlan. 3-5 düzgün dağıtıcıyla ilişki kurup ürünlenni buraya gön- derebilmek. Kavukçuoğlu: Frankfurt, Tokyo gibi fuarlar. yayınevleriyle yazar ajanslarını buluşturan telif haklan fuarlan. Yazarlar haklannı yayınev- lerine satıyorlar. Yayınevlerinin ziyaretçikri de kitabevleri. Batı'da kitabevi kavramı çok daha yaygın ve kurumlaşmış. Kitap okuru da çok fazla. Bir kitap 1 milyon satıyor. Türkiye'de okur potanşiyeli kitap başına 3 bin civannda. İstanbul'da düzenlenecek bir telif haklan fua- nna, orada sunulan uluslararası ya- zarlann teliflerini alabilmek için bin- lerce yerli yayınevınin katılması lazım. Bizde yayınevlennin sayısı 400'ü aşmıyor. Ünal: Türkiye'dc, kurumsallaş- masını ve sermaye birikimıni ta- mamlamış bir yayın hayatı yok. Biz seneler önce 'olmaz' denılen bir işi. gücümüzün Nettiği ölçülerde 'olur hale getirmiş olmanm' keyfıni duyu- yoruz. O yıllann Türkiyesi'nde böy- le bir şeye başlanmasına yazarlar da. yayınevleri de karşıydı. Dostlanmız 'Kendinize yazık etmeyin, ateşle oy- namayın' diye bize telkinlerde bulu- nuyorlardı. Türkiye'nin kitap fuan kendine özgü bir mecra. Bir örneğini daha bulamazsınız. Bu kadar büyük bir coşkunun yaşandığı böyle bir ortam yok. Binlerce insan, özellikle genç- ler, 9 günü kitabın bilinciyle. biraz da dedıkodusuyla geçiriyor, o ha- vay.ı teneffüs ediyorlar. Üç sene geçükten sonra. bize tel- kinlerde bulunanlar "Böyle kitap fu- an olur mu?" dediler. Eleştirilebilir hale gelmiş olmak da güzel bır geliş- meydi. Gerekçeleri neydi? Ünal: O an için canlannı sıkan bir şey olabılıyordu. Eleşıirilcr genelde hep kendi kişiscllikleriyle sınırlı. dar bir çerçeve içındevdı. Bu yıl fuann ana temasının •Tiyat- ro ve Tiyatro Edebiyatf olarak belir- lenmesinde neler etkili oldu? Kavukçuoğlu: Türkiye 601ı yıllar- da tiyatro alanında önemli geîişme- ler kaydetti. Tiyatrolann sayısı. oyuncu. yönetmen ve teknik görevli- lerin üstün nitelikleri açısından pınltılı bir dönem geçirdik. Fakat zaman içerisinde tiyatromuz bu niteliklerinden büyük ölçüde uzak- laştı. Tiyatro kavramıyla buluşma Devlet Tıvatrolan. İstanbul Şehir Tiyatroları ya da bazı kentlenmizde artık sayılan oldukça azalan özel ti- yatrolann dışında tiyatro kalmadı. Tıyatroseverler. tiyatro adı altında başka şeyler düşünür oldular. Batı'- da vodvıl ya da kaba kabare denen. tiyatroyla uzaktan ilgısı olan etkin- likleri tiyatro adına kabullendiler. Biz, ziyaretçisi 100 binlerle ifade edi- len bir fuar olarak. okuru thatro kav ramıyla yenıden buluşturmak is- tiyoruz. Bu ana temanın secilmesi, ülkemiz- de sayıca az olan tiyatro yayınlarının artması ve niteliğin yükseltilmesi yö- nünde bir çaba olarak değerlendirile- bilir mi? kavukçuoğlu: Evct. Türkiye'de. kültür \e sanat yaşamında. sahip ol- duğumuzdeğerîeri korumak veileri- ye götürmek için direnen bırçok ın- san var. Tiyatro konusunda çeşitfi yaymlar yapılıyor. oyunlar yazılı- yor. Fakaı bütün bunlar yankı getir- miyor. Toplumun genel gidişi sana- ta ve kültüre aykın. Biz çaba göste- ren insanlan desteklemek, seslerini yükseltmelenne olanak sağlamak is- tivoruz. Claude Levi- Strauss'un 60 yıl önce Brezilya'da çektiği fotoğraflar yayımlandı ' Artık varolmayan şeylerle ilgîleııiyorunı' Kultür Servisi - Claude Levi-Strauss, 60 yıl kadar sonra, 1935-38 yülan arasında Brezilya gezisinde çektiği fo- toğraflan büyük boyutlu bir albümde topladı. "Saudades Do Brasü" adlı bu albüm, Fransa'da yayımlandı. 180 si- yah-beyaz fotoğraftan oluşan albüm- deki fotoğraflardan bir bölümü. "Tris- tes Tropiques - Üzgün Yerlikr" adlı ki- tabında daha önce yayımlanmışü. Fo- toğrafı, amatörce de olsa çok ciddiye almadığını iddia eden etnolog Strauss, bu albümde kaybolmaya yüz tutmuş bir dünyanın kapılannı arahyor. Stra- uss ile Liberation ve Le Figaro gazete- lerinin kitap eklerinde yapılan söyleşi- lerden bölûmler sunuyoruz: - Fotoğrafla kişisel olarak Oişkinizin tarihini anlatır mısınız? Her şeyden önce bir bir rcssam oğlu ve iki ressamın da yeğeniydim. 19. yüzyıhn ortalanndan bu yana ressam- lar. yaptıklan işin doğruluğunu kont- rol etmek ve zaman kazanmak amacıyla fotoğraftan bir aksesuvar olarak yararlandılar. Fotoğrafa ol- dukça enformatik sorular yönelttiler. Bunıun uzunluğu, kulak ve göz arasmdaki açının genişliğj gibi... O res- .amlardan hiçbiri bir gün fotoğrafın resmin yerini alabileceğini düşünmedi. Ben atelyelerde büyürken babamın ve amcalanmın fotoğrafa böyle yaklaşü- klannı gördüm. Babam bazı klişeleri ahr, geliştirir ve resmini çizerdi. Onlan gözlemlerken ben de bu işi ana hatla- nyla öğrendim. Bu beni çok heyecan- landınyordu, böylece fotoğraf cekme- yebaşladım. O zamanlar lisedeydim. Ancak ya- şayan sahnelerin fotoğrafmı çekmi- yordum, bu beni hiç ilgilendirmiyor- du. Dikkat çekici nesneler buluyor ve bol ışıklı mekanlarda onlann fotoğ- raflanm çekiyordum. Bunlar, Alman- lann saf ekspresyonist akımından et- kilenerek yapüğım çalışmalardı. Hiç portre ya da dış mekan fotoğrafı çekmiyordum. Fotoğraf benim için es- tetik bir oyundu. - Bu fotoğraf albümünü neden yayı- mladınız? Levi-Strauss'un albümünde, 1935-38 ydlan arasında Brezilya'da çektiği 180 siyah-beyaz fotoğraf bulunuyor. Ben öldükten sonra fotoğralannı çeküğim yerler hakkında bilgi verecek kimse olmayacağını farkettim. Bin ne- gatifın arasından bazılannı seçüm ve benden sonra bu fotoğraflann bazı karanhk noktalan aydmlatacağını hissetüm. 60 yıl önce tanımış. olduğum Brezilya'ya tanıklık etmeye çalışüm. Orayı neden bu kadar çok sevdiğimi insanlara anlatmaya çahştım. - Brezilya'da hangi makineyle çabştmız? Brezilya'ya yolculuğumda yanıma Leica'nın, yıllar önce üretilmiş bir mo- delini aldım. Bu, mucizevi bir makine. Cebinizde taşıyabileceğiniz büyüklük- te bir fotoğraf makınesiyle de çok gü- zel fotoğraflar çekebilirsiniz. En küçük detaylan bile görüntüleyebilır. çok net sonuçlar elde edebilirsiniz. Bu makine beni çok heveslendiriyor ve kendime sürekli güclükler çıkararak fotoğraf çekmeye devam ediyordum. - Brezilya gezisine çıktığınızda aklıntza ilk gelen, fotoğraf cekmek mi oldu? Bu gezilerde çok yeni deneyimler yaşıyorum. Bu benim için büyüleyicı bir serüvendi ve mutlaka elimde izler kalmalıydı. Genel anlamda, ctnografık planda fotoğraf dokümanlan incelemeye. bir daha asla göremeyeceğiniz şeyleri bır- birinden ayırt etmeye yarar. Yeni bir dünya ve çok özel insanlar keşfetmek. benim için çok heyeean verici bir dene- yimdi. Ûstüne üstlük bu dünyanın kaç yıl sonra yok olacağını da kestiremi- yordum. Sao Paulo'da bile bu duyguyu ya- şadım. Şehir. gözünüzün önünde sü- rekli değişiyordu. 1935 yılında. bir sa- atte ev >aptıklan bile söylenıyordu. Bir günden diğerine sürekli değişen bir şehirle karşı karşıyaydınız. - Verliler. fotoğraf makinesine nasd tepki gösterdiler? Gruplann tepkileri değişivordu. 18. yüzyıldan ıübaren Brezilya uygarlığı ile ilişki içinde olan Caduevolar. fo- toğraf makınesinin ne olduğunu gavet ıyi biliyorlardı. Caduevolar çok ans- tokrat bir toplulukmuş. Aralannda belli kutuplar var. Soylular \e köleler... Oysa şimdi Brezilyalı yoksul ko\ mler olarak tanınıyorlar. Nambıkv<aralar ise fotoğraf makinesine hiç ilgı gösıcr- mıyor, ne işe yaradıklannı bilmiyorlar ve bu konuyla hiç ilgilenmı>orlardı. - Zaman zaman güç durumlarla karşı karşıya kaldığıraz oluyor muydu? Amazon'daki yerlilenn arasında değil de şehrin göbeğinde Bahia'da zor durumda kaldığımı hatırhyorum! Şe- hirde gezinıyordum, siyah çocuklar- dan oluşan bır bando geçti önümden ve ben de onlann fotoğrafmı çektim. O sırada bir polis. beni kollanmdan yakaladı. Herhalde bir yabancı olarak onlann üzerinde kötü bir ızlenim bırakmıştım. - Kaç fotoğraf eektiniz? Brezilya'da farklı stil ve kalitede üç bin negaüf çektim. 1941 yılvnda Ame- rika'da bunlann bir dökümünü yaptım. O sıralar ülke savaşa hazı- rlanıyordu. Benim koleksivonum çok değerliydi. Onlar da bunun farkına vardılar. Amerikalılar. yerhlerle dalga geçıyorlardı. - Brezilya 1 )! özlüvor musunuz? Buna tam olarak özlem denemez. Ancak eksiklığinı çok duyuyorum. Gerçekten eksikliğini çok hissediyo- rum ancak bir yandan da benim gör- düğüm Brezilya ile bugünkü Brezilya arasında ne kadar büyük fark olduğu- nu da bilİNorum. - Bu değişiklik, tüm uygarlıklar için geçerti değil mi? Tabii kı. Ben oradaki kolej öğrenci- leriyle birlikte Kore'yi gezerken. öğ- rencler çok üzgündü ve bana "Bu Le- vi-Strauss da oîmayan şeylerle ilgileni- yor " demışlerdi. Onlar fabnkalan gez- memi tercih ediyorlardı. Gerçekten de ben yalnızca. artık varolmayan şeyler- le ilgileniyorum. İşte bu özlem de bi- zim mesleğimizin en önemh çıkış nok- talanndan bin. - Sonra fotoğraf çekmeye devam etti- nizmi? Biraz, ama otuz yıldır elimi makıne- ye sürmüvorum. Bu arada \ine gezile- rimi sürdürdüm. ama yanıma fotoğraf makinesi almadım. Fotoğrafın çok rağbet görmesinden hoşlanmıyorum. Her şeyin fotoğrafının çekıldiğine inanıyorum. bunlara tekrar tekrar ye- nilerini eklemenın de gereği yok. - Çalışmalannızda fotoğrafın yeri nedir? Bır fotoğraf. her şcv den önce bir do- kümandır. Gü/cl fotoğraflar da vardır tabii, ama benim ıçın çok önemli değil- dir bu. 'Yılın Kitabı' ödülü Kültür Bakanhğı'tıın • Kültür Senisi - Dünya Kitap dergisinin her ay seçtiği' Aym Kitaplan' arasından Kültür Bakanlığı'nın vayımladığı Bozkurt Güvenç'in "Türk Kimlıği' adlı yapıtı'Yılın Kitabı' olarak belirlendi. Konur Ertop, Doğan Hızlan, Çetin Özek, Faruk Şüyun veHilmi Yavuz'dan ; oluşan seçici kurul, dokuz kitap i arasından yaptığı değerlendinmede bin dolarlık 'Yılın Kitabı' ödülünün Kültür Bakanlığı'na verilmesini i kararlaştırdı. "Yılın Kitabı' ödülü "' 9 kasım çarşamba günü TÜYAP Kitap Fuan Büyük Salon'da ' düzenlenecek törende Dünya Kitap 2. Ştir Ödülü'yle birlikte ], sahiplerini bulacak. ^ YıldızSarayı Müzesi'ndesergi ve konsep • Kültür Senisi - Yıldız Sarayı Müzesi'nde. 1994-95 kültürel etkinlikleri çerçevesinde yann Ankara Milli Kütüphane Arşivi'ndc bulunan yabancı kaynaklı resimlerden derlenen 'Boğaziçi Gravürleri' adlı sergi açılacak ve açılışın ardından Necdet Yaşar yöneümindeki Kültür Bakanlığı İstanbul Türk Müzıği Topluluğu bir konser verecek. Sergi. yann saat 15.30'da Yıldız Sarayı Müzesi'nde açılacak. konser ise Yıldız Sarayı Tiyatrosu'nda açılışın ardından gerçekleştirilecek. Türkfilmleri : Kartaca Film Festivali'nde • ANKARA (A.A) - Kültür Bakanlığı, 12-19 kasım tarihleri arasında Tunus'ta gerçekleştirilecek "Kartaca Film ', FestivaliveMarketi'ne8yapımla , katılacak. Kültür Bakanlığı. festiv alde, Türk sinemasının tanıtımı ve pazar ortamı yaratılması amacıyla stand kiralay acak: isteyen yapımcılar ; ürünlenni tanıtmak için markete : başvurabılecekler. Fesıival ; çerçevesinde gerçekleştirilecek ' "Türk Sinemasını Anma Gösterileri'nde'İki Kadın". 'Zıkkımın Kökü". 'Mavi Sürgün', 'BerlininBerlin'.'Düş Gezginleri". "Dönersen Islık Çal", 'Amerikah' ve "Çıplak" adlı Fılmler yeralacak. Aynca festival kapsamında "Güney Cephesinde Sinemanın Durumu' konulu bir panel de gerçekleştirilecek. Atıf Yılmaz. Ali Ozgentürk. Atilla Dorsay, Burçak Evren, Rekin Teksoy \ e Lale Mansur panelde Türkiye'yi temsil edecek. Balkanşair ve yazarları Makedonya'da • Kültür Senisi - Ünlü Makedon şair Ratsin anısına düzenlenen 'Balkan Şair \e Yazarlan Toplantısf perşembe ve cuma günü T. Veles kentinde yapılıyor.' Toplantıy a Makedonya, ; Buîgaristan.Yugûslavya, ; Hın atistan. Moidova ve Türkiye'den şair ve yazarlar katılıyor. Toplantıya ülkemizden TahirKutsiMakaldavetedildi. , Balkan ülkelenndeki çağdaş edebiyat ürünlerinin ele alınacağı toplantıda şairler. kendi şiirlenni okuyacaklar. Kongrede. Balkan ülkelenndeki sosyal huzurun sağlanması konusunun da ele 1 alınması bekleniyor. 1 "1 Güngör (Danışman) Arıbal sergisi • Kültür Senisi - Güngör (Danışman) Anbal'm resim sergisi 10 kasıma dek Özden Sanat Galerisi'nde gezilebilir. 1973 y ılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Seramık Bölümü'nü bitiren Anbal. 1980 yılında pano ressanu olarak çahştığı Bayındırlık •. Bakanlığı Birinci Bölge'den emekli oldu. Geleneksel Türk • sanatlan dalında yüksek lisans • yaptı. 1979-1991 yıllan arasında >• Ressamlar Derneği Başkanlığı • yaptı. 1991 yılında Rekreasyon Eterneği Başkanı olan sanatçı. .' halen bu görevini sürdürmekte. ; Bugüne dek 30 kişisel sergi açan - Anbal'ın eserleri müzelerde, yurtiçi ve yurtdışı özel koleksiyonlarda bulunuyor. ^ Deli GömleğiÜtü İstemez' ^ • Kültür Senisi - Mizah yazan •' Çihan Demird'nin 'Deli Gömleğj Ütü İstemez' adlı kitabı Papirüs Yayınlan'ndançıktı.Denürci , kitabını, "Artık insanlann X 'kokuşa kokuşa" anlaştığ: bir ülkede hala 'konuşa konuşa' anlaşmaya çabalay an ve bu •» yüzden "ütüsüz gömlek' gjymek zorunda kalan bütün 'güzel' insanlara" adıyor. Kitap. uykusu kaçmış bir mizahçının uyuyan ve uyudukça büyümeyen halkına mizah dolu tepkisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle