20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28EKİM1994CUMA CUMHURtYET SAYFA EKONOMI MESS'in ücret raporu • ANKARA (AA) - Turkıye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), yayımladığı bir raporda, uygulanan ücret polıtikalan sonucu kamuda çalışan sendikalı işçilerle memurlar arasında bûyük bir uçurum yaratıidığını belirterek, bu soruna millı bir ücret politikasının uygulanması ile çözüm bulunacagını savundu. MESS tarafından yayımlanan raporda, Türkiye'deki ücret politiicalanndaki farklılıgın dünyanın hiçbir ülkesinde olmayacağı ileri sürülerek. ülkede giderek büyüyen bir ücret karmaşasının yaşandığı görüşüne yer venldi. Vengi kaçakçtsına ağırceza • ANKARA (ANKA)- Anayasa Mahkemesi, vergi kaçakçılığma teşebbüs suçundan mahkum edilenlerin, bu cezalann paraya çevrilmesi halinde. bir gün karşıiığı sanavi kesiminde geçerli asgari ücretin yansınin esas alınmasım düzenleyen yasa maddesinin iptai isteminı reddetti. Yüksek Mahkeme "Kaçakçılığa teşebbüs nedeniyle hükmolunan hapis cezasının paraya çevrilmesine hükmolunması halinde, cezatutannın hesabında hapis cezasının her bir günü ıçin sanayi sektöründe belirlenen yürürlüktekı asgari ücretin bir aylık tutannın yanşı esas alınarak" şekJindeki ikinci fikrayı tartıştı. Yüksek mahkeme karannda, fıkranın ıptalıni reddetti. OİSK-TİSK • İSTANBUL(UBA> DİSK'e bağlı Tekstil Işçileri Sendikası ile Türkiye İşverenler Sendikası (TİSK) arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin ilki bugün saatlO.OO'daTİSK binasında yapılacak. Alınan bügiye göre, 12 yıllık bir aradan sonra 1992 Şubat ayında yeniden sendikal yaşama dönen DİSK/Tekstil Sendikası, eylüll 994'te yapılan son duruşmayla da işkolu baraiını astı. Çimentoda devlet yanm trilyonluk vergi kaybına uğradı, üretim düştü Bu mu kârlı özeflestirme? • Afyon, Bahkesir, Şanhurfa, Trakya çimento fabrikalan satış maliyetlerinin vergi dışı bırakılması nedeniyle 195 milyar lira vergi ödediler. İşten çıkanian 1500 işçinin ücretlerinden kesilen 190 rnilyar liralık gelir vergisi ile birlikte, devletin toplam vergi kaybı 450 milyar liraya ulaştı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Özelleştırme çalışmala- nnda, 1989-1993 yıllan arasında satılan 14 çimento fabrikalann- dan yalnızca Iskenderun ve An- kara çimento fabnkalan zarardan kâra geçerken, Afyon, Bahkesir, Şanlıurfa, Trakya çimento fabri- kalan sonra zarar etmeye başladı- lar. Personel yükü nedeniyle zarar ettikleri öne sürülen bu kuruluş- lardan 1500 kişi işten çıkanlır- ken, söz konusu fabrikalann özei- leştirilmesı sonucunda devlet 1993 yılı itibanyla toplam 450 milyar lira vergi kaybına uğradı. Hükümetin, KlT'leri satarak bütçe açıgını kapatma amacıyla yaptığı özelleştırme çalışmalan sonucunda, devlet vergi kaybına Trabzon Çimento da Meclis'te TRABZON (Cumhuriyet) - 1992 Kasımı'nda özelleştirme çerçevesinde arsa fiyatının altında Lzanlar'ın Rumeli Holding'ine satılan, çevreye verdiği zarardan dolayı ve hesaplarda usulsüzlük yapıldıgı için 160 milyar lira civannda vergi cezası kesilen Trabzon Çimento Fabnkası TBMM gündemine getirildi. RP Trabzon Milletvekıli Kemalettin Göktaş, fabrikada yasadışı bıçımde kullanılan petrokokun çevreye büyük zararlar verdiğini belirterek Çevre Bakanı Rıza AkçalTnın duruma müdahale etmesini istedi. Akçalı, valiliklere gönderdiği genelgede, Trabzon Çimento Fab- rikası Kemal Uzan'ın. petrokokun yakacak olarak kullanılmasına engel olunmasını istedi. Insan saf lığına büyük zaran olan petrokokun kullanılması halinde yasal işlemlerin yapılmasını ısteyen Akçalı genelgesinın, petrokokun fabrikalarda kullanımı konusunda nasıl bir mesaj verdığı açıklık kazanmadı. Genelgeye göre Trabzon Çimento Fabrikası'nda yüksek ısı ıçin petrokok kullanılabilecek, ancak fabrikanın yanında bir konutta ısınma amaçlı kullanılmayacak. Oysa fabrikanın kullandığı petrokok miktan, tüm kentin kullanabileceği petrokok miktanndan fazla. uğrarken, satılan kuruluşlar zarar etmeye başladılar. Kamu Ortaklı- ğı ldaresi'nın venlerine göre; özelleştirme çalışmalannda ilk sı- rayı alan çimento fabnkalanndan 1989 yılında satılanlann üretim miktan 1992 yılında, Afyon Çi- mento Fabrikası'nda 404 bin ton- dan 368 bin tona, Ankara Çimen- to Fabrikası'nda 659 bin tondan 623 bin tona, Bahkesir Çimento Fabnkası 'nda 414 bin tondan 383 bin tona, Söke Çimento Fabrika- sı'nda 243 bin tondan 226 bın to- na ve Trakya Çimento Fabnka- sı'ndada 435 bin tondan 410 bin tona düştü. KOİ tarafından 1989- 1993 yıllan arasında özelleştin- len, Ankara, Bahkesir, Pınarhısar, Söke, Iskenderun. Gaziantep, Trabzon, Denizli, Çorum, Sıvas, Ladik. Şanlıurfa, Bartın ve Aşka- le çimento fabrikalannın elde et- tikien kârlara göre yaklaşık 450 milyar lira vergi ödemeleri gere- kirken, kuruluşlan satın alan fir- maların özelleştırme gıderlerinin vergiden düşülmesi sonucunda, bu işletmelerden 195 milyar lira vergi alındı. Özelleştırilmeleri so- nucunda, 14 çimento fabrikasın- dan çıkartılan toplam 1500 işçi- nin maaşlanndan kesilen yakla- şık 190 milyar liralık gelir vergi- sinin kaybıyla birlikte, çimento fabrikalarının özelieştirılmeleri sonucunda devlet 1993 yılı itiba- nyla yaklaşık 450 milyar liralık vergi kaybına uğradı. ÖzeUeştirilinee zarar ettiier KOI tarafından 1989'da özel- leştırilen kuruluşlardan, Afyon, Ankara, Bahkesir. Söke, Trakya çimento fabrikalarının 1989 yı- lında 959 milyon lira olan zarar- lan, 1992 yılında 27 milyar lira- ya yükseldi. Bu fabrikalann 1989 ve 1992 yılındaki kâr/zarar du- rumlan şöyle. Afyon Çimento Fabnka- sı: 1989'da 3 milyar437 milyon li- ra kârda olan kuruluş, özelleştıril- dikten sonra 1992de 1 milyar 266 milyon lira zarar etti. Bahkesir Çimento: Kuruluş 1988'de 3 milyar lira kâr ederken, satıldıktan sonra 1992 yılında 7 milyar lira zarar etti. Söke Çimento: 1989'da 1 mil- yar lira kâr eden kuruluş, 1992 yılında 1 milyar 5 milyon lira zarar etti. Trakya Çimento: 1989'da 6 mil- yar lira kâr eden kuruluş, 1992'de 7 milyar lira zarar etti. Şanlıurfa Çimento: 1993 Şubatı'nda satılan kuruluşun, 1992'de 27 milyar kân, 1993'te 15 mılyar zarara dönüştü. ANAP'tan, özeHeştirmenüı değiştirilınesi için 28 önerge ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Özelleştırme ya- sa tasansının maddelennin görüşülmesine TBMM Genel Kurulu'nda dün başlanırken, muhalefet partileri, görüşmeleri en- gellemek için içtüzügün tanıdığı olanaklan sonuna kadar kullandılar. ANAP'lılar da aralannda Özelleştirme Yüksek Ku- rulu'nda kararlann oy çok- luğuyla ahnmasının da bu- lunduğu 28 ayn değışıklik önergesi verdiler. Tasannın ilk maddesi görüşülürken, muhalefet partileri 24 değışıklik önergesi verdiler. Madde iki fıkradan oluştuğu için içtüzük uyarınca birleşimi yöneten Başkanvekilı Ka- mer Genç, yalnızca 8'ini işleme koydu. ÇHP ve DSP'lilerin maddenin ana- yasaya aykırı olduğuna ilışkın önergesi reddedilir- ken, CHP'li Algan Haca- loğlu, Anayasa Mahkeme- si 'nin yetki yasalannı ip- talıne ilişkin gerekçeli ka- rarları doğrultusunda, bu tasanyı da yasalaşması du- nımunda Anayasa Mahke- mesi 'ne götürmeye çalısa- caklannı bildirdi. Diğer önergeler oylanırken de muhalefet milletvekilleri sık sık karar yeter sayısı aranmasını istedıler ve sa- londa toplantı yeter sayısı- nın bulunup bulunmadığı- nın belirlenmesi için yok- lama yapılmasını sağladı- lar. Başbakan Çülerise, hem karar hem de toplantı yeter sayısınm bulunarak görüş- melerin sürdürülebilmesi amacıyla genel kurul salo- nunda otururken, DYP'li 37'lenn büyük bölümünün görüşmelere katılmadığı dikkat çekti. Yasa tasansının amaç ve kapsamını düzenleyen ilk maddesi üzerinde ANAP grubunun görüşlerini açık- layan lstanbul Milletveki- li Selçuk Maruflu, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ya- pılan düzeltmelere karşın, tasanda giderilmesi gere- ken eksiklikler bulundu- ğunu belırterek, bu amaç- la 28 önerge hazırladıkla- nnı söyledi. DYP'den, bu önergelerin benimsenece- ği yolunda "söz aldıklan- nı" bildiren ANAP'lılar, muhalefet partılerinin önergelerinin reddedılme- si için iktidar partılerinin milletvekilleriyle birlikte hareket etti ve genel kurul- da çoğunluğun sağlanma- sına yardımcı oldular. Degerinin 1/10'u oranında bedel bicildi Et-Balık Kurumu'nda özelleştirme bilmecesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ka- mu Ortakhğı Idaresı'nın (KOİ) toplam 638 milyar lira fiyat biçtiği, ancak gercek bedelinin altında satıldıgı için satış ihale- si iptal edilen Et Balık Kurumu'nun (EBK)ekspertizdeğennin6.8 trilyon lira olduğu ortaya çıktı. EBK Genel Müdürü Recep Mızrak, kuruma aıt tesis, arsa, sa- tış mağazası ve lojmanlann toplam değe- nni 6.8 trilyon lira olarak açıkladı. KOİ Başkan Yardımcısı Can Yeşilada EBK iha- lesinın, "seffaflık" ılkelenne uygun yapıl- dıgını ifadeederek. "Bıı tesislerin birçoğu eski. Bizim devletin malını ucuza satmak gibi bir düşüncemiz olamaz. Yüksek fiyat verdiler de sarmadık mı?" dıye konuştu. EBK'ntn 1992 hesaplan TBMM KİT Komisyonu'nda ibra edıldı. Komisyon üyeleri KOl'yi, kurumu "haraç me- zafsatmakla suçladılar. KOİ Başkan Yar- dımcısı Yeşilada ise EBK'nın satış ıhale- lennın "değerindendüşiik bedeOesabşa ÇH kanküğıiçin" ıptal edıldıgıne ılı^kın iddı- alan reddederek. "Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın kuruluşunu öngören ka- nun hükmünde kararnamenin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi nedeniyle De\let Bakanlığı tarafından ihale dondu- rulmuştur" açıklamasını yaptı. EBK'nin 6 trilyonluk borcu. işçılenn kıdem tazmi- natının da ödenmesı koşuluyla satışaçıka- nldığını ifade eden Yeşilada. "Bizolabile- cek en yüksek değeri vererek satışa çıkar- dık. De\letin malını ucuza satmamız gibi bir durum söz konusu olamaz" dıye ko- nuştu. ANAP lstanbul Milleuekıh GürolSoy- lu , KOl'nin EBK'nin Ataköy'deki loj- manlannın 800 milyon lira değerle satışa çıkanldığını belirterek bugünkü fiyatlar- la sadece arsa degerinin 2-3 milyar lira dolayında oldugunu söyledi. Ataköy'deki satış mağazasının ise 2 milyar liraya satı- şa çıkanldığına dikkat çeken Soylu, "Hal- buki bu mağazanın bugünkü fiyatı 25 mil- yar lira dolayında. Bugün Bakırköy Bele- diyesi, sadece Dir büfe yerini 2 milyar lira- va verivor"dedı YORUM ÖZTtV AKGÜÇ 1995 Yılı Genel aonomik Hedeflen.» TBMM'ye sunulan 1995 yılı bütçe tasarısı ile birlikte, gelecek yıla ilişkin genel ekonomik hedefler de açıklan- rnış bulunmaktadır. 1995 yılına ilişkin ekonomik hedef- ler, başlıca büyüklükler itibariyle aşağıdaki tabloda top- lanmıştır. Genel Ekonomik Hedefler 1995 Ekonominin Büyüme Hızı (GSMH artış hızı) -Tarım -Sanayi - Hizmetler Fiyat Artışı -TEFE(yıllıkort) -TEFE(yılsonu) Sabit Sermaye Yatırım Artışı -KamuYatırımları -ÖzelYatırımlar Dışsatım (FOB) (Milyon USD) Dışalım(FOB) ( " " ) DışTicaretAçıgı ( " " ) TurizmGelirleri ( " " ) Dış Borç Faizi ( %4.4 %2.5 %4.9 %4.3 %43.2 %22.5 %5.7 %5.8 %5.7 19.850 26.370 6.520 4.500 4.600 430 Devler Türkmenistan'ı istemedi • Holiday-Inn ve İntercontinental Üçgen Grubu'nun Ak Altın Plaza'yı işletme teklifine, 'hayır' dedi. Çalınan anahtarlar D evlet büyüklerimiz, konut özleminin ne demek oldugunu bilirier mi? Hiç zannetmiyorum. Çünkü, mal bildirimlerine bakarsanız hepsinin gaynmenkul zengini olduğunu görürsünüz. Büyük bölümünün, çifter çifter daireleri, kooperatif üyelikleri, yazlıklan, yalılan, arsaları ve arazileri bulunmaktadır. Başbakan Tansu Çiller ve Merkez Bankası Başkanı Yaman Törüner gibi çoğunluğu aileden zengindir. Bu mülkler, babalanndan dedelerinden kalmıştır. Belki bugüne kadar hiç kiralık ev aramamışlardır. lstanbul gibi büyük şehirlerdeki yıkık dökük köhne evlerde en ucuz aylık kiranın 3-4 milyon liradan başladıöından haberleri yoktur. Işçi, memurun yarı maaşını kiraya verip kalanı ile geçinmeye çalışmasının ne demek olduğunu bilmezler. Politikacıların vaadleri arasında ise "konut" hep vardır. Başbakan Tansu Çiller bunu erken genel seçimlerin arefesine rastlayan 1991 yılının eylül ayında "iki anahtarla" sembolleştirdi. O günlerde politikaya yeni atılmış olan Tansu Çiller, bilgisayannın karşısında bir siyasetçiden çok ekonomi profesörü gibi konuşuyordu. Çiller, ANAP hükümetleri döneminde halkın cebinden çalınan trilyonların hesabını çıkanp, bunları halka iade ettiklerinde herkesin bir evi, bir arabası olacağını söyledi. Aradan sadece 3 yıl geçti. Tansu Çiller'in başbakanlığındaki koalisyon hükümeti, 1995 yılı bütçesiyle halkın 60 trilyon lirasına el koyuyor. Gelecek yıl Toplu Konut Fonu'nda birekecek parayla, bugünün maliyetleriyle 120 bin konut yapılabiliyor. Inşaat maliyetleri yüzde 100 artsa da, Toplu Konut Fonu'nda gelecek yıl birikecek fon 60 bin konutun tüm finansmanını karşılayabilecek büyüklükte olacak. Toplu Konut Idaresi'nin bugünkü kredi limitleriyle, gelecek yıl fonda birikecek parayla 600 bin konutu kredilendirmek mümkündü. Toplu konut kredileri 100 milyon liradan 200 milyon liraya yükşelse bile devlet 300 bin ailenin konut sahibi olmasına katkıda bulunmuş olacaktı. Başbakan anahtar vaadlerini tümüyle unutmuş olacak ki, Toplu Konut Idaresi'ne halktan toplanacak 60 trilyon liranın sadece 1 milyon lirasını ayırmayı yeteıii gördü. Konut Edindirme Yardımı Hesaplan'nda biriken 30 trilyon liraya yakın kaynak ise neredeyse unutturuldu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bütün bu olumsuzluklardan habersiz olsa gerek. Devletin konuta ayırdığı kaynak sıfırlanmış. Cumhurbaşkanı ise, Avrupa Yapı Kooperatifleri Birliği Kongresi'nde, Türkiye'nin yedinci beş yıllık kalkınma planında en yüksek yatırımın konut sektörüne aynlacağını söylüyor. 1980'liyılların ikinci yansında dar geliriiler için umut olan kooperatifleri, önce denetimsizliği fırsat bilen vurguncular sarstı. Sonra ucuz arsalann tükenmesi ve üyelerin ödeme gücünün inşaat maliyetlerinin çok gerisinde kalmasıyla da kooperatif hayalleri yıkıldı. Ardından devlet bankalannın öncülüğünde dövize endeksli konut kredileri çıktı. Önceleri, kira gibi taksitlerle ev sahibi olma hayali kuran dargelirliler, dövizdeki patlamadan sonra aldıklan evleri satsalar da borç batağından kurtulamaz hale geldiîer. Bir tek Toplu Konut Idaresi'nin, düşük peşinat ve düşük taksitlerle hızla tamamladığı büyük toplu konut projeleri kalmıştı. Bütçeden aynlacak 1 milyon liralık payla bunlar da devam edemeyecekmiş. Koalisyon ortağı SHP'nin Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın ise, ara seçimler öncesi dargelirlileri uzun vade ve düşük taksitlerle ev sahibi yapacak "Yapı Tasarruf Sandığı" modelinin Türkiye'de de uygulanacağını açıkladı. Ancak biraz geç kaldı. Çünkü seçmen bu vaadleri çok dinledi. SHP'nin bu alandaki ciddiyetini, 1995 bütçesinden Toplu Konut Idaresi'ne aynlacak 1 milyon liralık ödeneği ne ölçüde arttıracağı ortaya çıkaracak. Artık "Önce anahtar, sonra oy" demenin zamanı gelmedi mi? • Ekonomi Servisi - Vaktinden önce hizmete giren Türkmenistan'ın beş yıldızlı oteli Ak Altın Plaza'nın işletmesi de yapımcı gruba kaldı. Türkmenistan Tanm, Gıda ve Gıda Endüstrisi Bakanlığı tarafından inşa ettirilen otel için Holiday-Inn ve İntercontinental ile görüşen Üçgen Grubu, "Biz orada beş yıldızlı otel çalıştıramayız" yanıtını alınca otelin işletmesini de üstlendi. Bunda Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov'un işin Üçgen Grubu tarafından üstlenilmesini istemesinin de etkili olduğu belirtiliyor.Söz konusu otellerin Üçgen Grubu tarafından yapılan teklifi reddetmelerinin bir nedenmin de Türkmenistan'ın az gelişmiş bir ülke olmasıyla açıkianıyor Türkmenistan Nöfus Başkent Parabirimi... Yüzölçümü... 1993 GSMH. İşgücü ...4.200.000 ....Aşkabat Manat 488.100 kmkare 12.42 milyar dolar 863.000 kişi Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından hizmete açılan Ak Altın Plaza Oteli adını tanm bakanlığı tarafından yaptınlması nedeniyle 'ak altın'olarak nitelendirilen pamuktan alıyor. Aşkabat'ta kurulan ve Türkmenistan'a maliyeti 21.5 milyon dolar olan otelin yüzde 50 kapasiteye dahi ulaşamayacağı ileri sürülüyor. 1 kral dairesi. 19 normal ve 117 iki yataklı olmak üzere toplam 137 odadan oluşan otelde, 100 kişilik kafeterya, 150 kişilik ana restoran, 300 kişilik balo salonu, 300 metrakarelik büro alanı, kapah-açık yüzme havuzu ve tenis kortu bulunuyor. Ortalama gelir düzeyi 500 ile 1000 manat arasında değişen ülkede beş yıldızlı olarak inşa edilen otelden, halkın yararlanması ise hemen hemen imkânsız. CarilşlemlerDengesi ( " " ) Kişi BaşınaGSMH (USD) 2.254 Yıllık Ortalama USD kuruTL 42.017 Konsolkte Bütçe Harcamalar (Trilyon TL) 1.331 Gelirler ( " " ) 1.133 Bütçe Açığı ( " " ) 198 Açıklanan ekonomik hedeflerin ne ölçüde gerçekçi ve tutarlı olduğu, kuşkusuz irdelenmelidir. Bu yazımızda, ekonominin büyüme hızına ilişkin hedefin gerçekçiliğini irdelemeye çalışalım. 1994 yılının ilk üç ayında GSMH (Gayri Safi Milli Hası- la) sabit fiyatlarla, bir önceki yılın eşdönemine göre, yüzde 3.5 oranında arttıktan sonra ikinci üç aylık döne- minde yüzde 11.0 oranında gerilemiş ve yılın altı ayında GSMH reel olarak yüzde 4.2 oranında azalmıştır. 1994 yılının tümü için GSMH azalışı yüzde 3.8 olarak tahmin edilmektedir. Türkiye'de 1950sonrası GSMH'nin en hızlı düştüğü yıl 1994 olmuştur. Türkiye, büyüme hızını 1995 yılında eksi yüzde 3.8'den artı yüzde 4.4'e yükseltmeyi hedeflemektedir. Bu hedef gerçekçi ve tutarlı mıdır? Bir ülkede GSMH'ye harcamalar açısından bakıldığın- da; GSMH, özel tüketim harcamaları, özel kesim yatırım harcamaları, kamu harcamaları ve yurtdışına yapılan net mal ve hizmet satış toplamına eşittir. Bu açıdan bir ekonomide GSMH'nin büyüyebilmesi için, bu dörtgrup- ta toplanan harcamaların reel olarak artması gerekir. 1995 yılında, reel ücret artışı öngörülmemektedir. Fi- yat artış oranında dahi nominal bir ücret artışının ger- çekleşebileceği kuşkuludur. Reel ücret artışının olmadı- ğı, işsizliğin arttığı, belirsizliğin, gelecek kaygısının ağır bastığı bir ekonomide özel tüketim harcamalarında bü- yük artış beklemek tutarlı ve gerçekçi değildir. 1994 yılında en iyi olasılıkla yüzde 10.6 oranında azal- dığı tahmin edilen özel kesim yatırımlar harcamalarının 1995 yılında yüzde 5.7 oranında net artış göstermesi için ekonomik bir neden yoktur. Belirsizlik, kaynak maliyeti- nin yükseklilği, iç ve dış kaynak bulmada sorunlar, iç ta- lep genişlemesinin sınırlı ölçüde kalacağı beklentisi, kuşkusuz özel kesim yatırımlarını frenleyecektir. izlenen politika kamu kesimini küçültme yönünde ol- duğu ve kamu kesimini küçültme amaçlandığına göre, kamu harcamalarında da büyük boyutlu artış bekleme- mek gerekir. Nitekim 1995 konsolide bütçe harcama tah- minine bakıldığında, cari fyiatlarla, 1994 yılına göre yüzde 46.4 oranında artış göstermektedir. 1995 yılında yıllık ortalama fiyat artışı, bir mucize olur da, hedeflendi- ği gibi yüzde43.2'detutulabilirse, bütçe harcamalarında reel artış yüzde 1.0 dolayında olabilecektir. KİT'lerin ya- tırımlannındurdurulduğu.bunlann bir bölümünün kapa- tılması düşünüldüğüne göre, KİT'lerin GSMH'ye katkısı, büyük bir olasılıkla azalacaktır. Üretim artışının olmadı- ğı bir ekonomide yurtdışına net mal ve hizmet satışının büyük boyutlarda artmasına da olanak yoktur. Yukarıdaki çözümleme 1995 yılında GSMH artışının ancak sınırlı boyutta kalacağını göstermektedir. Kamu harcamalarının arttırılmadığı, yeni dış kaynak kullanma olanaklarının kısıtlı olduğu, özel kesimin de yatırımlar için büyük boyutta kaynak yaratamadığı bir ekonomide, durgunluktan hızla çıkılarak büyüme sürecine girmek oldukça zordur. Ekonomik kararlılığa dönük politikalar izlendiği süre- ce, 1995 yılında ekonomik büyüme hızının artı olması; ancak hedeflenen yüzde 4.4 düzeyinin gerisinde kalma- sı daha gerçekçi bir beklenti olarak gözükmektedir. Fransa'nın Avrupa İşleri Bakanı 11 üye devletin Türkiye'ye yardımdan yana olduğunu söyledi Mali yardıma tek engel Yunanistan MİŞELPERLMAN PARİS-Kısa birçalışma gezisi için An- kara'ya gelen Fransa'nın Avrupa İşleri Bakanı Alain Lamassoure,görüşmelerde "özeüikle Avrupa-Türkiye ilişkileri"'nin ele alınacağını söyledi. Lamassoure, Türkiye'ye "Fransız Av- rupa İşleri Bakanı ve aynı zamanda, Av- rupa Birliği Bakanlar Konseyi'ne katılan bir bakan olarak" geldiğine dikkat çek- ti.Lamassoure, Avrupa Birliği çerçeve- sinde Türkıye'yi ilgilendiren "blokajn-a- ratan probtemleri" Fransa'nın "yaüstır- mak" amacında olduğunu söyleyerek. Fransız ve Alman dışişleri bakanlannın yakında Atina'ya gideceklenni ifade et- ti. Türk mali protokolünün gündemdeki görüşmeler arasında yer alacağını vurgu- layan Bakan Cumhuriyet'in sorulannı şöyle yanıtladı: -Türkive seyahatinizin hedefî nedir? LAMASSOURE: Bu seyahat, eylülde New York'ta, ekımde Paris'te sürdürül- müş, dışişleri bakanlan Juppe ile Soysal arasındaki görüşmelerin devamı çerçeve- sinde gerçekleşecektir. Fransa, Avrupa Birliği'nin başkanhğı- nı alacağına ve gümrük birliğinin gerçek- leşmesine ilişkin müzakereler 1995 yılı içinde sonuçlandınlacağına göre, özellik- le Avrupa-Türkiye ılişkilerini görüşmek söz konusu. -Avrupa işlerinden sorumlu bir Fransız bakan ilk kez Türkiye'ye $e>ahat ediyor. Bu yaklaşunı nasıl izah ediyorsunuz? LAMASSOURE: Fransa'nın, Avrupa dönem başkanlığını, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinınönemlibiranındaüst- lenmesi, bu seyahati tam olarak haklı kıl- maktadır. Ankara'ya Fransa'nın Avrupa İşleri Bakanı ve aynı zamanda Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi'ne katılan bir bakan olarak iki sıfatla geliyorum. -Dördüncü mali protokolün A\rupa Birliği'yle Türkiye arasında uygulanma- yışı hakkında yorumunuz nedir? LAMASSOURE: Üçüncü ülkelerle imzalanmış mali protokollann kabülü için, topluluk bünyesinde yürürlükteki prosedür, oybirliğiyle seçımdir. Dolayısı ile, üye devletlerden her biri bu tür yardı- mı bloke edebilir. Avrupa-Türkiye mali protokuyla ilgili durum bu olmuştur. -Bu problem çerçevesinde, Yunan enge- linin rolüne nasıl bakıvorsunuz? • Mali yardım konusunda Yunanistan'ın olumsuz tumunun sürdürdüğünü belirten Alain Lamassoure, " Hedefimiz, bu önemli problemde, üye devletlerin en kısa zamanda toplu olarak bir anlaşmaya varmalandır. Konuyla ilgili olarak Fransız ve Alman dışişleri bakanlan yakında Atina'ya gidecekler" dedi. • Bakan, Türk mali protokolünün gündemdeki görüşmeler arasında yer alacağını da sözlerine ekledi. LAMASSOURE: Şimdilik göriinen, 11 üye devletin, topluluğun Türkiye'ye mali yardım yapmasından yana oldukla- ndır. Yunanistan, reddıni sürdürmektedir. Hedefimiz, bu önemli problemde, üye devletlerin en kısa zamanda toplu olarak bir anlaşmaya varmalandır. Sizin ifade- nizle, "Yunan engeti", problemin sadece bir unsurudur. Mevcut durumun içine gi- ren tüm parametreleri dikkate almak ge- rekir. -Türkiye'nin dış kredibilitesi, gümrük birliği sürecini nasıl etkileyebilir? LAMASSOURE: Türkiye'nin dış kre- dibilitesi çok iyidir. Yılbaşından beri ge- çirmekte olduğu krize rağmen, ekonomik potansiyeli, Türkiye 'ye çok sayıda yaban- cı yatınmcılann, özellikle Fransız'lann, güveninin sürmesıne olanak sağlamakta- dır. Zaten, kalkınma planmın ilk sonuç- lan cesaret vericidir. -Başbakan Tansu Çiller, Türkiye'nin 1995 sonunda, Gümrük Birliği'negirnıe- ğe hazır olduğunu sö>ledi. Kendisiyle ay- nı görüşte misiniz? LAALASSOURE: Gerçekleştirilmiş iş. daha şimdiden, çok etkileyicidir. Türk otoritelerinin, saptanmış yolu izlemeğe kararlı olduklanna emınim. Takvim sıkı- şıktır. fakat Türkiye'nin süreye u> ma ye- teneğine güvenimiz vardır. Türkiye ile Avrupa Birliği, büyük bir olasılıkla, 1 Ocak 1996'dan itibaren, ay- nı bir Gümrük Birliği içinde bir araya gel- miş olacaklardır. 1 Ocak 1995"ten itiba- ren, Avrupa Birliği'nin Başkanı olarak, Fransa, birlikte kararlaştırdığımız bu bü- yük tutkunun gerçekleştirilmesi için ka- rarlılıkla çalışacaktır. -Demokratik Parti (DEP) mensubu, Kürt kökenli kimi milletvekilleri bir süre- dir, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yar- gılanıyor. Dolayısıyla, Avrupa Parlamen- tosu, Türk Millet Meclisi'\le ilişkileri as- kıya almayı kararlaştırdı. Sizce bu yakla- şım haklı mıdır? LAMASSOURE: Avrupa Parlamento- su, üye devletlerin hükümetlerinden ta- mamiyle bağımsızdır. Söz konusu olayla ilgili olarak, Avrupalı parlamenterler. Av- rupalı yeteneklere sahip bir ülkenin bazı milletvekillerine yapılan muamele karşı- sındaki kaygılannı vurguladı. Fransız hükümetine gelince, kamu yaşamının serbestleştirilmesine ilişkin bir diyaloğu sürdürmeyi yeğliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle