Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28EKİM1994CUMA CUMHURtYET SAYFA
EKONOMI
MESS'in ücret
raporu
• ANKARA (AA) - Turkıye
Metal Sanayicileri Sendikası
(MESS), yayımladığı bir
raporda, uygulanan ücret
polıtikalan sonucu kamuda
çalışan sendikalı işçilerle
memurlar arasında bûyük bir
uçurum yaratıidığını
belirterek, bu soruna millı bir
ücret politikasının
uygulanması ile çözüm
bulunacagını savundu.
MESS tarafından
yayımlanan raporda,
Türkiye'deki ücret
politiicalanndaki farklılıgın
dünyanın hiçbir ülkesinde
olmayacağı ileri sürülerek.
ülkede giderek büyüyen bir
ücret karmaşasının yaşandığı
görüşüne yer venldi.
Vengi kaçakçtsına
ağırceza
• ANKARA (ANKA)-
Anayasa Mahkemesi, vergi
kaçakçılığma teşebbüs
suçundan mahkum
edilenlerin, bu cezalann
paraya çevrilmesi halinde.
bir gün karşıiığı sanavi
kesiminde geçerli asgari
ücretin yansınin esas
alınmasım düzenleyen yasa
maddesinin iptai isteminı
reddetti. Yüksek Mahkeme
"Kaçakçılığa teşebbüs
nedeniyle hükmolunan hapis
cezasının paraya
çevrilmesine hükmolunması
halinde, cezatutannın
hesabında hapis cezasının
her bir günü ıçin sanayi
sektöründe belirlenen
yürürlüktekı asgari ücretin
bir aylık tutannın yanşı esas
alınarak" şekJindeki ikinci
fikrayı tartıştı. Yüksek
mahkeme karannda,
fıkranın ıptalıni reddetti.
OİSK-TİSK
• İSTANBUL(UBA>
DİSK'e bağlı Tekstil Işçileri
Sendikası ile Türkiye
İşverenler Sendikası (TİSK)
arasındaki toplu iş sözleşmesi
görüşmelerinin ilki bugün
saatlO.OO'daTİSK
binasında yapılacak. Alınan
bügiye göre, 12 yıllık bir
aradan sonra 1992 Şubat
ayında yeniden sendikal
yaşama dönen DİSK/Tekstil
Sendikası, eylüll 994'te
yapılan son duruşmayla da
işkolu baraiını astı.
Çimentoda devlet yanm trilyonluk vergi kaybına uğradı, üretim düştü
Bu mu kârlı özeflestirme?
• Afyon, Bahkesir,
Şanhurfa, Trakya çimento
fabrikalan satış
maliyetlerinin vergi dışı
bırakılması nedeniyle 195
milyar lira vergi ödediler.
İşten çıkanian 1500 işçinin
ücretlerinden kesilen 190
rnilyar liralık gelir vergisi
ile birlikte, devletin toplam
vergi kaybı 450 milyar
liraya ulaştı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Özelleştırme çalışmala-
nnda, 1989-1993 yıllan arasında
satılan 14 çimento fabrikalann-
dan yalnızca Iskenderun ve An-
kara çimento fabnkalan zarardan
kâra geçerken, Afyon, Bahkesir,
Şanlıurfa, Trakya çimento fabri-
kalan sonra zarar etmeye başladı-
lar. Personel yükü nedeniyle zarar
ettikleri öne sürülen bu kuruluş-
lardan 1500 kişi işten çıkanlır-
ken, söz konusu fabrikalann özei-
leştirilmesı sonucunda devlet
1993 yılı itibanyla toplam 450
milyar lira vergi kaybına uğradı.
Hükümetin, KlT'leri satarak
bütçe açıgını kapatma amacıyla
yaptığı özelleştırme çalışmalan
sonucunda, devlet vergi kaybına
Trabzon Çimento da Meclis'te
TRABZON (Cumhuriyet) - 1992
Kasımı'nda özelleştirme
çerçevesinde arsa fiyatının altında
Lzanlar'ın Rumeli Holding'ine
satılan, çevreye verdiği zarardan
dolayı ve hesaplarda usulsüzlük
yapıldıgı için 160 milyar lira
civannda vergi cezası kesilen
Trabzon Çimento Fabnkası TBMM
gündemine getirildi. RP Trabzon
Milletvekıli Kemalettin Göktaş,
fabrikada yasadışı bıçımde
kullanılan petrokokun çevreye
büyük zararlar verdiğini belirterek
Çevre Bakanı Rıza AkçalTnın
duruma müdahale etmesini istedi.
Akçalı, valiliklere gönderdiği genelgede,
Trabzon Çimento Fab-
rikası Kemal Uzan'ın.
petrokokun yakacak olarak
kullanılmasına engel olunmasını
istedi. Insan saf lığına büyük zaran
olan petrokokun kullanılması
halinde yasal işlemlerin
yapılmasını ısteyen Akçalı
genelgesinın, petrokokun
fabrikalarda kullanımı konusunda
nasıl bir mesaj verdığı açıklık
kazanmadı. Genelgeye göre
Trabzon Çimento Fabrikası'nda
yüksek ısı ıçin petrokok
kullanılabilecek, ancak fabrikanın
yanında bir konutta ısınma amaçlı
kullanılmayacak. Oysa fabrikanın
kullandığı petrokok miktan, tüm kentin
kullanabileceği petrokok miktanndan fazla.
uğrarken, satılan kuruluşlar zarar
etmeye başladılar. Kamu Ortaklı-
ğı ldaresi'nın venlerine göre;
özelleştirme çalışmalannda ilk sı-
rayı alan çimento fabnkalanndan
1989 yılında satılanlann üretim
miktan 1992 yılında, Afyon Çi-
mento Fabrikası'nda 404 bin ton-
dan 368 bin tona, Ankara Çimen-
to Fabrikası'nda 659 bin tondan
623 bin tona, Bahkesir Çimento
Fabnkası 'nda 414 bin tondan 383
bin tona, Söke Çimento Fabrika-
sı'nda 243 bin tondan 226 bın to-
na ve Trakya Çimento Fabnka-
sı'ndada 435 bin tondan 410 bin
tona düştü. KOİ tarafından 1989-
1993 yıllan arasında özelleştin-
len, Ankara, Bahkesir, Pınarhısar,
Söke, Iskenderun. Gaziantep,
Trabzon, Denizli, Çorum, Sıvas,
Ladik. Şanlıurfa, Bartın ve Aşka-
le çimento fabrikalannın elde et-
tikien kârlara göre yaklaşık 450
milyar lira vergi ödemeleri gere-
kirken, kuruluşlan satın alan fir-
maların özelleştırme gıderlerinin
vergiden düşülmesi sonucunda,
bu işletmelerden 195 milyar lira
vergi alındı. Özelleştırilmeleri so-
nucunda, 14 çimento fabrikasın-
dan çıkartılan toplam 1500 işçi-
nin maaşlanndan kesilen yakla-
şık 190 milyar liralık gelir vergi-
sinin kaybıyla birlikte, çimento
fabrikalarının özelieştirılmeleri
sonucunda devlet 1993 yılı itiba-
nyla yaklaşık 450 milyar liralık
vergi kaybına uğradı.
ÖzeUeştirilinee zarar ettiier
KOI tarafından 1989'da özel-
leştırilen kuruluşlardan, Afyon,
Ankara, Bahkesir. Söke, Trakya
çimento fabrikalarının 1989 yı-
lında 959 milyon lira olan zarar-
lan, 1992 yılında 27 milyar lira-
ya yükseldi. Bu fabrikalann 1989
ve 1992 yılındaki kâr/zarar du-
rumlan şöyle.
Afyon Çimento Fabnka-
sı: 1989'da 3 milyar437 milyon li-
ra kârda olan kuruluş, özelleştıril-
dikten sonra 1992de 1 milyar 266
milyon lira zarar etti.
Bahkesir Çimento: Kuruluş
1988'de 3 milyar lira kâr ederken,
satıldıktan sonra 1992 yılında 7
milyar lira zarar etti.
Söke Çimento: 1989'da 1 mil-
yar lira kâr eden kuruluş, 1992
yılında 1 milyar 5 milyon lira
zarar etti.
Trakya Çimento: 1989'da 6 mil-
yar lira kâr eden kuruluş, 1992'de
7 milyar lira zarar etti.
Şanlıurfa Çimento: 1993
Şubatı'nda satılan kuruluşun,
1992'de 27 milyar kân, 1993'te
15 mılyar zarara dönüştü.
ANAP'tan, özeHeştirmenüı
değiştirilınesi için 28 önerge
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Özelleştırme ya-
sa tasansının maddelennin
görüşülmesine TBMM
Genel Kurulu'nda dün
başlanırken, muhalefet
partileri, görüşmeleri en-
gellemek için içtüzügün
tanıdığı olanaklan sonuna
kadar kullandılar.
ANAP'lılar da aralannda
Özelleştirme Yüksek Ku-
rulu'nda kararlann oy çok-
luğuyla ahnmasının da bu-
lunduğu 28 ayn değışıklik
önergesi verdiler.
Tasannın ilk maddesi
görüşülürken, muhalefet
partileri 24 değışıklik
önergesi verdiler. Madde
iki fıkradan oluştuğu için
içtüzük uyarınca birleşimi
yöneten Başkanvekilı Ka-
mer Genç, yalnızca 8'ini
işleme koydu. ÇHP ve
DSP'lilerin maddenin ana-
yasaya aykırı olduğuna
ilışkın önergesi reddedilir-
ken, CHP'li Algan Haca-
loğlu, Anayasa Mahkeme-
si 'nin yetki yasalannı ip-
talıne ilişkin gerekçeli ka-
rarları doğrultusunda, bu
tasanyı da yasalaşması du-
nımunda Anayasa Mahke-
mesi 'ne götürmeye çalısa-
caklannı bildirdi. Diğer
önergeler oylanırken de
muhalefet milletvekilleri
sık sık karar yeter sayısı
aranmasını istedıler ve sa-
londa toplantı yeter sayısı-
nın bulunup bulunmadığı-
nın belirlenmesi için yok-
lama yapılmasını sağladı-
lar.
Başbakan Çülerise, hem
karar hem de toplantı yeter
sayısınm bulunarak görüş-
melerin sürdürülebilmesi
amacıyla genel kurul salo-
nunda otururken, DYP'li
37'lenn büyük bölümünün
görüşmelere katılmadığı
dikkat çekti.
Yasa tasansının amaç ve
kapsamını düzenleyen ilk
maddesi üzerinde ANAP
grubunun görüşlerini açık-
layan lstanbul Milletveki-
li Selçuk Maruflu, Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda ya-
pılan düzeltmelere karşın,
tasanda giderilmesi gere-
ken eksiklikler bulundu-
ğunu belırterek, bu amaç-
la 28 önerge hazırladıkla-
nnı söyledi. DYP'den, bu
önergelerin benimsenece-
ği yolunda "söz aldıklan-
nı" bildiren ANAP'lılar,
muhalefet partılerinin
önergelerinin reddedılme-
si için iktidar partılerinin
milletvekilleriyle birlikte
hareket etti ve genel kurul-
da çoğunluğun sağlanma-
sına yardımcı oldular.
Degerinin 1/10'u oranında bedel bicildi
Et-Balık Kurumu'nda
özelleştirme bilmecesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ka-
mu Ortakhğı Idaresı'nın (KOİ) toplam
638 milyar lira fiyat biçtiği, ancak gercek
bedelinin altında satıldıgı için satış ihale-
si iptal edilen Et Balık Kurumu'nun
(EBK)ekspertizdeğennin6.8 trilyon lira
olduğu ortaya çıktı. EBK Genel Müdürü
Recep Mızrak, kuruma aıt tesis, arsa, sa-
tış mağazası ve lojmanlann toplam değe-
nni 6.8 trilyon lira olarak açıkladı. KOİ
Başkan Yardımcısı Can Yeşilada EBK iha-
lesinın, "seffaflık" ılkelenne uygun yapıl-
dıgını ifadeederek. "Bıı tesislerin birçoğu
eski. Bizim devletin malını ucuza satmak
gibi bir düşüncemiz olamaz. Yüksek fiyat
verdiler de sarmadık mı?" dıye konuştu.
EBK'ntn 1992 hesaplan TBMM KİT
Komisyonu'nda ibra edıldı. Komisyon
üyeleri KOl'yi, kurumu "haraç me-
zafsatmakla suçladılar. KOİ Başkan Yar-
dımcısı Yeşilada ise EBK'nın satış ıhale-
lennın "değerindendüşiik bedeOesabşa ÇH
kanküğıiçin" ıptal edıldıgıne ılı^kın iddı-
alan reddederek. "Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı'nın kuruluşunu öngören ka-
nun hükmünde kararnamenin Anayasa
Mahkemesi'nce iptal edilmesi nedeniyle
De\let Bakanlığı tarafından ihale dondu-
rulmuştur" açıklamasını yaptı. EBK'nin
6 trilyonluk borcu. işçılenn kıdem tazmi-
natının da ödenmesı koşuluyla satışaçıka-
nldığını ifade eden Yeşilada. "Bizolabile-
cek en yüksek değeri vererek satışa çıkar-
dık. De\letin malını ucuza satmamız gibi
bir durum söz konusu olamaz" dıye ko-
nuştu.
ANAP lstanbul Milleuekıh GürolSoy-
lu , KOl'nin EBK'nin Ataköy'deki loj-
manlannın 800 milyon lira değerle satışa
çıkanldığını belirterek bugünkü fiyatlar-
la sadece arsa degerinin 2-3 milyar lira
dolayında oldugunu söyledi. Ataköy'deki
satış mağazasının ise 2 milyar liraya satı-
şa çıkanldığına dikkat çeken Soylu, "Hal-
buki bu mağazanın bugünkü fiyatı 25 mil-
yar lira dolayında. Bugün Bakırköy Bele-
diyesi, sadece Dir büfe yerini 2 milyar lira-
va verivor"dedı
YORUM
ÖZTtV AKGÜÇ
1995 Yılı Genel
aonomik Hedeflen.»
TBMM'ye sunulan 1995 yılı bütçe tasarısı ile birlikte,
gelecek yıla ilişkin genel ekonomik hedefler de açıklan-
rnış bulunmaktadır. 1995 yılına ilişkin ekonomik hedef-
ler, başlıca büyüklükler itibariyle aşağıdaki tabloda top-
lanmıştır.
Genel Ekonomik Hedefler
1995
Ekonominin Büyüme Hızı (GSMH artış hızı)
-Tarım
-Sanayi
- Hizmetler
Fiyat Artışı
-TEFE(yıllıkort)
-TEFE(yılsonu)
Sabit Sermaye Yatırım Artışı
-KamuYatırımları
-ÖzelYatırımlar
Dışsatım (FOB) (Milyon USD)
Dışalım(FOB) ( " " )
DışTicaretAçıgı ( " " )
TurizmGelirleri ( " " )
Dış Borç Faizi (
%4.4
%2.5
%4.9
%4.3
%43.2
%22.5
%5.7
%5.8
%5.7
19.850
26.370
6.520
4.500
4.600
430
Devler Türkmenistan'ı istemedi
• Holiday-Inn ve İntercontinental Üçgen Grubu'nun
Ak Altın Plaza'yı işletme teklifine, 'hayır' dedi.
Çalınan anahtarlar
D
evlet büyüklerimiz, konut özleminin
ne demek oldugunu bilirier mi? Hiç
zannetmiyorum.
Çünkü, mal bildirimlerine bakarsanız
hepsinin gaynmenkul zengini olduğunu
görürsünüz.
Büyük bölümünün, çifter çifter daireleri,
kooperatif üyelikleri, yazlıklan, yalılan,
arsaları ve arazileri bulunmaktadır.
Başbakan Tansu Çiller ve Merkez
Bankası Başkanı Yaman Törüner gibi
çoğunluğu aileden zengindir. Bu mülkler,
babalanndan dedelerinden kalmıştır.
Belki bugüne kadar hiç kiralık ev
aramamışlardır. lstanbul gibi büyük
şehirlerdeki yıkık dökük köhne evlerde en
ucuz aylık kiranın 3-4 milyon liradan
başladıöından haberleri
yoktur. Işçi, memurun yarı
maaşını kiraya verip kalanı
ile geçinmeye
çalışmasının ne demek
olduğunu bilmezler.
Politikacıların vaadleri
arasında ise "konut" hep
vardır.
Başbakan Tansu Çiller
bunu erken genel
seçimlerin arefesine
rastlayan 1991 yılının eylül
ayında "iki anahtarla"
sembolleştirdi.
O günlerde politikaya yeni
atılmış olan Tansu Çiller,
bilgisayannın karşısında bir siyasetçiden
çok ekonomi profesörü gibi
konuşuyordu.
Çiller, ANAP hükümetleri döneminde
halkın cebinden çalınan trilyonların
hesabını çıkanp, bunları halka iade
ettiklerinde herkesin bir evi, bir arabası
olacağını söyledi.
Aradan sadece 3 yıl geçti. Tansu Çiller'in
başbakanlığındaki koalisyon hükümeti,
1995 yılı bütçesiyle halkın 60 trilyon
lirasına el koyuyor.
Gelecek yıl Toplu Konut Fonu'nda
birekecek parayla, bugünün
maliyetleriyle 120 bin konut yapılabiliyor.
Inşaat maliyetleri yüzde 100 artsa da,
Toplu Konut Fonu'nda gelecek yıl
birikecek fon 60 bin konutun tüm
finansmanını karşılayabilecek büyüklükte
olacak.
Toplu Konut Idaresi'nin bugünkü kredi
limitleriyle, gelecek yıl fonda birikecek
parayla 600 bin konutu kredilendirmek
mümkündü. Toplu konut kredileri 100
milyon liradan 200 milyon liraya yükşelse
bile devlet 300 bin ailenin konut sahibi
olmasına katkıda bulunmuş olacaktı.
Başbakan anahtar vaadlerini tümüyle
unutmuş olacak ki, Toplu Konut
Idaresi'ne halktan toplanacak 60 trilyon
liranın sadece 1 milyon lirasını ayırmayı
yeteıii gördü.
Konut Edindirme Yardımı Hesaplan'nda
biriken 30 trilyon liraya yakın kaynak ise
neredeyse unutturuldu.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
bütün bu olumsuzluklardan habersiz olsa
gerek.
Devletin konuta ayırdığı kaynak
sıfırlanmış.
Cumhurbaşkanı ise, Avrupa Yapı
Kooperatifleri Birliği Kongresi'nde,
Türkiye'nin yedinci beş yıllık kalkınma
planında en yüksek
yatırımın konut sektörüne
aynlacağını söylüyor.
1980'liyılların ikinci
yansında dar geliriiler için
umut olan kooperatifleri,
önce denetimsizliği fırsat
bilen vurguncular sarstı.
Sonra ucuz arsalann
tükenmesi ve üyelerin
ödeme gücünün inşaat
maliyetlerinin çok gerisinde
kalmasıyla da kooperatif
hayalleri yıkıldı.
Ardından devlet
bankalannın öncülüğünde
dövize endeksli konut
kredileri çıktı. Önceleri, kira gibi taksitlerle
ev sahibi olma hayali kuran dargelirliler,
dövizdeki patlamadan sonra aldıklan
evleri satsalar da borç batağından
kurtulamaz hale geldiîer.
Bir tek Toplu Konut Idaresi'nin, düşük
peşinat ve düşük taksitlerle hızla
tamamladığı büyük toplu konut projeleri
kalmıştı. Bütçeden aynlacak 1 milyon
liralık payla bunlar da devam
edemeyecekmiş.
Koalisyon ortağı SHP'nin Genel Başkanı
ve Başbakan Yardımcısı Murat
Karayalçın ise, ara seçimler öncesi
dargelirlileri uzun vade ve düşük
taksitlerle ev sahibi yapacak "Yapı
Tasarruf Sandığı" modelinin Türkiye'de
de uygulanacağını açıkladı. Ancak biraz
geç kaldı. Çünkü seçmen bu vaadleri
çok dinledi. SHP'nin bu alandaki
ciddiyetini, 1995 bütçesinden Toplu
Konut Idaresi'ne aynlacak 1 milyon liralık
ödeneği ne ölçüde arttıracağı ortaya
çıkaracak.
Artık "Önce anahtar, sonra oy" demenin
zamanı gelmedi mi? •
Ekonomi Servisi - Vaktinden önce hizmete
giren Türkmenistan'ın beş yıldızlı oteli Ak Altın
Plaza'nın işletmesi de yapımcı gruba kaldı.
Türkmenistan Tanm, Gıda ve Gıda Endüstrisi
Bakanlığı tarafından inşa ettirilen otel için
Holiday-Inn ve
İntercontinental ile
görüşen Üçgen Grubu,
"Biz orada beş yıldızlı otel
çalıştıramayız" yanıtını
alınca otelin işletmesini de
üstlendi. Bunda
Türkmenistan
Cumhurbaşkanı
Saparmurat Niyazov'un
işin Üçgen Grubu
tarafından üstlenilmesini istemesinin de etkili
olduğu belirtiliyor.Söz konusu otellerin Üçgen
Grubu tarafından yapılan teklifi reddetmelerinin
bir nedenmin de Türkmenistan'ın az gelişmiş bir
ülke olmasıyla açıkianıyor
Türkmenistan
Nöfus
Başkent
Parabirimi...
Yüzölçümü...
1993 GSMH.
İşgücü
...4.200.000
....Aşkabat
Manat
488.100 kmkare
12.42 milyar dolar
863.000 kişi
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından
hizmete açılan Ak Altın Plaza Oteli adını tanm
bakanlığı tarafından yaptınlması nedeniyle 'ak
altın'olarak nitelendirilen pamuktan alıyor.
Aşkabat'ta kurulan ve Türkmenistan'a maliyeti
21.5 milyon dolar olan
otelin yüzde 50 kapasiteye
dahi ulaşamayacağı ileri
sürülüyor. 1 kral dairesi. 19
normal ve 117 iki yataklı
olmak üzere toplam 137
odadan oluşan otelde, 100
kişilik kafeterya, 150
kişilik ana restoran, 300
kişilik balo salonu, 300
metrakarelik büro alanı,
kapah-açık yüzme havuzu ve tenis kortu
bulunuyor. Ortalama gelir düzeyi 500 ile 1000
manat arasında değişen ülkede beş yıldızlı
olarak inşa edilen otelden, halkın yararlanması
ise hemen hemen imkânsız.
CarilşlemlerDengesi ( " " )
Kişi BaşınaGSMH (USD) 2.254
Yıllık Ortalama USD kuruTL 42.017
Konsolkte Bütçe
Harcamalar (Trilyon TL) 1.331
Gelirler ( " " ) 1.133
Bütçe Açığı ( " " ) 198
Açıklanan ekonomik hedeflerin ne ölçüde gerçekçi ve
tutarlı olduğu, kuşkusuz irdelenmelidir. Bu yazımızda,
ekonominin büyüme hızına ilişkin hedefin gerçekçiliğini
irdelemeye çalışalım.
1994 yılının ilk üç ayında GSMH (Gayri Safi Milli Hası-
la) sabit fiyatlarla, bir önceki yılın eşdönemine göre,
yüzde 3.5 oranında arttıktan sonra ikinci üç aylık döne-
minde yüzde 11.0 oranında gerilemiş ve yılın altı ayında
GSMH reel olarak yüzde 4.2 oranında azalmıştır. 1994
yılının tümü için GSMH azalışı yüzde 3.8 olarak tahmin
edilmektedir. Türkiye'de 1950sonrası GSMH'nin en hızlı
düştüğü yıl 1994 olmuştur. Türkiye, büyüme hızını 1995
yılında eksi yüzde 3.8'den artı yüzde 4.4'e yükseltmeyi
hedeflemektedir. Bu hedef gerçekçi ve tutarlı mıdır?
Bir ülkede GSMH'ye harcamalar açısından bakıldığın-
da; GSMH, özel tüketim harcamaları, özel kesim yatırım
harcamaları, kamu harcamaları ve yurtdışına yapılan
net mal ve hizmet satış toplamına eşittir. Bu açıdan bir
ekonomide GSMH'nin büyüyebilmesi için, bu dörtgrup-
ta toplanan harcamaların reel olarak artması gerekir.
1995 yılında, reel ücret artışı öngörülmemektedir. Fi-
yat artış oranında dahi nominal bir ücret artışının ger-
çekleşebileceği kuşkuludur. Reel ücret artışının olmadı-
ğı, işsizliğin arttığı, belirsizliğin, gelecek kaygısının ağır
bastığı bir ekonomide özel tüketim harcamalarında bü-
yük artış beklemek tutarlı ve gerçekçi değildir.
1994 yılında en iyi olasılıkla yüzde 10.6 oranında azal-
dığı tahmin edilen özel kesim yatırımlar harcamalarının
1995 yılında yüzde 5.7 oranında net artış göstermesi için
ekonomik bir neden yoktur. Belirsizlik, kaynak maliyeti-
nin yükseklilği, iç ve dış kaynak bulmada sorunlar, iç ta-
lep genişlemesinin sınırlı ölçüde kalacağı beklentisi,
kuşkusuz özel kesim yatırımlarını frenleyecektir.
izlenen politika kamu kesimini küçültme yönünde ol-
duğu ve kamu kesimini küçültme amaçlandığına göre,
kamu harcamalarında da büyük boyutlu artış bekleme-
mek gerekir. Nitekim 1995 konsolide bütçe harcama tah-
minine bakıldığında, cari fyiatlarla, 1994 yılına göre
yüzde 46.4 oranında artış göstermektedir. 1995 yılında
yıllık ortalama fiyat artışı, bir mucize olur da, hedeflendi-
ği gibi yüzde43.2'detutulabilirse, bütçe harcamalarında
reel artış yüzde 1.0 dolayında olabilecektir. KİT'lerin ya-
tırımlannındurdurulduğu.bunlann bir bölümünün kapa-
tılması düşünüldüğüne göre, KİT'lerin GSMH'ye katkısı,
büyük bir olasılıkla azalacaktır. Üretim artışının olmadı-
ğı bir ekonomide yurtdışına net mal ve hizmet satışının
büyük boyutlarda artmasına da olanak yoktur.
Yukarıdaki çözümleme 1995 yılında GSMH artışının
ancak sınırlı boyutta kalacağını göstermektedir. Kamu
harcamalarının arttırılmadığı, yeni dış kaynak kullanma
olanaklarının kısıtlı olduğu, özel kesimin de yatırımlar
için büyük boyutta kaynak yaratamadığı bir ekonomide,
durgunluktan hızla çıkılarak büyüme sürecine girmek
oldukça zordur.
Ekonomik kararlılığa dönük politikalar izlendiği süre-
ce, 1995 yılında ekonomik büyüme hızının artı olması;
ancak hedeflenen yüzde 4.4 düzeyinin gerisinde kalma-
sı daha gerçekçi bir beklenti olarak gözükmektedir.
Fransa'nın Avrupa İşleri Bakanı 11 üye devletin Türkiye'ye yardımdan yana olduğunu söyledi
Mali yardıma tek engel Yunanistan
MİŞELPERLMAN
PARİS-Kısa birçalışma gezisi için An-
kara'ya gelen Fransa'nın Avrupa İşleri
Bakanı Alain Lamassoure,görüşmelerde
"özeüikle Avrupa-Türkiye ilişkileri"'nin
ele alınacağını söyledi.
Lamassoure, Türkiye'ye "Fransız Av-
rupa İşleri Bakanı ve aynı zamanda, Av-
rupa Birliği Bakanlar Konseyi'ne katılan
bir bakan olarak" geldiğine dikkat çek-
ti.Lamassoure, Avrupa Birliği çerçeve-
sinde Türkıye'yi ilgilendiren "blokajn-a-
ratan probtemleri" Fransa'nın "yaüstır-
mak" amacında olduğunu söyleyerek.
Fransız ve Alman dışişleri bakanlannın
yakında Atina'ya gideceklenni ifade et-
ti. Türk mali protokolünün gündemdeki
görüşmeler arasında yer alacağını vurgu-
layan Bakan Cumhuriyet'in sorulannı
şöyle yanıtladı:
-Türkive seyahatinizin hedefî nedir?
LAMASSOURE: Bu seyahat, eylülde
New York'ta, ekımde Paris'te sürdürül-
müş, dışişleri bakanlan Juppe ile Soysal
arasındaki görüşmelerin devamı çerçeve-
sinde gerçekleşecektir.
Fransa, Avrupa Birliği'nin başkanhğı-
nı alacağına ve gümrük birliğinin gerçek-
leşmesine ilişkin müzakereler 1995 yılı
içinde sonuçlandınlacağına göre, özellik-
le Avrupa-Türkiye ılişkilerini görüşmek
söz konusu.
-Avrupa işlerinden sorumlu bir Fransız
bakan ilk kez Türkiye'ye $e>ahat ediyor.
Bu yaklaşunı nasıl izah ediyorsunuz?
LAMASSOURE: Fransa'nın, Avrupa
dönem başkanlığını, Türkiye ile Avrupa
Birliği ilişkilerinınönemlibiranındaüst-
lenmesi, bu seyahati tam olarak haklı kıl-
maktadır. Ankara'ya Fransa'nın Avrupa
İşleri Bakanı ve aynı zamanda Avrupa
Birliği Bakanlar Konseyi'ne katılan bir
bakan olarak iki sıfatla geliyorum.
-Dördüncü mali protokolün A\rupa
Birliği'yle Türkiye arasında uygulanma-
yışı hakkında yorumunuz nedir?
LAMASSOURE: Üçüncü ülkelerle
imzalanmış mali protokollann kabülü
için, topluluk bünyesinde yürürlükteki
prosedür, oybirliğiyle seçımdir. Dolayısı
ile, üye devletlerden her biri bu tür yardı-
mı bloke edebilir. Avrupa-Türkiye mali
protokuyla ilgili durum bu olmuştur.
-Bu problem çerçevesinde, Yunan enge-
linin rolüne nasıl bakıvorsunuz?
• Mali yardım konusunda
Yunanistan'ın olumsuz
tumunun sürdürdüğünü
belirten Alain Lamassoure,
" Hedefimiz, bu önemli
problemde, üye devletlerin en
kısa zamanda toplu olarak bir
anlaşmaya varmalandır.
Konuyla ilgili olarak Fransız
ve Alman dışişleri bakanlan
yakında Atina'ya gidecekler"
dedi.
• Bakan, Türk mali
protokolünün gündemdeki
görüşmeler arasında yer
alacağını da sözlerine ekledi.
LAMASSOURE: Şimdilik göriinen,
11 üye devletin, topluluğun Türkiye'ye
mali yardım yapmasından yana oldukla-
ndır. Yunanistan, reddıni sürdürmektedir.
Hedefimiz, bu önemli problemde, üye
devletlerin en kısa zamanda toplu olarak
bir anlaşmaya varmalandır. Sizin ifade-
nizle, "Yunan engeti", problemin sadece
bir unsurudur. Mevcut durumun içine gi-
ren tüm parametreleri dikkate almak ge-
rekir.
-Türkiye'nin dış kredibilitesi, gümrük
birliği sürecini nasıl etkileyebilir?
LAMASSOURE: Türkiye'nin dış kre-
dibilitesi çok iyidir. Yılbaşından beri ge-
çirmekte olduğu krize rağmen, ekonomik
potansiyeli, Türkiye 'ye çok sayıda yaban-
cı yatınmcılann, özellikle Fransız'lann,
güveninin sürmesıne olanak sağlamakta-
dır. Zaten, kalkınma planmın ilk sonuç-
lan cesaret vericidir.
-Başbakan Tansu Çiller, Türkiye'nin
1995 sonunda, Gümrük Birliği'negirnıe-
ğe hazır olduğunu sö>ledi. Kendisiyle ay-
nı görüşte misiniz?
LAALASSOURE: Gerçekleştirilmiş iş.
daha şimdiden, çok etkileyicidir. Türk
otoritelerinin, saptanmış yolu izlemeğe
kararlı olduklanna emınim. Takvim sıkı-
şıktır. fakat Türkiye'nin süreye u> ma ye-
teneğine güvenimiz vardır.
Türkiye ile Avrupa Birliği, büyük bir
olasılıkla, 1 Ocak 1996'dan itibaren, ay-
nı bir Gümrük Birliği içinde bir araya gel-
miş olacaklardır. 1 Ocak 1995"ten itiba-
ren, Avrupa Birliği'nin Başkanı olarak,
Fransa, birlikte kararlaştırdığımız bu bü-
yük tutkunun gerçekleştirilmesi için ka-
rarlılıkla çalışacaktır.
-Demokratik Parti (DEP) mensubu,
Kürt kökenli kimi milletvekilleri bir süre-
dir, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yar-
gılanıyor. Dolayısıyla, Avrupa Parlamen-
tosu, Türk Millet Meclisi'\le ilişkileri as-
kıya almayı kararlaştırdı. Sizce bu yakla-
şım haklı mıdır?
LAMASSOURE: Avrupa Parlamento-
su, üye devletlerin hükümetlerinden ta-
mamiyle bağımsızdır. Söz konusu olayla
ilgili olarak, Avrupalı parlamenterler. Av-
rupalı yeteneklere sahip bir ülkenin bazı
milletvekillerine yapılan muamele karşı-
sındaki kaygılannı vurguladı.
Fransız hükümetine gelince, kamu
yaşamının serbestleştirilmesine ilişkin bir
diyaloğu sürdürmeyi yeğliyor.