25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28EKİM1994CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Trakya Üniversitesi'nde MHP, milliyetçilik duygulannı sömürerek, RP de türban yasağı ile yandaş topluyor Universitedekııtsalittifakkusatması• Rektör PoyrazÜlger, çıkan olaylarda tek tarafın suçlanmasını doğru bulmadığınj söyleyerek "Bir olay çıktı mı, emniyet güçleri bir grup üzerine gıdiyorlar. Hiç olmazsa birkaç tanesi öbür tarafa gitse olay daha çabuk önlenecek" diyor. ZAFER AKNAB Trakya Üniversitesi'nin açıhşıyla başlayan olaylar, RP-MHP itti- fakının, Edirne ve çevresinde etkinlik kazanmak için başlatüğı sindirme ha- rekaü olarak değerlendirildi. Çeşitli kitle örgütlerinin temsilcileri, MHP- nin, etkinlik aJanını, Trakya halkının milliyetçi duygulannı sömürerek ge- nişletmeye çalıştışnı savundu. RP'nin ise universitede türban yasağını gün- deme getirerek taraftar toplama çaba- lanna giriştiğini belirten lemsilciler, "Trakya'da bilinen senaryo gündetne getiriliyor" görüşünde birleştiler. Trakya Üniversitesi'nde olaylan başlatan fitil, üniversite açıbşında ateşlendi. Bir grup öğrencinin alterna- tif açıhşı, MHP'lı öğrencilerin sözlü sataşmalanyla taşlı sopalı kavgaya dönüştü. Birçok kişinin yaralandığı kavgayı, diğer kavgalar izledi. Her kavganın ardından, karşıt göriişlü öğ- renciler birbirini suçladı. Trakya Üni- versitesi'nde başlayan ve Edirne çevre- sine kadar yayılan olaylar öncesinde neler oldu? MHP nasıl örgütleniyor? 27 Mart yerel seçimlerinde MHP- nin Edirne'den 4 bin 800 dolayında oy alması, örgütlenmenin büyüklüğü ko- nusunda yeterli ipuçlan veriyor. Özel- likle, yurt yönetiminde söz sahibi olan MHP'li öğrenciler, Trakya halkının milliyetçi duygulannı kullanmayı da çok iyi biliyor. Her şehit cenazesmde. CinayettekiMHP bağlantisının fotoğrafı MHP Edirne İl Başkanı Ömer Derair. gazetemizde yayımlanan "Nagehan Polat cinayetinde MHPgölgesi" başlıklı haber üzerine yaptığı yaaİı açıklamada, "Gerek katdl zanlısı sapık Orhan Dinç. gerekse haberde adı geçen diğer kişilerin partimize herhangi bir üy elikleri söz konusu değiidir"derniştı. Y'aptığımızaraştırmalar sonucu, cinayet sanığı Orhan Dinç"e silah veren Aydemir Arslan'ın. 27 Mart yerel seçimlerinde Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'na verilen MHP listesinde "kontenjan adayı" olarak isminin y er aldığı ortaya çıktı. Yukandaki fotoğraf, MHP bayraklan altmda Aydemir Arslan ile MHP Süloğlu Belediye Başkan Adayı Tfilin Akçonıyu birliktegösteriyor. Fotoğraf. seçim çalışmalan sırasındaçekildi. "üç bilaTli bayraklanyia yürüyen MHPyandaşlan, cenaze törerîlerini si- yasi birer şova dönüştürüyor. Trakya halkının PKK terörüne duyduğu nef- reti, siyasi bir yöne çekmeye çalışan MHP'liler. en büyük desteği de genç- lik kesiminden buluyor. Bu büyüme, doğal olarak Trakya Üniversitesi'nde- ki gelişmeleri de etîciliyor. Şeriatçılar seslerini ilk kez. Borsa Ortaokulu bahçesindeki Atatürk hey- kelini kırarak duyurdular. "Cami te- meli atacağız" diyerek ortaokulun bahçe duvannı yıkan ve buradaki Atatürk heykeüni kıran şeriatçılann bu eylemi, yörede büyük (epkilere ne- den oldu. Şeriatçılar, yurttaşlar tara- fından yenisı yaptınlan Atatürk hey- keline ikinci bir saldın düzenledi. Hey- keli kaidesinden indiren şeriatçılar, bu kez kırmayı başaramadı. İkinci propangada biçimi her yerde olduğu gibi türban yasağının günde- me gelmesiyle oluştu. Eğıtim Fakül- tesi'nde türban takan öğrenciler, öğ- retmenlik stajı yaparken de türban takmak istediklerini söylediler. Sayıla- n 10-15 kişi olan bayan öğrenciler, bu konuda çeşitli eylemlere girişti. Kutsal ittifak örgütlenmesi tüm hızıyla sürer- ken yetkililer bu konuda neler söyledi? Edirne Valisi Koru Ergin, olaylann yeni olmadığını, geçen yıl da benzer olaylann yaşandığını vurguladı. Olay- lan dış bağlantılı olarak değerlendiren Ergin, şunlan söyledi: "Olaylan sağ-sol çatışması olarak değerlendirmiyorum. Bu kavramların içeriği degişti. Bu ayrunı, laik anayasal dûzeni tahrip ctmek isteyenler ve bölücü terör örgütü faaliyetleri olarak ortaya koyuyorum. Burada bölücü terör örgü- tünün de faaliyetleri var, laiklik karşıtı güçlerin de. Siz buna ister demokrasi deyin, ister son dönemlerde yaşanan si- yasi gelişmelerin etkisi deyin. Örneğin Eğitim Fakültesi öğrencisi 10-15 kişilik türbanlı bir grup bana geldiler. "staj- lannı türbanla yapmak istediklerini' söylediler. Şimdiye kadar olmadığı şe- kilde ısrarcı oldular. Kabul etmedim. Çünkü bir ögretmen adayının talebe karşsına çıkması gereken kıyafet, mevzuatta var. Bu mevzuata karşı ne ben hareket edebilirûn ne de onlar. Bir de Atatürk hey keline saidırı oldu. Cami yapmak için Borsa Ortaokulu'nun du- varını yıkmıslar ve Atatürk heykeüni kırmışlar. Bu olayla ilgili çalışmalar de- vam ediyor. Dört ya da beş kişi yaka- landı." " Trakya Üniversitesi Rektörü Poy- raz Ülger, suçlann tek taraflı işlenme- diğini, olaylann karşılıklı çıktığı görü- şünde olduğunu belirtti. Ülger. şunlan söyledi: "Emniyet güçlerine bakıyonım. Bir olay çıktı mı, bir grup üzerine gidiyor- lar. Ama olay karşılıklı çıkıyor. Hiç ol- mazsa birkaç tanesi öbiir tarafa gitse olay daha çabuk önlenecek. Bir baba- nın evladının kavgasını ayırması gibi. Ama orada öyle olmuyor. Birkaç tane kız gördüm ben. emniyet arabaya aldı. Sonra başka bir grup öğrenci arasına saldı bunu, tartakladılar kızı. Sonra da alıp görürdiiler kızı. Bir tarafı potan- siyel suçlu... Üniversitedeki olaylar dış örgütler tarafından çıkarılıyor. Bunlar sağ da olabilir, sol da." Açıklama Edirne Valisi Koru Ergin. "Na- gehan Polat Cinayetinde MHP Gölge- si" başlıklı habere bir açıklama gön- derdi. Ergin. yaptığı açıklamada ola- yın ideolojik bir yanı olmadığını belir- terek "Tamamen sapık bir insan tarafı- ndan yapılmış bir cinayet. mağdure, ke- sinlikle özel olarak belirlenerek saldırı- ya uğramış birisi değil" dıye konuştu. Emniyet Müdürü Şakir Erten de, katil zanlısının daha önceden de teşhırcilik. şarkıntılık ve hırsızlıktan Edirne ve İstanbul'da sabıkası bulunduğunu anımsattı. MemııraseııclikahakkuıaDYP-ANAPengeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ka- mu çalışanlannın sendika kurmalanna, toplusözleşme ve grev yapmalanna ıliş- kin yasa tasansı. Anayasa Komisyonu'- nda ANAP ve baa DYP milletvekilleri- nin oylanyla anayasaya aykın bulundu. TBMM Anayasa Alt Komisyonu'nun, Damştay ve Yargıtay'ın, sendikalan •tüzel kişflik" kabul eden kararlannın da eleştirildiği raporunu, Anayasa Ko- misyonu benimsedi. Parlamentoda DYP-ANAP ittifakıy- la engellenen kamu çalışanlannın grevli- toplusözleşmeli sendika hakkına ilişkin görüşler. alt komisyon tarafından yazıb rapor haline getirilerek Anayasa Komis- yonu'na sunuldu. Tasannın değiştiril- mesine ilişkin metne ek olarak Anayasa Komisyonu'na sunulan DYP tstanbul Milletvekili Coşkun Kırca başkanhğın- daki alt komisyon raporunda, hükümet tasansının anayasanın 52, 53, 54 ve 128. maddelerine aykın olduğu görüşü yine- lendi. Anayasa Komisyonu'nun dünkü top- lantısında, alt komisyonun raponına. ANAP ve baa DYP'li üyeler olumlu oy verirken SHP ve RP'li milletvekilleri karşı oy kullandılar. DYP Bahkesır Mil- letvekili Ekrem Ceyhun'un, tasan met- ninde geçen "kamu personeli mesleki örgûtferi" yerine "Aendikalar^ifadesinin kullanılmasına ilişkin önergesi de kabul edilmedi. Adalet Komisyonu'na sevk edilmesi kararlaştınlan tasan için Ana- yasa Komisyonu'nun görüşlerini taşı- yan bir raporun hazırlanacağı belirtildi. Anayasada, çalışanlann "işçi". "me- mur" ve "kamu görevüleri" olarak ayn statülerde tanımlandıklannın \Tirgulan- dığı alt komisyon raporunda, Uluslara- rası Çalışma örgütü'nün 151 sayılı Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkı- nın Korunmasına ve İstihdam Koşulla- nnın Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin Sözleşmesi'nin uygulanmasına ilişkin yükümlülük olmadığı savunuldu. Söz- leşmede kamu çalışanlannın "sendika" değil. "kamu görevlisi örgütü" kunnala- nnın öngörüldüğünü savunan alt ko- misyon. 1LO sözleşmesininin "çok geniş, muğlak ölcütter getirdiğini" ilen sürerek 151 sayılı sözleşmenin onaylanmasımn "milli mevzuata kendiliğinden kanun hük- mü olarak girmesini gerektirmediğini" dile getirdı. 151 sayılı sözleşmeye göre memurlara ABD ve baa devietlerde sen- dika hakkı tanmmadığı belirtildi. Alr komisyon raporunda, şu görüşlere yer verildi: "Anayasamızın bugünkü hükümleri dikkate alındığıda, kanun yotuyla sadece kendisine özgü bazı' sendikal haklara sa- hip 'kamu görevlisi örgüîlennin kurula- bileceği; ancak. bu kamu göre\ lısı örgüt- leri'ne hiçbir suretle toplusözleşme ve grev haklarının tanınmay acağı mey dandadır. Yüksek mahkemelerimizin bu konudaki kararlan da birbirine uymakta değiklir. Yargıtay, bir karannda (4. Hukuk Daire-- si), kamu görevlilerince kurulmuş bir seıt- dikanın tüzel kişilik kazandığına hükmet- mistir. Danıştay da bir karannda (1. Daire) aynı sonuca varmıstır. Bu kararla- rın, hatalı oldukları açıktır." Raporda. "Anayasanın 128. maddesi- nin 2. fıkrası değişn'rilmedikçe. memurla- ra ve sair kamu görevlilerine bizzat >eya sendika y ahut kamu göre>lisi örgünj adını taşısalar bile örgütkşmiş tüzel kisiier eliy- le toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi akdetme hakkını tanımak mümkün değil- dir" dendı. Toplu iş sözleşmesi \e gre\ haklannın "Türk halkının geieneklerine \e toplumu- muzun şartiarına uygun düsmediği" inan- anda olduğu kaydedılerek, "Gre> hak- kının tanınması devlete ve kamu tüzel kişilerine de bu kişüere karşı lokavt hak- kının tanınmasını. hiçbir zümreye aynca- lık tanuımamasını gerektiren anayasal ilke acısından gerekrirecektir" göruşüne yer verildi. Dışışleri Bakanı olduğu için alt komis- yon üyeliğinden aynlan Mümtaz Soy- sal'ın yerine seçilen SHP İçel Milletvekili Aydın Güven Gürkan ile îzmir Milletve- kili Erdal İnönü alt komisyon göriişüne karşı muhalif görüş bildirdiler. Gürkan. kamuda çalışanlann örgütlenmesınin demokrasinin "ofanazsa olmaz" koşulla- nndan olduğunu ifade ederck. tüm siya- si partilerin kamu çalışanlanna sendikal haklann venlmesini savunmasına kar- şın. bu gereğin yerine getirilmemesine "anayasanın gerekçe olarak gösterilmesi- nin hiç inandıncı olmadığını" savundu. Sendika Özgürlüğü ve Örgütlenme Hak- lannın Korunmasına İlişkin 87 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) söz- leşmesinin TBMM'de "oybiriiğiyle'* onaylandığını anımsatan Gürkan. alt komisyonda yer alan milletvekillerini "Meclk Geneİ Kunılu iradesini gözardı ederek daha yüksek demokratik irade ile çelişkili dunıma diişmt'kk'" suçladı. Ebe Okulunda 'şeriatşov' tstanbul Haber Senisi - İÜ Yönetim Kurulu karanyla 10 gün süreyle kapatılan Cerrah- paşa Tıp Fakültesi Sağlık Mes- lek Yüksekokulu Ebelik Bö- lümü'nde süren Türbanla uy- gulamalı derslere girilsin' imza kampanyası. Refah Partisi, Bü- yük Birlik Partisi ve Milli Genç- lik Vakfı'nın desteğiyle 'şeriat şov'a dönüstü. Hastane bahçesinde topla- nan ve çoğunluğu öğrenci ol- mayan gruplar "Türbana evet" ve "Kazanana kadar devam" sloganlan atarak "Hastalann Allah'ın rtzasuu kazanmayı amaçlayan sağlık mensuplanna ihtiyacı var" diyerek vatandaş- lardan da imza istiyorlar. İstanbul Üniversitesi Cerrah- paşa Tıp Fakültesi Sağlık Mes- lek Yüksekokulu Ebelik Bö- lümü'nde okuyan türbanlı öğrencilerin başlattıklan 'Tür- banla uygulamah derslere giril- sin' kampanyası. İslamcı çevrele- rin şovuna dönüşüyor. ÎÜ Yöne- tim Kurulu'nun 'Okul dtşından gruplann türhanlı öğrencilere destek vermek amacıyla toplan- maları ve olayuı amaç dışına kaydınldığı' gerekçesiyle aldığı okul kapatma karan, dün imza toplayan gruplann, "Kazanana kadar devam" sloganlan atma- lanna yol açtı. Önce 58 türbanh öğrencinin başlatüğı imza eylemine RP. BBP ve MGVnin destek ver- mesine ve hastane bahçesinin eyleme katılanlarla dolmasına karşın güvenlik güçlerinin mü- dahale etmemesi ise hastaneye gelenlerce eleştirildi. Laik gö- rüşteki öğrencilerle kitle örgüt- lerinin tepkileriyle ürmanan gerginliğe karşın, türbanh öğ- rencilerle onlara dışandan des- tek verenlere engel olunma- Türbanla uygulamah derslere girilsin' kampanyasına, İslamcı çevreler destek veriyor. (Fotoğraf: HÜLYA TOPÇU) masını eleştiren okul yöneticile- ri ile öğrenciler. "Bir gnıp insan, yasalan çigniyor ve bbdm ders ahna özgürlüğümüzü engelliyor- lar. Neden müdahale edilmiy or" dediler. Cerrahpaşa Tıp Fakül- tesi Hastanesi'ne gelen vatan- daşlardan da imza kampanya- lanna desteki isteyen türbanlı öğrenciler, olayı görüntülemek isteyen Cumhuriyet muhabirini de tehdit ettiler. Türbanlı öğrencilere Büyük Birlik Partisi. Refah Partisi. Milli Gençlik Vakfı ve başka kurum ve kuruluşlann çelenk göndermeleri ve eyleme doğru- dan destek vermeleri dikkat çekti. Sağlık-Der Yönetim Ku- rulu Başkanı Akif Akça, amaç- lan aynı olan çevrelerin. laik- antilaik çatışmasını körük- lemekten geri kalmadığmı öne sürerek, "Mini etekli, kot pan- tolonlu kız öğrencilerin rahat bir öğrenim sürdüğü fakülte ve yük- sekokullarda, ne yazık ki inanç- ları gereği başlannı örten kız öğ- renciler üvey evlat muamelesi görüyorlar" dedi. Türbanlı öğrencileri daha sonra Güngören'in Refahlı Be- lediye Başkanı Yahya Baş ziya- ret etti. Türbanlı öğrencilerden Esra Çiftçi. "İnançlarunıza say- gı göstersiııler" dedi. Orgute yardım eden 8 ülkücü yakalandı Hizbullahçılara idamistendi ANKARA / DfV ARBAKIR (Cumhuriyet) - lran'dan Türkiye'ye gelen yasadışı Hizbullah örgütüne mensup iki militana yardım eden ülkücü aörüşe sahip 8 kişi yakalandı. Yakalanan kişiler, lan'dan gelen ve Ankara'da bir cinayet olayını gerçekleştiren örgüt militanlannın silahını, Iran BüyükelçiliğTne götürdüklerini söyledi. Diy'arbakır DGMde görülen 'Hizbullah" «javasında da 21 idam cezası istendi. Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgilere göre geçen yıl Altındağ'da öldürülen ve Iran rejimine muhaÜfolan Halkın Mücahkleri Örgütü'ne mensup Bahran Azadere'nin cinayetini soruşturan polis, olayla ilgisi olduğu belirtilen Gazi llkadlı ve Recep Ekşi'yi gözaltına aldı. Yapılan sonışturma sonucu, yakalanan iki kişinin İran'dan Türkiye'ye gelen yasadışı Hizbullah örgütüne mensup iki militanı, Azadere'nin öldürüldüğü _AJündağ serntine getirdikleri ve cinayetten sonra «la bukişilen otelegötürdükleri saptandı. Ülkücü jörüşe sahip okiuklan belırlenen Gazi İlkadlı ve Recep Ekşi'nin. birinin kod adı "Muhammed"olan iki Hizbullah militanını aynca. İstanbul ve Kırşehir'e götürerek oralarda çeşitli görüşmeler yapmalanna yardıma olduklan da ortaya çıktı. ilkadlı ve Ekşi, ifadelerinde, Bahran Azadere'nin öldürülmesinden sonra cinayeti gerçekleştiren İranlı teröristlerin kendilerine bir silah verdiğini ve bu silahı İran Büyükelçiliği'ne götürdüklerini de söylediler. Söz konusu kişiler, Hizbullah örgütüne yaptıklan yardım karşıbğında para aldıklannı da belirttiler. Olayla ilgili olarak Hasan İlkadlı, Halil Sağdıklar, Veysel Kocabey. Ya>uz Ekşi, Ali Çiftçi ve Mesut Çakmak da gözaltına alındı. Dıyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı'nca hazırlanan yasadışı Hizbullah örgütü ile ilgili 3. büyük iddianemede, 21 saruk hakkında idam. 7 sanık hakkında 15 yıl, 2 saruk hakkında da 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. DGM Başsavcısı Bekir Selçuk tarafından hazırlanan iddianamede, örgütün nasıl militan kazandığı ve ne tür bir uygulama içerisinde olduğu anlatıhyor. Memurlaştırılan işçinin yargı yolu kapatılıyor Kamu işçisine zorla taahhütname İstanbul Haber Senisi - Hükümet, hazırlanan 1995 bütçesiyle memurlaştırarak ücretlerim ve sosyal haklannı budamaya çalıştığı kamu işçisinin alacaklan nedeniyle yargı yoluna başvurmasını engellemek için de taahhütname imzalatıyor. Uzun bir süre hükümet ile Türk-İş arasında tartışma konusu olan kamu işçilerinin alacaklan, Türk-İş'in işçileradına fedakarlık yapmasıyla anlaşmaya sonuçlanmıştı. Vanlan anlaşmaya göre işçiler kendilerine verilen bonoyla enflasyon oranındaki zamlannı altı ay gecikmeyle alabileceklerdi. Selüloz-İş Sendikası ve Harb-İş Sendikası'nda örgütlü işçiler ise Türk-İş'in hükümetle söz konusu anlaşmasını "toplu iş sözleşmesi düzenini sarsar" gerekçesiyle kabul etmeyerek yargı yoluna başvurmuştu. Şimdi ise yaklaşık 700 bin kamu işçisinin anayasa ve yasalarla güvence altına alınan toplu iş sözleşmesinden doğan haklannın yargı yoluyla alınmasını engellemek için kamu işyerlerinde hazırlanan taahhütnameler bono karşıhğında imzalatılıyor. Toplu Iş Sözleşmesinin son dilim ücret zammı hak edişleri için işçilere bono verilmeden önce, imzalatılan taahhütname ile söz konusu alacaklar için dava açılmaması garanti altına ahruyor. Başbakanhk'ın 13 Eylül 1994tarihli ve 1994/39 sayılı genelgesine dayandınlan taahhütnamede şu ifadelere yer \ eriliyor: "... bono ve bonoların vadesinde ödenmemesi halinde takip ve dava hakkım saklı kalmak koşuluyla bu konuyla ilgili olarak dava ve icra takibi yoluna başvurmayacağımı, daha önce açtlan dava ve takip var ise bunlardan feragat edeceğimi ve bu aylara ilişkin olarak hiçbir faîz, masraf >e bono vey a bonolarda bilirtilen miktar dışında bir hak ediş farkı talebinde bulunmayacağımı taahhüt ederim." HAFTAYA BAKIS AHMET TANER KIŞLALI Alevjler ve Atatürk... Türkiye'de, azlıktaki kimlikleri konusunda sorunları olan iki kesim var Aleviler ve Kürtler. Kemalizm, Aievileri laikliğin kalkanı altına almış. Farklı etntk kökenden olanları ise "ırk"a değil "yurttaş- lık"a dayalı bir "ulus" kavramı içine... Aleviler, devletin giderek laiklikten uzaklaşmasından ve tarikatçıların yer yer yürütmede etkili olmalarından şikayetçi... Kürt kökenliler.ise "etnik kimlik" üzerindeki baskılardan. Kürt kökenlilerden gelen "itiraz" mektuplarını bir baş- ka yazıya bırakıyorum. Bugün önümde iki mektup var. ••• Sıvas'tan Sayın Sevda Kavcı şöyle diyor: "Alevilik başlr başına bir kültürdür. Semahıyla, müsa- hipliğiyle, laik düşüncesiyle, Atatürk sevgisiyle, kısaca- sı dünyayı yorumlamasıyla. Bu kültürü hiçbir siyasal parti ipotek altına alamaz." Ve partileri teker teker değerlendiriyor: ' ANAP bizden oy istiyor, ne yüzlel.. Ne çabuk unuttuk, 'Biz Sünni Türkleriz' diyerek otuz milyon Âlevi vatanda- şını yok sayan Turgut Ozal'r. Alevi bakanlığı açacağız' diyenpartisinin, bizleri ayn bir ırk gibi göstermeye çalış- masını, bizleri odak noktası haline getirmesini ne çabuk unuttuk..." "Sayın Türfceş, oypotansiyelini arttırmak için, yeni bir imaj yaratmak için bizim öz Türklüğümüzü kullanmaya çalışıyor. llımlı bir hava yaratmaya çalışıyor, tıpkı kurul- tayda Nâzım'c/an şiirler okuması gibi. Ne çabuk unuttuk Kahramanmaraş'ta, Çorum'da bizlerikatledenleri..." "Refah Partisi, Alevilik All'yi sevmekse biz de Alevi- yiz' diyor. Oysa Alevilik Atatürk devrimlerinin izinde yü- rümektir. Laik yaşamı desteklemektir. Islam dinini çağa endekslemektir. Allah'/ korkarak değil, anlayarak, his- sederek sevmektir... Aleviler, kadını örtünün altına sak- lamazlar..." "Yıllarca oylarımızın üstüne oturan, Nasıl olsa onlar yine bize oy verir' diyen sol partiler değişmelidir. Genç- lerimizin öldürülmesini, hapishanelerde çürümesini, yakılmamızı seyreden, devletdairelerinde ilerlememizi engelleyenlere müdahale etmeyen sol partiler değil miydi?" Sayın Kavcı, kısaltarak aktarmak zorunda kaldığım uzun mektubunu şöyle noktalıyor "Çığ gibi bir Alevi gençliği geliyor. Alevi olduğu için gurur duyan, diplomasıyla sesini duyuracağını bilen, si- yasal oyunlara alet olmayan, kültürünü yaşatan bir gençlik... Üniversite öğrencisi bir Alevi genci olarak 'ce- mevi'nden önce bilgilerimizi satacak, ilerlememize en- gel olmayacak, düşüncelerimize bakan, anlayan bir or- tam istiyorum." ••• ikinci mektup Ankara'dan. Sayın Veysel Yağız'dan... Bir yazımdaki yanlışlığı düzeltmek amacıyla yazılmış: "1. Söz konusu belediye başkanı Kürt değil, Alevidir. 2. Aleviler Kürt değil, Türktür. 3. Bir insanın Kürtçe bil- mesi veya o yörede doğmuş olması onu Kürt yapmaz... Aleviler laik ve demokrattırlar. En önemlisi, Atatürkçü- dürler. Hiçbir zaman ırkçı değildirler. Irkçılığa karşıdır- lar. ]1 Yazıda sözü edilen, Ankara'nın Çankaya Belediye Başkanı idi. Türkiye'de seçmenin oy verirken genellikle "köken"e bakmadığını göstermek amacıyla bir örnek olarak verilmişti. Aslında Sayın Doğan Taşdelen in Kürt ya da Alevi o(- r ması, yazının ana düşüncesini etkilemiyordu. Çünkü Oankaya'da Taşdelen i ikinci kez belediye başkanlığına getiren seçmenlerin çoğunluğu, ne Kürt kökenli idi ne de Alevi!.. * • * iki okurumun mektubuna da hiçbir itirazım yok. Ama bu vesile ile altını çizmek istediğim bir nokta var. Ortak koşulları paylaşan azlıktaki toplum kesimleri- nin, sorunları arttıkça, takınacakları siyasal tutumun önemi de artar. (Bu, Alevi yurttaşlarımız için olduğu ka- dar, Kürt kökenli yurttaşlarımız için de geçerlidir.) Hangi partiyi desteklemeli? Daha demokrat, daha çoğulcu, daha özgürlükçü olanı! Ama "azlık kimliği" vurulmuş bir parti yanlıştır!.. Çün- kü "çokluk tepkisi"n\ çeker, bir... O tepki sonucundadış- lanıp etkisizleşir, iki... Insanları -toplumsal yaşamın her dalında- "onlar" ve "biz" ayrımına ve "ayrımcılığına" iter, üç... Ayrımcılık, en çok azlıkta olanlara zarar verir! Büttin ayrıcalıksız toplum kesimlerine, olanak/arı ve gücü sınırlı herkese sahip çıkan.. azlık kimliği değil, "in- sancıl ideoloji "sini öne çıkaran bir partidir desteklen- meşi gereken... Öyle bir parti var oldukça, büyüdükçe, sorunlar küçü- lür! Hem Alevilerin ya da Kürtlerin hem de tüm toplu- mun!.. Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim üyelerine rektörlüksoruşturması Haber Merkezi- Öğretim üyelerinin üniversite reformu ve özlük haklannın iyileştiril- mesi amacıyla başlattıklan ey- lernler sürerken. İzmir'de "Özerk-demokratik üniversite yasasının çıkarılması ve özlük haklannın iyileştirümesi" için boykot eylemini ilk başlatan Dokuz Eylül Üniversitesi Gü- zel Sanatlar Fakültesi öğretim üyeleri ve görevlileri hakkında Rektörlük tarafından sonış- turma açıldı. Öğretim elamanlan, maaş- lannın arttınlmasını öngören yasa teklifinin görüşülmesini, yeni bir çalışma yapılacağı ge- rekçesiyle Başbakan Tansu Çiller'in engellenmesini tep- kiyle karşıladılar. SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dıması Murat Karayalçın. MYK üyesi Mustafa Gazalcı- dan öğretim elemanlannın so- nunlan ve isteklerine ilişkin bir rapor hazırlamasını istedi. Yurt çapında eyiem Çukurova Üniversitesi Öğ- retim Elemanlan Derneği, 31 ekimde yürüyüş yapma karan aldı. Abant Izzet Bavsal Üni- versitesi İktisadi ve İdari Bi- limler Fakültesi öğretim ele- manlan da 2-4 kasım tarihle- rinde derslere girmeyecekler. SHP MYK üyesi Mustafa Gazalcı, SHP Genel Başkam ve Başbakan Yardımcısı Mu- rat Karayalçın'ın isteği üzerine öğretim elamanlan örgütlerine başvurdular. Örgütlerden so- runlara ilişkin rapor istediği belirtildi. Gazala. raporun bu- günlerde Karayalçın'a sunula- cağını söyledi. Öğretim Üyele- ri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altıntaş ise hükümet tarafından aldatıldıklannı öne sürerek. "Maaşlanmızın iyileş- tirümesi için TBMM üyeleriyle göriiştük. Bize bir hafta içinde yasa teklifini Meclis'ten çıkara- cağız demişlerdi. Ancak aradan bir ay gecti" dedi. Cumhuriyet Ege Bürosu'- nun haberine göre. GSF'nin Alsancak birimindeki öğretim üye ve görevlileri hakkında idari soruşturmayla yetinme- yen rektörlüğün, bu birimde görevli bazı profesörler hakkı- nda ceza soruşturması da baş- lattığı öğrenildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Namık Çevik. "Soruştuıma benden önce başlatüdığı için, konuyu bilmiyorum. Bu soruş- turmaya karısmadun. kanşma- yacağım da" dedi. İktidara uyarı günü' İstanbul Haber Servişi'nin haberine göre Üniversite Öğre- tim Üyeleri Derneği'nce 31 ekim pazartesi günü İstanbul . Üniversitesi bahçesinde "Üni- } versitenin Siyasi İktidara Z Uyan Günü" düzenlenecek. >
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle