Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 EKİM1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Besiciikte kayıp
4 milyon dolar
• DtYARBAKIR(AA)-
Doğu ve Güneydogu
Anadolu Bölgesi'nde
hayvancıhk sektöründe
yaşanan sorunlar nedeniyle
besicilerin yıllık kaybının 4
milyon dolan bulduğu öne
süruldü. Diyarbakır Ticaret
ve Sanayi Odası tarafından,
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde
hayvancılık sektörünün
sorunlannın irdelendiği bir
rapor hazırlandı. Her iki
bölgede hayvancılıkla ilgili
sorunlann aşılabilmesi için
yöre üreticisine yönelik
alternatif program ve
projeler üreülmesi gerektiği
belirtilen raporda, "Ancak
bu alternatif programlar, son
dönemin (sıfır faızli) kredi
uygulamasındaki
beürsizbkleride aşmak
dummundadır" denildi.
Sınır ticaretinin
geliştirilememesinin, bölgede
hayvan kaçakçılığıru da
ortaya çıkardığı vurgulanan
raporda, etin sınır ticareti
veya mal mübadelesi
içerisinde
değerlendirilmemesinin,
üreticinin refahını engellediği
kaydedildi.
Bandırma
Limanı'ndan
ihracat
• BANDIRMA (AA) - Bu
yılın ilk 9 ayında Bandırma
Limanı aracıhğıyla 202
milyon 325 bin dolar
tutannda ihracat yapıldı.
Bandırma Ticaret
Odasf ndan alınan bilgjye
göre Bandırma Limanı'ndan
bu yılın ocak-eylül
döneminde yapılan
ihracatta. geçen yılın aynı
dönemine göre, yüzde 7
oranında azalma oldu.
Bandırma'dan geçen yıbn ilk
dokuz ayında 217 milyon 593
bin dolar değerinde ihracat
gerçekleştirilmişti. Yetkililer,
bu yılın ocak-eylül
döneminde Bandırma
Lir.-anı racıbğıyla yapılan
ihracatın 140 milyon 573 bin
dolarbk bölümünün,
Etibank tarafından
gerçekleşürildiğini
kaydettiler.
Canlı koyun
ihracaü azaldı
•GAZİANTEP (AA) -
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi illerinden bu yılın ilk
dokuz ayında yapılan canlı
koyun ihracaü, geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde
8.9azalarak 122 milyon 923
bin dolara geriledi. Geçen
yıbn ocak-eylül döneminde,
bölgeden 134 milyon 891 bin
dolarlık canlı koyun ihraç
edilmişti. Güneydoğu
Anadolu İhracatçı Birlikleri
(GAİB)BaşkanıAli
Şahindal.
yaptığı açıklamada,
ihracattaki azalmanın
gerekçesini anlaürken, canlı
koyun dış piyasa fiyatlannın
geçen yıla göre yüzde 28.8
oranında gerilediğini belirtti.
"Geçen yıl tonu 3 bin 753
dolardan ihraç edilen canlı
koyun, bu yıl 2 bin 672
dolardan pazar bulabildi"
diyen Şahindal, ilk 9 ayda
yapılan canlı koyun
îhracatının üçte 2'si Suudi
Arabistan'a olmak üzere,
Kuveyt, Katar, Lübnan ve
Ürdün'e gerçekleştirildiğini
kaydetti.
Toyota'yıHonda
ve Hyundai
izteyecek
• Ekonomi Servisi- Japon
Otomobil devi Toyota'yı,
Honda ve Hyundai
izleyecek. Ocak sonunda
patlak veren ekonomik
krizin, otomotiv sektöründe
çok şiddetli hissedildiğinden
Japon otomobil devi Honda
ile Güney Kore otomobil
devi Hyundai, Türkiye'deki
yatınmlannı bir süre için
ertelemişlerdi. Japon
Otomobil devi Honda,
Anadolu Endüstri Holding
(AEH) ile bir süre için
ertelediği yatınmla, yılda 20
bin adet otomobil üretmeyi
hedefbyor. Honda ile
Türkiye'de ortak otomobil
yatınmı hedefleyen ve
Gebze'de otomobil fabrikası
için arsa alanlannı tespit
eden AEH yetkilileri," 1995'e
kadar yatınm projesini
durdurduk" derlerken,
otomotiv sektöründeki
krizin yavaş yavaş atlatıldığı
şu günlerde gerek Hyundai,
gerekseJapon otomobil devi
Honda, gerekb' yatınm için
start bekliyorlar. Tofaş,
Renault, Otosan ve Opel'den
sonra Toyotasa'nın da
üretime gecmesiyle,
Türkiye'de yılbk otomobil
, üretimin650bineçıkacağını
; kaydeden yetkibler, Citroen,
• Honda ve Hyundai'nin de
\ üretimiyle, kılbk üretimin 1
l milyonu aşacağını bebrttiler.
Milli gelirin geçen yıla göre 700 dolar birden azalarak 2.202 dolara gerilemesi bekleniyor
TürkiıısaıııyoksıdlaşıyorANKARA (ANKA) - Türk
insanının refah düzeyinde bu
yıl hızb bir gerileme yaşanıyor.
Kişi başına düşen milb gelirin,
Türkiye ekonomisindeki reel
küçübne ve döviz kurundaki
hızb artış nedeniyle bu yıl 700
dolardan fazla azalarak 2 bin
202 dolara gerileyeceği tahmin
edibyor.
Yüksek Planlama Kurulu'-
ndan (YPK) geçen makro eko-
nomik hedeflere ibşkin göster-
geler, Türk vatandaşlannın ge-
br düzeyinde yaşanan gerile-
meyi ortaya koydu. Buna göre,
gayri safı milb hasılanın 1994
yıbnda cari fıyatlarla 4 katril-
yon 8 trilyon 827 rnilyar bra
olacağı tahmin ediliyor. Milb
gebrin cari fıyatlarla yüzde
107.8 artması bekleniyor. An-
cak bu yıl için beklenen ortala-
ma enflasyon (deflator) yüzde
116 düzeyinde. Bu da Türkiye
ekonomisinin 1994 yıbnda reel
olarak yüzde 3.8 küçülmesi an-
lamına gebyor. 1994 için tahmin
edilen 4 katrilyon 8.8 trilyon b-
rabk milb gelir rakamı, 1993 fı-
yatlanyla bir katrilyon 855.9
trilyon brayı ifade ediyor. Gay-
ri safı milli hasıla 1993 yılında
bir katrilyon 929.3 trilyon bra
olmuştu.
Kişi başına gelir
Bu makro büyüklüklerden
yola çıkılarak kişi başına düşen
ulusal gebrin 2 bin 202 dolar
olacağı tahmin edildi. Söz ko-
nusu tahmin yapıbrken, 1994
yıb ortalama dolar kuru hedefı
olarak 29 bin 750 bra esas abn-
dı. Ortalama dolar kuru 14
Kişi başına düşen milli gelirin ekonomideki reel
küçülme vedöviz kurundaki hızlı artış nedeniyle
gerileyeceği belirtilirken YPK'nin ekonomik
hedeflere ilişkin göstergeleri de yaşanan
gerilemeyi ortaya koydu.
kalması öngörülen cari dolar
kuru şimdiden 35 bin brayı ya-
kalamış durumda.
1995hedefi
ekim itibanyla 27 bin 850 bra
düzeyine ulaşmış bulunuyor.
Son günlerde dövizde gözlenen
kıpırdanma. ortalama kurun
yıl sonunda öngörülenin de
üzerinde gerçekleşme olasıbğını
gündeme getirdi. Ortalama do-
lar kurunun 29 bin 750 branın
üzerinde gerçekleşmesi duru-
munda, kişi başına milli gelir
dolar bazında daha da küçük
çıkacak.
1994 yıb ortalamasında 29
bin 750 bra olması beklenen do-
lar kuru, 1993'e göre yüzde
170.8 artışı ifade ediyor. Ortala-
ma kur 1993 yıbnda 10 bin 986
bra olmuştu.
Ortalama kurun beklenen
düzeyde gerçekleşmesi duru-
munda, dolardaki artış 1994 yı-
bnda yüzde 116 olarak öngörü-
len deflator ve ABD'de yüzde
2.1 olması beklenen enflasyon-
dan anndınldığmda, Türk Li-
rası, dolar karşısında reel ola-
rak yüzde 28 değer yitirmiş oia-
cak. Yıl sonunda 38 bin brada
Hükümet kişi başına milli ge-
lirde 1995 yıb için de fazla iyim-
ser değil. Gelecek yıl GSMH'-
nin cari fıyatlarla 5 katrilyon
922.1 trilyon bra olması hedef-
lendi.
1995'te 42 bin bra dolayında
olması öngörülen ortalama kur
esas alınarak kişi başına milli
gebr hedefı de 2 bin 254 dolar
olarak bebrlendi.
1995 için hedeflenen 5.9 kat-
rilyonluk cari milb gelir 1993 fi-
yatlanyla 1.9 trilyon lirayı ifade
ediyor. Buna göre gelecek yıl
yüzde 4.4'lük bir reel büyüme
hedefleniyor.
Yalım Erez, gümrük birliğinin araç olduğunu vurguladı
'HedefAvrapaBirliğTEkonomi Servisi-
Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği
(TOBB)Yönetim
Kurulu Başkanı
Yalım Erez, "Türkiye
1995 yüı sonunda AB
ile gümrük buiiğme
geçecektir. Türkiye,
AB'ye tam üye
otmadao gümrük
birliğini gerçekleştiren
ilk iilke olacaktır.
Gümrük birliğini bir
araç, tam üyeliği ise
bir amaç olarak
göriiyonız" dedi.
TOBBve
Türk-Alman Işadamlan Dernekleri Abnanya
Federasyonu'nun ortaklaşa düzenlediği ve dün
Bonn'da başlayan "Türk Atanan İşadamlannm
Türkiye'deki İşadamlanyla Ticari Yaklaşımlan ve
tşbirliği" konulu sempozyumda konuşan Erez,
Türkiye'nin AB'ye katılmasının Türk
ekonomisine yeni imkanlar yaratacağına dikkat
çekti. Erez, Türk ekonomisinin son on yılda
büyük bir gelişme gösterdiğine, sorunlann
önemb ancak çözümsüz olmadığını işaret ederek,
şöyle konuştu:
Erez AB'ye tam üyeliği amaç olarak göriiyor.
Ekonomik bünye-
miz rahatsıziıkları
yenecek güçtedir."
Kontrol edüemeyen
nüfus artışı,
enflasyon, KİTlerin
istenen hızla
özelleştirilememesi
gibi sorunlara
karşın, Türk
ekonomisinin
gebştiğine dikkat
çeken Erez, 1994 yıb
dıkkate alınmadığı
takdirde, on yılda
ortalama yıllık
yüzde 6 oranında bir
büyüme kayde-
dildiğini, ihracatın sürekli arttığını, dış borçlann
aksanmadan ödendiğini, döviz rezervlerinin
arttığını bebrtti.24 Ocak kararlanndan sonra
Türk ekonomisinin yeni bir ivme kazandığını
bebrten Erez. ithal ıkamesine dayalı
sanayileşmenin yerini ihracata dayab stratejisinin
aldığını, özel sektörün de bu gelışmelere ayak
uydurduğunu söyledi.Türkiye'nin yurtdışı
ibşkilerinin gıderek gebştiğine de dikkat çeken
Erez, Almanya'nın Türkiye'nin en büyük ticaret
ortağı olduğunu sözlerine ekledi.
Otomotiv sektörü
toparkmamıyor
Ekonomi Servisi- Otomotiv
sektörünûn eylül ayı üretimi
geçen yıbn aynı ayına göre
yüzde 44 azaldı. Otomobil
Sanayicileri DerneğTnin
(OSD) verilerine göre
sektörün ilk 9 aylık üretimi ise
yine geçen yılın aynı döne-
mine göre yüzde
37 azaldı.
Toplam içinde bir
yıl itibanyla en
keskindüşüş
yüzde 98 ile trak-
tör üretiminde
gerçekleşirken, otobüs
üretimi de yüzde 35 ile en
yumuşak düşüşe sahne
oldu. OSD'nin aylık
bültenindeçıkan rakamlara
göre yıllık toplam araç
üretiminin yüzde 48'ini
TOFAŞ gerçekleştirirken,
onu yüzde 29 ile
Oyak-Renault izledi.
TOFAŞ'ın toplam üretim
içindeki payı yüzde 59"a ve
Oyak-Renault'un payı da
yüzde 36'ya ulaşü.Türkiye
otomobil sektöründeki
düşüşü, en çarpıcı olarak
kapasite kullanım oranlan göz-
ler önüne seriyor. Otomobil
üretiminde kapasite kullanım
oranı ilk dokuz ay için yüzde 53
olarak
gerçekleşirken,
eylül ayında ise
yüzde 61 oldu.
Traktör
üretiminde
kapasite kulla-
nım oranı ise ilk dokuz ay için
yüzde 5 olarak gerçekleşti. Bu-
nu yüzde 16 ile minibüs ve yüz-
de 24 ile de otobüs üretimi izle-
di. OSD rakamlan Türkiye'-
deki toplam otomobil üretimi-
nin ilk dokuz ayda, yüzde
81 'inin otomobil olarak
gerçekleştiğini gösterirken,
bunu, yüzde 8 ile traktör ve
yüzde 3 ile kamyon ve
kamyonet üretimi izledi.
Konutlann icrayla geri ahnmak istendiğini belirten kredi sahipleri, Emlakbank'ı suçladı
Dövizle koııııt kredisi baş ağrıtıyorANKARA (Cumhtıri-
et Bürosu) - Emlak-
ınk'tan dövize en-
deksb konut kredisi
alanlar, bankayı tefeci-
bk yapmakla suçlaya-
rak Genel Müdür Aydın
Ayaydın'ın da olaylan çarpıttığını ileri
sürdüler. Kullandıklan kredinin birkaç
katını ödemek zorunda bırakıldıklannı
iddia eden kredi sahipleri, aylık taksitle-
rin memur maaşını geçtiğini vurguladı-
lar.
Emlak Bankası'nın her şubesinde
farkb uygulamalarla karşılaştıklannı be-
lirten kredi sahipleri. banka şubeleri ta-
rafından pazarlık yapıldığmı da öne sür-
düler. Kredi sahipleri, çektikleri
sıkmtılan şöyle dile getirdiler:
"Kamu bankası diye güvenerek kredi
çektik. Hükümet, bize iki anahtar göster-
di. Biz, 2 değil, 1 anahtar sahibi olmak is-
tedik. Ama yuva anahtannı icra yoluyla
geri almak istiyoriar."
Emlak Bankası'nın Türk Lirası olarak
kredi vermiş olmasma karşın, yurtdışı
konut kredisi vermiş gibi işlem yaptığını
bebrten Önder Akan. "Banka muhasebe-
sine aykın olarak mahsuplar ticari kredi
tasamıfu veya kambiyo gibi işlemlerle ka-
patümaya çauşdıyor" dedi. Akan, Cum-
huriyet Savcılığı'na başvurarak sahte-
karlıklannı belgeleyeceğini kaydetti.
Tüketici Haklan Derneği Genel Başkanı
Turhan Çakar da taksitlerin memur ma-
aşlannı geçmiş durumda olduğunu belir-
terek konuşmasında şu görüşlere yer ver-
di:
" Emlak Bankası, olaylan saptmyor.
30 trilyon krediyi sıfır faizle kuilanıyor ol-
masına karşın, ticari kredi manöğı çer-
cevesinde yasadışı faiz alıyor. Enflasyo-
nun ne olacağı belli değil. Toplu Konut
İdaresi'nde olduğu gibi memur maaşlarına
endeksii ödeme planlan beliıienmeli." Ayaydın, olayı çarpıtmakla suçlanıyor.
DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ/ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA
Rusya'nın Bitmeyen Kriziuble, 10 ekim günü, dolar
karşısında yüzde 22 değer
kaybetti. 11 ekim günü tek-
rar yüzde 25 değer ka-
zandı. Fırtına durulduğun-
da Maliye Bakanı Sergei Dubinin iş-
ten atılmış, Merkez Bankası Guver-
nörü Viktor Karaşenko, Yettsin'in is-
teği üzerine istifasını sunmuştu. Rus
devlet yönetme geleneğine uygun
olarak Yeltsin, rublenin çöküşünü
"Ulusal güvenlik için bir tehlike" ola-
rak tespit edip hemen bir suçlu ara-
maya koyulmuş ve KGB'yi "sabo-
tajın" sorumlularını bulmakla görev-
lendirmişti. Batı basını da oldukça et-
kilenmişe benziyordu. 8 ekim sayısı-
nda "Rusya'da kapitalizm çalışıyor"
temasını işleyen The Economist, 15
ekimde fikrini değiştirmişti: "Ruble
krizi, reformların ve Yeltsin'insonunu
haber veriyor olabilir"ö\. Batılı "danı-
şmanlara" ve ingiltere'de konferans
turundaki Gaklar'a göre kriz, "Reform-
ların yavaş yavaş ilerletilmesinin ve
ekonominin tedricen istikrara kavuş-
turulmasının imkansızlığını bir kere
daha kanıtlanmış oluyordu." Anlaşı-
lan Rusya'nın geleceği üzerine, soru
işareti şekiinde kocaman bir kara bu-
lut oturmuştu yine.
Perşembenin gelişi
Ruble krizi, gerçi salı günü başladı
ama "Perşembenin gelişi çarşamba-
dan bellidir" misali, bu krizin tüm
göstergeleri bir zamandır yerli yerin-
deydi. Bütçe açığı altı aydır sürekli
artıyordu. Para arzı, yaz boyunca
ayda yaklaşık yüzde 15 büyüdü (Wall
Street Journal, 13.10.1994) Hazıne -
nin aylık borçlanma oranı aylık
GSMH'nin önce yüzde 17'sine sonra
da temmuzda yüzde 18.6'sına çıktı
(The Economist 15.10.1994). Bu or-
tamda adeta gerçek üstü bir şekilde
faizler düşüyordu (Financial Times
15.10.1994).
Ekim başında ekonomiye, biri dı-
şardan biri de içerden olmak üzere
iki müdahale gerçekleşti. Eylül so-
nunda IMF, Rusya'ya vermeyi plan-
ladığı 5 milyar dolan, bütçe açığı dü-
zelmediği takdirde serbest bırakma-
yacağını açıkladı. Ekim ayı başına ka-
dar rubleyi destekleyen ve bu arada
rezervleri gözle görülür bir şekilde
azalan Merkez Bankası, birdenbire
"anlaşılmaz bir şekilde" 180 derece
dönüşle rubleyi desteklemekten vaz-
geçti. Geçen hafta başında piyasalar
Merkez Bankası'nın ruble satmaya
başladığı dedikodusu ileçalkalandı. 1
eylül ile 10 ekim arasında, dolara
karşı zaten yüzde 29 gerilemiş olan
ruble, bir
günde yüzde
22 değer kay-
betti ve do-
ların degeri
4000 rubleye
vurdu. Ertesi
gün tekrar
yüzde 25 de-
ğer kazanan
rublenin, yıl
sonuna ka-
dar nereye
ulaşacağı
şimdi büyuk
merak konu-
su CreditSu-
isse Rusya
analisti Jon-
hatan Hoff-
man'a göre
dolar 6000
rubleyi geçe-
cek. Deutsc-
he Bank Research'dan Ursula Barei-
uther ise daha iyimser, 4500 rubleyi
üst limit olarak görüyor (WSJ 12.10.
1994). Ancak kriz sırasında doların bir
ara 6000-7000 ruble arasına çıktığı
(FT 13.10.1994) ve aylık enflansyon
oranının yıl sonunda tekrar yüzde
30'a çıkmasının beklendiği (FT 15.10.
1994)göz önüne alınırsa tahminleri,
4500-6000 aralığının üst sınırına doğ-
ru yapmakta yarar var.
Sorunlar aslında yapısal
Parasal krizler, nadiren politik
yanhşlardan ya da komplolardan ka-
yanaklanır. Mali krizlerin kökleri he-
men her zaman gerçek ekonomıde
yatar. Gerçek ekonomiye yakından
bakarsak görürüz ki, reformiarın etki-
si ile bir taraftan meta ticareti yaygı-
nlaşırken, diğer taraftan Rusya'nın
üretici tabanı hızla geriliyor, ülke sa-
nayisi adeta sökülüp hurdayaçıkarılı-
yor. Sanayi üretimi geçtığimiz dört
yılda, yani reformlar başladığından
beri yüzde 50 geriledi (The Eco-
nomist 8.10.1994). Üstelik bu süreç
gittikçe hızlandı. 1993 yılında gerile-
me yüzde 28 idi. Bu sene ise ilk 6
ayda yüzde
25 oldu. (WSJ
13.10.1994).
GSMH içinde
sanayinin
payı yüzde
30'a düştü ve
eskiden ade-
ta hiç olma-
yan hizmet
sektörünûn ki
ise yüzde 50-
ye çıktı. Üreti-
min yüzde
58'ni artık
özel sektör
gerçekleştiri-
yor. Kara
ekonominin
çapı, genelin
yüzde 25 ila
yüzde 40'ı
arasında tah-
min ediliyor.
Kişi başına milli gelir ise yıllık, 1.700
dolara düştü, yani Namibya ile aynı.
Bu gerileme süreci içinde şirketler
arası borçlanma zincirinin hacmi 130
trilyon rubleye ulaşmış ve devlet des-
teği olmadığı takdirde taşınamaz
hale gelmiş. Bu zincırin bir parçası
olan bankacılık sektöründe irili ufaklı
2700 banka, her an bir krizin patla-
ması tehlikesi ile yaşıyor. Bu arada
ruble mevduatı 1993'te 1.6 trilyon iken
1994te 14.8 trilyona çıkarak adeta bir
patlama göstermiş (The Economist
8.10.1994).
Bu madalyonun öbür yüzünde ise
Rusya'da özel tüketimin hemen he-
men yüzde 50'sinin ithalata bağımlı
hale gelmiş olması yatıyor. Yani rub-
lenin aşınması aynı hızda tüketim
malları fiyatlarını arttırırken, mevdu-
atı aynı hızla aşındırıyor. Tüketimi
kısıyor ve borçlu şirketlerin mali du-
rumlarını iyice bozuyor.
Yukarda özetlediğim gelişmelerin
arkasında işte bu manzara var. Bu
manzaranın etkısi ile Merkez Ban-
kası, ordunun, özel bankaların, dev-
let işletmelerinin, devlet çifüiklerinin
baskısı ile bir taraftan ucuz kredi
sağlıyor ve öbür taraftan ithalatı ucuz
tutmak için rubleyi koruyordu. IMF
baskısı gelince bu sefer başta petrol
olmak üzere ihracatın kolaylaşması
için (enflasyonun yüzde 4.5'e düşme-
sinden de cesaret alarak), rubleyi
aşındırmaya başladı, ancak kontrolü
hızla elinden kaçırdı.
Reformlar hızlı uygulanmalı
Şimdi, IMF, Batılı uzmanlar ve ser-
best piyasa yanlıları reformların hızlı
ve şok yolu ile uygulamaya konma-
ması halinde, krizin giderek büyü-
yeceğini, enflasyonun tekrar aylık
yüzde 30-40'lara çıkarak bir yıllık "ka-
zanımı" yok edeceğini ileri sürüyor-
lar.
Ancak ani bir stabilizasyon paketi,
yukarda kısaca özetlediğim dengele-
ri hızla bozacak, ordudan başlayarak,
iç pazar üretimi yapan (yani dolar ge-
liri olmayan) sanayi vetarım işletme-
lerini şiddetle sarsacaktır. jşsizlik
hızla tırmanırken, geçmişte Vladhnir
Jirinovski'ye oy vermiş bu tabaka-
ların muhalefeti daha da yaygınlaşa-
caktır. 1995'te genel seçimler, 1996-
da da başkanlık seçimleri var. Bu ko-
şullarda hiç bir hükümetin IMF tarafı-
ndan istenen "radikal" bütçe açığı
kapama politikalarına girişerek rus
ruleti oynamayı kabul etmeyecektir.
Ama enflasyon yine artacak, ruble
gerilemeye devam edecek, piyasa
ekonomisi işletmeler üzerindeki
basıncını ve dolayısı ile işsizliği arttı-
racak ve ortalama Rus insanı bir "sü-
rekli krizin" ve artık deneme tahtası-
na dönmüş olan Rus ekonomisinin
yükünü çekmeye devam edecektir.
Nereye kadar?..
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Değişimin Doğndtusu
Uçağın yolcu koltuklarından birinde oturmakla pilotun
koltuğunda oturmak arasındaki fark, yalnızca görüş
uzaklığı değildir. Uçağın düşmemesi için gereken ey-
lemlerin yapılmasmı da gerektirir.
Haftalık haber dergisi Newsweek geçen hafta (10
ekim) 'What's Left?" "Ne Kaldı?" sorusunu 'kapak'yap-
mıştı. Dergi aslında ingilizce bir sözcük oyunu yapıyor-
du. Sol ve geriye kalmış olan aynı biçimde yazıldığından
'Sol'dan geriye ne kaldı' yerine kapakta 'geriye ne kaldı'
diye soruyordu. Dergi özellikle Avrupa'nın sosyalist,
sosyal demokrat ve işçi partilerinin durumunu inceliyor-
du.
Nesvveek ve konuya ilişkin son yılların öbâr yayınla-
rında özenle vurgulanan temel görüş, solun Avrupa'da
yeniden yapılanmakta olduğuydu. "Sol'un yeni politika-
ları doğmaktaydı." Sözü edilen yeniden yapılanmanın
da başlıca üç öğesi bulunmaktaydı. Avrupa'da yeni sol
"özgürlük, dayanışma ve toplumsal sorumluluk" kav-
ramlarımn her ülkenin öznel koşullarırtda yorumlanma-
sıyla doğmaktadır.
Aşağıdaki alıntı Avrupa Solu'nun yeni yorumlarının
kaynağını anlamaya bir genel "giriş olabilir." Bu neden-
le önemlidir.
"Büyük ölçekli sanayi geliştikçe reel servet yaratımı,
emek zamanına ve miktarına daha az ve kullanılan
araçların gücüne daha çok bağımlı duruma gelir. Bu
araçlar ve etkinlikleri, üretilmeleri için gereken emek
zamanına değil, bilim düzeyi ve teknolojik gelişmeye,
yani bilimin üretim yöntemine uygulanmasına bağlıdır.
Böylece insan emeği ile üretim yöntemi arasındaki ilişki
zayıflamakta, insan üretim sürecine gözlemci ve düzen-
leyici olarak katılmakta, bir anlamda üretimin ana unsu-
ru olmak yerine dışında kalmaktadır. Bu dönüşümde
üretim ve servetin ana dayanağı artık insan emeği ve
emek zamanı değil, insanın evrensel üretkenliği, yani
bilgi ve toplumsal varlığı nedeniyle doğasında bulunan
ustalık ya da kısaca toplumsal bireyin gelişimidir. İnsan
emeği servetin ana kaynağı olmaktan çıkar çıkmaz,
emek zamanı servet ölçüsü ve değişim değeri de kulla-
nım değeri ölçüsü olmaktan zorunlu olarak çıkacaktır.
Böylece değişim değerine dayanan üretim biçimi çö-
ker..."
Emek zamanının servetin kaynağı olma niteliğini yitir-
mesini öngören bu satırların yazarı, kapitalizme tapan
bir düşünür değildir, işçi sınıfı hareketinin öncüsü olarak
kapitalizmi çok "doğruyorumladığı" en büyük düşman-
larınca da teslim edilçn Kaıi Manc'tır (Grundrisse/Pen-
guin, 6. 704). Marx'ı bu sonuca götüren de kullandığı bi-
limsel yöntemdir.
Üretimde otomasyona geçildikçe bir işçinin üretime
katkısının ölçülmesi olanaksızdır. Bu olgu, yani işin öl-
çülmesininsonaermesi, emek zamanının toplumsallaş-
tığı anlamına gelir. Bu durumda çalışanm geliri alacağı
ücret de toplumsal olarak saptanmalıdır. Daha doğrusu
emeğin gereksinmelerinin karşılanması da toplumsal
olmalıdır. Avrupa'da yüz yıla yakın bir süredir uygula-
nan refah devleti kavramı bu anlayışın eyleme dönüş-
mesidir.
Üretim süreçlerinde ortaya çıkan niteliksel değişim
"toplumsal ile bireysel"\n bütünlüğü yönündedir. Üre-
tim güçlerinin (emek ve sermayenin) "mfeMcse/"geliş-
melerinin sonuçları alınıyor. Otomasyona bağlanan
üretim, fabrika işçisi kavramının yerine bilgisayarda ki-
mi işlemleri yaparak daha çok üreten çalışanı yerleştiri-
yor. Bu bilgisi ile çalışan, toplumsal bireydir.
Avrupa sosyal istleri bu süreçlerin daha ileri boyutlara
nasıl taşınacağını tartışıyor. Kapitalist üretimin çelişkile-
rini yorumluyor.
Avrupa sosyalistlerine göre kadın ve erkek yalnız her
istediklerini yapan birer birey olamazlar, kendilerini ge-
liştiren toplumun birer sorumlu üyesidirler. Bu sınırla-
ma, onları, "Tanrı'yı pazarlayarak sömüren politikacı-
lardan" koruyacağı gibi, teknolojinin, olabilecek yıkıcı
kullanımlarından da koruyacaktır.
Avrupa Solu; toplumsal güvenlik, en az ücret, işsizlik
güvencesi, eğitim, sağlık gibi temel hizmetlerin kamu-
sal oluşundan kesinlikle vazgeçmiyor. Artık ürünün kay-
nağını irdeliyor; teknolojinin yarattığı olağanüstü üret-
kenlik gücünü toplumsallaştırmaya uğraşıyor ve bireyi
bu sorumluluğa çağırıyor.
Bilgi devrimiyle dünya, niteliksel değişim geçiren ka-
pitalizmi yorumluyor; umut, iyimserlik ve çözüm dolu
yeni bir döneme giriyor.
Tofaşkeııcli
atığuu aııtacakaMMMMC
m
4
l 1
Ekonomi
Servisi
Türk oto-
motiv sek-
törünûn en
büyük fir-
ması duru-
mundaki
TOFAŞ,
artık çevre-
ye zehirli atıksu bırakan bir fab-
rika olmaktan çıktı ve gerçekleş-
tirdiği atıksu yatınmından. Batı
standartlannda olumlu sonuç-
lar aldı.Yapımına geçen yıl baş-
lanan tesis, 10 bin personel ile
yıllık 300 bin otomobil üretimi
sırasında ortaya çıkacak en-
düstriyel ve evsel atıklan anta-
cak şekilde planlanmış. Antma
tesisi, günde 400 metreküp
kromlu, bin 600 metreküp bo-
yalı, bin 80 metreküp yağlı atığı
antma kapasitesine sahip.
Yapımı GEOMA fırması ta-
rafmdan gerçekleştirilen ve top-
lam günlük endüstriyel atıksu
debisi 3 bin 80 metreküp olan
TOFAŞ antma tesisinde atıksu
kromlu. boyalı. yağlı ve evsel
olarak dört ayn bölümünde
antılıyor. Kimyasal antma bölü-
münde günlük 25 kılo ağır me-
ta], 500 kilo yağ ve gres, 630 kilo
katı madde ortaya çıkanbrken,
bu maddelerin oluşturduğu ağır
çamur kütle yüzde 35 kuruluğa
kadar susuzlaşünlıyor.
Emlak Bankası güvencesinde dilediğiniz krediyi
seçin, isteklerinizi hemen gerçekleştirin.
• Taşıt Kredisi
• İkinci El Taşıt Kredisi
• Evlilik Kredisi
• Tüketici Kredisi
• Üretici Kredisi
• Üniversite Harç Kredisi
Toplu paraya ihtiyacınız olan her alanda
Emlak Bankası'nın "Bireysel Kredileri" hep
yanınızda! "Bireysel Krediler"in başvurusu kolay,
uygulaması beklemesizdir.
EMLAK BANKASI