27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 1994 PAZARTESİ HABERLER Tünkiye Aşıklar Bayraım • KONYA(AA)- Geleneksel Türkiye Aşıklar Bayramı, 27-30 ekim tarihleri arasında Konya'da kutlanacak. Konya Kültür ve Turizm Derneği ile Kültür ve Turizm Vakfi'nca ortaklasa dûzenlenen bayramda halk ozanlan, 11 ayn dalda yanşacak. Bayrama, yurdun çeşitli yörelerinden 30'un üzerinde halk ozanının katılacağı, dallannda dereceye girenlere çeşitli ödül ve armağanlar verileceği bildirildi. Kırgızistan heyeti Bursa'da • BURSA (AA) - tstanbul'da 18 ekimde yapılacak Türk Dünyası Zirvesi'ne katılmak üzere Türkiye'de bulunan Kırgızistan Devlet Başkanı Askar Akayev başkanlığındaki heyetten bir grup, Bursa'ya geldi. Kırgızistan Başbakan Birinci Yardımcısı Almanbet Matubraimov'un başkanlık ettiği ve aralannda Kültür Bakanı Colpon Bazarbayev, Eğitim Bakanı Kakaev Asker, Cumhurbaşkanlığı Uluslararası llişkiler Daire Başkanı Bakit Abdrisayev, Kırgızistan'ın Ankaja Büyükelçisi Tolomus Okeev'in de bulunduğu 21 kişilik heyet; Osman Gazi, Orhan Gazi, Ulu Cami, Yeşil Cami ve Yeşil Türbe'yi ziyaret etti. Deprem konutlapı tamanrianıyor • VARTO (AA) - Muş'un Varto ılçesinde yapımı tamamlanan 44 deprem konutu hak sahiplerine dağıtıldı. Alınan bilgiye göre, deprem konutlan, 1966 depreminde evleri yıkılan ve halen devletin gösterdiği yerlerde iskan eden hak sahiplerine verildi. Yetkililer, Varto ilçe merkezinde yapımı süren 34 konutun da aralık ayı içerisinde tamamlanarak sahiplerine dağıtılacağını bildirdiler. Deprem konutlan için 45 milyar lira harcandığı bildirildi.. Türk robotu, sanaymm hizmetinde • KOCAEÜ(AA)- TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Robotik Bölümü tarafından üretilen Mam-Er 15 Robotu'nun, endüstrinin birçok dalındaki ağır işler ile insan sağlığına zararlı ortamlarda kullanılabileceği belirtildi. Robotik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Asif Sabanoviç, yaptıği açıklamada, Robotik Bölümü araştıncılan tarafından tasarlanarak yerli olanaklarla üretilen Mam-Er-15 Robotu'nun endüstrinin birçok alanında rahatltkla kullanılabilece|ini söyledi. lûterörist oldunuldu • DlYARBAKIR (AA) - Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde güvenlik kuv\ etlerince gerçekleştirilen operasyonlarda. lOterörist öldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre, terör örgütünün kırsal alandaki faaliyetlerini önlemek amacıyla sürdürülen operasyonlarda çıkan çatışmalarda, Batman'ın Sason ilçesi Şangirik mevkiinde 2'si kadın 5, Şırnak'ın Silopi ilçesi kırsal alanı ile Cudi Dağı yakınında 4, Diyarbakır'ın Hamzalı Köyü'nde de bir terörist öle ele geçirildi. Bingöl, Bitlis, Batman, Muş, Siirt, Şırnak ve Tunceli'de yapılan aramalarda ise bolücü terör örgütüyle işbirliği içerisinde olan, 23 kişi yakalanarak gözaltma alındı. Rotasyon19 ekimde başlıyor • ANKARA(ANKA)- Sağlık Bakanlığı'nın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki uzman doktor açığını kapatmak amacıyla aldığı ve doktorlar arasında "seçim yatmmı" değerlendirmelerine yol açan rotasyon uygulaması karannı 19 ekimde başlatacağı bildirildi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki uzman doktor açığını kapatmak amacıyla uygulanacak rotasyon Gaziantep ilini kapsamayacak. Uzman doktor açığı olmayan Gaziantep'teki uzman doktorlann da rotasyona gönderileceği öğrenildi. Emlakbank'tan arsasını geri isteyen Okent'in Yapı Kredi ile birlikte ortağı ESKA'danEmlakbank'ayenibîr sorun MtYASE tLKNUR Emlak Bankası hiçbir şeyden çekmedi Setim Edes'ten çektiği kadar. Banka yöneticilerine "Hah, bir bu eksikti" dedirten bir dava, birkaç aydan beri Kadıköy 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nde sessiz sedasız sürüyor. Okent AŞ'nin ortaklanndan olan Yapı Kredi Bankası, şirkete ait arazi- nin kendi temsilcilerinin imzası bulunmadan diğer iki ortak tara- fından Emlak Bankası'na satıldı- ğı gerekçesiyle banka aleyhine davaaçtı. Kadıköy 2.Asliye Ce- za Mahkemesi'nde başlayan da- vada satışın geçersiz sayılması- nı isteyen Yapı Kredi Bankası, bu satışa tam yedi yıl sonra itiraz etti. Aradan yaklaşık 7 yıl geçtik- ten sonra Yapı Kredi Bankası 'nın dava açması kafalarda soru işa- reti bırakıyor. Eğer mahkeme ka- ran sonucunda arazi Okent'e devredilirse işler iyice kanşacak. Çünkü Emlak Bankası, Okent'ten aldığı ve bir süre son- ra Toplu Konut Idaresi'ne sattı- ğı arazinin bedelini Eska'nın borçlanna mahsup sayarak şir- •ESKA'nın, Emlak Bankası'nın başına açtığı dertler bitmiyor. Anatepe Projesi'nin başlangıcında Emlak Bankası'na devredilen Okent AŞ'ye ait arazinin eksik imza ile devredildiğini öne süren Yapı Kredi Bankası, araziyi geri istiyor. Okent Ortaklar Kenti AŞ'nin ortaklan arasında Yapı Kredi Bankası, ESKA ve Ali H. Üstay bnlunuyor. kete hiçbir ödeme yapmadı. Ara- zi geri verildiği takdirde Es- ka'dan borçlannı tahsil etmemiş sayılacak olan Emlak Banka- sı'nın bilançolan ait üst olacak. Bu da yetmiyormuş gibi eski adı "Anatepe"yeni adı "Aiaşehir" olan proje de tamamlanamaya- cak. Okent-Emlak ilişkisi Bu arada Yapı Kredi Bankası, Okent'teki hisselerini Eska'ya devretmesi karşılıgında Anate- pe'deki inşaat maliyetinin yüzde 6.42'sinin kendisine ödenmesini öngören sözleşmeye dayanarak kendisine.ödeme yapmayan Em- lak Bankası aleyhine ikinci bir davadahaaçtı. Okent ve BirlıkEmlak Ticaret AŞ'deki Kemallhcak'aaithisse- ler, borçlanna karşılık 1986 yı- lında Yapı Kredi Bankası'nageç- ti. Anatepe Projesi'nin gerçekle- şeceği arazinin sahiplerinden olan Okent Ortaklar Kenti AŞ'de, Kemal Ihcak'tan borcuna karşılık hisselerini devralan Ya- pı Kredi Bankası, yüzde 40 his- seyi Eska'ya neredeyse bedelsiz devretti. Bunun karşılıgında Ya- pı Kredi Bankası Anatepe konut- İannın satış kannın yüzde 6.42'sini alacaktı. Hem de bu yüzde 6.42'lik pay, projedeki 20 bin konut üzerinden değil 2 bin 100 konut üzerinden alınacaktı. Okent AŞ'ye ait olan araziler için Hazine ve şirket arasında karşıhklı dava sürüyordu. Yerel mahkeme araziyi şirkete; Yargı- tay, Hazine'ye bırakıyordu. Ha- zine kendisine ait olan arazileri o tarihte henüz Emlak Bankası ile birleşmeyen Anadolu Banka- sı'na. brraktı. Özal devreye gire- rek Okent'in de arazilerini Em- lak Bankası'na devretmesini is- tedi. Arazi anlaşma ile Emlak Bankası'na devredildi. Emlak Bankası da araziyi Toplu Konut Idaresi'ne sattı. Toplu Konut lda- resi Başkanlığı'nın araziye kar- şılık Emlak Bankası'na ödediği para Okent'e verilmedi. Okent AŞ'nin hissesi'ne düşen para Es- ka'nın bankaya olan borcuna sa- yıldı. O tarihte Okent'in diğer or- tağı olan Yapı Kredi Bankası, arazinin eksik imza ile Emlak Bankası'na devredildiğini söy- lemedi ve bu konuda herhangi bir itirazda bulunmadı. Aradan 7 yıl geçtikten ve Anatepe olayı yargıya intikal ettikten sonra Ya- pı Kredi Bankası. Okent'in ara- zisi devredilirken kendılerinı temsil eden B Grubu temsilcisi Prof.Dr. Özer Seliçi'nin imzası- nın bulunmadığı, bu nedenle ara- zi devrinin geçersiz olduğunu öne sürerek Emlak Bankası aley- hine dava açtı. 1994/140 sayılı dava dilekçesi ile Kadıköy 2.As- liye Ceza Mahkemesi'ne başvu- ran Yapı Kredi Bankası avukat- lan, arazininin geri verilmesi için dava açtılar. Ancak genel kurul kararlan- nın yer aldığı Ticaret Sicil Gaze- tesi'nde iki imza yetkilisi bulu- nurken, yönetim kurulu karan ile satış için üç imza yetkilisi belir- leniyor. Bu garip durum nedeniyle arazi devrinin iptali isteniyor. Avukatlann "ihtiyati tedbir ta- lepli" olarak açtıklan bu dava- dan başka, banka ve Eska ile ya- pılan sözleşme gereği satılacak konutlann yüzde 6.42'sinden alacaklan payın ödenmesi için de ikinci bir dava açtılar. Söz konusu bu davalar Yapı Kredi Bankası lehine sonuçlanır- sa, Anatepe Projesi aksayacak, Emlak Bankası, Eska'nın borcu- na saydığı arsa bedelini almamış sayılacak, bilançolar alt-üst ola- cak ve Emlak Bankası kaynak- lan yine azalmış olacak. Kadıköy 'de İstanbul Haber Servisi- Kadıköy Belediyesi ile Diyojen tletişım Danışmanlık grubunun organize ettiği "Kadıköy Belediyesi Gûz ŞenliğT dün Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nda düzenlendi. "tnsanların birbirterine giderek yabancılaştığı günümüz koşuUarında, >eni bir atmosferin yararjlmasına katkıda bulunmak istiyoruz" sloganıyla dûzenlenen şenliğe yediden yetmişe tüm Kadıköylüler yoğun ilgi gösterdi. Tanıtım ve satış standlannın da yer aldığı alanda TEMA fıdan, Türkiye Hayvanlan Koruma Derneği de canlı hayvan dağıttı. Binbir Çiçek Vakfı ise Eser-Engin Noyan çiftinin gerçekleştirdiği bir hediye çekilişi ile şenliğe renk kattı. FotoğrafHÜLYA TOPÇU 'Anayasa siyasal kirliliği koruyor' HALİLNEBİLER İstanbul Barosu Başkanı Tur- gut Kazan. ardı ardına patlayan skandallan değerlendırerek, sı- yasal kirlenmenin nedenlerini ve boyutlannı anlattı. Kazan, yol- suzluklann engelenebilmesi için yargının sağlıklı işletilmesi ge- rektiğini söyledi. Bugünkü olaylarda anayasa- nın geçici 15. maddesinin rolü- nü ve ltalya'daki 'temiz eller ope- rasyonu'nun savcısı Di Pietro'ya da değınen Kazan'a göre siyasal kirlenme ve yolsuzluk skandalla- nnın nedenleri arasında en önemlisi. 12 Eylül'ünpolitikya- pıya olumsuz etkisi. Kazan'ın sözleri şöyle: 'Örgütienme kolay değjT "Bir toplumda partileşme ya da örgütlenme kolay iş değildir. Bunun belli bir birikimle inşa edilmesi gerekir. Bu örgütler ne kadar uzun ömürlü olursa, top- lum o kadar güçlenir. Yaşadığı- mız son olaylann ve kimbilir ne zamandır yaşadığtmız ama bil- mediğimiz olaylann temelinde bu var. Ikı temel parti kapatıldı ve başka partiler kuruldu. Yeni siyasal partiler çıktı. Bir tür tica- ri şirket kurar gibi kuruldu bu partiler. Böyle olunca da bu par- tiler siyasal kiriiliği arttırdı. Ka- palı dönemde bu siyasal kirlen- me yoğun biçimde yaşandı." - Yıl olarak 1980-1983'ü mü kastediyorsunuz? - Evet. Bana göre 1983'ten sonrası da biraz kapalıdır. O za- •Istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, anayasanın geçici 15. maddesinin 12 Eylül döneminde yaşanan pis- likleri konuşmayı bile yasakladığmı anlattı. Kazan, 'Bu madde durdukça nasıl ahlaka dönük bir savunma yapılabüir?' diye konuştu. •ltalya'daki 'temiz eller operasyonu'na değinen Kazan'a göre siyasal kirlenme ve yolsuzluk skandal- lannın nedenleri arasında en önemlisi, 12 Eylül'ün poli- tik yapıya olumsuz etkisi. Bu dönem ticari şirket gibi kurulan partiler siyasal kiriiliği arttırdı. manın anlı şanlı, vatan kurtaran liderleri varch. Örneğin Batılı ba- sın organlannda adlan yayımlan- dı, bu yayınlann Türkiye'ye gir- mesi yasaklandı. O dönemde be- nim bildiğim, Selimiye'ye (sıkı- yönetim askeri ceza ve tutukevi) hakkında hem yakalanması hem de gıyabi tutukluluk karan olan yeraltı dünyasının önemlı isimle- ri girdı çıktı, girdi çıktı. - Nasıl girdi, nasıl çıktı? - Yani efendim, giriş kayıtlan- na işlenmeden, en anlı şanlı baş- savcılarla konuştular, çıktılar. Adeta her işin bir ücreti vardı. Kapalı dönemden açık döneme geçildiğinde de bu siyasal ahlak devam etti. En temel yasamızda, siyasal kiriiliği koruyan madde var. Dünyanın neresinde, anaya- sasında siyasal kiriiliği koruyan madde olur? Bir örnek gösterile- bilir mi? - Hangi madde? - Geçici 15. madde. Bu mad- de, o dönemde yaşanan pislikle- ri konuşmayı bile yasakladı. On- lann sorumlulan hakkında soru sorulamaz, soruşturması yapıla- maz. Bu madde durdukça nasıl ahlaka dönük bir savunma yapı- labilir, böyle bir ahlakı nasıl is- teyebilirsiniz? Onun için siyasal kirlenmeyi önlemek amacıyla düşünce üretmemiz gerekir di- yorum. Siyaset bu kadar kirlen- mişken, buna ilışkin çözüm üret- mek, yeni örgütlenmeler düşün- mek gerekir. Ondan sonra yargı- ya ilişkin bölüme geçelım. - İtalya, Di Pietro gibi savcüar- la sorunu çözme\e çalışıyor. Ne dersiniz? - ttalya'daki durum doğrudan siyasal kirliliğe yönelik değil, o kiriiliği yargının nasıl çözebile- ceğine ilişkin bir durumdur. Di Pietro ya da benzeri modeller dü- şünülüyor benim ülkemde de. Doğrusunu söylemek gerekirse ttalya'daki olaylan tam olarak bilmiyorum. Ancak bir hukukçu olarak gazete haberlerini kaygıy- la izliyorum. Nitekim bu kaygılanmı bazı ttalyan meslektaşlanmın da pay- laştığına tanık oldum. Italyan avukatlar. temiz eller operasyo- nunun toplumda büyük yaralar açan, bilinmeyen yönlerini an- lattılar. Yani, bir yargıçlar ve sav- cılar imparatorluğu doğduğunu, bu imparatorluğun insanlara ki- mı zaman kan kusturduğunu an- lattılar. lşleyişlerini ya da sonuç- lannı bilmeden di Pietro örnek- lerine sanlmamalıyız. Yargı sis- temimizi sağlıklı götürebilmeli, olağanüstü savcı ya da yargıçlar- la çözüm aramamalıyız. Yeni mahkemeler kurmamalıyız. Ak- si halde böyle durumlarda pani- ğin etkisiyle tehlikeli şeyler ya- pılır. Böyle zamanlarda yapılan yasalara panik yasası deriz. Pa- nik yasalanyla başka kargaşalar yaratır, başka acılar doğurursu- nuz. Yargıda kahramanlar isten- mez, yargının doğru görev yap- ması istenir. - Yargıdaki boşluğu mafyanın doldurduğunu söylemiştiniz. Bu sıralarda da yargının mafyaya ihale edilmesi gerektiğini söylü- yorsunuz? Bu konuyu biraz açar mısınız? - Herkesin gördüğü bir şey var. Bazı işleri mafya yapıyor. Yargı görevini yapmıyor. Ben dedim ki, yargı görevini yapmazsa boş- luk doğar. Toplumsal yaşamda boşluğa yer yoktur. Bu boşluk doldurulur. Benim söylediklerim bir isyanın ifadesi. Yani, bunlan 5-6 yıldır söyleyip duruyorum, toplum bu isyanı paylaşıyor ama siyasal iktidaröylece seyrediyor. Yeraltı dünyasının bazı sorunla- n çözdüğüne ilişkin haberler yaygınlaşıyor. Bazı 'hatıriı kişi- ler'den bahsediliyor. Hatıriı kişi deyince insanın aklına Cumhur- başkanı'nın eşinin gelmesi üzü- yorbizi. Dönüp "80öncesineba- kıyorum. lsmet İnönü var. Celal Bayar var, Cecnal Gfirset var, Cevdet Sunav var. Fahri Koru- türk var. O zamanlarda böyle bir şey konuşulmuş olsaydı, hatıriı kişi denildiği zaman hiç kimse- nin aklına asla, ama asla Cum- hurbaşkanı eşi gelmezdi. Şimdi kirlenmenin boyutlan nerelere gelmiş. 'Lütfen düzeltiniz' Bu dehşet \ericı bir şey. Ben belli bir devlet ve adalet anlayı- şına sahip bir insanım. Böyle dü- şünen birçok insan var. Onlar, hatıriı kişi gibi gidip bazı yerler- den adalet isteyemez. Ben isteye- mem. Tutup yine yargıya gidece- ğim. Ama o da çözemiyor. Hiç olmazsa mafyayı legalleştirin de Jıerkes gidebilsin diye değişik bir eleştiri yöntemi denedim. Ama gerçek isteğimiz şudur. Lütfen düzeltiniz. Düzeltiniz ki hatıriı ya da hatırsız kişilerin artık bu çözümü düşünmelerini ön- leyiniz. BIZBIZE Milli Eğitim Vakfı, 23 milyarlık ihaleyi Türk Tarih Kurumu'na verdi Karne ve diplomaları TTK basacak ERDAL ATABEK Düşünce Özgür Olsun mu?.. Hemen "Olsun elbette, ne varmış bunda?" demeden önce biraz durmak, yanınıza yörenize bakmak gerekiyor. Biliyorsunuz ki düşünceden düşünceye fark var. "Farklı dü- şünce" demekde "bilmediğiniz düşünce" demektir. Şim- di "bilmediğiniz", "tanımadığınız", "kimin olduğunu bilme- diğiniz" bir "düşünce" ile karşılaşırsanız ne olur? Çok teh- likeli bir şey olurdeğil mi? Tabii çok kötü olur. Siz, tanıma- dığınız birisiyle yolculuğa çıkar mısınız? Çıkmazsınız. Şim- di, bilmediğiniz düşünce de böyledir. Aklınıza bir girerse size olmadık şeyler söyletir, aklınızda olmayan şeyleri yap- tınr. Siz, bu memleketin temiz kalpli saf bir evladısınız. Si- zi böyle zararlardan korumak da kimin vazifesidir? Sizin yerinize "tehlikesiz düşünceler"'\ olan "yef/c/7/"lerin elbet- te. Işte, bu düşünceleri özgürce ifade etmek işi de böyle tehlikeli bir iş olduğundan böyle bir yasa çıkmıyor. lyi ki çıkmıyor. lyi ki SHP'nin bu yanlış mı yanlış girişimi -en başta ortağı olmak üzere- öteki partilerden destek görmü- yor da vatandaş suça teşvik edilmekten korunmuş oluyor. Hem bir büyüğümüz "Kim demiş düşünmek suç diye, is- teyen istediği gibi düşünsün de içinden düşünsün" diye- rek büyük afişiere yazılıp meydanlara asılacak özdeyişi söylememiş miydi? Düşünün.. düşünün ama, içinizden düşünün. İfade etmek hakkı da, ifade almak hakkı gibi yet- kililerin işidir. Vatandaşın görevi, istendiği zaman "ifade vermefc"tir. Bunu bilmek sizi çok beladan kurtaracaktır. "Düşünce özgürlüğü " konusunda elbette özgür düşün- celer de olacaktır. Ne bileyim, "Havalann soğuyacağını dü- şünüyorum" demenin hiçbir zararı olacağını sanmıyorum. Bu düşünce tehlikeli değildir ve düşünülebilir. Bunun gibi "Hangi dansözün daha iyi göbek kıvırdığını" ya da "önü- müzdeki hafta oynanacak maçlarda kimlerin kazanacağı- nı" düşünmek neden yasak olsun ki? Bunlar pekala dü- şünülebilir ve hiçbir şeycik de olmaz. Böyle düşündükle- ri için hakkında soruşturma açılan, ne bileyim dava açılan, hapse giren falan olmadı. Siz de böyle şeyler duymadınız herhalde. "Düşünce özgürlüğü" de eksik sözcüklerle söylendiği için insanlann yanılmasına yol açıyor. Aslında bu tanım "doğru düşünce özgürlüğü" olmalı ki vatandaşın aklı ka- rışmasın. Şimdi doğrusu nedir, eğrisi nedir diye merak edenler olacaktır, olması da lazımdır. Bir de "Doğru Dü- şünce Talimatnamesi" yapılmalıdır. Demek ki bunlan ait al- ta yazarsak, iyi bir yasanın temelleri de atılmış olacak: 1. Doğru düşünceler özgürdür. 2. Hangi düşüncelerin doğ- ru olduğu bir talimatname ile belirlenir. 3. Yanlış düşünce- lerin bir devlet yetkilisi tarafından ifade edilmesi örnek alı- namaz. Suimisal emsal olmaz. Vatandaş kötü örnekle ha- reket ederse mesul olur. 4. Doğru düşüncelerin bile umu- ma açık yerlerde ifade edilmesi izne tabidir. 5. Doğru Dü- şünce Talimatnamesi, devlet tarafından bastırılıp ucuz fi- yatla Milli Eğitim Bakanhğı'nca satılacaktır. 6. Bu talimat- namede yer almayan düşünceler yasaktır. Düşünülmesi, mınltı, dırıltı, fısıltı halinde bile ifadesi suçtur. Söylenmesi, yayılması, çoğaltılması, elle, dille, fotokopiyle, printerie, radyo ve televizyonla basılıp yayılması ağır suç olacağın- dan her türtü cezaya çarptırılacaklardır. Bitti gitti. Bunu yapsınlar, vatandaşın kafasını karışıklık- tan kurtarsınlar, herkes rahat etsin. Bir de geçici madde koysunlar da bu yasanın çıkmasından önce düşünceleri- nı açıkladıkları için hapse atılan Haluk Gerger, Rkret Baş- kaya, Münir Ceylan gibi suçluları çıkarsınlar. Çünkü bu yasa olmadığı için onlar suç işlediklerini bilememişlerdi, onlar da bir seferlik hoşgörülsünler. Bu yazımızı da Tebliğler Dergisi'nde yayımlayıp okulla- ra tavsiye etsinler. Şen ve esen kalınız efendim. TİSK'in sosyal güvenlik incelemesi Işsizlik sigortası istemi pasif politika ANKARA (Cumhuri\et Bürosu) - Türkiye lş\eren Sen- dikaları Konfederasyonu (TİSK), işsizlik sigortasını "külfetli-sorunlu pasif politi- ka"olarak nitelendirerek onun yerine "çalışma>a teşvik edici aktif politikalar uygulanması- nı"önerdi. Erken emeklilik TtSK tarafından yayımlanan "Dünyada Sos>-alGüvenlik Ala- nındaki Gelişmeler" konulu kı- tapta sanayıleşmiş ülkelerde erken emekliliği teşvik eden politikalann terk edildiğine dikkat çekildi. Kitapta, sanayıleşmiş ülke- lerdeki işsizlik sigortası sıstem- lerinin, artan işsizlikten dolayı iflas etme noktasına geldiği kaydedilerek "Aynca, bu ülke- lerde işsizlik sigortası gibi kül- fetli ve sorunlu pasif politikalar yerine; mesleki eğitim, \eniden eğitim, istihdanı danışmanlığı gibi birevleri çauşmava teşvik edecek aktif poütikalara geçil- mektedir" denildi. Devletin, sosyal güvenligi yö- netmekten vazgeçmesi gerek- tiğini savunan TİSK, şu görüşü dile getirdi: "SSK ve Bağ-Kur, idari ve mali bakımdan özerk olmakla birlikte, zaman içinde yönetim kurullanndaki de\ let temsilci- lerinin sayısı arttınlmıştır. Bu durum, sosyal güvenlik kuru- luşlannın imkanlaruvın hükü- metler tarafından politik amaç- larla kullanılmasına, devletin sosyal sigortalann finansmanı- na katılmamasına rağmen si- gortalılar, emekliler ve işveren- ler ale>hine müdahale etmesi- ne neden olmaktadır. Nitekim, sosyal güvenlik kuruluşlannı zora sokan kararlar, siyasi ikti- darlar tarafından alınmakta- dır." Sosyal güvenlik kuruluşla- nndaki nimet-külfet dengesinin belirli kesimler lehine bozul- masının sisteme güvensizlik duyulmasına yol açtığını da ile- ri süren TİSK, sosyal güvenlik sıstemindeki şartlann "ağur" ol- duğunu. bunun da "kayıtdışı ekonomiyi besleme" sonucunu yarattığını savundu. HÜLYA TOPÇU Milli Eğitim Vakfı, öğretmen not defter- len, ödül belgeleri, öğrenci karne, diploma ve kişisel dosyalannın basımını kapsayan ihaleyi, 23 milyar liraya Türk Tarih Kuru- mu'na verdi. Milli Eğitim Basımevi yetkili- leri olaya tepki gösterirken Milli Eğitim Vak- fı Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kolukı- sa, -Milli Eğitim Basunevi ihalenin gerektir- diği koşullan yerine getirmedi" dedi. Teminat şart Milli Eğitim Vakfı tarafından açılan öğret- men not defterleri, öğrenci diplomalan, kar- neleri, ödül belgeleri, öğrenci kişisel dosya- lannı kapsayan ihalenen basımı bu yıl Türk Tanh Kurumu'na verildi. Konuya ilişkin ola- rak görüştüğümüz Milli Eğitim Basımevi yetkilileri ihaleden basit gerekçelerle çıka- nldıklannı öne sürdüler. lhaleye katılacak matbaalardan bankalardan teminat göster- melerinin istendiğini söyleyen yetkililer, " Milli Eğitim Bakanlığı kendi basımevinden teminat göstermesini bekleyemez. Kaldı ki •Milli Eğitim Basımevi yetkilileri olaya tepki gösterirken Milli Eğitim Valcfı Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kolukısa, 'Milli Eğitim Basımevi ihalenin gerektırdiği koşullan yerine getirmedi' dedi. teminat gösterdiğimizde bankada bu paraya faiz geliyor. Bu faizi kavıtlara nasıl geçece- ğiz" dediler. ihaleyi geçen yıl Gaye Matbaa ile Ajans Türk'ün aldığını söyleyen yetkililer, Milli Eğitim Basımevi'nin de uygun bir fiyat ver- diği vTirguladılar. Bu yıl ihaleye katılmalan için gönderilen şaıtnamenin son katılma ta- rihinden bir gün önce gönderildiğine dikkat çeken yetkililer. şunlan söyledi: "Bizler bir gün içinde tüm belgeleri ta- mamlamaya çalıştık. ihaleyi bu yıl da alama- dık. Aynı durum kitapta da yaşanıyor. Bası- mevi çok ucuza kitap bastığı halde özel mat- baalara veriliyor. Bilinçli olarak zarar ettiri- liyoruz Milli Eğitim Basımevi döner ser- maye ile çalışan bir kurum. Bu işi alamadı- ğımız için önümüzdeki aylarda boş oturaca- ğız. Emekli olan işçilerin tazminatı, işçile- rin toplu sözleşmeden kaynaklanan alacak- lan ödenecek. Bakanhktaki şoforlerin maaş- lannı bile biz ödüyoruz. Bu durum işçilerin de tedirgin olmasına neden oldu." İhale koşullan yerine getirümedi Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardım- cısı ve Milli Eğitim Vakfı'nın Yönetim Ku- rulu Başkanı Kenan Kolukısa ise Milli Eği- tim Basımevi'ni, ihalenin gerektirdiği bü- rokratik koşullan yerine getirmemekle suç- ladı. Vakıflannın Milli Eğitim'e bağlı olmadı- ğına dikkat çeken Kolukısa, "Bu basımı on- lann yapmasına sıcak bakıyordum ama on- lar işin tamamını değil bir kısmını \apmak için teklifverdiler. Biz işin tamamını yapacak bir matbaava verdik"dedi. lhaleye girecek matbaalann teminat göstermelerinin gerek- li olduğunu \urgulayan Kolukısa, işlerin yapılmaması halinde vakfın zarara uğ- rayacağını söyledi. EKLAM YAZARI RT DİREKTÖR Turkıye'nın gelışmeye açık en onemh kentlerınden bırı olan Bursadakı 9enç reklam ajansımıza Metin Yazarı ve Art Direktör anyoruz Bu güzel kentte yaşamayı ve yaratıcılığını yeni sanayı urunlerı ıçın göstermeyı duşunen adayların, bırer fotoğraflarını ve özgeçmışlerını ıçeren mektuplarını, en geç 25 Ekım 1994 günune kadar Osmanlı Sokak No 19. 80090 Taksırrvlstanbul adresıne Cavit Emültay adına gondermelerını rıca edıyoruz. CENAJANSGREY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle