Katalog

SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM1994 CUMARTESİ HABERLER mnoiayı ANAPıynıratmar • İZMİR (ANKA) - ANAP Genel Başkan Danışmanı llhan Kesici, eski EmJak Bankası Genel Müdürü Engin Cjyan'ın rüşvet olayına Özallar'ın adının kanşmasının ANAP'a oy kaybettirmeyecegini, aksine oylan olumlu etkileyeceğini öne sürdü. ANAP'ın İzmir'deki parti okulu çalışmalanyla ilgili olarak geldıği ilkmerkezinde gazetecilerin sorulannı yanıtlayan ANAP Genel Başkan Danışmaru llhan Kesici, yolsuzJuklarla mücadelede DYP'nin yaklaşımının ANAP kadar net olmadığınj savundu. Gürkan, Baykal haberini yabnladı •ANKARA (ANKA)-CHP Ankara Milletvekili Uluç Gûrkan, bir gazetede yayımlanan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı 'onursuzlukla, beceriksizlikle ve dernek bile yönetemeyecek bir konumda olmakla' suçladığı yolundaki haberi yalanladı. Uluç Gürkan yazılı açıklamasında, haberde sözü edilen konuşmanın yapıldığı parti meclisi toplantısına kaulmadığı gibi, parti meclisi üyesi olmadığıru ve haberi yazan gazeteciyle hiçbir görûşmc yapmadığını belirtti. 'İslam dönyası tembel' • VAN (AA)- Diyanet îşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, İslam dünyasmın tembellik içerisinde uyuduğunu söyledi. Van Kültür Merkezi'nde imamlara yönelik düzenlenen konferansta konuşan Yılmaz, İslam dünyasmın geri kalmışlığının Müslümanlann Kuran-ı Kerim'e yabancı kalmalanndan kaynaklandığını belirtti. Yılmaz, dinin yanlış tanıtılmasına da son verilmesiniistedi. Ecevife kaçak suçlaması •ANKARA (Cumtauriyet Bürosu)- SHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gülcegün, DSPIideri Bülent Ecevit'in ara seçimlere girmeme karannı. "Halk tarafından kulvar dışına çıkanldığı Güneydoğu'da seçimlerden kaçmanın yollannı arama" olarak değerlendirdi. Gülcegün, dün düzenlediği basın toplantısında, Ecevit'in ara seçimlere katılmama karannın, anayasının 84. maddesıne karşı tavır almak olamayacağını söyledi. İTÜöğpetime törensiz başladı • İştanbul Haber Servisi- İTÜ yenı öğretım dönemine törensiz girdi. Açılış töreni yapmama karan almalanna devlet yetkililerinin sorunlanna duyarsız kalmalannı gerekçe gösteren İTÜ Senatosu, bir süre önce aldığt karan dün uyguladı. Sabah üniversiteye gelen öğretim üyeleri ve öğrenciler sessiz sedasız sınıflanna girerek derslerine başladılar. Seçime doğru RP'nin geceleri • tstanbul Haber Servisi- TBMM'deboşalan milletvekilleri için yapılacak olan ara secimJerin tarihinin 4 aralık olarak açıklanmasından sonra, RP tarafından düzenlenen geceJerin sayısı da hizla arttı. Milli GençlikVakfıŞişli Şubesi tarafından önceki akşam Harbiye Açık Hava Hyatrosu'nda düzenlenen gecede de bol bol 'En büyük Refah', 'Zalimlerin korkusu, Milli Görüş Ordusu', 'Başbakan Erbakan', 'Mücahit Erbakan' ve 'Ayasofya açılsın' şeklinde sloganlaraüldı. Uranyum davası • tstanbul Haber Servisi-14 kilogram uranyum madenini kaçak olarak Türkiye'ye sokarak satmaya çalıştıklan iddiasıyla haklannda dava açılan 5'i tutuklu 9 sanığın yargılanmasına İştanbul 1. AğuCeza Mahkemesi'nde başlandı. tstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan ilk duruşmada, sanıldar hakkında 1918 sayıb kanuna muhalefet etmek suçlamasıyla lOyıla kadar hapisle cezalandınlmalannın istendıği iddianame okundu. YSK Başkanı Nihat Yavuzisyan etti: Seçimierde, sandık görevlisi bile bulamayacağız YSK,seçimyapııınktaııbıkbANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sık sık yapılan seçimler. Yüksek Seçim Kurulu'nu (YSK) isyan ettirdi. YSK Başkanı Nihat Yavuz, peş peşe gelen seçimlere karşın, kendilerine aynlan ödeneğin verilmemesi nedeniyle sandık başı görevlisi bulmakta güçlük çekeceklerini söyledi. Yavuz, Maliye BakanlığYndan 275 milyar liralık ödeneğin almamaması nedeniyle 27 Mart genel ve 4 haziran ara yerel seçimlerinde, sandık görevlilerine ücret ödenemediğiru vurgulayarak. "Bu nedenle, önümüzdeki seçimierde, sandık görevlisi bulmak çok güç olacak. Bu iş için gönûllü büe bulamayacağız" uyansında bulundu. YSK Başkanı Yavuz, 4 Aralık'ta yerel seçimlerin yapılmasına ilişkin yasanın, TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşülmesi sırasında patladı. Önce siyasi parti ZOPakİ evet 6 kasımda yapılacak yerel seçimlerin, milletvekili ara seçimiyle birleştiriîmesi YSK'yi sıkmtıya soktu. Yavuz, yerel seçimler için hazırlıklann yan yanya tamamlandığını belirtmesine karşın, parlamentonun, 'birleştirme' karanna 'Evet' demek zorunda kaldı. Bilgisayar için 2 yil Anayasa Komisyonu'nda, 'bilgisayar' tartışması: DYP'li Ceyhun, 1969yılmdan beri YSK'nin bilgisayar donanımı ile uğraşıldığını belirtirken Nihat Yavuz, "Bilgisayar sistemini bütün illere yerleştirebilmek için 2 yıl hiç seçim olmaması gerekiyor" dedi. temsilcilerinin eleştirilerini dinleyen Yavuz. politikacılann yasalan çıkanrken YSK'nin koşullannı da gözönünde bulundurmalannı istedi. Yavuz'un en çok yakındığı konu ise 27 Mart yerel seçimleri için çıkanlan yasa ile özel televizyonlann denetim yetkisinin kendilerine verilmesi oldu. Ara seçim yasasının, daha özenli hazırjanmasını isteyen Yavuz, odönemde, İntcrstar'ın yaymlannın kesilmesi olayını anımsatarak, "Önceki yasada, özel televizyonlarla ilgili düzenlemeleri bize bıraktınız. Bu yasayı siz çıkardınız, ama bizi özel televizyonlarla karşı karşıya getirdiniz. Bir özel televizvonun hedefi olduk, ancak hiçbir siyasi parti bize sahip çıkmadı" dedi Yavuz, yerel ve milletvekili ara seçimlerinin birleştiriîmesi karan üzerine "siyasi iradeye" saygı duyacaklannı belirtmesine karşın, YSK'nin. 6 kasımda yapılacağı düşüncesiyle yerel ara seçimler için hazırlıklann yan yanya tamamlandığı uyansında bulundu. Ancak bu uyanya karşın, iki seçim birleştirilince YSK. 6 kasım için yapılan teknik hazırlıklan "sil baştan" vapmak zonında kalacak. Yavuz'u isyan ettiren bir başka olay ise YSK'nin. "bilgisayar ağını yaygınlaştıramaması"na yonelık eleştiriler oldu. Eski Devlet Bakam veDYP'li komisyon üyesi Ekrem Ceyhun, kurulun bilgisayar donanımı için kendisinin Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) görevli olduğu dönemde proje hazırlandığını. ancak hala bu donanımın gerçekleştiremedigini anlattı. Yavuz ise 16 ilde YSK'nin bilgisayar ağını kurduğunu belirtirken, "Ancak tüm ilierde sistemi yerleştirebilmemiz için Türkive'de en az 2 yıl seçim olmaması gerekir, bana 2 y ıl seçim olmayacağı garantisini verin, biz donanımı sağlayalım" dedi. Ceyhun ise donanım için bu kadar süreye gereksinim olmadığında ısraredip "Önümüzdeki hafta size geleyim, beni ikna edin"deyince. Yavuz şunlan söyledi: "Türkiye'de bir ydda, birkaç kez seçim oluyor. Öroeğin bu y ıl yalnızca 27 Mart yerel seçimlerinin yapılacağı varsayılıyordu. Ama gördüğünüz gibi haziranda bir seçim yaşadık, 6 kasım için ara seçim yapılacaktı, biz ona göre hazırlıklara başladık >e son olarak da ara seçim karan alındı. Biz seçimle ilgili çalışmaları yaparken bilgisayar donanımına nasıl /anıan ayıracağız." Taşkışla'yı Hazine'den 49 yıllığına kiralayıp, belediyeden ve hükümetten "otel" iznini de ahnayı başaran ESKA firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Selim Edes bu girişimini durdurmak isteyenlerin yanı sıra, projesini "kamu yararuıa aykırı bulan" İştanbul İdare Mahkemesi yargıçlannı da açıkça "hain" ilan etmişti. Rüşvetçi Selim Edes, tarihi binayı kurtarmak isteyenleri 'hainlikle' suçlamıştı ESKA, Taşfaşla'yıdayutacakü OKTAY EKİNCt "Bizler vatanonıza acaba na- sıl üianet etmiştik? Düşmanla iş- birliği mi kurmuştuk? Milli ser- veti yurtdışına mı kaçırmıştık? Hayır, tersjne, hakkımızın çok altında ve giderek kısdan ücret- lerle yıllarca vatan evlatlannı yetiştirmeye, adam etmeye ça- İışmıştık. Bizlere dil uzatan kişi dahi aynı vatanda biz öğretim üyeJerinin eiinde yetişmişti. (..) O halde bu hakaret nereden kay- naklanıyor? Sorun nedir? Bir işadamı bugün öğretim üyelerine dil uzatmaya nasıl cesaret edebi- Uyor?.." Bu kızgın satırlann sahibi, İş- tanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim üyesi Prof. Dr. Erol Kulaksızoğlu. 25 Ağustos 1988 günlü _Cumhuriyet'te ya- yımlanan "Öğretim Üyeleri Va- tan Hainiymiş!" başlıkh yazısı- na böyle başlıyor ve İTÜ'nün kullanımındaki tarihi Taşkışla binasının "otele çevrilmesi" gi- rişimlerini de içeren Bedrettin Dalan dönemındeki uygulama- lara şu genel tanımı yapıyor: "Tıpkı. Osmanlı Imparator- luğu'nun çöküş döneminde oldu- ğu gibi!.." Kulaksızoğlu'nu kızdıran ve yazısında söz ettiği 'işadamı" ise yine Dalan döneminde İş- tanbul Büyükşehir Belediyesi'- nden "çok önemli" projelerin ihalelerini alan ESKA fîrması- nın sahibi Selim Edes. O "parlak" dönemde kredi kaynağı olan Emlak Bankası'- nın yine o dönemlerdeki Genel Müdürü Engin Civan'a yönelik son silahlı saldın olayından ötürü başı derde giren Selim Edes, Taşkışla'yı otel yapması- na engel olmaİc isteyenler için "Bunlar haindir" demiş ve 23 Temmuz 1988 günlü gazeteler- de şu ünlü demeci yayımlan- mışü: "Bu olaya tepki gösterilmesi acayibimize gidiyor. Üniversite hocalanmn oradaki yerlerini terk etmemek için başka baha- neler uydurduğu kanaatindeyim. Binanın otel olmasına karşı de- ğiJ, oradan çtkmava karşı onlar. Çünkü şehrin göbeğinde Bo- ğaz'a nazır odalarından çıkmak zor herhalde. Bu projeye karşı çıkanlar haindir..." Selim Edes'i böylesine hırçın- laştıran gelişme, ashnda salt bir tepki değil, bu tepkinin yargıya yansıması sonucunda Mimar- lar Odası'nın açtıö davada ve- rilen "yûrütıııevi durdurma" ka- ranydı. Yani, Taşkışla'yı Hazine'den 49 yıllığına kiralayıp, belediye- den ve hükümetten "otel" izni- Metrekaresi 300 lira 1986 yılında 49 yıllığına ve metrekaresi sadece "300 lira" karşılığında ESKA'ya kiralanan Taşkışla, Başbakan Özal'ın onayladığı 'turizm merkezi' karan ve Dalan'ın onayladığı projelerle otele çevrilmek üzereyken, idari yargının iptal karanyla tarihin yağmalanması 'son anda' durdurulmuş oldu. ni de almayı başaran ESKA fir- masının Yönetim Kurulu Baş- kanı, bu girişimini durdurmak isteyenlerin yanı sıra projesini "kamu yaranna aykırı bulan" İştanbul İdare Mahkemesi yargıçlannı da açıkça "hain" ılan etmişti. Selim Edes'in "onaylı projesi- mn" uygulanması durumunda İstanbul'un ve Taşkışla'nın ta- rihsel değeri açısından "gideril- mesi olanaksız zararlar doğabi- leceğiııi" gören İdare Mahke- mesi, 7 Temmuz 1988 tarihli ara karannda "keşif ve bilirkisi in- celemesi sonucuna kadar" yü- rütmeyi durdurma karan al- mıştı. Üstelik, yine o dönemde da Cumhuriyet Savcdığf na baş- v urdular. Selim Edes'in bu sözlerini hem kendilerinin, hem de yar- gıçlann "namus, şöhret, vakar ve haysiyetlerine taamız" ola- rak kabul edip "suç duyunısun- da" bulunan İTÜ'lü öğretim üyeleri arasında Prof. Erol Ku- laksızoğlu'nun yanı sıra Prof. Dr. Yıldız Sey, Prof. Dr. Afife Batur, Prof. Dr. Zeynep Ahun- bay, Prof. Dr. Doğan Kuban, Prof. Dr. Nezih Eldem, Prof. Dr. Mete Tapan, Prof. Dr. Hande Suher gibi Istanbul'a ve İstanbul'un kültür değerlerinin korunmasına önemli katkılan bulunan tanınmış bilimsel kişi- Taşkışlaaa 'restorasyon' cinayeû ""•• ı ••• " 7SÜT ZL-!w~m£i~l sttçtamasına, MahkcîrıCii yurutuıeM durJurtua kararı verdı ______ Taşkışla'nın otel " S S ^ ^ Î ' Î . T ^ \UDilmasina engel Taşkışla olayı uzun süre gündemde kaldı Anıtlar Yüksek Kurulu"nun ay- nı projeye ilişkin 2.7.1987 tarih- li "Lygulanmasında sakınca yoktur" şeklindeki garip karan- na rağmen... Suç duyurusu ve yargılama Taşkışla davası yüksek yargı- da devam ederken, davalı ve yatınmcının "hainlik" suçlama- sına uğrayan öğretim üyeleri, yine 1988'in Ağustos ayı başın- likler vardı. Öğretim üyelerinin bu başvu- rulan üzerine İştanbul Cumhu- riyet Savcılığı, 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Sav- cı Yardımcısı Aytaç Tolay'ın imzasını taşıvan iddianamede. Seüm Edes'in 'sanuV olarak yargılanması ve "yayın yoluyla hakaret suçundan dolayı eylemi- ne uyan TCK'nin 480/ İ- son maddesi gereğince cezaJandırıl- ması talep ve iddia" edildi. Bütün bu tartışmalara "ES- KA'yı destekleyen" demeçlerle katılan İştanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Da- lan ise İştanbul Plaza' adı veri- len 320 odalı otelin 29 Ekim 1989daki 'Cumhuriyet Bay- ramı'na yetişeceğini vurgulu- yor. kendisine mahkeme kara- nnı anımsatanlara da şu yanıtı veriyordu: "Bir binayı hiçbir şey vaptır- mamak, o binayı öldürmek anla- mına gelir. Taşkışla'nın duvarla- rında incir ağaçları çucmış. Her şeyden önce onu halletsinler." Sudan ucuz kira bedeli Maliye >e Gümrük Bakan- lığı'nca 1984 yılı Aralık ayında "bahçesiyle birMkte" ESKA fir- masına 49 yıllığına kiraya veri- len Taşkışla için otel projesine olanak saâlayan en güçlü daya- nak. 18.3J987'deBakanlarKu- rulu'nun almış olduğu "turizm merkezi" karanydı. Tarihi bir okul binasını "hükümet zoruy- la" otele çevirmek anlamma ge- len bu karar, İştanbul Beledi- yesi'nin de projeyi onaylama- sıyla ESKA'ya olağanüstü bir ayncalık sağlamış. yatınmcı fir- ma bu ayncalığını "kira bedeli- nin saptanmasında" da büyük bir "işbitiricilik" başansı içer- sinde değerlendırmişti. 1986'da yeniden bağıtlanan kira sözleşmesine göre yapılan hesaplarda. 52.252 metrekare- hk "Taşkışla mülkiyetTnin ES- KA'ya 49 yıllığına kiralan- masının bedeli. yıllık sadece 11 milyon TL kadardı. Bu da 125 yaşındaki tarihi koca binanın her metrekaresinin yine yıllık sadece 335 TL'ye ESKA'ya ve- rildiği anlamma geliyor, bu be- del yine o dönemdeki "şehir suyu" bedelinden daha düşük bir rakamı oluşturuyordu. Böylesi bir yağmayı da dur- durabılmek üzere yargıya baş- vuran Mimarlar Odasfnın İş- tanbul Şubesi Başkanı Yücel Gürsel ise. Taşkışla olayıyla bir- ükte ülkedeki diğer "yağma sû- recf'ne ilişkin şu değerlendir- meyi yapıyordu: "Bu geUşme- lerde, ben şahsen Kurtuluş Sa- vaşı koşullannı yaratan çöküntü dönenıinin bütün işaretlerini gö- riiyorum (...) Taşkışla'yı kurtar- mak demek, İstanbul'u kurtar- mak dcmek olacaktır..." Bugün İstanbul'un ve tüm Türkiye'nin "yagmadan kurtul- duğunu" söylemek elbette ki olanaksız. Başta, 1980'li yıllar- da gerçekleştirilen ve her biri en az "Taşkışla girişimi" kadar uy- garlık dışı "rant hesaplan"na hizmet eden birçok projenin ya- rattığı çirkinlikler. kentlenmiz- de ve kıyılanmızda boy gösteri- yor. Özellikle son yıllarda yaygınlaşan "kaçak inşaat öz- gürlüğü" ise. artık yine ESKA örneğinde olduğu gibi "özel ay- ncalıklara" gereksinim duyul- madan. yüzlerce yağmacı yatı- nmın hemen her gün gerçeİcleş- mesine yol açıyor. Ama yine de hiç değilse Taş- kışla, 1989 Temmuzu'nda so- nuçlanan dava ile bu talandan yakasını kurtarabilmiş durum- da. Çok değıl. sadece 6 yıl önce "ülkenin onurunu" savunmak isteyenlere "hainler" diyecek kadar kendilerini güçlü \e "do- kunulmaz" gören "Lale Devri prensleri" ise şimdi artık adalet- le başbaşaiar. Peki; onlan destekJeyen ve o devrin "hayranı" olduklannı ikide biryazıpsöy ley en şu "med- ya prensleri" acaba ne yapacak- HADEP Genel Başkanı Bozlak: Demokratik olmayan bir seçimegirmeyiz • Ara seçime katılıp katılmamayı Parti Meclisi toplantısında tartışacak olan HADEP'lilerin, seçimlere girmeme karan alınması durumunda, halka, "Sandık başına gitmeyin" çağnsında bulunacağı bildirildi. ERGÜN AKSOY ANKARA - Ara seçime katılıp katılmama karannı Parti Meclisi (PM) toplantısı- nda değerlendirecek olan HA- DEP yönetımi. seçim koşul- lannın anti-demokratik oldu- ğu görüşünü dile getirdi. Ara seçimlere katılmama karan alınması durumunda. 27 Mart yerel seçimlerinde, DEP'lilerin yaptıklan gibi hal- ka "Sandık başoıa gitmeyin" çağnsında bulunacak olan HADEPliler, göç eden yurt- taşlann oy kullanması. özgür iradenin sandığa yansıtılması \e özgür propaganda- or- tamının yaratılması durumun- da seçimlere katılacakiannı bildirdiler. Önümüzdeki günlerde toplanacak olan HADEP Par- ti Meclisi'nin seçimlere katılıp katılmamayı karara bağlaya- cağı bildirildi. Hollanda'da DEP kökenli eski milletvekilleri Remzi Kar- tal, Zübe>ir Aydar, Mahmut Kılınç, Nizamettin Toğuç, Naif Güneş ve AU Yiğitle eörüşen HADEP Genel Başkanı Mu- rat Bozlak'ın. PM toplantısı- nda DEP'lilerin seçimlere iliş- kin görüşlerini de aktaracağı bildirildi. PM toplantısında seçimlere katılmama yönünde karar çıkması durumunda, 27 Mart yerel seçimlerinde DEP'lilerin yaptığı gibi, halka "Sandık başına gitmeyin" çağnsında bulunacak olan HADEP'liler. "Eğer karanmız seçimlere gir- me yönünde olursa, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde tu- tuklu bulunan milletvekilleri- mizi kesin olarak aday göstere- ceğiz" dediler. HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak. seçim yasası- nda anti-demokratik hüküm- ler bulunduğunu belirterek. Cumhuriyet e şunlan söyledi: "Ara seçim yasası, milletve- killiği seçim yasasında bulunan yüzde 10'luk Türkiye barajını ortadan kaldırmamıştır. Se- çimierde yaklaşık 4.5 milyon seçmen oy kullanacak. Bu seç- menlerden yaklaşık 1.5 milyo- nu 15 milletvekilini seçecek. Geriye kalan 3 milyon seçmen de 7 miUetvekiüni belirleyecek. 15 millervekibjıi seçecek olan seçmenin oylan, 7 milletvekili- ni seçecek olan secmenlerin oy- larına boğdurulmak isteniyor. 27 Mart seçimleri öncesi alınan bir dizi karar. bu seçimierde de geçerlidir. Sandıklar birleşti- rilecek ve korucuların bulundu- ğu köylere yerleştiriiecek. üy, kullannıa işlemi silahhtrm göl>-i gesinde vapdacak." -> Bozlak, 2.5 milyon insanın göç ettiği bölgede yapılacak seçimierde seçmen bulun- madığını öne sürdü. Göç edenlerin büyük bölü- münün seçim bölgesinin dışında bulunduğunu kayde- den Bozlak, şu görüşleri dile getirdi. "Hükümet, HADEPin katılmasında samimi ise de- mokratik seçim koşullannı da yaratmak zorundadır. özgür iradenin sandığa y ansıtüması gerekir. Demokratik olmay an koşullarda yapılacak olan seçi- min kimseye faydası olmaz. Parti olarak oyuna gehnemiz mümkün değildir. Göç eden va- tandaşlann oy kullanmalan sağlanmalıdır. Sandıklara mü- dahale olmayacağı garanti edil- melidir. Halk özgür bir şekilde sandık başına gidebilmelidir. Sa> ım sonuçlanıun doğru yapı- lacağından emin olmalıyu. Partimiz serbest ve özgür bir şekilde propaganda yapabilnte- Ûdir. Eğer bu koşullann yerine getirileceğine inanırsak seçime gireriz >e sonuçlarına da kat- lanırız. Biz seçmenimize gnve- nivoruz." Ciller'in, "Le Nouvel Observateufe demeci: Atalarımız kiııı; bilmiyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tansu Çiller, Türkiye'de yaşayan insanla- nn. "tam olarak atalanm bil- mediklerini" söyledi. Çiller. Fransız Le Nouvel Obsen ateur dergisinde yayım- lanan röportajında, Türkiye'- nin etnik yapısını anlatırken, "Tam olarak atalarunızın kim- ler olduğunu bile bilmiyoruz" dedi. Türkiye-Avrupa ilişkileri ve Kürt sorununa ilişkin soru- lan yanıtlayan Çiller. Kürtle- Fraıısa, PKK'lileri almadı Haber Merkezi - Fransa. Türkiye aleyhinde yapılacak bir gösteriye katılmak için Aknanya'dan Strasbourg'a gelmek iste- yen 500 kadar PKK yandaşımn ülkeye girişini engelfedi. Almanya'nın Herford kentinde ise bir mülteci yurdunu kun- daklayarak 2 kişinin ölümüne neden olduğu iddiasıyla gözaltı- na alınan ikinci Türk de serbest bırakıldı. Almanya'da mart ayı- nda eylem yaparken polisle çatışaa bölücü PKK örgütünün bir üyesi ise. 19 ay hapis cezasma carpünldj. Ausburg Mahkemesi, adı açıklanmayan 24 yaşındaki PKK'linin kamu düzenini boz- mak suçundan hapis cezasına çarptınldjğmı bildirdi. lOPKK'liöldüriildü Kahramanmaraş'ın Elbistan üçesinde, Hüseyin (66) ve Derviş Soysüren (43) adh iki kardeş, teröristler taraftndan öl- dürüldü. Siirt'in Pervari üçesinde de PKK'liler tarafından 1500 koyunla birlikte kaçınlan kaçınlan iki çobandan Meb- met Dağhan'ın cesedi bulundu. Kars, Hakkari, Tunceli ve Batman'da sürdürülen operasyonlarda 10 PKK'li öldürül- dü. PKK'nin "Dersim Eyalet Komutam" olarak adlandırdığı Tunceli, Erzincan ve Sıvas bölgesi sorumlusu "Zeynd" kod adlı Celal Barak ve yardımcısı "Doğu Cephesi Komutam" Abdülhadi Bilgiç'in öldürüldüğü açıklandı. rin Türkiye'nin her yerine da- ğıldığını ve Türklerle eşit haklara sahip olduklannı söyledi. Çiller. "Kürt sorunu- nun sadece baskı ve zorla hal- ledilebileceğini mi düşünüyor- sunuz" sorusunu. "Tabii ki hayv. Eğer ülkenizde bir- takım insanlar yokulan öl- dürmek için otobüsleri dur- dursalardı, siz başka bir şey mi yapardınız?" diyerek yanıtladı. Başbakan Çiller, "Kürtlere özel haklar vermeye hazır mısınız" şeklindeki so- ruya da şu karşıüğı verdi: "Kürtlere özel haklar değil, bütün Türk vatandaşlanna daha fazla hak vermeye hazırım. Türkiye bir mozaik- tir. 24 farklı etnik grubumuz var. Yunanldar da bizimle kanşnuş durumdalar. Tam olarak atalarunızm kitnler ol- duğunu bile bilmiyoruz. Va- tandaşlarunızdan bazılanna şunu söyleyemeyiz; 'Sizin baş- kalanna göre daha çok öz- gürlüğünüz ya da hakkıruz var, siz birinci sımf vatan- daşsımz.' Herkes aynı hakla- ra sahip olmaiı. Bir Avrupa ül- kesi kadar demokratik bir ülke obnak istiyoruz."