Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 1994 CUMARTESİ
DUIYAH
DOOlV)Lordlar Kamarası Dış Ilişkiler Sözcüsü Barones Tessa Blackstone Cumhurİye! için yazdı
Banş ve adalet içinişbirliği'Üçüncü BirryıTın başlangıcı; hem varsıl hem de
yoksul ülkelerin siyasal önderlerine, dünyada ba-
nş ve adaleti yerleştirmek için elbirliği yapmala-
nna büyük bir firsattır. Bu yalnızca savaşı ve as-
kersel çatışmalan önlemek anlamına gelmiyor.
Aynı zamanda dünya nimetlerinin daha eşit dağı-
lımı, insan haklannın yaygınlaşması, azınlıklann
konınması ve kadınlara fırsat eşitliği tanınması-
nı da içeriyor.
Geriye dönüp Yirminci Yüzyıj'a baktığımızda
kutlayacak çok şey görüyoruz: Üretime uygula-
nan yeni teşviklerin geliştirdiği ekonomi; dünya
nüfusunun okur-yazar olmayan oranını önemlı
derecede azaltan eğitirft ataklan; çiçek gibi bula-
şıcı hastalıklan yok edip milyonlarca insanın ya-
şam süresini uzatan sağlık önlemleri; iletişim ağı-
nın dünya çapında gelişmesi, çeşitü olduğu kadar
zengin olan bir kültür geüşimi...
tki dünya savaşı, Avrupa, Afrika ve Asya'da iç
savaşlar, görülmemiş boyutlarda bir soykınm, aç-
lık, eski Sovyetler Birliği'nde, Çin'de ve dünya-
nın birçok yerinde milyonlann işkence çekip öl-
meleriyle sonuçlanan insan haklan ihlalleri, Islam
ülkelerinde ve öteki ülkelerde kadınlara uygula-
nan baskı gibi daha karanlık nitelikte birgörünüm
de var. Yirminci yüzyıl için verilecek karar, bazı
konularda oldukça olumsuz yargılar içerecek gi-
bi.
Dünyanın 'Doğu', 'Baü' ve 'bağlanttsızlar'dan
oluşan üç bloka bölündüğü soğuk savaş dönemi-
nin sona ermesi, önce yeni ve umutlu bir başlan-
gıç olarak karşılandı. Zamanla 'yeni dünya düze-
ni'yle ilgili kuşlcuiar, 2000 yılında daha dengeli,
adil ve banşçıl bir dünya hayaline karamsarlık ge-
tirdi.
irmi birinci yüzyıla girerken
'Kuzey' ve 'Güney' ülkelerinin
arasındaki uçurum öncelikle
giderilmelidir. 'Kuzey';
gelişmekte olan ülkelere,
yardımla yükümlüdür. Yardımın
silah satışına bağlanması,
vazgeçilmesi gereken çirkin bir
yöntemdir. Gelişmekte olan
ülkelerin borçlannın yüzde
40'ını silah satışlannm
oluşturduğu biliniyor. Yardım,
ülkenin insan haklan sicilindeki
gelişme koşuluna bağlanabilir.
Barones Blackstone. eski Yugoslavya'nın parçalanmasından alınacak birçok ders var diyor ve ekliyor: Bunlardan bir tanesi, nüfusun kanşık olduğu
bölgelerde etnik kökenli yeni de\ letlere ivedilikie özerklik tanınmasının acı sonuçlar doğurduğudur. Azınlık gnıplanna hoşgörü gösterip haklannın
konınmasınm, onlan hoşgörüsüzIükJe aynlıkçılığa itmekten daha ivi bir yol olduğu arök anlaşılmalıdır.
Portre
Siyaset, eğitim ve saııatla içiçe
tnsan Haklan Derneği'nin eski genel sekreteri
Ian Martin'in belirttiği gibi, ortaya çıkan değişik-
likler, bir tehdit olarak değil de insan haklanna da-
ha fazla saygı istemi için bir fırsat olarak değer-
lendirilmelidir. Sovyetler Birliği gibi baskı temel-
lerinin yıkılması ve yalnız Doğu ve Orta Avru-
pa'da değil; Asya, Afrika, hatta Güney Ameri-
ka'da yeni demokrasilerin kurulması. kişilerin in-
sanlık haklannın korunması için gerekli ortamı
yaratan önemlı bir gelişmedir. lrk aynmı Güney
Afrika'da kalktı ve siyahlar, nisandaki seçimler-
de ilk kez oy kullandılar.
Ne yazık ki demokrasinin yaygınlaşması, ken-
di başına anlatım özgürlüğünü güvence altına al-
madığı gibi haksız yere hapsedilmeyi ve işkence-
yi de ortadan kaldırmıyor; ülkelerin serbest tıca-
rete ve pazar ekonomisine açılması da bunları
sağlamıyor. Serbest pazar ekonomosinin insan
haklan ihlallerini engellemediğini gösteren en iyi
ve en büyük örnek. Çin'dir. Bazı yeni demokrasi-
lerde, siyasal rakiplerin tutuklanıp hapsedilmesi.
geçmişin siyasal kültürüne öylesine sinmiş ki kı-
sa sürede yeniden canlanabiliyor. Eski baskı dü-
zenlerinden kurtulunup eski sınırlara karşı çıkı-
lan bazı bölgelerde, yeni ve tehlikeli ulusçuluk
akımlan ve etnik gerilimler baş gösterdi.
Tessa Blackstone, Londra Üniversıtesi 'ndeki
Birbek Koleji'nde öğretım üyesidir. Lordlar
Kamarası nda dış ılişkiler konusunda başta
gelen tartışmacıdır; aynca eğitim, ticaret ve
endüstri konulannda da konuşur.
Londra Ekonomi Fakültesi'nde öğrenim gördü
ve 1969 yılında doktorasını tamamladı. Aynı
fakültede dokuz yıl toplumsal yohetim
konusunda öğretim üyeliği yaptıktan sonra
1975 yılında Merkez Siyasalannı Inceleme
Komisyonu'nda görev aldı. VVilson-ve
Callaghan hükümetleri sırasında bıi görevini
südürdü. 1978'de Londra Üniversitesi Eğitim
Fakültesi'nde eğitim yönetimi profesörü oldu.
1983-87 yıllannda, Londra
Eğitim Dairesi'nde görev aldı, daha sonra da
eğitim müdürü oldu.
1987-91 arasında BBC'nin Danışma Kurulu
Başkanlığfnı. Kraliyet Operası Yönetim
Kurulu üyeliği yaptı ve 1991 Eylülü'nden
itibaren aynı kurulun bale bölümü başkanlığını
üstlendi.
Aynı zamanda Kamu Siyasalan Araştırma
Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı'dır. Mart
1992'de Doğa Tarihi Müzesi'nin yönetim
kuruluna seçildi.
Toplumsal siyasa ve eğitim siyasalan
konulannda birçok makale ve birkaç kıtap
yazdı. Son iki kitabı ise 1988'de yayımlanan
"Inside the Think Tank: Advising the Cabinet
1971-83"
William Plovvdeu'la birlikte hazırlandı) ve
"Prisous and Penal RefornTdur (1990).
Yirmi birinci yüzyıla girerken yeni fırsatlan de-
ğerlendirmek için neler yapılabilir? 'Kuzey' ve
'Güney' ülkelerinin arasındaki uçurum öncelikle
gidenlmelidır. 'Kuzey'; gelişmekte olan ülkelere,
çekici ticari anlaşmalar. borç ertelemesi. yeni ta-
nm yöntemleri, kadınlara yönelık sağlık ve eği-
tim programlannı destekleyerek yardım etmekte
yükümlüdür. Özellikle ilk iki konudakı yardım,
ülkenin insan haklan sicilindeki gelişme koşulu-
na bağlanabilır. Yardımın silah satışına bağlanma-
sı, vazgeçilmesi gereken çirkin bir yöntemdir. Ge-
Tessa Blackstone
lişmekte olan ülkelenn borçlannın yüzde 40"ını
silah satışlannın oluşturduğu ve bu miktann ola-
ğan savunma ihtiyaçlannı fazlasıyla aştığı bilini-
yor.
Ikinci olarak, yeni yüzyıla girerken Birleşmış
Milletler'in, banşı koruma ve insan haklannı ge-
liştinne görevini daha iyi yürütebilmesı için ona
yeni destekler sağlanmalıdır. Yeni ulusçuluk
akımlannın yarattığı sınır çatışmalan yoğunlaşıp
kontrolden çıkmadan hızlı müdahaleyi gerektiri-
yor. Çatışma çıkınca Birleşmiş Milletler, üye ül-
yazık ki demokrasinin
yaygınlaşması, kendi başına
anlatım özgürlüğünü güvence
altına almadığı gibi haksız yere
hapsedilmeyi ve işkenceyi de
ortadan kaldırmıyor; ülkelerin
serbest ticarete ve pazar
ekonomisine açılması da bunlan
sağlamıyor. Serbest pazar
ekonomosinin insan haklan
ihlallerini engellemediğini
gösteren en iyi ve en büyük
Örnek, Çin'dir.
kelerin askersel gücünden önceden belirlenmiş
bölümleri hemen harekete geçirerek banşı koru-
malıdır. Eski Yugoslavya'nın parçalanmasından
alınacak birçok ders var. Bunlardan bir tanesi, nü-
fusun kanşık olduğu bölgelerde etnik kökenli ye-
ni devletlere ivedilikie özerklik tanınmasının acı
sonuçlar doğurduğudur. Azınlık gruplarına hoş-
görü gösterip haklannın korunmasının, onlan
hoşgörüsüzlükle aynlıkçılığa itmekten daha iyi
bir yol olduğu artık anlaşılmalıdır.
İki yaşındakı torunum, 2001 yılında onuncu
yaş gününü kutlayacak. Umanm ki ne kadar ay-
ncalıklı olduğunun bilincine vararak büyür ve
dünyada. yaşamda şanslan onunkinden çok daha
az olan milyonlarca on yaşındaki çocuğun, hak-
lannı kazanması için savaşmaya istekli olur. O ve
onun gibilerin. böyle davranarak önümüzdeki
yüzyılda insan haklannı gercekten geliştirecekle-
rine inanacak kadar iyimserim!
Yann: İstanbul'da eğitim gören
Prof. Danhvart A. Rustovv
© Y A Yl N
ÇALIŞANLARIN
H A K K I
SORULARI
Cumhuriyet
/ SORUNLARI
' E A İ
YILMAZ
T T İ R .
ŞÎPAL
İZ İ N S İ z Y A Y IM L A N A M A Z .
*
'Geçim sağLayan gelir'
Sonı: Babam, Bağ-Kur'dan emekli olduktan sonra vefat etti. Ben
o tarihte e\ li olduğumdan pek tabii bana kız çocuk olarak yetim ay-
hğı bağlanması düşünülemezdi. AJtı ay önce eşüni de kaybertim.
Eşim, SSK'den emekli idi. Bana da SSK tarafindan dul ayiığı bağ-
landı.
Ancak. babamın bir başka sosyal güvenlik kurumuna primleri-
ni eksiksiz ödemiş oldugunu düşünerek, ben de ev li olmadığıma gö-
reyetim ayiığı bağlanması için Bağ-Kur'a başvurdum. Bir süre son-
ra bana, "Bağlanmasını istemiş olduğunuz ölüm a\ lığı talebüıiz
SSK'den aylık aldığuuzı beyan etmeniz nedeniyle reddedilmiştir"
yanıtı geldi.
Vaptığım araşhrmalarda, örneğin babası Emekli Sandığı iştirak-
çisi olup e\ li olmayan kız çocuklara eşinden Bağ-Kur veya SSK'den
dul ayiığı bağlanaıüara, aynca Emekli Sandığı'nın yetim ayhğı da
ödediğini öğrendün.
Bu durum bana çelişkili geldi. Sornıak istediğim herhangi bir sos-
yal güvenlik kunımundan dul a\Lığı alanlann a>nı zamanda Bağ-
Kur'dan da yetim ayiığı alıp alamayacalarıdır?
(C.G)
YAN1T: Yetim ayiığı bağlanması için aranan koşullar Sosyal Si-
gortalar Kurumu. Bağ-Kur ve Emekli Sandığf nda aynı değildir.
Bu konuda çifte standart uygulanmaktadır.
Bağ-Kur Yasası"nın "Eş ve Çocuklara, Ana ve BabayaTahsis Ya-
pılmasrna ilişkin 45. maddesıne göre:
"c) 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükse-
köğretim yapması halinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşlan ne
olursa olsun çahşamayacak durumda malul bulunan çocuklan ile
geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşlan ne
olursa olsun evlenmemiş kız çocuklannın her birine" ölen sigorta-
lının almakta olduğu ya da almaya hak kazandığı aylığının yüzde
25'i ölüm ayiığı olarak bağlanır.
Evli olmayan kız çocuklannın yetim aylığından yararlanabilme-
leri için."geçimini sağlayacak geüri" olmaması koşulu aranmakta-
dır. Geçim sağlayan gelirin tutan ise Bağ-Kur Genel Müdürlü-
ğü'nün 10 Mayıs 1985 günlü 268 sayılı genelgesinin 69. sayfasın-
da belirlenmiştir:
"Gecimi sağlayacak başka bir gelir suunnuı ne olması gerektiği
hususu Yönetim Kurulu'nca alınan 76759 sayılı kararla; (10.7.1976
gün ve 15462 sayılı ResmiGazete'de neşredilen 1.7.1976gün ve2022
sayıh. 65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçsüz ve kimsesiz Türk vatan-
daşlanna aylık bağlanması hakkında) kanunla tespit edilen aylık
miktaruıı geçmeyecek kadar geliri bulunan evlenmemiş kız çocuk-
larla dul kalmış kızlara, hak ettikleri ölüm ayhklannm bağlanma-
sı şeklinde tespit edilmiş bulunmaktadır.
Yönetmelikteki bu yoruma göre 2022 sayılı yasada belirlenen
300 gösterge sayısımn geçerli katsayı olan 1.100 ile çarpımı sonu-
cu bulunan 330 bin lira, geçim sağlayan gelir olarak kabul edilmiş-
tir.
Ayda 330 bin liranın altında geliri olan kız çocuklar. Bağ-Kur'un
yetim aylığından yararlanabilmektedir. Aylık gelin 330 bin liranın
üstünde olanlara yetim ayiığı bağlanmamaktadır.
İLAN
T.C. ADANA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLANEN DAVETİYE
DosyaNo: 1993 763
Davaa Musa Özdemir vekili Av. Servet Özeroğlu tarafmdan
davah Fahri Kurt aleyhine açılan Sofulu köyü, 3 pafta, 953 parselle
ilgili şufa davasının yapılan yargılaması sırasında;
Davalı adına davetiye tebhğ edilemediğL zabıtaca da adresi tespit
edüemediğinden ilanen davetiye cıkartılmasına karar verilmiş olmak-
la, 24.10.1994 günü saat 9"da duruşmada hazır bulunması veya ken-
disini bir vekille temsil etürmesi, aksi halde duruşmanın gıyabında
yapılarak karar verileceği hususu daveüye yerine kaim olmak üzere
davah Fahri Kurt'a ilanen tebliğ olunur.
23.9.1994
Basın: 36534
T.C. İZMtR 1. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESt BAŞKANLIĞI'NDAN
EsasNo: 1994/375
Davaa Saide Çetin vekili tarafindan davah Ali Ekinci ve Aykaç
Mehmet Beşir aleyhine mahkememızde ıkame olunan menfi tespit,
senet iptaü ve istirdat davasında (225.000.000 TL. bedelli dava);
davah Ali Ekinci'nin adresi meçhul olmakla davalı aleyhine açıl-
mış bulunan davaya cevap vermesi ve duruşma gününde haar bulun-
ması veya kendisini bir vekille temsil etürmesi için, duruşmanın atılı
bulunduğu 9.11 1994 günü saat 9.55'te hazır bulunması, hazır bulun-
madığı takdirde yokluğunda hüküm venleceğme karar verilmistir.
Dava arzuhali ile birükte duruşma gününü bildirir davetiye tebliği
yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 26.9.1994
Basm: 36520
İZMÎR 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1994 190
Davacı Anadolu Anonim Türk Sigorta şirketi vekili Av. Zehra
Çelimli tarafindan Muhittin Kul ve arkadaşlan aleyhine açılan tescıl
davasının yapılan duruşmasında; ,
Davahlar Muhittin Kuru ile Enez Karsh'mn adınaçıkanlan dave-
tiye tebliğ edilememiş. keza yaptınlan zabıta tahkikaüna rağmcn
davahnın adresi tespit edüemediğinden davetiyenin ilanen tebliğine
karar verilmiş olup davahnın duruşma günü olan 7.11.1994 günü sa-
at 9.45'te mahkememizde hazır bulunması veya kedisini bir vekil ile
temsil ettirmesi aksi takdirde duruşmaya gıyabında devam edilip bıti-
rileceği davetı>e verine kaim olmak üzere ilan olunur. 8 9 1994
Basın: 36521
T.C.
GÖLYAKA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1993 '125
Davacılar Elmas Yılmaz ve Nazile Yılmaz (Sağlam) vekiUeri
Av Erdal Hakoğlu tarafindan davahlar Ahmet Yılmaz ve Tapu Sicil
Muhafızhğı'na izafeten Hazine avukathğı aleyhine açılan, Golyaka
ilcesi, Çay köyü Pazarak mevkiı, pafta: 2, parsel: 136-138'de tapuda
kajıth gavrimenkullerin mahk hanesine baba adının ilavesi davasının
>apılan açık yargılaması sırasında
Tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen davah Ahmet Yıl-
maz'm mahkemesinin görülmesi için behrlenen 16.11.1994 günü saat
9.00"da yapılacak olan duruşmada hazır ohnası veya kendisini bir ve-
kille temsil ettirmesi, aksi halde duruşmanın yokluğunda yapıJarak
karara bağlanacağı. duruşma günü ve dava dilekçesinin tebliği yerine
eoçmek üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 51246
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel:5540804
• MESEN OTEL •
^ A K C A K O C A B
Omutn-Deniz-PlaJ-Haıruz-Sesstzlık
Oda Kohvdt. 450.000 TL
Yazkıj oçığıı
Tal (0374) 611 44 36-611 36 78
POÜTtKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Havuzun Kıyısında...
Şair Muzaffer Arabul'la Ankara'da; Kızılay'da, Kızılay
Parkı'nda, havuzun kenarında oturup şiir okur, konuşur-
duk. Parkın ortasında bir havuz olduğu için buraya "Ha-
vuzbaşı" da derlerdi. Havuzun ortasında pipisi açıkta bir
çocuk heykeli de vardı. Belediye, yıllarca bu çocuk hey-
kelini nereye koyacağını bilemedi. Kızılay Derneği, Afyon-
karahisar'da çıkan maden suyunu satardı. Maden suyu
gazoz gibiydi. Içtikten bir süre sonra gegirtirdi.
Şimdi düşünüyorum da aradan kaç bin yıl geçmiş (uzun
ve uzak yıllar geçince öyle deniyor). Yıllar uzayıp gider-
ken kentler de değışiyor. Ikimiz de Ankaralı olmaktan çık-
mış, istanbullu olmuşuz.
Derken, 1952 tutuklaması geldi çattı. Birçok dostla bir-
likte Muzaffer'i de içeri aldılar.
Girdi, yattı, çıktı.
Kaç kez dağıldık, kaç kez toparlandık.
Şimdi Muzaffer de ben de birer SSK emekliyisiz. "Şa-
irin emeklisi olurmu?" demeyin. Olurdaolmazda... Elim-
de çıkardığı şiir kitabı var, adı: "Gün Sonu". (Gerçek Sa-
nat Yayınlan). Kitabın kapağının ardında şimdiye değin ya-
yımladığı kitapların sırası var; tam24 kitap. Bunlarroman,
deneme, şiir. Romanlardan 4 cirtlik 'Çakrazlar', bir de sa-
deleştirilmiş 'Fefva'lar var. 24 cilt kitap yazmış bir kişi
emekli olur mu? Bir dörtlüğü var, günümüze uygun
Şimdi kimi başa gelmiş gibi oldu
Kiminin alnı taşa gelmiş gibi oldu
Bundan sonra ne paşa ne de padişah gelir
Tüm babalar ortada kalmış gibi oldu.
Rüşvetler, mafyalar, babalar macerası uzayıp gidiyor. Si-
lahlar yetmediği gibi yasalar da yetmiyor. Yasa yapanla-
rın elleri, kollan bağlı... Siyaset meydanında genel müdür-
lerin suskunluğu bundan...
Son günlerde eskiyi anımsatan sesler geliyor. Bir ses
de Marx, Engels, Lenin gibi ustalann çevirisini büyük be-
cerıyle yapan Alaattin Bitgi'den. Mektubu yazmış, yanı-
na da Engels'in biyografisini eklemiş.
Alaattin, Keçiören'de dogmuş olmasına karşın bizim
mahalle arkadaşımızdır. Özellikle kardeşim Ziya'nın (yüz-
başı) çocukluk arkadaşı. Benden beş yaş genç (1925).
Karşılaştığımızda DenizcilerCaddesi'nde geçen günleri-
mizi tane tane anlatır, ne de güçlü bir belleği var. Liseyi
Gazi'de Vedat Günyol'dan okuyor. Bir bacağını yitirdiğin-
de eve kapanıyor. Sıra fakülteye geliyor. "Dil ve Tarih-Coğ-
rafya Fakültesi Felsefe Bölümü'nü 52 yerine 62'de biti-
rebildim" diyor. O yılların olayları içinde, o günlerin hoca-
lanndan ders görüyor. Nusret Hızır, Ortıan Burian, Per-
tev Boratav, Niyazi Berkes gibi hocalann etkisi büyük.
Behice Boran, Muzaffer Şeri'in adlarını yazmamış. Nâ-
zım Hikmet'in Yurt ve Dünya, Tercüme dergilerini sayı-
yor.
İlk çeviri kitabı Henry Alleg'in Sorgu'su oluyor. Birkaç
baskı yaptığı halde 'korsan baskıları' da çıkıyor.
Boyundan büyük bir iş saydığı "Kapital" çevirisine gi-
rişıyor. "Kapital" de birkaç baskı yaptığı halde ne ilgililer-
den bir ilgi görüyor ne de bilim adamlarından bir eleştiri
alıyor. "Üstelik, hemen herkes bilirBizans suharını aşma-
nın ne denli güç oldugunu, taa cennet mekan Ulubatlı
Hasan'dan beri..."
Gerisini şöyle anlatıyor:
"Yıllardır 'Kapital' ile yatıp Marx-Engels'le uyanınm.
Hayatımın mutluluğu budur. Bir de küçük mutluluklanm
vardır. Diyelim, Umursey'de isem gün kavuşurken birka-
deh rakı içmek çokmutlu ederbeni... YokeğerAnkara'da
isem ucuz bir lokantada -tercihan Asım'da- eski öğren-
cilerim ya da yeni genç dostlanmla bu kutsal görevı ye-
rine getiririm. Ödül falan almadım. Yazarsözlüklerine gir-
mediğime göre yazar sayılmadığım da besbelli. Kırk yıl-
dıryayımlanan yazılarım bir yana, kocamış yüreğimin zar
zor dayandığı mutluluk ve onur yüküdür. Işte yaşamım
bundan ibaret."
Böyle hoşgörülü dostlar da vardır. Yıllar önce "Kör-
fez"in bahçesinde bir rakı içmemiz unutulur mu?
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Avrupa'nın Akdeniz'e
bakan ve çok canlı bir tu-
rizm yöresi olan kıyı şeri-
di. 2/ Güvenilir... Yurdu-
muzda bir ırmak. 3/
Uzaktan kumanda ara-
cıyla televizyon kanallan
arasında hızlı hızh dolaş-
maya verilen ad. 4/ Müs- 6
tahkem yer.... Akıl... İnce 7
dantel. 5/ Yunan mitolo-
jisinde, içenleri ölümsüz- 8
lüğe kavuşturan tann Q
içkisi... Bir yüzey ölçüsü
1 2 3 4 5 6 7 8 9
birimi. 6/ İskambilde koz... Gemi-
nin yaru. 7/ Bir çeşit yumurtalı süt
tathsı. 8/ "...kıldan incedir. kıhç-
tan keskincedirı'Vanp amn üstüne
evler yapasım gelir" (Yunus Em-
re)... ABD Merkezi Haberalma
Örgütü'nün simgesi. 9/ Hindis-
tan'dayaygın olan bir din... Birtür
salon dansı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Fizikte. düzgün itmelerin etki-
siyle bir salınım genliğinin artışına
verilen ad. 2/ Yoksullara yiyecek veren hayır kurumu... Sahip.
3/ "Çok önemli kişi" anlamında uluslararası kısaltma... Ingiliz
ordusunun en seçkin birliklerini oluşturan ve bir Nepal halkı
olan Gurkalar'a özgü küıç. 4/ İktisatta "girdi" anlamında kul-
lanılan sözcük... Eski dilde yol. 5/ Yerindelik, yanılmazlık. 6/
Nazım Hikmet'in soyadı... Sert bir içki. 7/ Bir toplumda. belli
bir grubun kullandığı özel sözcükler bütünü... Hindistan'da
büyük toprak sahibi prenslere verilen ad. 8/ Yabancı... Vilayet.
9/ Gazetecilik dilinde bir çeşit uydurma habere verilen ad.
Sevgili dostum
YARGICAN
Seni çok özleyeceğım.
Ailesine, yakınlanna ve
Garanti Bankası'ndaki
dostlanma sabırlar dilerim.
Ersin Salman