02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 1994 CUMARTESİ DUIYAH DOOlV)Lordlar Kamarası Dış Ilişkiler Sözcüsü Barones Tessa Blackstone Cumhurİye! için yazdı Banş ve adalet içinişbirliği'Üçüncü BirryıTın başlangıcı; hem varsıl hem de yoksul ülkelerin siyasal önderlerine, dünyada ba- nş ve adaleti yerleştirmek için elbirliği yapmala- nna büyük bir firsattır. Bu yalnızca savaşı ve as- kersel çatışmalan önlemek anlamına gelmiyor. Aynı zamanda dünya nimetlerinin daha eşit dağı- lımı, insan haklannın yaygınlaşması, azınlıklann konınması ve kadınlara fırsat eşitliği tanınması- nı da içeriyor. Geriye dönüp Yirminci Yüzyıj'a baktığımızda kutlayacak çok şey görüyoruz: Üretime uygula- nan yeni teşviklerin geliştirdiği ekonomi; dünya nüfusunun okur-yazar olmayan oranını önemlı derecede azaltan eğitirft ataklan; çiçek gibi bula- şıcı hastalıklan yok edip milyonlarca insanın ya- şam süresini uzatan sağlık önlemleri; iletişim ağı- nın dünya çapında gelişmesi, çeşitü olduğu kadar zengin olan bir kültür geüşimi... tki dünya savaşı, Avrupa, Afrika ve Asya'da iç savaşlar, görülmemiş boyutlarda bir soykınm, aç- lık, eski Sovyetler Birliği'nde, Çin'de ve dünya- nın birçok yerinde milyonlann işkence çekip öl- meleriyle sonuçlanan insan haklan ihlalleri, Islam ülkelerinde ve öteki ülkelerde kadınlara uygula- nan baskı gibi daha karanlık nitelikte birgörünüm de var. Yirminci yüzyıl için verilecek karar, bazı konularda oldukça olumsuz yargılar içerecek gi- bi. Dünyanın 'Doğu', 'Baü' ve 'bağlanttsızlar'dan oluşan üç bloka bölündüğü soğuk savaş dönemi- nin sona ermesi, önce yeni ve umutlu bir başlan- gıç olarak karşılandı. Zamanla 'yeni dünya düze- ni'yle ilgili kuşlcuiar, 2000 yılında daha dengeli, adil ve banşçıl bir dünya hayaline karamsarlık ge- tirdi. irmi birinci yüzyıla girerken 'Kuzey' ve 'Güney' ülkelerinin arasındaki uçurum öncelikle giderilmelidir. 'Kuzey'; gelişmekte olan ülkelere, yardımla yükümlüdür. Yardımın silah satışına bağlanması, vazgeçilmesi gereken çirkin bir yöntemdir. Gelişmekte olan ülkelerin borçlannın yüzde 40'ını silah satışlannm oluşturduğu biliniyor. Yardım, ülkenin insan haklan sicilindeki gelişme koşuluna bağlanabilir. Barones Blackstone. eski Yugoslavya'nın parçalanmasından alınacak birçok ders var diyor ve ekliyor: Bunlardan bir tanesi, nüfusun kanşık olduğu bölgelerde etnik kökenli yeni de\ letlere ivedilikie özerklik tanınmasının acı sonuçlar doğurduğudur. Azınlık gnıplanna hoşgörü gösterip haklannın konınmasınm, onlan hoşgörüsüzIükJe aynlıkçılığa itmekten daha ivi bir yol olduğu arök anlaşılmalıdır. Portre Siyaset, eğitim ve saııatla içiçe tnsan Haklan Derneği'nin eski genel sekreteri Ian Martin'in belirttiği gibi, ortaya çıkan değişik- likler, bir tehdit olarak değil de insan haklanna da- ha fazla saygı istemi için bir fırsat olarak değer- lendirilmelidir. Sovyetler Birliği gibi baskı temel- lerinin yıkılması ve yalnız Doğu ve Orta Avru- pa'da değil; Asya, Afrika, hatta Güney Ameri- ka'da yeni demokrasilerin kurulması. kişilerin in- sanlık haklannın korunması için gerekli ortamı yaratan önemlı bir gelişmedir. lrk aynmı Güney Afrika'da kalktı ve siyahlar, nisandaki seçimler- de ilk kez oy kullandılar. Ne yazık ki demokrasinin yaygınlaşması, ken- di başına anlatım özgürlüğünü güvence altına al- madığı gibi haksız yere hapsedilmeyi ve işkence- yi de ortadan kaldırmıyor; ülkelerin serbest tıca- rete ve pazar ekonomisine açılması da bunları sağlamıyor. Serbest pazar ekonomosinin insan haklan ihlallerini engellemediğini gösteren en iyi ve en büyük örnek. Çin'dir. Bazı yeni demokrasi- lerde, siyasal rakiplerin tutuklanıp hapsedilmesi. geçmişin siyasal kültürüne öylesine sinmiş ki kı- sa sürede yeniden canlanabiliyor. Eski baskı dü- zenlerinden kurtulunup eski sınırlara karşı çıkı- lan bazı bölgelerde, yeni ve tehlikeli ulusçuluk akımlan ve etnik gerilimler baş gösterdi. Tessa Blackstone, Londra Üniversıtesi 'ndeki Birbek Koleji'nde öğretım üyesidir. Lordlar Kamarası nda dış ılişkiler konusunda başta gelen tartışmacıdır; aynca eğitim, ticaret ve endüstri konulannda da konuşur. Londra Ekonomi Fakültesi'nde öğrenim gördü ve 1969 yılında doktorasını tamamladı. Aynı fakültede dokuz yıl toplumsal yohetim konusunda öğretim üyeliği yaptıktan sonra 1975 yılında Merkez Siyasalannı Inceleme Komisyonu'nda görev aldı. VVilson-ve Callaghan hükümetleri sırasında bıi görevini südürdü. 1978'de Londra Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde eğitim yönetimi profesörü oldu. 1983-87 yıllannda, Londra Eğitim Dairesi'nde görev aldı, daha sonra da eğitim müdürü oldu. 1987-91 arasında BBC'nin Danışma Kurulu Başkanlığfnı. Kraliyet Operası Yönetim Kurulu üyeliği yaptı ve 1991 Eylülü'nden itibaren aynı kurulun bale bölümü başkanlığını üstlendi. Aynı zamanda Kamu Siyasalan Araştırma Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı'dır. Mart 1992'de Doğa Tarihi Müzesi'nin yönetim kuruluna seçildi. Toplumsal siyasa ve eğitim siyasalan konulannda birçok makale ve birkaç kıtap yazdı. Son iki kitabı ise 1988'de yayımlanan "Inside the Think Tank: Advising the Cabinet 1971-83" William Plovvdeu'la birlikte hazırlandı) ve "Prisous and Penal RefornTdur (1990). Yirmi birinci yüzyıla girerken yeni fırsatlan de- ğerlendirmek için neler yapılabilir? 'Kuzey' ve 'Güney' ülkelerinin arasındaki uçurum öncelikle gidenlmelidır. 'Kuzey'; gelişmekte olan ülkelere, çekici ticari anlaşmalar. borç ertelemesi. yeni ta- nm yöntemleri, kadınlara yönelık sağlık ve eği- tim programlannı destekleyerek yardım etmekte yükümlüdür. Özellikle ilk iki konudakı yardım, ülkenin insan haklan sicilindeki gelişme koşulu- na bağlanabilır. Yardımın silah satışına bağlanma- sı, vazgeçilmesi gereken çirkin bir yöntemdir. Ge- Tessa Blackstone lişmekte olan ülkelenn borçlannın yüzde 40"ını silah satışlannın oluşturduğu ve bu miktann ola- ğan savunma ihtiyaçlannı fazlasıyla aştığı bilini- yor. Ikinci olarak, yeni yüzyıla girerken Birleşmış Milletler'in, banşı koruma ve insan haklannı ge- liştinne görevini daha iyi yürütebilmesı için ona yeni destekler sağlanmalıdır. Yeni ulusçuluk akımlannın yarattığı sınır çatışmalan yoğunlaşıp kontrolden çıkmadan hızlı müdahaleyi gerektiri- yor. Çatışma çıkınca Birleşmiş Milletler, üye ül- yazık ki demokrasinin yaygınlaşması, kendi başına anlatım özgürlüğünü güvence altına almadığı gibi haksız yere hapsedilmeyi ve işkenceyi de ortadan kaldırmıyor; ülkelerin serbest ticarete ve pazar ekonomisine açılması da bunlan sağlamıyor. Serbest pazar ekonomosinin insan haklan ihlallerini engellemediğini gösteren en iyi ve en büyük Örnek, Çin'dir. kelerin askersel gücünden önceden belirlenmiş bölümleri hemen harekete geçirerek banşı koru- malıdır. Eski Yugoslavya'nın parçalanmasından alınacak birçok ders var. Bunlardan bir tanesi, nü- fusun kanşık olduğu bölgelerde etnik kökenli ye- ni devletlere ivedilikie özerklik tanınmasının acı sonuçlar doğurduğudur. Azınlık gruplarına hoş- görü gösterip haklannın korunmasının, onlan hoşgörüsüzlükle aynlıkçılığa itmekten daha iyi bir yol olduğu artık anlaşılmalıdır. İki yaşındakı torunum, 2001 yılında onuncu yaş gününü kutlayacak. Umanm ki ne kadar ay- ncalıklı olduğunun bilincine vararak büyür ve dünyada. yaşamda şanslan onunkinden çok daha az olan milyonlarca on yaşındaki çocuğun, hak- lannı kazanması için savaşmaya istekli olur. O ve onun gibilerin. böyle davranarak önümüzdeki yüzyılda insan haklannı gercekten geliştirecekle- rine inanacak kadar iyimserim! Yann: İstanbul'da eğitim gören Prof. Danhvart A. Rustovv © Y A Yl N ÇALIŞANLARIN H A K K I SORULARI Cumhuriyet / SORUNLARI ' E A İ YILMAZ T T İ R . ŞÎPAL İZ İ N S İ z Y A Y IM L A N A M A Z . * 'Geçim sağLayan gelir' Sonı: Babam, Bağ-Kur'dan emekli olduktan sonra vefat etti. Ben o tarihte e\ li olduğumdan pek tabii bana kız çocuk olarak yetim ay- hğı bağlanması düşünülemezdi. AJtı ay önce eşüni de kaybertim. Eşim, SSK'den emekli idi. Bana da SSK tarafindan dul ayiığı bağ- landı. Ancak. babamın bir başka sosyal güvenlik kurumuna primleri- ni eksiksiz ödemiş oldugunu düşünerek, ben de ev li olmadığıma gö- reyetim ayiığı bağlanması için Bağ-Kur'a başvurdum. Bir süre son- ra bana, "Bağlanmasını istemiş olduğunuz ölüm a\ lığı talebüıiz SSK'den aylık aldığuuzı beyan etmeniz nedeniyle reddedilmiştir" yanıtı geldi. Vaptığım araşhrmalarda, örneğin babası Emekli Sandığı iştirak- çisi olup e\ li olmayan kız çocuklara eşinden Bağ-Kur veya SSK'den dul ayiığı bağlanaıüara, aynca Emekli Sandığı'nın yetim ayhğı da ödediğini öğrendün. Bu durum bana çelişkili geldi. Sornıak istediğim herhangi bir sos- yal güvenlik kunımundan dul a\Lığı alanlann a>nı zamanda Bağ- Kur'dan da yetim ayiığı alıp alamayacalarıdır? (C.G) YAN1T: Yetim ayiığı bağlanması için aranan koşullar Sosyal Si- gortalar Kurumu. Bağ-Kur ve Emekli Sandığf nda aynı değildir. Bu konuda çifte standart uygulanmaktadır. Bağ-Kur Yasası"nın "Eş ve Çocuklara, Ana ve BabayaTahsis Ya- pılmasrna ilişkin 45. maddesıne göre: "c) 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükse- köğretim yapması halinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşlan ne olursa olsun çahşamayacak durumda malul bulunan çocuklan ile geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşlan ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklannın her birine" ölen sigorta- lının almakta olduğu ya da almaya hak kazandığı aylığının yüzde 25'i ölüm ayiığı olarak bağlanır. Evli olmayan kız çocuklannın yetim aylığından yararlanabilme- leri için."geçimini sağlayacak geüri" olmaması koşulu aranmakta- dır. Geçim sağlayan gelirin tutan ise Bağ-Kur Genel Müdürlü- ğü'nün 10 Mayıs 1985 günlü 268 sayılı genelgesinin 69. sayfasın- da belirlenmiştir: "Gecimi sağlayacak başka bir gelir suunnuı ne olması gerektiği hususu Yönetim Kurulu'nca alınan 76759 sayılı kararla; (10.7.1976 gün ve 15462 sayılı ResmiGazete'de neşredilen 1.7.1976gün ve2022 sayıh. 65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçsüz ve kimsesiz Türk vatan- daşlanna aylık bağlanması hakkında) kanunla tespit edilen aylık miktaruıı geçmeyecek kadar geliri bulunan evlenmemiş kız çocuk- larla dul kalmış kızlara, hak ettikleri ölüm ayhklannm bağlanma- sı şeklinde tespit edilmiş bulunmaktadır. Yönetmelikteki bu yoruma göre 2022 sayılı yasada belirlenen 300 gösterge sayısımn geçerli katsayı olan 1.100 ile çarpımı sonu- cu bulunan 330 bin lira, geçim sağlayan gelir olarak kabul edilmiş- tir. Ayda 330 bin liranın altında geliri olan kız çocuklar. Bağ-Kur'un yetim aylığından yararlanabilmektedir. Aylık gelin 330 bin liranın üstünde olanlara yetim ayiığı bağlanmamaktadır. İLAN T.C. ADANA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLANEN DAVETİYE DosyaNo: 1993 763 Davaa Musa Özdemir vekili Av. Servet Özeroğlu tarafmdan davah Fahri Kurt aleyhine açılan Sofulu köyü, 3 pafta, 953 parselle ilgili şufa davasının yapılan yargılaması sırasında; Davalı adına davetiye tebhğ edilemediğL zabıtaca da adresi tespit edüemediğinden ilanen davetiye cıkartılmasına karar verilmiş olmak- la, 24.10.1994 günü saat 9"da duruşmada hazır bulunması veya ken- disini bir vekille temsil etürmesi, aksi halde duruşmanın gıyabında yapılarak karar verileceği hususu daveüye yerine kaim olmak üzere davah Fahri Kurt'a ilanen tebliğ olunur. 23.9.1994 Basın: 36534 T.C. İZMtR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESt BAŞKANLIĞI'NDAN EsasNo: 1994/375 Davaa Saide Çetin vekili tarafindan davah Ali Ekinci ve Aykaç Mehmet Beşir aleyhine mahkememızde ıkame olunan menfi tespit, senet iptaü ve istirdat davasında (225.000.000 TL. bedelli dava); davah Ali Ekinci'nin adresi meçhul olmakla davalı aleyhine açıl- mış bulunan davaya cevap vermesi ve duruşma gününde haar bulun- ması veya kendisini bir vekille temsil etürmesi için, duruşmanın atılı bulunduğu 9.11 1994 günü saat 9.55'te hazır bulunması, hazır bulun- madığı takdirde yokluğunda hüküm venleceğme karar verilmistir. Dava arzuhali ile birükte duruşma gününü bildirir davetiye tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 26.9.1994 Basm: 36520 İZMÎR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1994 190 Davacı Anadolu Anonim Türk Sigorta şirketi vekili Av. Zehra Çelimli tarafindan Muhittin Kul ve arkadaşlan aleyhine açılan tescıl davasının yapılan duruşmasında; , Davahlar Muhittin Kuru ile Enez Karsh'mn adınaçıkanlan dave- tiye tebliğ edilememiş. keza yaptınlan zabıta tahkikaüna rağmcn davahnın adresi tespit edüemediğinden davetiyenin ilanen tebliğine karar verilmiş olup davahnın duruşma günü olan 7.11.1994 günü sa- at 9.45'te mahkememizde hazır bulunması veya kedisini bir vekil ile temsil ettirmesi aksi takdirde duruşmaya gıyabında devam edilip bıti- rileceği davetı>e verine kaim olmak üzere ilan olunur. 8 9 1994 Basın: 36521 T.C. GÖLYAKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1993 '125 Davacılar Elmas Yılmaz ve Nazile Yılmaz (Sağlam) vekiUeri Av Erdal Hakoğlu tarafindan davahlar Ahmet Yılmaz ve Tapu Sicil Muhafızhğı'na izafeten Hazine avukathğı aleyhine açılan, Golyaka ilcesi, Çay köyü Pazarak mevkiı, pafta: 2, parsel: 136-138'de tapuda kajıth gavrimenkullerin mahk hanesine baba adının ilavesi davasının >apılan açık yargılaması sırasında Tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen davah Ahmet Yıl- maz'm mahkemesinin görülmesi için behrlenen 16.11.1994 günü saat 9.00"da yapılacak olan duruşmada hazır ohnası veya kendisini bir ve- kille temsil ettirmesi, aksi halde duruşmanın yokluğunda yapıJarak karara bağlanacağı. duruşma günü ve dava dilekçesinin tebliği yerine eoçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 51246 Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804 • MESEN OTEL • ^ A K C A K O C A B Omutn-Deniz-PlaJ-Haıruz-Sesstzlık Oda Kohvdt. 450.000 TL Yazkıj oçığıı Tal (0374) 611 44 36-611 36 78 POÜTtKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Havuzun Kıyısında... Şair Muzaffer Arabul'la Ankara'da; Kızılay'da, Kızılay Parkı'nda, havuzun kenarında oturup şiir okur, konuşur- duk. Parkın ortasında bir havuz olduğu için buraya "Ha- vuzbaşı" da derlerdi. Havuzun ortasında pipisi açıkta bir çocuk heykeli de vardı. Belediye, yıllarca bu çocuk hey- kelini nereye koyacağını bilemedi. Kızılay Derneği, Afyon- karahisar'da çıkan maden suyunu satardı. Maden suyu gazoz gibiydi. Içtikten bir süre sonra gegirtirdi. Şimdi düşünüyorum da aradan kaç bin yıl geçmiş (uzun ve uzak yıllar geçince öyle deniyor). Yıllar uzayıp gider- ken kentler de değışiyor. Ikimiz de Ankaralı olmaktan çık- mış, istanbullu olmuşuz. Derken, 1952 tutuklaması geldi çattı. Birçok dostla bir- likte Muzaffer'i de içeri aldılar. Girdi, yattı, çıktı. Kaç kez dağıldık, kaç kez toparlandık. Şimdi Muzaffer de ben de birer SSK emekliyisiz. "Şa- irin emeklisi olurmu?" demeyin. Olurdaolmazda... Elim- de çıkardığı şiir kitabı var, adı: "Gün Sonu". (Gerçek Sa- nat Yayınlan). Kitabın kapağının ardında şimdiye değin ya- yımladığı kitapların sırası var; tam24 kitap. Bunlarroman, deneme, şiir. Romanlardan 4 cirtlik 'Çakrazlar', bir de sa- deleştirilmiş 'Fefva'lar var. 24 cilt kitap yazmış bir kişi emekli olur mu? Bir dörtlüğü var, günümüze uygun Şimdi kimi başa gelmiş gibi oldu Kiminin alnı taşa gelmiş gibi oldu Bundan sonra ne paşa ne de padişah gelir Tüm babalar ortada kalmış gibi oldu. Rüşvetler, mafyalar, babalar macerası uzayıp gidiyor. Si- lahlar yetmediği gibi yasalar da yetmiyor. Yasa yapanla- rın elleri, kollan bağlı... Siyaset meydanında genel müdür- lerin suskunluğu bundan... Son günlerde eskiyi anımsatan sesler geliyor. Bir ses de Marx, Engels, Lenin gibi ustalann çevirisini büyük be- cerıyle yapan Alaattin Bitgi'den. Mektubu yazmış, yanı- na da Engels'in biyografisini eklemiş. Alaattin, Keçiören'de dogmuş olmasına karşın bizim mahalle arkadaşımızdır. Özellikle kardeşim Ziya'nın (yüz- başı) çocukluk arkadaşı. Benden beş yaş genç (1925). Karşılaştığımızda DenizcilerCaddesi'nde geçen günleri- mizi tane tane anlatır, ne de güçlü bir belleği var. Liseyi Gazi'de Vedat Günyol'dan okuyor. Bir bacağını yitirdiğin- de eve kapanıyor. Sıra fakülteye geliyor. "Dil ve Tarih-Coğ- rafya Fakültesi Felsefe Bölümü'nü 52 yerine 62'de biti- rebildim" diyor. O yılların olayları içinde, o günlerin hoca- lanndan ders görüyor. Nusret Hızır, Ortıan Burian, Per- tev Boratav, Niyazi Berkes gibi hocalann etkisi büyük. Behice Boran, Muzaffer Şeri'in adlarını yazmamış. Nâ- zım Hikmet'in Yurt ve Dünya, Tercüme dergilerini sayı- yor. İlk çeviri kitabı Henry Alleg'in Sorgu'su oluyor. Birkaç baskı yaptığı halde 'korsan baskıları' da çıkıyor. Boyundan büyük bir iş saydığı "Kapital" çevirisine gi- rişıyor. "Kapital" de birkaç baskı yaptığı halde ne ilgililer- den bir ilgi görüyor ne de bilim adamlarından bir eleştiri alıyor. "Üstelik, hemen herkes bilirBizans suharını aşma- nın ne denli güç oldugunu, taa cennet mekan Ulubatlı Hasan'dan beri..." Gerisini şöyle anlatıyor: "Yıllardır 'Kapital' ile yatıp Marx-Engels'le uyanınm. Hayatımın mutluluğu budur. Bir de küçük mutluluklanm vardır. Diyelim, Umursey'de isem gün kavuşurken birka- deh rakı içmek çokmutlu ederbeni... YokeğerAnkara'da isem ucuz bir lokantada -tercihan Asım'da- eski öğren- cilerim ya da yeni genç dostlanmla bu kutsal görevı ye- rine getiririm. Ödül falan almadım. Yazarsözlüklerine gir- mediğime göre yazar sayılmadığım da besbelli. Kırk yıl- dıryayımlanan yazılarım bir yana, kocamış yüreğimin zar zor dayandığı mutluluk ve onur yüküdür. Işte yaşamım bundan ibaret." Böyle hoşgörülü dostlar da vardır. Yıllar önce "Kör- fez"in bahçesinde bir rakı içmemiz unutulur mu? BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Avrupa'nın Akdeniz'e bakan ve çok canlı bir tu- rizm yöresi olan kıyı şeri- di. 2/ Güvenilir... Yurdu- muzda bir ırmak. 3/ Uzaktan kumanda ara- cıyla televizyon kanallan arasında hızlı hızh dolaş- maya verilen ad. 4/ Müs- 6 tahkem yer.... Akıl... İnce 7 dantel. 5/ Yunan mitolo- jisinde, içenleri ölümsüz- 8 lüğe kavuşturan tann Q içkisi... Bir yüzey ölçüsü 1 2 3 4 5 6 7 8 9 birimi. 6/ İskambilde koz... Gemi- nin yaru. 7/ Bir çeşit yumurtalı süt tathsı. 8/ "...kıldan incedir. kıhç- tan keskincedirı'Vanp amn üstüne evler yapasım gelir" (Yunus Em- re)... ABD Merkezi Haberalma Örgütü'nün simgesi. 9/ Hindis- tan'dayaygın olan bir din... Birtür salon dansı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Fizikte. düzgün itmelerin etki- siyle bir salınım genliğinin artışına verilen ad. 2/ Yoksullara yiyecek veren hayır kurumu... Sahip. 3/ "Çok önemli kişi" anlamında uluslararası kısaltma... Ingiliz ordusunun en seçkin birliklerini oluşturan ve bir Nepal halkı olan Gurkalar'a özgü küıç. 4/ İktisatta "girdi" anlamında kul- lanılan sözcük... Eski dilde yol. 5/ Yerindelik, yanılmazlık. 6/ Nazım Hikmet'in soyadı... Sert bir içki. 7/ Bir toplumda. belli bir grubun kullandığı özel sözcükler bütünü... Hindistan'da büyük toprak sahibi prenslere verilen ad. 8/ Yabancı... Vilayet. 9/ Gazetecilik dilinde bir çeşit uydurma habere verilen ad. Sevgili dostum YARGICAN Seni çok özleyeceğım. Ailesine, yakınlanna ve Garanti Bankası'ndaki dostlanma sabırlar dilerim. Ersin Salman
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle