Katalog

1EKİM1994CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yabancı dîlle eğitime son • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-YÖK Genel Kurulu. üniversitelerde yabancıdille eğitim yapılması uygulamasını kaldırdı. Karar gereği, bundan sonra ODTU, Bilkent, Boğazıçi, Koç ve Galatasaray Üniversitesi dışındakı üniversite veya bölüme yabancı dille eğitim yapma izni verilmeyecek. Yabancı dilde eğitim yapan üniversiteler ise aşamalı olarak Türkçe eğitime gececekJer. Yüksek öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, YÖK Gene! Kunılu'nun, daha önce Üniversitelerarası Kurul'un aldığı, Türk üniversitelerinin tamamında Türkçe eğitim yapılması yolundaki birkarannı onayladığını söyledi. THYveHAVAŞ'ta sözleşme • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türk Hava Yollan (THY)veHAVAŞ'ta örgütlü 10 bin 300işçinin toplu pazarlık süreci, 3 ekim pazartesi günü başhyor. Hava-lş Sendıkası. THY'de 8bin,HAVAŞ"ta2bin3O0 işçi adına, toplu pazarlık masasınaoturacak. Hava-lş Sendikası, yeni sözleşme dönemi için, 1. altı ayda iş gruplanna göre yüzde 54.3 ile 84.3 oranında ücret artışı isteminde bulunacak. İşsizteryürüdü: 20 gözaltı • ADA1N;A (Cumhuriyet Güney Ilkri Bürosu) - Adana'da işsizliği vezamlan protesto ederek yürüyüş yapan birgruba polis müdahale etti ve yaklaşık 20 kişiyi gözalüna aldı. İş ve İşçi Bulma Kurumu Bölge Müdürlüğü binası önünde dün saat 11.00'de bir araya gelenvearalannda çocuklann da bulunduğu bir grup Çakmak caddesinden Dörtyol'a dek süren bir yürüyüş yaptı. Polis daha sonra coplarla müdahale etti ve 20 kişiyi gözalüna aldı. Emekffkyaşı • ANKARA (ANKA)- Îürk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yaşlıhk aylığı bağlanma koşullannı daha da ağırlaşürmak istediğini belirterek, "Türk-İş emeklilik yaşı konusunu tartışma konusu yapmayacaktır. Hükümeti, emekliliği zorlaştırma konusunda atacağı işçi karşıtı adımlarla ilgili olarak bir kez daha uyanyoruz" dedi. Veba uyansı • ANKARA (ANKA)- Sağlık Bakanlığı Hindistan'da ortaya çıkan ve hızla yayılan veba salgını konusunda genelgeyle sağlık personelini uyardı. Sağlık Bakanı Doğan Baran adına Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Cihanser Erel imzasıyla tüm illerin valiliklerine gönderilen genelgede, vebanın ortaya çıkması ve bulaşma yollan ile ilgili bilgilere yer verildi. Dev-Sol davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Dev-Şol örgütü üyesi olmak, cinayete azmettirmek, kuryelik yapmak, örgüte silah sağlamak ve istihbarat çahşmalannda bulunmak suçundan haklannda dava açılan 3'ü tutuklu, 28 samğın yargılanmasına dün devam edildi. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde devam edilen duruşmada söz alan tutuklu sanıklar, "Dev-Sol lideri Dursun Karataş'ın savunmasını hazırladığı ve örgüt etkinliklerinde bulunduğu" gerekçesiylegeçen günlerde gözalüna alınan Avukat Murat Demir'in işkence gördüğünü savladılar. Tahliye talebini reddeden mahkemebaşkam • duruşmayı erteledi. Yat yandı: 2ölü • MARMARİS (AA>Muğla'nın Marmaris üçesinde, limanda demirli Sinan-2 adlı bir yatta dün sabaha karşı elektrik kontagı yüzünden yangın çıkü. Kamarada uyumakta olan Dolpfın adb bir Alman su sporlan hocası Andre FriedrichPeter(29)ile Christine Hinz (28) adlı 2 Alman turist, dumandan zehirtenerek öldü. îslaıııiHareketdavalaııbirleşti Yazanmız Mumcu'ya düzenlenen suikasttan sonra İslami Hareket örgütü Ankara sorumlulan olduklan savıyla yakalanan iki kişi hakkındaki dava, İstanbul'da aynı konudaki dava ile birleşti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ya- zanmız Uğur Mumcu'ya düzenlenen su- ikast sonrasında, İstanbul bağlanülı olarak Ankara'da yapılan İslami Hare- ket örgütü operasyonunda örgütün An- kara sorumlulan olduklan gerekçesiyle yakalanan Necmi Aslan ve Abdürrahim Aksoy hakkında açılan dava, İstanbul"- daki dosya ile birleştirildi. Saruklann avukatı Hüsamettin Demir ise Ankara'- daki dava ile İstanbul'daki dava arası- nda bir bağlantı olmadığını öne sürerek, "Müvekkillerimin bu örgütle hiçbir ala- kalannın olmadığı yargılama sonucunda ortaya çıkacaktır" dedi. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), tutuksuz olarak yargılanan sa- nıklar Necmi Aslan ve Abdürrahim Ak- soy hakkında açılan davayı, aynı örgüt ile ilgili olarak istanbul'da açılan toplu dava ile birleştirme karan aldı. DGM Savcısı, Dilaver Kahved, davayla ilgili mütalaasmda. gerek Ankara gerekse İstanbul'da açılan her iki davanın iddia- nameleri arasında benzerlikler bulun- duğunu belirterek. "Örneğin, her iki id- dianamede, tüm sanıklann örgüt ile ilgili toplantılara gittiklerinden ve örgüt üyesi olduklanndan bahsedilmiştir" dedi. Savcı Kahveci, Ankara DGM'de yargı- lanan sanıklar ile İstanbul'da yargıla- nan sanıklar arasında hukuki ve fıili yönden ilişki bulunduğunu da ifade ederek her iki dosyanın birleştirilmesi talebinde bulundu. Ankara DGM de bu talep çerçevesinde iki davanın birleş- tirilmesine karar verdi. Konuyla ilgili olarak AA muhabiri- nin sorulannı yanıtlayan sanıklann avukatı Hüsamettin Demir ise müvek- killerinin suçsuz olduğunu savundu. Demir, "Adalet orada da tecelli edecek, burada da tecelli edecek. Müvekkilleri- min bu örgütle hiçbir alakalarının olma- dığı, yargılama sonucunda ortaya çıka- caktır" dedi. Aslan ve Aksoy hakkında hazırlanan iddianamede, sanıklann anayasal düzeni silah zoruyla değiştire- rek yerine "İslami esaslara dayalı bir devlet düzeni" kurmayı amaçladıklan belirtilmişti. İddianamede, sanıklann bu doğrultuda, mali destek için araba çalıp sattıklan ve Yalova'da yapılan şûra toplantısına katıldıklan ileri sürül- müştü. Her iki sanık hakkında da 20'şer yıla kadar ağır hapis cezası talep edili- yordu. Mumcu suikastının sanığı ola- rak aranan İslami Hareket örgütünün lider kadrosundan Şefik Polat'ı, sanık Necmi Aslan'ın evinde banndırdığı ve suikasttan iki gün sonra emniyet birim- leri tarafından bu evde önce bulunup daha sonra serbest bırakıldığı da bir sü- re önce basında yer almıştı. Köfteciyle Ahmet'in düşsel pazarlığı AHMET ŞIK İnbtar girişinıierinedüı Bginç ve farkh bir halka daha eklendL tnterstarTdevizyonu'nun Çağlayan'da bıriunan 85 mrtre yüksekBğindeki veritisme nrmanan bir vatandaş, poGs>e gazetedkri uzın süt uğraştırdiktan sonra, kendisinebir'4 sev-gfli"buJunacağı vaatediBp,birkadıngösterümcsi üzerine, yeniden yaşama döndü. Vatandaşa Ahmet admı koyan kurtancdardan köfted Kdıç, «ktereensevgiinolacakbirde manta buhnz" deyince vatandaş Ahmetgûbneye başladı. Bunun üzerme, bir pofis memuru tsfah memurea öyküm Sezenl vatandaş Ahmet'e gösterflmek iizere, veridnin > anma gotürdü. Bir süre sonra da Ahmet'i ortalanna alan kurtancdar aşağıv a indi. Öy küm ile Ahmet arasmdaki hav ali öyküniin dev amı, bugune kakh... Tarih kitapları, Türk-îslam sentezi üzerme ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR - "Hayvan sürülerioi sevk ve idare yeteneğini kazanan Türkler, bu yetenekleri, diğer in- san kütieleri üzerine kaydırarak ekonomik ve hukuki yönleri ile sosyal organizasyomı gercekleş- tirdi." Bu görüş, liselerde okutulan tarih kitabında yer alıyor. Görü- şün devamı ise şöyle: "Şu halde Türkler, yeryüzündeki ilk siyasi kadrolan kuran, ilk kanun kovucu toplujuk idi. Türkler, kûltürleri yolu ile eski çağlarda temasa gel- dikleri (Çinliler ve Avnıpalılann atalan dahfl) diğer kültürlerdeki bütfin kütieleri hukuka, teşki- latçılığa ve devlet kuruculuğuna alıştırnuşlardır." Izmir'de sürdüriilen Tarih Öğ- retimi ve Ders Kitaplan Sempoz- yumu'nda. ilk, orta ve liselerde okutulan tarih ders kitaplan tartışıldı. Sempozyumda konu- şan tarih arastırmacısı MeteTun- çay, tarih kitaplannda Türk tarih teziyle doruğıına erişen milliyetçi görüşün yol açtığı saptırma ve çarpıtmalann yanı sıra "bir üs- tünlük duygusu yaratmayı amaç- la>an övüngen abartmalar ve karşunıza aldığımız toplulukları küçülten yergUerin'"' önemıne de- ğindi. Gerek ikili gerekse çok yanlı uluslararası kültür anlaş- malanyla hükümetin. "tarih ders kitapiannı halklar arasmda nefret yaratacak nitelikteki ifadelerden anndırmak için üstlendiği yü- kümlülükleri" \urgulayan Tun- çay, bunlann uygulamaya geç- mediğini söyledi. Tuncay. 500 yıl önce İstan- bul'u aldığımıza sevinmekten ve 300 yıl önce Vivana'yı ala- madığımıza hayıflanmaktan vaz- gecilmesi gerektiğini savuna- rak, "Amacımız, devlete itaatkar teba değil, demokratik bir toplu- mun hak ve özgürlüklerine sahip çıkacak yurttaşı yetiştirmek ol- malı" diye konuştu. Sempozyumda. "kredili sistem ve lise tarih kitaplan" konusunda bir bildiri sunan DEL" Buca Eği- tim Fakültesi'nden Yucel Ka- bapınar. yeni kredili sistem ile "mutlakçı, mükemmeld, eieştiri- den uzak, bilgi ağırlıklı" nitelik taşı\an tarih ders programlannın değişeceğini beklemelenne kar- şın. bu değışimin gerçekleşmedi- ğinibildirdi. Yeni tarih programmı haar- layanlann "medeniyerierin farklılığı şuurunu kazandırmak >e dünyavı daha iyi tamma olanağı sağlamak" gıbi ükeler belirleme- lerine karşın. bu ders prog- ramının da "miDilik" ve "mflK ta- rih" temel düşüncesı çerçevesinde evrenseli yakalamaktan çok uzak bir görüntü sergilediğini vurgula- yan Kabapınar. "Nitekhn hazı- rlanan ders programında dünya tarihine sadece yüzde 10 oranında yer aynbntştır" dedi. Eylem 3 ekimde Oğretim üyelerinden cüppeli protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğretim üyeleri, sorunlanna karşı duyarsız kalan hükümeti, 3 ekimde TBMM önünde cüppeleriyle kaülacaklan bir toplanüyla protesto edecekler. Öğretim Elemanlan Sendikası'ndan yapılan yazılı açıklamada. ODTÜ Öğretim Elemanlan Derneği. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği, İzmir Üniversiteleri Öğretim Elemanlan Derneği, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ve Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu üyelerinin cüppeleriyle 3 ekimde TBMM önünde toplanarak hükümeti protesto edecekleri belirtildi. Açıklamada, tüm öğretim üyelerine eyleme katılma çağnsında bulunuldu. Üniversitelerin, akademik özgürlük, özerklik ve demokratik yönetim ilkeleriyle "alay edilen" kurumlardurumuna dönüştürüldüğüne dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: "Bizler, YÖK sistemi içinde sıkıştırılmtş, üniversiter niteliği>okedilmiş kurumlarda >ar ouna savaşı veriyoruz. Özlük haklanmızda nisbi düzeltmeler yapmayı ve ücretimizi yüzde 30-50 düzeyinde arttırmayı hedefleyen yasa önerisi TBMM'de sürünüvor." Sertlikten, Kireçten, Çamur ve Tortulardan Organik Maddelerden, Bakterilerden ARINDIRILMIŞ TEMİZSU Konutlardan tatil köylerine, hastanelerden sanayi kuruluşlarına kadar her ölçek için uygun cihazlar; Yumuşatma, Ultraviyole ve Reverse Osmosis yöntemleriyle; Amerikan Teknolojisi Bazı Uygulamalanmız: Aiaköy Bloklan 7. ve 8. Kısımlar (Banş Sitesi) 388Daire 300 ton/gün Movenpick Otelî 80 ton/gün RagıpPaşa Kornsa 50 ton/gün EgePalas 100 ton /gün Robert Lîsesi İsküdar Amerikan Iisesi Aquamatch SU ARITMA SISTEMLERI • Otomatik • Ekonomik • Emniyetli • Katkı Maddesiz • Çevreci TÜRKİYE GENELİNDE BAYİLİKLER VERİLECEKTİR IKATA1A MERKEZ: RIHTIM CAD. NESLIHAN 207 KAHAKÖY • İSTANBUL TEL (0-212) 293 78 41 / 252 57 91; 24911 97 FAX: (0-212) 244 0274 • İSTANBUL BAYILERİ: ENTA LTD TEL 10-212) 212 32 53 • ARTIMA TEL (0-212) 557 69 94 • İZMİR BAYİLERI: UFUKSAN n TEL |0-232l 457 77 32 • ERKA KIMYA TEL (0-2321 458 05 36 • DENIZLİ BAYİİ: ŞENEL KIMYA TEL (0-258J 264 87 03 İNŞAAT VE ENDÜSTRİ A.Ş. ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ Türk Henkel Mutlu Akü Fabrikası KavOrman Sanayi Erbakır - Denizü ErsalTarun -Ankara Topkapı Boya Fabrikası Fabrika aük suyu geri kazanılması. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ YOK'ün Göpemediği YÛK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam'ın 20 Eylül 1994 tarihli yazıma verdikleri yanıtı 29 eylül perşembe günü okudunuz. Aslında bu işleri "yılan hikayesi"ya da münazaraya çevirmeyi asla istemiyorum. Ama yaşam ve davranışlarının sorumluluğunun bilincinde bir bilim emekçisi olarak, bu konulardaki görüşlerimi okurlarıma net bir biçimde aktarmak istiyorum. Anımsanacağı üzere 20 eylül tarihli yazımda "Lisan- süstü Öğretim Yönetmeliği'"nde yapılan değişiklikle; YÖK'ün, "Akademik Kurulu"nda yer almakta olduğum ISIS (İstanbul School of International Relations) isimli eğitim kurumuna karşı olan tutumunu eleştirmiştim. Sayın Sağlam, söz konusu yönetmeliğin Üniversitele- rarası Kurul'un bir yönetmeliği olduğunu vedeğişikliğin de 57 üniversite rektörü ve tüm üniversite senatoların- dan gönderilen birer temsilciyle birlikte 114 kişilik bu ku- rulun 27 haziran tarihli toplantısında oy birliğiyle değişti- rildiğini vurgulayarak, benim bu konudaki eleştirimi {"Böyle yönetmelik, böyle mantık mı olur?"), yanıtlıyor- lar. Üniversitelerarası Kurul, elbette bu ülkede en saygı duyduğum kurumlardan biridir. Meslektaş olma onuru- nu paylaştığım birçok isim bu kurulun üyesidir. Ama bu düşüncelerim, bu kurulun da "hatadan münezzeh" ol- ması sonucunu doğurmaz. Gündemi aşırı derecede do- lu birkurulda, bir yönetmelik değişikliğinin nasıl yapıldı- ğını çok iyi bilirim. Kaldı ki; insana güven vermesi gere- ken "oybirliği" kararları, uzun zamandan beri bana gü- ven vermemektedir. Bu kuruldaki meslektaşlarımın "kaliteyi arttırma" yö- nündeki çaba ve endişelerinden kuşku duymuyorum. Ve dünyanın her yerinde başarısız ögrencilerin "okuldan atıldıklannı" elbette biliyorum ve böyle bir tutuma itira- zım da olamaz. Ama benim "takıldığım" ve anlamakta zorlandığım husus, aynı sosyal bilimler enstitüsünün, "bir başka programına" devam hakkı verilirken, aynı programa yeniden girişin neden engellendiği... Eğer başarısız öğrenciye bir ceza verilecekse, kaydı silinen öğrenciye bu hak hiçbir programda verilmez. Kaldı ki; lisansüstü eğitim, kendine özgü koşulları olan bireğitimdir. Bizde bu tür öğrencileri destekleyecek ye- terince burs olmadığı için bu öğrencilerden bir bölümü, eğitimlerinin bir aşamasında öğrenimlerini bırakmakta ve "yaşam gailesine" kapılmaktadırlar. (Bu tür durum- larda "kayıt dondurma" başvurularının reddedildiği de bilinmektedir.) Daha sonraki bir dönemde işlerini ve ya- şamlarını düzene sokabiiirlsrse, eğitımlerine kaldıkları yerden devam etmek için yeniden başvurmaktadırlar. Buyolutıkamanın, kaliteyi "nasıl"\/Q "neden"arttıraca- ğına gerçekten aklım ermiyor. Sayın Sağlam, ISIS konusundakı görüşlerimi yanıtlar- ken, "Yükseköğretim Kurulu dünyanın en iyi üniversite- lerinden alınmış dahi olsa, hiçbir ekstern veya açıköğre- tim programına denklik vermemektedir" demektedir. Çok iyi ederler. Ancak ISIS ne ekstern eğitimyapacaktır, ne de bir açıköğretim kurumudur. Kaldı ki, YÖK yurtiçin- deki tüm eğitim kurumlarının açıköğretimine ve ekstern eğitimlerine denklik vermektedir. ISIS, Londra Üniversitesi'nin ve Portsmouth Üniversi- tesi'nin programlarını uygulayacak olan, "örgün" bir eğitim kurumudur. Ne açıköğretimdir, ne de ekstern öğ- retim. Ekstern öğretim demek, ögrencilerin derslere de- vam etmediği ve sadece vize ve yılsonu sınavlarına katı- larak dışardan öğrenim görmeleri demektir. Saygın bir üniversitenin ülke dışındaki bir eğitim kurumuna "prag- ramını uygulama yetkisi" vermesi ayrı bir şeydir, eks- tern öğretim başka bir şey. Acaba YÖK, John Hopkins Üniversitesi'nin Bologna'da (Italya) verdiği diplomayı denk saymamakta mıdır? ISIS, TC Milli Eğitim Bakanlığı'ndan aldığı ruhsatla açılmıştır. Ingiltere bu girişime, Yükseköğretim Kuru- mumuzdan daha sıcak bakmaktadır. Bilindiği gibi YÖK, Londra ve Portsmouth üniversitele- rini "denk" saymaktadır. Zira bunlar, tarihi yüzyıllarca eskiye giden devlet üniversiteleridir. Sorun, bu üniversi- telerin ISISta eğitim gören öğrencilere vereceği diplo- malarla, Ingiltere'de verdiği diplomalar ar3sında bir fark olacağı "önyargısından" kaynaklanmaktadır. Biz vereceğimiz eğitimin kalitesi ile bunu başaracağımıza inanıyoruz. Ve biz o kaliteyi yakaladığımız zaman, sanı- yorum YÖK'le ilgili sorun da bitmiş olacaktır. "ISIS bir üniversite olmamasına rağmen, dört yıl sonra alınacak diplomanın denk olmayacağını bugünden bilmek müm- kün değildir" ifademde, elbette çelişki yoktur. Yüksek öğretim Kurulumuzun Başkanı Sayın Prof. Sağlam, yazımdaki bir espriyi de abartmışlar. Kendileri de çok iyi bilirler ki; YÖK'e, daha tasanyı okuduğum an- dan itibaren karşı çıktım ve (saygı ve terbiye sınırları içinde) eleştirmekten geri durmadım. Amacım elbette ve sadece "yapıcı "olmaktı. Ne "dost- larım dalga geçmesin" diye, ne de "muhalefetim eksik kalmasın" diye yazı da yazmam, eleştiri de yapmam. Mücadelem mutlu, huzurlu, Misak-ı Milli sınırları içinde bütünlüğünü koruyan, çağdaş, demokrat, insan hakları- na saygılı bir Türkiye'nin mücadelesidir. ISIS ve benim oradaki varlığım, bu mücadelenin ufacık bir parçasıdır. Yurt basvuruları acıklandı 35 bin öğrenci açıkta kaldıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Üniversiteler birer birer açılırken yükseköğrenim genç- liği. yeni öğretim yılına yine bannma sorunuyla giriyor. Kredi ve Yurtlar Kurumu'na (YURT-KUR) bağlı yurtlarda kalmak için başvuruda bulu- nan 82 bin 797 öğrenciden 48 bin 30'u bu hakkı kazanırken yaklaşık 35 bin öğrenci açıkta kaldı. YURT-KL'R Genel Müdü- rü Ason Enhoş, bu yıl yurtlarda kalmak için 32 bin 997'si kız. 49 bin 800"ü erkek olmak üzere toplam 82 bin 797 öğrencinin başvurduğunu belirterek bun- lardan 19 bin 830'u kız. 28 bin 200'ü erkek olmak üzere top- lam 48 bin 30 öğrencinin yurtla- ra yerleştirildiğini söyledi. Başvuruda bulunan kız öğ- rencilerin yüzde 60"ının. erkek- lerin ise yüzde 56'sının yurtlara yerleştirildiğini belinen Enhoş, şu bileıleri verdi: "62 il ve 15 ilçede toplam 134 \urtta 146 bin 416 öğrenci ban- nıyor. Bu yıl Tiirkî cumhuriyet- lerden gelecek öğrenciler için de toplam 4 bin 475 kişilik konten- jan ayırdık. Ekim ayı içinde Es- kişehir. Kayseri, Bursa, Yozgat, Tokat. Bolu. Gümüşhane ve Si- irt illerinde toplam 4 bin 500 ya- tak kapasitesi daha hizmete ve- rileçek." Ögrencilerin yurtlara ayda 135 bin lira ödediklerini anım- satan Enhoş. buna karşılık ku- rumun. ögrencilerin akşam ye- meklerine günde 4 bin liralık katkıda bulunduğunu söyledi. Enhoş. özel yetenek. önkayıt ve artık yıl öğrencilerinin yurtlara başvunılannin ise devam ettiği- ni belirterek bu öğrenciler için de aynca kontenjan oluşturuİa- cağını açıkladı. YURT-KUR Genel Müdü- rü Asım Enhoş, kamuoyunda "otel yuıtiar" olarak bilinen toplam 10 yurt bulunduğunu, bu vurtlann aylık ücretinin 210 bin lira ile 750 bin lira arasında değiştığıni anlattı. Yurtlara yerleştirilen öğren- ciler bannma sorunlannı çö- zümlerken açıkta kalan öğren- ciler, şanslannı birdeözelyurt- larda deneyecekler. Özel yurt- lann a>lık ftyatlan, 1.5 ile 12 milyon lira arasında değişiyor.