Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1EKİM1994CUMARTESİ
14 KULTUR
Geçmişten günümüze tîyatıomııza baskı
DtKMEN GÜRÜN UÇ ARER
Çağdaşhk düzeyini yakalayamamış
toplumlarda siyaset-tiyatro ılişkisi ın-
celendiğinde aralanndaki ters etkile-
şim kolayca görülür. Tiyatro yaşamı-
mız bu gerçeği kanıtlayan örneklerle
doludur. Eylül 1975'te CHP Hatay
Milletvekili Mehmet Sönmez, döne-
min başbakanı Süleymen DemireTin
cevaplaması isteğiyle Meclis"e verdiği
soru önergesinde şöyle diyordu:
Özeilikle Anadohı kasabalarında
sizden, hükümetinizden destek alan şe-
riatçı ve komando takımının tivatro
basıp, sanatçı döviip, afış yırtarak ja-
sadışı eylemlere yeltendiklerini, kanun
betıim dediklerini sanınm siz de radvo-
iardan dinlevip, gazetelerden okumak-
tasınız. Sanata >e sanatçıya dönük bu
e>lemlerin sayısı nedir? Suçlular ne gjbi
bir işJem gönnüşierdir? (1)
Sankf bu sorulann yanıtı olarak
kasım 1975'te oephe hükûmetinın
. MSP'li Adalet Bakanı tsmaU Müfrü-
oğlu, savalıklara gönderdiği genelge-
de bazı tiyatro topluluklannın oyun
içinde "tuluat" yoluyla güncel siyasi
konulara değinerek suç işlediklerini
belirtiyor ve bu tür yasadışı olaylara
savcılann derhal el koyarak suçlulan
adalete teslim etmelenni istiyordu. 11
Aralık 1975 tarihli "Cumhuriyet" ga-
zetesinde, Seha L. Meray "Boşuna Te-
laş" adlı yazısında bu genelgeyi ıbret
ahnacak tarihsel geriliklerden bıri ola-
rak nitelendirmiştır. Ama, ne bu olay,
ne bundan önce yaşananlar, ne de son-
ra yaşanacak olanlar, Meray'ın sözü-
nü ettıği ibret tablosunu oluştura-
madı. Politik hesaplar, kişisel yatın-
mlar gerici baskılann yeşermesini
hızlandırdı.
Komûnizm propagandası
Bu çizgide daha pek çok örnek sıra-
janabilir: 1961'de "Vatandaş Oyunu"
ile Erdek ŞenliğTne katılan Genç
Oyuncular saldınya uğruyor ve ihbar
üzerine komünızm propagandası
yaptıklan gerekçesıyie hakJannda so-
ruşturma açılıyordu. 1%2'de ise Aziz
Nesiıı'in Fatih Şehir Tiyatrosu'nda
sahnelenen "Biraz Geiir misiniz" adlı
oyunu ilk temsılden sonra kal-
dınlmıştı. Yine aynı yıl, Ergjn Orbey'-
in sahneye uyarladığı "Yılanlann
öcû" Devlet Tiyatrolan'nda provaya
girdı. Kısa bır süre sonra oyunda
komünızmin savunulduğu gerekçesiy-
le çalışmalar durduruldu. "Tijatroya
uygulanan her tür baskı onun tophım-
lan uvancı karakterinden kaynaklan-
maktadır kuşkusuz. Insanların bilinç-
lenmesi, yaşama eleştirel bir açıdan
bakması, sorgulaması, çağdaş topium
otmanın olçütlerinden. Bu ölçütlerin gü-
dük kalmasına ödün veren yönetûnler-
de çağdaşlığa açılan kepenklerin ka-
panması ise kaçınıbnaz.
"Sezuan'ın lyi İnsanı" ve
gericiler
22 Mart 1964; Istanbul Belediyesi
Şehir Tiyatrolan Tepebaşı Sahnesı'-
nde Bertold Brecfat'in "Sezuan'ın İyi
İnsanı" adh oyununun, gericilerin taşlı
sopalı saldınlanna hedef olduğu tarih.
Bir utanç abidesi! Bu olay üstüne
"Cumhuriyet" gazetesı. "Peki ama
lûtfen söyleyiniz" der, "bir memlekette
tiyatrolaruı, hem de beledrvenin resmi
tiyatrolannuı oyunlan birtakun belirli
gnıplann davraııışianna göre mi düzen-
knecekr (2)
Yine aynı yaa ıçınde geçen şu cümle
gönümüzde yaşananlarla çakışmak-
tadır sanki; "... eğer {belirli gruplar)
oyunlan ve bütün sanat hareketierini
düzenkroeye kalkarsa, o zaman ne sah-
nelerimiz için piyes, ne sergilenecek
tabio, ne yazılacak roman bulabiliriz,
dolay tsıvla ne de yeni fikir."
"Milhyet"in 1964'te çizdiği tablo da
1994'e pek aykın değildir. O gün ıle
bugün arasındaki fark "kahrobun ko-
mümzm" sloganının yennı yeniden
"şeriat isteriik'1
e bırakmış olması.
Tanzimat'tan beri her fleri harekete,
her batıuhşma hamlesine karşı koyan
karanlık kafalar, Atarürk'ün kendileri-
ni soktuğu kovuktan çıkmakta ve her
geçen gün cesaretlerini arttırmaktadır.
Teğmen Kubilay'ın kafasını hunharca
kestikleri güne kadar sloganlan "şeriat
isterük" idi. Şimdi benüz açıkça haykı-
ramadıklan bu arzulannı "kahrobun
komûnizm" parolası altında gjzlemek-
tedirler. Aslında kahretmek istedikleri,
komünizmle ilgisî bulunmayan, fakat
kendi karanlık düşüncelerine uymayan
batüı fıkirler, ilerici düşünceler ve insani
febefedir. (3)
Soruşturmalar, saldınlar...
1964-65 sezonunda yönetimlerin
hışmına uğrayan pek çok oyun sırala-
mak mümkün: "Sultan Geün"in öno-
yunu "Kondulu Hayriye", "Kafes Ar-
kasrada", "Müfettiş", "Gözlerimi Ka-
parnn Vazifemi Yapanm", "Hababam
Sınıfr, "Çü Horoz" ve diğerleri...
îzleyen yıllara kısaca göz atacak
olursak: 1966'da Uhi Uraz Tiyatrosu
Kınkkale'de taşa tutuluyor, Ordu'da
Komünizmle Mücadele Demeği'nin
baskılan sonucu valilik, topluluğun
oynayacağı salonu açtırmıyordu. Yine
aynı yıl "Kartal Tekmesi" soruşturma
konusu oluyordu. 1967'de "Yolcu"
Samsun'da valilikçe yasaklandı.
1968de "Mum Söodü" hakkında
soruşturma açıldı. 1969'da Elaağ'da
"Yalova Kaymakamı" oynanamadı.
Yine aynı yıl Kadıköy tl Tiyatrosu,
Aziz Nesin'in "Berber Nonoş" oyunu-
nun temsilleri sırasında otuz kışilik bir
grup tarafından saldınya uğradı, so-
yunma odalan ve dekorlar tahrip edil-
di. 1970 yıünda "Dfisenin Dostu" da
ahlak ve edebe aykın bulunarak sav-
1968'de Aydın EngirTin yazdığı "Devr-i Süleyman"oyunlar başladıktan kısa bir süre sonra İstanbul Valiugi'nce yasaklandı, sonra Ankara'ya giden topluluk oyunun adını "Devr-i
Kübeylen'a çevirerek perdelerini veniden açti. 27 Aralık 1968'de İstanbul temsiliııde sanatçılar saldıma uğradı. 26 Ocak 1969'da da Aksaray küçük Opera binası yakıldı!Kübeylen'a çevirerek perdele
cılık karanyla kaldınldı. "Salozun
Mavah", "Alpagut Olayı", "Azizna-
me", "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz"
da 70'li yıllann yasaklanan, hakkında
soruşturma açılan, saldınya uğrayan
oyunlan arasındadır.
HO ve AST'ta yaşananlar
Bu arada Halk Oyunculan'nın
(HO) 27 Aralık 1968'den başlayarak
23 Aralık 1969'a dek yaşadığı olaylar
zincirine aynca göz atmakta. bellekleri
tazelemekte yarar olduğu kaçınılmaz.
1968'de Aydın Engin'in yazmış olduğu
"Devr-i Süleyman" temsıller başladı-
ktan kısa bır sure sonra İstanbul Valı-
liğVnce yasaklanmış, bunun üzerine
Ankara'ya gıden topluluk, oyunun
adını "Devr-i Küheylan"a çevirerek
perdelerini yenıden açmıştır. Bu kez de
Ankara'da yasaklanan eser, Da-
ı açtı
kemesi reddetmıştir) sonra da tiyatro-
nun kapısına geçici bir süre için de olsa
Nisan 1975'te Ankara Sıkıyönetım
KomutanlığVnın mührünü vurduran
"Ana" oyunu.
80'li yıllar 12 Eylül darbesinin ve
ANAP ıktidannın ızlennı taşır. trtı-
canın hızla tırmandığı bu dönemin
dikkat çeken olaylanndan bın Şan Ti-
yatrosu yangınıdır. Şan. 8 Şubat
1989'da Ortaovuncular'ın "Muzır
Müzıkal' o>unu sonrası yanarak tari-
he kanştı. Yetkililer yangmın elektnk
kontağından çıktığını açıklarken Fer-
han Şensoy bunu sabotaj olarak değer-
lendiriyor ve "Olay, yok denilen irtı-
canın ne kadar korkunç boyutlarda ol-
duğunun bir kanıtıdır" diyordu.
90"larda yine Erol Toy'un bu kez
Ankara Birlik Tiyatrosu tarafından
sahnelenen "Pir Sultan Abdal" oyunu
yasaklamalardan nasibini alır. Hazi-
vericidir. Ciddiyetten uzak olduğu ka-
dar keyfı ve baskıcı bır yöntemin izle-
nni taşımaktadır.
Bugün Bakırköy'de >aşananlar.
1965-66 dönemınde Şehir Tıyatrolan'-
nda yaşananlardan çok mu farklıdır?
Kısaca değinmek gerekırse: O günler-
de Adalet Partisi ağırlıklı belediye
meclısinın tek hedefı "ilan-ı istiklal"
ettiğıni öne sürdüklerı Muhsin Ertuğ-
rul'u görevinden uzaklaştırmaktadır.
Nıtekim, Mart 1966'da A.Ş. Laç baş-
kanlığında hazırlanan ve alelaceie be-
lediye meclısınden geçınlen bır yönet-
melıkle Baş Rejisörlük kadrosu
kaldınlıyor ve Muhsin Ertuğrul göre-
vinden alınıyordu. Bu faşıst yöntemı,
hukuk, düşün ve sanat yönünden irde-
leyen tlhan Selçuk'un görüşlen pek
çok açıdan önemlidir:
Muhsin Ertuğrul olayı bugün Türki-
ye'nin her yanında oynanan bir oyunun
duğunu söyleyiveren bir belediye baş-
kanı ile çalışmak durumundadır. Ne
kı, verdiği bu talihsiz beyanatlarla bir
yerde de partisinin sanata bakış açısını
bir kez daha belirleyen belediye baş-
kanı, sanki birdenbire tavır değştir-
miştir. Şehir Tıyatrolan hızla ve zen-
gin bir repertuvarla sezon çalışmalan-
na girmiş bulunuyor. Sanat çevreleri
ise biraz şaşkın, biraz kuşkulu bir bek-
leme döneminde. Kuşkulu, çünkü iti-
raf etmek gerekir ki tavır, partinin ta-
biatına aykın.
On beş günde üç yönetmelik
Bu arada Şehir Tıyatrolan'nda bir-
kaç yıl önce yönetmelik konusunda
bir başka olayın yaşandığına da değin-
mekte yarar var. SHP'li belediye dö-
nemınde gerçekleştirilen bu değişıklik-
te, belediye. tiyatro yönetım kunıluna
80'li yıllar 12 Eylül darbesinin ve ANAP iktidarının izlerini taşır. Irticanın hızla tırmandığı bu dönemin dikkat çeken olaylarından biri
ŞanTiyatrosu yangınıdır. 8 Şubat 1989'da Ortaoyuncular'uı 'Muzır Müzikal' adlı oyunu sonrası Şan Tiyatrosu yanarak tarihe
kanştığında Ferhan Şensoy, 'olay, yok denilen irticanın ne kadar korkunç boyutlarda olduğunun kanıtıdır' diyordu.
nıştay'ın takipsizbk karan alması üze-
rine yine İstanbul'a geçerek Aksaray
Küçük Opera'da oynanmaya başladı.
Ne var ki 27 Aralık 1968'de temsil sı-
rasında sanatçılar saldınya uğraya-
cak, dekorlar tahrip edilecek, ama
yapılan soruşturma sonucu suçlular
bulunamayacaktı. Bu olaydan tam bir
ay sonra, 26 Ocak 1969'da ise tiyatro
binası yakıldı! Suçlular yine buluna-
madı. Bunun üzerine. Erol Toy'un
"Pir Sultan Abdal" oyunuyla turneye
çıkan Halk Oyunculan sılah kaçakçı-
lığı yaptıklan gerekçesiyle Ceyhan'da
24 saat gözaltında tutuldu. Elazığ'da
imam hatipli gençlenn olay çıkartma-
lan nedeniyle oyun yasaklandı. Olay-
lann en büyüğü ise Tunceli'de ya-
şandı. Valilik. biletlerin tümü satılmış
olmasına karşın son anda perdeyi açtı-
rmadı. Çıkan kargaşada 2 kişi öldü, 4
oyuncu tutuklandı ve 80 kişi gözaltına
ahndı. Bu olayla ılgili olarak Prof.
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu şöyle diyor-
du:
Bu olay bir sağ-soi, bir bölgecilik
olayı değil, 34 milyonluk Türk halkının
gözleri önünde insan hak ve haysiyeti-
nin boğazlanması, anayasanın, huku-
kun. ahlakın, insaniığın ve kutsal olan
bütün değer y argılarının ayaklar altı-
nda çiğnenmesi olayıdır... (4)
1971-1975 yıllan Ankara Sanat Ti-
yatrosu (AST) için de baskı ve sansür
yıllandır. Tiyatronun kapısına kilit
vurmaya dek varan baskı yöntemleri
AST'ı, parasal açıdan sarsmış. ama
topluluğun direnme gücünü kı-
ramamıştır. Sansürden nasibini alan
oyunlar: "Nafile Dünya", "Hitler Reji-
minin Korku ve Sefaleti", "Gol Kralı
Sait Hop Sait", "Jan Dark Olayı",
"Evler Evler" ve ASTın önce Ankara
Cumhuriyet Savalığı tarafından 141
ve 142'den yargılanması isteminı gün-
deme getiren (Devlet Güvenlik Mah-
ran 1993'te ise Refah Partılı Güngören
Belediyesi, Bakırköy Belediye Tiyat-
rolan'na bağh olan Aziz Nesin Sahne-
a'ni kapatıverdi. Sıvas olaylan tüm
yoğunluğuyla yaşanırken gerçekleşti-
rilen bu eyleme aydın ve sanatçı kesı-
mının gösterdiği tepki nc yazık ki çok
cılız kalmıştır.
Son günlerde ise Bakırköy'ün
ANAP'lı Belediye Başkam'nın Bakı-
rköy Belediye Tiyatolan üstüne oy-
nadığı "yönetraeük" oyunu izlenmek-
te. Burada yapılanlar, daha doğrusu
yıkılanlar, tiyatro sanatı adına endişe
Şehir Tiyatrolan Baş Rejisörlüğü'ne
kadar uzanmasıdır. ..Musahipzade'ye
bile tahammül edemeyen yobazlann
İstanbul Şehir Tiyatrolan'na kadar ha-
kim olmaları acınacak bir durumdur.
Cmmetçilerk kapitalistler el ele ver-
miş, har vurup harman savuruyorlar
meydanlarda. (5)
Bugün Şehir Tiyatrolan Refah Par-
tılı bır belediyeye bağlıdır. Görevı dev-
raldığı ilk günlerde bu köklü sanat ku-
rumunun pek de gereklı olmadığını sa-
vunur çizgide beyanatlar veren, ardı-
ndan bale sanatının "belden aşağı" ol-
dışardan iki üye atayabiliyor. Aynca
repertuvar kurulu sistemi de yine bu
değişiklikle dönüş yapmıştır. Şehir Ti-
vatrolan'na genel sanat yönetmenı
maddesinm de kapsamı genişletilmiş
\e anımsanacağı gibi her üç madde de
tartışmalara yol açmıştır.
Bakırköy Belediye Tiyatrolan'na
gelmce: önce, tiyatro yönetıminin ha-
beri olmadan büyük bir gizlihk içinde
kımin, nasıl. niçin hazırladığı bilinme-
yen \e apartopar ilçe belediye mecli-
sinden geçiriliveren sipariş bir yönet-
meliktir söz konusu olan. Bu yönet-
melik, tüm yetkileri siyasi birotoriteye
teslim etmesi açısından bir tutuculuk
örneğidir. ÎSTIŞAN, TOBAV, TO-
DER gibi tiyatro derneklerinin karşı
çıkması üzerine ise Belediye Başkanı
"Ben tiyatrodan anlamam" gibi an-
lamsız bir açıklamayla geri adım atmış
ve bu kez bu demeklerin yöneticilerine
yeni bir yönetmelik için çalışmalara
başlamalan önerisini getirmiştir...
Ama ne kadar üzücüdür ki önerinin
bu demeklere karşı bir oyalama takti-
ği olduğu kısa sürede ortaya çıkacak
ve belediye başkanının ısteğı doğrultu-
sunda belediyenin eğitim ve kültür
müdürii konumundaki Tuncer Cüce-
noğlu bır gece içinde ikinci bır yönet-
melik haarlayacaktır. Her iki yönet-
melikte de asıl amaç Genel Sanat Yö-
netmcni Zetiha Berksoy'u görevden
almaktır. Peki ama bu ış için biraz cid-
diyet gerekmez miydi? Sanatcının söz-
leşmesının bitiş tarihi olan 22 Şubat
1995 beklenemez miydi? Bır tiyatro-
nun yönetmeliğı yaz-boz tahtası mı-
dır?
"Uykusuz" bir gecenin sonunda or-
taya konan yeni ve ılıman yönetmelik,
üzerinde biraz daha oynanarak, baş-
kanın amacına hizmet eden ek mad-
deler ilavesiyle ilçe belediye meclisin-
den geçmiş bulunuyor. On beş günde
üç yönetmelik. BBT'de yaşanan bu
yönetmelikler trafığınde genelde tiyat-
ro sanatı adına üzennde önemle du-
rulması gereken nokta şudur:
Görülüyor kı yönetmelikler, işbaşı-
na gelen siyasal partilerin kendi amaç-
lan doğrultusunda değişebilmekte,
sanki kaygan bir zeminde, siyasal fi-
gürlerin gölgesinde oradan oraya sü-
rüklenebılmektedir. Olayın bo>ut-
lannın ciddiyeti yönetmeliklerin ne
yazık ki süreklilik taşımaması. müda-
haleye açık olması ve bundan yararla-
nan politikacılann kendilennde sanat
kurumlanna kanşma yetkısını gönne-
leridir. Siyasi otoritelerini bu alanda
kullanmalandır.
Tiyatro yasası zorunluluktur
Buraya kadar sıralamaya ça-
lıştığım, farklı boyutlar taşıyan ama
temelde siyasetin sanata kanşmasmın
belirgin örnekleri olan bu olaylardan
yola çıkıldığında görülüyorki tiyatro-
nun devingen yapısı, engellenmesi ge-
reken bir güç olarak algılanmıştır.
1960'lan özel tiyatrolann çoğaldığı,
giderek ideolojik ve yapısal değişime
uğradığı yıllar olarak tanımlayabiliriz.
Bunlar tiyatronun toplumsal ışlevınin
öne çıktığı yıllardır. Ulkenın kültür \e
sanat yaşamına işlevsel, tartışmaya
açık bir boyutun kazandınldığı yıllar.
Ne var ki. bu değişim zaten var olan
baskı ve sansür çarkını da hızla dön-
dürmeye başlamıştır. Tiyatro kapılan-
na vurulan mühürler, o>ıın seçimleri-
ne kanşmalar. yasaklamalar, tutukla-
malar, saldınlar. yukanda sözü edilen
ürküntünün işaretlen sayılmaz mı?
Yine bu yazı kapsamında sözü edilen
olaylarda iki nokta dikkat çeker. Bir
yanda tiyatronun ilerici yapısı, gerici
bir kesim aracılığıyla kaba kuvvet kul-
lanarak yıpratılmaya çalışıhrken, öte
yanda da yönetim çarkı içinde baskı ve
sansür mekanizması işletilmiştir.
Oyun yasaklamaktan tiyatro mühür-
lemeye, sanatçı tutuklamaya, sanatsal
yönetime kanşmaya dek uzanan tehli-
kelı bır mekanizmadır bu.
Demokrasılerde sanatın işlevi yine
aynı ilkeler kapsamında belirlenir.
Hukuk düzeninde yasalar her şeyın
üstünde çahşmalıdır. Bu sistemi işler
kılan ise partilerüstü yasalardır. Ya-
sanm olmadığı bir düzende çelişkilerin
yaşanması doğaldır.
Bu açıdan bakıldığında Tiyatro ya-
sası'nın en kısa sürede yaşama geçmesi
bırzorunluluktur.
Tiyatro yasası sanat kurumlannın
her tür siyasal esintilerden etkilenme-
lerini önleyecektır. Tiyatro yasası'na
sıcak bakan ve bu alanda ciddi adı-
mlar atan eski Kültür Bakanı Fikri
Sağlar'ın girişimlerinin en kısa sürede
sonuçlanması için yeni bakanımızm ve
tiyatro örgütlerinin uğraşlan, tiyatro
sanatına olduğu kadar ülkenin kültü-
rel düzeyine de olumlu katkılarda bu-
lunacaktır.
1971-75 yıllan Ankara Sanat Tiyatrosu için baskı ve sansür yıllandır. Tiyatronun kapısına geçici bir süre için
de olsa Nisan 1975'te Ankara Sıkiyönetim Komutanlığrnın mührünü vurduran "Ana" oyunu olur.
(1) ASTDergisi No. 2, Kasım 1975
(2) 'Nereye?', Cumhurivet, 24 Mart
1964
(3) 'Tiyatro Saldırısınm Düşündür-
dükleri, Milliyet, 25 Mart 1964
(4) Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Tun-
celi Olayı'. Cumhuriyet, 7 Eylül 1969
(5) İlhan Selçuk, 'Muhsin Ertuğrul
Olan' Yön, 4 Mart 1966, Savt 535
KSM'den açılış
konseri
• Kültür Servisi - Kadıköy
Belediyesi Kültür ve Sanat
Merkezi sezonu açıyor.
Caddebostan, Bağdat Caddesi,
Haldun Taner Sokak'taki
Kadıköy Belediyesi Kültür ve
Sanat Merkezi (KSM), 1994-95
etkınlik dönemıne bir konserle
merhaba diyecek. Yann saat
17.00'deki Nükte Uğurel (piyano),
Ateş Uğurel (flüt) ve Fügen Okyay
(keman) ve Ayşe Akarsu'nun
(soprano) vereceğı konser
dinlenebilir.
l
55. Devlet Resim
Heykel Sergisi'
yarışmaları
• ANKARA (ANKA) - Kültür
Bakanlığı'nca "55. Devlet Resim
Heykel Sergisi" kapsamında
düzenlenen yanşmalara kaülma
süresi 1 ekime kadar uzatıldı.
Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar
Genel Müdürlüğü tarafından
düzenlenen yanşmalar, resim,
heykel, seramık ve özgün baskı
dallannda çalışmalan olan
sanatçılan desteklemeyi, anlayış
ve eğilim aynmı gözetmeksizın
yaratıcı çalışmalan bir arada
sergilemeyi ve sanat ortamına
değer ölçüsü getirmeyi amaçhyor.
Yanşmalarda tüm alanlarda konu
serbestliği olacak ve her sanatçı
yanşmaya daha önce herhangi bir
sergıde ödül almamış ve
sergılenrnemış en çok üç eseriyle
katılabilecek. Yanşmada kazanan
eserler, 1 -30 kasım tarihleri
arasında Ankara Devlet Güzel
Sanatlar Galerisi'nde sergilenecek.
Emrah
konseri
• Kültür Servisi - Pop müziğı
sanatçısı Emrah'ın konseri, bu
akşam saat 21.00'de Inönü
Stadyumu'nda. Bu stadyum
konseri için yurtiçi ve yurtdışından
18 TIR'lık malzeme kullaruldı ve
600 kışı görev aldı. Müzisyen
Aykut Gürei, konserin
repertuvannı yeni baştan 28 kişilik
büyük orkestraya göre yeniden
aranje ettı. 4 sene sonra
İstanbul'da ilk defa sahneye çıkan
Emrah'ın konserinin numaralı ve
kapalı tribündavetiyeleri, İstanbul
Vaüliği'nce terörde şehit olanlann
ailelerine gelir getirmek amaayla
satışasunuldu.
Steven Spielberg
1
Jurassic Papk'ın
devamı çekiliyop
•INEW YORK (AFP) - Ünlü
yönetmen Steven Spielberg, 900
milyon dolarhkfilmi"Jurassic
Park"ın devamını çekmeye karar
verdi. Spielberg. "Forbes"
dergisine yaptığı bir söyleşide,
sinemaseverlerin bu fılmin
devamını seyretmeleri için iki
seneden fazla beklemeleri
gerektiğıni. çünkü amacının filmi
1997 yazına yetiştırmek olduğunu
açıkladı. 335 milyon dolarlık
kazanayla, 1993-94 sezonunun
"En çok kazanan 40 kişisi" içinde
yer alan ünlü yönetmen. fılmin
çok gelir getirmesinın kendisine
devamını çekmesi açısından şevk
verdiğini belirtti.
Varoş'ta Sıvas
olaylan özel
bölümü
• KültürSeniş- İki aylık kültür
ve sanat dergisi "Varoş"un son
sayısında 2 temmuz Sıvas
olaylannı değerlendiren bir bölüm
yer alıyor. Erdal Ayrancı, Metin
Altıok, Uğur Kaynar ile iigili
yazılann yanı sıra. "Sıvas
Bildirisi" ve "Yitirdiklerimizi Bir
kez Daha Yitirirken" başhklı
yazılar var. Dergide aynca Emir
Ali Yağan, Sonay Yılmaz. Alı
Çeviker, Gökhan Cengizhan, Veli
Ozdemir, Üstün Öngel'in yaalan
yer alıyor. Varoş, bu sayısında
"Uç Soru fe ^arut" başlıklı bir
soruşturmafcaşlatmış ve "üç
Soru"yu Ahmet Telli yanıtlamış.
Dergide Özer Eltugay, Özcan
Karabulut, Birol Ozdemir, Yeşim
Eyüboğlu, Samuel Beckett ve
Spencer Holst'un öyküleri,
Ferruh Tunç, Erdal Ayrancı,
Muammer Çiçek, F.Ö., Günhan
Burak, İbrahım Baştuğ, Ismaıl
Lütfü, İlyas Tunç, Haüt Ataseven,
Nebahat Çetin, Mark Strand,
Murtaza Vural, Ömer Gencer ve
Erdal Ezer'in şıirleri de yer alıyor.
(P.K.202 Kavakhdere Ankara)