Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 7EYLÜL1993SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Yanlış bir tutum
Türk Dıl Kurumu ve Türk Dılı dergısı kışısel çekışmelenn bır
aracı olarak kullanıla kullanıla harcandığında, zarar gören
yıne Türk dılı olur
Dr. BENGİSU RONA Londra Üniversitesi Türk Dili
ve Edebiyatı Kürsüsü
T
urk dılıne ılışkın vazıla-
nn bır araya toplandığı,
duzenlı olarak çıkan der-
gıler konunun onemı ve
ılgı alanına oranla sayıca
azdır Turkıye dışındakı
yiıksekoğrenım kurumlannda Turk
dılı ve edebıyatı oğretmen \e oğrencı-
len ıçın bu tur yayır.lar ayn bır onem
taşır Turk dılı uzenne en genış, en ay-
nntılı. en tıtız çalışmalann yapılması
ve yapünlması amacıvla kunılmuş
olan Turk Dıl Kurumu'nun aylık ya-
yını Türk Dili dergısının. bu az savıda-
kı yayınlar arasında doğal olarak
örnek rutelıkte olması. vol gostencı
özel bır yen bulunması gerekır
Bu duşuncelerle sayfalannı açtığı-
mız Türk Dili dergısı (Temmuz 1993
sayısı) goruyoruz kı tek bır yazıya ay-
nlmış bulunmakta SırçaKoşkte III
Türk Dıl Kurumu Başkanı Prof Dr
Hasan Eren. dıan bolumu ıle bırlıkte
82 sa>fa tutan bu yazısında ozetle
Turk Dıl Kurumu Derleme-Tarama
Kolu'nun geçmış yıllardakı çalışmala-
n ürunu olan Derleme Sozlüğü'nde
bulduğunu soyledığı yanhşlan sırala-
makta ve bu v oldan Turk Dıl Kurumu
Derleme-Tarama Kolu"nun eskı baş-
kanı Sav ın ömer Asını Aksoy'u eleştır-
mekte Bu yazının duşundurduklennı
burada sıralamavaolanak yok Ancak
bırkaç noktayı behrtmenın ve hıçbır
zaman goz onunden ayırmamanın ya-
rarlı olacağı kanısındayım
Derleme Sözlüğû, adından anlaşıla-
bıleceğı gıbı Turkıye'nın dort bır ya-
nından gondenlen omeklenn bır ara-
ya getınlmesı ıle haarlanmış bır soz-
luktur Orneğın, Turkçe'de buyuk
kızkardeş anlamında yaygın olarak
kullanılan sozcuk abla'dır, Derleme
Sozluğü yerel ağızlarda bu anlamda
kullanılan aba, bıla, bula, billa gıbı de-
ğışık daha bırçok bıçımlen \e bunlann
kullanıidığı yorelen sıralar Işte bu
derlemeyı yapmak da ıl, ılçe. koyler-
den gondenlen orneklerle mumkun
olur Prof Hasan Eren, gondenlen bu
omekler ıçınde yanlışlar bulunduğunu
ya da bunlann sozluğu derlevenlerce
yanlış okunduklannı söyluyor ve sık
sık şu tur önenlerde bulunuyor
"Muğla'da padime adının yanında po-
dime biçimınin de 'çizme' olarak geçti-
ğini goruyoruz. Bu \erilerden bırinin
yanlış olduğu açıktır. Derleme Söz-
İuğu'nün ekinde. Muğla'nın Bodrum
ilçesine bağlı Müsgebi'de podime'nin
tarlada çalışırken giyilen kaba deriden
çizme' olarak kullaıuldığı bıldinlmiştir.
Çizmeye verilen bu adm Muğla çevre-
sinde yaygınlık kazandığı goze çarpı-
yor Bu orneklerin tanıklığına gore
Derleme Sozluğu'nde Muğla'dan gon-
derildiği bildirılen padime biçımi yanlış
bır >erıdir. Muğla'da >e ilçelennde kul-
lanılan podime (ve fodıuna) biçimine
dayanarak bu veriyi podime diye dü-
zeltmek gerekmez mi?"
Tek bır yanıtı vardır bu sozde soru-
nun Hayır Aynı yorede bır sozcuk
ıçın bırden fazla bıçım olmasında bır
tuhaflık yoktur Tum dıllerde ağız ça-
lışmalannda gorulen bır 'durumdur
bu Aynca gondenlen orneğı duzelt-
meye kalkışmak bılımsel anlayış ve
tutumla bağdaşmaz Derleme Soz-
luğu nun ozü bır *tespit' vapmakür
Bılım adamı 'bence bu olmaz' dıverek
venyı değıştırmek yetkısıne sahıp dç-
ğıldır Aksı takdırde. Prof Hasan
Eren'ın. Sayın Ömer Asım Aksov'a
verdığı "bilimsel çalışmada yanlış yap-
ma uzmanlığı" unvanını asıl o zaman
kazanmii olur Ote > andan gondenlen
venlen yanlış okumak. ozellıkle elya-
zısı ıle olduğunda yapılmaması gere-
ken, ama kolayca vapılabılecek bır
hatadır a - u. a - o. k - b gıbı harfler
ozensız bır el yazısıyla >azıldığında
gerçekten kanşünlabılır ve bu nedenle
yanlış olarak geçınlmış olabılır Türk
Dıl Kurumu Sayın Başkanı Derleme
Sozluğu'nde saptadığını belırttığı yan-
lışlan siralamakla dılımıze bır katkıda
bulunmuyor Bılımsel bır >aklaşımla
duzeltme yapılabılmesı ıçın ya vanlış
olduğu duşunulen orneklenn gonde-
nldığı yerden >enıden ornek ıstemek
gerekır ya da bu konuda çalışan uz-
manlar o >orelere gondenlerek doğru
tespıt yapmalan sağlanır Kaldı kı bır
vennın gondenldığı tanhten sonra kı-
sa bır sure ıçınde bıle olumler nufus
goçu gıbı nedenlerle o bıçımı kullanan
kışı >a da kışılenn artık o yorede bu-
lunmaması nedenıyle tek ornek duru-
mundakı bazı venler de ortadan kalk-
mış olabılır Yıllar once uzun surelı
yoğun çahşmalar sonucu ortaya çıka-
nlan Derleme Sözlüğö'nu bıze kazan-
dırdıklan ıçın Derleme-Tarama Kolu
çalışanlan ve Sayın Eren'ın bu çalış-
malan "idare" ettığını soyledığı Sayın
Omer Asım Aksoy'u yermek yenne
kendılenne her fırsatta teşekkur etme-
mız gerekır
\ ukanda > urtdışında Turk dılı eğı-
tımı veren ve goren kışıler ıçın dıl de^-
gılennın a>n bır onemı olduğunu sov-
Iemıştım Içerdığı vazılardakı konu
çeşıtlıhğı. bunlann nıtelığı yanı sıra
Turkçenın kullanımında Turk Dıl
Kurumu'nun yayını olan Türk Dili
dergısınden ornek olması beklenır
Prof Hasan Eren'ınsozkonusuyazısı-
nı okuyan Londra Üruversıtesı'ndekı
oğrencılenmden. Turkçe'nın kullanı-
mına ılışkın sorular geldı bana Bun-
lardan bın şu "Prof. Eren çok sık kul-
landığı hapa\ legomenon yanı sıra
mtathtiqu ve mtaths sozcülderi için ne-
den Türkçe karşdıklarını kullanmı-
yor?" Yanıtını ben de bılmı>orum
Temel gorevlennden bın Turkçeyı
zengmleştırmek. >abancı tenmlere
karşılık bulmak olan Turk Dıl Kuru-
mu bu gorevı yenne getırmelı. Turk
Dılı dergısı de bunu yansıtmalıdır
Bır başka soru da şo> le "Yazıda sü-
rekli olarak eski 'dilci'ler diye sözü edi-
len bir grup vardır. Kimdir bunlar,
yuzyılın başlarına giden bir ekol mu-
dur? Dilci sozcıiğu niçin sürekli olarak
tırnak içine alınmıştır?" Doğrusu. çok
yennde olan bu soruvla karşı karşıya
kalmamayı dılerdım Ozel kışı ya da
kuruluşlara aıt vavınlarda çıkan vazı-
lannda tumuy'le kışısel goruşlennı
açıklayan yazarlar bu tur ıfadeler kul-
lanabılır, eskı "dilci", yenı "dilci", ıyı
"dilci", kotu "dilci" gıbı sataşmalarda
bulunabılırler Ancak Turk Dıl Kuru-
mu ve Turk Dılı dergısı kışısel çekış-
melenn bır araa olarak kullanıla kul-
lanıla harcandığında. zarar goren yıne
Turk dılı olur
ARADABIR
MEHMET GULER
Yazar, Emekli Oğretmen
Silah ve Kitap
Bu ıkı uzak nesneyı yan yana getırmem ılk planda şa-
şırtabılır sızı Oysa toplum olarak onların yan yana du-
ruşlarına o kadar alıştırıldık kı Ayrımına varmadan
benımsedık ıkısının bırlıktelığını
Nerede mı?
En çok televızyonda Gun geçmıyor kı boyle bır gorun-
tu çıkmasın karşımıza
Bıraz duşunduğumuzde sılahla kıtabın bırbırlerıne ne
kadar uzak şeyler olduklarını hemen anlarız Bunlann
anlamsal olarak ıçlerını doldurduğumuzda goruruz kı
sılahkeskın sıvrı, kıyıcı bırsozcuktur Kıtabın yumuşak,
sevecen bır soylenışı vardır Sılah korkudur, kandır,
gozyaşıdır, olumdur Kıtap ıse bılgılenmeyı duşundurur
oncelıkle Sozsel estetığı çağrıştırır Sevgı, barış, dost-
luk doğa bılıncı, yaşama sevıncı gıbı ızleklerı (temaları)
vardır özgur duşunceden, tartışmadan, ınsanların bır-
bırlerını anlayıp sevmelerınden, yaratıcılıktan muştular
getırır
Ulkemızde sılahla kıtap gıbı ıkı uzak nesneyı yan yana
getıren, 12 Mart ve 12 Eylul rejımlerıdir Bu ara rejımle-
rın mantığı zora, şıddete dayandığı ıçin hemen her şeyı,
bu arada kıtabı da oyle gormuştur Bu konuda o kadar
ılerıgıtmıştırkı kıtap sılahıntamamlayıcısı ayrılmazbır
parçası durumuna gelmıştır Anarşıyle ılgılı bır haber mı
duzenlenecek sılahın yanında mutlaka kitap vardır Bu
ara rejımler gıttıkten sonra sıvıl yonetımlere mantığını
mıras bırakmıştır Aynı habercılık anlayışı onlarca da
surdurulup taa bugunlere gelınmıştır Çok gerılere gıt-
meye gerek yok, 12 Mart tan bu yana yırmı uç yılın geçtı-
ğını hatırlatmak bu goruntulerle toplumun kafasının ne
kadar koşullandırıldığını anlamaya yeter de artar
Hanı ' Turk un gozu aklındadır' diye bır sozumuz var
Bılgılenmeyı okuyarak ve duşunerek değıl salt gorsel-
lıkle tamamlamaya çalışan bır toplum olduğumuz ıçın
soylenmış olabılır bu soz Gorsellığın halkımız ıçın çok
onemlı olduğu bır gerçek Son yıllarda toplum olarak te-
levızyonkolık hale geldığımıze gore bu goruntulerın hal-
kımız ustunde ne denlı etkılı olduğunu kestırebılırız
Uzunca yıllar televızyon ekranlarından sılahla kıtabın
korkunçluğuna tehlıkelı ve yasak oluşuna koşullanan
msanımızın, hatta okumuş yazmışımızın (aydınımızın
demeyeceğım burada) ara rejımler donemınde kıtapla-
rını yakmalarını, bu reıımlerın ruzgârları geçtıkten sonra
da yaşamından kıtapları surup çıkarmalarını bır yerde
doğal karşılamak gerekmez mı?
Soruna ınsanı boyuttan baktığımızda, hangı sılah olur-
sa olsun bır suç yanı vardır onun Hangı kıtap olursa ol-
sun bır mesru, masum yanı vardır onun da Bunlar hıçbır
durumda ve koşulda aynı kefeye konulmamalı Koydu-
nuz mu tehlıkelı özdeşleştırdığınız zaman çok daha
tehlıkelı Bız, sılahla kıtabı aynı kefeye koymaktan çok
ozdeşleştırdık Kıtabın ınsansal yanını sılahın ınsanlık
dışı yanına katarak başardık bunu
Hemen burada aklıma uygar ulkelerde oyuncak sılah-
ların yasaklanışı gelıyor Onlar, tabanca tank, tufek, ke-
lepce, cop bıçımındekı oyuncakları çocuklarına vermı-
yorlar artık Ozellıkle Kuzey Avrupa ulkelerı yapıyor
bunu Oyuncak sılahlar bırer model de olsa, buyuyen
çocukların ruhlarında şıddete, saldırıya, oldurmeye da-
yalı ızler bırakıyor diye duşunuyorlar Bu konuda elbette
kı haklılar Psıkologlar oyuncak sılahlarınılerıdetedavı-
sı olanaksız kotu sonuçlar yarattığına ınanıyorlar Onun
ıçın de çocukları oyuncak sılahların etkısınden uzak tut-
maya çalışıyorlar Onlar yerıne yaratıcılığa dayalı daha
yumuşak daha sevecen şeyler vermeyı yeğlıyorlar
Demokratıklesmeyı ağzımızdan bırakmadığımız, ko-
nuşan sıvıl bır toplum olma ozlemını çok çektığımız
herkesten çok sevgı, hoşgoru uzenne bır dunya ozledı-
ğımız kureselleşmeden yana olduğumuz şu gunlerde
hıçolmazsa televızyon haberlerınde sılahla kıtabı, hatta
daktılo ve bılgısayarı yan yana koymamayı beceremez
mıyız? Her turlu kıtabı kutuphanelere sokmayı amaçla-
yan Kultur Bakanlığı bu konuda onculuk yapamaz mı? O
kadar zor değıl bu Aynca, ne acıdır kı dunyada kıtaptan
kaçıyoruz
Az kıtap okuyan bır ulkeyız Öyle sanıyorum kı bunun
nedenlerınden bırısı, belkı de en onemlısı, yukarıda soy-
lemeye çalıştığımız televızyon goruntulerıdır
Duşununuz, 12Mart'tanbuyanayırmıuçyılgeçtı Orta
kuşaklaryaşlandı, çocuklarortakuşakoldu Amaayrım-
sız herkes sılahla kıtabı ıkı suç aletı gıbı yan yana gordu
Sılahların ışledığı cınayetlere açıkça kıtaplar da ortak
edıldı Kısacası kıtabı sevılen okunan bır kultur ve sa-
naturunu yapmak ıstıyorsak onun uzerındekı yasakları,
korkuları en kısa surede kaldırmamız gerekıyor Bu her
seyden once Turkıye nın kultur ve demokratıkleşme so-
runudur
7 yaşmdakı oğlumla okuldan sonra 14.30-18.30
arası evde kalacak bır bayan an>orum
5131171
TART1ŞMA
Anayasamahkemesi neyi koruyor?
Eylüll98O'de
vapılan
darbe ıle
1960'ın
'hukuk
duzenı
ortadan kaldınldı Darbecılenn
bu> ruklan. venı anayasa
yapılıncaya kadar anav asa
değışıklığısayıldı Bunun ıçın
bıldınler>avımlandı Bu
bıldınlerdekı bu> ruklar. daha
sonra 1982 Anayasası nın
ılkelen halıne getınldı
Darbenın şefı. bır plebısıtle.
kendısıyle bırlıkte anayasasını
dao>lattı Yıne. bır bıldınyle
darbecıler tarafından tanıtılan
bu anayasa tasansını
eleştırmeksuçsayıldı Bu
> uzden ınsanlar kov uşturmaya
uğratıldı. cezaev lenne kondu.
ışkenceveuğratıldı
Darbecıler, suç ı^ledıklenrun
farkında olduklan ıçın 1982
Anay asası'na bır de madde
koydular Buna gore. gerek
darbecılenn ve gerekse onlann
scçııklcn Danışma Meclisi
uyelennın ve bu donem ıçınde
kurulmuş hukumetlenn her
turlu karar v e tasarruflanndan
dolayi cezaı. malı ve hukukı
sorumluluk ıddıası ılen
surulemeveceğı gıbı herhangı
bır > argı mercııne de
başvurulamavacaktı Bununla
dakalınmavacaktı bu donem
ıçınde çıkanlan kanunlar.
kanun hukmunde
karamameler ıle 2324 Say ılı
Anay asa Duzeni Hakkındaki
Kanun uv annca ahnan karar ve
tasarruflannın anav asav a
aykınlığj ıddıaedılemeyecektı
Amaç. once kendı
guvenlıklennı ılelebet sağlamak
ve bu darbe surecı ıçınde
kurduklan hukuk duzenını.
nıspı olağan duzen ıçınde de
şurdürebılmektı
İlk olağan genel seçıme kadar
darbe kadrolan. ulkenın
duzenının belkemığını teşkıl
eden tam 83 ^ v asa çıkardılar
Siy asi Partiler \ asası, Toplu
Sozleşme Grev >e Lokart
\ asası. Sendikalar ^ asası,
Toplantı >e Gosteri \ unıyuşleri
Yasası v e daha bırçok > asa. bu
donem ıçınde 12 Ey lul hukuk
anlay ışı çerçev esı nde
oluşturuldu Bu manüğa gore.
eskı sıv asılere sıyaset de
yasakîanacaktı
Ilk genel seçımde sandıktan, 12
Evlul'un baennda filızlenmış
ANAPçıktf 12 Eylul
hukukunu v ar gucuyle korudu
Sıyası yasaklan sonuna kadar
savundu, ama referandumda
halktangerekenyanıtıaldı Bu
olgu, halkımızın 12 Eylul'e
verdığı demokratık bır yanıttı
Artık ınsanlanmız, başta
TBMM'nden olmak uzere.
tum demokratık kuruluşlardan
bırşey beklıvordu 12 Eyluî
bıtsın Bu ıstem çok doğaldı.
çünku ozlenen demokrat
Türkiye, 12E>lul'ungı>dırdığı
hukuk duzenının ıçıne
sığamazdı Bu olmayacak bır
şe> dedeğjldı Oyleya, 12
Eylul'un gudnne uğramış olan
tum sıyası lıderler, partılenyle
bırlıkte Meclıs egırmışlerdı ve
ustelık hukumet de olmu^lardı
Meclıs tekı çoğunluklan
anavasavı değıştırmeye
vetmesedahı. 12 Eylul kalıntısı
yasalan değıştırebıhrlerdı
Toplumun bır gozu de en ust
yargı mercıı olan Anayasa
Vlahkemesi'ndeıdı Sîvasetın
dışında olması gereken bu
mahkeme. 12 Eylul'un
hukukunu temızleme ışlev ı
gprebılırdı
Q> le de olması gerekırdı
Ülke> ı bır ıç sav aşa goturen v e
sokan Kıirt sorunu. yalnızca
demokrası>oluvla
çozulebılırdı \ma 12 Eylul'un
Siy asi Partiler V asası'yla bu
sağlanabıhrmıvdı
9
Hıçbınolmadı Meclıs sustu
Anavasa Mahkemesi sustu
Bunfann susması ıse
Turkıye'nın artık 12 Eylul'un
hukukuyla baş başa kalması
demektı
Işte bugun boyleyız TBMM.
12 Ey lul hukukuy la yaşamaya
karar venrken Anayasa
Mahkemesi de 12 Ey lul
tasarruflannı en ust norm
olarak kabul ettığını. yerleşık
goruş olarak ortaya çıkarttı 12
Ey lul mantığını ve hukuk
anlayışını kullanarak partıler
kapâttı TBMM
başkanv ekıbnın, mılletvekjllığı
sıfatıru kaldırdı Her turlu
demokratık anlayışı ve çağdaş
v omm metodunu bır kenara
koyarak tek seslı Turkıye
anlayışım pekiştırdı Baskı
y ontemleny le her turlu
meseleyı halletme
taraftarlannın ekmeğıne yağ
sürdu Ve surmeye devam
edıyor
Anayasa Mahkemesi. dunya
hukuk hteraturune geçecek'
tespıtlerde bulundu En ust
hukuk normu olarak MGK ve
Danışma MecKsi'nın
tasarruflannı kabul ettı 12
Eylul'un ılk gunlennde
yayımlanan oıldın ve yasalan
1
Anavasanınuzenndetuttu İşte
bıraLnu "... Buradaki amaç hiç
kuşkusuz, olağanüstii dönemin
olağanüstu koşullannın
gerek tirdiği işlemlere, y asal
kolav lık sağlay abilmektir.
Anayasa Duzeni Hakkında
Yasa, 1982 Anayasası'nıngeçici
3. maddesiy le y ururlukten
kaldınldığı için. anay asanın
geçici 15. maddesinin
konulmasına gereksinim
duyulmuştur... Bu nedenlerle
anay asanın geçici 15. maddesi,
bir donemin y asal işlemlennın
anayasaya avkırılığı saunda
bulunulmasını uygun gormenuş
ve bir anlamda y asaklamıştır..."
(1992 7-2 sayılİ karar)
Anayasa Mahkemesf run bu
tespıtını, gerçek hukukçulann
sindırebıleceğını
zannetmıyorum Hıçbır
hukukçunun hukukçuluk
onuru. bu tespıte el veremez 5
askenn ıradesını tum hukuk
duzenıne egemen kılamaz
Geçıcı 15 madde problerru.
artık teknık bır hukuk meselesı
olmaktançıkmıştır Sıyası bır
açmaz hahne gelmıştır Bu
ulkede yaşayan mıly onlarca
ınsan. ılelebet 12 Eylul mantığı
ıleyaşayamaz
Nıtekım Anayasa
Mahkemesı'nın kımı değerlı
> argıçlan, bu tespıte karşı
gelmışlerdır Mankemenın
değerlı vargıcı Y ılmaz
Aliefendioğlu, her kararda.
dığer y argıçlar Güven Dincer.
Mustafa Şahin, Mustafa Gönıil,
Selçuk Tüzun. konuv la ılgılı
nedense bazı kararlarda. bu
mantığa karşı gelmıs v e geçıcı
15 maddenın >ıırurluluk
suresının ılk genel secımlere
kadar olduğunu belırterek 12
Eylul tasarruflannın da
anayasal yargı denetımı
kapsamı ıçınde olduğu
konusunda, muhalefet şerhlen
yazmışlardır
"... Anayasayauygunluğu
sağlamakla gore\lı \nayasa
Mahkemesi'run ışlevi, anayasal
yargıdaki tıkanıklığı aşmayı,
anay asarun temel hak v e
ozgürlüklen koruy an birçok
maddesinin uy gulanamaz hale
geünesine neden olan geçici 15.
maddenin \ arattığı sorunu,
Lozan'ın getirdikleri
7
3yılonce. 10
Ağustos
1920'de
ımzalanan ve
Turk
dev letını
ulkesı ve ulusu ıle parçalayıp
v ok etmev e v onelık Sevr
Antlaşması'nın getırdıklennın.
uç yıl sonra Lozan'da gecersız
kılınmasını başta Amenka ve
îngıltere olmak uzere, bazı Batı
ulkelen hıçbır zaman
kabullenememış ve
hazmedememışlerdır
Ozellıkle Amenka, Birinci
DıinyaSavaşı'na gırerken
cumhurbaşkanlan VVilson'un,
Fransız De>rimi nın getırdığı
"her ulusun bir devlet kurma
hakkı olduğu" ılkesını, "Türk
egemenliği altında y aşayan
başka uluslara da kendini
yönetme hakkı > eriünelidir"
^eklınde ıfade ederek. Turk
topraklan uzennde yaşama
geçırmek ıstemesını, Ermenilere
ve Kürtlere odenmesı gereken
bır borç olarak kabul etmıştır
Amenka bu borcu odemek ıçın
elınden geleru yapmış ve hala
da yapmaktadır
Bu ortak amaçlı bırhktelık
şemsıvesı altında çeşıtlı
senaryolar uretılerek, Kuzey
Irak ve Güneydoğu Anadolu
bolgemızı ıçıne alan bır
bolgede, bır Kurt devletımn
kurulması ıçın aşama aşama
gereklı ortamın hazırlanmasına
gınşılmıştır
Körifez Savaşı sonrasında,
îngıltere. Fransa ve dığer bır
kısım Batı ulkelennın -bu arada
Türkiye'nın de- desteğını alan
Amenka, Kuzey Irak'takı Kurt
v arbğını kabul ederek bınncı
aşamayı gerçekleştırmıştır
İkına aşamada,
"Kurdurmayız.. Kurulmasma
izin vermeyiz.. Bizden habersiz
kuramazlar..." dıyen
Türkıye'nın şaşkın bakışlan
arasında, bu varbğın hukuksal
gostergesı ve da> anağı olan
devlet duzenıne yeşıl ışık
yakılmıştır Turkıye de,
topraklan uzennde
çağdaş yorumla cözümlemeyi
gerektirir. Anayasa
Mahkemesi, anay asay a açıkça
ay kırı olan kuralîarı,
anay asanın bır maddesi
nedeniyle de olsa korur duruma
girmemelidir..."(1991 2-1
Aliefendioğlu Muhalefet
Şerhı)
"... Bir yasa kovucunun. bir
kuşağın, ya da bir siy asi
topluluğun duşunce \e yonetimi.
gelecektekı kuşakları
bağlamavacağına gore. geçici
15. maddeyı, anay asay a ay kırı
hukümlerin sığınabıleceğı bir yer
olarak yorumlamak doğru
degildir." (1992 7-2 M ustafa
Şahın Muhalefet Şerhı)
Gerek Anayasa
Mahkemesı'nın konuya ılışkın
gerekçelı kararlannı ve gerekse
muhalefet şerhlennı uzatmak
mumkun, ancak yenmızın
darlığı nedenıyle yukandakı
alıntılarla yetınmek gerekıyor
Anayasa Mahkemesi, bırçok
karannda çokseslılığe
tahammulsuzluğunu açıkça
gostenrken ozellıkle Kurt
sorununun çozumunde Myası
yolu tıkayarak tek çozumu
sılaha terk etmıştır Mahkeme,
12Eylul'unSPY'mn81
maddesıne davanarak
Turkıve'de orneğın "dil
farklılığına dayanan azınlık"
olduğunu ılen suren sıyası
partıîen kapatabılmekte, bu
nukmun > alruzca anay asay a
değıl, ımzacısı olduğumuz
uluslararası sözleşmelere de
av kın olduğunu ıddıa eden
taraflara ıse "Ne yapalım, bu
bir 12 Eylul tasarrufudur, el
suremeyiz" dıvebılmektedır
Oysa. geçıcı 15 madde
garabeü. artık bızzat 12
Ev lulculer tarafından bıle
reddedılmektedır Geçıcı 15
maddenın yururluluk
suresının. ılk genel seçımlenn
yapıldığı tanhte son bulduğunu
bızzat Ortıan Aldıkaçtı
açıklamıştır Bıhndığj gıbı bu
kışı. aynı maddenın
mımarlanndan bın ve en
onemlısıdır Bu durumda
Anay asa Mahkemesi, 12 Ey lul
anlay ışını da aşarak belkı
onlann da ıradelennın dışında
12 Ey lul felsefesının dev amını
sağlamaktadır
Aynı sorunla karşılaşan
Danıştav, 1402 sayılı vasa
nedenıyle gorevden ebedıv, en
uzaklaştınlan kamu
personellennın gorevlenne
donmelennı bır kararla
sağlarken. 12 Eylul
tasarruflannın o donem ıçın
geçerlı olduğunu hükum altına
almış ve hukuku, v aşamda
geçerlı kılmıştır Gerçek hukuk
anlav ışının da bu olduğunu
zannedıyorum
Turkıy e'nin tıim sorunlarmın
demokraside y attığı gerçeğinin
bilinmesinin zamanı geldi >e
geçiyor.
Av.ERGİNCİNMEN
konuşlanmasına ızın verdığı
"Çekiç Güç" »le, bu oluşuma
katkıda bulunmuştur
Yontıcılenmız, aydınlanmız ve
> azarlanmız bunun kav gasını
vermehdırler "İnsanhaklan"
v e "demokrasi" gıbı guzel
değerler, amacından
saptınlarak Kurt devleünın
kurulmasını kolaylaştıracak
ıdeolojık finansmana
donuşturulmemelıdır Fayda,
Sevr'ı gen geürmekte değıl,
Lozan'ın geürdıklennı
korumakta aranmalıdır
Şerafettin Yamaner
I.Ü.Atatürkİlkelenve
İnkılap Tanhi Enstıtüsü
PENCERE
Bir Garip Devlet!..
Arkadasımız UfukTekin Batman dan yazıyor "Sokak-
larda sadece cocuklar Kımı top oynuyor, kımı bırdırbır
Çocuklar polıs panzerlennı gorunce kendılenne hemen
çekıduzen venyorlar Esmer tenlı on yaşlarında bır co-
cuk, Batman da yaşananları şoyle tanımlıyor
- Abı Batman Teksas a donmuş '
Teksas deyınce akla ne gelır? Sılah kanunu1
Sonra?
Petrol kokusu Ceyhun Atuf Kansu nun yore ıçın yazdı-
ğı sıır de petrol kokuyor
'Acılır da kalbıme ıner petrol kuyuları,
Bılınm, petrol toprağın defınesı,
Şarkı soyleyen motorların efendısı,
Işıkla donatıverır butun uykuları '
1955 te Batman rafınerısı acıldı, 1966'da da Batman-
Dortyol boru hattı Ne yazık kı Batman karanlık Kent,
devletın havlu, gızlı orgutlerın ıse fınk attığı bır alan So-
kaklarda adamlar olduruluyor nedenı nıçını bılınmıyor,
PKK ıle Hızbullah ın çatışmasından soz açılıyor Hızbul-
lah'ın bır ucunun Hızbulkontra ya dayandığı soylenıyor,
gerçekle soylentı bırbırıne karışıyor, hıçbır şey açık se-
cık saydam değıl, korkunun alacasında yıtıp gıdıyor her
şey
Hanı devlet' şeffaf olacaktı?
Devletı Batman'da PKK ıle Hızbullah boluşmuşler, ıkı-
sının paylaşamadıkları bır kent Batman
•
Batman'da her şey karanlık
Ankara da her şey "şeffaf "
Şükrü Elekdağ ' Azerbaycan'm Kaderı" başlıklı yazı-
sında anlatıyor
Dış polıtıka neyın yapılabıleceğını ve neyın yapıla-
mayacağını dunyaya ılan ederek yurutulemez Devlet
adamlan, ulkelennın cıkarlarını etkıleyen uluslararası
bır sorun karşısında Bız şunları yapabılırız, ama şunları
şu nedenlerle goze alamayız' yolunda açıklamalar ya-
parlarsa, sadece zaaflarını ılan etmış olmazlar, aynı
zamanda hasımlanna durumu ıstısmar etmelerı ıçın da-
vetıye cıkarmış olurlar Muhatabın veya hasmın kuşku
ıçınde bırakılması caydırıcı bır dıplomasının alfabesı-
dır ' (Mılhyet, 5 Eylul 1993)
Doğrudur, en yukarıdan başlayarak Ankara dakı bu-
tun devlet ve hukumet yetkılılerı her gun, her saat, her
dakıka konuşuyorlar, gazetecılerle telefonda soyleşı-
yorlar
- Sayın başbakanım ne yapacaksınız?
- Surıye yı bombalayacağım
- Sız sayın bakan, nıyetınız nedır?
- Kardeşım, Ermenıstan ı bombalayayım da dunyayı
ayağa mı kaldırayım?
Belkı konuşmalar boyle geçmıyor, ama bır tur med-
yacı gece gunduz suregelen telefon konuşmalarında
geçen sozcuklerden ve tumcelerden havada uçuşanları
yakalayıp ıçınden kendıne gore haber çıkarıyor Maşal-
lah "şeffaf devlet' Ankara'da kuruldu, askerlıkmış dış
polıtıkaymış, dıplomasıymış neyımız var neyımız yok
dedıkodu faslından ışportaya dokuyoruz Sonunda hep-
sı de boş çıkıyor, ama olsun, gunu ıdare edıyoruz ya,
gerısıne aldırmai.
•
Bır garıp devlet olduk
Devletın ıçıne yuvalanmış bır Hızbulkontra var mı?
Batman'dakı karanlık oyunun tezgahını kım kurdu? Mıl-
letvekıllerıne kım kurşun sıkıyor? Bılemezsm, neyın nesı
kımın fesı olduğunu aydınlatamazsın tum cınayetlerın
faıllerı meçhul ama, hukumet cıhetındekı her şey orta-
lıkta
1
Devlet ve hukumet sorumlularının ağzında bakla
ıslanmıyor yalnız yapacaklarını değıl, nıyetlermı, eğı-
lımlerını, ozlemlerını sayıp dokuyorlar
Bu modayı çıkaran, laçkalaştırıp sululaştıran, şımdı
aramızda yok moda suruyor
VEFAT
Merhum Şukrü Kocagoz \e Vahıde Kocagoz'un
oğlu, merhum Necım \e merhum Halıl Kocagoz \e
Felekşan Fırat ıle Ferzan Gurel'ın kardeşlen,
Şıikru \ e Fadıl'ın babası, Gul \e Esma'nın
kayınpeden. Küçük Şukrü'nün dedesı. merhum
Sevınç Kocagoz'un eşı
SAMM
KOCAGOZ
vefat etmıştır Cenazesı 8 e\ lul çarşamba günu saat
10.00'da İzmır Gazetecıler Derneğı Lokalı
onundekı torenden ve Soke Hacı Halıl Paşa
Camısf ndekı oğle namazından sonra aıle
kabnstanında toprağa venlecektır
Çıcek gondermek ısteyenlerTEVe bağış yapabıhrler
Ü> emiz değerlı edebiy at adamı
SAMİMKOCAGÖZ'Ü
yıtırmenın aası ıcındeyız Anısına saygılar sunuyoruz
PEN YAZARLAR DERNEĞİ
Not 8 Eylul 199^ Çarşamba gunu Izmır Gazetecıler Cemıyetı
onunde saat 10 30'da v apılacak torenden sonra doğum > en olan
Soke vegoturulecektır
Değerlı romancı ve hıkâye vazan üyemiz
SAMIM KOCAGOZ'ü
yitırdik.
Aılesine, edebıyat dunyasına \e
tüm dostlanna başsağlığı
dılerız
TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI
SEVİŞMENİN GLDÜKLÜĞÜ VE
YÜCELİĞİ
Melih Cevdet Anday
2 bdsıW000(KD\ ıvınde)
îuunlunTurkutugıCtul 19-i 1 Cugaloglu-Iuanhul
Odemelı gondenlmez