23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21EYLÜL1993SAU 14 HABERLER Demirel Yolsuzluğu basın değü, mahkeme çözör • Ankara'da. Avrupa Topluluğu üyesi ülkelerin gazetecileriyîe Türk gazetecilerini biraraya getiren 3. Yıllık Seminer'de konuşan Cumhurbaşkanı, Türkiye-Ortadoğu. Avrupa ve diğer sorunlar üzerinde eöriislprini arıklaHı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel. Türkiye'de yol- suzluklara basının karar veremeyeceğıni ve çözemeye- ceğini. bu ışlere mahkemelerin baktığını söyledi. Demirel, Türkiye'nin Lozan Antlaş- ması'ndan sonra imzaladığı en önemli antlaşmanın. Avru- pa Topluluğu ile imzalanan Ankara Antlaşması olduğunu da söyledi. Türkıye'nin bundan sonra- ki hedefınin tam üyelik oldu- ğunu belirten Demirel, An- kara'da Avrupa Topluluğu üyesi ülkelerin gazetecileriyîe Türk gazetecilerini bir araya getiren 3. Yıllık Seminer'de bir konuşma yaptı. Konuş- masinda yabancı gazetecilerin soruİ! innı da yanıtlayan De- mirel, Türkiye'de Kürtlerin bir azınlık olmadığını belirte- rek. "Kürtler, Türk vatandaşı- dırlar. Kendi gazeteleri vardır. Kürt milletvekilleri, bakanlar hükümette görev almaktadır- lar"dedı. İnsan haklan, demokratik özgürlükler gjbi evrensel de- ğerleri savunan Avrupa'yı. bu değerleri Bosna'da savun- makta yetersiz kalmakJa suç- layan Demirel, Türkiye'nin Orta Asya ile dil, din. kültür birliği bulunduğunu anımsa- tarak Türkiye'nin onlan yö- netme niyeti bulunmadığını vurguladı. Demirel, FKÖ ile PKK arasında bir benzerlik olup ol- madıgi yolundaki bir soru üzerine, "Bunlar iki ayrı konu- lardır. Birbiriyle kanstırılma- mabdır. İsrail. RlLstin toprak- larını işgal etti. Türkiye'de ise berhangi bir toprak işgal edil- miş değildir. Türkiye üniter yapıda bir devlettir. Türkiye'- de azınlık yoktur. PKK; nın Türkiye'de yapmak istediği ül- keyi böunektir" karşılığını verdi. Demirel, PKK terörü- nün etkisiz hale getırilmesinde kararb olduklannı belırtti. Demirel, Türkiye'deki yol- suzluklarla ilgili bir soru üze- rine de bunun yalnızca Tür- kiye'ye özgü değil, tüm devlet- lerin bir hastalığı olduğunu belirterek "Yolsuzluğa karşı bir reçete de açık rejimdir. hür basındır. hür mahkemeler, hür yargıçlardır. Bu, tek ilaçtır. Eğer Türkiye'de devletin tüm kuruluşlan yolsuzluk içinde derseniz, bu yanlış olur. Tür- kiye'deki yolsuzluk olaylarını tek tek ele alıp mahkemeye gö- türmek gerekiyor. Eğer tüm toplum yolsuzluğa bulaşmış id- diası olursa. bu, o ülkenin sonu aıdamına gelir. Yolsuzlukla il- gili kararlar basın tarafmdan değil, mahkemelcrce alınmalı- dır" diye konuştu Fazla mesai Banka çalışanlan Çüler'eöfkeli •SSKemeklilerinin maaşlannın ödenmesi için 24 saat çahştınlmalanna tepki gösterdiler. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Banka çalışanlan, SSK emeklilennin maaşlannın' ödenmesi için banka personeli- nin 24 saat çalıştınlmasına tep- ki gösterdi. BASS Sendikası. 24 saat çalışmanın "Toplusöz- leşrae hukümlerine aykürı" ol- duğunu ileri sürerek. Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü ile Çahşma Genel Müdürlüğü"nü uyardı. BASS Sendikası Yönetim Kurulu, Başbakan Tansu ÇU- fer tarafmdan açıklanan, SSK emekli maaşlannın ödeneceği günlerde bankalann 24 saat çalışması karannı yazılı bir açıklamayla kınadı. Süperlerin maaş farkları btıgün ödeniyor Süper emeklilerin 5 aylık ma- aş farklan bugün ödeniyor. Maaş farklan. süper emekli- lerin aylıklannı aldıklan Ziraat Bankası. Halk Bankası, Emlak Bankası ile Vakıflar Bankası şu- belerinden odenecek. Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri. maaş ödemelerinde herhangi bir aksama olma> aca- ğını ifade ettıler. Elnıalı baraj suyunun aşın derecede kirliliğini Hıfzıssıhha saptadı; Valilik ve İSKI, suyun kullanımını 16 gün sonra yasakladı Kirli sıı\ ıılıalka bile bile içirdilerİstanbul Haber Servisi- İstanbul'un içme suyu gereksınıminin yüzde 3.75'ini karşıla- yan Elmalı baraj suyunun, aşın derecede kirli olması nedeniyle, Anadolu yakasında- ki İstanbullular tarafmdan içme suyu ola- rak kullanımı yasaklandı. Ancak 3 Eylül 1993 tarihinde 11 Umumi Hıfzıssıhha Mec- lisinde alınan bu karar. İstanbul Valiliği ve İSKİ tarafmdan bugüne değin kamuoyuna duyurulmadı. Olayın basına yansıması üzerine ise İs- tanbul Valiliği, Elmalı Barajı'ndaki kirlili- ğın halktan saklandığı yolundaki iddiayı yalanladı. Valilik bir açıklama yaparak, sözkonusu toplantıda alınan karann ka- muoyuna duyurulması görevinin İSKİ'ye verilmiş olduğunu belirtti. İSKİ ise Elmalı Barajf ndan su alan bölgelere bugünden ıti- baren Ömerli Barajı'ndan antılmış su veri- leceğini bildirdi. Baraj suyunun antılması Elmalı Baraj suyunun içme suyu olarak kullanımı Anadolu yakasında oturanlara yasaklandı. Gerekçe: Aşın derecede kirlilik. İl Umuîni Hıfzıssıhha kirlilik onaylanıyor ve 3 Eylül 1993 tanhinden itibaren kullanımı yasaklanıyor. Ancak Valilik ve ÎSKİ bu rapora rağmen durumu kamuoyundan saklıyor. Önceki günde durum ortayaçıkınca kullanım yasağı koyuyor. Valilik, bu iddiayı kabul etmiyor. İSKİ ise Elmalı Barajf ndan su alan bölgelere bugünden itibaren Ömerli Barajf ndan antılmış suyun verileceğini, baraj suyunun antılması için "ozonlama sistemi" ihalesinin de yapılacağını belirtti. için "ozonlama sistemi" ihalesinin de yapıla- cağını behrtildı. İstanbul'un içme suyu barajlanndan. Beykoz, Yukan ve Aşağı Dudullu, Çekme- köy ve Üsküdar'ın bir bölümünün su ihti- yacını karşılayan Elmalı Barajı suyunun içme suyu olarak kullanılması. barajda "ozonlama sistemi" kuruluncaya kadar ya- saklandı. İstanbul Valiliği dün bir açıklama yaparak. Elmalı Barajı'ndaki kirlılığjn halktan saklandığı yolunda bir gazetede yer alan ıddıalann gerçeği yansıtmadıgını bil- dirdi. Su kirliliği konusunda ISKI'nin uya- nldığı belirtilen Valilik açıklamasmda, Umumi Hıfzısıhha Meclisi'nin 3 eylülde al- dıö "baraj suyunun içme su>u olarak kulla- nıfmaması konusunda halkın uyanlması" karannın İSKİ'ye bildirildiği belirtildi. Va- lilik açıklamasmda şöyle denıldı: "1593 sa- yılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 23. maddesine göre Hıfzısıhha Kurulu'nun baş- kanı >alidir. Vali toplantıya katılmadığı za- manlarda toplantı>a vali adına sağlık müdü- rü başkanlık eder. l mumi Hıfzıssıhha Kuru- lu, ilin sağlık sorunlarını görüşerek hangi kurum ve kuruluşların ne gibi görevler yapa- cağını belirler ve bildirir. Sözkonusu toplantı- da da baraj gölünün suyunun kirli olduğu saptanarak ISKİ'ye bildirilmiş ve gerekenle- ri yapması istenmiştir. İSKİ'ye ayrıca. baraj suyunun içme suyu olarak kullanıunaması gerektiğini halka duyurma görevi-de veril- miştir." İSKİ de konuyla ilgili olarak dün yaptığı açıklamada. İl Umumi Hıfassıhha Mec- lisi'nin İstanbul'un tüm su rezervlerinde yaptığı analizler sonucunda Ömerli, Ter- kos, Büyükçekmece, Alibeyköy barajlann- dan su alan bölgelerde şehir şebeke suyu- nun lemiz olduğunu. ancak Elmalı Baraj Gölü'nün. etrafındaki yerleşımlerden kay- naklanan atıklar nedeniyle kirlenmiş oldu- ğunu saptadığını doğruladı. Elmalı Baraj Gölü'nden su alan bölgelere sağlıklı su te- mın edilmesi için İSKİ Genel Müdürlüğü'- nün çalışmalannı sürdürdüğü vurgulanan açıklamada, göldeki kirlenmenin kısa süre- de gıderilemeyeceğı bildirildi. Bu nedenle, Elmalı Anuna Tesisleri'nin besledıği bölge- lere yanndan ıtibaren Ömerli Barajf nden gelen antılmış suyun verileceğı, baraj suyu- nun antılması içinse gınşim'ere baslandığı açıklandı. Demokrat PartVnin yargılandığı ada, artık Su İJrünleri Fakültesi Demokrat Parti'nin yargılandığı Yassıada Yüksek Adalet Divanı'mn kurukhığu bina (üstte solda) şimdi Su Ünınleri Fakültesi'nin ana binası oldu. Adanın tahrip olan spor salonu yenileniy or (üstte sağda). Dün eğitime açılan fakültede öğrenciler deniz manzaralı tatlı sohbetler ettiler (solda) \e öğrencüer gezdikleri adada deh- liz ve tüneUeri gördükçe değişik düşüncelere daldı!ar.(KAAN SAGANAK) Yassıada 6 üniversite adası9 olduFİGENATALAY -Bir dönem Türkiye'yi yöneten partı- nin yargılandığı Yassıada, u ünrversite adası oldu. Tümüyle İstanbul Üniversi- tesi Su Ürünleri Fakültesi'ne verilen Yassıada'da eğjtim ve öğretim dün başladı. Yassıada'nın kimük değişürdiği 20 Eylül 1993'ten, 1960yılınadönelim.27 Mayıs ihtilalinin ertesinde Milli Birlik Komitesi kurulur. Bir de Yüksek Ada- let Divanı, gayri resmi adıyla Yassıada Mahkemesi oluşturulur. Bayar da, Menderes de. çok sayıda DP'li de tu- tuklamr. Yassıada'da cezaevine konu- lurlar. Başhâkim Salim Başol'un başkanlı- ğında duruşmalara başlanır. Mahke- me, 18 kışi hakkında idam karan verir. Aralannda Cumhurbaşkanı Bayar da vardır, ama 78 yaşında olması onu kur- tanr. Bir yıldan fazla sürer duruşmalar. Milli Birlik Komitesi, Menderes'le bir- likte Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun idamlannı onaylar. 27 kişi müebbete mahkûm olur. 2 kişi hakkın- da 20-30 yıl arasında, 23 kişi hakkında • Yassıada'da, Türkiye'yi 10 yıl yöneten Demokrat Parti yargılanrruştı. Bu adada mahkemeler kurulmuş, 3. cumhurbaşkanı Bayar, Başbakan Menderes, Maliye Bakanı Polatkan ve Dışişleri Bakanı Zorlu'nun da başlannda bulunduğu yüzlerce kişi yargılanmış, idam kararlan alınmıştı. Toplumun bir kısmına göre 'şaibeli' bir yerdi. Aradan zaman geçti. yaralar sanldı. Mahkemeleri ve idamlanyla tarunan ada şimdi istanbul Üniversitesi'ne bağh Su Ürünleri Fakültesi olarak hizmet verecek. 10-20 yıl arasında. 365 kişi hakkında da l-10yıI arasında hapis cezası verilir. 125 kişi de beraat eder. 25 Eylül 1960'ta Celal Bayar'ın inü- har girişiminde bulunması da Yassıada tarihinde yerini abr. Yassıada dün tarihi bır gün yaşadı. Harap durumda olan askeri binalann, üç yıl •süren çahşmalar sonucu fakülte- ye dönüştürülmesi. yurt ve yemekhane dışında binalann büyük ölçüde ta- mamlanmasıyla fakültede eğitim ve öğretim dün başladı. Saat 08.15'te Sirkeci'den kalkan. 08. 35'te Kadıköy'e uğradıktan sonra Kı- nalı. Burgaz. Heybelı ve Büyükada'ya giden "Şehit Karaoğlanoğlu" adlı va- purun yolculan dün sabah çok heye- canlıydı. Su Ürünleri Fikültesi öğren- cileri Yassıada'yı ilk kez göreceklerdi. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Ismet Baran, öğretim elemanlan ve öğrenciler, sabır- sızlıkla vapurun Yassıada'ya yanaşma- sını beklediler. Saat 09.30'da Yas- sıada'ya gelinmişti. "Adamıza geldik", "Kalemiz bile varmış" çığlıklanyla, is- kele venlmesıni bile beklemeden va- purdan atlayan öğrencilerin yanı sıra yolcular arasında "Burası Kınalı mıT" diye soranlar da vardı. Yassıada'da yükseköğrenim görme- yi "ilginç","renkli", "ürkütücü" gibi kelimelerle nıtelendiren öğrenciler, so- runlan şöyle dile getirdiler: "Yurt yok. Sabah vapunı kaçınrsak ne yapacağız? Derslerimiz erken bitti- ğinde adadan aynlmak için 16.45'teki vapunı beklemek zonmdayız. Bir süre yemek çıkmayacakmtş. Yurt, seneye hazır olacakmış. Fakülte tamamlanma- dan bizi neden getirdiler? Vapur seferle- rinin günde birkaç kez olmasını istiyo- ruz." Fakülte Dekanı Prof. Dr. İsmet Ba- ran. Yassıada'nın siyasi tanhte önemli bir yeri bulunduğunu vurgulayarak. "Yassıada artık, bilimde »erçekleştire- ceği aşamalarla kendini kanıtlayacak ve dünya literatüründe yer alacak" dedi. Öğrencılere yalnızca bir ay kumanya verileceğini, daha sonra sıcak yemek servisine başlayacaklannı. 200-250 öğ- renci kapasiteli yurdun da önümüzdeki yıl açılacağını belirten fakülte dekanı. öğrencilerin izole olmasını istemediği- ni, vapurun sabah ve akşam dışında öğle saatlerinde de Yassıada'ya uğra- ması için girişimlerde bulunduklannı söyledi. Deniz Kuyyetleri Komutanlığı'nın 1989 yılında İstanbul Üniversıtesı Su Ürünleri Fakültesi'nin kullanımı için devrettiği binalann onanmına yaklaşık 9 milyar lira harcandı. İnşaatın tama- mının önümüzdeki yıl tamamlanacağı fakültede halen 450 öğrenci öğrenim görüyor. Prof. Ruşen Keleş, Arsa Ofısi Yasası için SHP lideri Murat Karayalçın'ı göreve çağırdı: Kcunıı malkaı özel etteregeçecekHaber Merkezi- Arsa Ofısi- ne imar yetkisi veren kararna- me konusunda SHP liden Murat Karayalçın'ı göreve ça- ğıran Prof. Ruşen Keleş. kamu mallannın özel ellere geçeceği- nedikkatçekti. Siyasal Bilgıler Fakültesi Kentleşme ve Çevre Sorunlan Anabilim Dalı Başkanı Prof. Keleş, kararnameyle Arsa Ofısi'nin kamunun arsa varlı- ğını arttıran değil. kamu top- raklannın özel ellere geçmesinı kolaylaştırmakla görevlı bir kuruluş haline indirgendiğıni belirtti. Prof. Keleş. Arsa Ofısi Kanunu'nda yapılan değişiklı- ği Cumhuriyet'e değerlendırir- ken şunlan söyledi: "Arsa Ofîsi Yasası'nda ^ ıpdan son değişiklik hükünu n bu konu- lara yaklaşımını açıkça sergili- yor. Sayın Başbakan, kent top- rağında kamu iyeliğinc (mülki- yetine) öteden beri karşı olmuş; Hazine'ye, KıTlere, belediye- lere ait topraklann halka satışı- nı her vesileyle özendirmek iste- miştir. Geçen yd, İstanbul'da Hazine'ye ait 1000 parça kadar taşmmaz malın satışa çıkard- masında da önemli roİ oynamış- tı. Hükümet programı ve koa- lisyon protokolü, Başbakan'ın kamu iyeliğine olan antipatisi- nin açık kanıtlarıdır." Prof. Keleş, kurumun kuru- luş amacından saptınlarak özelleştirmeci mantığın hizme- tine sunulduğuna dikkat çekti: "Arsa Ofısi, 1969'da kurulur- ken zamanın hükümeti, bu ge- nel müdürlüğün, sağlıklı kent- leşmeye yardımcı bir niteükte olmasını amaçlamtştır. Bunun için de konut, sanayi bölgesi ve turistik tesisler için ueuz arsa sunıununun arttınlması görevi Arsa Ofisi'ne verilmiştir. Ofisin asd amaeı, her çareye başvura- rak kamunun arsa stoklannı çoğaltmaktı. Hatta. arsalarını satmak isteyen kamu kuruluş- larının bile öncelikle Arsa Ofisi'ne başvurmalan, bu arsa- lan onun almasını sağlamalan gerekiyordu. Ne yazık ki ofîsi Maliye Ba- kanlığı'na bağlayan siyasal ik- ridar, Özalcı devlet anlayışının, her şeyi ne pahasına olursa ol- sun özelleştirme tutkusu çerçe- vesinde. bu önemli genel müdür- lüğün asd işlevini de değiştir- mekte duraksama göstermedi: Arsa Ofısi, kamu adına arsa toplayan. kamunun arsa varlı- ğını arttıran değil, kamu top- raklannın özel ellere gecmesini kolaylaştırmakla görevli bir ku- ruluş durumuna indirgendi. Yeni kararname ile yapılmak istenen, gercekte, Arsa Ofisi'nf, özelleştirmeci devlet anlayışının elverişli bir aracı durumuna ge- tirmekten başka bir anlam taşı- mıyor. Son yıllarda, "kentsel toprak reformu" kavramını geliştir- meye ve kamuoyuna ısrarla sunmaya çâlışan yeni Başba- kan Yardımcısi Karayalçın'a bu konuda çok önemlı bir gö- rev düştüğü kanısındayım. Ankara Belediyesi'nin değerli başkanından. kent topraklan konusundaki tavnnı. koalis- yonu sarsmak pahasına da ol- sa. açıklığa kavuşturması bek- lenir. Bu yalnız Karayalçın'm düşünsel tutarhlığının bir gere- ği değil, sosyal demokrasi gele- neğının de önemli bir sınavı olacakür. Bakan Menteseaçıkladı Iıııaııı-hatipleriıı elverişli olanı okula çevrüecek • Milli Eğitim Bakanlığj'nın izni olmaksızın açılan ve 'şubeler' halinde çoğalan imam-hatip liselenne yenileri ekleniyor. Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe, elverişli imam-h ıtip şubelerinin okula çevrileceğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İmam-hatip liselerinin "şube" olarak çoğalmasına göz yuman Milli Eğitim Bakanlığı. bu şubeleri. müstakil okul hali- ne getirmeye hazırlanıyor. Milli Eğitim BakanlığYnın, sayılan yeterli olduğu gerekçesiyle, yeni imam-hatip liselerinin açılması- na bugüne kadar izin vermeme- sı nedeniyle büyük bölümü dini vakıflar tarafmdan finanse edi- len 200'ün üzenndeki imam- hatip lisesi şubesinden, stan- dartlara uyaun olanlar. imam- hatip lisesi statüsüne kavuştu- rulacak. Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe. standartlara uygun şubelerin "okul haline" getirile- bırçok imam-hatip lisesinin il sınırlan içinde şube açarak eği- üm verdiğıni, ancak bunun mevzuata aykın olduğunu söy- ledi. Yalnız imam-hatip liseleri- nin değil, tüm meslek okullan- nın şube açarak eğitim vermesi- ni doğru bulmadığım ifade eden Menteşe. "Müstakil okul haline getiriunesi mümkün olan- lar açılacaktır. Bunlann şubesi oünaz" dedı. Menteşe, halen eğitim verilen şubelerin kapatıl- masının söz konusu olmadığı- nı, standartlara uygun olanla- nn okul haline dönüştürülece- ğini söyledi. Nahit Menteşe. Maliye Ba- kanhğı'ndan kadro ahnamadı- ceğini belirtirken bunlann "ne gı için uzun süredir göreve baş- tür okul olacağı" konusunda latılamayan 10 bin öğretmenin bilgi vermedi. tmam-hatip lise- atamasının da yapıldığım açık- lerinin şube açmalannın mev- ladı. Menteşe, 9 bin 940 ilkokul ve branş, öğf etmeninin atandık- lan illerin belirlendiğiru; öğret- menlenn. bulundukhn il Milli Eğitim müdürlüklerine başvu- zuata aykın olduğunu belirten Menteşe. "Devletle hile bağdaş- maz, her şeyi mevzuata uygun hale getireceğiz" dedı. Konuya ilişkin gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Menteşe, rarak görev yerlerini öğrenobi- leceğini söyledi. TDK kapatılalı 10 yıl oldu Bayramı buruk kutlanacak • Atatürk'ün mirası Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nun 12 Eylül paşalannca'Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu' haline getirilerek mirasyedice harcandığı belirtildi. Dil Derneği Genel Yazmanı Sevgi Özel, "5 paşa bir kuyuya taş attı, 10 yıldır çıkaramıyorlar. Koalisyon partileri de verdikleri sözü tutmadı" dedi. AYŞESAY1N ANKARA - Dil Bayramı bu yıl biraz daha "buruk" kutlana- cak. Atatürk'ün girişimleriyle kurulan ve mırasını bıraktığı Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nun kapatılışının üze- rinden tam 10 yıl geçti. Türk Dil Kurumu'nun kapatılması üzerine. kurumda çalışan 34 ki- şınin kurduğu Dil Derneği tara- fmdan özel bır programla kut- lanacak olan Dil Bayramı'nda, kurumlann yeniden açılması için verilen sözler bir kez daha gündeme getirilecek. Dil Der- neği Genel Yazmanı Sevgi Özel, 61. Dil Bayramı'nın "da- ha buruk'1 kutlanacağmı belir- terek parlamentodaki siyasi partilere "5 paşa bir kuyuya taş attı, 10 yıldır çıkaramıyorlar" dive sitem etti. Türk Dil ve Tarih kurumlan- nın 1983'ünağustosayındafaa- liyetlerine son verildiğine dik- kat çeken Özel, aynı yılın ekim ayında da tasfıyelerin gerçek- leştiğini anlattı. Atatürk'ün mirasınm, 1982 Anayasası ile kurulan Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yöneticilerince "mirasyedi" gibi harcandığını savoınan Özel, "Bu kurum 10 yıldır Türkçeye tek yenilik, tek canlılık getinnedi" görüşünü di- le getirdı. Dil Derneği'nin 34 kunıcusu olarak Dil Bayramı'- nın 51. yılında Türk Dil Ku- rumu'ndan aynldıklannı belir- ten Özel, sözlerini şöyle sürdür- dü: Hukuklckesi' "İnsanın çalışma yaşamının yarısı olan bir 10 yılda, kurum- lar hâlâ 1982 Anayasası'na bağlı olarak bize göre yasaklı. 10 yd- dır, hukukun üstüniuğüne olan inaiK-ımızla. Anayasa'nın 134. maddesinin değişmesini, geçki 15. maddesinin kaldırılmasını bekliyoruz. Atatürk'ün kunımu- nun kapatılması 10 yd önce bir hukuk lekesiydi. ayıbıydı. Bu ayıp, bu leke, hem bilim dünya- mıza hem dilimizin üstüne hem de hukukun üstüniuğüne gölge düşürecek biçimde. büyüyerek, genişley erek duruyor. Atatürk'- ün kurumlan birer demekti, tû- zelkişilikleri vardı. Paşa tasar- ruflanyla -Sevgili Uğur Mumcu'nun devimidir bu- birer devlet dairesine dönüştühildüler. Tüzelkişilikleri bu kunımlarn ancak yargı yoluyla kaldırdabi- lirdi; ama ne yazıktır ki, kimse- nin aklına gelmeyen bir yolla, 5 paşamn "bi/ yaptık oldu' yönte- miyle kapatıklı. 1982 Anaya- sası'nın 134. maddesine dayaıu- larak çıkardan 2876 sayıfa yasayla 1983 ydının ağustos avuıda kurumlar kapatddı." 1982 Anayasası'nın demok- ratik olmadığını, cumhurbaş- kanından mifietvekiline kadar herkesin söylediğine dikkat çe- ken Özel, "Sayın Demirel, cum- hurbaşkanı seçildiği gün iki kez söyledi. Başbakanlığı dönemin- de bu görüşünü yineledi ve toplu- ma sık sık demokratikleşme sözü verdi. Tam demokratik ol- madığı söylenen bir anayasa 10 yddır, bütün topluma, kurumla- rma dayatılıyor" dedi. Demok- ratikleşme sözü verenlerin bu sözlerini tutmadığını vurgula- yan Özel, 12 Eylül sonrasında bazı pohtikaalar üzerinde ya- saklann kalkması yönünde oy verdiklerinı belirterek "Ama şimdi ben, yasaklann kaklırıl- ması için oy verdiğîme pişma- nım. 1982 Anayasası'na iıayır' demenin onurunu nasıl taşıyor- sam, yasaklann kaldıruması için verdiğim oyun da acısını taşıyo- rum. Keşke yasaklar sürseydi de yasaklardan kurtulmak için anayasa değişikliği yapdması için mücadele verilseydi" görü- şünü dile getirdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle