Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL1993 PAZARTESİ
HABERLER
Tüzûğü işçiler
hazırtayacak
• KAYSERİ (AA) - DİSK
Tekstil Eğitim Daire Başkanı
Günay Onayman. DİSK
Tekstil"in 26 eylülde
yapüacak genel kurulunda
tûzüğü, üye işçilerin
haarlayacağını bildirdi.
Büyükşehir Belediye
Lokali'ndedüzenlenen
DİSK Tekstil Eğitim
Semineri'nde konuşan
Eğitim Daire Başkanı Günay
Onayman, sendikal
faaliyetlerde yönetim işlevini
tamamen işçilere
bırakacaklannı belirterek
şunlan söyledi: "Sendikal
faaliyetlerimizi yürütebilmek
için oluşturmamız gereken
yüzde 10'luk barajı, 6 ay gibi
kısa bir sürede aştık. Üye
sayımız 43 bine ulaştı. Bu
durum bizi tüzüğümüzü
değiştirrneye yöneltti. 26
eylülde İstanbul'da
yaptlacak genel kurulda
tüzüğümüzü yenileyeceğiz.
Bu işi üye işçilerimiz
yapacak. Her fabrikadan bir
kişiyi İstanbul'a davet ettik.
Bu ilk uygulamadır"
Özgür üniversite
kuruldu
• ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - Sosyolog-Yazar
İsmail Beşikçi ve Yalçın
Küçük'ün de kuruculan
arastnda yeraldığı Özgür
Üniversite resmen kuruldu.
Ankara'da geçen yıl
çalışmalanna başlayan
Özgür Üniversite'desınav
yapılmayacağı ve diploma
verilmeyeceği, öğrencilerin
başanlannın da tezler ve
hazırlayacaklan seminerlerle
ölçüleceği bildirildi.
Üniversitenin diğer
kuruculan arasında, Dr.
Fikret Başkaya, Dr. Kadir
Cangızbay. Ali Yıldınm,
Ahmet Çebi, Hasan Gül,
Serinay Şahin. Rıza Doğan,
Sibel Balcı ve Abdullah Koç
bulunuyor. Başkanlığına
Fikret Başkaya'nın
getirildiği ünıversitede, bilim
dahil hiçbir şeyin
yüceltilmeyeceği, öğretim
üyelerinin gönüllü
çalışacaklan ve giderlerin
öğrencilerin katkı paylanyla
sağlanacağı belirtiidi.
DYPIer lctidan
Mecis'eşikayetetti
•IANKARA (ANKA) - DYP
Rize Çamlıhemşin ilce
teşkilatıTBMM'ye
başvurarak iküdann 20 Ekim
seçimleri öncesi verdiği
vaaüerini yerine getirmesini
istedi. DYP Rize
Çamlıhemşin ilçe teşkilatı
adınaTBMMdilekçe
komisyonuna mektup
gönderen Omer Korkut ve
Fikri Danışoğlu, iktidardan
şikayetçi oldu. DYP'liler
iktidarm 20 Ekim seçimleri
öncesi vaatlerini yerine
getirerek orman yasasının
çıkanlmasını ve orman
kadastrosunun bir an evvel
yapılmasını istedi.
Nöbetçi bakan
uygulaması
• ANKARA (AA) - Yaklaşık
3haftadırDYPGenel
Merkezi'nde bakanlann
nöbet uygulamasmın yoğun
ilgi nedeniyle önümüzdeki
haftalarda da devam edeceğı
bildirildi. DYP Genel
Merkezi'nden yapılan
açıklamada. Devlet Bakanı
Mehmet Gölhanın da her
sabah saat 08.30'da partiye
gelerek vatandaşlann ve
teşkilatın sorunlannı dinlediği
kaydedildi. Önümüzdeki
hafta içinde partide nöbet
tutacak bakanlar şunlar: "20
eylül pazartesi: Devlet Bakanı
Cemil Erkan. 21 eylül salı:
Devlet Bakanı Necmettin
Cevheri, 22 eylül çarşamba:
Devlet Bakanı Bekir Sami
Daçe, 23 eylül perşembe:
Ulaştırma Bakanı Mehmet
Köstepen, 24 eylül cuma:
Devlet Bakanı Ahmet Şanal,
25 eylül cumartesi: Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı
Veysel Atasoy."
ANAPKocaeliil
yönetimi
• tZMİT (AA) - Anavatan
Partisi (ANAP) Kocaeli İl
Yönetim Kurulu'nun üye
sayısı, tzmit'in büyükşehir
statüsüne kavuşması nedeniyle
15'den 25'e yükseltildi. ANÂP
Kocaeli il örgütünden alınan
bilgiye göre daha önce 15 olan
yönetim kurulu sayısı, İzmit'in
büyükşehir statüsünü
almasından sonra parti
tüzüğünün 26. maddesine göre
25 oldu. Buna göre yedek
üyelerden 10'uil yönetim
kunılunaalındı.
CUMHURİYET
YOLUNDA
YunusNadi
30.000(KDViçınde)
Ödemeti gönderilmez
DEP'indemokrasimücadelesi
DEP milletvekilleri, yasalzemininpolis ve devletin tavrıyla kendüerine
kapatılmak istendiğini, ancak bu oyuna izin vermeyeceklerini söylediler
OSMAN AYDOGAN
ANKARA - Batman"da öldürülen
DEP Mardin Milletvekili Mehmet Sin-
car için Ankara'da düzenlenmek iste-
nen cenaze törenine izin verilmemesi ve
DEP Genel Başkanı Yaşar Kayanın tu-
tuklanması ile tırmanan gelişmeler üze-
rine, DEP milletvekilleri, "yasal ve de-
mokratik zeminlerin kendilerine kapatı-
lmak istendiği" savını dile getirdiler.
DEP Mardin Milletvekili Ahmet Türk,
"polisin ve devletin tavrı nedeniyle, kul-
lanmak için büyük çaba harcadıklan de-
mokratik zeminin kendilerine kapatı-
lmak istendiğini" öne sürdü. DEP mil-
letvekilleri, bu kaygılannı Cumhurbaş-
• Demirel ile görüşerek. "devletin başındaki kişinin" bu duru-
ma seyirci kalmamasını istediğini belirten Mardin Milletvekili
Ahmet Türk. "Yasal zeminin işletilmesi, Türk ve Kürt halkının
yaranna olacaktır. Bu zeminin bizlere kapatılması, halkta yılgın-
lık ve parlamentoya karşı duyarsızlığı geliştirebilir" dedi.
kanı Süleyman Demirel'e de ilettiler.
DEP Genel Başkanı Yaşar Kaya'nın
tutuklanması ve partilerine yöneltilen
baskılann Türkiye demokrasısi açısı-
ndan kaygı verici olduğunu söyleyen
Ahmet Türk, Cumhuriyet'e yaptığı açı-
klamada. "Demokratik ve yasal zemin
polisin ve devletin tavrıyla bize kapatı-
lmak isteniyor. Bizi demokratik zeminin
dışına atmak istiyoriar" dedı. Demokra-
tik ve yasal zeminin kullanılmasında
duyarlı olduklannı ve Güneydoğu
halkının bu konularda beklentileri bu-
lunduğunu söyleyen Türk, "Bizim ve
halkımızın bu zeminden beklentilerini er-
tadan kaldıran gelişmeler var" dedi. Son
gelişmeler üzerine Şırnak Milletvekili
Orhan Doğan, Merkez Yürütme Kuru-
lu (MYK) üyesi Osman Özçelik ile bir-
likte geçen cuma akşamı Cumhurbaş-
kanı Demirel ile görüşen Türk, Demi-
rel'den. "devletin başındaki kişi" olarak,
"seyirci kalmamasını" ıstediklerini söy-
ledi. Tüm çabalanna karşın. DEP'in ya-
sal haklannın kullandınlması konusun-
daki gelişmeleri Demirel'e aktardı-
klannı ifade eden Türk, "Legal zeminin
işletilmesi Türk ve Kürt halkının yararı-
na olacaktır, sevgi ve hoşgörii ortamını
getirebilecektü*. Ancak bu zeminin de
bizlere kapatılması, halkta, ydguılık ve
parlamentoya karşı duyarsızlığı gelişti-
rebilir. Sayın CumhurbaşkanTndan da
bu konuda duyarlı otmasını rica ettik.
Kendisi de kaygılarımıza katılıvor. Söy-
lediğimiz bazı şeyler var ki herkesin
kaygısT dedi.
SHP'E gençler Sbicar'tn öLlinülmesinikımuh
tstanbul Haber Servisi- SHP Sanyer Gençlik Komisyonu
üyeleri, Batman'da Mehmet Sincar'ın öİdürülmesinden devletin
sorumlu olduğunu öne sürdülcr. Galatasaray Postanesi'nden
dün İçişleri Bakanlığı ve İnsan Hakları Derneği'ne telgraf
çeken gencler "'12 Eylül sonrasında Türkiye'de devrimci,
demokrat, ilerici, aydın insanlara yapılan baskılar son günlerde
korkunç derecede artmış, had safhay a ulaşmıştır" dediler.
Çekilen telgraflarda, Güneydoğu'da faili meçhul cinay etlerin
arttığına dikkat çekilerek "Son olarak millervekilini
konıvamayacak bir konumda olan hükümetin, sade vatandaşın
can güvenliğini nasıl koruyacağınm şüphesi içindeyiz. tnsanları
öMürmekle düşünceler öldürülme/" dcnildi. Daha sonra Özgür
Gündem çalışanlarının 29 gündür sürdürdüğü açlık grevine
destek için İnsan Hakları Derneği'ni ziy aret eden komisyon
üyeleri. SHP'nin koalisvonu sürdürmek için taviz vermemesi
gerektiğini söylediler.(Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
Diyarbakır
PKKpastane
tarach, iki
erşehitoldu
DİYARBAKIR (Cumhuri-
yet) -Diyarbakır kent merke-
zinde bir pastanede oturan
polis okulu öğrencileri ile as-
kerlere PKK miütanlannca
ateş açıldı. Olayda 2 er şehit
oldu, 4 polis okulu öğrencisi
yaralandı.
Hafta sonu izınlerini kul-
lanmak üzere dışanya çıkan
ve Büyük Postane yakınlann-
daki Sergen Pastanesi'nde
oturan bir grup polis okulu
öğrencisi' ile erler dün saat
12.40 sıralannda pastaneye
gıren silahlı iki PKK milıtanı
tarafından otomatik silahla
tarandılar. Onbaşı Şükrü Vu-
ral ve er Gûrcan Dirisoğiu olay
yerinde yaşamını yitirirken bi-
ri ağır 4 polis okulu öğrencisi
de yaralandı. Yaralı öğrenci-
ler Diyarbakır Devlet Hasta-
nesinde tedavi alüna alındı-
lar.
Saldırganlann yakalan-
ması için kentte geniş caplı
operasyonlara başlandığı bil-
dirildi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, kendisine yönelik suçlamalara sert yanıt verdi:
Işıklar, hakkınıterbiyeli arasın
•Anayasa
Mahkemesi'nin HEP'le
ilgili aldığt karar ve Fehmi
Işıklar'ın milletvekilliğinin
düşürülmesiyle ilgili
tartışmalar dün de sürdü.
• Işıklar'ın kendisiyle ilgili
sözlerine sert çıkan
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Özden 'Hak
arama özgürlüğüne saygı
duyuyorum, ama terbiyeli
olmair dedi.
DOĞAN AKIN ~
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Anay asa Mahkemesi'nin
"HEP'in kapatılmasına söz ve
eylemleri ile neden olduğu" ge-
rekçesi ile milletvekilliğinin so-
na erdirilmesine karar verdiği
Fehmi Işıklar'a ilişkin tartışma
sürüyor. Işıklar'ın hak arama
özgürlüğüne saygı duyduğunu,
ancak bunu "terbiyeli biçimde"
yapması gerektiğini vurgulayan
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Yekta Göngör Özden. "Mahke-
me karannı kişisel düzeye indi-
rerek, terbiye dışı sözler kullan-
mayı hiçbir kişiliğe yakıştıramı-
vorum"dedi. Özden. kendisinin
sağlık durumuna ilişkin kaygı-
lannı dile getiren Işıklar'a,
"Önemli olan akü ve ruh sağlığı-
dır" yanıtını verdi.
Özden. Işıklar'ın milletvekil-
liğinin sona erdirilmesi üzerine
TBMM Başkanı ve Fehmi Işık-
lar'ın kendisini hedef alan eleş-
tirileri konusunda Cumhuri-
yet'e yaptığı değerlendirmede.
Anayasa Mahkemesi karan-
nın. "kişisel bir karamuş" gibi
değerlendınldığini söyledı. Öz-
den'in, bu konudaki tartışma-
lara ilişkin görüşleri, özetle
şöyle:
Terbiye dışı sözler
Karar mahkemenindir, be-
nim değildir. Mahkeme karan-
nı kişisel düzeye indirerek saldı-
nlarda bulunup terbiye dışı
sözler kullanmayı hiçbir kişiliğe
yakıştırmıyorum. Mahkeme
kararlannın bilimsel gerekler
ve yöntemler dışında tartışıla-
mayacağını, mahkemenin ka-
rar verrnekle dosyadan elini
çektiğini ve kararlannı savuna-
mayacağını. daha önce belirt-
miştim. Buna karşın. "namus-
suz karar' gibi çirkin sözler,
kişiliğime yönelik saldınlar.
gerçek dışı yakıştırmalar süriin-
ce. yanıt vermek durumunda
kaldım. Benim kimseyle düş-
manhgım, ne Cindoruk'la ne de
Fehmi Işıklar'la özel bir soru-
Zirvede demok ratlık tartışması nasıl basladı
Anayasa Mahkemesi
Işıklar böUkiüük
propagandası yaptı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana-
yasa Mahkemesi'nce HEP'in kapatılması-
na neden olan gerekçelı karannda Fehmi
Işıklar'ın Anayasa ve Siyasi Partiler Ya-
sası'na aykın davrandığı ifade edilmişti.
Kararda, "HEP'in, Türk ulusunu ırk esası-
na dayalı olarak Törk >e Kürt uluslan btçi-
minde ikiye böldüğü. böylece Kürt kökenli
vıırrtaşları gerçekdışı biçimde ezilen bir uius
olarak nitelendirerek de>lete karşı kışkırta-
rak zulme karşı, özgüıiük mücadelesi teri-
yor göslerdiği, çauşmalarıyla da bölücülük
yaptığı anlaşılmıştır" denılmiştı. Kararda.
davanın başladığı 3 Temmuz 1992 tarihin-
de HEP'in üyeleri olan partı genel başkan-
lan Feridun Yazar ve Fehmi Işıklar ile Ge-
nel Başkanvekıli Ahmet Karataş ve Genel
Sekreter İbrahim Aksoy'un da eylem ve
sözleriyie partinin kapatılmasına neden ol-
duklan gerekçe gösterilmişti. Kararda, adı
geçen kişilerin davanın açıldığı tarihte
"HEP'in görüşieriıu savunduklarını" da be-
lirtmişti. Karara karşı çıkan i Yılmaz Alie-
fendioğlu. seçimle gelen bir milletvekilinin
üyelığinın mahkeme karanyla kuvvetler
aynmı ve ulusal iradenin üstünlüğü ilkele-
riyle bağdaşmadığını vurgulamıştı.
TBMM Başkanı Cindoruk
MiUetvekilUğhü
Mectis düşürürür
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Fehrni
Işıklar'ın milletvekilliğinin sona erdirilmesi-
ne ilişkin karar, anayasanın 84. maddesinin
uygulanması konusunda, Anayasa Mahke-
mesi Başkanı Yekta Güngör Özden ile
TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk
arasında tartışmaya neden olmuştu.
Işıklar'ın üyeliğine son vermenin
TBMM'nin işi olduğunu savunan Cindo-
ruk. 84. maddenin hukuka aykın olduğunu
dile getirerek "84. madde. binncı fikrasında
istifayı bile Meclis salt çoğunluğuna bağ-
lamış. Son fikrasında ise bir partı kapatıl-
masında. suçlu olsun olmasın, partili millet-
vekilinin üyeliğine son veriyor.
Partinin kapatılması sırasında suçlu ol-
sunlar, olmasınlar son dakikada herhangi
bir nedenle partiye girmiş olsalar bile, suçsuz
olduğu halde ceza veriyor. Böyle madde ol-
maz" görüşünü dile getirmişti. Cindonık.
anayasanın "ülkenin diktatörlükle idare
edıldiği bir dönemde" yapıldığını söyleyerek
bazı maddelerini uygularken dikkat eünek
gerektiğini belirtmişti. Cindoruk, Işıklar'ın
dokunulmazlığının devam ettiğini, milletve-
killiğinin düşünilmesi karannın da Meclis'e
ait olduğunu bildirmişti.
Fehmi Işıklar
Önyargıh ve hukuka
aykm bir karar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi'nin karannın hukuka aykın
olduğunu iddia eden Fehmi Işıklar, mahke-
menin "önyargıh" olduğunu öne sürmüştü.
HEP'in kapatılma davası sırasında savun-
ma istediğini, ancak Anayasa Mahkemesi'-
nin bunu. "yargılanan HEFle üyelik ve ilgili
bağı olmadığı" gerekçesiyle reddettığını be-
lirten Işıklar. "Nasıl Ugim yok ki, bu davada.
miUetvekiUiğiın düşürülebiliyor" demişti.
Kendisinin, TBMM'nin 18. calışma döne-
mınde olan bir olayla ilgili yargılandığını
ifade eden Işıklar, 19. dönemde yeniden mil-
letvekili seçilmesine değinmişti. Işıklar açı-
klamalannda. durumunun TBMM Anaya-
sa Komisyonu ve genel kurulda görüşül-
dükten sonra Avrupa İnsan Haklan Ko-
misyonu'na "bireysel başvuru" hakkını kul-
lanacağını bildirerek, "Ben konuştukça
sanıyorum. Sayın Özden bundan çok ra-
hatsiz olacak, sağlığını da yitirecek. Ben çok
uzun yaşamasmın diliyonım. Ama feiç inece-
ğinden de kaygım var. Çünkü sinirleri çok
gergin durumda. Niye kişisel olarak bana bu
kadar düşmanca davranıyor, onu bilemiyo-
rum. Sağlık sonınlan var, o bakımdan ra-
hatsız olabilir" iiadelcrine yer vermişti.
num yoktur. Kendilerinin.
özellikle Işıklar'ın özel bir soru-
nu varsa. o da benim bilgim
içinde değildir. Savlannın tümü
yanlıştır. Dava. 3 Temmuz
1992'de açılmıştır. Karar, geci-
kerek verilmiştir. Bunun kimi
nedenlerini de Fehmi Işıklar
herhalde bilmektedir.
Işıklar kanştırıyor
Anayasa Mahkemesi. adli ta-
til İcapsamında değildir.
TBMM'nin tatili de bizi bağla-
maz. Biz karanmızı, tatil bile
demeden çahşarak verdik.
Anayasada ilgili partiye ya da
milletvekiline kısa karann bil-
dirilmesini zorunlu kılan bir
kural ve böyle bir uygulama ge-
leneği yoktur. Niteİcim aynntılı
karar, zamanında HEP'e tebliğ
edilmiştir. Şimdi, Sayın Işıklar'-
ın düşme ile sona ermeyi birbi-
rine kanşürdığı bir kez daha
anlaşılmaktadır. Benim bu
açıklamalanm. mahkeme kara-
nna ilişkin değil, karann sonu-
cuna ve yanlış uygulanmasma
ilişkin bir hukukçu uyansıdır.
Sona ermek, dokunulmazlığın
da kalkmasını içerir. Örneğin
anayasanın 113. maddesinde,
Yüce Divan'a sevk edilen baka-
nın bakanlığının düşeceği yazı-
lıdır. Bakanlığın düşmesi, do-
kunulmazlığın kalkmasını da
içerir. Yüce Divan'a sevkine
karar verilen bakan için, aynca
dokunulmazlığın kaldınlması
karan ahnmaz. Bunun gibi bir
milletvekilliği sona ererse, yeni-
den dokunulmazlığın kaldınl-
ması karannın alınmasına ge-
rek yoktur.
İsmail Özdağlar ile ilgili sav
da yanlıştır. Özdağlar, anaya-
sanın 84. maddesinin birinci
fıkrasma göre mahkum edil-
miştir. Düşme söz konusu ol-
duğu için ve düşme karan
vermek yetkisi de Meclis'te ol-
duğundan. zorunlu olarak ka-
rar Meclis'e gönderilmiştir.
Bantlar delil sayılmaz' denili-
yor. Yanlış. Özdağlar olayında,
bantlar delil olarak kullanıla-
rak karar verilmiştir.
Önemli olan ruh sağlığı
Benim yaşım 62. Ben, bir ce-
nazede soğuk algınhğı, yüz felci
geçirdim. Tannnın kime. hangi
hastalığı vereceği belli olmaz.
Ama önemli olan. akıl ve ruh
sağhğıdır. Akıl ve ruh sağlığım
yerinde. Beden sağlığı, herkes
için. herzaman tehlikeyegirebi-
lir. Tanndan. Fehmi Işıklar için
bile, herhangi bir sağlık tehlike-
si olmamasını diliyonım. 8 kez
ameliyatgeçirdim. ljyıldırda
ameliyat için yatmaya zaman
anyorum. Görevimden aynla-
madığım için. ameliyat olamı-
yorum. Önümüzdeki günler
yatabilirim. Yatanm. kalkma-
yabilirim. Bunlar önemli değil,
önemli olan kişiliğini, onurunu
koruyarak, görev ve sorumlu-
luk bilinciyledavranmaktır.
MECLIS'İNONURU: Ana-
yasa Mahkemesi kararlan
Meclis'in onayına bağlı değil-
dir. Biz Meclis'in onunınu ko-
ruyarak, Meclis'in yetkisinin
devrini sakıncalı bularak, Yetki
Kanunu'nu iptal etmekle de bu
saygımızı göstermiş oluyoruz.
Bu durumda Meclis'in nc üs-
tündeyiz ne karşısmda. Anaya-
saya aykın işlem yapılmasın
diyoruz. Bu da anayasanın ku-
rallannı beğendigimizden dola-
yı değil. Beğensek de. beğenme-
sek de değişinceye kadar
uymak zaruretinden geliyor.
Bunu anlamayan insanlara
rastlamak, insanı aynca üzü-
yor. Benim bu anayasamn,
hukukun temel ilkelerine aykın
olduğuna, evrensel kurallara
aykın olduğuna dair savaşım
verdiğimi biliyorsunuz. 12 Ey-
lül'den önce de, 13 eylül sırasın-
da da verdim ve hala veriyo-
rum. Kendisine demokrat
diyenlerin çoğundan daha ön-
ce, bu savaşı verdim. Hak ara-
ma özgürlüğüne saygılıyım.
Fehmi Işıklar. her yerde hakkı-
nı arasın, ona saygı duyanm.
Ama terbiyeli biçimde. yargıya,
yargıçlara saygıli biçimde dav-
ranarak.
O yanlış zaten. Onun adı öy-
le. ama özelde öyle bir karar
olmaz ki. Dün Sayın Cindoruk,
"Anayasa Mahkemesi'nin üye-
liğinin düşmesi karan kesin'
dedi. "Ama infaza kim karar ve-
recek?' Artık infaz falan aran-
maz. Yüce Divan'a sevke karar
verdiler iki taraf bakaru. Ba-
kanlann Yüce Divan'a sevkine
karar verince, dokunulmazlık
kalkmış sayıldı. Cyeliğin sona
ermesi, her şeyi bitirir. "Kim so-
na erdirdi?' diye birşey yok ki.
Yeniden seçilmek. seçimden
önceki suçlar için yargılanma
bağışıkhğj getirmiyor. Dava he-
men günü gününe açıLr mı suç
günü? Hemen biter mi dönem?
Farzet ki. dönemin son hafta-
sında suç işledi. Dönem bitti,
yeniden secime girdi. Dava ha-
zırlığı. duruşma ne zaman bit-
sin? Buda manüğa aykın. Eğer,
1991 seçimınden önce biz karar
versek. dava açılsaydı, 10 yıl
aday olamıyordu. Işıklar, bunu
bile bilmiyor. Diyor ki, 'Yeni-
den seçüdim. Eğer önceden
mahkum olsaydım. geçerli ol-
mazdı.' Halbuki, 1991 seçimin-
den önce dava açılabilseydi bu
karar verilebilseydi, 10 yıl aday
bile olamıyordu. Biz vicdanımı-
zı yastık yapıp yatıyonız, bizim
kimseyle abp veremeyeceğimiz
yok ki.
BIZ BIZE
ERDAL ATABEK
Infantilizm / Çocuksuluk...
- "Rıdvan'la Tanju gitsin mi, kalsın mı?"
Bir televizyon kanalı naklen maç yayını sırasında bu
sorunun telefonlarla yanıtlanmasını istiyor. 900'lü telefo-
na yanıtlar yağıyor. Yanıtların çoğunluğu "Hayır, gitme-
sin." Rıdvan'la ilgilenenlerin sayısı çok daha fazla. Fut-
bola renk getiren bu "süperstar"\n Fenerbahçe'de kal-
masını isteyenler sanıldığından daha büyük bir kala-
balık oluşturuyor. Rıdvan gerçekten de büyük bir futbol
sanatçısı. Ben de "Rıdvancı"lardan biriyim. Oynadığı
zaman insana "işte futbol"dedirten, izleyeni sürprizden
sürprize koşturan bir "büyük usta." Futbolla hiç ilgilen-
meyen, ama Rıdvan oynadığı zaman "Aman şu çocuğu
seyredeyim" diye televizyon başına geçen yaşlılar bili-
yorum. Öyleyse "Rıdvankalsın" mı?
Şimdi "kalsın"desen, Rıdvanoynamıyorki.Geçenler-
de bir açıklamasını okuyorum: "Kendimi doksan dakika
oynayacak kadar iyi hissediyorum " diyor. Buyrun baka-
lım. Profesyonel birfutbolcunun ilk koşulu, sahada dok-
san dakika oynamak değil mi? Bizim "profesyonel"1er-
de değil. Süper oyuncu oldun mu doksan dakika koşman
gerekmiyor. Bir maç içinde yirmi dakika oynasan da on
dakika oynasan da oluyor. O sürede usta çalımlarını at-
tın mı, birkaç oyuncuyu sağa sola yatırıp geçtin mi, bir iki
gol pası verip hele bir de gol attın mı, bal gibi oluyor. Hiç
kimsenin aklına da "60 dakika ne yaptı?" demek gelmi-
yor. Seyirci olarak hepimizin beklediği, bütün takımın
Rıdvan'a çalışması. Ona iyi paslar verilmesi, onun iste-
diği yerlerde top beklenmesi, onun girmediği ikili müca-
delelere -onun yerine- girilmesi. Rakip takımın oyuncu-
larının da ona faul yapmaması, birazcık dokunurlarsa
hakemin hemen görüp Rıdvan'ı kollaması. Yeter ki Rıd-
van bize seyrine doyum olmayan futbolunu göstersin,
biz de keyiflenelim.
Tanju başka bir kimlik. O Rıdvan gibi "duygusal" biri
değil. Tanju güçlü, kuvvetli, topa ne zaman, nasıl vura-
cağını çok iyi kestiren bir "tembel golcü." Ama golcülü-
ğüne diyecek yok. Oyun içinde pek koşmadan, öyle ile-
riymiş geriymiş aldırmadan top bekliyor. Beklediği yer-
leri ustalıkla seçiyor. istediği top gelince de gerçekten
hüner sayılacak bir ustalıkla "golünü atıyor." Onun da
açıklaması şöyle: "Ben profesyonelim, işimi bilirim, go-
lümü atarım." Söylemek istediği şu, "Siz benim gece
hayatıma falan kanşmayın, ben istediğim gibi yaşarım,
ama golümü de atarım. "Çok haksız değil. Siz ondan gol
atmasını istemiyor musunuz? O da size golü vaat edi-
yor, gerisine kanşmayın. Kilo almışmış, kalınlaşmışmış,
sahada pek koşamıyormuş, ne önemi var. Siz gol isti-
yorsunuz, o da gol atıyor işte Tanju'nun profesyonellik
anlayışı bu.
Fenerbahçe Teknik Direktörü, Almanya'dan yeni gel-
di. Osieck tam bir Alman. Turkiyeyi bilmez, bizi tanı-
maz, geçmişten haberi yok, bizim duygusal bağlarımızı
anlamaz. Şimdi Herr Osieck gelmiş, Fenerbahçe'yi ça-
lıştırıyor. Adam disiplini öğrenmiş, antrenmanlara katıl-
ma ciddiyetiyle yetişmiş, strateji okumuş, taktiklerle uğ-
raşmış, futbolun takım oyunu olduğuna inanmış bir
hoca. Bugünün futbolunun canlı, ikili mücadelelerle ka-
zanılan, hem sağlam yapılı hem top tekniği iyi hem de
çalışkan futbolcularla oynandığını biliyor. Burada da bil-
diklerini uygulayacak. Onun için gelmiş, onun için çalışı-
yor. İşin şaşırtıcı yanı, başarılı da oluyor. Gençleri takı- ,
ma alıyor, motive ediyor, futbol oynatıyor ve kazanıyor.
Fenerbahçe, Manchester City'yle oynuyor, ingilizler'i
perişan ediyor, mükemmel bir futbol sergiliyor, maçı da
3-1 kazanıyor. Şimdi seyircinin mutlu olması gerekmi-
yor mu? Hayır, hiç de öyle olmuyor. Fenerbahçe taraf-
tarları statta takıma arkalarını dönüyor, ıslıklıyor ve
bağırıyorlar, "Rıdvan'ı isteriz, Tanju'yu isteriz." Elbette
bütün Fenerbahçe taraftarları böyle düşünmüyor. Ben
de Fenerbahçe taraftarıyım, ama bu tepinmelere hem
katılmıyorum hem de hak vermiyorum. Böyle bağıran
taraftar. aslında Fenerbahçe'yi düşünmüyor, kendini
düşünüyor. Kendi keyfini düşünüyor, kendi zevkini
düşünüyor. Bencil, doyumsuz, çocuksu...
Bu yazıyı neden spor sayfamızda yazmadığımı açıkla-
mak istiyorum. Bu konu sporla ilgili gibi görünüyor, ama
değil. Açıklamak istediğim, bizim toplumun davranış ka-
lıplarından önemli birisi. Bu davranış, yaşı büyüdüğü
halde erişkin olamamış kişilerin gösterdiği "infantil-
çocuksu" davranış örneği. "Bencil, doyumsuz, çocuk-
su"bir davranış. "llle de benim istediğim olacak" türün-
den tepinme. "Bana ne, bana ne, ben oyuncağımı iste-
rim"davranışı. "Bak yavrum, senin daha iyioyuncakla-
rın var" dendiğinde "Bana ne, bana ne, ben onu istiyo-
rum" gibisinden bir davranış. Bir işin mantığına, doğru-
suna, yapısına hiç aldırmayan sorumsuz davranış. Ço-
cukta görüldüğü zaman "çocuk işte" denilecek, ama
erişkinlerde görüldüğü zaman ne diyeceği bilinemeye-
cek bir davranış.
Yalnız Fenerbahçe taraftarındaolsaydı yalnızfutbolda
olsaydı önemli sayılmayabilirdi, ama öyle mi ya? Politi-
kada böyle değil mi? Devlet yönetiminde böyle değil mi?
Siyasal parti seçiminde böyle değil mi? Seçimlerde oy
kullanırken böyle değil mi? Çocuk yetiştirirken böyle de-
ğil mi? Milli Eğitimde böyle değil mi?
"Bencil, doyumsuz, çocuksu" davranış kalıbını haya-
tımızın her alanında görmüyor muyuz? İşin önemli yanı
burası. Kendimizi eleştirmeye yanaşıyor muyuz? So-
rumluluk almaya yanaşıyor muyuz?
Merak etmeyin, sonunda Herr Osieck de gider, biz bi-
ze kalırız...
Son operasyonda 18 kişi yakalandı
Menzîr:Dev-SoPıın
RAPla ilişkisi var
İstanbul Haber Servisi-İki
gündür sürdürülen operasyon-
lar sonunda Devrimci Sol ör-
gütüne üye olduklan ileri sürü-
len 18 kişi gözaltına alındı. Ön-
ceki gün Umraniye'de güven-
lik görevlilerince öldürülen
kadının adının Gönül Dudu
Özcan olduğu belirtiidi.
İstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü Terörle Mücadele Şubesi'-
nde dün düzenlenen basın top-
lantısında, iki gündür sürdürü-
len Devrimci Sol operasyonla-
n hakkında bilgj verildi. Üm-
raniye'de 17 eylül akşamı bir
evde güvenlik görevlilerince
Gönül Dudu Ozcan'ın öldü-
rülmesiyle başlatılan operas-
yonlar sonucu Devrimci Sol
örgütü içinde "Darbeciler"
olarak adlandınlan Bedri Ya-
ğan yanlısı olduklan öne sürü-
len 18 kişinin gözaltına alındığı
bildirildi. Örgüt liderlerinin
birçoğunun yurtdışında oldu-
ğunu belirten İstanbul Emni-
yet Müdürü Necdet Menzir,
"Örguriere yurtdışından gelen
yardımın önlenmesi gerek.
Oradaki örgüt militanları ya-
kalanarak bize verilmelidir.
Yaptığunız araştırmalarda ope-
rasyon yaptığunız sol örgütün
Ahnan RAF gerillalanyla iliş-
kileri olduğunu saptadık. Bu
konuda da gerekli girişimlerde
bulunacağız" dedi.
Operasyonlar sonucu gözal-
tına ahnanlann isimleri şöyle:
Alişan Yalçm, Hanın Kartal,
Avukat Fethiye Pekşen, Özlem
Bilgin, Erkan Koç, Yeşün Taci-
roğlu, İbrahim Döğüş. Perihan
Sürücü. Kamil Kayan. Mehmet
Emin Yıldınm, Erdoğan Aktaş,
Bekir Yazıcı, Aydın Yigit, Mu-
rat Ürersoy, Ercan Yeşil, Yusuf
Büyükdağ, Kemal Metin Söze-
ri, Sevim Yağan.