Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14EYLÜL1993SAU CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
MB'densosyal
•VAN(AA)-Merkez
Bankası'nca Van Gölü
kıyısında sosyal tesis
yaptınlıyor. Van'a 25
kilometre uzaklıkta Çıtören
mevkiinde 100 bin metre
kare alan üzerinde yapırru
süren tesisin 130 milyar
liraya tnal olacağını belirten
Merkez Bankası yetkilisi S.
Asaf Böke, tesiste 276 kişilik
yatma ünitesi, yemek
salonlan ve konferans salonu
bulunacağını bildirdi.
Tarımda
•ADANA(AA)-Artan
nüfusumuzun daha iyi
beslenmesi, ekonomiye katkı
sağlanması vesanayimizin
hammadde ihtiyacının
büyük oranlarda öz
kaynaklanmızdan
sağlanabilmesi için tanmsal
üretimımizin önemh ölçüde
arttınlması gerektiği
belirtildi. Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Tanm Ekonomisi
Bölümü'nce haarianan, 2
binli yıllann,
değerlendirildiği raporda.
dünya koşullannın tanma
karşıdahaduyarlı
yaklaşılmasıru zorunlu
kıldığı ıtadeedıldi.
TİSK-Avrapalı
gopuşmesı
• ANKARA (AA) - Türkiye
İşveren Sendikalan
Konfederasyonu (TİSK),
Avrupah işadamlanna Orta
Asya Türk cumhuriyetleri ile
olan ilişkilerinin
düzenlenmesi konusunda
işbirliği yapmalannı
önereceİc. TİSK'ten yapılan
yaalı açıklamaya göre 15-18
eylül tarihlerinde Fransa'nın
Bordeaux kentinde
toplanacak olan Uluslararası
İşverenler Teşkilatı'nın
(IOE) Avrupa üyeleri icra
komitesi oturumuna,
Türkiye'den TİSK adına
Genel Sekreter Kubilay
Atasayar katılacak.
OtonMbü
üretimi
• BLRSA(AA)-Tofaş
Otomobil Fabrikası'nda bu
yılın (ocak-ağustos)
döneminde geçen yıla göre
yüzde 26 artışla 117 bin 537
otomobil üretildi. Ürelimde
ilk sırayı 41 bin 889'la Şahin
aldı.Üretimde ilk sırayı 41
889'la Şahin alırken bunu 40
bin 267 ile Doğan SLX izledi.
Anılan sürede, aynca 119
KartalSL,7bin638Kartal,
bin 685 Doğan SL, 3 bin 120
Serçe, 5 bin 212 Tempra SX.
2bin676TempraSXAK,8
bin677KartalSLX,977
Tempra 2000 üretimi
gerçekleştirildi.
AT nin erekçesi kalmadı
• Türkiye gümrük biHîğini gerçekleştirirse Topluluk köşeye sıkışacak
Ekonomi Servisi - Türkiye.
gümrük birliğine geçmek yolun-
daki kararlı tutumu ile Avrupa
Topluluğu'nu köşeye sıkıştırdı.
AT, Türkiye ile ortaklık kurduğu
Ankara Anlaşmasfnda öngörü-
len yükümlülüklerini yerine geti-
rememenin sıkıntısıru hissetmeye
başladı.
Topluluk, stratejisini gelişme-
leri izlemek yönünde netleştirmiş
gözüküyor. AT, gümrük birliği-
nin zamarunda belirlenen esasla-
ra uygun biçimde gercekleştirile-
memesi halinde haklı çıkmayı
umuyor.
Ankara Anlaşması'nın 30'-
uncu yıldönümü törenlerine ka-
ülmak üzere tstanbul'a gelen AT
Komisyonu üyesi Christianne
Scrivener, Türkiye'ye ancak do-
layb birdestek vaat edebildi. Scri-
vener, sorunlann zamanla karşı-
hkh anlayış içinde çözümlenebi-
leceğini savundu ve "önce bir
gümrük biriiğini gerçekkştirin ba-
kalım..." mesajı verdı.
AT Komisyonu'nun gümrük.
vergilendirme ve tüketici politi-
kasından sorumlu üyesi Christi-
anne Scrivener, önceki gün IKV
tarafından düzenlenen ve Cum-
hurbaşkanı Süieyman Demirei'in
de bir konuşma yapüğı toplantı-
>a katıldıktan sonra, dün de
Türk özel sektör temsilcileriyle
Gümrük birüğiçahşmalan fazlaıuyor
ANKARA (AA) - Türkiye ile
Avrupa Topluluğu (AT) arasında
geçilmesi öngörülen gümrük
birliğine ilişkin çalışmalar sürüyor.
Türkiye'nin isteği üzerine
o!uşturulan"Gümrük Birliği
Yönlendirme Komitesi'nin üçüncü toplantısı
16-17 eylül tarihleri arasında Ankara'da
yapılacak. Toplantılara katılmak üzere AT Dış
Ekonomik İlişkileri Genel Müdürlüğü Akdeniz
ve Merkezi Doğu Avrupa ülkelerinden sorumlu
direktörü Eberard Rhein başkanlığında. 10
kişiden oluşan bir heyet Türki>e'ye gelecek. tki
gün sürecek toplantılarda Türk heyetine Dışişleri
Bakanlığı AT Genel Müdürü Akm
Alptuna başkanlık edecek. Gümrük
Birliği Yönlendirme Komitesi
toplantısının gündemini, gümrük
birliğinin tamamlanabilmesi için
yapılması gereken çalışmalar,
mallann serbest dolaşımı. mali ve kurumsal
işbirliği, tanm ürünlennde ortak reform po-
litikalan ile demir-çelik konulan ele alacak.
Yetkililer toplantılarda gümrük birliği
çerçevesinde vergilerveeşetkili vergilerleToplu
Konut Fonu'nun kaldınlmasına ilişkin takvimin
elealınacağını bildirdiler. Vergilerle fonun 1995'e
kadar kaldınlması bekleniyor.
sabah kahvaltısı yaptı ve ardın-
dan bir basın toplantısı düzenle-
di. Scrivener. basın toplantısmda
yaptığı konuşmada. "Tophıhık
Ankara Anlaşmasj ve Kafma Pro-
tokol ile açdan ortaklık yolunu iz-
lemeye istekli" dedi. AT Komis-
yonu üyesi Chnstianne Scrive-
ner, gümrük birliğinin gerektirdi-
ği temel şartlar bulunduğunu,
Türk hükümetinin bunlan yerine
getirmesini beklediklerini kayde-
derek Türk hükümeti ve iş dün-
yasının gümrük birliğine karşı çı-
kmadıklannı görmekten mem-
nun olduğunu vurguladı.
Kendi alanına giren konularda
Türkiye'ye elinden gelen yardımı
yapacağı yolunda söz veren
Christianne Scrivener, gümrük
mevzuatı hazırlanması ve güm-
rük personelinin eğitimi gibi te-
mel teknik konularda destek vaat
etti.
Mali protokolle öngörülen
yardımlann topluluğun bir üye-
since (Yunanistan) veto edildiğı
hatırlatan Scrivener, Akdeniz ül-
kelerine yönelik projeler çerçeve-
sinde. Türkiye'ye de proje bazın-
da mali destek sağlayarak mev-
zuatı delmeye ve Yunanistan en-
gelini aşmaya çahştıklannı söyle-
di. Christianne Scrivener, Avru-
pa Yatırım Bankasrnca Türki-
ye'ye açılan kredileri de "mali
yardım" olarak göstermeye
çalıştı.
Ankara Anlaşması'nın getirdi-
ği diğer önemli yükümlülük olan
Türk işçilerinin serbest dolaşımı
konusunda da Avrupa'daki işsiz-
lik oranının artışına dikkat çeken
Scrivener, "1976 ytlında Avrupa'-
daki Türk işcilerine \önelik ola-
rak o günkü hükümetinize çeşitli
öneriler sunduk. Ancak yeterli bu-
lunmadığı gerekceshle geri çevril-
di. Bu öneriler bugün de gecerli,
masadan kaldırümadı" dedı. An-
cak Türk hükümetiyle tartışılma-
dığı için bu öncrilcrin açıklana-
mayacağı dile getirildi.
Sorular üzerine. gümrük birliği
için tüm üyelerin onayı gerekme-
diğini ve Yunanistan'ın bu konu-
da engel teşkil etmediğini de ifade
eden Scrivener, 1995 yıiı olarak
teyit edılen başlangıç tarihinin de
değiştirilmesi yolunda bir eğilim
bulunmadığını belirtti.
Adil bir rekabet
AT Komisyonu üyesi Scrive-
ner, gümrük birliğinin sanayiciler
arasında adil bir rekabet yarat-
ması için çaba harcayacaklannı
ve Türkiye'nin yabancı yatın-
mlann artması, teknoloji tarans-
feri ve Asya'da ortak yaunmlar
sayesinde bu karanndan kariı çı-
kacağını da savundu. Scrivener,
tam üyelik konusunda ise şunlan
söyledi:
"Türkiye'ye yardıma hazmz.
Komisyonun büyük parası yok.
Ama teknik »e gümrük mevzuatı
ile Ugili yardıma hazınz. Tam üye-
lik için ülkenin ekonomik ve sosyal
seviyesi önemli. Tam üye olan ül-
kelere topluluk yardım ediyor,
ama ülkenin de seviyesini yüksel-
terek kendi kendine yardım etmesi
gerekli AT'ye üye oİmak a»antaj-
larla biriikte büyük sonımluluklar
da getiriyor.'"
Sabunun yüz yıllık serüvenî
Magazin/TV Servisi- Sabun.
insanoğlunun "beşikten mezara
kadar" temizlik ihtiyacını gi-
dermek için gereksinim duydu-
ğu bir madde. Sabunun 2 bin
300 yıldır bilindiği ve ilk kez
MÖ 600 yılında Fenikeliler ta-
rafından yapıldığı kabul edili-
yor. Aynca sabun o çağlarda.
Fenikeliler ile Galyalılar arasın-
da "değişim aracı"ydı. Mürver
otu, keçi donyağı ve ağaç kö-
künden üretilirdi.
Türkiye'deki sabun üretimi
ise resmi kayıtlara göre 19.
Yüzyırın başlannda, Antalya'-
daki taş kazanlarda gerçekleşti-
rildi. O dönemlerde yalruzca
Halep kiü ve Edirne sabunu
vardı. Cumhuriyet döneminde
ise zeytinyağı beldeşi Ayvahk'-
ta sabunculuk gelişti, daha son-
ra Güney ve Güneydoğu Ana-
dolu bölgelerine yansıdı. Yıllar
boyu gekşen sabun, temizlik
faktörünün yanı sıra özellikle
hanımlann güzellik malzemesi
oldu. Günümüz Türkiyesi'nde
ise sabun, yılda 100 bin tonun üzerinde
yapılan üretimiyle, trilyonluk ciroya sahıp
dev bir sektör...
Kamuoyunda "temiz toptuın" kampan-
yası sürerken Colgate-Palmolive-Hacı Şa-
kir de (CPH) fabrikasırun kapılannı bası-
na ilk kez açtı. Ayazağa'daki fabrikaya
yapılan gezide sabunun hammaddeden
son ürüne kadar üretim aşamalan incelen-
di.
CPH Genel Müdürü Sertan Özan. diğer
yöneticilerle biriikte gazetecilere verdıği
Yüzyıllar önce keçi donyağı ve ağaç köklerinden yapılan sabun, günümüzde modern teknolojiyle
üredliyor. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN)"
brifingde, çamaşır, banyo, güzellik, tuvakt
sabunu olarak bolünen iç sabun piya-
sasının yüzde 35'ini ellerinde tuttuklannı
söyledi.
1899'da Sabuncuzade Hacı Şakir Bey'in
Kınm-Kazan'da kurduğu fabrikayla üre-
time başlayan Hacışakir'in Atatürk'ün
onayladığı ilk şirketler arasında yer
aldığını anımsatan özan, fırmanın 1915
yıhnda tstanbul'a taşındığını belirtti. 1967
yıhnda Özsüer ailesine ait Maya Grubu'na
giren Hacı Şakir'in. 1991de ise ABD ku-
ruluşu olan Colgate Palrnolive şirketiyle
birleştiğini vurgulayan Özan, firmanın
Avrupa, Orta Asya, Uzakdoğu ve
Bağımsız Devletler Topluluğu'nda yer
alan 30'u aşkın ülkeye yaklaşık 15 bin ton-
luk yılbk ihracat gerçekleştirdiklerini, iç pi-
yasaya ise 100 çeşit ürünle, 70 bin ton sa-
bun sürdüklerini söyledi.
Sabunda, "saf, doğal ve beyaz" imajını
korumaya çabşan Colgate-Palmolive-
Hacı Şakir'in yılbk cirosu ise 7 milyar do-
lar.
AT'nin
kaşası
Atina'ya
çalışıyor
ATİNA (AA) - Yunanis-
tan'ın 1981 yılından beri üye-
si olduğu Avrupa Toplulu-
ğu'ndan aldığı para 25 milyar
dolan geçti.
Merkez Bankası'ndan
verileh rakamlara göre Yu-
nanistan, AT'ye üye olduğu
ilk yıl için topluluk kasası-
ndansadece 148.1 milyondo-
lar alırken bu rakam 92
>ıbnda 4 milyar 0.58 milyon
dolara ulaştı.
Yunanistan'ın topluluk
kasasından aldığı para 1982
yılında 550 milyon dolar.
1983 yılında 834 milyon do-
lar, 1984 yıhnda 714 milyon
dolar, 1985 yılında da 870
milyon dolar oldu.
1986 yıbndan itibaren
topluluk kasasından aldığı
miktar önemli ölçüde yükse-
len Yunanistan bu yıl içinde
1.4 milyar dolar, 1987 yıbnda
1.6 milyar dolar, 1988 yıbnda
2 milyar dolar, 1989 yıbnda
2.6 milyar dolar. 1990 yıhnda
da 3 milyar dolar aldı.
Bu arada, en önemü gelir
kaynaklanndan biri turizm
sektörü olan Yunanistan'ın
1993 hazıran ayı sonuna ka-
dar sağladığı döviz miktan
ise 1.17 milyar dolan buldu.
KONUK YAZAR Prof. Dr. ÖMER FARUK BATIREL
Şu vergi reformu dedikleri...
r ürkiye'de devlet hizmetlerinin bü-
yük bir çoğunluğu bedava (fiyat
karşılığında değil) sunulmak-
tadır. Bedava sunulan hizmetin
maliyeti ise vergi ile karşılanır.
Yeterti vergi alınamazsa, hizmet ya hiç sunu-
lamaz ya da eksık ve yetersiz sunulur. Türki-
ye'de yeterli vergi toplanamamaktadır. Beda-
va sunulan hizmet maliyeti göstergesı olan
konsolide (merkezi) bütçe toplamı, yaklaşık
400 trilyondur. Toplanacak vergi ise bunun
yüzde 6O'ı olan 243 trilyondur. Bu para, Tem-
muz 1993 zammı sonrası, personel ve faiz
ödemeleri toplamına dahi yetmemektedir.
Devletin işleyışi için gerekli diğer cari ve
yatırım harcamaları, ancak borçla ve para ba-
sarak yapılabılmektedir. Borçlanıldıkça, yük-
sek faiz maliyeti sebebiyle büiçeye gelen faiz
yükü daha da artmakta, her yıl sunulacak reel
kamu hizmeri giderek azal-
maktadır. Para basımı halinde
ise en büyük tüketici olarak,
enflasyondan en büyük zararı
devlet ve kamu çalışanları gör-
mekte ve "Elımizden bu kadar
geliyor", "Daha fazla zam ya-
pamıyoruz" denilmektedir. Bu
kısırdöngü ve mali krizin ası-
labilmesi için, herkesin (uz-
manlığa hiç gerek yok) aklına
"vergi reformu yapmak" ve
"vergileri artbrmak" gelmek-
tedir. "Vergi yasalan yeniden
gözden geçirilecektir", "yeni
vergi düzenlemeleri yapılacaktır" vaatleri
yapılmaktadır. Acaba ne yapılabilir? Reform
dedikleri ise nedir?
Türkiye OECD ülkeleri arasında en düşük
vergi yüküne sahip ülkedir. OECD ortalaması
ise %38.4'tür. Sıkıntı az vergi toplamaksa, o
zaman çözüm ve reform önerıleri de "Şu ver-
gi sıstemini acaba nasıl daha fazla vergi top-
larhale getirebilirız" seklinde olmalıdır. Ama
bizde olduğu gibi az toplanan vergi adaletsız
detoplanıyorsa, o zaman reform yapılırken bu
dizboyu eşitsizlikler de gözetilecektir. Bu ko-
nuda görüş birliğine varılıp reform yönü çizil-
dikten sonra sorulacak ikinci ve daha da
önemli soru şudur: "Peki bu reform nasıl yapı-
lacaktır?", "Hangi vergilerdedüzenlemeyapı-
Imalıdır", "Yeni vergi mi (servet vergisi gibi)
getırilmelıdir?"
Gelir Vergimiz yapı itibanyla oldukça çağ-
daştır. 1980 sonrası faiz ve menkul kıymet ge-
lirine ilişkin düzenlemeler bir tarafa bırakılırsa
üniterdir. Tıcari, zırai ve mesleki kazançlarda,
hatta birden fazla yerden ücret elde eden üc-
Vergi krizi çağdaş
sayılabilen gelır ve
vergi usul
yasalanmızla
aşılabilir. Bunun
için yapılacak
reformun odağı,
vergi yönetimi
olmahdır
retlilerde yıllık beyanname verme mecburiye-
ti vardır. En büyük muafiyet tanm kesimine
tanınmıştır (küçük çiftçi muaflığı). Diğer muafi-
yet ve istisnalar, vergi yönetimi ve sosyal
bakımdan "olmazsa olmaz" nitelığindedir.
Diplomat muaflığı küçük esnaf muaflığı, göç-
men mülteci muaflığı, telif kazancı ıstısnası (o
da istisna olarak nitelenemez) ücretlerde sa-
katlık vb. istisnalar, kiralarda küçük istisna vd.
gibi. 1980 sonrası eğitım öğretim ve sağlık hiz-
met işletmelerıne 5-10 yıllık istisna imkânı ge-
tirilmiştir. Hepsi bu kadar diyesayılabılir. Peki
o zaman bu düşük performansta sorumluluk
sistemde mi, yoksa sağlıklı vergi örgütlenme-
si ve uygulamada mıdır? öncelikle adaletsiz-
likler gıderılmelıdir. Faiz gelirlerinın ayrıcalıklı
vergilenmesinden vazgeçilmelidir. Gider ola-
rak faizin tamamı indirilirken, vergilenirken
enflasyon hesabı ile düşük vergilenmesi
yanlıştır. Asıl yapılacak olan,
olmayan en az geçım indirimi-
nin getirilmesidir. Bütün mü-
kelleflere tanınacak bu indiri-
me ek olarak, ücretlilere tanı-
nan özel indirim makul düze-
yeyükseltilmelidir. Günümüz-
de toplam refahın toplumda
en düşük gelir düzeyine sahip
kişinin refahına bağlı olduğu
ve bir fakirlik çizgisi çizilmesi
gerektiği kapitalist ülkelerde
bile genel kabul görmüştür.
En alttakileri rahatlatmadan
yapılacak düzenlemelerin an-
lamlı olmayacağı açıktır. işlemeyen tarife de
dilimleri daha da genişletilip oran sayısı
azaltlarak yumuşatlmalıdır.
Vergi reformunun ikinci ayağı, vergi örgüt-
lenmesini güçlendirerek vergi dairelerinin
sayılarını artörarak özverili vergi yönetım ve
denetim elemanlarına hakkını vererek vergi
kaçağının üstüne gidılmesı olarak savunulabi-
lir. Türkiye'de vergi cezalarını arttıralım dıye-
rek vergi kaçağının önlenmesi düşünülebilir.
Ama zaten oldukça ağır hürriyeti bağlayıcı ce-
zalar vardır. Ceza mahkemesince kaçakçılığa
teşebbüse bir aydan 1 yıla kadar, kaçakçılıkta
üç aydan üç yıla kadar hapse ve bu kadar süre
ticaret sanat ve mesıek icrasından mahrumi-
yete hükmolunur. Adam olana da bu kadar
ceza yeter. Sorun bu cezaların uygulanması
için kaçakların tespitidir. Bunun için de gider -
servet incelemesi yapılması, kayıtdışı mal ve
para hareketlerinın tespiti gerekir. Vergi istih-
barat arşivi bu bakımdan yararlı olmakla bir-
iikte bu birime kullanılmayan dataların yı-
ğılması anlamsızdır.
Tasarruf sahiplerine
duyuru
Türkiye İş Bankası A.Ş.
Beşinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonu
İçtüzük değişikliği
Ankara Ticaret Sicilı Memurluğu'nca4.5. l990tarihinde ticaret siciline tescil ve
9.5.I990 tarıh ve 2522 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesı'nde ılan edilen Türkiye tş.
Bankası A.Ş. Beşinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonu Içtüzüğü'nün 3 ve4.3 maddeleri
Sermaye Piyasası Kurulu'ndan alınan 6.9.1993 tarih ve OFD/1259-3012 sayılı izin
doğrultusunda değiştirilmiş olup. söz konusu içtüzük değişikliği, O6A)9/I993 tarihinde
ticaret siciline tescil, 10/09/1993 tarih ve 3360 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde
ilan edilmiştir.
İçtüzük değişikliği ile biriikte:
i) Fon'un başlangıç tutarı 40 milyar TL'ndan 300 milyar TL'na.
pay sayısı da 4 milyondan 30 milyona yüksellilmiştir.
ii) Katılma belgelerinin 1.000 ve 10.000 payı içeren kupürler halinde
çıkanlmasına imkân sağlanmıştır.
YURTDIŞI
OKUL FUARI
rta Lıs»-; l.'mveı.-ite;
<»tt-lcilik: Iletijim:
MHA:
ı ve Mt-slek okulhil'i ve
t l'luslantrası Kğitım A.:
ıHIT.
Giriş
Ücretsizdir
Avrupa, Amerika ve Avusturalya'dan en seçkin
okullar... Yurtdışı burs ve eğitim konferanslan...
IV. ULUSLARARASI EĞITÎM ve OKUL FUARI®nda
17-18-19 Eylül 1993 10:30-19:00
THE MARMARA OTELİ / TAKSİM / MECde...
Bilgi ve Konferans Programı: PANAJANS Ltd.: 279 88 52
SİLAH HUKUKU
Avukat Kânı Ekşioğlunun
ateşli, ateşsiz ve spor silahlan konusundaki
temel ve ilgili mevzuat üzerine kitabı çıktı.
Tel: Yasa Yayınları: 5275488.512 98 38
SAYILI
GÜNLER
Muzaffer Buynıkçu
30.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad.
39-41 Cağaloğlu-İslanbul
Ödemeli göaderilmez
IŞÇININ EVRENEVDEN
ŞÜKRAN KETENCÎ
Solun jşi Bitmemiş
SHP Kurultayı'ndan çıkarılabilecek pek çok çelişkili so-
nuc ve yorum olabilir. En önemlisi ve en umut verici olanı,
bence solun işinin bitmediğini göstermesi. İktidardaçok
yıpranmış, anketlerde oy oranı çok fazla düşmüş, sol kim-
liğini yitirmiş. skandallarla yıpranmış bir partinin kurulta-
yı değildi. Büyütülmek, güçlendirilmek, canlandırılmak is-
tenen, yaşam verilmeye çalışılan bir parti kurultayı idi.
Kurultayda koklanan havada, Ankara'ya akın etmiş
partililerin, kurultaya katılanların dinamiği, coşkusunda,
birlik, sol kimliği koruma, sola yaşam verme arayışlan
vardı. Daha doğrusu insanın yaşama, var olma güdüleri,
yok olma tehdidinin büyüklüğü karşısında harekete geç-
mişti. Ağır hastalığa yakalanmış bir hastanın bedeninin
yaşama güdüsü ile harekete geçmesi, direnmesi gibi gibi
bir dürtü, insanlardaki tepki dürtüsünü harekete geçir-
mişti.
Delegasyonun, gözlemci her kademede partilinin çok
büyük çoğunluğunu uzun bir geçmişten, şahsen tanıyo-
rum. Solda siyasetlerden, demokratik örgütlenmelerden,
sendikal bareketten, 1968lerden, çeşiüi sosyal siyasal
eylemlerden, cezaevlerınden geçmiş, solun bir yerlerin-
de mücadele vermiş, değişik renklerde sola inanmış, sı-
navlardan geçmiş ne çok insan var. Birleştiren içgüdü-
nün, var olma, ayakta kaima ile ilşikili olduğu, dinamiz-
min de aynı güdülerden kaynaklandığı kesin.
Ancak ikili konuşmalarda, geçmişteki aklın süzgecin-
den geçirilmemiş olsa da içtenlikli inanç ve idallerinin
nasıl ağır bir erozyona uğradığını, onca bedel, onca mü-
cadele vermiş insanların nasıl çıkarcı, bireyci bir kirrHik
sapması içine düştüğünü dehşetle gözlemliyorsunuz.
Adaylar desteklenirken. büyük bir deneyim ve becerililkle
yapılan cilalı savunmaların ardından, çıkarcı, kulüpçü, ne
yazık ki solculuğun yerini almış ırkçı eğilimler boy goste-
riyor. Oünyada yaşanan kimlik erozyonundan, 12 Eylül,
moda değerler ve medyanın etkisi ile solun belki de en
birikimli, en inançlı saylabilecek kadroları da elbette
üzerlerine düşen paylan almış.
En çok karşı tarafı eleştirirken, acımasızca. sorumsuz,
yapılan suçlamalann kalitesizliğini, onca sınav ve acıdan
geçmiş insanların kimlik ve kalitelerine yakıştıramıyor,
donup kalıyorum. Onların düşmanca, çoğu haksız, abartı-
lı eleştirilerine ortak olmadığım için de bana kızdıklarını
gözlemliyorum. Gazete elden geldiğince, kişileri tutma-
mak, taraflı habercilik yapmamak için özen ve çaba gös-
terdıği halde, taraflar şiddetle gazetenin karşı yanlı oldu-
ğu eleştirisi ile kendiierinden yana, baskıcı tek boyutlu
eğilimlerini ortaya koyuyorlar.
"Hırsız, geıici, sermayenln adamı, ıı*çı.." çirkin söz-
cükleri karşısında, isyan edip pek çok nedenle tabanda
yaşanan kalite erozyonu karşısında, ilk kez tavanın daha
nitelikli olmasa da daha olgun ve deneyimli davrandığını
düşünmeye başlıyorum. En azından kurultaya yansıyan
havanın, kurultaydaki konuşmalar ve gündemin, kulisler-
dekinden çok daha içerikli, anlamlı olmasına seviniyo-
rum. Particiliğin uzun yıllar temizlenemeyecek, kötü has-
talıklara yakalanmış olduğunu bir kez daha gözlemliyo-
rum. Tabii sağ partilerde durumun çok daha vahim, an-
cak kitlenin çok daha büyük çıkarlar bağı içinde tepkisiz
olduğu gerçeğini de gözardı etmeden.
İnsanların kendi içinde bulundukları kimlik erozyonunu
gözlemleyemeden, hep birden girmiş oldukları çok ciddi
bir kimlik arayışından çok fazla sevinerek ve gelecek için
umutlanarak. "Solun tşi bitmemiş, sol dünyadaki değer-
ler çökûşü ve 12 Eylül tahrioato ile uğradığı büyük kimlik
kaybı ve çöküşten kurtulmak, silkinmek istiyor. Kendini
anyor. Anyan mutlaka bulur" dıye de çok sevıniyorum.
Adayları desteklemede, Kürtçü, Türkçü, kulüpçü, çıkar-
cı, içgüdüler yanında çok önemli, çok anlamlı ve çok sağ-
lıklı değerlendirmeler de söz konusu. Herkes aynı za-
manda tutku birliğinde, solun kimliğini yeniden kazanma-
sını, solun güçlenmesini hedefliyor. Bu kaygılar içinde
desteğini, oyunu veriyor, sonuç davranış ve kararlarını
buna göre belirliyor. Sonuç tepkiler, havuzun dibine sü-
rüklenmiş insanın, ayak darbesi ile yeniden su yüzüne
çıkma gücünü alması hareketi kadar sağlıklı görünüyor.
Kulislerdeki çirkin suçlamalar asla kurultaya yansıtılmı-
yor. Kurultayda sağlıklı mesajlar verilmesine büyük özen
gösteriliyor. Kaybeden ve kazanan tarafların partiyi böl-
meme adına gösterdikleri büyük özen daha da bir anlam-
lı oluyor.
Tabii ortak liste hazırlama sağduyusu ve çabası içinde
deyükselen değerlerin kimlikleri veağırlıkları öneçıkabi-
liyor. Bir öncekinden çok daha umutlu, nitelikli izlenimi
veren parti meclisi ortak listesine rağmen, çok değerli
bazı isimlerin, usta oyunlarla harcanıverdiğini üzülerek
görebiliyorsunuz. Ûrneğin Murat Karayalctn'm kampan-
yasında en çok emek vermiş, sendikacı kadrolar arasın-
da da en nitelikli isimlerden biri olan Muzaffer Sarac bir
kalemde harcanıveriyor. Buna karşılık Gürkancıtann
"kendiierinden yana değil" diye Hüsamettin ando-
ruk'un çizgisinden geride kalma suçunu işledikleri Feh-
rrri işddar'ın divan başkanı yapılmaması .ayıbı parti
meclisine alınarak bir ölçüde kapatılıyor.
Her şeye rağmen sol için umut veren bir SHP Kurultayı
yaşanıyor.
Serbest bölgelerin ticaret hacmi
7 ayda yanm milyan aştı
'Beşkardeş'
dolar zenmniANKAR.\ (ANKA) - Tür-
kiye'nin sayılan beş olan ser-
best bölgelerinde gerçekleşen ti-
caret hacmi yılın ilk yedi ayında
yanm milyar dolara yaklaştı.
Serbest Bölgeler Genel Mü-
dürlüğü'nden alınan verilere
göre ocak-temmuz döneminde
Mersin, İstanbul, Trabzon, Ege
ve Antalya serbest bölgelerin-
den 469.3 milyon dolarlık tica-
ret yapıldı. Geçen yılın ilk yedi
aylık döneminde gerçekleşen
294.8 milyon dolara göre tica-
ret hacmi bu yıl yüzde 59 ora-
nındd artış kaydetti. Geçen yı-
hn tümünde ise beş serbest böl-
gede gerçekleşen ticaret 577
milyon dolar olmuştu.
469.3 milyon dolarlık tkare-
tin 268.6 milyon dolarlık bölü-
mü Mersin Serbest Bölgesi'ne
yapıldı. Mersin Serbest Böl-
gesi'nin ticaret hacmi toplam
hacmin yansından fazlasını
oluştururuyor. Yedi ayda İs-
tanbul bölgesinde 92.9 milyon,
Ege'de 77.2 milyon, Antalya'da
24.7 milyon, Trabzon Serbest
Bölgesi'nde de 6 milyon dolar-
lık ticaret yapıldı.
Serbest bölgelerde gerçekleş-
tirilen 469.3 milyon dolarlık ti-
carctin 240.7 milyon dolarlık
bölümü Türkiye'yİe, 228.6 mil-
yon dolarlık bölümü ise diğer
ülkelerle yapıldı. Yedi ayda ser-
best bölgelerden OECD ülkele-
riyle 96.6 milyon, İslam ülkele-
riyle 29.4 milyon, eski Doğu
bloku ülkeleriyle 18.8 milyon,
Uzakdoğu ülkelerinin de arala-
nnda bulunduğu diğer ülkelerle
de 83.8 milyon dolarhk ticaret
yapıldı. Ülkeler baanda en çok
ticaret 19 milyon dolarla Al-
manya, 16.4 milyon dolarla Ja-
ponya, 8.4 milyon dolarla Bel-
çika ve Lüksemburg 8 milyon
dolarla Iran, 7 milyon dolarla
da Hollanda'yla gerçekleştiril-
di.
Sektörler bazında serbest
bölgelerdeki ticaretin 90.2 mil-
yon dolarlık kısmını bitkisel
ürünler, 77.6 milyon dolarlık
bölümünü tekstil ve konfeksi-
yon, 31.7 milyon dolarlık bölü-
münü makine sanayii, 31.2 mil-
yon dolarlık bölümünü elekt-
rik-elektronik ve optik. 30.8
milyon dolarlık bölümünü deri
ve İcösele, 24.5 milyon dolarlık
bölümünü de diğer sanayi
ürünleri oluşturdu. Serbest böl-
gelerde hayvancılık ve su ürün-
leri ile ilgili ticaret yapılmazken
bir milyon dolann altında bir
miktarda ise madencilik ürünü
alım- saümı gerçekleştirildi.