20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Y<ı>ın \ onetmcm Özgcn \car •Gcnel Yavın Koordindioru Hikmet Çerinkaja •Genel Yavın Danışmanı Oriıan Erinç #Yu7i-ı:}len Müdürlen: \)dın Engin (Sorumlul. Celal Başlangıç • Haber Merkea Müdürü: İpek Çalışlar Gorscl Yonetmen \li ^car •DÜ7cnleme İbrahim Vıldı/ Ankara Tem\ık.ısı. Mustafa Balbaş •Haber Mudurlcrr lşık Kansu. llakkı Erdem tanhul HahcTİorı Ce\her Kantarcı «015 Habcrlcr Ergun Balcı AtjtürkBulvanNo 125. KJI 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 I7 Hatl, Telex 42344. Fax <4)4iy5O2 -T • bmır Temulcısı Serdar Kızık, H Zıva Blv 1352 S 2 3 Tel 4411220 Tel«: 52359. Fax:44|yir • Adana Temsık™ Çetin ^iğenoğlu İndnuCd H9S.No I Kal: I.Tel: 352255O-3522W)l-3522492. Tele\ 62155. F<ıx 35225 7 0 • İ5 - Ekononıı Dinç Ta>anç •Yurl Habcrlcn Mehmet Saraç • Makalelcr Sami Karaören •Spor \bdülkadir Yücebnan • Du7eltme Abdullah Yazıcı Muesse>e Mudüru ErolErkut •Koordınatör. Ahmet Koruisan •Muhasebe BûJent \ener • Idarc. Hüse>inGörer • fşletme ÖnderÇelik • Bılgı-tşlem Nail İnaJ •Bılgısavar Sıslem: Vlürihet Çiler •Reklam Reha Işıtman Yavmlatan ve Bgsan: VenıGun Haber Ajansı. Basınvc Yuuncılik A Ş TürkocağCad 39 41 Cağaloğlu 34334 Ist. PK 246 Jstanbu) Tel Ş12ı>5»5Tclc\ 222-M F.u < i ı5 10EYLLL1V93 Imsak: 5.04 Güneş: 6.32 Öğle: 13.06 Ikındr 16 41 Akşam 19 30 Yatsı: 20.52 8yaşmdaki soyguncu • LONDRA(AA)- İngiltere'nin başına bela olan çocuk çeteleri her gün yeni bır cinayet ve suç işliyor. Sahil kenti Bristol'da meydana gelen son olayda 8 yaşındaki bir çocuk iki okul arkadaşının yardımı ile bir taksicinin hem paralannı çaldıhemde hastaneliketti. Graham Wilson adlı 51 yaşındaki taksi şoforû, bebek yüzlü 8 yaşındaki çocuğun ehndekı özel bıçakla saldırdığını ve kollannda üç denn kesik açüğırn bildirdi. Diğer iki arkadaşırun da demirlerle başına vurduklannı belirten taksid, saldırgan çocuklann 50 sterlin alarak kaçtıklannı söyledi. Anamurmağara zengini • ANAMUR (AA) - İçel'in Anamurilçesine bağlı Güneybahşiş Köyü civannda, 4yıl önceortaya çıkartılan Üğü Mağarası"nın da yakında turizme açılacaâ bildinldi. Anamur Ka>inakamı Nuri Şimşek, mağaranın birçok yönden ilgi çekici olduğunu, turizme açılması için hazırlıklann sürdüğünü ifade ederek "Bu tür doğal güzelliklerin turizme açılması kadar korunmasının da büyük önemivar"dedi. Kankanserine yeni umut • BOSTON(AA)- Amerikalı bilim adamlan, kan kanserinin tedavisinde yeni bir ilaç geliştirdiler. New Englandadh tıpdergisine göre doktorlar" Filgrastim' adb ilacı, kan kanserinin tedavisinde başanyla kullandılar. ABD'nin Houston eyaletindeki Teksas Üniversitesi'nin kanser merkezindeki araştırmaalardan Md. Anderson, yüriittükJeri testlere katılan yedi gönüllünün üçünde, 'Filgrastim' ileyapılan tedavinin olumlu sonuç verdiğini, ilacın, kanserli hücreleri yok ettiğıni bildirdi. İyileşme görülen üç kişiden birindehastalık, tedaviden 12 ay sonra nüksetti. Diğer iki gönüllüde ise kanser lOaydırnüksetmedi. Belirlitürdeakkan hücrelerinin aşın çoğalması sonucu görülen bir kanser şekli olan lösemi (kan kanseri), ilik içinde ortaya çıkıyor. 'Kahraman Bakkal'New York'ta • NEW YORK (AA) - Cnlü sanatçı Ferhan Şensoy'un en iyi güldürülerinden biri olan 'Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı" New York'ta sahneleniyor. Yönetimini, daha önce de New York'ta "Keşanlı Ali Destanı 1 ve 'Resimli Osmanlı Tarihi' gibi önemli oyunlan başanyla sahneleyen Murat özcan'ın yaptığı 'Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı' yapıü. 17-18 ve 19 eylül tarihlerinde Hunter College'de izleyicilere sunulacak. Dekor ve kostümleri Serap Balaman tarafından hazırlanan oyunun, orijinal müziğide Mazhar-Fuat-Özkan üçlüsü tarafindan yapıldj. Ferhan Şensoy'un kendine özgü terimleriyle zenginleşen ' Kahraman Bakkal' Türkçe ve İngilizcedillerinin birlikte kuUanılmasıyla daha ilginç bir nitelik kazanmış. New York'ta ilk kez sergilenecek oyunda, Amerikalı yonetmen Marlene Abaham da oyuncu olarak yer alıyor. Almanyayabancı gençlerden metnnun •ANKARA (ANKA)- Almanya'da yaşayan yabancı gençlerin okul. meslekı eğitim ile meslek yaşamına büyük ölçüde uyum sağladıklan bildirildi. Halen Almanya'da yaşayan yabancı gençlerin yüzde 94'ünün bir okulda eğitim gördüğü belirlendi. Alman Büyükelçiliği'nden edinilen bilgiye göre yabancı gençîenn uyum sağlayabilmeleri amacıyla 70'li yıllarda başlatılan programlarla gençlerin şu anda okul, mesleki eğitim ve meslek yaşamına büyük ölçüde uyum sağladıklan belirtildi. Olimpiyataçevrecibakış 2000 olimpiyatlarının yerinin belli olmasına kısa bir süre kala f * \ limpiyatlann yapılacağı şehirlerdeki çevre kuruluşlarının da devreye çevreciler degirdi. Doğal Hayatı Koruma Derneğı Genel m m devreyesokulması veönceden geniş kapsamh bir ÇED raporu Mıidıini Nertns Yn7Pnn "Olimnivar dı'İ7enlenecek«iehirve V-.r hazırlanması eerektieini savunan Yazean. "OlimDİvatlann 000 olimpiyatlarının yerinin belli olmasına kısa bir süre kala devreyeçevrecilerdegirdi. Doğal Hayatı Koruma Derneğı Genel Müdürü Nergis Yazgan. "Olimpiyat düzenlenecek şehir ve ülkelerde, böyle bir organizasyon öncesi ÇED raporu gerektiğini" bildirerek tartışmaya yeni bir 'boyut kattı. Ö limpiyatlann yapılacağı şehirlerdeki çevre kuruluşlarının da devreye sokulması ve önceden geniş kapsamh bir ÇED raporu hazırlanması gerektiğini savunan Yazgan," Olimpiyatlann çevre konulanna, ozon tabakasının delinmesi gibi konularda yapacağı etkiler gibi kriterler açısından çevre değerlendirilmesi gerekmektedir"dedi. ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - 2000 yıh olimpiy atlan Istanbul'da yapılabilir mı yapılamaz mı tartışması sürerken, Doğa] Hayatı Koruma Derneği Genel Müdürü Nergis \ azgan, "Olimpiyat düzenlenecek şehir ve ülkelerde, böyle bir organizasyon öncesi ÇED raporu gerektiğini" bildırerek tartışmaya yeni bir boyut kattı. Yazgan. "Olayıha>atımızın ayrıbnaz bir parçası olan çevre süzgecinden gecirdiğimizde birçok kaygılar >e endişeler betiriyor"dedı. Nergis Yazgan, Doğal Hayatı Koruma DemeğV.i'n (DHKD)yayın organıKela>nak için yaptığı araştırmada olimpiyat düzenlenecek şehir ve ülkelerdeki çevre kuruluşlannın da hazırlık aşamasından itibaren devreye sokulması ve geniş kapsamh bir "ÇED (Çevresei Etki Raporu Değerlendirilmesi) hazırlanması" gerektiğini bildirdi. İstanbul'un 2000 yılı olimpi} atlanna ada> olmasının ve böylesi bir organizasyonun Türkıye'vegururvereceğini. ancak bu gururun kaygıya dönüşmemesi gerektiğini de belirten DHKD Genel Müdürü Nergis Yazgan şunlan söyledi. "Olimpiyatlann iilkemizde ve İstanbul'da y apılması olasılığı. bir Türk olarak bizi gururlandırıvor ve heyecanlandırıv orsa da bu olay ı hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan çevre süzgecinden geçirmediğimizde, birçok kaygılar > e endişeler beliriyor. Son on yıldır oliinpiyat konusunda ve olimpivatiar adına yaşanmış büyük çevre tahribatı. artık Türkiye VIilli Olimpiyat Komitesi'ni de bu konuda çok daha dikkatli olmaya zorlanıaktadır." Olimpiyatlann yapılacağı şehirlerdeki çevre kuruluşlannın da hazırlık aşamasından itibaren devreye sokulması ve önceden geniş kapsamh bir ÇED raporu hazırlanması gerektiğini savunan Nergis Yazgan şöyle devam etli: "Olimpik kövün yer seciminden hıtun, kayak pistleri için y apıîan orman kesimleri, olimpik havuzlar, stadyumlar ve dev ulaşım a!t> apılan için doğanın tahribi. taşıt sayısının artması ve beraberinde gelen hava, güriilrü kirliliği, aşın su \e enerji kullanımı, bütün bunların aynı anda büyük sosyal etkilerivle kente yüklenmesi ve daha birçok faktör, çevre konusunun ele alınması gerektiğini doğurmaktadır. Olimpiyatlann global ve çevre konulanna, örneğin biy olojik çeşitliük, ozon tabakasının delinmesi gibi konularda yapacağı etkiler gibi kriterler açısından çe\ re etki değerlendirilmesi gerekmektedir." Öte yandan 1994 uhndukuruluşununlOO yıldönümünü Paris'te törenle kutlayacak olan Lluslararası Olimpiyat Komıtesi'ne olimpiyat anlayışının spor \e kültür öğelerinin yanı sıra "çevre"' konusunun da üçüncü öğe olarak dahil edılmesı amacıy la Norveç Doğayı Koruma Derneğı'nin öncülüğünde hazırlanan bırraporun sunulacağı bildirildi. Raporun hazırlık çalışmalannaTürkiye'den Doğal Hayatı Koruma Dcrncği'nındekatıldığı belirtildi. "Sleepless In Seattle"da kaderini belirleyecek 'doğnı erkek' Tom Hanks'i arayan Meg'e iyi bir dostu olan Bill Pullman birkaç öğütte bulunuyor. Hollywood 9 aaşk âteşidüştü! Hollywood da hidayete erdi. Birzamanlann seks ve şiddet dolu yapımlan artık eskisi kadar ticari değer taşımıyor. Hollywood şimdi insani ilişkilerin yumuşak tonlarda anlatıldığı duygusal yapımlara yöneldi. Kûltfir Senisi Ticari kazanç dürtüsüyle şiddet ve seks öğelerini aşın dozlarda kullanan film yapımlanna öncelik veren Hollywood'da. özellıkleson üçdörtyildır içinde sekse hiç yer olmayan romantik aşk öykülennin anlatıldığı 'kadın filmlen" çevnhyor. i989yılında akımın ılk örneğı sayılabilecek bizde de göstenlen "When Harry met Sally" ile başlayan. "Groundhog Day"', "The Butcher's Wn"e". "Stncrj Ballroom" ve benzerleriyle süren furya şimdi de "'Sleepless in Seattle" ile doruğuna ulaşmışdurumda. Bütün bulilmlerdeortak olan şey klasik bir aşk öyküsü. Fakat 90'larda yaşam birazdaha karmaşık olduğundan bu aşk öykülerinde erkek kahramammızgenelde 35 yaşîannda ve bir de çocuk sahibidır. kadın kahramanımız ıse erkeğe rastlamadan önce bır başkasına söz vermiştir. Filmimizde kansmdan boşanmış Tom Hanks bir radyo programında gönlünü açarak aradığı kadını anlatır. 3 bın mıl uzaklıkta bu programı dinleyen gazeteci Meg Ryan ise Hanks'in "doğru erkek' olduğuna karar verir. Bu ılk sahneden sonra film iki saat boyuncaçıftin bır araya gelişinin zorlu oyküsü anlatıyor. Şımdiden 70 milyon sterlin hasılat yapan filmin başansı 195O"lerin gözü yaşlı filmı "An Affair to Reınetnber r< dan abntılar yapmasına ve orda bir yerlerde mutlaka bizim için doğru olan binsinın olduğuna inanma gereksınimiz uzerine oynamasına bağlanıyor. Üstüne üstlük gerçekle kurgu arasındaki aynmı ıyice ortadan kaldırmak istercesme filmin kadın kahramam Meg Ryan ile kadın senarist-yönetmeni Nora Eptıron basında ne kadar romantik olduklan uzerineardı ardına röportajlar yapıvorlar. Meg Ryan'la kocası Dennis Quaid'nin Aşıklar Günü'nde evlendiklerini ve Dennis'in zaten bundan beş yıl önce Meg'i ilk kez Mahhattan'daki bır caddede farkettiğini ve fakat konuşmadığını bilmeyen yok! Buna karşılık filmin yönetmeni Ephron'ın söyledikieri filmin mesajını ıyice belirginleştiriyor:"Benceseks romantik komediyi yok erti. Eski günlerde romantik aşkların seksi uzerine konuşurduk. İnsanlar birbirlerine söy ledikleriy le aşık olurlar. Seks günümü/de daha problemli ve belki de romantik filmlerebirgeridönüşvar." Fakat sosyologlar. psıkologlar ve uzmanlar Hollyvvood'un Sharon Stone'lu seks v e acımasızlık kokan fılmleresırtını çevirmesinin arkasında başka nedenlenn yattığı görüşündeler. Middlesex Cniversitesi'nde öğretim görev lısi olan aynı zamanda fifm eleştirmeni Lizzie Francke ekonomik durgunlukla romantik fıhn furyası arasında bir bağlantı olduğunu savunuyor: "301u>e40'lıydlarda kadınlann savaşzamamnın ekonomik sıkıntıları ile karşı karşıya geldikleri bir dönemde yine buna benzer bir romantik kaçış filmlen patlaması olmuşru. Bunun gibi ekonomik dunımun hızla düşüşe geçtiği 1989 yılında "\\hen Harn Met Sally "gibi bir filmin yapılmasının raslantısal olmadığım düşünüyorum." Psıkolog Susan Quillıam ise ekonomi ile romantik sinema arasındaki ilişkiye çok daha karanlık bıraçıdan bakıyor' "Eğer yükselnıe ya da haketiğiniz bir ücret artışını alma olasılığınız olmayan bir işe sıkışıp kalmışsanız 'Hiç oimazsa duy gusal y aşanıım iyi gidiyor" gibi bir düşünceye eğilim söz konusu oluy or. Bu durumda mev ki sahibi. işinde başarı kazanmış güçlü bir kadını izlemektense. duygusal ilişkileri anlatan bir filme gitmeyi yeğliyorsunuz." Gökova'da taraflar bileniyor• TEK Genel Müdürü Sedat YıldızGökova Termik Santrah'nı çalıştırmakta kararlı. Çevreciler yaptıklan açıklamada kendilerinın de kararlı olduklarını. santralın çalıştınlmaması için ellerinden geleni >apacak]annı duyurduar. MUĞLA(Cumhuriyet)-Gökova Ter- mık Santralı'nın çalıştınlıpçalıştinlmaya- cağı yolundakı tartışmalar sürüyor. TEK Genel Müdürü Sedat Yıldız'ın Gökova için yapılan eylemlen "gösteriş'" olarak değerlendırmesi ve "santralı çalıştırmada kararlıyız" dıve açıklama yapması. çevre- ciler tarafından tepkıyle karşılandı. Gö- kova Surekli Eylem Komitesi'nden yapı- lan açıklamada. "Gökova için biz de ka- rarlıyız" denildi. Ören Belediye Başkanı Kazun Turan da milletvekıli ve bakanlan. bürokratlann "emrine" gırmekle suçladı. Caretta carettalardan sonra Gökova da çevre mücadelesinın önde gelen sembolle- rinden bın oldu. Bu arada çevreciler ve TEK yetkilılerirun karşıklıklı suçlamalan, birbirlerine "rest" çekmelen surüyor TEK Genel Müdürü Sedat Yüdız bir süre önce yeniden "santralın çaltştınlacağı"nı açı- klaması \e çevrecılen suçlaması, Göko- va'daki durumu gerginleştirdi. Yıldız açıklamasında santralla ilgjli şu görüşe yer verdi: "Türkiye3-4yıl sonra karanlıkta kalabi- lir. Yapılan protestolar gösteriş. Bu santral kesinlikle bir cana>ar değil. Gökova Ter- mik Santralı mutlaka çalışhrılacak. 24 ter- mik santraiın çevTeyi kirletmemesi için de- sülfirizasyon ihalelerini açmış bulunuyo- ruz." Ören Belediye Başkanı Kazım Turan. hükümeti TEK Genel Müdürü'nü yalan- lamaya çağırdı. Turan, "Doğrusu merak ediyonız. Kamu mallannuı ne olacağına bürokratlar mı, Bakanlar kunılu mu karar veriyor? Santrala karşı sürdürdüğümüz kampanyalar sırasında millehckillerimize. bakanlanmıza hep 'sizin usrünüzde sizleri seçenler \ar. Onlann isteğine saygılı olun' dedik, olmadılar. Meğerse, seçiîmişlerin üzerinede seçmenler değil, bürokratlar varmış. Bunun böyle olmadığına inanmak istiyoruz" dedı. ÇANAKKALE Troya hazineleriiçin kampanya TL RHAN NARLER ÇANAKKALE - Türkiye ve dünya kamuoyunun gündeminde bulunan Troya hazinelennin yurda iadesi konu- sunda Kültür Bakanhğı'nın başlattığı girişimlerin yaru sıra Çanakkale'de de "Kültürümüzü istiyoruz" sloganı altında bir kampanya başlatıldı. Çanakkale'de yayımlanan Olay gaze- tesinin başlattığı kampanya nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konu- şan kampanya yürütme komitesı Baş- kanı. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Niyazi Önen. "Düny anın ve insanlann sı- nırlarla ay rıbnası bizim bir tercihimiz de- ğil ama düny anın gerçeği bu. Troya Tür- kjye'nin değil. tüm dünya insanlarmın or- tak değeri, ortak malıdır. Bu değerin ve bu kültürün dünyadaki adresi ise Türkiye ve ÇanakJcale'dir" dedi. Konuşmasında hangi şartlar altında olursa olsun, bir tarihin. bir küJtüriin yeri- nin değiştirilmesinin. çalınmasını ve çarp- ünhnasııun. hem insanlara ve hem de in- sanlık tarihine karşı işlenmiş en büyük suçlardan biri olduğuna değinen Komite Başkanı Önen, "Bu insaniık suçuna dünya insanları olarak karşı çıkalım. Hiçbir zaman ve hiçbir güç tarafından değiştirilemeyecek tarihsel gerçeklerin yapı taşlannı gelin yerine oturtalım" diye konuştu. Komite basın sözcüsü Işık Narler de kampanyanın yurtiçinden, yurtdışına taşınacağını ve Kültür Bakanüğı araah- ğı ile hazineyi elinde bulunduran ilke hükümetlerine iletilmek üzere 10 bin di- lekçe hazırlandığını söyledi. Bakteri aııtiİMyotiğekarşıdirenişegeçti ASUMAN ABACIOĞLU İZMIR- Gereksiz ve yanlış antibiyo- tik kullanımı nedeniyle bakterilenn an- tibiyotiklere karşı direnç geliştirmesı. te- davide önemli bir sorun haline geldı. Türkiye'de, antibiyotiklere dırencin, ge- lişmiş Batı ülkeleriyle kıyaslanınca ol- dukça yüksek düzeyde olduğu belirtildi. Bir araştırmaya göre 1992 yılında Tür- kiye'de eczanelerde kutu olarak en çok satan ilk on ilacın yedisini antibıyotikler oluşturdu. Uzmanlar. piyasaya çıktık- tan sonra bir-ikı yıl gibi kısa bır süre içinde antibiyotiklere karşı direnç oluş- tuğunu söylediler. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesı Enfeksiyon Hastalıklan Bölüm Başka- nı Prof.Dr. Erdal Akalın, yanlış antibi- yotik kullanımına yol açan etkenlerden hekimlere bağlı olanlann başında. eğı- timdeki yetersizlik ve eksıkliklenn geldi- ğini söyledi. Hekimlerin çoğu zaman "Ateş eşittir enfeksiyon hastalığı" anla- yışı içinde kaldıklannı. bunun ledavisi- nin de antibiyotiklcrle yapılacağını sandıklannı belirten ProfDr. Akalın. "Bu nedenle de çoğu zaman viral enfeksi- yonlar veya antibiyotik tedavisine gerek olmayan bazı diğer hastalıklar, bu ilaç- larla tedavi edilmeye kalkılmaktadır" dedi. Hekimleri bu yola ıten nedenlenn başında, veterli sayı ve kalitede klinik mikrobiyoloji laboratuvannın bulun- mamasının geldiğini savunan Prof.Dr. Akalın şöyle konuştu: "Ülkemizde sağlık alanında son yıllar- da önemli yatırımiar yapılırken nedense klinik mikrobiyoloji laboratmarlarına gerekli önem verilememiştir. Bunun yanı satılmasırun da sorunun derinleşmesin- de bir diğer nedeni oluşturduğunu vur- guladı. Türkiye'de tüketilen ilaçlann başında antibıyotiklerin geldiğini, tüm tüketilen ilaçlann yüzde 20-21*ini anti- biyotiklerin oluşturduğunu kaydeden Prof.Dr. Akalın. gereksiz ve yanlış anti- biyotik kullanımının yol açtığı sorunlan şöyle özetledi: "Her ilacın kullanımına bağlı olarak S~~^ ereksiz ve yoğun antibiyotik kullanımı f -j- bakterilenn ilaçlara karşı bağışıklık ^-* kazanmasına yol açıyor. Bu bağışıklık gelişmiş ülkelere göre oldukça ileri düzeyde bulunuyor. sıra hekimlerimizde klinik mikrobiyoloji laboratuvarı kulianma alışkanlığı da ge- lişmemiştir. Bunların sonucunda da en- feksiyon hastalıklan düşünülen hastala- rın büyük bir çoğunluğu kesin tanı kon- madan. yani mikrobiyolojik laboratuvar tantsı olmadan tedavi edilmektedir." Anııbiyotıklerin kullanımında. he- kimlcr uzenndeki hasta baskısına da de- ğınen Prof.Dr. Akalın. reçetesiz ilaç yüzde beş oranında yan etki ortaya çıka- bilir. Gereksiz ilaç kullanımı ile hastalar gereksiz yere bu risk ile karşı karşıy a ka- lırlar. Clkemizde sık görülen bir uygula- ma. birden fazla antibiyotiğin bir arada kullanümasıdır. Bu durumda yan etki gö- riilme sıkJığı daha da artmaktadır. Bir- den fazla antibiyotikle tedavisi gereken enfeksiyon hastalıklan son derece sınırlı- dır ve bu uygulamanın bir an önce terk edilmesi gerekir. Bu arada, antibiyotikle- rin yaygın ve gereksiz kullanımı ile bak- teriyal direnç gelişmesi arasında yakın bir ilişki kuruunuştur. Antibiyotiklere di- rencin yüksek bulunduğu ülkeler genel- likle gelişmekte olan ülkelerdir. Bu ülke- lerde antibiyotik kullanımı daba bilinçsiz olmaktadır. Maalesef ülkemizde de anti- biyotiklere direnç, gelişmiş Batı ülkeleri ile karşılaştınlınca oldukça yüksektir." Prof.Dr. Akalın. sorunun çözümü için öncelikle mezun olan hekimlere, "Surekli tıp eğitimi'* verilmesınin şart olduğunu söyledi. Bunun yına sıra en kısa zamanda laboratuvar standardi- zasyonuna gidilmesi ve bu laboratuvar- lann yeterlı donanım ve personel ile hiz- met vermesinin sağlanması gerekliliğini vurgulayan Prof.Dr. Akalın. reçetesiz ilaç satışının da yalnızca antibiyotıkler için değil tüm ilaçlar ıçın önlenmesi ge- rektiğini sözlerine ekledı. SSK Tepecık Hastanesi Başhekimi ve Çocuk Hastalıklan Uzmanı Prof.Dr. Suat Çağlayan, çocukluk çağında en sık görülen solunum yollan enfeksiyonlan- nın yüzde 80'inin virütık enfeksiyonlar olduğunu behrterek bu hastalıklann te- davisinde antibiyolıklcre yer olmadığım söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle