Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS1993CUMARTESİ
MichaelJackson
suçsuz bulundu
• Ünlü pop yıldızı. 13 yaşındaki bir çocuğa cinse]
taciz iddiasıyla gündeme gelmişti. Polis dün yaptığı
açıklamada Michael'ın suçsuz olduğunu herhangi
bir kanıta rastlanmadığını söyledi. Michael'ın de-
dektifi kendilerinden para koparmak için bu tür bir
komployla karşı karşıya kaldıklannı iddia etti. .
Kültûr Servisi - 13 yaşındaki
bir çocuğa cinsel tacizde
bulunduğu iddiasıyla hakkında
polis soruşturması açılan ünlü
pop yıldızı Michael J'ackson'ın
alcyhinde kullanılabilecek
herhangi bir fıziksel kanıt
bulunmadı. Üst düzey bir polis
yetkilisi, Los AngelesTimes
gazetesıne yaptığı açıklamada,
Tıbbi bir kanıt bulunamadı.
Suçlamalan doğrulav acak
herhangi bir bant kaydı da yok.
Michael Jackson'uı evinde
yaptığımız arama somıcunda
polis kayıtlarına geçebilecek
herhangi bir şeye rastlanmadı"
dedı. Michael Jackson'ın
kendisine cinsel tacizde
bulunduğunu iddia eden 13
yaşındaki çocuk, Jackson'la
olan arkadaşhğının ünlü
yıkuzla Monako'ya yaptığı
yolculuk sırasında "kontrolden
çüttığınT belirtti. Jackson'ın
kendisini ailesiyle birbkte
Monako'ya götürdüğünü
anlatan küçük çocuk,
sanatçıyla dört ay süren
flişkisinin "sıcak bir dosthık"
olârak başladığını, ancak
yıldızın kendisini
"dudaklanndan öpoıesi ve oral
seks yapması" sonucunda
bittığıru soyledi Küçük çocuk,
psikoloğuna yaptığı
açıklamada aynca, "Michael
Htftimizi açıkiarsam hapse
gireceğim söylemiştr dedı.
"Dangerous" albümünün
dünva turnesı çerçevesınde
Bangkok'ta bulunan Michael
Jackson, suçlamalan reddetti.
Bu arada Bangkok'ta önceden
planlamış bir konserini
"rahatsızlandığı" gerekçesiy le
iptal eden Michael Jackson"ın
özel dedektifi de bir açıklama
yaparak, bu olaylann
sanatçıdan 20 milyon dolar
"kopannaya"çalışan bir
şantajcının amacına
ulaşamaması sonucu
başladığmı belirtti.
Bu arada Jackson'ın Santa
Barbara'daki evine sık sık
konuk alan 11 yaşındaki Brett
Bames'ın, polise yaptığı
açıklamalarda ortalığı
kanşürdı. Av
r
ustralyalı çocuk,
zaman zaman Jackson'ın
evinde geceleri de kaldığını ve
Michael Jackson'la aynj
yataktayatmasınakarşın '
"Hicbir şey olmadığını" sö> ledı.
Barnes. "Ben yatağin bir
yanında, Michael da öteki
v aıunda y attık ve uyuduk, o
kadar" dedi. Çocuğun annesi
Lisbeth Bames, oğlunun
Michael Jackson'la aynı
yatakta yatmasında bir terslık
göremediğini çünkü ikisinin
"kardeş" gibi olduğunu belirtti
İngıltere'deyayımlanan Sun
gazetesi, Michael Jackson'ın
ünlü pop şarkıcısı kızkardeşi
Latoya Jackson'ın bundan bir
ay önce erkek kardeşini küçük
çocuklarla ilişkisiru bitirmesi
konusunda uyardığını yazdı.
Sun'da yayımlanan haberde,
Latoya Jackson'ın Michael'ı bu
konuda sayısız kez uyardığı
söylenirken, aynı zamanda
menajen de olan eşi Jack
Gordon'la bırlikte Londra'ya
giden Latoya Jackson.
havaalamnda kendisini soru
yağmuruna tutan gazetecilere
herhangi bir açıklamada
bulunmadı.
HABERLER
Türkiye Beyin Takımı yann belirleniyor
Michael Jackson iddialar karşısında zor durumda kaldı.
Haber Merkezi- Beyin Olimpiyatlanna
katılacak Türk talcımının seçmeleri yann
yapılacak. Elemeyi aşarak secme sınavına
girmeye hak kazanan 60 yanşmacı yann
sabah saat 10.00'da gazetemizin Cağaloğ-
lu'nda ki merkez binasmda biraraya gele-
cekler. Sınav gazete binamıan karşısında
bulunan îstanbul Lisesi'nde saat 11,00'de
yapılacak. Sınav süresi 2 saat , bu süre
içinde sınav salonlannda sigara içilemeye-
cek. Yanşmaalar aynı gün Beyin Olimpi-
yatlan Merkezi kurucusu Nevzat Erk-
men'le ve ötekı görevlilerle taruşacakJar.
Sınava katılacaklara şimdıden başanlar
diliyoruz.
Eleme sınavına katılan okurlanmızuı
yaalanndan abntılar sunmayı sürdürüyo-
ruz.
Suat Koyuncu
Zeka oyunlannı çözmenin ve bu uğra-
şın sonucunu bir şekilde başkalanna da
göstennenin getirdiği zevkin yanı ara Çek
Cumhuriyeti'ni görmeyi istemem, bu ya-
nşmaya katılmamın nedenleridir.
IşuıCan
Olimpiyatlara öncelikle bir "meraklı"
olarak kaülmak istiyorum. Paylaşımın,
farkbbklannı tanımanın, tanıtmanın ve
yaşatmanın gerekliliğine inanıyorum.
(N.E.: Sevgilı Işın, iki gündür Ankara'-
daydım. Acaba benî aradın mı? Hâlâ İs-
tanbul'da mısın?)
Neden Beyin Olimpiyatlan?
2. Dünya Beyin Olimpiyatlan'nın yapı-
lacağı bana haber verildiğinde üzüntü ve
sevinç duygulannı birlikte yaşadım. Bü-
yük ilgmin olduğu bir alanda yanşmaya
katılma fırsatı beni oldukça heyecanlan-
dırdı. Hemen ardmdan, verimli sayılabile-
cek pek çok yıhmı benzer organizasyonlar
ya da ortamlarla karşılaşmadan geçirdi-
ğim için üzülmekten kendimi alıkoyama-
dım.
Günümüzde hobi seçıminin; parasal
kazanç, moda ya da ruhsal bağlılık gibi
nedenlerle yapıîmaya başlandığını üzüle-
rek görüyonım. Bana zamanı unutturan,
beni heyecanlandıran ve uğraşmaktan bü-
yük zevk duyduğum "zekâ oyunlan" gibi
gerçek bir hobimin olmasmdan dolayı
kendimi şansb sayıyorum. 12 yıl kadar bir
süre üniversite ortamında bulunmama
rağmen. bu konudakı ilgimi ve deneyimi-
mi paylaşacak ve dolayısıyla motıvasyo-
numu arttıracak kışılerle karşılaşamayışı-
KÜLTÜR BAKANLIĞI
C O C A C O L A
PROG T U R I Z M LTD
KAVAKLIDERE SENETTON
P R E S I D E N T O T E L
mı bir kayıp olarak değerlendiriyorum.
Çağdaşlaşmanın sık sık anıldığı bir dö-
nemde; kültürel evrim basamaklannı tır-
manabilecek, sanatsal ve beyinsel etkinlik-
lere kaübmda bulunabilen ve düşünebilen
insan modelinin gehşürilemediği bir or-
tamda, teknolojik ve ekonomik gelişme
hem yeterli olamayacak hem de zor olan
olanaklar süreklilığini koruyamayacaktır.
Kendiliğınden düşünmeyi arttırmak yeri-
ne ınsan doğasında bulunan bu yeteneği
törpüleyen ezberci eğitim sistemi, cağdaş-
laşma sloganlannın bolca aüldığı bir dö-
nemin en büyük ayıbıdır. Düşünce gele-
neklerine tutsak, düşünmekten adeta
korkmak üzere koşullandınlmış olan kit-
leler, taşıdıklan hastalıkJanm bulaştırmak
için fırsat aramaktadırlar. Bu bulaşıahk
zincirini kırmak; kendihi kalıplaşrnamış,
çağdaş sayan her ınsanın önemli görevleri
arasında olmalıdır.
Düşünmek
Epihormus;(*) "İnsan düşünce ile görür
ve duyar; her şeyden yararanan, her şeyi
düzene sokan, başa geçip üreten düşünee-
dir; geri kalan her şey kör, sağır \e eansız-
dır" derken düşünmenın taşıdığı büyük
önemi vurgulamaya çalışmıştır. Gerçek-
ten, "düşünme yeteneğTnin insanın tek
ayncalığı olduğu söylenebilir. Bu yetene-
ğın iyi ya da kötüye kullanılması yine insa-
nın, daha doğrusu düşüncenin kontrolu
altındadır.
Düşünebilmek, yaşam boyu sürecek_
olan eğitim ile şekillenir. Eğiümden ka-
zanamız daha iyi ve daha akıllı olmak ol-
mahdır. Ancak, ezbercı eğitim sistemi üe
Tann sözü gibi belleğe yapıştınlan basma-
kalıp her düşünce, düşünce sınınnı daral-
tan yeni bir çizgıdir. Üzülerek belirtmek
gerekir ki günümüz insanının çızgilerinin
sayısı, sanılanın aksine artmaktadır. Dü-
şünce alanı daraltılmış, herkesin konuştu-,
ğu gibi konuşan. herkesin düşündüğü gibi!
düşünen birbırinin benzeri bireyler, ortakj
çarpan parantezıne alınabileceğinden bir
gün toptan yok olma tehbkesi ile karşı
karşıyadırlar.
Bu nedenle, dünyanın yuvarlak olmadı-
ğını kanıtlamaya çalışan bır okul öncesi
çağı çocuğunun, bu çabası saygıyla karşı-'
lanmalıdır. Eleştirel düşüncenin kullanıl-
ması ile bulunan doğrular ve yanlışlann ne
kadar sağlıkh olduğu açıktır.
Düşünselspor
Düşünme yeteneğinin kazanılması ve
korunması bır çaba gerektirir. Bu çaba bi-
rey ve toplum düzeyinde çeşitli mekaniz-
malan harekete geçirmelıdir.
Zeka oyunlannın düşünebilme yetene-
ğine katkısını küçümsemek, "düşüneme-
meye" güzel bir örnek oluşturur. Son za-
manlarda değışik biçimlerdeki lotarya-
lann sayısı yıldınm hızı ile artarkan. zeka
oyunlannın nadiren anılması dikkat çeki-
ci ve endişe vencidir.
Zeka oyunlan. mükemmel bir düşünsel
spordur. Çoğunlukla öze! bir eğitim ge-
rektirmemesı, var olan eğitim sistemi ile
anlaşamadığını çağnştırmaktadır. Aynca
bu nedenle kıtlelere kolaylıkla ulaşabilir.
Bu tür bir sporun toplumlara verdiği ka-
zanç. her alanda kendini hissettirecektir.
Güzelbk yanşmalan kadar önemsenmeye
başlandığında ıse görevini büyük ölçüde
yerine getirmiş olacaktır.
Zeka oyunlannın birkaç dergi sayfasın-
dan çıkıp, hakettiği ilgili görmesi benim
için büyük mutluluk kaynağı olacakür. İl-
gili ve iddialı olduğum bu tür bir alanda
yanşmak beri oldukça heyecanlandır-
maktadır.
Bedensel faaliyet gerektiren bir yanş-
maya haarlanmak kadar çahşma gerekti-
ren beyin olimpiyatlanna hazırlık devresi-
nin daha uzun olmasını isterdim. Umanm
eski hıamı veniden kazanabilirim!
Yurtdışındaki biliııı insanımızı geri getiremeyiz
PROF DR. ALİ ÖZÇELEBİ
UludağÜniversitesiEğitim"0
Fakültesi Dekanı
"B
25 Temmuz 1993 tanhli Cum-
huriyet, "Be\in Göçünü Durdura-
mad'ık Gitti" başlığı alünda ABD'-
de öğretım üyeliği yapan iki bilim
adamımızı konuk ediyor. Söyleşi-
nin ana teması, beyin göçü. Binlerce
iyi yetişmiş yurt insanımız üniversi-
telerde ya da başka kurumlarda,
başka uluslann insanlanna birşey-
ler öğretiyor; doktor olarak, mü-
hendis. nitelikli işçi vb. olarak hiz-
met veriyor ve ülkemizin bu insan-
lara gereksinimi var. "İyi ya, in-
sanlığa Mzmet ediyoriar, ülkemizi
tanıtıyorlar, bundan gurur duy-
malıyız, östeiik döviz getiriyor-
lar..." demek beni avutmuvor.
• Cumhuriyet'teki yazıyı fstanbul'-
dan Bursa'ya dö-
nerken oİcudum.
Wayne Üniversite-
si'nde ders veren Dr.
Atilla Yaprak, Tür-
kiye'ye çağırsalar,
seminerler düzenle-
mek yüksek meslek
okullanndaki öğret-
menleri eğitmek için
kısa süreU, hâtta te-
melli dönebileceğini
söylüyor. Michigen
Üniversitesi'nde
ders veren Dr. Ta-
ner Çavuşgil, "Geri
dönün. Şurada sizin
yardımlannıza ge-
rek var, deselerdi ge-
hr miydinkr' soru-
suna şöyle yanıt ve-
riyor: "Universiteye
getebileceğimi
sanmıyonun. Türki-
ye'deki üniversite
sistemi içinde, özel-
Klde derlet ûniversi-
telerinde etkifa'
olunamayacağı ke-
sin. Orada büyük bir
hamie yapmanın olanağı yok gibi ge-
Kyor. Ama özel sektöre ya da devlet
sektörüne geimeyi her zaman düşü-
Bürüm" dıyor. Yol boyunca kendi
kendime sordum: "Bu yazıyı ürover-
sitemin İktisadi ve İdari BilimJer Fa-
kültesi Dekanı'na ya da Meslek
Yüksek Okulu Müdnrü'ne versem,
onlar da yürekten ilgilenseler ve bu
iki bilim adamımızı ülkemize, üniver-
«temize kazandırmak isteseler, on-
lar da "olur" deseler neler olurdu?"
Bu soruyu, konuyu bilen bıri olarak
"21 yeni üniversite açtık" diyen,
ama bir türlü çağdaş bir üniversite
yasasını çıkarmaya yanaşmayan sı-
yasaalanmız, sayın YÖK baş-
kanımızın ve üyelerinin, tüm insan-
lanmızm okunmasını dileyerek şöy-
le yanıtlayabiliriz:
Önce kadro defteri açılır ve ilgili
anabilim dalında kullanılabiür yar-
dıma doçent kadrosu olup ol-
madığına bakılırdı. Varsa sorun ol-
mazdı. Dekan, ilgili bölüm başkanı-
na konuyu açar, kadroyu ilan edip
etmeyeceJdennı sorardı Bölüm
başkanı anabilim dalı başkanına
sorar, kısaca üçü de olur derse ilk
adım atılmış olurdu. Bu durumda
üniversitenin toplu kadro ilanını
vermesini bekJemek gerekirdi. Bu
>ılda en çok iki kez yapılır. İsterse-
niz işlemlerin başlangıç tarihi ola-
rak 1 Ağustos 1993 tarihini alalım
ve olacaklan zamandizinsel sıra
içinde kısaca anlatahm. Bu işlerin
konuşulması en az üç beş gün sürer.
Durumun Michigan Wayne Üni-
versitesi'nde çalışmakta olan Sayın
Dr. Attila Yaprak'a ya da Dr. Ta-
ner Çavuşgü'e bildirilmesi gerekir.
İkinci bir yaaşma olmasın dıye,
Yaprak'ın Yard. Doç. Dr. atandığı-
nda eline son zam dahil yaklaşık altı
milyon lira (525 S) geçeceğini söyle-
mek nezaket gereğidir. Aynca kad-
rolann ilanının kesin olmamakla
birlikte ekim/kasım aylannda çıka-
bileceğinı, ancak hangi gazetede
hangi gün çıka-
cağının bilineme-
yeceğini(l), bu ne-
denle Türkıye'de
çıkan tüm büyük
gazeteleri izlemesi,
ilanın çıkışını izle-
yen on beş gün
içinde sınavına gı-
receği yabana dili
belirten bir dilekçe
ve özgeçmişle ilgili
fakülte dekanlığı-
na başvurması ge-
reküğini bildiren
bir resmi yazı gön-
derilmesi gerekir.
(îlanın gözden
kaçma tehlikesine
karşın, tanhsız bir
dilekçeyle hemen
başvurmasını iste-
mek en güvenli
yoldur. Ama bunu
her dekan düşün-
mez ya da yap-
maz.) Bu mektup
on beş günde Mic-
higan'a gider. İste-
nen dilekçe ve bel-
geleri hemen gönderdiklerini varsa-
yabm. Bu başvuru ve eklen süme-
nin içinde bekletibr. ilan çıkınca iş-
leme konup adaya bildirilebibr. (Bu
durumda da büyük bir haksızİığa
neden olunur, çünkü ilanı gazetede
göremeyenler, bu ayncabk onlara
da tanınmadığj için başvuruyu
kaçınrlar.
Neyse bu etik sorunu bir yana bı-
rakabm.) Başka tersbkler olmazsa
ve Sayın Yaprak'ın devlet hızmetin-
de çabşüğı yıllarla yardımcı doosnt-
lik kadro derecesi denk düşerse di-
lekçe işleme konur. Bu arada kasım
1993'e gelinmiştir. îlana başvuru
süresi olan on beş günün bitimini iz-
leyen ilk Fakülte Yönetim Kurulu'-
nda 'Yardımcı Docentiik Yabancı
Dil Jürisi" ve sınav tarihi saptanır.
(Bkz. 2547 Sayıb Yüksek Öğretim
Kanunu, Madde: 23).
Sınav tarihi (en erken kasım ayı
sonlanna doğru birgün) Miçhı-
gan'a Sayın Çavuşgü'e bildiriür.
Mektup eline vaktinde geçerse
Sayın Yaprak'ın çalıştığı ünıversite-
u yazıyı
üniversitemin
İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi
Dekanı'na ya da
Meslek Yüksek
Okulu Müdürü'ne
versem, onlar da
yürekten
ilgilenseler vebu
iki bilim
adamımızı
ülkemize,
üniversitemize
kazandırmak
isteseler, onlar da
"olur" deseler
neler olurdu?"
, ML OUtİO PU
ı 6tiRAVA PiKENLi
s,
den izin abp, bu sınava girmek üze-
re Bursa'ya gelmesı gerekir.
Sınavsız muaf olunmaz
Michgıgan Üniversıtesfnde ulus-
lararası işletme dersi veriyor obuası
İngiUzce sınavından "muar tutul-
masını sağlayamaz. Mutlaka gele-
cek ve kendisinden daha az îngilizce
bilen üç öğretim üyesi tarafmdan
yabana dil bilgisi ölçülecektir. Sına-
va girer ve hemen Michıgan'a dö-
ner. Başardığı takdirde ("başardığı
takdûrde" diyoruz çünkü tersi de gö-
rübnüştür) sonuç kendisine bildiri-
br. doktora teziru ve öteki bıbmsel
yayınlanru dörder kopya haarlaya-
rak ilgili fakültenin dekanlığına
göndermesi istenir. Bu da bir ay sü-
rer ve arabk ayma gebnir. Bu arada
fakülte yönetim kurulu toplanır ve
en az birisi başka bir üniversiteden
olmak koşuluyla bilimjürisini behr-
ler ve Dr. Yaprak'ın göndereceği
dosyalardan üçünü bu jüri üyeleri-
ne iletir. Yasa geregi bir ay içinde
rapor yazmalan istenir. Yazarlarsa
sorun yoktur, ama yazmazlarsa
(adayı tanımazlarsa, öğrencileri de-
ğılse çogun acele etmezler ya da hiç
yazmazlar. çünkü denleri, işlen
çoktur: bu işler paralı, rapor yaz-
maksa parasızdır), anımsatmaktan,
rica etmekten başka yapılacak şey
yoktur. (Asbnda jüri düşer, yenisi-
nin oluşturulması gerekır, bu da
yeni bir kırs beş gün demektir, bu
nedenle sabrediür.) Raporlar olum-
lu geb'rse, fakülte yönetim kurulu
konuyu görüşür ve atamanın rek-
törlüge öneribnesine karar verir.
Ocak ayının ortalanna gebnmıştir.
"Tamam bu iş oMu" demeyin saîun,
henüz işin başında sayılınz. Rektör-
lük Sayın Çavuşgü'den ayn ayn
doldurulacak beş (yoksa alü mı?)
kopya güvenlik formu yanında. nü-
fus cüzdan örneği, mal varbğı bil-
dirimi ^ter. Mektup zamanında
yazıbrsa on beş günde gider Michi-
gan'a, adayın bunlann isteneceğini
biliyor ve hazırlanmış bekb'yor ol-
duğunu, hemen yanıt verdığini var-
sayarsak bir ay geoer ve şubat ayına
geliriz. Sıra güvenlik soruşturması-
na gelir, artık üç ay mı altı ay mı sü-
rer tann bibr. En azından alabm ve
iki ay sürdü diyelim. Nisan ayında
atama gerçekleşir, kararname Mic-
higan'a Dr. Yaprak'a postalanır.
"Tebelluğ" ettikten sonra on beş
gün içinde, çabştğı kurumdan ilişi-
ğini kesip, eşyalannı toplayarak ge-
üp göreve başlamak zorundadır.
Ama istenirse işlemler ağırlaştınla-
rak zaman kazandınlır. Gebnesi
gerçekten istenmijorsa, kolayca
"müstafi'' sayılabiür.
Bozdur bozdur harca
Türkiye'de bir kurumda çalışıyor
olsaydı, kendısi eşi, çocuklan ve
eşyalan için az da olsa bir yo] parası
ödenirdi. Ama ABD'de çabştığı,
sözleşmeli yabana uyruklu öğretim
elemanı olmadığı için tüm masraf-
lan kendisi karşılayarak Bursa'ya
gelecektir. Lojman alabibnesi için
iki üç yıl sıra beklemesi gerekir. Ça-
resız ev tutacakür, bu da alaçağı
maaşın yansının değilse üçte birini
götürür. Devlet ona dört yüz bin
lira kira yardımı yapacakür. Çocuk
başına da kırk bir bin bra. İki yüz
elli bin lira aile unutuyordum az
daha. Ama tüm bunlar altı milyon
liranın içindeydi zaten. Bilim adam-
lanmız ev kirasından geriye kalaru
bozdurup bozdurup harcayabilirler
artık. Yetmez mi diyorsunuz, o za-
man dışarda gizJi (asbnda apaçık)
ek (asbnda asıl) işler bulurlar, üni-
versite ikinci, üçüncü işleri olur.
Bu senaryo, adaylann gerçekten
istenmeleri ve işlerin yolunda gitme-
si durumunda geçerbdir. Şimdi
başa dönelim başka bir senaryo ya-
zalım: İşletme bölümünün ilgili
anabilim dalında kadro yoksa ya da
var da "izinli". yani "kullanılabilir''
değilse, başka bir anabıbm dab-
ndan kullanılabilir bir kadronun o
anabilim dabna aktanlması ya da
izinsiz kadro için izin abnması gere-
kir. Bunun için anabilim dalının bö-
lüm başkanlığına, bölüm baş-
kanlığının dekanlığa, dekanbğın
rektörlüğe, rektörlüğün YÖK'e
yazması gerekir. Kadro fakültenin.
hatta bölümündür, ama başka bir
anabilim dalında kullanılması izni
gerektirir. (Ben bunu birine örneğin
yalnızca mektup yazmak için veril-
miş bir kaleme benzetirim hep. Ma-
kale yazmak için kullanmak ister-
seniz kalemi size verenden yeniden
.izin almanız gerekir. İşte YÖK'ün
manüğı budur.) Bu da en az üç ayı
gerektirir. Ağustos. eylül, ekım der-
ken ilan dönemi geçer, ilan için alü
ay daha beklemek gerekir. Ya da
ilan, bu kadrolann aktanlma yazısı
gebnceye kadar bekJeülir. Bu du-
rumda tüm fakülteler eb' kolu bağb
beklerler.
Bır başka olasıbk daha vardır,
Sayın Dr. Attila Yaprak'ı kimse
tanımıyordur, oysa anabilim dab-
ndaki hocalardan birinin doktorası
bitmek üzere bır araştırma görevlisı
vardır. Kendi öğrenasidir, ne derse
yapmaktadır... Yerine derse gir-
mekte. sınav kâğıtlannı okumak-
tadır. (Başka işler de yapmaktadır
ama bunlan yazmayalım ayıp olur.)
O hoca, bölüm baş-
kanına, o da dekana
rica eder. dekan on-
lan kıramaz, kadro
sıkınüsı vardır. kendi
ögrencıleri mağdur
olmasın diye kadro
ona saklanır. Sayın
Dr. Çavuşgil unutu-
lur ya da başvurusu-
na, kadro olmadığını
üzüntüyle bildiren
bir yaıut yazıbr.
Aynca, ABD'de bir
üniversitede ders ve-
ren birinden ürküjür,
rahatsız olunur. Öğ-
renciler karşüaştırma
yapabüirler. Ya da
yeni birinin gelmesiy-
le ek derslerde pa-
ralannda azalma
olacaktır. O zaman
fısıltı gazetesi devre-
ye girer: "Duyduğu-
ma göre bu arkadaş
çok huysuz, geçimsiz
biriymiş... Gazetede-
ki resmini gördünüz
mü? Bıyıklan Yeğen
Hüsnü'nünkine ben-
ziyor, gözlukleri de var..." Ya da
"Keci sakallı, züppe birine benzi-
yor... Gelmez canım, orda ayda beş
bin dolar alıyordur avda, beş yüz yir-
mi beş dolara gelir mi?" denir. (Söy-
leneceklerin içinde yalan olmayan
tek şey bu sonuncusudur.) Bu du-
rumda da engellenn aşıldığım ve
atama aşamasına gelendiğini var-
sayabm. En büyuk engel sırada
beklemededir: Güvenlik soruştur-
ması
Güvenlik Soruşturması.
Güvenlik soruşturmasının
aşamalanyla ilgili varsayımlarda
bulunmak istemiyorum. Ama Dr.
Yaprak gençbğinde bır derneğe üye
olmuşsa, bir göstenye kaülmış res-
mi çekilmişse, Türkiye'de ya da
ABD'de bir derneğe üye olmuşsa ya
da sakmcab bir konuda makaleler
yazmışsa pekâla işler ters gidebüir.
Atama yetkisi olan rektör gölgesin-
den korkan biriyse ya da siyasal bir
görüşe bağlıysa...
Bu gerçekçi, olmuş. yaşanmış (2)
senaryolan aynntılamadan, abart-
madan yazdım. Daha beter bü-
rokrauk engellerduydum, gördüm,
sabırb bir yönetici olarak aşmaya
çahştım, çabşıyorum. Yukarda ör-
neklediğimiz bitmez işlemler yalnı-
zca yardıma doçent atamasında de-
ğil. araştırma görevlisinden profe-
söratamasına kadar tüm aşamalar-
da üç aşağı beş yukan böyledir.
Bunu üniversitelerde çabşan herkes
bilir.
Sonuç olarak, "Türkiyedeki üni-
versite sistemi içinde. özellıkle dev-
let üniversitelenndeetkıb olunama-
yacağı kesın", diyen Çavuşgü'e hak
vermemek, orada, yurtdışında
çalıştıklan için onun gibileri kına-
mak olanaksız. O halde gerçek bir
üniversite reformu yapamazsak bir
yere varamayacağımız kesın. Belki
çözüm o denb karmaşık değil. Sayın
Rektörüm Prof. Dr. Ayhan Kızırm
dediği gibi, hep
ömek gösterilen
ABDdeki uygu-
lamaya benzer
biçimde, üniver-
siteleri parab
yapmak ve öğre-
tim elemanlannı
sözleşmeli çabştı-
rmak gibi iki
maddelik bir dü-
zenleme sorunu
büyük öjçüde çö-
zebibr. Universi-
teler arasında
gerçek yanş o za-
man başlar. İyi
öğretim elemanı
sağlayan üniver-
ÇallŞtlklan lÇİn Onun siteler, iyi ve
gibileri kınamak
olanaksız. Gerçek
birreform
onuç olarak,
"Türkiye'deki
üniversite sistemi
içinde,devlet
üniversitelerinde
etkili
olunamayacağı
kesin", diyen
Çavuşgü'ehak
vermemek,
yurtdışında
varsıl öğrencileri
çeker, (yerli ve
yabancı özel bse-
lere seksen mil-
yon b'raya varan
yapamazsak bır yere yıM ücreder
varamayacagımız
kesin.
ödendiğini unut-
mayabm,) yoksul
olanlara burs ve-
rir ya da Bilkent
Üniversitesi'nin yaptığı gibi burs
sağlar. Gerçek özerklik para ve ata-
ma konulannda tanınacak özerk-
bktir. Gerisi göstermehk özerkbk-
tir. Belkı siyasaalara da anlatmak,
birkaç maddebk yeni bır üniversite
yasasını tartışmaya açmak gerek.
Umanm çok geç kabnmadan bir-
şeyler yapılır.
(1) İlanlar topluca Basın İlan Ku-
rumu 'na gönderilir. Kurum hangiga-
zetenin kotasma denkgelirse o gaze-
teye verir ilanı. Çıkınca Uludağ Üni-
versitesi Rektörlüğü'nebildirir. Rek-
törlük de dekanlüdara duyurur. Bu
arada başvuru süresi on beş günün
yarısı ya da tümünü geçebilir.
(2) Bu konuda rekor benimdir
sanırım on altı yıldır baska bir üni-
versitede çalışıyor olmama karşın,
ilana başvuruşumdan Bursa 'ya geli-
sim arasmda bir yûı aşkın bir süre
geçmişti, üstelik eski rektörümüz Sa-
yın Balkır epeydirgelmeyengüvenlik
soruşturmamın sonucunu bekleme-
den kararnameyı imzalamıstı.