Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28AĞUSTOS1993 CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
Rebetolojiya da Ege Blues Çeviri ve Derteme: SELÇUK UZUN
4
Hüznün ve coşkunun bir
arada yaşadığı efsanevi
Rembetiko'nun artık bir tek
ustası aramızdadır.
"Rembetiko'nun yaşayan
son kralı" Mihalis
Yenitsaris, 1930-40'h
yıllann Atinalı Rembetisi.
ebetikomüağLRebetes'lergıbiküçük
çok-uluslu gruplann, Yunanlılann
yaşadığı bölgenin yerel müzik gelene-
ğinı aktardıklan, entegre etükleri
kûçük Asya halklannın ritmlerinıp melodilennın
bir kanşımını yansıtmaktadır. Bu gruba Istanbul
ve Türkiye'nın diğer yörelerindekı Yunanhlar,
Arnav-utlar ve Yahudıler de dahildir. Bu grupla
konuşulan dıl. Yunanca idi. Rebetiko tipık melo-
dikritmik rengini. önemli ölçüde küçük Asya
halklannın Osmanlı müziğine borçludur. Ancak
diğer etkilerin izleri de unutulmamalıdır: Çinge-
neler, Arnavutluk, Sırbistan, Bulgaristan Ro-
manya, Güney Rusya ve Kafkasya, Suriye (Bi-
zans müzik ve mimarisinin kökeninin burası ol-
Bağlama ustası Papaoyannos, bir kahvede sağ elinin bütün hünerini ortaya koyarak küçük bir
gösteri yapıyor.
iVazi işgali ve direniş
yıllan denince akla
"Saltadoros"u, "Mangas"ı
ile efsanevi Yenitsaris gelir.
Mihalis Yenitsaris,
Rembetiko'nun İzmir'den
sonra ikinci anavatanı olan
Pire'de 1917'dedoğmuş.
Sonra yavaşca yûkselen pasajlar. Ardından san-
ki eski tonu yakalamak için geriye dönüş. bu ton-
lan tekrarlama. Sonra bu tondan kopmak isti-
yormuşçasma hızh bir kopuş, ama tekrar bu
tonu yakalamak için.
Müziği duyunca, sanki oynamaya zorunlu bi-
rinin ortaya çıkışı. Kendinden geçmiş. gözleri
yan kapah. dudağmda cigarası. Dengede kal-
mak zorundaymış gibı kollannı ıki yana açarak,
yavaştan daireler çizmek. Zorlaşan fıgürler.
kıvrakhk, ani sert hareketler, yere doğru hızlı çö-
melişler. havaya sıçramalar ve dönmeler. Bir şey-
leri anyormuş. ayaklan üzennde sağlamca du-
rarnıyormuş. sanki süreklı yönünü bubnâya
çalışıyormuşcasına hareketler.
Rembetiko'nun sonkralıduğu varsayıhr), Mısır, Mağrep ve Hindıstan'-
dan Yunanistan'a gelmişlerdir. Rebetes'ler arası-
nda çok iyi tanınan Şelanikli ünlü Yahudi kadın
şarkıcı Taniederas. İspanya Yahudilerinin (Se-
fardim) Romanzen"lerinden bırçok unsunı da
Rebetika'ya taşımıştır
Yaşayan son Rembetis
Hüznün ve coşkunun bir arada yaşadığı efsa-
nevi Rembetiko'nun artık bir tek ustası aramı-
zdadır. "Rembetiko'nun yaşayan son kralı" Mi-
halis Yenitsaris. 1930-40İı yılların Atinalı Rem-
beüa. Nazı işgalı ve direniş yıllan denince akla
"Saltadoros'*u. "Mangas"ı ile efsanevi Yenitsaris
gelir. Mıhaus Yenitsans, Rembetiko'nun İzmir'-
den sonra ıkincı anavatanı olan Pire'de 1917*de
doğmuş. Babası liman ışçisi olan Yenitsans, Pı-
re'nin eskı çekirdeğı olan Ayasofya'da doğmuş
vehâlâdaorada. Altı kardeşler. Babası onunla ıfti-
har ettigi için okula gönderir. Okul acmaz onu.
Ön kapıdan girer arka pencereden okulu kırar.
On yaşında ıken evlennin karşısındaki bir bahçe-
li lokale takılmaya başlar. Burası en eski bağla-
macı Giorgps Batis'e aittir. „ , -
Batıs. Yunanistan'da buzuki ve bağlama ile illc
plak yapan Rembetıkocudur. Yenitsaris, akşam-
lan oyun kursu veren Baüs'in lokalinde latarna
döndürür ve 5-10 drahmi ile yolunu bulur. Baa
akşamlar bu lokalde zamanın usta buzukicileri
toplanır. Bunlardan biri de Markos Vamvaka-
ris'tir. Markosun buzukisi çarpar Yenitsaris'i.
Daha sonra Markos'un oğlu ile birlikte burasını
buzuki merkezi yaparlar. Ozamanlar buzuki çok
tanınmıyordu. Hemen hemen sadece kodeste
çalınıyordu. Kodesten çıkan ve buzukisi ya da
bağjaması olanlar dışanda çalmaya devam eder-
lerdi. Böylehkle buzuki. tanınmaya ve sevilmeye
başlandı. 1935'te Markos, Pire'nin Kokkinia
semtinde kendi meyhanesinı açar. Yenitsaris ilk
defa burada buzukisıyle sahneye çıkar. Birkaç
hafta, her akşam burada çalar. Ama polis nasılsa
bir gerekce bulup kapatacakür meyhaneyı. Ye-
nitsaris bır müddet daha buzuki çalar.
Tabancalarkonuşuyor
Ardından İkınci Dünya Savaşı ve Nazı işgali
dönemi başlar. Yenitsaris. EAM ELAS'ta dire-
nişe katıhr. 1944 yılında 2 yıl hapis yatar. Çünkü
Metaksas diktatörlüğü döneminde "kamuoyu
için tehlikelT'dir. 1953 yılında Yenitsans. Rem-
betıko dün>asından çekilir. 20 yıl Atina pazan-
nda manavcılık >;apar. Bır gün Hias Petropulos
çıkıverir ortaya. Öneeleri buzukiye elini sürmek
istemez. Ama Petropulos onu ikna eder. 1972
yılından itıbaren Yenitsaris tekrar Rembetiko
dünyasındadır. Yer yerinden oynar. Rembetiko
artık popüler olmuştur. Yenitsaris o zamanlan
şöyle haürlar: "Lokal sahipleri buzukicileri kendi
lokaüerine angaje edebilmek için tabancalannı ko-
nustunırlardı. O zaman çok az buzukici vardı. Ke-
limenin tam anlamıyla. buzukiyi biz çukurdan ve
yeraltı dünyasından getirdik ve geliştirdik. O za-
man buzuki çalan, ya bir kurşunu ya da bıçaklan-
mayı göze almahydı. Akşam saat sekizden sabah
dörde kadar, bazen de altıya kadar boğazımE ve
parmağımız ağndan dayandmaz hale gelinceye
kadar, hiç ara vermeden çalardık."
Yenitsans denince akla hemen "Saltadoros"
ve "Mangas" gebr. "1940'da savaş başladığında.
çoğumuz buzukimizi bırakmamıştık. Çalacağımız
birkaç meyhane ve tavema vardı. O dönem kara-
borsa canİanmıştı. Bazıları karaborsacı, bazılan
dolandmcı olmuştu. tşgal ordusunu soyanlara
'SaltadorF denirdi. Askeri kamyona arkadan at-
larlar, ne tarsa çalarlardı. Lastik. benzin bidonu,
gazyağı vs... O zaman bunlar çok para ediyordu.
Biz de o sıralarda Saltadori'lerin takıklığı lokal-
lerde çalardık. Bu şarkı öylesine popüler oldu ki
Yıl 1964. Rembetiko yıllaı gectikee modern aletlere kadar j ansıyor. İşte o yılların ünlü gruplan-
ndan birinde Marinela ve Kazancidis.
sarhoş Nazi askerieri bile söyler olmuştu.''' "Salta-
doros" bir Zembekikos'tur, 194142 vıllannda
bestelenmiş ve yıllarca yasaklanmışür. Ünlü halk
şarkıcısı Yorgos Dalaras'ın Rembetiko albü-
münde yer almasıyla gün yüzüne çıkmışür. Yu-
nan cuntasının yıkılmasından sonra ilk defa ser-
bestçe söylenebilmiştir.
"Şarkıyı annem ve babanun haberi ounadan
gizlice kayıt ettirmiştim. O dönem buzuki çalmak
yasaknve>üzkarasıbirşeydi.Hâlâhatırlatırıın.An-
nem kapının önünde duruyordu. Evin karşısuıdaki
lokalde, kalın iğneli bir fonografla kayıt
yapümıştı. Lokal sahibi. anneme bağırarak
'Hanım, şimdi oğlunuzu dinleyebilirsiniz' demesiy-
le annem sesimi duyar plaktan. Annem çügına dö-
ner. Saçınt-başım yolar, vüzünü tırmıklar ve feryat
fıgan içinde bağırır: 'Bizi nasd böyle rezil edebÛir-
sin? Niçin yaptın bunu? Dünya alemin seni dinle-
mesinden utanmıyor musun? Rezil ettin kendini.'
Annem, komşulardan utandığı için iki hafta evden
hiç çıkmadı."
1937 yılında Yenitsaris'in bestelediği "Man-
gas", ilk ve en popüler türdür. 1935 yüında 18
yaşında yazmışur. "Mangas" elli yıldan beri bu-
zuki ve Rembetiko repertuvannın değişmez
şarkılanndan bindır.
Yenitsaris'in besteleri arasında iki tanesı özel-
likle Yunarastan'daki politık aelışmelerle ilgili-
dir 'Stelios Kardaras". 1944 yılında Zembeki-
kos türünde yazılıp bestelenmiştir. Şarkı. 18 yaşı-
ndaki bir direnişçi için yapılmışur. Stelios K.arda-
ras. Nazi işbirükçısı hükümet birlikleri tarafı-
ndan Ayios Yannıs Rendis Meydanı'nda asılır.
Birkaç ay sonra. Yorgos Dalaras'ın sözlerini
vazdığı bu şarkıyı Yenitsaris, ELAS'ın Kokki-
nia'dakı Ayi Nikola Me>daru'ndakı bir gösteri-
sinde ilk defa çalmıştır. 1980'U yıllann sonuna
kadar yasaklanmıştı bu şarkı.
Yenitsaris'in bir başka şarkısı da w
Aris Veluki-
otis" içindir. Velukiotis, ELAS Kurtuluş Ordu-
su'nun efsanevi bir "Kapetanios"udur. 1945 Ha-
ziranı'nda, kesik kafası Tnkkala Meydanı'nda
teşhir edilmişür. Bu ünlü komutan, Stalino ko-
mürust partisi tarafından hain ilan edilmiş ve o
da intihar etmişür. Daha sonra faşıstler de ka-
fasını kesmişlerdir. 1974 yılına kadar bu şarkının
yayınlanması ve söylenmesi yasaklanmıştı.
Dcli dolu fırtına gibi bırbinnı izleyen tonlar.
Kalabahk bir kumpanyanın eşlığinde. bir sesın
haykınşı: "Kor oluvorum, kor oluyomm, körükle
ateşi/Boğuluyorum, denizin dibine at beni." Tek-
ke'de kadınlı erkekü taşlaşmış jüzler? Bırkaç
damla gözyaşı, derin iç cekışler. Bır köşede ef-
karb yüzler, derin bir nefes çekiyorlar nargjlele-
rinden. Hızını alama>an bıri, kıpkırmızı şarabını
döküyor masanın üstüne. Nargilesi tatlı, yaşamı
zorlu bir Mangas, bileğini kesiyor bjçağıyla.
Yanık sesli kadının haykınşı çınlatıyor Tekke'yi:
"Kor oluvonım, kor oiuyorum, körükle ateşi/
Boğuluyorum, boğuluyorum, denizin dibine at
beni." '
Rembetiko dünyasının hüznü
Her dınleyişimde bir hüzün kaplar içimı. Ne
zaman dinlesem. boğaam düğümlenir. Soranm
kendıme her defasında: "Bir insanın sesi nasd olur
da hem bu kadar hüzünlü, hem de bu kadar coşku
verici olabilir?" Gözlenm kapah, dudağımda ci-
garam. rakının buruk tadı, beni yıllar öncesine,
1930'lann Piresı'ne. salaş bir tekkeye götürür.
Delı dolu, fırtına gibı birbirini izleyen bir müzik-
le. buzukisiyle yanıbaşımda Markos. Bıçkın bir
Mangas kendinden geçmiş oynuyor önümde.
kulağımda Rosa'run, Marika'nın, Rıta'nın. So-
üria"run yanık sesleri. haykınşlan. Yüreğim da-
rabyor. beynimde bır uğultu. Nefes almakta zor-
luk çekıyorum. Sıkıntı basıyor her yanırru. Sanki
vüreğim bu sıkmtıya dayanamaz gibi geliyor.
Boğuluyorum.
Bırden gözlenmi açıyorum. Neredeyim ben?
Nerede Mangas. Markos? Nerede Rosa? Derin
bır nefes çekiyorum cigaramdan. kocaman bir
>udum aliyorum rakımdan. İçımi bır ferahlık
kaplıyor. Yavaş yavaş nefes almaya başlıyorum.
Her defasında Rembetiko dünysasından başka
bır hüzün, başka bir hasret. başka bir bunık tatla
döküyorum. Tekrar tekrar dinlemek istiyorum
hu yüzden.
Rembetlerin ana özeüiği
Gözlenmın önünden "Rembetikow
daki Mari-
ka'nın bır buçuk saate sığan yaşamı geçiyor kare
kare. Onun hasret ve hüzünle dolu yüreğindeki
kor. artık sönmek üzeredir. Ege'nin hırçın dalga-
lan sakınleşmektedır. Artık. belkı de kayıtsız bir
razı oluşun eşığindedır. Son çırpınışlardır bunlar.
Ege kıyılannın batısında, dalgalann hışırtısı ile
birlıkte bu hasrete ve hüzüne. artık vücuda yük
olmaya başlayan yürek. kendıliğinden son vere-
cektir.
"Bu akşam. Thomas'uı tavernasına gel/Sana
öyle bir bağlama çalanm ki/melek bile dünyaya
iner, çifteteUi oynar/Tam havaya girmişken/
keman sesiyle kendinden geçersin/santuri ve ke-
manla şeytan bile oynar/TTıomas'ın tavemasmda
keyfımiz kı\ak/.\rkasında varını Babis açıklaya-
cak/Georgakis kemanı çaİdığında saçuu başını
yoiarsın/Marika'nm tamburini ile baştan çıkar-
sın."
Kendine özgü yaşamından. yaşam felsefenden
hangı koşulda olursan ol taviz vermemek. Bu
Rembetlenn ana özelliğidir. Bu uğurda hapse gi-
rerler. aa çekerler. ölümü göze abrlar. Ve yaşamı
büyük bir tutkuyla yaşarlar. Bu özgürlüklerinin
kendilerine getireceği sonuçlara kaüanırlar. Öz-
gürdürler, bu özgürlüklerden bir adım geri at-
mazlar. Onlann Rembetıko'yu >aratmalannın
nedeni, özgür oluşlannın doğal bir sonücudur.
Ben Rembetiko'da. Rembetiko'yu yaratanlar-
da bu özgürlüğü, bu tutkuyu, bu yaşam felsefesi-
ni görüyorum. Hüznü ve coşkuyu Rembetiko'da
yaratan bu efsanevi insanlar. Ege'nin ınsan-
landır, "Ege'nin Blues'udur."
BİTTİ
ÇALIŞANLAREV SORULARI-SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL
Üniversitede Görev Alacağım
Soi"U: Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli olacağım.
Bir üniversiteden öğretim görevlisi olarak görev almam
istendi.
Ben de bu üniversitede görev alacağım. Ancak üniversi-
tede görev alırsam, SSK'dan aldığım emekli avlığuıı da
kestirmem gerekiyormuş. Sigortadaki çalışmalarnnı
Emekli Sandığı'na aktararak çalışmamın miimkün ola-
cağı söylendi.
Üniversitede görev alırken sigortadan aldığım emekli
aylığını kestirmem şart mı?
YANIT: TC Emekli Sandığı Yasası'nın 99. madde-
sinde:
"Emekb, adi malullük, vazife malullüğü, dul veya yetim aylığı,
son hizmet zammı alanlardan hiçbir şarta bağlı olmayan emekli-
lik hakkı tanınan vazifelere tayin edilenlerin aylıklannın tamamı,
bu vazifelere ta^inlerini takip eden ay başından itibaren kesilır"
denılmektedır.
Bu madde uyannca TC Emekli Sandığı'ndan emekli aylıklan
alanlann yeniden ve Emekli Sandığı'na bağlı emeklılik hakkı ta-
nınan bır göreve atandıklannda, emekli aylıklannın kesileceği
tartışmasızdır.
Sigortadan yaşlıhk aylığı almakta olanlar ise bu madde kapsa-
mı dışında tutulmuştur. Bır başka anlatımla, SSK'dan yaşlıhk
aylığı alanlar Emekli Sandığı kapsamında çalışmaya başlarlarsa
bu maddeye göre yaşlıhk aylıklan kesilmez.
Yine TC Emekli Sandığı Yasası ek madde 1 l'e göre:
"TC Emekli Sandığı Kanunu'na tabi daire, kurum ve ortaklık-
larla bunlann Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabı işyerlerinde
emekliliğe tabi olmayan ücretli, geçici kadrolu veya yevmıyeli
hizmetlere tayin edilen emeklilerin, buralarda çalıştıklan sürece
emekli aylıklan kesilır."
Bu maddeye göre de Emeklı Sandığı'ndan emekli aylığı alanla-
nn, Emekli Sandığı Yasası'na bağlı bir kamu kurumunda ve sı-
gortalı olarak çalışmaya başladıklannda Emekli Sandığı'ndan
aldıklan aylıklann kesileceği vurgulanmıştır.
Ek madde 1 l'de Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşhlık aylığı
alanlann aylıklannın kesilmesine ilişkin bir kısıtlama getirilme-
miştir.
5434 sayılı Emekli Sandığı Yasası'nda Sosyal Sigortalar Ku-
rumu'ndan yaşlıbk aylığı alanlann Emekli Sandığı Yasası kapsa-
mında görev aldıklannda. sigortaca bağlanan aylıklann kesilece-
ğıne ılışkın bir hüküm bulunmamaktadır.
Sosyal Sigortalar Kurumu'nca bağlanan yaşlıhk aylıklannın
hangi durumda kesileceği. Sosyal Sigortalar Yasasf nın "yaşlıbk
aylığı alanlann yeniden çalışmalan" ile ilgili 63. maddesinde be-
lirlenmiştir.
Bu belirlemede, sıgortanın bağladığı yaşlıhk aylığının kesilme-
si, sıgortahnın isteğıne bırakılmıştır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 63, B maddesine göre
"yaşlıhk ay lığı almakta iken sıgortalı olarak çalışmaya başlayan-
lann yaalı talepte bulunmalan halinde yaşhbk aylıklannın öden-
mesine devam olunur."
Görüşümüze göre üniversitede ve Emekli Sandığı Yasası kap-
samında görev almanız, Sosyal Sigortalar Kurumu'nca bağla-
nan yaşlıhk aylığmızın kesilmesine neden olmaz.
POLTnKAVE
MEHMED KEMAL
Suya Versin BahçıvaıuErmenıstan-Azerbaycan savaşı kötüye gidiyor. Bir
yandan kendi aralarında çatışıyorlar, bir yandan datop-
rak yitiriyorlar. Sürekli el değiştiren kentlerden biri de
Fizuli. Azeriler yitirilen kente Fuzuli diyorlar, biz ünlü
şaire... Onlar Fuzuli'yi 'i' ile yazıyorlar, biz u' ile yazıyo-
ruz.
Şair Fuzuli'nin iki ünlü yapıtı var. Biri "Şikâyatname",
öteki "Su Kasidesi". Ünlü şairi Vakıf'tan üç beş kuruş
maaşa bağlamışlar. Gidiyor, geliyor bir türlü alamıyor.
Tutuyor, bir "Şikâyetname"döşeniyor:
"Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar, hüküm
gösterdim faidesizdir diye mültefitkılmadılar."
Şikâyetname bir düz yazıdır. Kafiyeleri vardır, vezni
yoktur. Böyle yazılara seci derler.
Su Kasidesi de suya bir övgüdür. Tanrı kimseyi susuz
komasın. Bundan birkaç yıl önce istanbul susuz kaldı.
Barajlar, göller, göletler kurudu. Kıyı kentlerden tanker-
lerle su taşındı. Kuruçeşme'ye«bir tanker yanaştınlıp
birkaç göllük su alındı. Fuzuli'nin Su Kasidesi nasıl anıl-
maz.
"Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlara su
Kim bu denli tutuşan oölara kılmaz çare su"
Günün birinde Belediye Başkanı Nurettin Sözen iki
otobüslük gazeteciyi yanına alarak susuz bolgeleri do-
laştırdı. Barajlan, gölleri, göletleri dolaştık. Bu arada
Terkos Gölü'nü de gördük. Göl kurumuş, çanaklarında
bile su kalmamıştı Göl, deniz düzeyinden aşağı indiği
için kimi yerlerde deniz suyuyla göl suyu birbirine karı-
şıyordu. Kimi yerde de hile yapıyorlar, deniz suyuyla göl
suyunuaşlıyorlardı.
Terkos Gölü'nün bizim edebiyatımızda önemli bir yeri
vardır. Kemal Tahir, bu göl kenarında yaşayan insanla-
rın öyküsü yazarak edebiyat alanına çıkmıştı. Göl öylesi-
ne bereketliydi ki suyundan balık çekiyorlar, odunundan
meşe kömürü işliyorlardı. Kitabın adı "Göl Insantan"-
ydı. Gezdik, dolaştık, suyun acısıyla kıvranan insanları
gördük. öğleye doğru bir et lokantasına götürdüler, bize
(
bir et şöleni çektiler. Bir yıl sonra bol yağmur yağdı da
istanbul su sıkıntısını unuttu.
Bu gezinti sırasında dikkati çeken birsu müdürü vardı,
başkanın yanından ayrılmıyordu Su üstüne ne konuşu-
lursa başkanın kulağına bir şeyler fısıldıyordu. istanbul
1
-
un su ve kanalizasyon işleri önemlidir. Azıcık su eksilse
Terkos'tan yakınılır. öyle ki Terkos, başlı başına bir ku-
rumdur. Gölden su almayı, kente su getirmeyi Fransız-
lar akıl etmişler Su inerse suyu çekmeyi sağlamak için
pompalar yapmayı da onlar akıl etmişler.
Istanbul'un su müdurü hiçbir zaman başkanın yanın-
dan ayrılmıyordu. Kendisini o gün tanıdım. Uysal, sakin,
sessiz, hoşgörülü birisi gibiydi. Başkana bağlı görünü-
yor, para mara yiyecek gibi değildi. Dahası bana korkak
bir bürokratgibi göründü. Hatta başkan için, "böylesibir
kişiyi ne iyi etmiş de bulmuş" diye düşündüm. Görünü-
şe bakma derler, doğru çıkıyor. Derken bu su müdürü
bir sevdaya tutuluypr. İSKİ Müdürü eski karısından bo-
şanmak için milyarlık nafaka veriyor, evler bağıştıyor,
takılartakıyor Cümlenin gözünü kamaştırıyor.
Kadın kısmının da gözü doymaz oluyor. Verilenlerle
ydtinmiyor, daha istiyor. Dahafazlasını alamayınca baş-
lıyor saldırmaya, "Kocam rüşvet aldı, kocam para yedi,
kocamın kasalar dolusu malı var, dövizleri, altınları ka-
sada duruyor."
Su müdüninü tanıdığım için ilkin pek inanmamıştım.
Sonra anladım kı saman altından ne sular yürütüyor-
muş. Vebali, günahı boynuna... işmahkemelik olmuştur.
Partilerin, iktidarların, koalisyonların ipliği pazaraçıka-
caktır. Ne diyor Fuzuli Efendi:
Suya versin bağıban gülzarı zahmet çekmesin!
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
SOLDAN SAĞA:
1/ Bır gazete manşetının
üstüne yerleştirilen özlü
ve çarpıa .başlık 2/ Eski-
molann kendilerine ver-
dikleri ad... Muğla'nın
bır ilçesi. 3/ Tohum ekme
aygıtı... Güzel sanat. 4/
Soyundan gelinen kim-
se... Işın. 5/ Derebeylik
Japonyası'nda en aşağı
sınıfı oluşturan halk...
Kars yakmlanndaki ünlü
harabe yeri. 6/ Bölmelı
göçebe çadın.. "O yer"
anlamında kullanılan sözcük. 7/
Eski Mısır'da güneş tannsı.. Er-
han Bener'in bir romanı 8/ Tecrü-
beli, usta... Boğa güreşi yapılan
alan. 9/ Pantolonun dizine ve ar-
kasına konulan parca.
\XKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Yüz, çehre . Mey\e ya da seb-
zeleri sıkarak suyunu ya da yağını
çıkarmaya yarayan aygıt. 2/ Bı-
rım... Motorlu taşıtlann elektriğıni
sağlayan aygıt. 3/ Bir bölümün bü-
yük bır ritimserbestliğiyle yorumlanacağını belirten müzik teri-
rnı... Konut. 4/ "Sofra" anlamında eski sözcük... Eski Türk
güreşlerinden biri. 5/ Vücut ısısı... Sosyolojide bir kabilenin bö-
lündüğü iki ya da daha çok parçadan her biri. 6/ Iskambilde bir
kâğn... Çıplak, yoksun. 7/ Bir gösterme sıfatı... Sıtma mikrobu-
nu aşılayan sivrisinek. 8/ Bir göz rengı... Edebiyatta etkiyi ço-
ğaltmak için bir şeyin tersinı söyleyerek alay etme. 9/ Kalıpta
pişen bir tür meyvelı pasta... "Çalma, hırsızlıic" anlamında argo
sözcük.
tLAN
ÇAY ASLİYE HUKUK HÂKİMLtĞt'NDEN
1993,178
Davacı Çay Eber kasabasından Necdet Sönmez'in mahkeme-
mizde ikame eylediği Türk Ticaret Bankası Çay Şubesi'nden 449 nolu
hesabından venlme 2886395 ile 2886400 arası 6 adet çek yaprağının,
boş olarak hırsızlık suretiyle kayıp edıldiğinden bahisle iptalini iste-
miştir
Türk Ticaret Bankası Çay Şubesi'nce davaanın 449 nolu hesabın-
dan venlme 2886395,2886396, 2886397,2886398,2886399,2886400
seri numarab 6 adet imzasız ve boş olan çeklen bulan veya görenlenn,
elınde bulunduran kışilerin. mahkememızin 1993/178 esas sayılı dava
dosyasına ibraz eünelen veya göndermeleri, aksi takdırde yargılama
sonunda çeklenn iptaline karar venleceği ılan olunur. 20.7.1993
Basın: 50706
ÇAY ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN
1993135
Davacı Çay Aktaş Mahallesı nüfusuna kayıtb Şükrû kızı Fatma
Boz'un mahkememıze ikame eylediği gaıpliğe hüküm davasının yapı-
lan duruşmasmda. MK'nın 32. maddesi uyannca ılanen tebbğine
karar venlmiş olmakla;
Davacı, kardeşi Şükrü oğlu, 25.12.1939 doğmlu Alı Muslu'nun 10
sene kadar evvel Anlalya'ya çahşrnaya gıttığini, bugûne kadar dön-
mcdiğını, haber ahnamadığını. kendisini gören olmadığını, bu sebep-
le gaipliğine karar verilmesim talep etmıştır.
Çay Demırağaç Mahallesı nüfusuna kayıtb Şükrû ve Ayşedudu'-
dan olma, 1939 doğumlu Ali Muslu'yu tanıyanlann veya görenlenn,
kendisı hayat*a ıse sağ olduğunu ve adresinı mahkememizin 1993/135
esas sayılı dava dosyasına. ilan tanhinden itibaren 1. yıl içerisınde bil-
dirmelen, bıldinlmediği takdirde mahkememizce gaipliğine karar
verileceğı ilan olunur. 20.7.1993
Basın: 50707