16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS1993 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Demokrasileşmehangi "fasl-ıbahar"a? Türkiyemiz için demokrasüeşme, tüm bireysel-toplumsal ilişkilerin, syasal yapılann, kesin olarak laisize edilerek, bu laisizm içinde vicdanİann sonsuz bir özgürlüğe kavuşturulmaadır. Prof.BAHRİSAVCI E kim 199l'den beri, koa- lisyonun başat özgörevi (misyonu), koalisyonu kuran, biri sağ, biri sol partilerin, kendılerine özgü görüşlennı bir noktada buluştunna hevesiyle, kendi- lerince değil, tarihimizce belirlenmiş- tir Şu 82 Anayasası denen başağnsıru tümüyle aşıp, demokrasiye tümüyle sahip olma aşamasına ulaşmayı zo- runlu kılan tarihımizin kesin buyuru- lanyla behrlenmişür. Evet: Güneydoğu-terör-enflasyon- işsizlik-özelleştirme-kamu harcamala- nnı kısma-ulusal geliri arttırarak dağı- lımmı da adilleştirme-alt sosyal kat- manlan, maddi ve manevi tutsaklık- lardan azade kılma- ülkece çağdaş kûltüre, estetiğe ve teknolojiye yeni- den yönelme ve o alanlarda yücelrne... Bütün bunlar. koalisyonurı çözmek zorunda olduğu sorunîardır. Fakat başat sorun, bütün bunlann özünü içeren ve siyasal ortamını sağ- lamlaştıran bir istikrarh demokrasiye yönelme ve onu pekıştirme değil mi- dır? Ve bu da. her şeyin temelı olan bir yeni anayasaya kav uşma değil midır? Ve işte bu da. kıyısından köşesinden yüzeysel kıytınk yaklaşımlan aşıp, de- mokratikleşmeye ve onun anayasası- na, cepheden, kökeninden bir atılımla yanaşmayı öne alma değil midir? Öyledir. öyledir ama, gel gör ki. koaîisyon. o kapılarda değil... Böyle bir yaklaşım göstermeme konusunda da. özellikle başat partınin bir mazeret ileri sürdüğünü görüyomz: "Halk bi- ze, bir siyasal rasyonalizasyon olmak üzere, yeni bir anayasa yapma çoğunlu- ğunu vermedi ki. Yoksa, planımız-stra- tejimiz-taslağımız hazırdı. Halk, gerek- li çoğunluğu verseydi, hemen yeni anayasayı yapardık: demokrasUeşme- nin temeüıu-çaösını-içiniıı kunımlarını oluşlururduk." Böyle.diyorlar. işte'... İşin derinıne bakarsak şu yargıya vannz: Halk, iyi ki. bir partiye. bir koalisyona ve özellikle, bir sağ eksene, bir anayasa yaparak. demokrasileşme sürecini kendileyin tamamlama- bütünleme yetkisini vermedi. Çünkü. o zaman, bu yeni anayasa, halkın-ulu- sun değil, o grubun mah olurdu. Ve bugün. hiçbir partinin (dar bir koalis- yonurt), böyle bir yetki ve ayncalıkla. kendi "özıieUiklerini (sübjektiflikleri- ni)", anayasa-demokratikleşme "nes- nelliği (objektifliği) hakkı olamaz. Türkiye'nin baş gereksinimi. bir dengeleme sistemi kurup işletmektir. Türkiye'nın baş sorunu, emekle ser- maye arasında, alt sosyal katmanlarla fınans kapital zümreleri arasında. kar- dan-faizden, ranttan yararlananlarla bölüşüm adaletsizliğinden kıvranan- lar arasındaki dengeleri, bilimin-ada- letin-çağdaşhğın düzeyinde kurup sürdürmek sorunudur. Bu da, partile- rin. kendi öznelliklerini aşarak, aile- nin-sosyal katmanın-tüm sosyete biri- minin, maddi ve kültürel yararlannı (insan haklannı) öne almalanyla ola- nak içine girer. Onun ıçindir ki, ekim 1991 seçimle- ri, bütün parlilere, kendi "havay-ı be- veslerini" aşarak. Türkiye'nin bütün sosyo-ekonomik ve de kültürel dma- miklerinin (sivil toplum kurumlannın) konsensüslerini elde etme özgörevini vermiştır: Yalnız kendi öznel görüşleri doğrultusunda değil, bütün Türkiye'- nin gereksinmeleri doğrultusundaki doğrulan. demokratikleşme sürecimi- ze taşımalan özgörevi... Ama. bütün partilerimiz, böyle nesnel bir yakla- şımla baglanmaktansa, bütün toplu- ma. kendi sözde "muhafazact-Iiberal" sözde "halkçı-sosyal \e laik" tezlerini (!), o da daha çok lafla, sunmakla yeti- niyorlar. Bu ise. onlan. temelde şu mahud 82'ye sanp, bir türlü ondan uzaklaşmamaktan başka bir şey değil- dir. Bu arada. pek sıkışınca. 82'ye, köşesinden-ucundan dokunup, kendi- haline getirme lerini ve kamuoyunu yatıştırmalan, ne liberallikle, ne sosyallikle uyuşur; ter- sine. CIA'nın ve Pentagon'un, sözde "Yeni Düıen"ine yeni bir bağımhhk oluşturur. Başat sorunlar Bu da, ülkenin demokratikleşme öz- lemlerine boşverip, onu, başka "faslı bahar"lara geriletmektir; giderek de, şu mahud 82'den başkasını düşünme- meye. buna gerek görmemeye toplu- mu akştırmaktır. Fakat, toplum, demokrasileşme sü- recimizi hiç unutur mu? Osmanlı ay- dınlanndan beri gelen gelişim çizgisi- nin, artîk, tarihimizin bir "muayyeni- yeti (zonınlu gereği)" olduğu. yeni kuşaklardan, maneviyat-gelenekçilik- uhrevi değerlere sanlmacılık tezlerinin yardımlanyla, saklanabilir mi? Felsefe eğitimini kaldırsan da, ekonomiyi, Amerika eğiümli prenslerin yöneümi- ne bıraksan da, Türkiye'nin "çağdaş bir toplumsal varlık (asri bir heyet-i içti- maiye)" olma yolunu kapayıp, oluşu- mu, tersine döndürebilir miyiz? Bunlara evet diyemeyen bir anlayış- la demokrasileşme sürecimiz üzerine eğildiğimiz zaman, bu başat konunun başaı sorunlan olarak şunlan görii- rüz: a- Önce, "halk egemenliğine olanak veren bir seçim sstemi"ne ulaşmak ge- rekır. Demokrası, "tKTİDAR"ın, yalnız- ca "biçimsel bir seçim'Men çıkması değildir. Seçim, iktidan elde etme yan- şma çıkan bütün partilerin. kendileri- ni, halka. avnı olaraklarla mutlaka "EŞtT" derecede suhduklan bir sü- reçtir, b- Iktidar. hangi eğilimdeki partinin elinde olursa olsun, "Aydınlıldar Çağı- 1789, 1830, 1848, 1917 ve bizim 1919 devrimimizle gelişip, 1961 Anayasası'- nda yeşermeye başlayan özgürlük-eşit- lik-korku ve sefalete karşı güyence-ister özel ellerde, ister kamu elinde olsun, mülkiyetin garantitere kavuşması- demokrasinin ulusal ve uluslariisrü hu- kukunua, egemeıüiğinin, iç ve dtş yargı- sal denetim mekanizmalanyla, sağlan- ması" ilkeleriyle bağlanmasıdır. Ama: c- İktidann bu bağlara karşın, "Hû- kürnet etme-yönetme'' konusunda ge- rekli bütün araçlara-olanaklara-tekni- kalite gereçlerine sahip olarak güçlen- dirilmesi ve de, sorumlu kılınmasıdır. ç- Ve bizim Türkiyemiz için demok- rasileşme, tüm bireysel-toplumsal iliş- kilerin, siyasal yapılann. kesin olarak laisize edilerek, bu laisizm içinde vic- danlann sonsuz bir özgürlüğe kavuş- turulmasıdır. Türkiye'nin demokratikleşmesi, bu başat sorunlann. her durumda ve her koşulda, Türkiye'nin gündeminde tu- tulup, gerekli işlemlerinin arahksız ye- rine getirilmesinin sürdürülmesinden geçer. Ne yazık ki, siyasal dinamikleri- mizin partiler kesimi, bir "muhafazaa überalük", bir "laik sosyallik" terimle- rindeki avuntularla, hep yüzeylerde dolanıp durmaktadırlar. TARTIŞMA ToktamışAteşhocanınbiryazısıüzerine umhuriyet gazetesinin 3 Ağustosl993 tanhli sayısında Sayın Toktamış Ateş hocamızın. "Cemal Madanoğlu" başhkh çok ilginç ve yararlı bir yaası yay\mland\. Okuyamayanlara okumalannı öğütleriz. Sayın hocamız yazısında, rahmetli Cemal Madanoğlu'nun cenaze töreninde bulunamamasından acı acı yakınıyordu. O gün Şile'de bir panelde konuşmaa olarak bulunuyormuş, o nedenle törene katılamamış. Olabilir elbet. Bundan doğal bir şey yok. Hocayı asıl üzen, o gün panelde bulunanlardan b i t A y r k l l i d d i olmuş: "Ordunun iiç kez müdahale etmesi. demokratik kültürümü/ü >e demokrasimizi zaafa uğratmasıdır." Bu iddia sahibi. hocanın arkadaşı olmasa neredeyse Sakallı Celal'ın ünlü deyişı ile "Bu kadar cehalet ancak tahsil ik mümkûn olur" deyip geçecektik. O aa günleri hep yaşadık. 12 Mart ve 12 Eylül, nasıl olur da 27 Mayıs devrimi ile aynı kefeye konulabilir? Birisı. demokrasiyi kurtarmak için yapılan gerçek bir dev rim. Ötekiler, faşizm girişimleri. Bunlan birbirleriyle kanştıranlann bizce ya akıllanndan zoru vardır ya da artniyetleri... 27 Mayıs harekatı: demokrasiyi kökten yıkmak. ülkemizi ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen hilafetçi bir iktidara karşı demokrasiyi kurtarma hareketidir. onun bıze armağan ettiği 1960 Anayasası dünyada mevcut anayasalann en mükemmeli idi. Sayın hocamızın belirttiği gibi, o günkü iktidann inanılmaz aymazlığı ile desteklediği "cepheleşrae 1 " ülkeyi bir kardeş kavgasının eşığine getirmiş: insanlanrruz kahvelerini bile ayırmışlardı Basın tam bir baskı alunda, insan haklan veözgürlükleri hakgetire... Bu satırlann yazan DP döneminde türlü işkencelere. baskılara maruz kalmış. çıkardığı "Vur Abasıza'" gazetesi ile tzmir, Adana, Istanbul gıbi illerimizde adeta bir sürgün hayatı yaşamıştır. İzmir'de yayımlanan bu gazete için aldıği mahkumiyet cezası ElazığCezaevi'nde tamamlattınlmıştır. 1956 yılında Adana'dâ çıkan sayılanmızın başlığı şöyle idi: "1- V'ali Kazun Arat'ın emirleri ile, matbaası basılıp müsadere edilmediği... 2- Sahibi hapisanede oJmadığı, 3- Demokrat Parti şeflerinin şehrimize gebnediği günlerde çıkar..." Sayın hocamız yazısının bir yerinde şöyle diyordu: "Hükümet Vatan Cephesi" adı ile bir örgütleşmeye girişmişti. O günlerin tek sözlü iletişim aracı olan radyo her gece, "evet her gece"dakikalarca Vatan Cephesi'ne girenlerin isimlerini yayınladı. Bunlann bir bölümü uydurmaidi...Muhtanndan "eşiktekini. beşiktekini" yazdıktan sonra, istenen sayıyı tutturamazsa ölenlerin isimlerini verirdi. O günlerde İstanbul'da yayımlanan 22 Mart 1960 tarih 321 sa\ıh"Vur Abasıza" gazetesinde "Girdi Vatan Cephesi'ne" başlığı ile şu şıir çıkmıştı: "Ne var, ne yok bizim evde. Girdi Vatan Cephesi'ne... Masaldaki koca dev de. Girdi Vatan Cephesine... Yatak. yorgan.çarşaf. yastık. Oje. ruj. manikür. rastık. Elma, armut. fındık, fıstık, Girdi Vatan Cephesine... Kap kaçak, tencere, tava, Tepsi. güğüm, kazan. kova. Ahmet. Mehmet. Fatma. Hava, Girdi Vatan Cephesine... Kertenkele. böcek. sinek. Arpa, buğday. yulaf, kepek. Def. davul, zurna. dümbelek. Girdi Vatan Cephesi'ne... Halı. kilim. minder. örtü, Torba.çuval, pılı pırtı. Çorba. pilav, yoğurt. mantı Girdi Vatan Cephesi'ne... Yazma, cepken. atkı, mendil, Akü. bobin. batarya, pil, Girdi Vatan Cephesi'ne... Sini, tepsi, bıçak. tabak, Patlıcan. biber, ıspanak Lahana, turp, soğan, kabak, Girdi Vatan Cephesi'ne... Büyük küçük, çoluk çocuk, Yeîek. pantol. ceket, gocuk. Tarama, pastırma. sucuk, Girdi Vatan Cephesi'ne... İşkembe. baş, dalak, paça. Hani bizim meşhur çaça. Tokayı takınca saça, Girdi Vatan Cephesi'ne... Karanfıl. zencefıl, kimyon Hisar'daki Cüce Şimon Haysiyetli nane, limon, Girdi Vatan Cephesi'ne..." O dönemi yaşamayanlar, ögrenmek de istemezlerse bilemezler. Ama hafiza-ı beşer her zaman nisyan ile malul değjldir... Lamba.çınar.fener.kandil, SamİmAkay PENCERE Islam Coğrafyası... Politikactnın yinelemeyi çok sevdiği bir deyişle "Türki- ye yüzde99u Miislüman bir ülkedir." 20'nci yüzyılın başında böyle miydi? 1910'lardan başlayan savaşlar, nüfusdengelerinideet- kiledi. Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, Ulusal Kurtu- luşSavaşısüreci, 1922yekadarsürdü. Busavaşların her birini düğüm düğüm açmak gerekir; din, mezhep, tarikat, aşiret, milliyet, emperyalizm boyutlarıyla birbirine dolan- mış çatışmaların kördüğümünü çözmek kolay bir Iş sayı- lamaz. 9 Eylül 1922'de Kurtuluş Savaşı izmir'de son buldu; Lo- zan'da hukuka bağlandı. Yıllar boyu süren kanlı kavga, Anadolu'da Hıristiyanlar- la Müslümanların bir arada ve kapı komşu yaşamalanna olanak bırakmamıştı; Rumlar ve Ermeniler göç etmek zo- runda kalmışlardı. • iyi mi oldu, kötü mü? Bir arada yaşamasını bilmeyen insanların aynlması zorunluk saytlıyor; şoven duygular milliyetçilikte, yobaz- lıkdinde ilkelligi vurguluyor; 21 'inci yüzyıla 7 kalmış; ama, çatışmalar Ortadoğu ve Balkanlar'da sürüyor. Ancak yalnız ayrı dinden ve milliyetten olanların kavga ettikleri sanılmasın; Müslümanın Müslamana, Hıristiya- nın Hıristiyana ettiğini kimse yapmamıştır. Bugün Anadolu'da Sünni ile Aleviyi kapıştırmak için ka- ra guçler seferberdir. Geçmişte Hıristiyanlık dünyasında- ki Katolik ile Protestan çatışmasının bir benzeri mi günde- me giriyor? Laiklik, Anadolu'da tam bir yaşam biçimine dönüşünceye kadar bu sorun çözülemeyecektir; Avrupa'- da geçmişte olan bitenler bizde günceldir. Bugün şeriat- çılık -Müslümanlık değil- laikliğe karşı "cihat" açmıştır; Aleviliğe saldırı, bu "cihat"ın bir yönül.. Ne yazık ki Islam dünyasmdan Türkiye'ye iki yıkıcı siyaset ihraç ediliyor: Biri şeriatUr... ûteki terör... Anadolu'nun güneyinde SunVe-/ra/t-/ran'da üslenen te- rör, sınırdan gümrüksüz geçiyor; PKK, Suriyede yerle- şiktir, Kuzey Irak'tadayanağı var, Iran'dan sarkıyor. Bu üç Islam ülkesi istediği gün, terörün ardı arkası kesilir; ama, Müslüman kardeşlerimizin böyle bir niyetleri yok... Yüzde 99u Müslüman Türkiye'ye düşmanlık, Müslü- man devletlerce destekleniyor... Şeriat, kimi zaman parayla, kimi zaman terörle, kimi zaman demokrat maskesi takınarak Anadolu'ya yerleş- meye çabalıyor; petrol zengini iki ülke Suudi Arabistan ile iran- bu yolda büyük yatırım yapıyorlar. Bu gidişle Türkiye'de laiklik yanlılarıyla şeriatçıların -Tacıkistan veya Cezayir gibi- Anadolu'da büyük bir ka- pışmaya girmeleri tehlikesi büyüyor. • Müslümanın Müslümanla kavgası yeni bir şey değit; bu kavga ancak laiklik ilkesiyle çözümlenebilir; din, siyaset- ten arındırıldığı ve insanın vicdanındaki yerini bulduğu zaman, inanç durulaşabiliyor. Yoksa, canavarlaşıyor. Çünkü her siyasal iktidarıntemelinde çıkar kavgası var- dır, Islam sıyasetealetedildikçe "menfaafh/rs/"ndakirle- niyor. Laikdevletdüzenıninsürdüğüülkeleri "darülharp" sayan şeriatçılığın ıç barışı yok ettiği bir gerçek... • Ne yazık ki kendi dünyasında birbirini yiyen Müslüman her yerde de dayak yiyor; Irak'ta dayak yiyor, Azerbay- can'da dayak yiyor, Libya'da dayak yiyor, Arabistan'da dayak yiyor. Şimdiye kadar Müslümanın bir yerde başarı kazandığı görülmedi; çünkü "Aydınlanma"ya kapalıdır. 21'inci yüzyıla 7 kala, Mekke, Amerikan gözetiminde ve denetimindedir. Islamda "Aydtnlanma" gerçekleşinceye kadar ortaçağ sürüp gidecek, karanlıkdağılamayacak... AEG "Avantajlar" Kampanyası: 1 Soğututu ala<aksanız... İşte yazın son fırsatı Yaz bitmeden siz de bu avantajı yakalayın. Nasıl bir soğutucuya ihtiyacınız var? Tek kapılı mı? İki ya da üç kapılı mı? No-Frost mu? Mutfağınız büyük mü, küçük mü? Ayda ne kadar taksit ödeyebileceksiniz? AEG, boyutlarıyla, özellikleriyle, fiyatlarıyla pek çok seçenek sunuyor. İhtiyacınıza, bütçenize en uygununu seçmeniz için. AEG Yetkili Satıcıları, size tüm AEG ve Telefunken ürünleri hakkında yardımcı olmaya hazır. HEMENTESÜM EYLÛLTESÜM BdMTESÜH AEGSOÖUTUCUUkR Peşln 1 Pcşin, 1 Poşin, 1 Poşoi, 1 Psşin ŞTakslt Toptnn 13T^sll TopUm 10Tafc»it ToplaiB 14Tıto» Tpplmı j 14Trtail Toplaıtı TEK KAPILI SOGUTUCULAR 1200 TEK KAHU 1 300TEKKAPİLI 4.480.000 j 841.000 5.046.000 462000 6.46a000ı 506.000 5588.000 480.000 6,300.000! «10.000 6.150İ1M 4680000 881000 5286000 48400C 6776000 532000 5852000 440000 6600000 429000 6435.000 1350 TEK KAPHI 400 TEK KAPIU 500TEKKAPIU 5.120.000 5470 000 5.740.000! 962.000 1028000 1.079.000 5.772.000 6168 000 6.474J00İ 529000 555 000 533.000 7.406.000 7 910 000 8.302.000 581.000 621 000 651.000 6.391.000 6 831 000 7.161.000 481.000 514 000 539.000 7.215.000 7710000 8.085.000 469.000 501000 526X00 7.035.000 7 515 000 7.890.000 1700 TEK KAPIU 6000000 1129000 6774000 620000 8.680.000 681.000 7491000 564000 8460000 , 550000 8250000 S SBÜSİ TEK KAHU SOĞUTUCULAR AEG 635 I No-Frost Üç Kapılı Soğutucu: • Karlanmayı, nemlenmeyı önleyen maxı flow fan sistemi • Istersenız derin dondurucu, ıstersenız normal soğutucu, istersenız taze koruyucu olarak kullanılan Joker Bolumü • Derın dondurucu • Şok dondurma bolmesı • Yuvarlak kapı kenarları • Tekerlekli şası • Buzların. tek btr duğmeyı çevirerek çıkmasını sağlayan Buzmatik. 600 S TEK KAPILI 3780000 7110CO 4266000 391000 5474000 429000 4719000 35500C 5325000 346000 5190000 1200 S TEK KAPIU 1350 S TEK KAPIU 1700 S TEK KAPHI 4.320.000 4540 000 5.730000 813000 854 000 1077000 4.878.000 5-24 000 6.462.000 447.000 469 000 ı 532.000 6-258.000 6566 000 8İ88.000 491.000 516000 650.000 5.401.000 5 676 00C 7150.000 406.000 427 000 , 538.000 6.090.000! 6.405.000 8.070.000 396.000 416.000 525.000 5.940.000 6240 000 7.875.000 S SERISİ ÇIFT KAPIU SOOUTUCUUR 423SMKAP1U 524 S İKİ KAPILI 5.850.000.1.099.000 6594.000 i 604.000 8 456.0001 664.000 7.304.000 j 549D0Ö~ 8.235.000 6140 000 1'55 000 6930 000 634 000 8876 000 697 000 7 567 000 577 000 8 655.000 536.000 8.040.000 563.000 844500C 625SİKİKAPU 6.370000 1.197.000 7.182.000' 658.000 9212.000 723.000 7.953.0001 598.000 8.970.000 583.000 8745.000 727 S İKİ KA p ILI 7090000 -333000 7998000 733000 10 262 000 805000 8855000 666000 999COO0 650000 9750000 1.356.000 745.000 10.430.000 819.000 677.00TTÖİ51ÖÖÖ7 661.000 9.9JJMÜİÖ727 Sl H<1 KAPIU NO-FROST SOĞUTUCUIAB " 6251 İKİ KAPIU NO-FROST 8890000^^70000 1O02ÖÖÖÖ| 918-000 12.852.000^1009.000 Î1.099.0ÖO~! 834.000 12510.000 j 814.000 12.aO.00B 727 I İKİ KAPIbNO-FROS T 9880000 1857000 11142000 1020.000 1428000C 1121000 12331000 928000 13920000 905000 13575000 635lüÇKAPiUNO-fBOST 9.62O!Öw7TjO7.O0O 10642.000^ 993-000"îF9O20O0~1.091.000 I^OOTÖM 903.000 13.545.000 l 881.000 132T5İÖÖ Fıyatlara KDV dahıldır. Kampanya süresince Katma Değer Vergisı ve dığer vergı oranlannda olabilecek artışlar ve yeni vergiler fıyattara yansıyacaktır. YETKİLİ SATICILARI AEG TELEFUIIKEN Daha fazla bılgı almak ıçın AEG/TELEFUNKEN Danışma Merkezı'nı arayabılirsınız Türkıye'nın neresınden ararsanız arayın ücretsîz gorüşeDıleceğınız telefonlarımız (Ek numara çevırmenıze gerek yoktur) 980 014 024, 980 014 025, 980 014 029 Dıger telefonumuz (1) 274 65 90lıııjıı lt(ieıi tLAN T.C. tZMtR 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1993 248 Esas Davaa Metin Ülük vekili tara- fından davalı Emine Ülük aleyhi- ne açılmış olan boşanma davasm- da, Emıne Ülük adresinde bulu- namaması sebebı ile dava dilekçe- si ve duruşma günü tebliğ olunatnamış. Cumhuriyet Baş- savcılığı araalığı ile yapılan ara- ma ve tahkikatlara rağmen de davalının tebligata yarar yer ad- resi bulunamayıp, davabya ila- nen tebligat yapılmasına karar verildiğinden. Davah Emine Ülük'ün 4.10.1993 günü saat 10.10"da mahkememiz- de yapılacak olan dunışmada hazır bulunması ya da kendisini kanunı bir vekille temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği takdirde duruşmanın ve tahkikatın yoklu- ğunda devam edıp bitirileceği hususu dava dılekçesı ve duruşma günü tebliği yerine kaim olmak üzere davah Emine Ülük'e ilanen tebliğ olunur. 13.7.1993 Basın: 38269 tZMİR 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt 1992 428 Davaa Ahmet Şevki Zümrüt ta- rafından davah Müzeyyen Züm- rüt aleyhine açılan boşanma davasmda: Davalı Müzeyyen Zümrih'ün Atatürk Mah. Denizler Şok. No: 32 Ödemiş-İzmir adresine yapı- lan tebhgat bila tebliğ iade edilmiş ve yapunlan zabıta araşurmasına rağmen tebligata elverişli adresj tespit edilememiş olmakla dava dilekçesınin ilanen tebliğıne karar verilmiş olup yukanda adı ve ad- resi yazılı davalının duruşma gü- nü 13.9.1993 saat 09.45'de mah- kememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettir- mesi, aksi halde duruşmalara gı- yabında devam edilip yokluğun- da karar verileceği hususlan dava dilekçesi tebh'ğ yerine geçmek üzere ilan olunur. 23.8.1993 Basın: 38270 NADİRNADFYİ UĞURLARKEN Derieme 30.0001 KDV içinde) Çağdaf Yaymları Türkocoğı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbui Ödemeli gönderilmez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle