Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 AĞUSTOS1993 CUMA CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
ÇinMoğolistanı
kapüannıaraJach
£t
U
zun süre yabancılan toprak-
lanna sokmayan Çin Moğo-
listanı. kapılan açtı. Çin'de
yaşayan yabancılann hayallerinı
süsleyen serbest dolaşma hakkı. en
sonunda tam olarak uygulanmaya
başladı. Arük yabancılar, ülkenin
her yerini, istedikleri zaman görebi-
lecek.
Çın'in iç kısımlannda ulaşım hay-
b güç olduğundan ve toplu taşıma
araçlan pek önerilmediğinden, yol-
culuklar arabayla yapdıyor.
Yıllardır ülkede yaşayan
yabancı diplomatlar. gaze-
tecıler, öğrenaler ve ışa-
damlan. bu serbestlikten
sonra keşıf gealerine çı-
kmaya başladı. Kücük
grupîar halinde iki ya da üç
arabayla yapılan yolculuk-
lar, daha tehlikesız ve so-
runsuz geçiyor. Eskıden
çok özel izinlerle, bir devlet
şoförünün gözeuminde
yapılan kısa mesafeli yolcu-
luklar, tarihe kanştı.
Yenı yasanın çıkmasıyla
birlikte, çoğunluğu Fransız
bir grup yabancı. toplanıp
Çin Moğolisianı'nı görmek
için yola çıktık. Yollarda
önümüzü kesip "Buradan daha ileri-
ye gidemezsiniz" dıyen askerlere,
polıslere ya da yol kesen soyguncu-
İara rastlamadık. Ama bırcok kent-
te. yeni çıkan yasadan haben olma-
yan polislerle karşılaştık.
I Ayakbastı
| parası
Yolculugun ilk aşaması. Pekin'-
den 300 küometre uzaklığa kadar
olan bölûmü kapsıyordu. tkınci
aşama ıse Moğolistan'ın içlerine
doğru gjdiyordu. tlk uğradığımız
kentlerde. yetkilıler, "Kente gınş ve
yollan kullanma" adı altında para
topluyor. Bu. bütün kentlerde ge-
çerli değıl; ancak çoğunluğunda,
para alınmasa bile kontroller sık sık
yapıhyor Yollar oldukça engebeli.
Yollann baa bölümlerini. yerii hal-
kın yardımıyla geçiyoruz. Özellikle
nehır kıyılanndaki yollar çok tehli-
kelı; nehre kayma ya da bir batağa
saplanma olasılığı çok yûksek. Ne-
hirlen aşmak için kullanılan köprü-
ler, motorlu araçlar ıçın uygun değjl
ve birçoğu onanmda.
Küçûk kasabalarda birçok sûrp-
rizle karşılaşıy oruz Hele yerel yetkı-
liler ve polisler. yasalardan haber-
dar değilse... "Hoş geldiniz" deme-
den önce "Şu anda burada olmakla
Çin yasalannı çiğniyorsunuz. Bu çok
ciddi bir suçtur" deniyor. İnsan bir
an kendinden kuşkulanıyor "Aca-
ba gerçekten burada bulunmak suç
muT". Dün için belkı, ama bugün
için kesinlikle "hayır". Yerel yetkili-
tlk olarak
Pekin'den
300
kilometre
uzaklıktaki
böigeye
gidhoruz.
Daha sonra.
Moğoüstan
içlerine
yöneleceğiz
ler, üstlenyle konuştuktan sonra
bizlerden kişi başına 150 yuan (orta-
lama işçi ücretinin biraz altında) isti-
yor. Bu paranın, yöre>e yapılacak
yatınmlar için alındığı belirtiliyor.
Çin hükümeti, ülkenin tamamen
açık olduğunu ve baa stratejik böl-
geler dışında, yabancılann her yere
serbestçe girebıleceğinı belirtiyor.
Ama yabanalar, bu "eskiden tama-
men kapair bölgelere gırebilmek
içirî birçok zorlukla karşılaşmanın
yanısıra yatınm ya da y ardım adı al-
tında belirli miktarlarda para öde-
mek zorunda bırakıhyor.
Çin hükümetinin açıklamalanna
karşın baa kasabalara girmek halen
olanak dışı. Yerel askeri yetkililer.
bölgenin "şu an kapalı" olduğunu.
yakında açılacağını belirtiyor. Bu sı-
rada yolculukta bozulan arabamız
askerler tarafından onanhrken ya-
sak bölgede gecelemek zorunda ka-
lıyoruz. Çünkü arabamız bir günde
onanlabılıyor. Otele gidiyoruz.
Daha sonra askerlerin sağladığı at-
larla akşam yemeğınde yiyeceğimiz
koyunu secmek üzere yola çıkıyo-
ruz. Yerel askeri birliğe bağlı altı as-
ker, yanımızdan hiç aynlmıyor. Ay
ışığı altında koyunu yıyoruz. Deği-
şik bir tat. Moğollar'ın yemek zevkı
ve ağız tadlan hakkında bilgi sahıbi
oluyoruz.
IÇin'le ilişküer
şimdi daha iyi
Dönüş yoluna çıkmadan önce ak-
şam üstü penceresi açık bırakılan
arabadan çahnan para ve
fotoğraf makınemizd geri
alıyoruz. Bunlan çalan ço-
cuk, bölgede yaşayan Mo-
ğolbıraıleden.
Çin Moğolistanı, kûltür
devnminin şiddetini unut-
mamış. İç Moğoüstan ol-
dukça hassas bir bölge. Çin
hükümeti, Moğollann milli-
yetçi duygulanyla karşı
karşıya kalıyor ve Çin'in
güçlü propogandası burada
o kadar etkili olmuyor. Bir
genç şöyle diyor. "Ekonomi-
nin geüşmeye başlamasından
sonra onlarla bizirn aramt-
zdaki ilişküer artık eskisi ka-
dar körû değiT.
Yerü halkın gelenekleri
değişmemiş. Yabancılara sunulan
alkollü yayık ayranını ya da koyun
yağıyla kurutulmuş yoğurdu red-
detmek olanaksız. Bu bölgede yaşa-
yan Çinlıler de yerel gelenek ve kül-
türle kaynaşmış. Domuzdan başka
bir tür et düşünemeyen Çinliler. bu-
rada koyun eti yiyor. "MoğoUaş-
ma" varlığını sürdürürken stepler-
den ovalara inıldiğınde "Çinîileş-
me" göze çarpıyor. Tuğla ve çimen-
to fabrikalan, ova boyunca birbirini
izliyor.
Yavaş yavaş yerleşik yaşama ge-
çilirken kasabalar, kentler gelışiyor,
büyüyor. Yollar ağaclandınbpekım
yerleri, yerleşim birimlenne dönüşü-
yor. Karştlaştığımız bütün Moğol-
lar, akıcı bir biçımde Çmce konuşu-
yor. Ama bazılan, aralannda Mo-
ğolca konuşmayı tercih ediyor
Genel görümüne bakıkiığında.
Moğolistan, gelişımı tam olarak ya-
kalayamamış. diyebilinz.
Francis Deron
Yabancı paranın Küba'da kullanılmasına izin \erilmesi, karaborsanın gücfinû ortaya koyuyor.
öinton, Castro'ya
kucak açacakmı?
K
üba'ya uygulamakta ol-
duğu ambargo, ABD'de
tartışmalara yol açarken
Amerikab işadamlan ve akade-
mısyenler arasında Küba'da bü-
yük değişiklıklerin yaşanmasının
kaçınılmaz olduğu ve bu değışık-
hklenn. adayı. "ış dunyasının ka-
zançlı bir cephesi" haline dönüş-
türülebileceği inancı yaygınlaş-
maya başladı.
Yöneticilerin ve akademıs-
yenlenn çoğu, Kübarun harap
durumdakı ekonomisinin. çok
yakında. ülkede sürmekıe olan
parçalanmayla Castro'nun ko-
münıst sisteminin çökmesi ile ya
da ABD tarafından reformlan fu-
zlandırmak amaayla ginşılen
yapıcı vaatlerle açılabileceğine
inanıyor. Bu olasıbklann sonun-
cusu. özellikle 33 yıldır ABD ta-
rafından sürdürülen ekonomık
ambargo ve politik ilişki kesme
sürecinden sonra adaya karşı yenı
bir yaklaşıma ginlmesi gerektiği-
ne inanan bir kesım tarafından
gitükçe artan bir guçle. Clinton
yönetimine benımsetilmeye
çalışılıyor.
Büyük ölçüde Sovyet blokun-
Sbc JCftu Jjork eimcs
dakı \elinimetlerinin çöküşünün
neden olduğu yıkıcı ekonomik
koşullara kısıtb reformlar getır-
mek zorunda kalan Castro. Baülı
şırketlerle ortakhk fırsatlannı
memnunıyetle karşılamaya -baş-
ladı bıle. Castro'nun dolar ve dı-
ğer dövizlerın adada kullanı-
lmasına ızın vermesı, bır yandan
ülkedekı karaborsanın gücünü
kabul etmesi, bir yandan ise onu
kurutma çabası olarak değerlen-
d*ınlıyor.
Castro, bunun yanısıra. Küba
asıllı ABD'lılen adaya davet ede-
rek yapüklan harcamalardan
ülke ekonomısıne destek sağla-
mayı umuyor. Bundan sonraki
adımının, Kübablara ozel yatın-
mlara gırmelerine izin verecek,
daha geniş özgürlükler olacağı
umuluyor.
Gelecektekı olası yatınmcılar.
şimdiden Amenkan sermayesi
ıçın olabılecek fırsatlan sessızce
tartmaya başladı.
Küba'daki turizm endüstrisi.
kamu taşımaalığı ve besın gıbı te-
mel endüstrilerle birlikte yeni
ABD yatınmlan ıçın kısa vadede
en güvenilir fırsatlan sunuyor.
HowardW.French
Güle güle
yoldaş
hoşgeldin
beyefendi
GOftflPAMfl
B
aşkan Yeltsin'den ve mılyar-
der Borovoy'dan. yeraltı geçi-
dinde dılencılık vapan zavalb
serseriye kadar, hepımız beyefendı-
bge terfı ettik.
Bırbirimize nasıl hıtap edersek
edelim. bu hıçbır şeyi değiştınnez,
diye mı düşünüyorsunuz? Sıze kaul-
mıyorum.
Hıtap tarzı, toplumun kartviziti-
dir. Alışveriş kuyruğunda ya da
metroda, tanımadığım biri bana
^oWaş" diye hıtap ettığınde içimde
bir sıcaklık duyumsuyorum "Yol-
daş", bizden bin: eşıt konumdayız;
kimse kımseye tepeden bakmıyor.
"Beyefendi" dendığinde öyle mi
ya! İnsanlan yabancılaştıran ve ara-
lanna duvar ören soğuk bir hıtap
bu. İktidara ve güce sahıp olana yö-
nebk kullanıldığında. söyleyenın za-
vallılığını vurguluyor. Eğer zaval-
lıya böyle hıtap edıbyorsa alay ya da
sahtekarbk belirtısi oluyor.
Sozde Bolşevık sözcükleri orta-
dan kaldınyorlar! "Yoldaş" hitabını
yalnızca Gorkı kullanmıyordu. da-
ha eskiden GogolMa ve Puşldn'de
vardı bu sözcuk. Önemlı olan söz-
cükler değıl. sozcüklenn toplumda-
ki değjşikbkleri yansıtmasıdır. Bız-
dekı d^ğışikbklenn ozu ıse kapıta-
listleşmede yatıyor.
Aman ne güzel! Tıpkı ABD"deki
gibi yaşayacağız!..
Ne pahasına gelişmeye çabşıyo=-
ruz? Hangi tınsel değerlerden vazge-
çiyoruz?"
IAhlaki ideallerin
kime zararı vardı?
O, artık herkesindalga geçtiği "ko-
münizm kurucusunun ahlak kodek-
si" çok mu kötüydü? Dostluk.
yardımlaşma ve ahlaki idealler kıme
zarar venyordu? Eskıden bu değer-
ler vardı ve gazete sayfalannın kah-
ramanlan. bu tür insanlardı; şımdi-
ki gibi fahişeler ve mafyacılar değil-
di...
Bugünkü iktidar, her türlü ideali
reddetmekte. yenne hıçbir şey \-er-
memektedir. Eskı ideolojinin yerini
ıdeolojısızlik, idealsızlık almıştır.
Viktor Kojemyako
Hint
Okyanusu'nda
mercan
hırsızhğı
£l)c^c\u JJork C;imcs
S
ri Lanka ve Hint Okyanusu
çevresindeki mercan resifle-
rilerin ınşaatlarda, yol
yapımında kullamlmak üzere
kazılarak çıkanlması, çevreye za-
rar veriyor.
Yanlannda çekıç taşıyan dalgı-
çlar, kayalan ve dallan kırarak
binlerce yılda gebşen mercan olu-
şumlan parçabyor. Bır zamanlar
sahıllerde duran mercanlar, kıreç
ocaklanna taşınıp toz haline geti-
nbyor. Mercan toplamanın yasak-
landığı Sri Lanka sahillerinden her
yıl 10 bın ton canb mercan ya da
mercan parçasının toplandığı tah-
min edıbyor.
Hükümet mercan hırsızbğını
on yıldır durdurmaya çabşıyor,
ama çok fazla bır ilerleme kayde-
dilemedi. Yetkililer. adadakı resıf-
lenn yüzde 80'inin tahrip edildiğı-
nı söylüyor.
IYalnızca
Sri Lanka'da değil
Sorunun yalnızca Sri Lanka'ya
değil. tüm Hint Okyanusu'na özgü
olduğunu bebrten biyologlar, mer-
canlann bu şekilde toplanmasının
hem kara hem deniz yaşamına za-
rar verdiğini düşünüyor.
Biyologlara göre, mercanlann
kazıhp çıkanbnası, kısa vadeb ka-
zançlar uğnına insanlann yaşadı-
klan çevreye verdıklen zarann en
açık örneğı. Uzmanlar, resifleri
kazmanın, tunstleri çeken güzel
yerlere zarar vermekten öte, deniz-
de yaşayan yüzlerce bitki ve hay-
vanın bannağını yok ettiğini söy-
lüyor.
Biyologlar, Sri Lanka kıyılann-
daki balık sayısında şimdiden bir
düşûş kaydetti bile. Resiflerin üst-
ten kazılması, doğal birer dalgakı-
ran olarak oynadıklan yaşamsal
role de zarar veriyor. Hükümet de
resiflenn yok edibnesine bağb ola-
rak Sri Lanka'nın baü kıyılannda-
ki aşınmanın hızlandığını söylü-
yor.
Hındistan'da Ulusal Oşinografı
Ensütüsü'nün yürüttüğü çabşma-
lar, çok fazla mercan çıkan-
lmasının ülkedeki resifleri tehdit
ettiğini de ortaya koydu.
Marlise Simons
Sanchez, Toledo'da üç yaşmdaki boğalarla arenaya çıkarak kendisine kuşkuyla bakan erkekkre "tomar la al-
temativa"ya (600 kilo çeken 5-6 yaşındaki boğalarla dö\üşebilen matador) adaylığım koyduğunu gösteriyordu.
Hedefinin büyük isimlerkbnükte dövüşmek olduğunu söylüyor. Arenaşa çıktığında. jestleriyle (geriye atılmış
başı, serbest kalan elini kaldınşı, bale adımları ve danstaki partneriyle göz göze gelişi) izleyenleri buvülüyor.
Boğa güreşini insanla, soylu bir hayvanın dansı olarak tanımlıyor 20 yaşındaki kadın. (Fotoğraflar: ÂP AA)
Genç boğalar, en son Cristina'nın kılıcını gördü
H
aber Merkezi - Boğa
güreşçısı Cristina Sanchez,
tarihi Toledo
kentinde tek bir "corrida"da (boğa
güreşi) arka arkaya altı boğayla
dövüşüp altısını da öldüren ilk
kadın olarak tarihe geçerken boğa
güreşlennın yalnızca erkek işi
olmadığını kanıtlıyordu.
Sanchez, şimdılık yalnızca "'no
villo"larla (genç boğalar) dövüşen
bir "novillera" (kıdemsiz torero)
olmakla birbkte, oniki kulak
kazanacak kadar yetenekli ve
yürekli olduğunu gösterdı. Bu
başan, omuzlar üstünde taşınarak
"büyük kapıdan çıkmasını"' sağladı.
Üstebk Sanchez, daha önceki bir
dövüş sırasında, boğanın boynuz
darbeleriyle hem kalçasından hem
karnmdan yaralanmış ve altı hafta
yataktan çıkamamışü.
Boğanın boynuzlannın, toreronun
göğsüne teğet geçtiği ustabkb "paso
de pecho" hareketi, bir kadın için
çok daha zordur. Oysa Toledo'da
Sanchez, bütün cinsiyetçi yorumlan
boşa çıkardı.
IEn önenüi eksiklik
öldürme güçlüğü
Dizlen üstüneçöktü,
"chaleco"sunu (ceketini) ardına
kadar açtı. yalnızca bir torero değjl,
"mujer torero" (kadın matador)
olduğunu göstermek istercesine,
başını arkaya attı.
Sanchez, en büyük sorununun, son
aşama olduğunu söylüy or- "Eğer
espadayı (küıcı) biraz daha iyi
kıillanabilsevdinı. daha fazla kulak
kazanırdım. Carro ile biraz altştırma
yapoıam gerekiyor." (Carro,
üzerinde kılıan saplanacağı bır
debk bulunan ve eğıtımde
kullanılan boynuzlu makete verilen
ad ) İspanya'nın en ünlü boğa güreşi
yazan Joaquin Vidal de "Sanchez
çok iyi dövüşüv or. V eteneku' ve
yürekli. En önemli eksikliği, öldürme
aşamasında ortay a çıkı\ or; bu, dövü-
şün en zor kısmı" dıy or Eskıden de
kadın boğa güreşçilen çıkmıştı. Bel-
kı de, bunlardan en ünlüsü Juanito
de la Cruz'du. İç savaştan önce dö-
vüşen Cruz. ülkede yaşanan politik
çalkantılann ardından gittıği Gü-
ney Amenka'da. "kıdemli mata-
dor" sıfatını kazandı. Daha sonra,
General Francisco Franco, kadınla-
nn arenalara çıkmasını yasakladı
(aslında kadmlara ev dışında her şe-
yi yasak etmişti). Yasak, ölümün-
den bir yıl öncesine, 1974'e kadar
sürdü. O yıldan sonra hiçbır kadın
en üst düzeyeyükselemedi. Cnstina
Sanchez'ın adı ise, yaklaşık 135
dakika ıçinde belleklerde yer
edıyordu. Ama daha atacağı birçok
adım. karşılaşacağı binlerce boynuz
vardı.