Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13AĞUST0S1993 CUM A
12 DIZIYAZI
BAŞLARKEN
O hiç-y ıkümaza benzeyen koskoca Sovyetler Birliği inandmaz bir
hızlayıktUpparçalaruncageriyeyoksulluk, çürümûşlük, şaşkınlık ve
umutsuzlukkaldı. Her derdedevadiyesunulan serbestpiyasa
ekonomisinin kırkyıllık kapitaltmin boyanıpyeniden yutturulma-
sından başka birşey olmadığı anlaşılmaya başladığmdâşaşkınlık ve
umutluzluğunyerinisersemleticibir boşluk duygusu aldı. Koca
Sovyet üJkesinin hemen heryanında aşın dinciakımlar, çarlık
düzeninicanlandvrmaya çalışan artık ''gerici''biledenemeyecek
gericilerpıtrak gibi boy vermeye başladılar
Don boylarmm, Sibirya steplerinin, Ortaasya bozkırlarının, Hazar
kıyılarmın halkları umutsuzluğun ve şaşkınhğm da itisiyle on yıllar
boyu bastırılmış ulusalduygularını dar. çok dar bir mılliy etçiliğin
körkuyularınaboşaltmayabaşladılar. Bukanve ölümügeürdi. t'lke
düzeyindeyaşanan büyük ''boşluk''ta ilk ayılanlar - her zamanki
gibi- uğursuzlar, mafyalaşmış çeteler, soyguncularjırsatçılar,
mançsızlaroldu. Yıkılan Sovyet düzeninın en iflah olmaz, en
kirlenmişkesimlerı, kadroları "Nasüedip, neyapıpyenidüzendede
küpumü doldurur. dizginlerı elimde tutarım'sorusuna yanıt
aramaya koyuldular. Çoğu kezyaşanan büyük kargaşada busoruya
yanıt da buJabildiler.
Acı çeken, ezilen \e biıip tükenire benzemeyen kan göllerinde
yıkananlargenehalklar.emekçiyığınlaroldu.
Bugün sunmaya başladığmız dörtgünlük "Özgür Azerbaycan 'm
Tükenişi" adİı dizimizbu büyük toplumsalaltüstlüğün an dolu
sonuçlartnı Azerbaycan özelindeyanıtlıyor. Ama dizide aktanlanlar
eskiSovyet ülkesininpek çok kesiminde olup bitenlerianlamaya el-
verecek bir içerik taşıyor. Gazeteci Thomas Goltz un yazdığı bu
ilginç ''tanıklık V Mete Tunçay 'm seçkin Türkçe 'siyle sunuvoruz.
I
Özgür
/4zerbaycan'ın
Jukenişi
Thomas Goltz
Çeviren: Mete Tunçay
O ülerin çoğuerkek, ama aralarında bir
haylide kadın var. Yine, mezar
taşlarımn çoğunluğunda Kuran ayetleri
yazılı; ama birtakım altı köşeli Süleyman
mühürleri ve Hıristiyan haçları,
mezar sahipleri arasındaki Bakü
Yahudilerini ve Ruslarını
işaretliyor. Doğum tarihleri çeşit çeşit
olmakla birlikte, ölüm tarihlerigenç
yaşamlarpahasınayitirilmişsavaşlarasessiz
tanıklarla belirligünlerde kümeleniyor.
Kurşunu sıkan bir Azeri nıivdi, vok».* bır Ermeni mi ? Bu soru-
lann bu küçücük bebek için bir anlamı var mı acaba ?
Sönen birumuda ağıt-1-
Bakü'nün sırtını dayadığı tepelerde. eskiden
Stalin'in silah arkadaşı General Kirov'un adını
taşıyan bir eğlence parkı vardı: şimdi aynı yer-
de, bodur çamlann gölgelediği çelik ve camdan
mezar taşlanna işlenmış dizj dizi sessiz yüzler
size bakıyor.
Burası "Şehitler HıyabanT'dır, Azerbaycan"-
ın bağımsızlığı uğrunda can verenlerin anısına
adanmış bir mezarlık. Burada 1.000'e y.akın
kişi gömülü ve mezarbk hâlâ büyümekte. Ülke-
nin geri kalanına yayılan son zamanlarda
açılmış şehitliklerde yatanlar ise çok daha kala-
balık. Henüz sona ermeyen ve şimdilerde çok
kötü gıden üç buçuk yılbk rnilliyetçi mücadele
sırasında öleh belki 10.000 kişi buralara gömül-
müş. Bakü'deki şehitlik, aynı yerde kurulan bu
nitelikteki ikina kabristandır. İlki 1918'deki
kısa ömürlü Azerbaycan Demokratik (Müsa-
vat) Cumhuriyeti'ni kurarken ve savunurken
ölenler için açılmıştı. Birind Dünya Savaşı'nın
sonlannda yaraülan bu cumhunyet, iç çekiş-
meler ve dış kanştırmalara karşı kendini ko-
ruyarnayarak, 1920de BolşevikJerin kucağına
düştü. Öndan sonra, mezarlık kaalıp eğlence
parkına ver açıldı, civara da
Kirov'un dev bir heykeli di-
k İ 1
Yevlak Hüseyinov adında 19 yaşındaki bir
gencin mezanrun üstijne konulmuş bir cam ka-
vanoz. İçinde, bir düşman Ermeni cesedinden
kopanlmış, tuzlu suda korunan bir insan kalbi
var. Bunu oğlunun mezanna. Nurcihan Hiise-
yinova koymuş. 40 yaşında. üst çenesindeki bir
sıra altın dişine, kaba marangoz ellerine ve ke-
derinden besbelli çıldırmış olmasına karşın.
hâlâ son derece çekici bir kadın.
Kendı yoldaslannın "dost ateşi''ne (kaza
kurşununa) kurban giden tek çocuğunun aldığ
yarayı. "minicik se>imü bir delik" diye anlatı-
yor. "başmm arkasından girmiş, ama gözünden
çıkmtş, onun için kafatasını parçalanıamış."
Azerbaycan millı ordusunun ilk kadın gö-
nüllüsü olan Nurcihan, bu mezarlıkta yatan as-
kerlerin çoğunu tanıyor, nasıl ve nerede öldü-
rüldüklerinı anlaüyor: Daşaltı. Hocali, Şuşa.
Laçin, Kelbecer, Akdere, Akdam - hepsi de
Azerbaycan'ın bağımsız bir devlet olarak ya-
şadığı kısa tarihin yenilgiler ve felaketler naka-
ratında yankılanan yer adlan.
Mezarhkta yaptıgımız acıklı bir gezinti sı-
rasında. "MiUetin çiçek gibi evlatlan öldü, hem
de boşu boşuna" dı>or. "Bazan gerçek düş-
manunı/ın kendimiz olduğunu dü>jünü>orum."
yorlar. Eğer amaç bu idiyse, plan usta-işi bir bi-
çimde başan kazanmıştır. Silahsızlandınlmaya
kalkılışından iki hafta sonra, Hüseyinov Elçi-
bey'i Bakü'den sürdii. Cumhurbaşkanı da iç sa-
vaşı başlatmamak için kaçmayı seçti.
Aradan iki hafta daha geçince, Elçibey'in
eski zindancısı. 70 yaşındaki sabık KGB gene-
rali ve Kremlin Politbüro üyeşi Havdar Aliev,
Elçibey"in kaçışından hemen önce, kendini ga-
yet uygun bir biçimde meclis başkanı (ao-
layisıyla da cumhurbaşkanı yardımcısı) ko-
numuna geürtmiş olarak. Hüseyinov'u başba-
kanlığa aday gösterdi. Bu adaylık. Elçibey'in
yandaşlanndan oluşan ve bir zamanlar gerçek-
ten de öyle olan, ama bir gecede Ahev Hüseyi-
nov yağalanna dönüşen meclis üyeleri tara-
fından onaylandj.
Bazılan, şimdiden, bu Hazırandaki Azerbay-
can olaylannı komşu Gürcistan'da !992 baş-
lannda olup bitenlere benzetiyorlar. O zaman
Cumhurbaşkanı Zviad Gamsahurdia bir askeri
darbe sonucu Tiflis'ten koyulmuş ve ülkeyi eskı
Gürcistan Komünist Partisi önderi Edva'rd Şe-
vardnadze'nin başkanhğındakı mafya savaş-
beyleri - artı - kahramanlann denetimine
bırakmıştı. Buna genellikle "Gürcistan Sendro-
park bir aşıklar bahçesi halı-
ne getirilmişken. 20 Ocak
katliamından sonra yeniden
şehitlik oldu - aslında bir haf-
ta önce sona eren Ermeni -
karşıtı bir ayaklanmayı bastı-
nnak için tanklanyla şehre
giren Sovyet ordusu 200'ü
aşkın kimsenin ölümüne se-
bep olarak bağımsızbk tutku-
sunun güçlenmesine yol açtı.
Yerel komünist yönetim bıle.
parkı Kara Yanvar (Ocak
ayı) kurbanlanndan 80'inin
anısına bir kabristan haline
getirerek milbyetçilerin istek-
lerine ayak uydurmak zorun-
da kaldı; bu bahtsızlann ad-
lan ve resimleri, parkın en yu-
kansmdaki gri bir cilalı mer-
mer duvara kazındı.
Ölüm tarihleri genç
Fakat milh bağımsızbk ha-
reketi durmadı, bunu sağla-
mak için can verenlerin de
sonugelmedi. 1991'degöre\-
leri başında öldürülen birkaç
devlet memurundan başka.
mezarlann geri kalanı, Er-
menistan'la Karabağ konu-
sunda yaşanan etnık çau-
şmanın. resmen harp ilan
yolla secilmiş üçüncü önder - Ermenistan Cum-
hurbaşkanı Levon Ter Petrosyan da herhalde
bunun anlamını kavramıştır. '
Azerbaycan'daki puç hıç kimse için bir sürpriz
teşkil etmemekle özel bir trajedi niteliği taşıyor.
Hatta olayın baş kurbanı, bunun olmasından bir
yılı aşkın bir süre önce kendi kaderini açıkça kes-
tirmişti.
Elçibey mecliste yaptığı bir konuşmasında.
"L'ç ay sonra sececeğiniz Cumhurbaşkanı bir yıla
kalmadan de\rilecektir; çünkü içinde > aşadığımız
devlet, ancak zora dayanarak iktidardi tutuna-
bilecek bir başkan gerektiri>or" demiştı. "Cum-
hurbaşkanını koru>abilecek \e onun bir diktatöre
dönüşmesini engelle\ebilecek yapılar kurmalnız.
Eğer böyle yapılar \aratamazsak, her kimi baş-
kan seçerseniz, ya kendisini yok edecek ya da en
yakınındakiler tarafından yok edilecektir."
Busö>levintanhi,24M*art 1992'vdi,yaniElçi-
bey'i cumhurbaşkanlığına getiren seçimlerden
üç ay önce. Henüz adaylığını bile kovTnamıştı.
Her iyi kahin gibi. Elçibey de öndeyişinin ger-
çekleşmesini engelleyecek hiçbir şey yapmadı.
Cumhurbaşkanlığını yeniden yapılandırmak
için herhangi bir gırişimdebulunmadiğı gibi, "de-
mokratik" ortaklannı yeni secimlere gidilmesi
için de zorlamadı. Oysa. komü-
nizm sonrası yeni bir meclisin
seçilmesi. onun bütün yöneti-
mine demokratik bir meşruluk
sağlayabilir. hatta belki rejimi-
ni bile kurtarabilirdi. Bunu ya-
pamayışı, müttefiklerin ve eski
dostlannı kendisine düşman
etti ve "gerçek demokrasi"yı
kurmak adma Elçibey hükü-
metini devirmek isteyecek her-
kese geniş bir oyun alanı açtı.
Bakü'nün ünlü Aşıklar Parkı bugün bir mezarlığa döoüştü. Mezarlan gözyaşlan suluyor...
edilmemiş olsa da tam bir sıcak savaşa dönüş-
tügü 1992 Ocak ayına aittir.Ölülerin çoğu er-
kek, ama aralannda bir hayli de kadın var.
Yine. mezar taşlanmn çoğunluğunda Kuran
ayetleri yazılı; ama birtakım altı köşeli Süley-
man mühürleri ve Hıristiyan haçlan. mezar sa-
hipleri arasındaki Bakü Yahudilerini ve Rus-
lannı işaretliyor. Doğum tarihleri çeşit çeşit ol-
makla birlikte, ölüm tarihkri genç yaşamlar
pahasına vitirilmiş savaşlara sessiz tanıklarla
belirli günlerde kümeleniyor.
Mezarlann çoğu. en aandan mavi -,kırmızı -
yeşil Azerbaycan bayrağıyla süslenmiş. Kimile-
ri daha çok işlenmiş, yaşb aileler kabirlerin çev-
resine çiçek tarhkn yapmışlar. Bir mezann
üzerine kınk bir gitar bırakılmış, bazı kadın şe-
hitlerin mezarlanna ise çocukken en sevdikleri
taş bebekler konulmuş.
Çelikten mezar başlannın birçoğuna. o şe-
hitferin. Azeri milliyetçi mücadelesınin özünü
simgeleyen Karabağ'da nasıl kahramanca can
verdiğinin aynntılanyla anlatıldığı gazete
kesikîeri yapıştmlmış.
Şehitlikteki en ürkütücü ve en feci nesne ise.
Nurcihan'ın paranovakça kurgusunun çok
doğru olabileceâne ilişkin kanıtlar gittikçe art-
makta: Bakü şehitliğine en son gömülenler, Er-
meniler tarafından öldürülen Azeri askerleri
değil, hatta dost ateşiyle vurulanlar da değil:
yenilgi öfkesinin içe dönmesi sonucu. başka
Azenler tarafından öldürülen Azeriler. Bu du-
rum. petrol zengini, ama hiziplere bölünmüş
ülkeyi bir iç savaş galeyanına sürüklemekle teh-
dit ediyor.
Sorun, 4 Haziranda hükümet kuvvetlerinin,
ülkenin ikinci büyük şehri olan Gence'deki bir
garnizonu silahsızlandırmaya kalkışmasıyla
başgösterdi. Bu garnizon, komuta merkezin-
den gelen emirleri dinlemeyen 34 yaşında, maf-
ya üyesi türünden Suret Hüseyinov diye bir ko-
mutarun buyruğu altındaydı. fddiaya göre ha-
rekat sırasında 70 kadar asker öldürüldü. Her
şey o kadar kötü örgütlenmişti ki. birçok göz-
lemci bütün bu olayın, Cumhurbaşkanı Ebul-
kyz Elçibey'in yönetimini devirmek ve Azer-
baycan'ın henüz bebeklik çağındaki demokra-
sisıni yıkmak için kurulmuş daha geniş bir
komplonun bir parçası olduğundan kuşkulanı-
mu" deniyor, fakat kimileri aynı genel tema üs-
tüne Tacikistan ya da Moldavya "çeşitlemesi''-
nden söz etmeyi yeğliyorlar. Her durumda leit-
morJf (ana melodı) değişmiyor: Sonucunda,
halkın gecmış Sov'yet yönetımının gen gelmesı
için yalvardığı, aynhkçı ayaklanmalar ya da iç
savaşlar çıkartarâk Bağımsız Devletler Toplu-
luğu'na katılmak istemeyen eski Sovyet cumhu-
riyetlerindeki Moskova-karşıtı hükümetlerin
yerine öyle olmayanlan geçirrnek.
Gerek Gürcü gerekse Azeri darbelerinin en
acıkb yanı, her ikısinin de inanılmayacak kadar
halk desteği bubnuş oknalan; dolayısıyla Sov-
yet-sonrası Kafkasya'daki demokrasi dene-
yimlerinin bütün zayıflık. yetersizlik ve sonul
sığlığını ortaya koymalandır. Çılgınca bir
fırsatçıhk coşkusu içinde, Neo-komünistlerin,
muhalefet partilerinin, hatta her iki başkanın
eski arkadaşlannın oluşturduğu bir gayri-
mukaddes ittifak, puç'culara onay mühürlerini
basülar ve böylelikle de, kendisine bağlı 300 si-
lahJı yandaşı olan herhangi bir kimsenin hızlı
bir olup-bitti ile hükümeti ele geçırebıleceği an-
layışını benimsediler. Bölgedekı. demokratik
Darbenin olumlu bir yanı
Neo-komünistler isyana çok
memnun oldular. onu izleyen
hükümet darbesi de hiçbirini
şaşırtmadı. Zaten bunlar Elçi-
bey yönetiminin içini boşaltma-
ya çabşıyor, ama beceremiyor-
lardı. Birçok gözlemciyi hayre-
te düşüren Elçibey'in eski müt-
tefiklerinin tutumuydu; fakat
sadık milletvekillennden biri-
nin dediği gibi, darbenin olum-
lu bir işlevi, insanlara gerçekten
kim olduklannı ya da zaten
başmdan beri taşıdıklan nitebğı
ortaya koymasrydı.
Alçaklar galerisinde ileri ge-
len simalardan biri de Nimet
Penahlı. Bir zamanlar, Batılı
gazeteci ve çözümlemecilerin
"Kafkaslann Lech NValessası"
diye övdükleri, bu kişıliği -ken-
dine- özgü sendika yöneticisi,
yerlilerin gözünde ya bir KGB
ajanı ya da ümarhanelik deliydi. Mecbsteki bir-
çok Elçibey'i karalama oturumundan birinde
konuşması istenince. Penahb ötedenberi söyle-
yip gezdiği iddiayı tekrarladı: Cumhurbaşkanı
aslında bir Ermeni casusuydu ve vatana ihanet
suçundan yargılanmabydı. Eski Savunma Baka-
nı Rahim Gaziev, yakm dönemin siyasal cam-
bazlannın bir başka çarpıcı örneğidir (ya da ola
ki, Elçibey'in yıllarca sürdürdüğü bir yanbş de-
ğerlendirme ürünü). Bir yıldan uzun bir süre
önce Ermerülerin zaptettiği, Dağhk (Nagorno)
Karabağ'daki son Azeri şehri, "ele geçuilmez"
Şuşa kalesini savunuşu nedeniyle, esrarengiz bi-
çımde kutlanan Gaziev, Hüseyinov'un hain gar-
nizonu Gence'de güç toplarken bakanlık ma-
kamındaydı. Bugünse, cumhurbaşkanını devir-
me komplosunun esas mimarlanndan biri oldu-
ğu düşünülüyor: ya başından beri milliyetçi kis-
vesi altında çalışan bir Sovyet askeri istihbarat
subayı idi yahut bu yılın Şubat'ında bakanlıktan
uzakîaştınbşının öcünü aldı.
Yarın: Savaşın sessiz tanıkları
ÇALIŞANLAREV SORULARI-SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL
Almanya'da öğrenim gördüm
Soru: 1972 ile 1977 yülan arasında bir kurumdan burs ala-
rak Almanya'da öğrenim gördüm. Bu süre içinde Tür-
kiye'de herhangi bir sosyal güvenlik kurumu ile itiskim de
olmadı.
Öğrenim yaptığun bu sürenin 1972 ile 1973'ü kapsayan
döneminde 10 ay Alman Emekli Sandığı'na tabi bir işye-
rinde çalıştun.
Türkiye'ye döndüğümde bu 10 ayiık süreyi her çalıştığmı gün
için, 1 Amerikan Doları ödeyerek, T.C. EniekJi Sandığı'na borç-
landım ve borcumu da ödedim.
Bundan sonraki. 1973-1975 arasındaki sürede Almanya'da ça-
uşınadım ve öğrenciliğime devam ettim. Bu arada, 1973-İ 974 ara-
sındaki süreyi de işsizlik sigortasından yararlandığım için Emekli
Sandığı'na borçlanarak her gün için yine 1 dolar ödeyerek saydır-
dım.
1974 fle 1976 arasında. 1 yıl 3 aylık süreyi de, doktora öğrencisi
olarak gecirdim.
Daha sonra, 1976'da Almanya'da yeniden çalışmaya başladnn
ve bu çalışmam. y urda döndüğüm 1984 y ılına kadar sürdii. Bu süre-
yi de Emekli Sandığı'na her gün için 1 dolar ödeyerek aktardım.
Oğrenmek istediğim:
Doktora öğrencisi olarak gecirdiğim bu 1 yıl 3 aylık süreyi, T.C.
Emekli Sandığı Kanunu Ek Madde 31/a'ya göre borçlanıp ödeye-
büir miyim?
YANIT: 5434 sayıb T.C. Emekb Sandığı Yasası Ek Madde 31
uyannca, Emekb Sandığı iştirakçilerinin:
"a) Emekliliğe tabi ounaksızın doktora öğrenimi vey a tıpta uz-
manlık için yurt içinde veya yurt dtşında geçirdikleri normal dokto-
ra veya uzmanuk öğrenim süreleri" borçlanma kapsamındadır.
Bu süreler borçianıldığında ve borcun tamamı da ödendiğinde
T.C. Emekb Sandığı'nda geçmiş hizmetlerle birleştirilir.
Bunun için de doktora ya da uzmanbk öğrenimi yapanlann,
bu öğrenimi hangi kurumlarda yapmışlarsa, o kurumlardan ala-
caklan belgelerin asıllan ya da onayli suretleri ile Emekli San-
dığı'na başvurmalan gerekmektedir.
Bir yabancı ülkede geçirilen çabşma süreleri ile. "bu çalışma sü-
releri arasında veya sonundaki işsizlik süreierinden herbirinde bir
yıla kadar oten kısmının" borçlanılabilmesi de 3201 sayıb yasada
öngörülmüştür.
Âncak, yurtdışında doktora öğrenimi görüp, bu süreleri de ge-
rekü belgelerle kanıtlayarak borçlananlardan, kendi istekleriyle
emekliye aynlacak olanlann, borçlanma keseneklerini emekli ol-
madan en az 6 ay önce, Emekli Sandığı na ödemeleri gerekmek-
tedir.
ANKARA-ANKA
MÜŞERREF HEKİMOCLU
Dilek
Yaz gelince mavi günlerin sevinciyle çarpar kalbim.
Bir özlemi dindirmenin umuduyla. Güneşe, denize, eski
dostum 1da ya, sevgili Sankız'a, kumda uzayan söyleşi-
lere, fosforlu sofralara duyduğum özlem bu. ören'e va-
rınca denize koşarım hemen. Bir kulaç, bir kulaç daha
Ege'nin maviliğini hissederim iliklerime kadar, büyük
kent, gürültü, yorgunluk gerilerde kalır, dünyayı yeni bir
merhabayla selamlarım.
Mavi günler geç başladı bu yaz. özlemin dinmesi de
kolay değil, acı ve hüzün bastırıyor! Ida'ya kavuştum,
ama dağ gibi dostlar yok artık. İlhami Soysal'ı yitireli bir
yıl olacak neredeyse. Geçen yaz bugünlerde nice güzel-
likler yaşadık; dostluğun, birlikteliğin mutluluğunu ne
güzel paylaştık! Benim "Bahrikuş" dediğim Bahriye
Soysal da kanadı kırık bir kuş şimdi. Yaralı, ama dimdik
ayakta yine. Tatjllerini Ayvalık'ta geçiren Uğur Mumcu
da yok bu yaz. Arada bir uzanırdı bu kıyılara. eskı dostla-
rı selamlar, yeni bir kitap, yeni bir belgeyle düşüncemizi
dalgalandırır, sonra bir öykü, bir espriyle rüzgarını esti-
rir gider. Uğur Mumcu'yu düşünürken acı ve öfke bastırı-
yor şimdi. Katilleri bulunmuyor, gericilik, çağdışılık kol
geziyor, duyarsızlık da umutsuz boyutlara varıyor.
Gazete kulübesinin önünde Asım Bezirci de yok bu
kez. Her sabah aynı saatte buluşurduk onunla, elinde
Cumhuriyet ilginç sorularla selamlardı beni. Kulübe
önündeki dostlar azalıyor giderek. Talip Apaydın ya da
Şekibe ve Halit Çelenk ile karşılaşınca acı sessizliği
aşamıyoruz. Reflk Bezirci'nin karşısında da utanç duva-
rını aşmak kolay değil. Madımak yangınıyla yüreği ya-
nan, yaşamı solan bir kadın. Sevgiden, hoşgörüden
yoksun davranışları içine sindiremiyor, ama acısına
onurla direniyor. O yangının küllerinde sevginin ve hoş-
görünün yeşermesini diliyor. Bu dileği gerçekleşecek
mi, sorusunu yanıtlamak kolay değil bence. Erdal
Inönü'nün sözleri çınlıyor kulağımda. 12 Eylül'de SHP
Başkanlığı'ndan ayrılırken bir açıklaması olacak mı aca-
ba? Belli olayların karanlığını delecek mi?
Refik Bezirci'nin yaşam koşulları da hayli güç. Bu güç-
lüğü nasıl aşacak? Gereken desteği kim verecek? Güç
koşullar bir yazarın onurlu yaşamını belgeliyor elbet.
Onca kitap, sonsuz bir emeği, beyin gücünü, göz nuru-
nu, uykusuz geceleri içeriyor, ama parasal ürünü çok
düşündürücü. Emeğin ucuzluğunu yansıtıyor. Eşineçok
dar gelir ve dar bir yaşam bırakıyor ancak! Asım Be-
zirci'nin eşi darlığa, yalnızlığa gömülemez elbet. O güc-
lükleri aşacak, Asım Bezirci de mezarında rahat uyuya-
cak. Kırkıncı gününde söylenen türküleri de duymuş
olacak. Ören'deki dostları Sunar Sitesi'nin kahvesinde
buluştu. Ruhi Su'nun sesi, Pir Sultan'ın soluğuyla se-
lamladı onu: Sayılmayız parmağ ile, vurulmayız kırmağ
ile...
İda Dağı da dinledi Ruhi Su'yu. Bugünlerde doruğu
çok kalabalık. Güzel Türkmen kızları renk renk giysile-
riyle gökkuşağına benziyor, danslar ve şarkılarla San-
kız'a sesleniyor Barış diliyorlar, sevgi, hoşgörü. İda da
gülümsüyor, eteklerinde yaşayanlar, doruğuna tırma-
nanlar yüzlerce ve binlerce yıl hep barışı diliyor, ama
barış bir özlem ancak, simgesi de yitiyor giderek, zeytin
dalları. ağaçları da baltalanıyor, zeytinlikler betonlaşı-
yor durmadan! ida gülümsüyor, sevgisizliğin, hoyratlı-
ğın nereye varacağını ö da kestiremiyor galiba!
Derken Abdullah Baştürk'ün hayali görünüyor balko-
nunda. Yitik dostlardan biri de o Oren'de. Yüzünde acı
bir gülümseme. Başbakan Tansu Çiller-Türfc İş görüş-
mesini nasıl yorumladı acaba. Peki Kemal Nebioğlu ve
arkadaşları? İda yine gülümsüyor, tarihten ders alma-
yanları düşünüyor belki de, devlet yönetimindeçelişkiye
düşenlerin yaşattığı düşkırıklığına kaç kez tanık oldu
kimbilir!
ören'de miyim, başkette mi, Sıvas'ta, Şırnak'ta mı şa-
şırıyorum doğrusu. Denizi kulaçlarken düşüncemde de
yeni ufuklar anyorum. insan olmak yeni ufuklara kulaç
atmak değil mi? Yitik dostlara yitik düşlere karşın umu-
du yitirmemek değil mi? O gücü yitirirsek yitik dostlar
üzülür uzakta. Tersine onların soluğunu da hissetmeli-
yiz yüreğimizde, yarım kalan şarkıları biz sürdürmeliyiz.
Işte denizde beyaz bir kelebek, maviliklerden bir se-
lam, bir güzel tepki, imbatı müjdeliyor. Derken ilhami
Soysal'ın torunu Kerem sarılıyor boynuma, "Hoş geldin
Müş" diyor, yanında arkadaşları, kucağında bir kedi
yavrusu, ören'de tatil geçirenlerin üçüncü kuşağı boy
veriyor karşımda. Dalgalarla konuşuyor, el çırpıyorlar,
yaşamak sevinciyle parlıyor gözleri, yarınlara gülümsü-
yorlar.
O gülümseyiş güneşten daha sıcak. Soğuk kalplere,
sevgiden, hoşgörüden yoksun kişilere de ulaşmasını di-
liyorum.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/Okkılıfı.2/Anlannçı-
kardığı bir tür salgı...
Genelev işleten kadın. 3/
Gerçek anlamından az
çok ayn bir anlam taşı-
yan kabplaşmış anla-
tım... Eski Mısır'da er-
keklik ve üreme tannsı.
4/ Bizde de sahnelenmiş
olan ünlü bir müzikal. 5/
Yelkenin ucunda ip ge-
çirmek üzere yapıhnış
göz... Faiz. 6/ Rütbesiz
asker... Ortaçağda açık
denizde kullanılan yelkenli gemi.
7/ Kayısı, erik, zerdab gibi meyve-
lerin kurusu... Özellikte "Botero"
adb yapıtıyla ünlü Fransız besteci-
si. 8/ Ev giysileri ve sabahhk yapı-
mında kullamlan dökümlü ku-
maş. 9/ Eyer kolanının tokaya
geçen kayışı... UzakJık anlatmakta
kullanılan söz.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Köy evlerinde, oda kapısının iç
tarafındaki ayakkabı çıkanlan
yer. 2/ Madenleri yontmakta kullanılan çeHk araç... Yüksek bir
makama sunulan mektup ya da dilekçe. 3/ Perhİ7.. Iran'da ta-
rihi bir kent. 4/ Ermenistan'ın başkenti... Olumsuzluk belirten
bir önek. 5/ Bir soru eki... Doğu Anadolu'da bir ırmak. 6/ Ilaç...
Dinç, canb. 7/ Denizcilikte, tören için mürettebaün küpeşte bo-
yunca düzenü biçimde dizilmesi. 8/ Bir nota. 9/ Vücutça ve
ruhça dayanıksız olanlar için kullanılan bir alay sözü.
tLAN
ELAZIĞ SULH HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1992/1016
Cevdet Ayken ve Müzeyyen Ayken tarafından Mustafa Aydın
akyhine ikame edilen ortaklığın giderilmesi davası sonucu, taraflann
mü'ştercken malık olduklan Elaağ Kesrik mahallesi Kırkdut raevki-
indeki ada: 817, parsel 4 sayılı taşınınazın satışı suretiyle ortakhğuı
giderilmesine karar verilmiştir.
16.3.1993 tarih, 1993/271 sayılı işbu karar, adresi tespitedilemeyen
davalı Mustafa Aydın'a karar tebliği makamına kaim olmak üzere
ılanen tebliğ olunur. 16.7.1993