Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13AĞUSTOS1993CUMA
DIZI
RÜSLÂ"Haraşo'danNataşa'ya
BERAT
GÜNÇIKAN
(FOTOĞRAFLAR:
SUAT KOZLUKLU)
ina, ölüme ne kadar yakın
olduğunu biliyor. Rusça,
Fransızca, Türkçe arasında
gidipgelen konuşmasıyaşını
ele veriyor. Almanlara ait
huzurevinde. İşigereğisıksık
Moskova 'yagiden oğlu Paulo
sayesindeki, Arbat
sokağındaki teyzesinin evini,
anılannı anımsıyor.
A ya Andrea Ruslar 'ın tek
son kilisesi. Ruslar da zaten
150 kişi kadar kalmışlar.
Kilise 'nin isim gününde
bir arayageliyorlar. Sarı
votkalar içiliyoryine.
Kadehler, sağlık, neşe
dileklerivle kaldırılıvor. Kim
öldü, kimin torunu oldu, bu
şükran gününde öğreniliyor.
Nina Ditkovsky,
94vaşında.
Almanlar'a ait bir
huzurevinin idrar
kokulu odasında
yaşıyor. Bir
duvarda Çar
Nikola'nın. diğer
dınarda çarmıha
gerili İsa'nın kimbilir
kaçıncı kopya
fotoğraflan...
Ölüme ne kadar
yakın biliyor.
, Gözlerinin mavisini
-iAçoktan yitirdiği
AıularayolculukKaraköy'deki Aya And
Muhsin
Karaköy'deki Aya And-
rea Kilisesi'nde. her pazar
kırklı yaşlannda bir kadın
ayinın bitmesine karşın kalk-
maz yerinden. Siyahlar için-
dedir. Saatlerce dua eder.
Varvara Menlikoftur bu
kadın. Yastadır. 1920'de
Tuzla kampmda kalp krizi
geçirerek ölen kocasına tut-
tuğu bu yası, ömrü boyunca
da sürdürür. Kızı Evgenya
18 yaşındadır.
Sıyah Gül'de garson ola-
rak çalışmaya başiar. Cihan-
gir, Lamartine Caddesi. Te-
pebaşı, sürekli ev değiştirir-
ler. Danimarka asıllı Ingiliz.
Amiral Bnstol'un kaptan-
lanndan Charles Albert No-
rogard'la burada tanışır. ev-
lenirler. George ıki yaşınday-
ken ölür Norogard. Siyah
Gül'e geri döner Evgenya.
Baron Fon Vander Şkraff la
ikinci evliliğini yapar. ondan
da bır kızı olur.
Oğlu George'nin bugün
anlattıklanna göre, hem Ev-
genya'nın hem diğer Ruslar'-
yaşamı bavullann
Hemen tüketır-
ler kazandıklannı. nasıl olsa gen dönülecektır. Onlar için bir
dönüşün olmayacağını anladıklannda ise iş ışten geçmiştir.
Yeniden, sıfırdan başlarlar yaşamaya ve kök salmaya.
Bandura çalgıcısı. profesyonel şarkıcı Leorud Senkopo-
povvsky, Jak Deleon, "Beyo'ğlu'nda Beyaz Ruslar" isimli ki-
tabının baş kişilerindendir. Deleon'a hem Beyaz Ruslar'ı, hem
de o yıllann İstanbul'unu anlatır.
Leonid'in babası Yaroslav Senkopopowsky Çar Nikola'run
ordusunda yüzbaşıdır. Sevgılısı Katerina'yla bırhkte bır İngiliz
gemisiyle kaçarlar İstanbul'a. Leonid, 1924'deMumhane'dekı
Aya Triada manastınnda doğar.
Taksim 29 İlkokulu"nu bıtinr Ginnedıği iş yoktur, yıllarca
seyyar satıcılık yapar. sonra da İpek sınemasının makinistliğı-
ni. Balalayka orkestrasına eşlik eder. Lalezar bahçesinde bari-
ton sesiyle şarkı söyler. Florya'da bir gazınoda Atatürk'ün
kendisine verdırdıği 50 lırayla kendisine ayakkabılar. elbiseler.
_.. _. gömleİder alır Ankara'ya geçer. burada
Nina V6 O0IU I Yeni Park. Sus. Sümer sınemalanmh ye-
PaHİO I de k
makinısüdir. Dayanamaz hasretine.
İstanbul'a döner. Halk sinemasında çalış-
maya başiar. Sabah 1 l'den gece yanlanna kadar aynlmaz ma-
kınasının başından, 1940'larda sonradan Saray adını alan Glo-
na Sıneması'na geçer. Bu sınemanın karşısında Beyaz Ruslar'-
ın işlettiği Nısuaz Pastanesı vardır, karşısında da Ötomatik bi-
rahanesi.
Moulin Rouge gece kulübü de meşhurdur ama kapanır, is-
mini sinema olarak sürdürür. Leorud. bir süre de Edırne'de bir
sinemada çalışır, kendisine makmıst denmesınden hoşlanmaz.
sinema operatöriidür. Tam 22 yıl boyunca Saray sinemasında
sürdürür bu operatörlüğünü.
Nina Ditkovsky . Nışantaşı'nda Almanlara ait Yaşlılar
Evi'nde kalıy or. Feri kalrnamış gözlen, zorlukla işiten kulakla-
n, Rusça, Fransızca ve Türkçe arasında gidip gelen konuşması
yaşını ele veriyor. 94. Ağır idrar kokusunun sindiği odasının
duvarlannda çamuha genli İsa^nın, Çar Nikola'run kimbilir
kaçıncı kopya. solmuş fotoğraflan.
Devrim sonrasmda Moskova'da yaşayan ailesi darmadağın
olmuş Nina Ditkovsky'nın. Tek başına kaçmalara koyulmuş.
Günlerce yürüdükten sonra dayısı General Golovbitsky'le bu-
Yürekler
bu kadarım
kaMiPmaz I
Reşat EkremKoçu'nun Beyaz Ruslan
Koçu, tstanbulAnsiklopedisi'nde Beyaz
Ruslar'aşöyleyer veriyor: "Beyaz Rus
muhacirlerin büyük ekseriyeti Çarhk
Rusya 'sırun enyiiksek,görgülü, bilgiti
tabakasına mensub idiler, htanbuVda iş
konusu olarak düşündüklerişey,
Büyükşehirin mahrum olduğu eğlence
yerleri açmak oldu. Açtıkları eğlenceyer-
lerihakikaten kibar sanat mahfilleri oldu,
fuhuş dahibir nezahet kisvesine büründü,
bayağılaşmadı...
Ak sakalüyarbaylar, albaylar,generaller,
memleketinde kaşaneler bıraknuş
zenginler, Beyoğlu Cadde-i Kebirinde,
"Sözde Kızlar'filmindeRus Elena Artinova (Gökhan Akçura arşivinden)
luşmuş. Dayı-yeğen uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra
İstanbul'a ulaşmışlar. Nina'nm ilk işi kardeşleri Lizıa, Valensi-
na ve Nikola'yı aramak olmuş. Bulamamış. yıllar sonra Ni-
kola'nın yaralı olarak kaldınldığı hastanede öldürüldüğünü öğ-
renmiş.
Konuşmakta zorlanan, hasta olduğunu Ve birkaç ay sonra
öleceğini söyleyen Nina'nın yaşamının geri kalan bölümünü
oğlu Paulo Ditkovsky anlatıyor:
"'Annem, İstanbul'daki ilk yıll.annda Moda'da mürebbiyelik
yapmış, Rus korolannda şarkı soylemiş. Ukraynalı babam Pet-
ro ise yerleşünldiğı Gelibolu'dakı kampta sefalet içinde yaşamış
bir süre. Topladığı odunlan köylülere satrruş, kaplumbağa yıye-
rek beslenmış. İstanbul'a kaçmış sonra. Burada işe hamallıkla
başlamış. Salam fabrikasında bır iş bulmuş ve ustabaşılığına
yükselmiş. O günlerde annemle tanışmış ve evlenmişler.
Buçuğu İtalyanca yedi buçuk lısan bilen Paulo Ditkovsky, bir
ilaç firmasında ıhracat müdürü. İşi gereği,
sık sık Moskova'ya gidiyor. Gördüklerini
annesıne anlatıyor, o da arulannı tazeliyor.
Arbat Sokağı'na gjttiğjni söylüyor Paulo.
Nina, sokağın sol köşesindeki evi ve bu evde
oturan teyzesini anımsıyor. Bugün kaç Be-
yaz Rus mu yaşıyor, İstanbul'da? Yüz ellıden fazla değil. Fuka-
ra Perver Derneği'ndeki kayıtlardan her yıl birkaç ısım düşü-
yor. Pazar ayinine Aya Andrea Kıhsesi'ne gelebılenlerden alını-
yor son haberler. Kim hasta? Kım çocuklannın yanına Ameri-
İca'ya ya da Fransa'ya gıtti? Kım torununuevlendırdı? 1937'den
bu yana onlar artık Rus asıllı Türk. Şimdı, ülkelerine dönme,
köklerini arama olanağına sahıpler ama ya yaşhlık ya da pa-
rasızlık izin vermiyor. Bir de gidip kimseleri bulamamak, bulun-
sa da yitirilenlerin öyküsünü dinlemek var. Yürekleri bu ka-
dannı kaldıramaz artık.
Aya Andrea'da bir pazar. Bugün kilisenin ısım gunü kutlanı-
yor. Kırk kişi kadarlar. Ayinı Rus Papaz yönetıyor. Her gelen,
üç mum yakıyor, Mesih Isa'nın eline bir öpücük konduruyor.
Birkaçı genç, diğerleri ya orta yaşlanndalar ya da daha fazlası.
Bir hayli yaşlı olan Rus Papaz, kendi dilinden veriyor vaazını.
Gelişlerini. burada yitirdiklerini, kazandıklannı, umutlannı,
acılannı anlatıyor. Bir daha aynı sürüklenışleri yaşatmamasını
istıyor Tanndan. Ayin son-
rasında manastınn toplantı
sofrasında kurulan masalann
başına geçiliyor. Börek, rus
salatası, kek, zeytinyağlı dol-
ma ve haydariden oluşan şük-
ran yemeği yeniliyor. Ka-
dınlar. elleriyle yaptıklan ye-
meklerin servısindeler, boşa-
lan bardaklara san votka ve
vışne likörü dolduruluyor. Sı-
ra, unutulmaya yüz tutmuş
şarkılarda. Hüzün, kırk yüre-
ğe birden çöküyor. Ne olacak
önümüzdeki yıl? Kaç kişi
katılacak bir dahaki isim gü-
nüne? Bilinmiyor...
boyunlannda basit tahta işportalar, kibrit,
sigara, çukulata, karemala sattüar...
Haraşolar, ölüm tehlikesi k arşısında sadece
can kaygusu ile muhacir oldukları için, ağır
sefalet içinde bitlenmişler ve uzun saçlaruu
keserek İstanbul'a kesik saçli kadmlar
olarakgelmişlerdi.
İstanbul'da bu kesik saçh kadmlar büyük
bir alakagörünce, kerameti saçın
kesilmesinde zanneden hafifmeşreb
htanhulkadınları da saçlannı kestiler,
böylece kadınlar arasında ilk kesik saç
modası haraşolarla evvela İstanbul'da
başladı ve buradan A vrupa 'yayayıldı. SURECEK
Sevilmek
ölmekteıı
dalıaiyi
Ukrayna, zengin bir ülke. Bağımsızpara
birimi ve ordu, Rusya 'nın ambargosuna
yol açınca, zenginlikpek işeyaramıyor.
Entelektüelleri, yeni sisteme ayak
uydurmakta istekli. Komünist düsünüp,
kapitalistyaşamaya kalkışıyorlar. Ustelik
bilmedikleribir sistem bu.' 'Anlatın'' diyorlar,
' 'Bize komünizmi anlatın''. Kiev sokaklanndan bir görüntü.
Viktor Lifançuk ve Tat-
yana Melenına. Kiev televiz-
yonuna müzık programlarT
hazırlıyorlar. İkisinındeisteği
özel televizyonlara program
yapabilmek, çünkü çahştı-
klan kurumda eski komite
sistemi hala işliyor. Herkesin
aynı ücreti alması yaratıalığı
öldürüyor. Özel televizvonda
bugün aldıklannın üç katı
maaş alma şanslan da var.
Parasını nereye harcaya-
cağını bılmeyen yeni zenginle-
rin desteğjyle kahteli prog-
ramlar hazırlamayı. halkın
kültür seviyesini yukseltme yi
amaçlnorlar. Ya yeni zen-
ginlerin verdikleri para karşı-
lığında istedikleri bu amaçla
bağdaşmazsa ne olacak? "Biz
bunlan hıç düşünmedik"
yanıtını veriyorlar.
Kendi aralannda başlat-
tıklan tartışma alevleniyor.
Ya kanal sahıbi Ukravna'da
da üretimi yapılan bır ça-
maşır makinasının reklamını
yasaklar da Japon malı maki-
nanın satışını desteklerse?
Üretim daha büyük yatın-
mlar gerektirecek ve kar
marjı düşük olacak. Yabancı
ürünlere destek vermenın
ulusallığı ortadan kaldırma.
ışsızhğe. ekonomık bağımlılı-
ğa yolaçma tehlikesi nasıl ön-
lenecek? Tüketım cılgınlığına
alet olmamayı nasıl başara-
cak entellektüeller? Tüm bu
sorular yanıtsız kalıyor. Vik-
tor, tartişmayı eskılerden bır
Ukrayna şarkısıyla bitiriyor.
Bu. Bolşevik Devrimi'nden sonra Rusyayı terkeden Beyaz Rus
askerlerinin şarkısı:
Benim kaderim
Seni sevsem sen de beni sevsen
Kurşunun dokuz gramı acele etmesin
Sevilmek ölmekten daha iyi
Ludmilla Rjepişevskaya. Kiev Radyosu, dışyayınlardaçalışı-
yor on yıldır. Bugun yaşanan savaşlann, ekonomik sorualann
geçmiş sistemi arattığına ınanıyor. Rusça'nın yabana dil sayı-
lmasına karşı. Bunu yıkılan bır dıktatörlüğün üzenne Ruslara
karşı milliyetçi birdiktatörlük kurma gırişimı olarak değerlendi-
riyor. Artık yayinlanan müziklerde bır sınırlama yok ama gün-
cel sorunlan edınen şarkılarda da pek sanat kaygısı taşın-
mıyor. Ludmilla'ya göre müzik, pohükadan uzak durmalı.
Amaç. LJkrayna'nın ulusal kültürüne sahip çıkmak ve onu geliş-
tirmek olmalı. Klasık müziğin yerinı yavaş yavaş popüler müzik
akımı alıyor. Bu da tehlikeli bir sınırda . Kabarelerde. barlarda
çalınan ve halk eğlencesi olarak adlandınlan müzik, yavaş yavaş
televizyona ve radyoya yerleşiyor. Bazen öyle müzikler çalını-
yorki kendıleri de şaşınyorlar, sanat bunun neresinde?
Fahişe Elena
Aylardır, Zhemchyzhına Oteli'nin 226 numarah odasmda
kalıyor Elena Pinatone. Ailesi Beyaz Rusya 'nın başkenti
Minsk 'teyaşıyor. Elena, dudaklarının dışma taşmış ruju
daha çocuk gösterse de 23yasındagenç bir kadın. Iki
fakülte bitirmiş, biri tarih, diğeri Italyan dili üzerine.
İngilizce de biliyor. Ayda beşyüz dolar karşıhğında Mos-
kova 'da tercümanhkyapmış. Evlenmiş, iki yılbiılikte
olmuş bir erkekle. Kızı LJliana biryaşınageldiğinde de
bitmis bu evlitik. S'eden? Bunayanıt vermek istemiyor.
Ytllarca bale dersleri almış ama bugün bedeninde bu
derslerin izi kalmamış.
Birgünbir Türk,ertesi
gün bir Suriyeli'yle
birlikte. Gecetik ücretiise
50 dolar. Alacağı
doiarlan düşünüp, dişini
sıkarak yattığuu
söylüyor tanımadığı
erkeklerle. Çalışmadığı
sıralarda kitap okuyor,
hala en sevdiğikitap
Tolstoy 'un Anna
Karenina 'sı. Dosto-
yevski'nin kitaplanna
tahammülüyok, Çehov'dan bıkmıyor. Kapitalizm,
Elena ya göreyaşanılacak en iyi sistem. Bu sistemin
çarklan sayesinde düşlerindeki otomobile, BMH'sine
kavuşacak. Yeniden evlenebilir ama bir Rusla değil. Seven,
kafası iyiişleyen, entelektüel, içki içmeyen bir erkek anyor
bunun için. Erkeğin biraz daparası olmah, belki bir
Amerikah. Zaman zamanfahişe olduğunu luuıtuyor Elena.
Bir erkeğinyanında neşeti ve cıvılcıvıl olmasıgerekirken,
kendidünyasına dahyor, alkolün oranını hesaplayamıyor.
Böyle zamanlar için bir açıklaması var: "Kızıma kayıyor
düşüncelerim."
Odessa'nın yüz yıllık birahanesi. Tüm slyasi bildirilcr. dedikodular. aşk ö> küleri yüz yıldır
buradan dağılıvorOdessa'ya... Çiroz. havyar isteyebilirsiniz... Biralarınızı getiren kadmlar
ise Fellini'ninfilmlerindenfırlamış gibi...
Vıktor, yaşanan geçiş süre-
cinde entellekıüel potansiye-
lin çok büyük kayıplar ver-
diğini söylüyor. Şimdi bilim
ve kültür bilgisiz insanlann
elinde. Kimse entellektüelle-
rin ihtı>acını düşünmüyor,
görmüyor Onlar da Ameri-
ka'ya. Avrupa'ya göçüyor.
Son beş yılda yüzlerce entel-
lektüelini yıtirdi Ukrayna.
Viktor, gitmekten yana değil.
Başkalanna göre belki bu ap-
talbk ama gelecek için iyim-
serliğıni yitırmiyor. Bir de
başka ülkelere yerleşmiş, o ül-
kelerin vatandaşı olmuş, sa-
dece Ukrayna nostaljisı yaşa-
yan Ukraynahlar, şöyle
yapın. böyle yapın demekten
vazgeçseler... Viktor. gitannı
eline ahp konuşmasını yine
bir Ukrayna şarkısıyla bitiri-
yor:
Eğer beraber yola çıkarsak
Engelleri daha kolay aşa-
cağız
Sonunda aşk kapılan açıla-
cak
Açılan kapılardan gire-
lim...
Andreyevsky Sokağı, Vik-
tor'un bestelediği şarkılardan
I
bınnin ısmı.
KleVin ^ Bu sokak,
OrtakÖy'Ü Kie\ 'ın yüz-
lerce yıllık
evleriyle, St.Andrew Kilisesı'-
yle çevrili. Ortaköy'ü anı-
msatıyor. araç girmesı yasak.
cumartesi ve pazar günleri el
sanatlan pazan kuruluyor.
Siyah-beyaz fotoğraflar, Le-
nın'li, Brejnev'li heykeljer. rozetler. yerel giysiler, kızıl yıldızlı as-
ker şapkalan, Komünist Parti flamalan. Alexender Stepanov,
fotoğraflanru sergiliyor ve satıyor. Şimdilerde parasızlık, gezme-
sini, istediği çeşitliükte fotoğraf çekmesini engelüyor. Kiev-
Odessa arası trenle on iki saat. Kolhozlan. köylen geciyoruz,
üzennden karanfıl eksik olmayan mezarlan. Odessa. bır Uman
kenü, nüfusu bir milyon 200 bin. Limanın karşısında Potemkim
Zırhlısı anıtı. 142 basamakb merdivenleri çıkarken Sergei M. Ei-
senstein'in fıbnini anımsıyoruz. Artık yıl 1905 değil. merdiven-
lerde kurşunlanmıyor insanlar ama eski gülüşleri de yok. De-
riborovskaya Meydanı'nda bir dükkanda. Chnstian Dior'un
parfümleri satıbyor dolar karşıbğı. Karşı köşede ise yağ \e pey-
nirkuyruğu.
Gamrbinus. Odessa'nın yüzyübk birahanesi Uzun bir dehliz-
de geçkın ve şişman kadınlar, tahta masalara büyük kupalarda
bira, çiroz, havyar ve ekmek servısi yapıy orlar. Yüz yıldır politik
bildiriler, dedikodular, aşk öyküleri Ödessa'ya buradan yayı-
byor.
Nadajda Nasibubna, eski Komünist Partisi üyesi. Emekli in-
gibzce öğretmeni ve üç çocuk annesi Parti üyesi olarak sos-
lızmin çökmesinden tabanı
değil yönetıcıleri suçlu buluyor
Nasibubna. Çok hızlı yaşanan
bu değışimın provalan yine sı-
radan insanlann üzerinde dene-
niyor ona göre. İnsancıl bir sis-
temden çıkıp ne olduğunu bil-
mediği. iyidir demelere şüphey-
le baktığı bır başka sisteme nasıl
ayak uyduracağmı bilemiyor.
İnsanlar artık yavaş yavaş bir-
birlerinden uzaklaşıyor. Dost-
luklar tehlikede. Nadajda şim-
dibk bu tehbkenin dışında ar-
kadaşlanyla hala biraraya geb-
yor. Tartışıyorlar. Her yıldönü-
münde de Bolşevik Devrimi'ni
kutluyorlar.
Volga gemisi, Odessa lima-
mndan aynbyor. Yolculannın
tümü valîz dolusu mabnı istan-
bul'da saüp dolarla ya da Türk
mallanyla geri dönmeyi amaç-
layan Ruslar. Odessa, uzaklar-
dâ kabyor. Ortak kaygı, ya Ka-
radenız'in hırçınbğı tutarsa.
Tutmuyor. yine mevsimine uy-
muyor deniz. Yirrru yedi saat
sonra Karaköy Limanı'na ya-
naşıyor Volga. Ruslar. Laleb'-
ye, Beyazıt'a, tüm İstanbul'a
dağıbyor. İstanbul sakin. kimse
ürkmüyor. Artık kimseler "Ey-
vah, komürustler" de demiyor.
SÜRECEK