Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ1993 CUMARTESİ
Cumhuriyet \azaıları hükümetprogramınıdeğerlendirdi
Prograrnın
İdeolojisi
AHMET TANER KIŞLALI
JL lk DYP-SHP ortak hükümeti
oluştuğunda, SHP'nin bir üst düzey
yetkilisi bana şöyle demişti:
"- Artık yeni bir parti programına
gereksinimimiz olacak. Çünkü. şimdi
programımız hükümet programı
okiu!.."
Sonuç?
Son Demirel hükümeti programı-
na giren "sosyal demokrat" öğeler,
bir-iki istisna dışında. bırer '"güzel öz-
lem" olarak "arşiv'lerdeki yerlerini
aldılar.
•••
Çiller Hükümeti'nin programını
değerlendirirken. şu üç sorunun
yanıtı önem kazanıyor:
1) Programdaki hangı "dilek"ler,
SHP hükümette olmasaydı, o prog-
ramda yer almazdı?(Dola>ısıyla, ger-
çekleşme şanslan azdır!)
2) Hangi "niyet'lerin gerçekleşme
şansı daha fazladır? (Yani DYP'nin
temel eğilimlerinı yansıtmaktadır!)
3) Hangileri, tamamen "teknik dü-
zeltme"lerle ilgilidir? (Yani, her iki
partinin toplumsal tabanlannın özel-
likleri ve dolayısıyla ideolojik tercih-
leriyle -doğrudan- bir bağlantısı yok-
tur!)
Aslında, somut çözümleri -doğru-
dan- ideolojik tercihlere bağlı bulun-
mayan sorun sayısının fazla olduğu
söylenemez:
Bürokrasiyi azaltmak... MİT'i ye-
niden düzenİemek... Bütçenin yasal-
laştırma süresini kısaltmak... Kamu-
da ücret dengesini sağlamak... Bir
önceki yıi temel alınarak bütçe ha-
zırlama geleneğini değıştırmek... Üc-
retlerin belediye giderleri içindeki
payını yüzde 6O'!ardan yüzde 30"a dü-
şürmek... Evlat edinmenin yasal iş-
lemlerini kolaylaştırmak... ÖSYM sı-
navında başanlı olan ılk bin öğrenci-
yı. heryıl karşılıksız yurtdışma eğitim
ıçin yollamak... Hasta göçünü önle-
mek ıçin, üst uzmanbk dallannı ice-
ren "bolgesel tedavi merkezleri" kur-
mak...
Belki bunlara, "tanm planlaması"
anlarnına gelen önlemleri de ekleyebi-
lirsiniz: Dünya fiyatlannm üstünde
destekleme fıyatlan uygulanan, tü-
tün, fındık ve çaydaki üretim fazlasını
azalücı, üretim yetersızliği olan ürün-
lerde ise, üretimi arttıncı yönde özen-
dirme politikalan izJemek gibi...
Ama.işçi-işverenilişkileHnde "istik-
rar ve uzlaşma"yı hedefleyen "Ekono-
mik ve Sosyal Konsey" oluşturul-
masının bile, ideolojik içerikten yok-
sun olduğunu söyleyebilir miyiz? Mo-
del "akılcı"da, içerdeki işçi-işveren-
uzman dengesı nasıl olacak?
+ • •
•'Demokratikleşme" SHP için ön-
celik taşıyor: Olağanüstü hal uygula-
masının kaldınlması, koruculuk siste-
minin tasfiyesi, "Atatürk ilkelerine
dayalı laik Türkiye", çagdaş bir ana-
yasa, çağdaş değerlerin önündeki ya-
sa ve engelleri "tek tek ayıklamak"...
"Herkesin kendi anadilini. kültürü-
nü, tarihini, folklorunu ve din inanç-
lannı koruması" hedefinde de -belli
ki- SHP'nin etkisi var.
Ama. devletteki laiklik düşmanı
kadrolaşmaya ve "eğitimin birliği" il-
kesine aykın durumlara ilişkin, tek
satıryok...
"Özelkştirme" ise DYP için önce-
lik taşıyor: KİT'ler, bağlı ortaklıklar,
devlet katıhmlan, genel bütçeye dahil
iktısadı kuruluşlar. "hızla" özelleşti-
rilecek... Süreklı zarar eden ve özelleş-
tirilmelen olanaksız bulunan kuru-
luşlar ise "tasfiye" edilecekler...
Yani "kar" edenler satüacak. "za-
rar" edenler de kapatılacak!
Geçen hükümet programında,
SHP'nin. •'özelieştırmeden önce
özerkleştinneyi" denemek koşulu
vardı. Bu kez ona da gücü yetmemiş...
SHP eridikçe pazarhk gücü azalı-
yor. pazarhk gücü azaldıkça da hükü-
met sağa kayıyor.
Artık bu ortaklık "özelleştirme"'ye
engeldeğil; ama korkanm ki."demok-
ratikleşme" eskisinden de daha zor!..
Program ve
SatıKadm
MEHMED KEMAL
Bir hükümet kuru-
lurken iktidar değişmiyorsa,
programlar ıster ıstemez bir-
birinin benzeri olüyor. Hele
hükümet bir koalisyonsa. par-
tıler arasında ımzalanan pro-
tokoller hükümet programı-
nın temelinı oluşturuyor. Ge-
çen günlerde öğrendik ki ka-
buğu içinde kavgalı olmuş,
adı kürsüden okunurken yete-
rince alkışlanmamıştır.
Yeni Tansu Çiller hüküme-
tinin programı okundu. Tü-
züğe göre iki gün sonra da
program üstünde görüşmeler
yapılacaktır Tansu Çiller hü-
kümet programıru okurken
televizyondan izledik.
Okunan programına göre
ülkenin karşı karşıya bulun-
duğu bütün sorunlar ele alını-
yor. Bu sorunlara elınden gel-
dığınce çözümler gösteriliyor.
Bırçok reformlargösterilirken
bir yenilik olarak mega re-
formlar da öneriliyor. Bu ara-
da Atatürk dönemindeki bir
yenilığe de değınıhyor. Ata-
türk. Kazan köyünde 'Satı
(Hatı) Kadın'a rasthyor. Satı
Kadın köyün muhtandır ve
Atatürk'e ayran ikram ediyor.
Aralannda biraz konuştuk-
tan sonra Satı Kadın'ı Anka-
ra'ya davet ediyor ve millet-
vekili yapıyor.
Terör konusu
Milletvekili Saü Kadm'dan
Başbakan Tansu Çiller'e de-
ğin bir zincir uzanıyor. Türk
kadınının yönetme geleneği
eskiden beri vardı.
Programa baktığınız za-
man başta terör geliyor. Gü-
neydoğu'dan başlayıp yurdun
çeşıtlı bölgelerine kadar terör
uzanıyor. En son Antalya bÖI-
gesine sıçramıştır. Terör, hu-
kuka saygılı olarak mutlaka
önlenecektir. Bir otorite boş-
luğu duyuluyor. Bu boşluk gi-
derilecektir. Koruculuk siste-
mi kaldınlacakür. Cniter dev-
let yapısı içinde çeşitli etnik,
kültürel, inanç farklan tanı-
nacaktır. 12 Eylül'den kalma
anayasada değışiklik isteni-
yor. Türkiye'nin bugün
ulaştığı sosyal, ekonomik dü-
zeyi yansıtan bir anayasa
değişikliğine ıhtiyaç vardır.
Atatürk ilkelerine dayanan
laik cumhuriyet konına-
caktır. Her düşünce anlaum
özgüriüğüne kavuşacaktır.
Radyo ve televizyon konu-
su ele alınmıştır. Anayasanın
133. maddesi değiştirilecektir.
Radyo ve televizyon için fre-
kans disiplini sağlanacaktır.
TRT Yasası kökten değişecek
özel radyo ve televizyon için
yeni yasalar çıkanlacaktır.
Dış politikada Balkanlar
için banş, Azerbaycan'a des-
tek, Kıbns için çözüm geürile-
cekür.
Enflasyon
Ekonomide yeni çözümler
gösterilirken özelleştirmelere
değinilmiştir. PTTnin karge-
tiren bölümü satılığa çıkanlı-
yor. Enflasyonun gıderilmesi
için Hazine arazilerinin satışı,
vergilendirmeler. türlü kay-
naklar gösteriliyor.
Yerel yönetimler piyasa di-
siplini içine alınmak isteniyor.
Bu arada eğitim, sağlık, kül-
tür yeni düzene kavuşacaktır.
Gösterilecek bir yenilik de
bin öğrencınin ücretsiz olarak
yurtdışında öğrenimi sağlana-
caktır. Bütün vatandaşlann
sağlık hizmeti kapsamına gir-
mesi de ayn bir yenilik olarak
gösteriliyor. Başbakan Tansu
Çiller hükümet programını
okurken milletvekillerinden
çoğu salonu boşaltmış. kulis-
lere çıkmıştı. Bu davranışa
Başbakan aldırmadı. oku-
masını sürdürdü. Böylece si-
nirlerinin ne kadar sağlam ve
dayanıklı olduğunu kanıtladı.
Arada laf atanlar olduysa da
onlara da boş verdi.
ÇİLLER TERLEYECEK - Başbakan Tansu Çiller bugünkü güvenovlamasında yeni birsınav verecek. Muhaiefet partileri kendilerine ayn-
lacak olan 1 saat 15'er dakikalık sürede hükümeti eJeştirecekler. Çiller ise daha sonra ekştirileri yamtlayacak. (RIZA EZER)
Kızcağızın Başı Dertte mi Ne?
MUSTAFA EKMEKÇt
Rıkrayı Aşık Veysel anlat-
mıştı; bir kızı evlendirmişler. Kızın ar-
kadaşlan. damadı merak ederlermiş.
Görmüşler:
- Kız, demışler, kocan da pek çirkin-
miş!
- Olsun, diye yanıtlamış kız, ba-
bamın evinde o da yoktu ya!
12 Eylül uzantısı iktidarlardan geli-
yoruz. Birinci DYP-SHP hükümetinde
'Baba'nın sözü geçiyordu. Kültür Ba-
kanı Fikri Sağlar'ın uzaklaştırmak iste-
diği, bir eski 'ırkçı' daruşmanın dosyası
kimin çekmecesinde bekliyordu? 'Ba-
ba'nın..
Şimdi bakanhk bekleyen Ayvaz
Gökdemifler, Baki Tuğ'lar, Meclise
nasıl, kimin onayıyla girdiler? 'Baba'-
ruıın!
Bir fıkra daha, bunu çok eskiden
'Ankara Notlan'nda yazmıştım. Köy-
de bir gelin saynlanmış (hastalanmış),
genç kadını ilceye sağına (doktora)
gönderecekler. Köyün genç bir ara-
bacısı var, o götürecek. Delikanlı götü-
receği kişinin genç olduğunu anla-
masın diye, gelini sanp sarmalamışlar,
yaşlı kadın süsü vermişler. Geline de:
- Yolda arabacıyla sakın konuşma.
seni yaşlı bir nine bilsın diye sıkı sıkj
tembih etmişler. Arabaya da doktora
verilmek üzere üzüm sepetlen yerleştir-
mişler. Yolda giderlerken. arabanın te-
keri bir taşa takılmış, üzüm sepetlerin-
den biri. arabadan yere yuvarlanmış.
Ne yapsın gelin? Seslense olmayacak.
Böylesine güç dönemlerde, nasıl ba-
şanh olunur bilinemez. Çok 'kritik'
dönem yaşıyoruz. Bu kritik dönemi at-
latabilmek için, doğrusu Çiller hükü-
metinın başansız olmasını istemek.
içimden gelmiyor.
Bir gazeteci gözüyle. Tansu Çiller'le
TA. a:
ansu Çiller'i eleştirirken SHP'nin başkanı, ba-
kanlan unutuluyor gibi geliyor bana. Çiller, bir başına
değil ki. Erdal Bey, Onur Bey, Seyfi Bey, Tahir Bey,
Moğultay, kabinede daha bir dolu 'deve dişi gibi' adam
var. Bu kabineyi olumsuz görmek, onlann da ağnna
gidebilir. "Biz burada neciyiz" diyebilirler.
Parmağıyla arabacının arkasından
dürtmüş. 'Sepet düştû' demek istemiş.
Genç arabacı:
- Farkındayım, demiş. Şu köşeyı dö-
neyim göstereceğim!
Tansu Çiller'in hükümet programı
doğrusu. ikinci DYP-SHP hükümeti-
nin izlencesi (programı) nedense pek
beğenilmedi. Izlencenin birincisinden
pek bir ayınmı yok oysa. Ülkenin ko-
şullan ortada. Bir arkadaşımın deyişiy-
le "Kızcağızın başı fena halde dertte!'
ılgili bilgi toplamaya çabşıyorum. Eşi
Ozer Uçuran Çiller'in bir asker arka-
daşıyla konuşuyorum. Tansu Çiller,
Afyon'da yedek subayhğını yapan as-
teğmen eşinin yanına ayda bir gelir,
eliyle çamaşır yıkar, kısa bir süre kalır,
gidermiş. O zaman da eşinin üzerinde
elkisi göze çarpacak biçımdeymiş.
Daha da güzel miymiş?
Tansu Çiller'i eleştirirken SHP'nin
başkanı. bakanlan unutuluyor gibi ge-
liyor bana. Çiller, bir başına değil ki.
Erdal Bey, Onur Bey, Seyfi Bey. Tahir
Bey, Moğultay, kabinede daha bir dolu
"deve dişi gibi' adam var. Bu kabineyi
olumsuz görmek, onlann da ağnna
gidebilir. "Biz burada neciyiz" diye-
bilirler.
Bir de şu var: Bugünkü Meciis'ten,
daha iyi bir hükümet ortaklığı. daha iyi
bir hükümet çıkabılır mı? Sırada bekle-
yen ANAP var; RP var: nasıl takla
atarlar hükümet olmak ıçin iyi bilmek
gerekiyor. Prof. Sadun Aren'le konu-
şuyordum, bir yerde şöyle dedi:
- Bu hükümet mutlaka başanlı ol-
malıdır kı. daha kötü durumlara düş-
meyelım. Enflasyon, altından kalkıla-
maz düzeylere ulaşmasın. Ben bu hü-
kümetin başanlı olmasını çok istiyo-
rum...
- Peki Hocam, KİT'lerin özelleştiril-
mesi konusuna ne diyorsunuz?
- Ben, Mülkiyeliler Birlıği'nde filan
konuşmalanmda söyledim: Marksist
teoriye göre devlet, burjuvazinin devle-
tıdır. Onun deneümindeki KİTleri,
ondan alıp özel sektöre devretmek, o
kadar da aykın bir iş değildir. Çünkü,
ikisi de burjuvadır. Bınsi organize dev-
lettir, öbürü de şahıslardır...
Hükümet izlencesinde. iki şeyi biraz
eksik gördüm; biri eğitime aynlan bö-
lüm -iş içinde eğitim, köy enstıtüleri.
köylünün gecekondulunun eğitimi-
öbürü de beslenme -domuzun adı bile
geçmıyor!-
Vaat ve Gerçek
DtNÇ TAYANÇ
İV.e zaman etime bir
hükümet programı gecse, kendi
kendime sorarım; "Soniarı hep
'cek-cak'la biten bunca vaat,
nasıJ gerçekeşeCEK" diye... ÇH-
ler hüküroetinin programına
bakmca da aynı sonı takıldı.
özdlikk özelleştirme ile bir-
likte daha da yükselecek işsiztik
ilgiıni çekiyor. Programa bakı-
lacak ohınursa, bu konuda 'ulus-
laransı kuruluşlann desteğin-
den vararlanılarak ohışturula-
cak bir sosyal güvenlik ve koru-
ma sistemi' söz konusu... Buk
sis-
tem' nasıl ve ne zaman oiuşturu-
lacak? Bu sorunun yanıtını bu-
lamıyorum.
ÖzeUeşrirmenin, kamu açık-
larını dayanılmaz boyutlara ge-
riren devlet tekeUerine son ver-
mek gibi bir 'amacı' var... Bu
'amaç'a ulaşılırken yıkıian dev-
let tekeUerinin yerlerine 'çoku-
luslu') a da 'özel sektöV tekeUe-
rinin oiuşmasına izin verilip ve-
rilmeyeceğini (ya da bu oluşu-
mun nasıl önleneceğini) merak
ediyonım. Bu sorunun da
yanıtını bulamıvorum.
Özelleştirilecek kuruluşlann
kamuya olan borçlannı Ha-
zine'nin üstleneceği yazıyor
programda. Hazine üsttenmesi-
ne üstienir de üstleneceği borç-
lann kaynağı (yani para) kimin
cebinden çıkacak?
Bana ö\le geliyor ki işin cere-
mesini gene sabit getirü vergi yü-
kümlüleri (yani emekçi kitleler)
çekecekler. Ama ne var ki, bu
sorunun yanıtını da bulamıvo-
rum.
Sorular çoğalıyor, bulama-
dığun yanıtlar da...
Lmanm, programı yazanlar
da aynı sorular üzerinde düşfin-
müş ve (benim bulamadığım)
yanıtları bulmuşlardır. Yoksa,
bir kez daha 'gerçekleştirileme-
yecek' bir programla 'yönetildi-
ğimiz' yanılgısım yaşayacağız
demektir.
DUYURU
Beledıyemız 1 KW FM Radyo ve 200 Watt Tele\izyon Stüdyo İç
vc Dış Yayın Grubu yapım ışinı 2886 sayılı yasanm 51 P maddesine
gore yurtıçi ve yurtdışında anahtar teslimı olarak yaptıracak, satın
alacaktır.
1- îhale 16 Temmuz 1993 Curaa gunü saat 14 OO'de Gaziantep Bü-
yükşehir Belediye Başkanlığı Encümeni huzurunda yapılacakür. Fir-
malar ıhalede hazır bulunacaklardır.
2- İhaleye işürak edecek firmalar belediyemiz tarafından hazırla-
nan teknik ve idari şartname dahilinde hazırlayacaklan dosyalarını
en geç 2 Temmuz 1993 Cuma günü mesai bıtımme kadar Gaziantep
Büyükşehir Belediyesı'ne fırma ön seçimi ıçin teslim edecektir.
3- Firmalann ön seçim için verdığı dosyalar teknik ve idari şartna-
me dahilinde değerlendinlerek belediyemiz tarafından 9 Temmuz
1993 Cuma gunü mesaı bitimine kadar ihaleye katılabılecek firmalar
tesbıt edılecektır
4- Teknik ve ıdan şartname dosyası. Gaziantep Büyükşehir Beledı-
yesı Fen İşlen Daıre BaşkanlığYndan 1.000.000 TL. karşılığında te-
mınedılebılır.
5- İştirak edenfirmalarteklıf bedelimn %3'ü tutannda geçia temi-
nat vereceklerdır.
6- Yurtdışındakı firmalar doğrudan ihaleye katılabılecckleri gibi
Türkıye'deki mümessil firmalan aracılığı ıle de teklif verebılır.
7- Teleks ve fax ıle göndenlen teklıfier dıkkate alınmayacaktır.
GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDÎYESÎ
Basın: 32804
Program Uzerine
TOKTAMIŞ ATEŞ
T-X. an
aberleşmeyi özel-
leştirmek ise çok büyük so-
runlar açar. AKTAŞ ö'rneği
ortadayken enerji dağıtınunı
özelleştirmek istenemez.
ansu Çiller başkanlığındaki 2. DYP-SHP koalisyo-
nunun programı, tam anlamıyla 'ütopist' ve Türkiy e gerçekleri-
ne uyumsuz bir programdır. Sanıvorum bu programı kaleme
alanlar da yazdıklarına inanmamaktadırlar.
Aslında bir hükümet programında, *ilke' ve 'hedeflcrden' çok,
uygulama olanaklanna yer verümesi gerekb'dir. Önümüzdeki
progranuia ise uygulama öoerilerine yer kaimamıştır.
Olağanüstü halin kaldırılacağı söy'lenmektedir, ama yeni ya-
sal düzenlemenin nasıl olacağı beüi değildir.
İlke olarak koruculuk sisteminin kaldırılacağı söylenmekte-
dir. Bu. bir ütopyadır. Koruculuk sistemi. bir 'istihdam' sistemi-
dir. Bugünkü koşullarda kaldınlması mümkün değildir.
Yeni bir anayasa hazırlanması, bu hükümetin çapını aşan bir
iştir. 1. DYP-SHP koalisvonu döneminde bile anayasa değişik-
liği yapılamamtştır. Hatta anayasaya hiç dokunmadan çıkarth
labiİecek yasalar bile 'sümen aİtında' unutulmuşken bugün yeni
bir anayasadan söz etmek, fanteziden başka bir şey değildir. '
Programuı eko- . ^ — — — i ^ — — — ^ — — —
nomik yaşamla il-
gili bölümleri
IMF patentlidir ve
çoğunun uygula-
ma olanağı yok-
tur. Bu konudaki
'zorlamalar' da
toplumun geniş
kesûnlerine büyük
acılar verecektir.
"Ekonomide
recetenin doğrusu ne ise o cesaretle uygulanmaİKİır"' gibisinden
yuvarlak ifadder, her tarafa çekilebilir. Bir hükümet programı-
nda en azından, "reçetenin doğrusundan' ne anladıklan açıkça
beUrtilmeliydi.
Doğnı reçete 'sermaye' için farklıdır, emek' için farkbdır.
Hükümet bu tür yuvarlak ifadelerle. emekçi kesimleri gene enf-
lasyona ezdirecektir. Vergi oranlarının düşürülmesi de emekçi-
lerin bu kaderini değiştirmeyecektir. Suyun başında olanlar,
suyu kendi tarlaJanna akıtmaya devam edeceklerdir.
KİTleri özelleştiremeyecekler ve tasfiye edemeyeceklerdir.
Böyle bir girişimin yol açacağı karmaşayı bu hükümet karşıla-
yamaz.
Haberleşmeyi özelleştirmek ise çok büyük sorunlar acar.
AKTAŞ ömegi ortadayken enerji dağrtımını özelleştirmek iste-
nemez.
ÖSYM sınavında başanlı olan ilk bin öğrencinin eğitim için
yurtdışma gönderilmek istenmesi. bu hükümetin sosyal yak-
laşımını sergilemektedir. Bu öğrencilerin hangi okullardan ve
toplumun hangi kesimlerinden geldikleri bellidir. Böyle bir uy-
gulama, toplumdaki dengesizlik ve uçurumu büyütür. Böyle bir
olanak, Türkiye çapujda tüm okul birincilerine tanınmalıdır.
Programdaki 'yerel meclis" ifadesi. bana hiç hoşlanmadığım
şeyleri anımsarmaktadır.
Aslında bir hükümet programından fazla bir şey beklemek
dögru da değildir. Ama perşembenin geUşi, çarşambadan belli
oluyor.
Ozelcive paracı
birpolitika
YAKUP KEPENEK
ükümet programı, öncekiler gibi. bir dizi eski ve
yeni öğeler taşıyor. Programda. ülke bütünlüğünden dış
politikaya. eğitimden sağlığa uzanan hemen her konuya
değıniliyor. Ancak. önceki hükümetin programından
aynlma, büyük kopma ya da farkidaşma çok sınırlı birkaç
konuda görülüyor. Farklılaşma alanlan, büyük ölçüde,
ekonomiye ılişkindir.
Programın ekonomik gelişme politikası, özelleştırmeyi eşas
abyor. Protokole göre daha da somutlaştınyor; yalnız KİT
ve bağlı ortakbklann değil ek olarak tanm satış İcoopera-
tiflerine ait sınai tesis ve işletmeler, yerel yönetımlerin
ışletmeleri ve kamuya ait arsa ve arazilerin de hızla
satılmalan öngöriilüyor. Bu arada PTT'nin ikıye aynlmas
ve kurulacak telekomünikasyon ortaklığının özelleştirilmesi
özellikle vurgularuyor.
İlginç olan, özelleştirilecek kuruluşlann kamuya olan
borçlannın Hazine tarafından üstlenilmesidir. Satılacak
KİT'in geçmişteki kötüye kullanılmasırun bedelini toplum
olarak bizler ödeyeceğiz.
Kısaca, hızla. kamu işletme ve arsalannın satışı, tasfiyesi ve
kapatılması, en temel yaklaşımdır.
Ekonomi politikasında ikina önemli yenilik, tanmsal
desteklemedeyapılıyor. Tütün. fındık veçay gibi ürünlenn
üretiminin azaltılması. bunun teşvık edileceği belirtiliyor.
Tanmda 'üretmemeye' ödeme bir yeniliktir ve korkanz
uygulamada adı geçen ürünlerin üreticileri büyük zararlar
.amu ekonomik kesiminin
satışından elde edilecek para, özellikle, iç
borçlann ödenmesinde kullanılacaktır.
Kaynaklann, yeniden üretime aktanl-
ması, üretimi ve iş bulmayı arttırmada
kullammı, söz konusu olamaz. Bu iş
tümüyle, özel girişimdliğe bırakılıyor.
görecektir.
Ek olarak. bir önceki programda vurgulanan, burada terk
edilen önemli ekonomik noktalar şöyle:"Yeni bir
sanayileşme stratejisi' bir yana bırakılıyordemiryollanna
önem verilmesi söz konusu değil._yalnız İstanbul Ankara
hızlı tren konusuna değiniliyor. Özel istihdam projeleri ve
denk bütçe kuralı gibi geçen hükümet döneminde önemsenen
bir dizi ekonomık konuya yer verilmiyor.
Kamu ekonomik kesiminin satışından elde edilecek para,
özellikle, iç borçlann ödenmesinde kullamlacaktır. Kaynak-
lann, yeniden üretime aktaniması. üretimi ve iş bulmayı
artormada kullarumı, söz konusu olamaz. Bu iş tümüyle,
özel girişimdliğe bırakılıyor.
Bu çerçevede para piyasalannm yeniden düzenlenmesi ve
altın borsası kurulması öngöriilüyor.
Özetle ekonominin, ağırlıkh olarak para ticaretine yönebnesi
ana politika olarak benimsenıyor.
Vergüeme yoluyla sağlıklı kamu geliri yaratma konusuna
yalnızca "sözde' değiniliyor.
Doğal olarak. bu ölçüde özelci ve paracı bir ekonomi
politikasının uygulandığı ortam. demokratikleşme
konusunun Diryana bırakılması sonucunu veriyor.
Protokolde yer alan bu arnaçla "değiştirilecek yasalar'
konusuna programda ya hiç yer verilmiyor ya da 'sözde'
değiniliyor.