Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ1993 PAZARTESf
OLAYLAR VE GORUŞLER
Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi
Hükümet programında. özelleştirmede, kamu hizmeti yapan
şirketlere öncelik tanınmaktadır. Böyle olması doğaldır, çünkü
bu tip faaliyet alanlannın kâr oranı yüksek olduğundan satışlan
kolaydır. Satış yapılmadan önce gerekli düzenlemeler yapılmazsa
elektrik enerjisi dağıtım şirketlerinde yaşanan olaylar yaşanır.
Prof. Dr. MEHMET BAKİOĞLU İstanbul Tek. Üni.
Y
eni kurulan hükümetin
programında başta
PTT'nin bir kısmı ol-
mak üzere birçok kamu
iktisadi kuruluşlannın
özelleştirilmesi bulun-
maktadır. Bu özelleştirmelenn yapıl-
masından önce Aktaş olayını iyice
inceleyip yapılan yanlışların belirlen-
mesin'de ve aynı yanlışlann yapılacak
özelleştirmede yapılmamasında top-
lum açısından büyük yararlar vardır.
Tersi durumda yapılan yanlışlıklann
faturasını toplum ödeyeceğı gibi top-
lumda özelleştirmeye karşı doğacak
reaksiyonlar nedeniyle özelleştirme-
lerde gecikmeler olacaktır.
Özelleştirmelerde ilk dikkat edilecek
nokta, Batı toplumlannın bu konuda
geçirdiğı tarihsel evreleri. bugünkü
durumlannı her yönüyle inceleyip on-
lann deneyimlerinden yararlanmak-
tır. Olaya yaklaşımlar. "Batıda bu işle-
ri özel sektör yapıyor. Türkiye'de de
özel sektör yapabilir", "Devletin sırtı-
na yük olan KİTIerden devletin kur-
tulması". "Ekonomik bakımdan tıka-
nan devlete kaynak yaraımak" şeklin-
de kısmen doğru fakat çok eksik
yaklaşımlardır. Eksik olan yönü. işi
yapan özel sektörün. toplum adına ya-
pılacak denetimi tartışmasının yapıl-
mamasıdır. Yapılan tartışmalar ise
yukandaki yaklaşımlardan dolayı yü-
zeysel kalmaktadır. Aynca özelleştiri-
lecek alanlann toplumun gereksinme-
lerine göre sınıflandınlması yapılma-
dığından. bütün iş alanlannı aynı
kefeye koyma eğilimi mevcuttur: yani
çimento fabrikalanrun özelleştirilmesi
ile PTT'nin özelleştirilmesinde esasta
aynı yol izlenilmekledir. "Sat. kurtul".
Sonuç olarak görülüyor ki, satmakla
kurtulunmuyor. tersine toplum yenı
sorunlarla karşı karşıya kalıyor. As-
hnda olaya Amerikan toplumunun
büyük depresyondan sonra devletin
işlevlerini (fonksiyonlannı) genişletip
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dev-
leti küçültmesi arasında koşutluk ku-
rularak bakılırsa yararlı sonuçlar çı-
kartılabilinir. Kısaca olaya, devlete
kaynak yaratmayı daha sonraki plan-
lara atıp devlet işlevlerinin küçültül-
mesı şeklinde bakmak, daha sağiıklı
bir yaklaşım olabilir.
Toplumlar. ister gelişmemiş olsun
ister çok gelişmiş olsunlar. daima bazı
alanlannı öbürlerinden daha fazla de-
netlerler. Yaşamsal önem taşıyan
kamu hizmeti (public utility) olarak
adlandınlan işlerin bazı toplumlar
özel sektör tarafından yapılmasını, fa-
kat devlet tarafından sıkı bir şekilde
denetlenmesini tercih ederler, bazı
toplumlar ise bu işlerin zarar etse bile
devlet tarafından yapılmasını tercih
ederler.
ABD'de durum
ABD'de telgraf ve telefon özel sek-
törde olmasına karşın geleneklerine
bağlı kalarak posta işlerini özelleştir-
memişler ve bu konuda anayasalanna
madde koymuşlardır. Kamu hizmeti
olarak hemen sayılabilecek elektrik,
su. telefon. posta. liman, havaalanı,
köprülergibi bazı alanlann kamu hiz-
meti sayılıp sayılmayacağı tartışmalı-
d\r. Tartışmalı alanlara mahkeme
karan ile çözüm bulunmaktadır.
(ABD'de otoyollardaki benzin istas-
yonlan. Supreme Court karan ile
kamu hizmeti yapan kuruluş kabul
edilmemiştir.)
Kamu hizmeti kabul edilen alanlar-
da bölgesel ya da ülke çapında tekelcı-
lik vardır. Tekelciliğin olmadığı du-
rumlarda ise az sayıda şirketin faaliyet
göstermesine izin verilir. Bu şirketlere.
mecbur kalmadıkça anti-tröst uygula-
malan yapılmaz, büyümelerine ve
tröst haline gelmelerine izin verilir.
(Amerikan toplumu son yıllarda çok
büyüyen ATT telefon şirkelini 7 ay n
şirkete bölmüştür.) Bu nedenlerie ka-
mu hizmeti yaptığı kabul edilen şirket-
lerin faaliyetleri genelde kârlı ticari
alanlardır.
Bülün verilen bu avantajlara karşı
kamu hizmeti yapan şirketler. öbür
şirketlere göre toplum tarafından da-
ha sıkı denetlenirler. Sıkılık. şirketin
faaliyet gösterdiği alanlara göre değiş-
mektedir. Aynca denetlenmesi iş ha-
yatında devlet müdahalesi olarak algı-
İanıp alerji yarattığından denetim
sözcüğü yerine düzenleme sözcüğü
kullanılmaktadır. Kamu hizmeti ve-
ren şirketler faaliyetlerini geliştirmek
icin izin almak ya da zararlı olsa dahi
bazı faaliyetlerini yürütmek zorunda-
dırlar. Bir otobüs şirketi yeni haı aç-
mak için izin almak zorunda ya da
bazı zararlı hatlara servis veımek zo-
rundadır. Depozito aldıklannda.
(elektrik, su. gaz. telefon gibi) aldıklan
depozitolara faiz vermek zorundadır-
lar. Faiz yükünden kurtulmak isteven
şirket, faturalannı aksaimadan öde-
yen müşterilennın depozıtolannı bi-
rincı yılın sonunda geri vermektedir.
Şirketler bütçelerini. kayıtlannt. ken-
dilerini denetleyen makamlara her yıl
vermek zorundadırlar. Aynca bu şir-
ketlerin hısse senetlenni ellerinde tu-
tan holding şirketleri hakkında geniş
ölçüde yasal kısıtlamalar vardır. Ka-
mu hizmeti veretı şirketlere fiyat dene-
tim mekanİ7ması uygulanmaktadır.
Şirket makul bir düzeyde kâr edecek
şekilde fiyat tespili yapılmaktadır.
ABD'de %5-°o8'lik kâr. kamu hiz-
metleri içın makul kabul edilmekte.
kânn hesaplanması kuramlan üzcrin-
de tartışmalar yapılmakta ve bu konu-
larda mahkemeler kararlar almakıa-
dır. Görüldüğü gibi kapitalisl bir
loplum. ayncalık tanıdığı şirketlere
toplum adına faturalar çıkarmakta-
dır.
Elektrik, su, gaz...
Kamu hizmeti kabul edilen alanla-
nn sıralanmasında birinci önceliği
elektrik. su. gaz ve haberleşme almak-
tadır. Bunlann özelleştirilmesi çimen-
to fabrikalannın özelleştirilmesi gibi
yr
apı!ama7. Bu tıp şirketlerin özelleşti-
rilmesincçok dikkat etmek gerekir. Bu
tip işler, alıcısı (müşterisi) hazır ve ge-
nelde tekel konumunda olduklann-
dan çok kârlı işlerdir. Aynca her bir
alanın alt bölümleri ayrı ayn düzenle-
me gercktirmektedir. Elektrik enerjisi
sektörünün üretım. taşıma ve dağıtım
olan alt bölümleri ıçın ay n ay n düzen-
leme yapılmalıdır.
Elektrik enerjisi dağıtım işlerinde
özelleştirme yapılırken yukanda belir-
tilen hususlara dikkat edılmediği ıçin
bir şirket devraldığı. kurulmuş bir iş-
letmeyi verimli çalıştınp kâr edecek
yerde. kânnı kolay yol olan faizsiz de-
pozito kullanmak. gereksiz gecikme
cezaları gibi kolay yollardan elde et-
meye ve borsa yolu ile baskı gruplan
oluşturmaya çalışmıştır. Bunlara kar-
şılık işletmenin birinci derecede gerek-
sinimi olan basit aylık faturalama sis-
temini dahi geliştırememiştir. Müşten
servislerini iyileştirecek yerde tekel du-
rumuna güvenerek müşterilerini elekt-
riğini kesmekle korkutup yoğun bir
şekilde kamuoyunun tepkisini çekmiş-
tir. Kısaca arzuedilen modern işletme-
cilik tekniklerini kullanarak kâredece-
ği yerde, arzu edilmeyenyöntemlerile
kâr etmeye çalışmıştır. Işin acı yönü
bütün bu olaylar olurken ilgili ma-
kamlar licari hayata müdahale eden
devlet görünümünü vermemek ıçın
şirkete müdahale etmeyip bu şirketi
bir deterjan ya da beyaz eşya satan bir
şirket ile aynı kefeye koymuşlardır.
Sonuç
Hükümet programında. özelleştir-
mede, kamu hizmeti yapan şirketlere
öncelik tanınmaktadır. Böyle olması
doğaldır, çünkü bu tip faaliyet alanla-
nnın kâr oranı yüksek olduğundan
satışlan kolaydır. Satış yapılmadan
önce gtrrekli düzenlemeler yapılmazsa
elektrik enerjisi dağıtım şirketlerinde
yaşanan olaylar yaşanır. Kamu hiz-
metlerinin özelleştinlmesi konusunda
Türk toplumunun öbür alanlara göre
birikmış fazla bir deneyimi yoktur. Bu
nedenle ülke çapında haberleşme gibi
zor konulardan başlamak yerme daha
ufak boyutlu alanlardan başlayıp. ay-
nı zamanda yerel yönetimlerin de de-
neyim kazanmasıyla toplumumuza
uygun bir model geliştirmek müm-
kündür. Buna karşılık "Vaktimiz yok,
bu işlerin kısa zamanda bitmesi gere-
kir" denildiğinde. aynı gerekçelerle
Rus toplumunun ne hale geldiğini gör-
mek yeter kanısındayım.
TARTIŞMA
Yolaynmı
B
ıreyınacısıru,
öfkesini küçücük
yüreğine
sığdırmaya
çahstığı,
toplumun
tedirgin, ülkenin arayış içinde
olduğu koşullarda. umutla
umutsuzluğun gelgitinde
yaşıyoruz.
Askeri darbelerle, sorumsuz
iktidarlarlaen değerli yıllannı
yitiren Türkiye. büyük bir
umutla l.DYPSHP
Kbalisyonuna destek verdi.
Köklü reform vaatleri, hızlı
3emokratikleşme paketleriyle
yolaçıkanve
küçümsenemeyecek çahşmalar
yapan hükümet, Sayın
Demirel'in ısrarlı Çankaya'ya
çıkma arzusu sonucu. zorunlu
olarak yenni 2. DYPSHP
koalisyonuna bıraktı. 2.
koalisyonun ilkinden farklı
olacağı, DYP kurultayı
arasında belli olmuştu.
Açıkçası 2. koalisyon,
ülkemizin yeni bir MC olgusu
yaşamaması uğruna, SHP'nin
kendisinden vermesiyle oluştu.
Ve Türkiye demokrasısinin
tarihinde ilk kez bir hükümet
güvenoyu aldığı gün. toplumda
güvensvzlik yaratan büyük
olaylarla karşı karşıya kaldı.
Türkiye. Anadolu'nun güzel
mpzaiğinde etnik, dinsel ve
kültürel farklılıklan biraynhk
nedeni olarak saymadığı,
tersine bir bütünün uyumlu
parçalan olarak
birteştirebıldiği için bağımsızlık
savaşınıkazanmışu.
Yüzyıllardır süren kardeşliğin,
dayaruşmanın, ortak yaşama
birındnin birikimi ve gücüyle l.
Dünya Savaşı'nın galıp
ordulan Anadolu'dan
kovulmuş, cumhuriyet
kurubnuştu. Yurdun dört bir
yanı demirağlarla öriilmüş,
sanayi kompleksleri bölge
ayınmı yapılmaksızın birer
bireryükseltilmişti. O
EÜnlerden beri ülkemizdeki
oirliğj, dirliği, bütünlüğü,
kalkınmayı ve çağdaşlaşma
atılımlannı istemeyen
emperyalist güçler, her fırsatta
ülkede aynmalığı kjşkırtmış,
inanç ve değerler üzerine
oynamaya çalışmıştır.
1980'lerde Türkiye'deişsizliği,
gelir adaleısızlığını, bölgesel
kalkınma farklılığını giderecek
ekonomik atıhmlar yerine,
yatınmlan durdurmayı,
enflasyonu körüklemeyi tercih
ettiler' 24 Ocak kararlan ve
sonrası uygulamalarla devletin
ekonomik rolünü küçültme
adına kamu yatınmlan
engellendi, varolan kamu
ginşimciliği yıkıma itilerek
anlamsız bir mülkiyet
tartışması gündemın tek
maddesi haline getirildi. Ne
yazık ki Türkiye'nin 50.
hükümetinin başbakanını, kim
en hızlı özelleştirme yapacak
yanşmasının birinciliğı
belirledi. 1993'lerdeöğrenırai,
giyimi ile en modern kışiüklerin
söyieminde, insanlann en
kutsal değerleri "ezan, bayrak"
sözçükleriyle siyaset malzemesi
hâlâ yapılabiliyor.
Ülkemizin insanlan, Türk,
Kürt. Sünni, Alevi türünden
bölünerek ülke bütünlüğünün
sağlanamayacağını bedelini bir
kez daha çok ağır bicimde
ödeyerek yaşıyor. Kuskusuz bu
aymazlığın batağındaki her
türden bölücü, gerici, terörist
odaklara ödün vermeyi hiçbir
yurtseverdüşünemez, kabul
edemez. Ama. sorunun daha
temellerine inmek gerekir.
Bugün ivedi görev, devlet
aygıünı her türden baskıcı,
sorurnsuz, mandacı
zihniyetlerden ve etkilerden
bütünüyle anndırmak. tam
bağımsız, demokratik bir
anlayışı egemen kılmaktır.
Bireylerin yaşama özgürlüğünü
koruyamayan, suçlulan
yakalayıp adalete teslim
edemeyen bir devlet olamaz.
Emperyalizm bilinen oyununu
tekrarlıyor. Böl ve yönet.
Ortadoğu'da sanayileşen,
büyüyen, kalkınan, laık,
demokratik, bağımsız bir
Türkiye istenrniyor.
Istikrarsızlık içinde, bölünmüş,
etkisizleşmiş bir Türkiye
isteniyor. Kımi iç çevreler de bu
stratejiden yararlanarak İslami
bir devlet kurabilmenin
çabalannı sürdürüyor. Türkiye
üzerine oynanan oyun
gerçekten büyük ve ciddi.
Gelişmeler karşısında öfkemizi.
tepkımizi doğru yerde. doğru
zamanda ve doğru biçimde
yönlendirrnemiz gerekiyor.
Özgürleşmiş, yaşama sevincine
ulaşmış yenı bir ınsan,
örgütlülüğün bilincinde yeni bir
toplum, yönlendirici ve eşitlikçi
yeni bir devlet anlayışının
ıddiasını taşıyan solun en
büyük partısi SHP'ye ve
SHP'lilere tarihsel görevler
düşüyor. SHP toplumsal
uzlaşmanın bir gereği olarak,
büyüyen sorunlann çözülmesi
•için ve ülke. toplum çıkarlannı
önde tutarak koalisyon ortağı
olmuştu. Hiç kimse, gelişen
olaylar ortamında liberal bir
devletin olmazsa olmaz
koşullannı yaratmada dahi
ürkek olan sağın ülkemize
kaybettirdiği zaman ve ınsan
değerlerimiz karşısında,
toplumsal tepkinin freni olma
işlevine SHP'yi itemez. SHPbu
toplumdapağımsızlığın,
demokrasinin. adaletin,
eşitliğin. dayanışmanın,
laikliğin, insan haklannın.
emeğin, namusun, erdemin
kalesi olma işlevine daha
özenle. daha ısrarla sahip
çıkma durumundadır. Bunu
yapacak birikimi, gücü. desteğj
ve kadrolan vardır.
Toplumsal tepki. bireysel öfke,
bizım tarihin gösterdiği
doğrulan gözardı etmemize yol
açamaz. Yenilmez olan,
kazanacak olan, halkın örgütlü
gücüdür. Atatürk ve
arkadaşlan Anadolu
mozaiğınin zenginliğinin
zerresini dahi dışanda
bırakmadan. toplumun birleşik
gücünü yaratabıldikleri için
bağımsızhk savaşı
kazanılmıştır. Emek, namus,
yurtseverlık. bölünmeden
doğru safta bütünleşirse
gehşmeleri belirleyebilir.
Türkiye'nin aydınlık geleceğine
ulaşabilir.
Özgürlüksüz eşitliği savunan,
demokratik olmayan
sosyalizmin uğradığı çözülme,
eşit'liksiz özgürlüğü savunan
liberalizmin toplumlarda
yarattığı çöküntü
unutulmadan. özgürlüğü ve
eşitliği birlikte savunan sosyal
demokrasinin, demokratik
sosyalizmin ülkemizdebirliğini
ve etkinliğini sağlama görevı
önümüzde duruyor.
Karanhklarda kaybolmadan,
esenliğe ulaşmanın yolu
akılalîktan ve bilimden
geçiyor. Bu toplumun namuslu
insanlan da namussuzlar kadar
cesur olabilmeyi, bölünerek
değil bütünleşerek
örgütlenmeyi ve mücadele
edebilmevi becermek
zorundadır. Bu yalnızca
ülkemize, toplumumuza ve
tarihimize karşı bir sorumluluk
değil, aynı zamanda bugün için,
kendimiz için bir
sorumluluktur.
Reşat Kadayıfçüar
PENCERE
Neo Liberalizmde
Halk Düşmanlığı...
Köylü..
İşçi..
Memur...
Ah şu üçlüolmasaydı, ülkeyi çekipçevirmekne kadar
kolaylaşacaktı...
Ekonomi tadından yenmeyecekti..
Demokrasi kurulacaktı...
Osmanlı Maarif Nazırı Haşim Paşa "Şu mektepler ol-
masa, maarifi ne güzel idare ederdım" demiş ya, etsiz
şişkebabı. yumurtasız omlet, halksız demokrasi istiyo-
ruz.
•
Köylü mü?
Daha 1960larda Amerika'da köylü nüfusu yüzde 3'e
inmişti. Nedemekköylü?Tembel,yangelipyatar, devle-
tin sırtında kambur, ilkel insan!.. Dünya üçüncü sanayi
devrimine girmiş, Türkiye'de nüfusun yarısı köylü...
Neyapmalı?
Devlet tarımı desteklemesin. ne hali varsa görsün
köylü, isterse gebersin!.. Hem yalnız bizim köylü mü?
Dünya nüfusunun çoğunluğu köylü değil mi?.. Hepsi ge-
bersin!.. ilkel toplumların yaşamaya hakları yok!.. Top-
lum dediğin Amerika, Hollanda, isveç gibi olur; zengin
ve uygar...
Özal, "Ben zengini severim, fakiri sevmem" demişti;
İstanbul'un para babalarıyla Türkiye'yi yönetirsin, bu re-
jimin adı demokrasi olur.
•
Ya işçi?
Dünyada kol işçiliği tükendi. Artık robotlar çalışacak.
Kol işçisi de köylü gibi geçmişte kaldı. Ne demek sendi-
ka? Emekçi partisi? Sol politika? Toplu sözleşme ve
grev? Neo liberalizmde işçiye yer yok. Hem işçi ücretle-
rinin yüksekliği enflasyonu körüklüyor; emekçinin tepe-
sine inmeli...
Geçti artık emekçi edebiyatı, KlT'leri de satıp savıp
çalışanlannı sokağa dökmeh...
Ah, şu emekçiler olmasa, Türkiye'yi çok iyi yönetece-
ğiz, herkesin başı göğe erecek, demokrasi tıkır tıkır işle-
yecek, enflasyon da durulacak...
•
Memur da baş belası!..
Aylığına zam istiyormuş. Peki, ne yaratıyor, ne üreti-
ywr?.. Devleti küçültmeli, memurların yarısına yol ver-
meli. Hem devlet görevlisine sendikalaşma, toplusöz-
leşme, grev haklarını verirsek düzen altüst olmaz mı?
Daha şimdıden sokağa döküldü memur, zam istiyor, ey-
lem yapıyor..
Enflasyonu pompalıyor...
Oldum olası şikâyetçidir memur; hem zam yaparsan
kamu açıklan daha da büyümez mi?..
Vur tepesine memurun..
Sürünsün.dursun.
•
Neo liberalizmin felsefesi bu..
Amerikan kökenli dünya görüşü...
Ne var ki gezegenimizde köylü. işçi ve küçük memur,
kum taneleri gibi...
Bilgisayarlı. robotlu, sermaye-yoğun ve kol gücünden
soyutlanmış sanayi devrimi. ancak Amerika, Almanya,
Japonyada uç vermesürecındedir, dünya pazarını kıs-
kaca alarak sömürmek yolunda başanlıdır. Türkiye da-
ha nerede? Bızde enflasyon, sermaye birikiminin kaçı-
nılmaz siyasetine dönüşmüş, demokrasiyi de kıskaca
almış bir yaşam biçimi ki toplumu çürütüyor.
1
"Halksız demokrasi modeli" İstanbul sermayesi adı-
na Anadolu'ya öneriliyor: ama, halkın çoğunluğu köylü-
den, memurdan, işçiden ve esnaftan oluşuyor. Esnaf
suskun. Köylü. işçi ve küçük memur düşmanlığıyla da
ne bir yere varılır. ne demokrasi kurulur.
Halk düşmanlığından vazgeçelim.
Ortaçağ karanlığını günümüze taşımak isteyen insanlık
ve sevgi özürlü güçler sevgili sınıf arkadaşımız
Dr.BEHÇETAYSAN'ı
ve 36aydın insanımızı katlettiler. Lanetliyoruz.
Dr. AHMET K.4RTALK.OİAT, Dr. CENGİZ ALP, Dr.
CLMALİ AKSOY.Dr. ERTLCRLLGÜR, Dr. ERTUGRLL
CÖMERT. Dr. FİLİZ CÖMERT, Dr. ATİLLA ALP,Dr.
TLRGAY ÇETİN, Dr. ŞLXE ÇETİN, Dr. TÜRKAN l LK-4T,
Dr. ERKAN METtN, Dr. SABRİ ŞAHİÎN. Dr. HÜSEYİN
MLTLL
JAPON GULU
İlhan Selçuk
6. bası 30.000 (KDV içinde)
Çcığdaş Yavınları Türkocağt Cad. 39-41 Ccığaloğlu-lsıanbu!
Ödemeli gönderilmez
D I S Y D Ü N Y A S I B A F T A E R K E S E V 1 R İ Y O R
Niye salona asmayacak mışım?
Bu hafta Disney Dünyası'nda harika bir armağan var:
Kocaman bir Miki afişi. Annem odana asarsın,
diyor. Bence salona koysak daha eğlenceli
olur. Laf aramızda... bizim salonu biraz sıkıcı
buluyorum da! Belki bu afiş biraz hareket getirir.
BU SAYIDA: • Cin, Can, Cem, ayılar ormanında
yalnız yaşamaya karar veriyorlar. • Varyemez'in
yeğeni Bücür vampir olursa ne olur? • Arşimet'in
son buluşu: Elektronik köpek!
AYRICA... • Smokinli dostumuz
penguenin nasıl doğduğunu merak
ediyor musunuz? • Yeni doğmuş zenci
bebeğin dişleri ne renktir? Cevabı ünlü
şarkıcı Seden Gürel'in röportajında. • Çocuk modası: Sıcak
yaz günlerı ıçın ideal ktyafetler.
D İ S N E Y D U N Y A S I A N A Y A Y I N C I L I K A . Ş . T e l ( 1 ) 2 7 6 9 5 8 0 ( 4 h a t ]
PAZARTESİ
GAZETE
BAYİLERİNDE