25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ1993 PAZARTESf OLAYLAR VE GORUŞLER Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi Hükümet programında. özelleştirmede, kamu hizmeti yapan şirketlere öncelik tanınmaktadır. Böyle olması doğaldır, çünkü bu tip faaliyet alanlannın kâr oranı yüksek olduğundan satışlan kolaydır. Satış yapılmadan önce gerekli düzenlemeler yapılmazsa elektrik enerjisi dağıtım şirketlerinde yaşanan olaylar yaşanır. Prof. Dr. MEHMET BAKİOĞLU İstanbul Tek. Üni. Y eni kurulan hükümetin programında başta PTT'nin bir kısmı ol- mak üzere birçok kamu iktisadi kuruluşlannın özelleştirilmesi bulun- maktadır. Bu özelleştirmelenn yapıl- masından önce Aktaş olayını iyice inceleyip yapılan yanlışların belirlen- mesin'de ve aynı yanlışlann yapılacak özelleştirmede yapılmamasında top- lum açısından büyük yararlar vardır. Tersi durumda yapılan yanlışlıklann faturasını toplum ödeyeceğı gibi top- lumda özelleştirmeye karşı doğacak reaksiyonlar nedeniyle özelleştirme- lerde gecikmeler olacaktır. Özelleştirmelerde ilk dikkat edilecek nokta, Batı toplumlannın bu konuda geçirdiğı tarihsel evreleri. bugünkü durumlannı her yönüyle inceleyip on- lann deneyimlerinden yararlanmak- tır. Olaya yaklaşımlar. "Batıda bu işle- ri özel sektör yapıyor. Türkiye'de de özel sektör yapabilir", "Devletin sırtı- na yük olan KİTIerden devletin kur- tulması". "Ekonomik bakımdan tıka- nan devlete kaynak yaraımak" şeklin- de kısmen doğru fakat çok eksik yaklaşımlardır. Eksik olan yönü. işi yapan özel sektörün. toplum adına ya- pılacak denetimi tartışmasının yapıl- mamasıdır. Yapılan tartışmalar ise yukandaki yaklaşımlardan dolayı yü- zeysel kalmaktadır. Aynca özelleştiri- lecek alanlann toplumun gereksinme- lerine göre sınıflandınlması yapılma- dığından. bütün iş alanlannı aynı kefeye koyma eğilimi mevcuttur: yani çimento fabrikalanrun özelleştirilmesi ile PTT'nin özelleştirilmesinde esasta aynı yol izlenilmekledir. "Sat. kurtul". Sonuç olarak görülüyor ki, satmakla kurtulunmuyor. tersine toplum yenı sorunlarla karşı karşıya kalıyor. As- hnda olaya Amerikan toplumunun büyük depresyondan sonra devletin işlevlerini (fonksiyonlannı) genişletip İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dev- leti küçültmesi arasında koşutluk ku- rularak bakılırsa yararlı sonuçlar çı- kartılabilinir. Kısaca olaya, devlete kaynak yaratmayı daha sonraki plan- lara atıp devlet işlevlerinin küçültül- mesı şeklinde bakmak, daha sağiıklı bir yaklaşım olabilir. Toplumlar. ister gelişmemiş olsun ister çok gelişmiş olsunlar. daima bazı alanlannı öbürlerinden daha fazla de- netlerler. Yaşamsal önem taşıyan kamu hizmeti (public utility) olarak adlandınlan işlerin bazı toplumlar özel sektör tarafından yapılmasını, fa- kat devlet tarafından sıkı bir şekilde denetlenmesini tercih ederler, bazı toplumlar ise bu işlerin zarar etse bile devlet tarafından yapılmasını tercih ederler. ABD'de durum ABD'de telgraf ve telefon özel sek- törde olmasına karşın geleneklerine bağlı kalarak posta işlerini özelleştir- memişler ve bu konuda anayasalanna madde koymuşlardır. Kamu hizmeti olarak hemen sayılabilecek elektrik, su. telefon. posta. liman, havaalanı, köprülergibi bazı alanlann kamu hiz- meti sayılıp sayılmayacağı tartışmalı- d\r. Tartışmalı alanlara mahkeme karan ile çözüm bulunmaktadır. (ABD'de otoyollardaki benzin istas- yonlan. Supreme Court karan ile kamu hizmeti yapan kuruluş kabul edilmemiştir.) Kamu hizmeti kabul edilen alanlar- da bölgesel ya da ülke çapında tekelcı- lik vardır. Tekelciliğin olmadığı du- rumlarda ise az sayıda şirketin faaliyet göstermesine izin verilir. Bu şirketlere. mecbur kalmadıkça anti-tröst uygula- malan yapılmaz, büyümelerine ve tröst haline gelmelerine izin verilir. (Amerikan toplumu son yıllarda çok büyüyen ATT telefon şirkelini 7 ay n şirkete bölmüştür.) Bu nedenlerie ka- mu hizmeti yaptığı kabul edilen şirket- lerin faaliyetleri genelde kârlı ticari alanlardır. Bülün verilen bu avantajlara karşı kamu hizmeti yapan şirketler. öbür şirketlere göre toplum tarafından da- ha sıkı denetlenirler. Sıkılık. şirketin faaliyet gösterdiği alanlara göre değiş- mektedir. Aynca denetlenmesi iş ha- yatında devlet müdahalesi olarak algı- İanıp alerji yarattığından denetim sözcüğü yerine düzenleme sözcüğü kullanılmaktadır. Kamu hizmeti ve- ren şirketler faaliyetlerini geliştirmek icin izin almak ya da zararlı olsa dahi bazı faaliyetlerini yürütmek zorunda- dırlar. Bir otobüs şirketi yeni haı aç- mak için izin almak zorunda ya da bazı zararlı hatlara servis veımek zo- rundadır. Depozito aldıklannda. (elektrik, su. gaz. telefon gibi) aldıklan depozitolara faiz vermek zorundadır- lar. Faiz yükünden kurtulmak isteven şirket, faturalannı aksaimadan öde- yen müşterilennın depozıtolannı bi- rincı yılın sonunda geri vermektedir. Şirketler bütçelerini. kayıtlannt. ken- dilerini denetleyen makamlara her yıl vermek zorundadırlar. Aynca bu şir- ketlerin hısse senetlenni ellerinde tu- tan holding şirketleri hakkında geniş ölçüde yasal kısıtlamalar vardır. Ka- mu hizmeti veretı şirketlere fiyat dene- tim mekanİ7ması uygulanmaktadır. Şirket makul bir düzeyde kâr edecek şekilde fiyat tespili yapılmaktadır. ABD'de %5-°o8'lik kâr. kamu hiz- metleri içın makul kabul edilmekte. kânn hesaplanması kuramlan üzcrin- de tartışmalar yapılmakta ve bu konu- larda mahkemeler kararlar almakıa- dır. Görüldüğü gibi kapitalisl bir loplum. ayncalık tanıdığı şirketlere toplum adına faturalar çıkarmakta- dır. Elektrik, su, gaz... Kamu hizmeti kabul edilen alanla- nn sıralanmasında birinci önceliği elektrik. su. gaz ve haberleşme almak- tadır. Bunlann özelleştirilmesi çimen- to fabrikalannın özelleştirilmesi gibi yr apı!ama7. Bu tıp şirketlerin özelleşti- rilmesincçok dikkat etmek gerekir. Bu tip işler, alıcısı (müşterisi) hazır ve ge- nelde tekel konumunda olduklann- dan çok kârlı işlerdir. Aynca her bir alanın alt bölümleri ayrı ayn düzenle- me gercktirmektedir. Elektrik enerjisi sektörünün üretım. taşıma ve dağıtım olan alt bölümleri ıçın ay n ay n düzen- leme yapılmalıdır. Elektrik enerjisi dağıtım işlerinde özelleştirme yapılırken yukanda belir- tilen hususlara dikkat edılmediği ıçin bir şirket devraldığı. kurulmuş bir iş- letmeyi verimli çalıştınp kâr edecek yerde. kânnı kolay yol olan faizsiz de- pozito kullanmak. gereksiz gecikme cezaları gibi kolay yollardan elde et- meye ve borsa yolu ile baskı gruplan oluşturmaya çalışmıştır. Bunlara kar- şılık işletmenin birinci derecede gerek- sinimi olan basit aylık faturalama sis- temini dahi geliştırememiştir. Müşten servislerini iyileştirecek yerde tekel du- rumuna güvenerek müşterilerini elekt- riğini kesmekle korkutup yoğun bir şekilde kamuoyunun tepkisini çekmiş- tir. Kısaca arzuedilen modern işletme- cilik tekniklerini kullanarak kâredece- ği yerde, arzu edilmeyenyöntemlerile kâr etmeye çalışmıştır. Işin acı yönü bütün bu olaylar olurken ilgili ma- kamlar licari hayata müdahale eden devlet görünümünü vermemek ıçın şirkete müdahale etmeyip bu şirketi bir deterjan ya da beyaz eşya satan bir şirket ile aynı kefeye koymuşlardır. Sonuç Hükümet programında. özelleştir- mede, kamu hizmeti yapan şirketlere öncelik tanınmaktadır. Böyle olması doğaldır, çünkü bu tip faaliyet alanla- nnın kâr oranı yüksek olduğundan satışlan kolaydır. Satış yapılmadan önce gtrrekli düzenlemeler yapılmazsa elektrik enerjisi dağıtım şirketlerinde yaşanan olaylar yaşanır. Kamu hiz- metlerinin özelleştinlmesi konusunda Türk toplumunun öbür alanlara göre birikmış fazla bir deneyimi yoktur. Bu nedenle ülke çapında haberleşme gibi zor konulardan başlamak yerme daha ufak boyutlu alanlardan başlayıp. ay- nı zamanda yerel yönetimlerin de de- neyim kazanmasıyla toplumumuza uygun bir model geliştirmek müm- kündür. Buna karşılık "Vaktimiz yok, bu işlerin kısa zamanda bitmesi gere- kir" denildiğinde. aynı gerekçelerle Rus toplumunun ne hale geldiğini gör- mek yeter kanısındayım. TARTIŞMA Yolaynmı B ıreyınacısıru, öfkesini küçücük yüreğine sığdırmaya çahstığı, toplumun tedirgin, ülkenin arayış içinde olduğu koşullarda. umutla umutsuzluğun gelgitinde yaşıyoruz. Askeri darbelerle, sorumsuz iktidarlarlaen değerli yıllannı yitiren Türkiye. büyük bir umutla l.DYPSHP Kbalisyonuna destek verdi. Köklü reform vaatleri, hızlı 3emokratikleşme paketleriyle yolaçıkanve küçümsenemeyecek çahşmalar yapan hükümet, Sayın Demirel'in ısrarlı Çankaya'ya çıkma arzusu sonucu. zorunlu olarak yenni 2. DYPSHP koalisyonuna bıraktı. 2. koalisyonun ilkinden farklı olacağı, DYP kurultayı arasında belli olmuştu. Açıkçası 2. koalisyon, ülkemizin yeni bir MC olgusu yaşamaması uğruna, SHP'nin kendisinden vermesiyle oluştu. Ve Türkiye demokrasısinin tarihinde ilk kez bir hükümet güvenoyu aldığı gün. toplumda güvensvzlik yaratan büyük olaylarla karşı karşıya kaldı. Türkiye. Anadolu'nun güzel mpzaiğinde etnik, dinsel ve kültürel farklılıklan biraynhk nedeni olarak saymadığı, tersine bir bütünün uyumlu parçalan olarak birteştirebıldiği için bağımsızlık savaşınıkazanmışu. Yüzyıllardır süren kardeşliğin, dayaruşmanın, ortak yaşama birındnin birikimi ve gücüyle l. Dünya Savaşı'nın galıp ordulan Anadolu'dan kovulmuş, cumhuriyet kurubnuştu. Yurdun dört bir yanı demirağlarla öriilmüş, sanayi kompleksleri bölge ayınmı yapılmaksızın birer bireryükseltilmişti. O EÜnlerden beri ülkemizdeki oirliğj, dirliği, bütünlüğü, kalkınmayı ve çağdaşlaşma atılımlannı istemeyen emperyalist güçler, her fırsatta ülkede aynmalığı kjşkırtmış, inanç ve değerler üzerine oynamaya çalışmıştır. 1980'lerde Türkiye'deişsizliği, gelir adaleısızlığını, bölgesel kalkınma farklılığını giderecek ekonomik atıhmlar yerine, yatınmlan durdurmayı, enflasyonu körüklemeyi tercih ettiler' 24 Ocak kararlan ve sonrası uygulamalarla devletin ekonomik rolünü küçültme adına kamu yatınmlan engellendi, varolan kamu ginşimciliği yıkıma itilerek anlamsız bir mülkiyet tartışması gündemın tek maddesi haline getirildi. Ne yazık ki Türkiye'nin 50. hükümetinin başbakanını, kim en hızlı özelleştirme yapacak yanşmasının birinciliğı belirledi. 1993'lerdeöğrenırai, giyimi ile en modern kışiüklerin söyieminde, insanlann en kutsal değerleri "ezan, bayrak" sözçükleriyle siyaset malzemesi hâlâ yapılabiliyor. Ülkemizin insanlan, Türk, Kürt. Sünni, Alevi türünden bölünerek ülke bütünlüğünün sağlanamayacağını bedelini bir kez daha çok ağır bicimde ödeyerek yaşıyor. Kuskusuz bu aymazlığın batağındaki her türden bölücü, gerici, terörist odaklara ödün vermeyi hiçbir yurtseverdüşünemez, kabul edemez. Ama. sorunun daha temellerine inmek gerekir. Bugün ivedi görev, devlet aygıünı her türden baskıcı, sorurnsuz, mandacı zihniyetlerden ve etkilerden bütünüyle anndırmak. tam bağımsız, demokratik bir anlayışı egemen kılmaktır. Bireylerin yaşama özgürlüğünü koruyamayan, suçlulan yakalayıp adalete teslim edemeyen bir devlet olamaz. Emperyalizm bilinen oyununu tekrarlıyor. Böl ve yönet. Ortadoğu'da sanayileşen, büyüyen, kalkınan, laık, demokratik, bağımsız bir Türkiye istenrniyor. Istikrarsızlık içinde, bölünmüş, etkisizleşmiş bir Türkiye isteniyor. Kımi iç çevreler de bu stratejiden yararlanarak İslami bir devlet kurabilmenin çabalannı sürdürüyor. Türkiye üzerine oynanan oyun gerçekten büyük ve ciddi. Gelişmeler karşısında öfkemizi. tepkımizi doğru yerde. doğru zamanda ve doğru biçimde yönlendirrnemiz gerekiyor. Özgürleşmiş, yaşama sevincine ulaşmış yenı bir ınsan, örgütlülüğün bilincinde yeni bir toplum, yönlendirici ve eşitlikçi yeni bir devlet anlayışının ıddiasını taşıyan solun en büyük partısi SHP'ye ve SHP'lilere tarihsel görevler düşüyor. SHP toplumsal uzlaşmanın bir gereği olarak, büyüyen sorunlann çözülmesi •için ve ülke. toplum çıkarlannı önde tutarak koalisyon ortağı olmuştu. Hiç kimse, gelişen olaylar ortamında liberal bir devletin olmazsa olmaz koşullannı yaratmada dahi ürkek olan sağın ülkemize kaybettirdiği zaman ve ınsan değerlerimiz karşısında, toplumsal tepkinin freni olma işlevine SHP'yi itemez. SHPbu toplumdapağımsızlığın, demokrasinin. adaletin, eşitliğin. dayanışmanın, laikliğin, insan haklannın. emeğin, namusun, erdemin kalesi olma işlevine daha özenle. daha ısrarla sahip çıkma durumundadır. Bunu yapacak birikimi, gücü. desteğj ve kadrolan vardır. Toplumsal tepki. bireysel öfke, bizım tarihin gösterdiği doğrulan gözardı etmemize yol açamaz. Yenilmez olan, kazanacak olan, halkın örgütlü gücüdür. Atatürk ve arkadaşlan Anadolu mozaiğınin zenginliğinin zerresini dahi dışanda bırakmadan. toplumun birleşik gücünü yaratabıldikleri için bağımsızhk savaşı kazanılmıştır. Emek, namus, yurtseverlık. bölünmeden doğru safta bütünleşirse gehşmeleri belirleyebilir. Türkiye'nin aydınlık geleceğine ulaşabilir. Özgürlüksüz eşitliği savunan, demokratik olmayan sosyalizmin uğradığı çözülme, eşit'liksiz özgürlüğü savunan liberalizmin toplumlarda yarattığı çöküntü unutulmadan. özgürlüğü ve eşitliği birlikte savunan sosyal demokrasinin, demokratik sosyalizmin ülkemizdebirliğini ve etkinliğini sağlama görevı önümüzde duruyor. Karanhklarda kaybolmadan, esenliğe ulaşmanın yolu akılalîktan ve bilimden geçiyor. Bu toplumun namuslu insanlan da namussuzlar kadar cesur olabilmeyi, bölünerek değil bütünleşerek örgütlenmeyi ve mücadele edebilmevi becermek zorundadır. Bu yalnızca ülkemize, toplumumuza ve tarihimize karşı bir sorumluluk değil, aynı zamanda bugün için, kendimiz için bir sorumluluktur. Reşat Kadayıfçüar PENCERE Neo Liberalizmde Halk Düşmanlığı... Köylü.. İşçi.. Memur... Ah şu üçlüolmasaydı, ülkeyi çekipçevirmekne kadar kolaylaşacaktı... Ekonomi tadından yenmeyecekti.. Demokrasi kurulacaktı... Osmanlı Maarif Nazırı Haşim Paşa "Şu mektepler ol- masa, maarifi ne güzel idare ederdım" demiş ya, etsiz şişkebabı. yumurtasız omlet, halksız demokrasi istiyo- ruz. • Köylü mü? Daha 1960larda Amerika'da köylü nüfusu yüzde 3'e inmişti. Nedemekköylü?Tembel,yangelipyatar, devle- tin sırtında kambur, ilkel insan!.. Dünya üçüncü sanayi devrimine girmiş, Türkiye'de nüfusun yarısı köylü... Neyapmalı? Devlet tarımı desteklemesin. ne hali varsa görsün köylü, isterse gebersin!.. Hem yalnız bizim köylü mü? Dünya nüfusunun çoğunluğu köylü değil mi?.. Hepsi ge- bersin!.. ilkel toplumların yaşamaya hakları yok!.. Top- lum dediğin Amerika, Hollanda, isveç gibi olur; zengin ve uygar... Özal, "Ben zengini severim, fakiri sevmem" demişti; İstanbul'un para babalarıyla Türkiye'yi yönetirsin, bu re- jimin adı demokrasi olur. • Ya işçi? Dünyada kol işçiliği tükendi. Artık robotlar çalışacak. Kol işçisi de köylü gibi geçmişte kaldı. Ne demek sendi- ka? Emekçi partisi? Sol politika? Toplu sözleşme ve grev? Neo liberalizmde işçiye yer yok. Hem işçi ücretle- rinin yüksekliği enflasyonu körüklüyor; emekçinin tepe- sine inmeli... Geçti artık emekçi edebiyatı, KlT'leri de satıp savıp çalışanlannı sokağa dökmeh... Ah, şu emekçiler olmasa, Türkiye'yi çok iyi yönetece- ğiz, herkesin başı göğe erecek, demokrasi tıkır tıkır işle- yecek, enflasyon da durulacak... • Memur da baş belası!.. Aylığına zam istiyormuş. Peki, ne yaratıyor, ne üreti- ywr?.. Devleti küçültmeli, memurların yarısına yol ver- meli. Hem devlet görevlisine sendikalaşma, toplusöz- leşme, grev haklarını verirsek düzen altüst olmaz mı? Daha şimdıden sokağa döküldü memur, zam istiyor, ey- lem yapıyor.. Enflasyonu pompalıyor... Oldum olası şikâyetçidir memur; hem zam yaparsan kamu açıklan daha da büyümez mi?.. Vur tepesine memurun.. Sürünsün.dursun. • Neo liberalizmin felsefesi bu.. Amerikan kökenli dünya görüşü... Ne var ki gezegenimizde köylü. işçi ve küçük memur, kum taneleri gibi... Bilgisayarlı. robotlu, sermaye-yoğun ve kol gücünden soyutlanmış sanayi devrimi. ancak Amerika, Almanya, Japonyada uç vermesürecındedir, dünya pazarını kıs- kaca alarak sömürmek yolunda başanlıdır. Türkiye da- ha nerede? Bızde enflasyon, sermaye birikiminin kaçı- nılmaz siyasetine dönüşmüş, demokrasiyi de kıskaca almış bir yaşam biçimi ki toplumu çürütüyor. 1 "Halksız demokrasi modeli" İstanbul sermayesi adı- na Anadolu'ya öneriliyor: ama, halkın çoğunluğu köylü- den, memurdan, işçiden ve esnaftan oluşuyor. Esnaf suskun. Köylü. işçi ve küçük memur düşmanlığıyla da ne bir yere varılır. ne demokrasi kurulur. Halk düşmanlığından vazgeçelim. Ortaçağ karanlığını günümüze taşımak isteyen insanlık ve sevgi özürlü güçler sevgili sınıf arkadaşımız Dr.BEHÇETAYSAN'ı ve 36aydın insanımızı katlettiler. Lanetliyoruz. Dr. AHMET K.4RTALK.OİAT, Dr. CENGİZ ALP, Dr. CLMALİ AKSOY.Dr. ERTLCRLLGÜR, Dr. ERTUGRLL CÖMERT. Dr. FİLİZ CÖMERT, Dr. ATİLLA ALP,Dr. TLRGAY ÇETİN, Dr. ŞLXE ÇETİN, Dr. TÜRKAN l LK-4T, Dr. ERKAN METtN, Dr. SABRİ ŞAHİÎN. Dr. HÜSEYİN MLTLL JAPON GULU İlhan Selçuk 6. bası 30.000 (KDV içinde) Çcığdaş Yavınları Türkocağt Cad. 39-41 Ccığaloğlu-lsıanbu! Ödemeli gönderilmez D I S Y D Ü N Y A S I B A F T A E R K E S E V 1 R İ Y O R Niye salona asmayacak mışım? Bu hafta Disney Dünyası'nda harika bir armağan var: Kocaman bir Miki afişi. Annem odana asarsın, diyor. Bence salona koysak daha eğlenceli olur. Laf aramızda... bizim salonu biraz sıkıcı buluyorum da! Belki bu afiş biraz hareket getirir. BU SAYIDA: • Cin, Can, Cem, ayılar ormanında yalnız yaşamaya karar veriyorlar. • Varyemez'in yeğeni Bücür vampir olursa ne olur? • Arşimet'in son buluşu: Elektronik köpek! AYRICA... • Smokinli dostumuz penguenin nasıl doğduğunu merak ediyor musunuz? • Yeni doğmuş zenci bebeğin dişleri ne renktir? Cevabı ünlü şarkıcı Seden Gürel'in röportajında. • Çocuk modası: Sıcak yaz günlerı ıçın ideal ktyafetler. D İ S N E Y D U N Y A S I A N A Y A Y I N C I L I K A . Ş . T e l ( 1 ) 2 7 6 9 5 8 0 ( 4 h a t ] PAZARTESİ GAZETE BAYİLERİNDE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle