Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAZİRAN1993CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 13
DIŞ BAS1NDA SOLİNGEN KATLİAM1
DünyaAlmanları
eleştiriyor
TÜRKİYEDE DÜNYADA
Dış Haberier Servisi - Sohn-
gen facıasının Baü basınında
yol açüğı tepkiler devam edi-
yor. Amerikan ve Belçika bası-
runda Neo-Nazi vahşetine ılış-
kin haber ve yorumlara geniş
yerverildi.
\Vashington muhabirimiz
Fuat Kozluklu'nun bildirdiğine
göre ABD'nin önde gelen tele-
vizyon kanallan ABC, CBS,
CNN, NBC ve PBS, gerek olay
günü gerekse sonraki tüm geliş-
meleri izkyicüerine haber bül-
tenlerinden zaman zaman nak-
len olmak üzere görüntülerle
duyuruyorlar.
Gazete ve televizyonlar, ha-
ber-yorumlannda "Almanya'-
nın kendisini ırk esasına değil,
ABD'deki gibi vatandaşlık esa-
sına dayah bır toplum olarak
yöne tmesi gerektiği" gönişünü
dile getiriyorlar.
1990'1J yıllann Almanya'da
yaşayan Türkler için oldukça
güç geçeceği görüşünü de savu-
nan ABD yayın organlan, Al-
manya Başbakanı Hebnut
Kohl'ün gelecek yılki seçimlerin
derdine düştüğünü ifade edi-
yorlar. Yine yorumlarda,
Kohl'ün aşın sağcılara karşi
önlem almadaki başansızlığı-
nın, Almanya'nın takdir edilen,
İkinci Dünya Savaşı sonrası öz-
gür ve hoşgörüye dayah de-
mokrası imajına gölge düşür-
düğüne de dikkat çekiliyor.
ABD basınındaki yorumlarda,
genel olarak Almanya'nın izle-
diği göçmen politikası eleşlirili-
yor.
Almankimdir?
250 bin tirajh ve liberal eği-
limli The Sun gazetesinin önoeki
gün '"Alman kimdir?" başlığıy-
la yayımladığı yorumda, Al-
manya'nın yeni göçmen yasası-
nın değiştirilmesi konusunda
dünya kamuoyunun baskı yap-
masının gerektiği belirûldi.
Gazetenin yorumunda, özetle
şöyle denidi:
" Almanya kapılannı sığınma
arayanlara kaparken yabancı-
lara karşı acımasız Neo-Nazi'-
leri palazlandınyor. Eğer bu
kundaklama cinayeti kurban-
lan ABD'ye göçmüş olsaydı,
muhtemelen hepsi ABD vatan-
daşhğm^ sahip olacakü. Bura-
da dogari herkes anayasal hak
olarak, ABD vatandaşlığını ka-
zanır. ABD göçmenlik yasası
altında göçmen olan diğerleri
ise vatandaşlığa kabul edilmek
için düzenlenmiş sisteme dahil
olur. Almanya'da ise vatandaş-
lık kan bağı ile kazanılan bir
durum olarak kabul edilir. Eğer
bir kimse Alman ataya sahip ol-
duğunu ispat ederse, nereden
gelirse gelsin ya da dil veya gö-
renek olarak ne denli Alman
olmayan bir yapıya sahip olur-
sa olsun, Alman vatandaşlığma
kabul edilir. Fakat. eğer birisi
"yabana işçi" statüsüne sahip-
se veya Soüngen'de olduğu gibi
23 yıldır Almanya'da yaşayan
yabana işçinin Almanya do-
ğumlu çocuğu ise bunu tama-
men unutun, asla vatandaşlık
elde edemez."
Göçmenlerden
korkuyorlar
Muhafazakar eğjlimli The
Washinglon Times gazetesi de
"'Batı Avrupalılann göçmen se-
linden korktuğunu" yazdı.
Lance Gay imzah yaada, "Ber-
lin duvannm yıkıİmasının üze-
rinden daha üç yıl gjbı kısa bir
zaman geçerken Batı Avnıpa
ülkeleri. göçmenleri dışlayarak
tahkim edihniş yeni Avnıpa'yı
kurmaktalar" denildi.
Öte yandan, ABD'de yaşa-
yan Türk derneklerinin büyük
bölümünü bünyesinde topla-
yan Türk-Amerikan Dernekle-
ri Federasyonu, yann New
York'un ünlü Times Meydanı'-
nda "Almanya'daki Nazi akı-
mını kınama yüriiyüşü" düzen-
leyecek. Federasyon yetkilileri,
amaçlanrun Almanya'daki
Türklere destek olmak ve Nazi
vahşetini kınamak olduğunu
söylediler.
Belçika basııu
Belçika basını, Almanya'da
katledilen 5 Türk vatandaşı için
dün yapılan cenaze törenine
ilişkın haberlere ve fotoğraflara
geniş yer verdi.
Almanya Cumhurbaşkanı
Richard Von VVeiszaecker'ın ce-
naze töreninde yaptığı konuş-
maya ağırlık veren "Le Soir"
gazetesi, "Almanya Cumhur-
başkanı ülkesinin sorumlu ol-
duğunu kabul etti" başbğını
kullandı.
"Le Soir", Almanya'nın çe-
şitli bölgelerinde düzenlenen
protesto gösterilerine ve Alman
güvenlik birimlerinin aldığı ön-
lemlere de geniş yer verdi.
"Köln'de Türkler şiddete
başvurmadı" baş'uğı ile cenaze
törenini yansıtan "La Libre
Belgique" gazetesi, binlerce
gösterianin. Türk ve Alman
politikacılann sıyasi konuşma-
lannı ıslıkladıklanna ve bu tür
nutuklara "tok olduklanna"
dikkat çekerek "Türk toplumu
Solingen şokunun etkisinden
kurtulamıyor" dedi.
Haftahk "Le Vif" dergisi de
Almanya'da ırkçıbğın urmanı-
şını konu alan ve Türklere yö-
nelik saldınlan vansıtan bir
yazı yayımladı. Olkede, 1991
yılında bin 483, 1992'de ise 2
bin ırkçı şiddet eylemi yaşandı-
ğjnı, geçen yıl 17 kişinin bu ey-
lemler sırasında yaşamını yitir-
diğini belirten dergi, Alman
hükümetini "uzun yıllar sessiz
kalmak ve tepki göstermekte
gecikmekle" ıtham etti.
Solingenkatilleri
• Baştarafı 1. Sayfada
yaşındaki C'ye rastladılar.
Gençler meyhaneden kovulma-
nın yarattığı öfke ve aşın içki-
nin de tesiriyle saat 01.40 sula-
nnda bir benzin bidonuyla
Türklerin oturduğu eve geldi-
ler. Faillerden C. zaten aynı
sokakta oturduğu için Genç ai-
lesinin evini yakından tanıyor-
du. Binanın kilitli olmayan
kapısından gjren failler antre-
deki ahşap sandığın üzerine
benzin döküp bir gazete parça-
sıyla tutuşturduktan sonra kaç-
tüar.
Pazar günü sıcağı sıcağına tu-
tuklanan 16 yaşındaki C, ilk
ifadesinde de suçu itiraf etmiş,
ama polise yanlış eşkaller vere-
rek savahğı birkaç gün oyala-
mıştı. C'nin son ifadesiyle
bunun üzerine yakalanan faUle-
rin ifadesi örtüşüyor.
Eğer suç tescil edilirse 16 ve
20 yaşındaki gençler yaşlannın
küçüklüğünden ötürü Gençlik
Mahkemesi'nde yargılanacak.
5 kişıyi öldürmek, 15 kişiyi öl-
dürmeye teşebbüs ve ağır kun-
daklama suçlanndan yargıla-
nacak olan faillerden sadece 23
yaşında olaru hakkında müeb-
bet hapis, diğer üçü hakkında
10 yıl hapis istenecek.
Türk ve Alman hukuku ko-
nusunda uzman avukat Dr.
Christien Rumpf ile Mölln ve
Solingen faüleri hakkında veri-
lecek cezayı görüştük. Dr.
Rumpf, Alman Ceza İnfaz Ka-
nunu'na göre 'müebbet hapis'
cezasının genelde 15 yılla sınırh
tutulduğunu belirtti Müebbet
hapse mahkum edilen bir sanık
genelükle 15 yıl sonra durumu-
nun jeniden gözden geçirilmesi
sonucu serbest bırakılıyor. An-
cak *akh başına gelmediğT dü-
şünüîen ya da hapiste göze bau-
cı davranışlarda bulunan bazı
ağır îiahkumlar ömrünün so-
Meteoroloıı Genel Muduriuğu nden alınan bılgıye gore batı oolge'enmız
cokbulu^u, Marmara mn dogusu Batı ve O'ia Karaderız Ege Akdenız
ve lc Anadolu boigelerı sagarak ^e ye' yer gokgurultuK- saganak yağışn
oteVı yerier az buiutiu ve acık gececek Havasıcakiığ oatîdabtrazazaia-
cak Öenızıet.nızderuzgat Guney Ege ve Akdemz de ganbat'S velodos
otekı cenız-erımızde yıld'z ve karayeiden 3-5 kuvvetırce saatte 10-21 de-
pızmın hızlaesecek Van Goiu ndeha^aazbulutlu ve acık gececek
Adana
Afyon
A§rı
Ankara
Antalya
Aydın
3ur5a
Canakfcate
Cıyarfeamr
Edıtne
Erzurum
Eskışehır
Istanbul
zmır
Kars
Konya
Samsun
TraDzon
Zongu'Öak
Y30
Y22-
A 17 '
Y23"
Y27'
Y 30
Y26'
B 26'
A 26'
B 2 6 '
A 16'
Y 21 '
Y 84
Y 30"
A - 6 '
Y 22
Y 21
B 21 '
Y 2 0 '
'8
10
6
10
18
18
12
16
10
"3
5
9
15
19
€
9
14
13
13
/ j 1 * |::
:-v0*"
<—^jfrr^ •Bedın 1
K ^ ^ »
p
a"S ^ ^ »Vıyana
j ^ «** ^
k
/ *Vaatı! ^ ^ CV. /
Petefsburj
• • Moskovi
•Ankara
—*' '•Kahıre
AmsAenJam
Amman
Atına
Bagdai
Bonn
Brukseı
Cenevre
C«zayır
Frankturt
Leftcsa
Petersburg
Condra
Madrd
Mılano
Moskova
Munıh
Oslo
Pans
Prag
Rıyad
Ftoma
Vtyana
Y20
A 31
Y27
A 3 3
B20
Y 18
Y 21
A 28
B 22
Y30
B 20
B 18
Y 28
Y 26
Y 22
B 20
B 18
B 20
Y21
A 44
Y27
Y26
GOZLEM
j Yağmurlu Bulutlu Sısli Güneşlı Karlı
Gurbetçilere lıaziıı tören
nuna kadar da yatabiliyor.
Yaşı 21'i tutmayan sanıklar
ise Gençhk Mahkemesi'nde en
çok 10 yıl hapis istemiyle yargı-
lanıyor. Mahkum cezanın üçte
ikisini çektikten sonra serbest
bırakılıyor. Eğer Mölln'de yar-
gılanan 19 yaşındaki Lars
Christiansen ve Solingen faili üç
genç 10 yıl hapse mahkum olur-
farsa 6-7 yıl yattıktan sonra çı-
kacaklar. Bugün 16 yaşında
olan sanık 22-23 yaşında haya-
ta yeniden başlama olanağı bu-
lacak.
Avukat Chrisuan Rumpf,
gerek Mölln'de gerekse Solın-
gen'de yakalanan gençlerin
Almanya'daki yabana aleyhta-
n genel havadan güç aldıklannı
söyledi ve asıl suçlunun bu top-
lum olduğunu vurguladı. Olaya
bu acıdan bakınca Almanya'-
daki ırkçılık sorunu gerçek fail-
lerin çok ağır cezalandmlma-
sıyla ortadan kalkmıyor. 16
yaşındaki çocuklan katil olma-
ya iten düzenin ve toplumsal
çarpıkhklann yargılanması ge-
rekiyor. Öte yandan ağır ceza-
lar. başka gençler üzerindeki
caydıncı etkileri >
r
üzünden yine
de büyük önem taşıyor.
Neo-Nazi terörii süröyor
Neo-Naziler Solingen'de ya-
şanan korkunç olaya rağmen
rahat durmuyorlar. Kendine
'Almanya'daki Ari Irkı Kurtar-
ma Cephesı' adını veren bir ör-
güt Solingen'de yaşayan Türk-
lere faks yoluyla tehdit mektup-
lan gönderiyor. Mektuplarda
kafıyeli olarak şöyle yazıyor:
"Türk! Sen uyurken evini yaka-
cağız. Herkes senin vatanına
dönmeni istiyor, artık anla bu-
nu. Aptal domuz, bir dahaki
sefere kurbanımız sen olacak-
sın."
ARZUÇAKIR
SEL\HATTİN GAZELCİ
TAŞOVA - Almanya'nın
Solingen kentinde evlerinin
neonaziler tarafından kundak-
lanması sonucu yanarak hayat-
lannı kaybeden 5 Türk'ün ce-
nazeleri dün Amasya'nın
Taşova ilçesinde düzenlenen
törenden sonra Mercimek kö-
yünde toprağa verildi.
Cenaze törenine Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel.
Almanya Dışişleri Bakam Kla-
us Kinkel. Başbakan Vekili Er-
dal İnöoü, Devlet Bakam Tansu
ÇiBer, Dışişleri Bakam Hikmet
Çetin ve çok sayıda yurttaş ka-
Uldı.
Gergjnsaatler
Almanya'dan önceki akşam
getirilerek Merzifon Devlet
Hastanesi morguna yerleştiri-
len cenazeler, dün sabah alına-
rak Taşova'ya götürüldü.
Cenazelerin Taşova'ya getirilişi
sırasında gergjn saatler yaşan-
dı. Bir grup ülkücü, Nazi bay-
raklannı yakarak alamn çevre-
sinde sürekli gösteride bulun-
du. Güvenlik önlemlerinin
yeterli olmamaa üzerine jan-
darmadan takviye birlik isten-
di. "Çankaya uyuyor, kaüller
yakıyor" diye slogan atan ülkü-
cüler, eüerinde "Bütün Türkler
bir olun", "Katiller kahrol-
sun", "Irkçılığın her rengine
hayır", "Ankara uyuyor, Nazi-
ler \-uruyor", "Önce öldür. son-
ra özür dile", "K.ahrolsun
Alman Neo-Nazi piçleri" yazılı
pankartlarla yürüdüler. Ülkü-
çüler, "Kammız aksa da zafer
İslamın" sloganlan attılar, üç
hilâlli bayraklarla sürekli göste-
ri yaptılar.
Gösteriler sırasmda Başba-
kan Vekili Erdal înönü, Dışişle-
ri Bakam Hikmel Çetin, Devlet
Bakam Tansu Çüler, Devlet
Bakanı Orhan Kilercioğlu. Sa-
nayi ve Ticaret Bakanı Tahir
Köse. karayoluyla Taşova'ya
geldiler. Dışişleri Bakanı Klaus
Kinkel başkanlığındaki bir Al-
man heyeti de saat 13.30'da he-
likopterle Taşova'ya ulaşülar.
Siyasüerinşovu
Beraberinde Devlet Bakanla-
n Cavit Çağlar, Ekrem Cey-
hun, Ömer Barutçu, Tanm ve
Köyişleri Bakanı Necmettin
Cevheri olduğu halde Samsun
üzerinden helikopterle Ta-
şova'ya gelen Curnhurbaşkanı
Süleyman Demirel'i Başbakan
Vekili Erdal İnönü ve bakanlar
karşıladı.
Demirerin gelmesiyle hükü-
met konağı önündeki meydanı
dolduran kalabalık, olayı siyasi
şova dönüştürdü.
Bu arada alamn sağ tarafın-
da bulunan , Amasya Meslek
Yüksek Okulu'ndan ülkücüler
sürekli olarak "Hükümet isti-
fa", "İnönü istifa", "Kinkel is-
tifa" diye slogan atular.
Alamn sol tarafında yer alan
devrimciler de "Kahrolsun fa-
şizm", "Türkiye faşizme mezar
olacak", "Katiller yakalansın,
nerede insanhk" diye sloganlar
attılar.
İnönü, işbirliği istedi
Başbakan Vekili Erdal İnö-
nü, hükümet konağı önünde
gazetecilerin sorulantıı yanıt-
larken. "Ben inanıyorum ki
Alman hükümeti, vatandaşla-
nmızın huzurlu yaşamasını isti-
yor ve bu konuda çalışıyor"
dedi. İnönü, şunlan söyledi:
"Feci olaydan herkes üzün-
tülü. Dikkat edilmesi gereken
mesele, Almanya'daki vatan-
daşlanmızın huzur içinde vaşa-
maya devam etmesi için uğraşı-
yoruz. Bunun için Alman ve
Türk hükümetlerinin birlikte,
oradaki yabanahğı ortadan
kaldıracak bir işbirliğinde gay-
ret göstermeleri, tabii onlann
yönetiminde oradaki önlemleri
de arttırarak vahşi olaylann
durdurulması, orada yıÛardır
yaşayan Türklerin yabana ol-
madıklannı, artık Alman top-
lumunun bir parçası olduğunu
kabul ettirecek bir yaklaşım he-
defleniyor. Bunlan önümüzde-
ki günlerde göreceğiz. Şimdi
vatandaşlar üzüntülerini dile
getiriyorlar. Bazılan hükümete
çatıyor, bazılan da belli olma-
yan insanlara çatıyor. Bu tabii
aanınverdiği şeyler."
"Önlem, ama nasüT
İnönü. bir gazetecinin, ön-
lemler konusundaki sorusuna
da şu karşılığı verdi:
"Protesto edenlere.sorun na-
sıl önlem istiyorlar. Önlemlerin
nasıl olması gerektiği konusun-
da herkesin ayn bir düşüncesi
olabilir. Tabii güvenlik sağla-
nacak. Yakalananlar mahke-
melerde yargılanacaklar. Ya-
banalara karşı akımı önleyecek
kültürel ve sıyasal yaklaşım ge-
rekli. Bunun bir çok boyutlan
var. Möllndeki olaydan sonra,
üç aşın sağa örgüt kapatıldı.
Ben inanıyorum ki Alman hü-
kümeti. vatandaşlanmızın hu-
zurlu vaşamasını istiyor."
'Hükümet burada'
İnönü, bir gazetecinin pro-
testocu gruba ve sloganlanna
dikkat çekerek, "Hükümet ta-
tilde diyorlar, siz ne diyorsunuz
?" diye sorması üzerine, "Biz
burada>ız. tatilde değiliz. Tatile
çıkahm da bari yanlış birşey
söylemiş olmasmlar. Biz bura-
dayken, böyle şeyler söylemele-
ri ayıp oluyor" dedi.Cenaze
töreninde ilk konuşmayı Baş-
bakan Vekili Erdal inönü yap-
tı. İnönü, Solingen'de 5 Türkün
yakılarak öldürülmesini insan-
lık suçu diye niteledi ve bu gibi
olaylann yinelenmemesi için
Türkiye'nin, Alman hüküme-
tıyle işbirliğine hazır olduğunu
kaydetti. İnönü, "Bir avuç zor-
ba Türk-Alman dostluğu karşı-
smda ezilmeye mahkumdur"
dedi.
Almanya Dışişleri Bakanı
Klaus Kinkel de ıstırap dolu ve
şaşkmhk içinde olduklanm be-
lirttiği konuşmasında, 5 Türk'-
ün yüz kızartıa bir vahşete
kurban gittiğini kaydetti. Kin-
kel, olayın üzerine gidilmesi
üzerine suçlulann yakalandığı-
nı da açıkladı. Kinkel, "Yaban-
cılann huzur içinde yaşayacak-
lan ortam hazırlayacağız" dedi
Demirel: Dosfluk surmeli
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel de Alman hükümeti-
nin en üst düzey yöneticilerini
Türkiye'ye göndererek, "Bu
olaydan utanç duyduğu" mesa-
jını verdiğini belirtti. Demirel.
"Olay hem Türkleri hem de Al-
manlan üzmüştür. Her iki ülke-
nin dostluğa ihtiyacı vardır.
Almanya'da daha 1 milyon 800
bin vatandaşımız yaşamaya de-
vam ediyor. Dostluğun bozul-
maması için gayret sarf etmeli-
yiz" dedi.
Çifte vatandaşlık
Solingen olayı, Almanya'da
yaşayan Türklerin uzun süredir
en önemli istemlerinden biri
olan "Çifte vatandaşlık" konu-
sunu bir kez daha gündeme ge-
tirdi. Bu konu dün Taşova'da
Başbakan Vekili Erdal İnönü
ile Almanya Dışişleri Bakanı
Klaus Kinkel arasında yapılan
görüşmede ele ahndı. Dışişleri
Bakanı Çetin, Kinkel-İnönü
görüşmesini değerlendirirken,
Almanya hükümetinin, yaban-
alann Alman toplumuna en-
tegrasyonunu sağlayacak yasa-
lan çıkarmaya kararlı olduğu-
nu söyledi.
İlk toprak Kinkerdan
Cenazeler Taşova'da kılınan
ikindi namazından sonra Mer-
cimek köyüne götürüldü. Al-
man Dışişleri Bakanı Klaus
Kinkel'ın daha önce açıklanan
programda Taşova'dan aynla-
cağı bildirilmesine karşın, Al-
man bakan beraberinde Parla-
mento Başkan Vekili Renate
Schimidt ve Almanya'nın An-
kara Büyükelçisi Jürgen Oes-
terhelt'le köydeki defın töreni-
ne katüdı.
Mercimek köyündeki cenaze
töreninde mezara ilk toprağı
Almanya Dışişleri Bakanı Kla-
us Kinkel attı. Daha sonra İnö-
nü ve Çetin de toprak attılar.
Mercimek köyünde dün hüzün ve gözyaşı vardı. Cenaze törenlerine katüanlar Nazi katliamını bir
kez daha kınadı. Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel ve Başbakan Vekili Erdal tnönü, ırkçı katli-
amda tonınlannı kaybeden Halhn Genç'e başsağuğı dileyerek teseüi etmeye çauşjblar. Ne kadar
teselliye çalışsalar da acıyı dindiremezler. Çünkü, ateş düştüğû yeri yakar.(Fotoğraf: AA)
Yeşilırmakikincikez taşb
SAHİBİNDEN
Selimpaşa Araptepe'de 191 m
2
denıze yakın VILLA
arsası satılıktır.
Akşam 20.00'den sonra Tel: 230 89 61
CEMİLCİĞERİM
MERZİFON - Yeşılırmak
hem Çarşamba'nın hem de Ta-
şpva'nın tam ortasından geçi-
yor. Yani Çarşamba ve Ta-
şova'yı tam ortadan ikiye ayın-
yor. Yeşilırmak, bundan altı ay
önce Almanya'nın Mölln kasa-
basında Neo-Naziler tarafın-
dan hunharca bir şekilde kun-
daklanarak katledilen Vahide,
Yeliz ve Ayşe için akıtılan göz-
yaşlan ile birlikte Çarşamba'da
adeta taşmıştı.
Aynı Yeşilırmak dün de So-
lingen'de aynı eyleme kurban
giden Genç ailesinin Gülsüm,
Hatice, Hülya, Saime, Gülistan
admdaki bireyleri için Taşova'-
da taşü.
Gözyaşı seli arasında dünya-
ya, dünya insanlanna seslenil-
di. "Nerede insan haklan" de-
nildi. Irkçılık yine lanetlendi.
Insanlık ayıbı. vahşeti kınandı.
NeoNaziler tarafından hun-
harca bir şekilde kundaklana-
rak katledilen Gülsüm, Hatice,
Saime, Hülya, Gülistan için ak-
ü gözyaşlan. Hem de öylesine
aktı ki durmak bilmedi. "Kur-
ban gelmiş neyime, kan damlar
yüreğime" diye başlayan ağıt-
lar sürdü gitti. Bir Kurban Bay-
ramı tüm Türk ulusunun adeta
burnundan geldi. Hele hele Ta-
şova'da Mercimek Köyü'nde
herkes matem havasına bürün-
dü. Boğazlar düğümlendi, kim-
senin boğazından bir lokma
ekmek geçmedi. Kurbanlar ke-
silemedi.
Önceki gece saat 22.00 sula-
nnda Merzifon Askeri Havaa-
lam'na (VFW-614 Pokker) adlı
özel uçak indı. Uçakla 19 aile
mensubu. Bonn Büyükelçiliği
Müsteşan Hayret Yalav ile So-
lingen kent temsücileri olarak 5
komşusu geldi. Çelenklerle
uçaktakilerin valizleri askerler
tarafından araçlara taşındı. 30
dakika sonra da cenazeleri taşı-
yan Transall C-160 askeri uçağı
Merzifon Hava Üssü'ne indi.
Alanda Sanayi ve Ticaret Ba-
kanı Tahir Köse, Amasya Valisi
Tahir Yüksel. Üs Komutam
Tuğgeneral Kamil tlker. Amas-
ya milletvekilleri, Amasya ve
Merzifon belediye başkanlan
bulundu. 50 kadar yerli ve ya-
bana basın mensubu tarafın-
dan cenazelerin inişi izlendi.
Bundan 20 yıl önce çalısmak
için Almanya'ya giden Durmuş
Genç'in kızlan Gülsüm İnce ve
Hatice Genç. Durmuş Genç'in
oğlu Bekir Genç'in kızlan Hül-
ya ve Saime Genç ile Durmuş
Genç'in kız kardeşı Şehri Öz-
türk'ün kızı Gülistan Öztürk'ün
Türk bayrağına sanlı cenazeleri
askerler tarafından uçaktan alı-
nıp cenaze arabalanna konar-
ken herkes "'Bu aaya yürek
dayanmaz" diyordu. Genç aile-
sinin beş bire>i geceyi Merzifon
Devlet Hastanesi'nin morgun-
da geçirdi. Cenazeler, dün de
karayolu ile Taşova'ya götürül-
dü.
Taşova, Karadeniz bölgesi-
nin Orta Karadeniz Bölümü'-
nde Amasya iline bağlı bir ilçe.
İlçenin orta kesiminde Yeşilır-
mak, Kelkit nehirleri üzerinde-
ki 200 metre yükseklikte düz-
lükler bulunur. Yeşilırmak ile
en büyük kolu olan Kelkit, Ta-
şova ilçesi sınırlan içinde birle-
şir. Bu ilçe sınırlan içinde Bpra-
bay Gölü. doğal güzellikleriyle
ünlüdür. Göl kıyısında dinlen-
me evlen yapılmışür. Taşova'-
nın en önernlı gehr kaynağı
tanınmış 'Taşova tipi' tütün-
dür. İlçede tütünden başka en-
düstri bitkisi olarak şeker pan-
can da yetiştirilir.
Taşova'nın Mercimek Köyü
250 hanelik olmasına karşın he-
men hemen yanya yakın hane-
ler bpşalmış, bü>ük göç vermiş-
tir. İnsanlann bü>ük bir bölü-
mü çahşmak için büyük kentle-
re ve yurtdışına gitmiştir. Göç
veren köy, dün birdenbire bin-
lerce insan tarafından dolup
taştı. Neo-Nazilerin katlettiği 5
Türk'ün cenazelerinin toprağa
verilmesi sırasında Türk ulusu.
Genç ailesini yalnız bırakmadı.
Kohl'eöfke
Solingen'de Neo-Nazilere
beş kurban veren Amasya'mn
Taşova ilçesine bağlı Mercimek
Köyü sakınleri. Almanya Baş-
bakanı Hebnut Kohl'e öfkeli.
Başbakan Kohl'ün önceki gün
Köln'de düzenlenen cenaze tö-
renine katılmamasını eleştiren
köylüler, "Helmut Kohl Al-
man halkının temsilcisi olarak
cenazeye katılmalıydı. Cum-
hurbaşkanı Richard Von Weiz-
saecker Alman devletinin tem-
silcisi Kohl ise halkın ve
hükümetin" diyerek öfkelerinı
dile getiriyorlar.
UĞUR MUMCU
MBaştarafi 1. Sayfada
değerlendirilmelidir.
Ümmet toplumundan millet toplumuna geçmek ortak
bağ, yurttaşlık bilincidır. "Ne muttu Türküm diyene" söz-
leri, Kurtuluş Savaşı ve devrimterj yapan cumhuriyet
kuşağını kutlamakvegeleceğedegüvenlebakılması için
söylenmiş sözlerdir.
Bu sözlerden bir ırkın bir başka ırkı ezmesi anlamı çı-
karılamaz.
Cumhurıyetin kuruluş yıllarındaki bu demokratık anla-
yış, "Şeyh SaitAyaklanması" ve bu ayaklanmayı izleyen
etnik ayaklanmalar sonunda yerinı baskıcı yonetimlere
ve "asimilasyon siyasetine"bırakmıştır.
Bu siyaset değişikliğinde, ingilizler tarafından destek-
lenen "Nasturi Ayaklanması" ile Ermenilerce destekle-
nen "Ağrı Ayaklanması"n\r\ da paylarını unutmamak
gerekir.
Kurtuluş gavaşı'nı yürüten lider kadrosu Batı'da Yu-
nan ordusu ile savaşırken, 6 Mart 1921 günü "Koçgiri
Ayaklanması" ile karşılaştılar. Bu ayaklanmanın bastırıl-
masından sonra Hakkârı çevresınde yaşayan Nasturiler.
ingtliz uçaklarınm desteğinde 7 Ağustos 1924 günu ayak-
landılar.
Nasturi Ayaklanması. 28 eylül gününe kadar sürdü.
Aynı günlerde Erzurum'da Şeyh Sait Ayaklanması hazır-
lıklan tamamlandı. Ayaklanma, 1925 yılı şubat ayında
başladı; bu ayaklanma da bastırıldı.
Bu ayaklanmalar sonunda Musul, Türkiye'nin elinden
ahndı.
Bu ayaklanmaların bir tek galibi vardı. O da İngiltere'y-
di!
Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrasında "Türkiye halkı"
bütün bu etnik toplulukları da kapsarken. bu kavrama da-
yanan yönetim neden yasakçı bir rejime dönüştü?
Bunun nedeni bu ayaklanmalar ve bu ayaklanmaların
kazanç sağladığı Ingiltere gibi devletlerdır.
Evet, bütün etnik topluluklar, Kurtuluş Savaşı ve cum-
hurıyetin ilk yıllarında "Türkiye halkı" kapsamı içinde
görülmüştür.
Açın Mustafa Kemal'in 1922 İzmit konuşmasını ve oku-
yun... Ne diyor Mustafa Kemal?
-... Bizim ulusal sınırlarımız içinde Kürt oğeieri öylesi-
ne yerleşmiştir ki, pek sınırh yerde yoğun olarak yaşar-
lar. Bu yoğunluklannı kaybede kaybede ve Türklerin
içine gire gıre öyle bır sınır oluşmuştur ki. Kurtlük adma
bir sınır çizsek Türkiye yi mahvetmek gerekir.
Mustafa Kemal'in 1922de ne kadar gerçekçi olduğu,
bugünkü Kürt nüfusunun, Diyarbakır, Hakkârı veŞımak-
tan çok Istanbul, Ankara ve izmir gibi kentlerde yaşama-
sı ilekanıtlanmıştır.
Evet, nereden çizeceksiniz sınırı'?
Bunun için Mustafa Kemal. 1922 yılında "Türkiye'nin
halkı söz konusu olurken onları da beraber ıfade etmek
gerekir" diyor
Işte bu, yurttaşlık bağıdır.
Lozan Antlaşması yalnızca "gayrimüslimlerı" azınlık
kapsamı içinde görmüştür. Diğer etnik topluluklar Lozan
Antlaşması'nagöre "azınlık"sayılmazlar.
Son demokratik gelişmelere damgasını vuran AGİK
süreci ve "Paris Şartı" da bir ulus ıçindeki çeşitli soy, kül-
tür, dil ve din gibi sahip olduklan "kimliklerin korunaca-
ğını" belirtiyor.
Lozan Antlaşması'ndan ve cumhurıyetin kurulmasın-
dan bu yana köprülerin altından çok sular aktı. Aradan
geçen yıllarda dünya, İkinci Dünya Savaşı ile büyük bır
hesaplaşma dönemi yaşadı.
Faşizmin siyaset sahnestncjyan çekilmesi ile sonuçla-
nan bu sıcaksavaş. yerini iki kutuplu dünyaya ve "soğuk
savaş"a bıraktı
Soguk savaş da komünizmi siyaset sahnesinden ındı-
rirken, Ortadogu, Balkanlar, Kafkaslar. eskı Sovyet cum-
huriyetleri veTürkiye'deetnikkargaşalara ve Amerika-
nın egemenliğindeki "yeni dünya düzen/"ne yol açtı.
Bu siyasal ve ideolojık karanlık içinde pusulamız, "Tür-
kiye halkı" ve bütün etnik toplulukları kucaklayan bu kav-
rama dayalı "yurttaşlık bilinci"olmalıdır
"Parıs Şartı" da bu demokratik yaklaşımı gerektinyor
Bu yolda adımlar atılırken, Güneydoğuda kan gövdeyi
götürüyorsa, Kürdü ve Türkü ile düşünelım:
-Bu uğursuz planın ardında hangi çokuluslu çıkarlar
yatıyor?
MÖLLN SAN1KLARIY ARGILANIYOR
Sanıkların
istekleri reddedildi
SCHLESWİG(AA) - Al-
manya'nın Mölln kentinde üç
Türk'ün yakılarak katledilme-
siyle sonuçlanan facianın sa-
niklan Lars Christiansen (19) ve
Michael Peters'in (25) yargüan-
malanna devam ediliyor.
Schlesvvig Evalet Yüksek
Mahkemesi'nde dün yapılan 6.
duruşmada. sanık avukatlan-
nın Lars Christiasen'in polıs
tarafından alınan ilk ifadesinin
geçersiz sayılması >olunda
mahkeme başkanlığına verdiği
dilekçe reddedildi.
Mahkeme Başkanı Hakim
Hermann Erih. aynca sanık
avukatı Rolf Bossi'nin. bır ön-
ceki duruşmada müvekkılı
hakkında \eni bır bilirkışı rapo-
ru hazırlanması ve bu raporun
gençlik psikolojısi alamnda uz-
man bir bilirkişı tarafından ka-
OLAYLARIN
ARD1NDAKİ
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
Türkiye'ye gelince olayın
biraz daha rengi değişiyor.
Bölgemizde ve Orta Asya'-
ya doğru uzanan coğrafyada
Türkiye'nin elindeki kozları
değerlendirebilmesi, Batı'-
nın guzunaeKi agırııgının art-
masına yol açacaktır. Bunun
ilk koşulu da ülkemizin en
başta Kürt sorununu çözme-
sine bağlıdır. Kendi içindeki
sorunlarını çözemeyen bir
devletin dış dünyadaki ağırlı-
ğı hafifliyor.
Çağımız uygarlığında ge-
çerli ölçüleri benimsemiş bir
devlet kimliğinde olmak,
uluslararası ilişkilerde bugün
gerçekten bir saygınlık yara-
tıyor. Dünün dünyasında bel-
• ıh
leme ahnması volundakı başvu-
rusunu da 'tutarsız' olduğu
gerekçesiyle reddetti.
Duruşmanm dün sabahki
bölümünde mahkeme heyeti-
run söz konusu ara kararlan
açıklamasından sonra sanık
Christiansen'in dinlenmesıne
geçildi. Hakim Erih'in. polise
verilen ilk ıfadenin içenği ile il-
gili sorulannı yanıtlayan sanık
Christiansen. ifadesinin bazı
bölümlerinin doğru olduğunu
kabul etti. Ancak sanık.
Mölln'de üç Türk'ün yanarak
can vemnesivle sonuçlanan
kundaklama olayıvla ilgjsi ol-
madığı volundaki iddiasını yi-
neledi.
Sanık Christiansen. Mölln'-
de üç Türk'ün ölümüyle sonuç-
lanan facianın meydana geldiği
gün esrar ıçtığini de itiraf etti.
U.1
ki böyle bir şeye fazla gerek-
sinme duyulmuyordu.
Solingen faciasından son-
ra Almanların biraz Türkleri,
ama daha çok kendi durum-
larını ve geleceklerini düşün-
meye başlamaları, çağımızın
uluslara yüklediği sorumlu-
luk bilincinden kaynaklan-
maktadır. Anadolu'da Kürtle-
re yapılan baskıların hesabı-
nı Ankara'ya soran Bonn,
birden bire yalnız Ankara'ya
değil; dünya kamuoyuna kar-
şı mancup duruma düşmüş-
tür.
Eğer Almanya'da yaşayan
Türkler, Dazlaklara karşı
duydukları tepkinin acısını bu
olayda hiç sorumluluğu ol-
mayan Almanlardan çıkar-
maya kalkışmazlarsa, ya-
şamlarının geleceğini daha
insanca bir ortamda geçir-
mek olanaklarını sağlayabi-
lirler.
Şiddet eylemleri, haklı ola-
nı haksız kılacak türden geri
tepen bir silahtır. • • •
-1
a
••-if" '.N. :«•