Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN1993 ÇARŞAMBA.
HABERLER
Yağancılann
sağlık dupumu
düzeliyop
• tstanbtd Haber Servisi-
Devrimcı Sol orgütünün
içinde Dursun Karataşve
Bedri Yağan yanlılan arasında
önceki gün yaşanan silahlı
baskın olayında
yaralananlann sağlık
durumlan iyiye gidiyor. Bedri
Yağan yanhlann çıkardığı
DevrimciÇözüm dergiâ
bürosu önceki gün Dursun
Karataş yanlılannca basılmış,
dördü ağır yedi kişi
yaralanmıştı. Samatya'daki
SSK İstanbul Hastanesi'nde
tedavi aitına alınan yaralılann
durumunun iyiye gittiği
beürtildi. Hastane Başhekim
Yardımas Oya Ozgan, Erkan
Yatçn'ın idrar yollannda
kanama olduğunu,
dığerlerinin sağlık
durumlannm iyiye gittiğini
söyledi. Oya Ozgan, göz ve
ortopedik tedavi görenlerin
yakında taburcu
edilebileceğinj belirtti.
Gazetecinin can
güvenliği
• tSTANBUL(AA)- Basın
Konseyi, Zonguldak Valisi
NurettinTuran'a bir telgraf
çekerek, yazdığı bir haber
nedeniyle dövülen Adalet
Gazetesi Haber Müdûrû
Ahmet Külsoy'un can ve mal
güvenlığinin korunması ıçin
gereken önlemlerin
alınmasmı istedi. Basın
Konseyi'nden yapılan
açıklamaya göre, Genel
Sekreter Vekili Avukat
Fikret tlkiz, Zonguldak
Valisi Turan'a gönderdiğı
telgrafta. gazetecı Ahmet
Kûlsoy'un TTK ldari ve
Resmi tşler Müdürü Zerrin
Çebi'yle ilgili birhaber
yayımladığını ve bu yüzden
Çebi'nin kardeşleri Hüseyin,
Cemal ve Kemal Çebi
tarafından tekme tokat
dövûldüğü belırtıldi.
Külsoy'a yönelik tehditlerin
devam ettığine dikkat çekilen
telgrafta, "Külsoy'un başına
gelebilecek olaylardan endişe
ettiğimiz için gecikmeden
gerekli önlemlerin alınmasıru
Basın Konseyi olarak
istjyoruz" denildi.
nı
düşürûldü
• BURSA (Cıanburiyet) -
Çalışma raporu
onaylanmayan Bursa'nın
EmekbeldesiDYPTi
Belediye Başkanı Cafer
Güler, düşürüldü. Başkan
dahil 10üyeli belediye
meclisinin önceki gün
yapılan oturumunda Cafer
Güler'in 1992 yılıçahşma
raporu 2'ye karşı 8 oyla
reddedildı. Bunun ûzerine
ANAP'U 5 üye ortak önerge
vererek başkanın
düşürülmesinin oylanmasını
istediler.DYP'li3üyebu
önerge lehınde oy kullanınca
Belediye Başkanı Cafer
Güler 8 olumsuz oyla
düşürüldü. Cafer Gûler'in
görevinden uzaklaştınlması
için Danıştay karan
gerekiyor. Danıştay,
Osmangazi
Kaymakamkğı'ndan
otunımla ilgili görüş
isteyecek. Başkan Gûler'in
savunmasını alacak ve karar
verecek. Danıştay'ın vereceği
karan belediye başkanının
temyız hakkı bulunuyor.
Görevden alma
•KIRŞEHİR(AA)-
Kırşehir ll Müli Eğitim
Müdürü, ikincı kez başka bir
göreve atanmak üzere
görevinden alındı. tl Müli
Eğitim Müdürü Metin
Saraçoğtu, 3 ay önce talim ve
terbiye kurulu üyeliğine
atanmak üzere görevinden
ahnmış, ancak dahasonrabu
işlem durdurulmuştu.
Saraçoglu, bakanlıktan gelen
bir yazı üe ikinci kez
görevinden alındı. tl Milli
Eğitim Müdürlüğü'ne de
Bingöl tmam Hatip Lisesi
edebıyat öğretmeni Şakir Sal
vekaleten getinldi.
SHPkongresi
içinkuüs
•SAMSUN (Cumhariyet) -
SHP'nin 4 temmuzda
Samsun'da yapılacak olan
merkez ilçe kongresi için
yoğun kulis faalıyetlerine
başlandı. SHP ll Sekreteri ve
Belediye Meclis üyesi tlker
GirgroeTin merkez üçe
başkanlığına aday olduğunu
açıklamasından sonra, parti
içindeki diğer baa gruplarda
eczaa SadıSubaşL,eczaa
Bahattir. Gökçek, mimar
DunnuşÇıkla ve mimar
Hahık Gurkan a başkan
adaylığı için öneri gotürdüler.
Merkezilçe başkanlığına
aday olduğunu açıklayan
tlker Girginel yaptığı
açıklamasında "Türkiye'de
uzun yıllardır solun
bölünmüşlüğü, parti içi
çekışmeler günd^ernimizi
oluşturdu ve koltuk kavgalan
ciddi sorunlar getirdi" dedi.
însan Haklan Konferansı'nda sessizlik Kuzey-Güney kutuplaşmasını körüklüyor
Viyana'dakutuplarsavaşıKarŞlllkll SUÇİamalarHıntlıler ile Pakistanlılar, SjBf lar netleShfOrKonferansta, insan haklannın
Kaşmir için sürekli birbirlerini suçluyor. İsrailliler ile güvence aitına ahnabilmesinin koşullan tartışüıyor.
Filistinlilerin sonu gelmez savaşı Viyana'da da sürüyor. Bosnalı Kuzey-Güney çatışmasında saflar netleşiyor. 'Kuzey'in başını
Müslümanlar için birbiri ardı sıra deklarasyonlar yayımlanıyor ABD çekerken 'Güney'in savunuculuğunu Çin yapıyor.
Haber Merkezi - Birleşmiş
Milletler'in düzenlediği Dünya
İnsan Haklan Konferansı uzun
yıüardır ük kez büyük bir kaü-
lımla gerçekleşiyor. 160 ülke-
den yaklaşık 5 bin delege, binin
üzerinde baskı grubu Viyana'-
daki konferansa kaülıyor. Ka-
tılımın geniş olmasına karşın
konferans başta geüşmiş ülke-
ler ile geüşmekte olan ülkeleri
karşı karşıya getiren bir çaüşma
alam gibi sürüyor.
Hintliler ile Pakistanhlar,
Kaşmir için sürekli birbirlerini
suçluyor. İsrailliler ile Filistinli-
lerin sonu gelmez savaşı Vi-
yana'da da sürüyor. 'Burma'h
konuşmacı sessız. ancak yüzleri
maskeli izleyiciler tarafından
dinleniyor. Bosnalı Müslüman-
lann durumu için sıra sıra dek-
larasyonlar yayımlanıyor.
Haklara güvence
Bütün bunlar konferansın
kurallanna aykın. Konferansta
taraflann birbirine doğrudan
suçlamalarda buhınmaktan ka-
çınması, tek tek saldınlar üze-
rinde tartışmalar yapümaması,
görüşmelerin geniş bir çerçeve-
de ele alınması gerekiyor. An-
cak bu yılki konferansta kural-
lar bir yana bırakılıyor. Geniş
kapsamlı konular, komite oda-
lannda ve konferans salonla-
nnda gerektigi biçimde ele alı-
nacak.
Konferansta, insan haklan-
nın tanımı, evrensel olarak ge-
çerli bir reçete kullanılıp kulla-
nılamayacağı, insan haklannın
güvence aitına alınabilmesi için
neler yapılabileceği tartışılıyor.
Konferansm yansma gelindi-
ği şu günlerde Kuzey-Güney
çatişmasında saflar netleşiyor.
'Kuzey'in başını ABD çeker-
ken 'Güney'in savunuculuğunu Çin
yapıyor.
Herkesin üzerinde birleşüği nokta in-
san haklanrun 'evrenselligı.' Bau bu ev-
renselliği güçlendirmeye çalışıp insan
Birleşmiş MiDetler tnsan Haklan Konferansı'nın düzenleodiği Viyana'da polisBosna'daki savaşı
protesto eden göstericüeri dağıtmaya çabşıyor.
haklan konusuna Birleşmiş Milletier
çerçevesinde çözüm aramaya çalışırken
güçlü Asya ve Arap ülkeleri bu eğilimi
zayıflatmaya çalışıyor.
Amerikalılar Çinlilerin liderliğini
yapüğı kurnazlara 'dönekler' adınıveri-
yor. Recalcitrantlarise'ikiyüzlüler'diye
yanıt vererek Baü'yı, kendi değerlerini
geüşmekte olan ülkelere kabul ettirmek
için çifte standart uygulamakla suçlu-
yor. Bu çaüşma, konferansm
çahşmalannı felç etme noktası-
na götürüyor. Bunun insan
haklan ihlallerinin cesaretlen-
dirilmesine neden olacağından
endişe ediliyor.
1993 yılının yansına geldiği-
miz şu günlerde Birleşmiş Mil-
letler İnsan Haklan Merkezi'ne
bu yıl içinde 125 bin iddia su-
nuldu. Bu, geçen yıl verilen id-
dialann toplamının üç katına
eşit. 1993'ün ilk üç ayında 5 bin
kişinin kaybolduğu rapor edil-
di.
UliKİararası mahkeme
Batı ve Uluslararaa Af ör-
gütü gibi tanınmış hükümet
dışı örgüüer, insan haklan ih-
lallerinı izleyecek güçlü ulusla-
rarası kuruluşlarla bu kötü gi-
dişe bir dur demenin yoUannı
anyor. örneğin insan haklan
ıçin yeni bir Büieşmiş MületleT
yüksek komiserliği, kadın hak-
lan için özel bir Birleşmiş Mil-
letier raportörlüğü görevlerinin
oluşturulması, ihlalcilere karşı
yapünmlar getirecek uluslara-
rası bir mahkemenin kurulması
isteniyor.
Ancak bu çabalar boşa çıka-
cak gibi gözüküyor. Birleşmiş
Mületler Genel Sekreteri Bnt-
ros Gali, geçen hafta yüksek
komiser görevi oluşturulması
düşüncesinin yeni bir bürokrasi
yaratmak olacağmı açıkladı.
Daha sonra, konferanstaki ko-
nuşmasında bu konuâara hiç
değinmedi.
Gözlemciler, 'Soğuk Savaş'-
m ideolojik çaüşrnasının sona
ermesinden sonra insan hakla-
n, uluslararası ticaretteki cekiş-
meler ve kalkınma yardımlany-
la Kuzey-Güney çatışmasının
savaş alam durumuna geldiğini
belirtiyor. Kararlann uzlaşma sonu-
cunda alınması gerektigi ıçin Çin ve
yandaşlannın râkiplerini yaralamak
amaayla fırsatı değerlendirdıkleri vur-
gulanıyor.
Eylemin sona erdirilmesi için SHP il örgütü üe avukatlar devreye girdi
BucaCezaevi'ndeaçhkgrevigergiııliği
DörttutuklunundurumuafiırBuca
Cezaevi'nde tutuklu ve hükümlülerin cezaevi
koşullannın iyileştirilmesi vebaskılara son
verihnesi amaayla başlattıklan açhk grevi 24.
günûne girdi. Sağlığı bozulan 17 eylemciden
dördûnün durumu ağır.
tZMtR (Cumburiyet Ege Bû-
rosu) -Devrimci Sol, TDKP/
GKB, TtKB,TKP/ML-TtK-
KO, TDP davalanndan yargı-
lanan 16'sı kadın 63 tutuklu-
nun cezaevindeki baskılan pro-
testo amaayla başlattıklan sü-
resiz açhk grevi 24. güne girdi.
Eylemcilerden 4'ü ağır olmak
üzere 17 kişinin hastalandığı
bildirildi.
Cezaevindeki eytemin sona
ermesi için SHP ll Başkanı TB-
ran Karakaş'ı ayaret eden bir
grup tutuklu yakını, olaylara
neden olan Cezaevi Müdürü
Mehmet Akmcı'nın görevden
alınması ve hakkında yasal iş-
lem yapılması için yardım iste-
dıler. SHP tl Başkanı Tnran
Karakaş tutuklu yakınlanyla
yapüğı görüşmeden sonra yap-
üğı açıklamada şunlan söyledi:
"Parti olarak insan haklan
sorunlanna duyarlılıkla ve so-
rumlulukla yaklaşınz. Partimi-
zin Hukuk ve İnsan Haklan
Komisyonu'nu toplanüya ça-
gırdım. Aileler komisyondaki
görevli arkadaşlanmızla görü-
şecekler. Komisyon da olaylan
rapor halinde bize verecek. Bu
raporu gecikürmeden yöneüm
kuruluna getireceğim. Rapor-
dakı bilgiler ışığında gerekli
mercilere parti olarak gjrişim-
lerde bulunacağız."
tzmir Barosu Cezaevi Ko-
misyonu üyesi Ahmet Aksöt,
Baro Başkanı Volkan Alpos-
kay'm cezaevindeki olaylarla il-
gili olarak Cezaevi Müdürü
Mehmet Akıncı hakkında cum-
huriyet savalığına suç duyunı-
sunda bulunduğunu anımsata-
rak görüşleriru şöyle dile getir-
di: "Baro başkanının dışında
bir grup avukat arkadaşımız da
kişisel olarak cezaevi müdürü-
nün avukatlara uyguladığı
baskıyı cumhuriyet savalığına
yapüklan suç duyunısu ile dile
geurdiler. Cezaevinde açlık gre-
vinin sona ermesi için komis-
yon olarak çalışmalanmızı sür-
dürüyoruz."
ÇHD tzmir Şubesi Başkanı
Avukat Mefamet Yatar, Ercan
Demir, Hûlya Üçpmar da ey-
lemlerin sona ermesi için de-
mokratik kunıluşlann temsilci-
leriyle görüşrneler yapüklannı
belirtti. Yapılan açıklamaya
göre hastalanan eylemciler şun-
lar: "Kader Aksu (ağır). Kevser
Mccrak, Eylem Gönül, Feyran
Mercimek, Naile Tuncer, Er-
gûn Akkır, Vicdan Şahin, Pelşin
Bügen, Remzıye Şahin Belte-
kin. Sadiye Aksoy, tnayet Kan-
dimir (ağır), Yasemin Cama
(ağır), Naciye Yüdınm (ağır),
özgür Çetin, Süleyman İssi, Si-
nan Uğûr, Veysel Aslancan."
Sosyalist basın
ÜÖZGÜR-DER'den
keyfıgözaltılaratepkiİstanbul Haber Servisi - Marmara Haklar ve özgürlükler Derne-
ği'nden (Marmara Özgür-Der) bir açıklama yapdarak önceki gün
polisın demeklennı basarak çakşanlan gözalüna ahnaa kmandı.
Açıklamada pazartesi günü polisin Marmara Özgür-Der'i, Müca-
dele ve Halkın Gücü gazetelerini basarak içeride bulunan eşyalan
talan ettiği^çalışanlann da dövülerek gözalüna ahndığı kaydedildL
Marmara Özgür-Der Başkan Yardıması Sotmaz Artar'ın ve der-
nek çalışanı Savaş Dörtyol'un dövülerek keyfı bir şekilde gözalüna
ahndığı kaydedüen açıklamada "'Poüsin her zamanki gibi de-
mokraük kıtle örgütleri ve sosyalist basm üzerinde estirdiği terör
sonucu onlarca insan gözalüna alındı. Biz Özgür-Der'li aileler ola-
rak polisin hakaz ve gerekçesiz uygulaınalannın karşısında ola-
cağız ve olmaya devam edeceğiz" denildi.
Konuk
yazar Demokratikleşmede aydın sorumluluğu
Prof. Dr. METE TAPAN
Günümüzde en çok üzerinde durulan
kavTam hepimizin bildiği gibi 'demok-
ratikleşme'dir. Ancak bu kavramm hızh
bir bıçımdehayata geçiriknesi konusun-
da aydın kesimin rolü veya bu süreçte
aydına düşen görevler nedır gibi sorular
maalesef havada kahmşür.
Hangi parti başkam veya parti baş-
kan adayı parüsinin programını veya
yapmak istediklerini açıklarsa 'demok-
ratikleşrne sorunu' birinci sırayı almak-
tadır. Uzülerek belirteyim ki bu kavrarn
maalesef olur olmaz her yerde çok dile
getirilmektedir. Çoğu kez de anlamımn
tam tersine kullanılrnaktadır. Kaçak bi-
na yapan da kaçak ticaret yapan da
"Efendim, arsarmzda -tabii iman ohna-
yan arsasında- bina yapamayacak mı-
yım" veya işportaalık yapan vatandaş,
" Aç rru kalalim, bu ne biçim sosyal ada-
let veya demokrasi" diyebılmekte, tüm
yasal düzenlemeleri sözde 'demokrasi'
uğruna bir tarafa iteleyebilmektedır.
rJemokrasi kavramı toplumun büyük
bir kesimince kişisel yarar sağlamak için
kullamlan bir araç, bir yöntem ve yarilış
bir beümleme olgusu olarak değerlendi-
rihnektedir. özetle, Baü rasyonelliğinin
aydınlanmasının kabul ettiği 'demokra-
si' tanımı çarpık, günümüze dek sürege-
len ülkemızdeki ekonomik ve toplumsal
yamış politikalann uygulamalanyla de-
jenereolmuştur.
Bu dejenerasyonun en ilginç yönü
aklıselim kişileri de gerçek demokrasi
kavgasına küstürmesidir. Bu küskünlü-
ğün en çarpıa örneği demokrasi sa-
vaşının verildiği politika arenasından
aydın kesimin uzak durması ve bu are-
nayı maalesef büyük bir kesimi demok-
rasiyi ağızlannda saku yapan, toplum-
sal uzlaşmadan uzak, burjuva kültürün-
den pek nasibıni almamış kişilerin oluş-
turduğudur.
Bugün poütik platformlarda rol alan
kişiler hangi nedenlerle olursa olsun
toplumsal bir boşluğu doldurmakta ve
toplumumuza yönvermektedir. Önemü
olan bu boşluğu dolduracak olan insan
potansiyelinın niteliğidir. Bu nitelik
önemlidir. Hangj yasayı, hangi düzenle-
me yöntemlerini getirirseniz geürin
bunlan gerçekleştirecek olan insandır.
Özetle bu boşluğun gerçek aydınlar ta-
rafından doldurulmasına çahşmamız
gerekmektedir. Bu yazımı okuyanlar,
belki beni 'elitist' olmakla suçlayabilir-
ler. Ancak bir kez daha görüşümü be-
lirtmek istiyonım. ülkemiz maalesef ne
çekmişse, uygarlık savaşımızdaki eliüz-
me yapılan düşmanlıktan çekmişür.
Edebiyat alanında, sanatta, basınımız-
da. büim dünyasında, bürokrasimizde
ve politik arenamızda, maalesef hep elit-
ler, başka deyişle çağdaş kültürü özüm-
semiş ve onu öz kültürümüzle sağlıkb
bir biçimde yoğuran, toplumsal yaran
her türlü kişisel yarardan üstün tutan,
toplumsal gelişmeleri nesnel bır gözle ir-
deleyen ve değerlendiren, toplumsal
banşı, sosyal adaleti savunan, laik va-
tandaşlanmız, aydınlanmız itilip kakıl-
mışlardır. Hatta hapislerde süründürül-
müşkrdir.
Tüm aydınlara seslenmek isüyorum,
özellikle ülkemizin bugünkü durumun-
da 'aydınlara' dünden bugüne oranla
daha büyük bir sorumluluk düşmekte-
dir. Politik platformlardaki boşluklan
doldurmakta, aydınlanmız daha duyar-
h. daha özverili, daha gerçekçi olmah-
dır. Demokrasi savaşı salt masabaşı
veya sohbet toplanülanyla ohnuyor.
Aydınlar bu demokrasi savaşında belir-
leyici rol almakdırlar. Soyut önerilerle
veya 'kulaktan dolrna' haberlere daya-
narak yapılan eleştirilerle demokrasi-
mız yeterince yeşeremiyor. Bugün ülke-
mizde her alanda büyük reformlara ge-
rdcsinim vardır. Bu reformlar, ister yö-
netimsel ister ekonomik alanda olsun,
gerçek demokratik kafalann karanyla
biçimlenmelidir. Bugün ülkemizde bu
kafalar vardır ancak yeterince örgüt-
lenememiştir. Siyasal partilere bu örgüt-
lenmede büyük görevler düşmektedir.
Gerçek demokrasinin, bu kafalann po-
litik arenada ağırlığıyla sağlanacağı
kanısında olduğumu bir kez daha vur-
gulamak ister ve her aydının yukanda
sözünü ettiğim boşluğu doldurmada öz-
veri göstermesini dilerim.
HAFTAYABAK1S
AHMET TAWER K1ŞLAU
'Büyük' Düşünûp,
Küçfik Davrananlar!
Karabağ'ı yitirmiş.. ûz topraklarının bir kesimini Er-
meni işgaline terk etmiş.. Ordusunu, sivil yönetimini ku-
ramamış.. 'Atatürkçü' Cumhurbaşkanı başkentten kaç-
mak zorunda kalmış.. Yeniden Rus güdümüne girme
yolunda bir Azerbaycan..
Edilen 'büyük' laflara bakarak Türkiye'yi gözlerinde
büyütmüş.. Almanya'dan Israil'e kadar birçok ülkenin
Türkiye'den daha yoğun ekonomik ilişkiler içine girdiği..
Türkiye'ye yolladığı binlerce ögrencisinin düş kırıklığı'
içinde olduğu (bir bölümünün geri dönmeyi düşündüğü)
Orta Asya ülkeleri..
'Vance-Owen Planı'nı begenmeyerek yola çıkmış..
'Güvenli bölgeler' bile oluşturulamamış.. Müslümanla-
nn neredeyse tamamen dışlandığı, Sırplarla Hırvatlar
arasında paylaşılma aşamasına gelen bir Bosna-Her-
sek..
Güvenlik Konseyi'nin beş sürekli üyesinin.Türktarah-
na karşı 'açıktan' tutum takındığı.. Ankara hükümetinin
bir yılgınlık içinde 'havlu atmaya hazır' olduğu izlenimini
verdiği.. KKTC'nin hemen hiçbir 'karşılık' almadan Ver-
meye' zorlanır duruma getirildiği bir Kıbrıs...
Işte, 'ööyyü>c1erimizin 'Türk Asrı' olacağmı davul-zur-
na ile ilan ettikleri 21. yuzyıla yaklaşırken 'manzara-ı
Umumiye' bu!
• • •
Türkiye -KKTC'yi saymazsak- her bakımdan kendisi-
ne en yakın soydaş toplum olan Azerbaycan'ı, ayakta
tutmak, demokratik bir çizgide ilerlemesini kolaylaşnr-
mak için ne yaph?
Niçin -Elçibey'in tüm feryatlarına karşın- düzenli bir
ordu oluşturulması için 'ciddi' bir destek vermedi?
Niçin, laik-demokratik Türkiye'yi model olarak benim-
seyenlerin yıpratılması pahasına, Ermenistan'a yardı-
mın bir 'devlet siyaseti' olarak önem taşıdığı izlenimini
doğuran inişlı çıkışlı bir yol izlendi?
Niçin, Ermeni saldırıları karşısında Türkiye'nin bir şey
yapamayacağı inancı yaratılarak Azerbaycan 'adeta'
Rusya'nın kucağına itildi?
Niçin, Elçibey yönetimi için çok önernli olduğu bilindiği
halde, 250 milyon dolarlık Eximbank kredisi bile bir türlü
transfer edilemedi?
Niçin Elçibey'e, yetenekli, deneyimli ve yeterli 'danış-
manlar' yollanmadı?
Azerbaycan'ın, Türkiye'nin yeni uluslararası denge-
lerdeki yeri ve ağırlığının belirlenmesi açısından bir 'm'h
henk taşı' oldufiu bilinmiyor muydu?!..
Isyancı 'albay' Suret Hüseyinov, aslında subay falan
değil. (Zaten Sovyetler Birliği döneminde, Azeriler bi-
linçli olarak 'silahlı güçler dışı' tutuldukları için buna ola-
nak da yoktu.) Fabrika müdürüyken bağımsızlıktan son-
ra teğmen yapılmfş. Şimdi de Stalinci komünistlerin ve
K^IB'nin desteğinde, belirli bir 'p/an'ın uygulayıcısı du-
rumunda...
* Türkiye'nin 'acz/'nin, Azerbaycan'ı bu noktaya getire-
ceğini tahmin etmek için falcı olmaya gerek yoktu.
Ustelik, Elçibey'e karşı 'Rus yanlısı' bir darbenin gel-
mekte olduğu konusunda Türkiye, -Batlı bazı devletler
tarafından da- 'ısrarla' uyarılmıştı.
Ama ürkek', bekle gör'ü seçen, kişilikli olduğu kolay-
lıkla savunulamayacak bir çizginin, böyle bir-iki uyarı ile
değişmesi olanaklı mı?
"Adriyatik'ten Çin Denizi'ne kadar" büyûklük tasla-
yan; Turancılık ile ünlenmiş siyaset adamlannı alıp Orta
Asya'larda caka satan; Azerbaycan adım adım işgal
edilirken 'sabnmız taşıyor' diye gözdağı veren de biz-
dik.. Sonra çaresizlik içinde boyun büküp, "Güç kullan-
mamız söz konusu değil" diyen de..
Ermenistan sınırına -daha olaylann patlak vereceği
anlaşıldığında- yeni birlikler göndermek, Azerbaycan
ile 'savunma işbirliği anlaşması' yapmak gibi adımları
bile atmaktan çekinen de bizdik..
Nahcivan'ın konumunu ve toprak bütünlüğünü güven-
ce aitına alan ülkelerden birisi olduğumuz halde, büyük
bir telaşla bunun bize 'askeri müdahale' hakkı vermedi-
ğini açıklayan da...
• • •
Daha birkaç ay önce şöyle yazmıştım:
"Türkiye'nin bugün Azerbaycan'da olanlar karşısın-
daki 'acıkh' çaresizliği iki hatanın bedelidir. Kendisine
'büyük hedef koyup 'küçük' davranmanın, bir.. Caydırı-
cılıktan 'cayma'nın, iki.."
Belki biraz duygusal davranarak eski parti ve hükü-
met arkadaşım Hikmet Çetin'i dışanda tutuyor ve Tür-
kiye'nin, bugün, 'pısırık' bir Demirel-lnönü çizgisinin be-
delini dış dünyada ağır ödediğini düşünüyorum!..
HEPliler siyaseti
DEP'tesürdürecek
• Kürtçevrelerinin birliğini sağlamaküzere7
mayısta kurulan DEP'e katüımlar sürüyor.
HEP'in özellikle Güneydoğu'daki örgütlerinin bur
partiye katılmalanndan sonra milletvekilleri de
DEP'e katılmayı kararlaştırdı.
ANKARA (ANKA) - HEP'-
in Anayasa Mahkemesi'nde
devam eden kapatma davası-
nda karann uzaması üzerine
milletvekillerinin parüden
aynlarak Demokrasi Parüsi'-
ne (DEP) kaülmalan karar-
laşürıldı. HEP'in 3 temmuzda-
ki olağanüstü kurultayında 16
milletvekili partiden aynhrken
yöneüm organlanna yeni üye-
ler seçilerek parti, Anayasa
Mahkemesi'nin karanna ka-
dar açık kalmayı sürdürecek.
HEP Genel Başkanı Ahmet
Tûrk, siyaseti DEFte sürdüre-
ceklerini ve 1994 seçimlerine
bu parüden kaülacağmı belirt-
ti ve "Türkiye'deki görünmez
kazalara karşı HEP yaşatila-
cak" diye konuştu.
Kürt birliği
Yaşar Kaya'mn Genel Baş-
karüığı'nda Kürt çevrelerinin
birliğini sağlamak üzere 7 ma-
yısta kurulan DEP'e kaülımlar
sürüyor. HEP'in özellikle Gü-
neydoğu'daki örgütlerinin bu
partiye kaülmalanndan sonra
milletvekilleri de DEP'e kaü-
lmayı kararlaştırdı. Millet-
vekillerinin DEP'e kaülma ka-
ran, daha önce Anayasa Mah-
kemesi'ndekı kapatma davası-
nda karar verilene kadar mil-
letvekillerinin partide kalma-
lan şeklindeki ilke karanru ye-
niden değerlendiren HEP yö-
netimince alındı. HEP Genel
Başkanı Ahmet Türk baş-
kanlığında toplanan HEP mil;
letvekuleri de partinin 3 tern^-
muzda yapılacak olağanüstü
kurultayında parüden isüfa
ederek DEP'e kaülmayı be-
nimsediler. Milletvekillerinin
parüden isüfalannın karar-
laştınlmasında Anayasa Mah-
kemesi'nin karannın uzaması
karşısında 1994 seçimleri he*
deflenerek kundan DEP'e
kaühnanın gedkmesinin belir-
leyici olduğu öğrenildi.
HEP yönetimince alınan ka-
rara göre 3 temmuzda HEP
Genel Merkezd'nde toplana-
cak olağanüstü kurultayda 16
milletvekilinin partiden aynl-
malan ve DEP'e geçiş yöntem-
leri tarüşılarak karara bağla»
nacak. Bu arada yönetimin ka-
ran doğrultusunda olağanüstü
kurultayca milletvekillerinin
boşaltüklan yöneüm organ-
lanna da seçımler yapılarak
HEFin Anayasa Mahkemesi'-
nin karanna kadar siyasi öm-
rünü sürdürmesi sağlanacak.