Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 HAZİRAN1993PAZARTESİ • • * • CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 17
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
MBaştarafi I.Sayfada
Tabii. bir meraktır sarıyor insanı inönu, başbakan
adayı Çiller ile iki kez, hemen her konuyu birer saat baş
başa görüştü. özelleştirmeden bakanlıkların dağılımına
değin her konunun ele alındığı, hattaÇiller'm hazırladığı
protokol taslağında her bir konuya geniş yer verildiği
soruiara verilen yanıtlarla öğrenıldi Nedense acı reçe-
teler konusuna hiç değinilmedi.
Bir çeşitsürpriz, Çiller'in önceki gungazetecilerleayrı
ayn yaptığı görüşmelerde söyledikleriyle kamuoyuna
yansıdı.
Başbakan yardımcılığı görevini sürdüreceği söylenen
inönü'ye; Çiller, çağdaş Türkiye'yi yaratacak acı ve ağır
zamlı reçetelerden söz etti mi acaba? Bunlar, yeni yeni
reçeteler mi yoksa halkımızın dinlediği bir masalın baş-
lığı gibi ekonominin gereği olduğu öne sürülecek sürekli
zamlar mı?
Her iki genel başkan hele son buluşmalanndan sonra
hayli keyifli, çokçası olurnlu bir tablo çizdiklerine göre
Inönü, Çiller'den acı reçetelerin neler olduğunu dinledi
mi? Dinlediyse "acı reçetelerden doğacak çağdaş Tür-
kiye" formülünü nasıl değerlendirdi, daha sonra arka
arkaya ortaya çıkacağı anlaşılan Çiller usulü ekonomik
uygulamalara, yeni yeni zamlara yeşil ışık yaktı mı?
Çiller'in başbakanlık modeli yavaş yavaş biçimleni-
yor. önce genel kurallar söyleyerek başladı, şimdilerde
gelecekte estireceği rüzgârları yavaş yavaş duyumsatı-
yor.
örneğin, seçim zaferinden sonra kongrede duyulan
Yonca Evcimik'in "Haddini BU" şarkısı, Çiller'in DYP'Iİ
milletvekilleri için düzenlediği kokteyl partide deçalının-
ca, durdurulmasını istemiş, emri başüstüne; ama, buy-
ruk derhal yerine getirilmeyince, sinirlenerek, "fena kı-
zacağım ama" diye -böyyük gazetelere göre- Demir
Lady'liğini göstermiş, kanıtlamış.
Ehil olmak
Tabii, bu anımsatmamızın sadece bir amaci var. Müs-
takbel başbakanın müstakbel davranışlarına şimdiden
hazırlıklı olsunlar diye, bakanına bürokratına bir ipucu
vermek!
Çiller'in kongrede son dakika destekleyicilerinden,
artık akıl hocası konumuna geldiği söylenen Necmettin
Çevheri, "rüzgârı yakaladım diye gidilmez seçime" di-
yor.
Çiller'e de aynı hava egemen. DYP yelkenlerini doldu-
ran rüzgârla işe koyulmayı, şayet daha önceki hükümet-
te yaptıkları bundan sonra yapacaklarının teminatı ise,
halkın benimseyeceği ya da sindireceği icraatla daha
sonraki tarihlerde erken seçime gitmeyi planlıyor olabi-
lir.
Dikkatimizi çekti; demokratikleşme konusunda yasa-
ların -örneğin Siyasal Partiler Yasası nın- yeniden dü-
zenlenmesine olumlu gözle bakıyor; ancak, adaletli ol-
maktan uzak seçim yasası anımsatılınca sessiz kalmayı
yeğliyor.
ANAP lideri Mesut Yılmaz, hükümeti destekleme ko-
şullarını sıralarken, sağlıklı bir seçimin kimi ön koşulla-
rını sıralıyor. Şöylediyor: "Güneydoğu'dabazıbölgeler-
de seçim yapılması imkânsız gibi görünüyor. Öncelikle
bu bölgede seçim güvenliğinin sağlanması gerekiyor.
Ikinci olarak seçmen kütüklerinin güncel hale getirilme-
si lazım. Çünkü birden hatta ikiden fazla sandıkta kayıtlı
olan seçmenlerin varlığını duyuyoruz* Özellikle Refah
ffartisi.'nin cennetagatüfroe vaaciiyleseçmenl&rihirçok
kütüğe kaydettikleri biliniyor."
Demokratikleşmenin bir ucunda yatan bu sakıncalar
düzeltilmeyecek mi?
Geleceğin olasılıklan bir yana, bu hafta Çiller için
önemli bir dönemeç. Hükümete alacağı -kendi deyişiyle
ehil kişileri- saptayacak.
Listeyi merak edenler arasında, kuşkunuz olmasın
Çumhurbaşkanı Demirel de bulunuyor. Çünkü, Tansu
Çiller'in dediği gibi listeyi daha önceden görmeyecek,
"tarafsızlığına gölge düşürmemek için çok büyük çaba
gösteriyor."
Başbakanın masasına koyacağı listeyi büyük olasılık-
la hemen onaylayacak. Bu durum yeni kabinenin iki ge-
nel başkanın "doğrudan takdirlehyle" düzenlendiğıni,
yeni bakanların Çumhurbaşkanı dahil hiç kimsenin etki-
siyle listeye alınmadığını gösterecek. Doğrusu da bu za-
ten.
Çiller, kabineye ehil olanları alacağından söz ederken
DYP grubunda 70 dolayında milletvekili, hele kongrede
Çiller'e destek vermiş olan Hasan Ekinci, Mehmet Göl-
han, Ayvaz Gökdemir gibi ön sıradaki isimler, bakanlığa
kesin gözle bakıyorlar.
Oysa yüz seksen kişilik gruptan 20'si bakan olacak. 70
kişi arasından seçilen 20 milletvekiline "ehil olan ba-
kan" denilecek. Peki ama, kabineye giremeyenlerde
ehil olmadıkları gibi haksız bir nitelemeyle karşı karşıya
kaldıklan duygusu, kompleksi uyanmayacak mı?
SHP'de de tabii daha çok DYP'de kabinenin açıklan-
masından sonra hayli gürültü kopacağa benziyor.
Beklenti haftasınagirdik.
İçişleri Bakanlığı müfettişleri, 39 can alan patiamayla ilgili incelemeyi tamamladı
Çöp faciasmm suçhısu Sözen
OLAYLARIN
ARDENDAKÎ
GERÇEK
MBoştarufi 1. Sayfada
Genel Sekreteri'nin kendisin-
den 'evef'yada 'hay/r'şeklin-
de bir yanıt beklediğini, planı
lartışamayacak olduktan
sonra New York'a gitmenin
bir anlamı bulunmadığını be-
lirterek New York'a gitme-
yeceğini açıkladı. Ancak An-
kara'nın ricalarıyla tutumunu
yumuşattı ve New York'a ön-
ce Dışişleri Bakanı Kenan
Atakol'un gitmesini, kendisi-
nin daha sonra hareket etme-
sini önerdi.
Bu arada BM Genel Sekre-
teri Butros Gali de Denktaş'ın
14 haziranda New York'a git-
meyişi üzerine görüşmeleri
erteledi. Gali, "Denktaş'ın
v&rdiği sözü tutmadığını ve
burun sonucunda ortaya ye-
ni bir durum çıktığım" içeren
bir 'aporu Güvenlik Konseyi'-
ne sunacağını açıkladı.
• • •
Denktaş'ın önemli olan bir
gözleminin altını çizmek ya-
rarlı olabilir. KKTÇ Cumhur-
başkanı'na göre Maraş-Lef-
koşa Havaalanı pazarlığı teh-
likeli bir gelişmeye de işaret
ediyor. Bu pazarlıkla Kıbrıs
sorununa çözüm bulma yo-
lunda 'bütünlüklü çözüm' ya
da 'bütünselanlaşma' yönte-
mi terk ediliyor; 'mini paket-
lecle anlaşma' yöntemine ge-
çiliyor. Denktaş, bu yönte-
min çok tehlikeli olduğunu,
'mini anlaşmalarla' sorunun
özünün gözden kaçabilece-
ğinisavunuyor.
BM Güvenlik Konseyi'nin
Gali'nin Denktaş'ı suçlayan
raporunu görüştükten sonra
ne karar vereceği bilinmiyor.
Kimi kaynaklar, Konsey'den
Türk tarafı hakkında sert bir
karar çıkabileceğini belirti-
yor.
Ancak Bosna Hersek'te
Sırpların insanlık dışı uygula-
maları karşısında seyirci ka-
lan ve sonunda Müslümanla-
rı Sırplarla Hırvatların insafı-
na terk eden Güvenlik Konse-
yi'nin beş daimi üyesinin
{ABD, Fransa, Ingiltere, Rus-
ya ve Çin) Kıbrıs konusunda
Türk tarafına yüklenmesinin
inandırıcı olmayacağı da
açıkttr.
SAHİBİNDEN
Selımpaşa Araptepe'de 191 m
2
denize yakın VİLLA
arsası satılıktır,
Akşam 20.00den sonra Tel: 230 89 81
İstanbul Haber Servisi- Üm-
raniye Hckımbaşı Çöplüğü'nde
39 İcişinın ölümüvle sonuçla-
nan metan gazı patlaması son-
rasında müfettışlerce yapılan
incelemede. İstanbul Büyükşe-
hır Bdediye Başkanı Nurettin
Sözen ıle Ümranıye Belediye
Başkanı Şinasi Öktem'in "Gö-
revlennı ihmal elükleri" sonu-
cuna vanidı.
28 Nisan 1993 günü Ümrani-
ye Hekimbaşı Çöplüğü'nde mey -
dana gelen patlama sonrasında
enkaz altından 27 ceset
çıkanlmıştı. Halen 12 kişinin
aranmasına da devam ediliyor.
İçişleri Bakanlığı müfetüşleri-
nin olay sonrasında başlattık-
lan inceleme tamamlandı.
Müfettişlerce hazırlanan rapor-
da 3030 sayılı büyükşehir bele-
diyelerinın yönetimine ilişkin
yasaja ve bunun uygulama yö-
netmeliğıne değinildı. Rapor-
da. yasa uyannca "Büyükşehir-
lerde çöp toplama alanlan kur-
ma. işletme. çöp imha veya top-
lama alanlanyla ilgili bütün fi-
ziki tedbirlen alma görevlerinin
büyükşehir belediyelerine" aıt
olduğu vurgulandı.
Raporda aynca, gecekondu-
laşmanın tespıt edilmesi duru-
munda büyükşehir beledıyele-
rinin. ilgili ilçe belediyesinden
yasanın gereğinin yapılmasını
isteme yetkisi ve sorumluluğu
bulunduğu belirtildi. Yapılaş-
manın çöp alanlannın en fazla
bir kilometre yakınma kadar
olabileceğinin bildirijdiği ra-
porda. 1991 yıhnda Ümraniye
Belediyesi'nin Üsküdar 3. Sulh
Ceza Mahkemesi'nin belirledi-
ği bilirkişilere inceleme
yaptırdığı hatırlatıldı. Rapor-
da, inceleme sonucu Heİcim-
başı Çöplüğü'nün 50 metre me-
safesine kadar yapılaşmanın
Nahcıvan
HEKİMBAŞI ÇÖPLÜĞÜ KALDIRILSIN - Ümraniye Hekimbaşı Çöplüğü çevresinde oturan
yaklaşık 200 kişi Ümraniye Belediyesi'ne yûrümek istedi. Çöp faciasının me>dana geldiği Kazım
Karabekir Mahallesi'nde oturan bir grup, dün saat 12.00'de toplanarak çöplüğün bir an önce kal-
dırılmasını istediler. EUerindeki pankartlarla Ümraniye Belediyesi'ne yüriimek isieyen gnıba
çevik kuvvet izin vermedi. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
ulaştığırun tespit edildiği, bu-
nunda İstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi'ne bildıriidia kaydedıl-
di. '
İstanbul Büyükşehir Beledi-
yesi'nin çöplükteki metan gazın
lahliyesi için rehabilitasyon
yaptırması ve geeekondulann
da Ümraniye Belediyesi tarafın-
dan yıkünlmasını sağlaması
gerektiği vurgulanarak. bun-
lann yapılmadığı belirtildi. Ge-
cekondulann çöplüğe yaklaş-
masına karşın işlem yapıl-
madığı için İJmraniye Belediye
Başkanı Şinasi Oktem de so-
rumlu tutuldu.
Raporda, İstanbul Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Nurettin
Sözen ile Ümraniye Belediye
Başkanı Şinasi Öktem'in "gö-
revlerini ihmal ettiklen" ve
TCK'nın 230. maddesıne
aykın davrandıklan sonucuna
vanidı. Söz konusu madde dev-
let memurlannın, ihmallerin-
den dolayı devletin zarara uğ-
raması karşısında 3 aydan 3
yıla kadar cezalandırmalanr.ı
öngörüyor.
28 Nısan da meydana gelen
patlama sonrasında Sözen ile
Öktem olaydan sorumlu tutu-
larak suçlanmışlardı. Suçlama-
lar karşısında Sözen. 1990
yıbnda çöp projesiyle ilgili çahş-
malar başlattıklannı, 1992'nin
ekim ayına kadar da gerekli kre-
dileri sağlayamadıklan için uy-
gulamaya geçilemediğini açıkla-
mışü. DPT, İller Bankası ve
Türkiye Emlak Bankası'nı bu
geçikme nedeniyle suçlayan Sö-
Elçibey: Kaçmasaydım
öldürülecektim
KENAN BtLİZ
NAHCIVAN- Azerbaycan
Cumhurbaşkanı Ebulfez Hçi-
bey doğum yeri olan Nahcı-
van'ın Ordubat kazasının Kele-
ki köyünde "devlet ışlen" ile
uğraşıyor Elçibey, kendisi ıle
görüşmek isteyen basın men-
suplan ve yöre halkına bu yanı-
tı veriyor. Çumhurbaşkanı El-
çibey dün yaptığı açıklamada
öldürülme tehlikesi karşısında
Bakü'yü terk ettiğini söyledi.
Ebufeyz Elçibey. Azerbay-
can halkına yönelik hazırladığı
konuşmasında, devletin en zor
ve ağır günlerini yaşadığını be-
lirterek "Bugün gelinen nokta,
iç ve dış güçlerin halkımızın el-
lerine. yedine zincir vurmak is-
temeleridir. Teşebbüs bu yön-
dedır"dedi.
Bu güçlerin kardeş kavgası
çıkarmak için yoğun çaba har-
cadıklannı anlatan Elçibey,
"Onbinlerce bacı ve kardeşleri-
miz, yaşadıklan yerden uzak-
laştınldılar, sürüldüler. Bütün
bunlara karşı bizler de canımız
pahasına kurduğumuz bağım-
sız ve demokratik devlet düze-
nini devam ettirmeye yeminli-
yiz" diye konuştu.
Elçibey devlete karşı çıkanla-
nn kendi güçleri tarafından ezi-
lip yok edilebileceğini, fakat bu •
meseleyi banş yoluyia çözmek
için çaba harcadıklannı da an-
latarak şunlan söyledi:
"Bunu anladıklan için hiçbir
karşı koymaya rasüamadan
Bakü'nün dibine kadar geldi-
ler. Biz ilk gün banş yolunu tut-
tuk. İsyan edenleri affettik.
Bunlann çeşitli isteklerini kabul
ettik. Ama onlann amacı bu de-
ğildi. Onlann planlan Bakü'ye
gelip, önce Çumhurbaşkanı
ikametgâhıru dağıtmak, sonra
da şehirde kan dökmek. Kal-
saydım ben de öldürülebilir-
dim. Bunu anladığım için ve
kan dökülmesini engellemek
için Bakü'yü terk ettim"
Keleki köyü. 2500 nüfuslu,
Zengezer dağlannın eteklerinde
kurulu şirin bir yerleşim yeri.
Köylüler, Elçibey'e özel bir sev-
gi besliyorlar. Her gün kapısı-
nın önüne gerek bu köyden
gerekse çevre yerleşim yerlerin-
den onlarca kışı Elçibey'i ziya-
rete geliyor. Ancak Elçibey,
bunlann çoğuyla görüşmüyor.
Elçibey'in kaldığı yer, içınde
bırkaç bina olan Devlet Konu-
kevi olarak kullanılan genış
bahçeli bir site. Elçibey buraya
kommalannı ve birkaç yardım-
asını da getirmiş. Sitenin içinde
Elçibey'in telefon görüşmeleri-
ni yaptığı ve günlük çahşmala-
nnı yürüttüğü ayn bir mekan
var. Buradan çoğunlukla
Bakü'yü anyor. Telefon görüş-
melerinin dinlendiğinı dikkate
alan Elçibey, zaman zaman
yardımcılannı Nahavan'dan
kalkan özel uçaklarla Bakü'ye
gönderiyor.
Elçibey'in kansı ve çocuklan
Bakü'de. Onlann can güvenliğj
sorunu olmadığını söylüyor El-
çibey ve "Onlann devlet işiyle
ne ilgisi var? Bakü'de okusun-
lar" diyor.
.\zerbaycan Çumhurbaşka-
nı. önceki gün nostalji yaşadı.
Zengezer dağlan eteğinde doğ-
duğu yaylaya giden Elçibey,
uzun süre gezinti yaptı. Köylü-
ler, Elçibey'e çaşır adı verilen
yöresel yiyeceklerden verdiler.
Kalem büyr
üklüğündeki ot
köklerinin kaynatılmasıyla ha-
zırlanan çaşırla karnını doyu-
ran Elçibey, sık sık devlet işle-
rinden kopmadığını vurgulu-
yor.
Herkesingözü Aliyev'de
YÜCELSEZER
Elçibey'in Bakü'den aynlı-
şının üçüncü gününde ya-
şam normal devam ediyor. Ba-
kü'de kadın, erkek, yaşlı ve
genç tüm insanlar bütün ümıt-
lerini Haydar Aliyev'e bağ-
lamış dunımdalar. Hiç kimse
Elçibey'in gidişinden üzüntü
duyduğunu söylemiyor. İşin
garibi Elçibey'in geri gelmesini
istemeyenlerin başında halk ge-
liyor.
Elçibey ve adamlan da bunu
biliyorlar.
Leyla Hasanova (28) adlı
Bakülü görüşlerini şöyle dile
getiriyor:
"Biz Elçibey'in bir şeyler
yapüğını bugüne kadar göıme-
mişiz. Ama çok topraklar kay-
bettiğimizi görmüşüzdür. Bu
halkın beklemeye artık taham-
mülü kalmadı. Halk Cephesi
bızi kurtaracağı yerde, bir sürü
belalar başımıza sardı. Elçi-
bey'in bize verdiği iki armağanı
var. Biri Ermeni belası, ikincisi
kardeşleri karşı karşıya getir-
mesi. Elçibey artık Bakü'ye gel-
mez. Gelse de istifasını vermek
için gelir."'
Akif Seyidov (40)ise şunlan
yor:
"Biz Meclis'teki milletvekil-
lerine değil. sadece Haydar Ali-
yev'e güveniyoruz. Meclis'teki
milletvekillerimizin hiç biri bir
iş yapacak durumda değiller.
Onlann hepsi 'hem karayım,
hem de akım' dıyen ınsan-
lardır."
İlşad Hasanova adlı Bakülü
de, "Elçibey'i Suret Hüseyinov
yemedi. Karabağ, Şuşan, Ra-
çın. Kelbecer yenilgileri yedi"
diye konuşuyor. Azerbay-
can'daki gelişmelerden sonra
Ermenistan Meclis Başkanı Ja
Haydar Aliyev'i telefonla aradı.
Alıyev. Ermenistan Meclis Baş-
kanı'nın kendısini Meclis Baş-
kan] olması nedeniyle tebrik et-
tiğini bildirdi. Bu görüşme sı-
rasında Ağdam'daki Ermeni
kuvvetlerinin geri çekilmesini
nca ettiğini belirıen Haydar
Aliyev, "Ağdam'daki kuvvetle-
rini geri çeksınler" dedi.
İNSAN SICAĞI
Erdal Atabek
5. basi 20.000 lıra (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Turkocağı
Cad, 39-41 Cağaloglu-lstanbul
Ödemeli gönderilmez.
zen. gecikme üzerine o döne-
min Devlet Bakanı Tansu Çil-
ler'den yardım istediklerini, an-
cak yeterlı desteği göremediğini
söylemışü.
Öktem de Üsküdar. Beykoz
ve Kadıköy beledıyelerinı mah-
kemeye verdiklerini. 8 mayısta
çöplükle ilgili referandum ya-
pacaklannı belirterek "Delinin
aklına gelen başına gelır. Böyle
olacağını biliyorduk" demıştı.
Gecekondulaşmaya izin verdi-
ği suçlamalannı da red eden
Oktem, yapılaşmanın 20yıl ön-
cesıne dayandığını, çöplüğe 400
metre uzaklıkta yapılaşmaya
gidıldiğını. aynı uzaklıkta ceza-
evı vapıldıgını, geeekondulann
çöplüğe değil. çöplüğün gecc-
kondulara yaklaştığını belirt-
miştı.
îsyancı askerler Bakü'ye
• Baftarafi 1. Sayfada
na kadar gelen ısyancı birlikler,
saat 21.00'den itibaren kent
merkezine 10 kilometre uzak-
lıkta bulunan Şihov Mahallesi'-
ne girdiler. Şihov bölgesindeki
isyana askerlenn sayısının
1000 kadar olduğu belırtilırken
ağır silahlarla donatıldıklan ve
ellerinde 10 kadar tank olduğu
öğrenıldi.
Azerbaycan Çumhurbaşkanı
Ebulfez Elçibey, dün gece geç
saatlerde yaptığı açıklamada da
dünyadan ve Azeri halkından
destek istedi. Elçibey yazılı ola-
rak yaptığı açıklamada, "Azer-
baycan'da askeri bir darbe
vardır. Bu inkâr edilemez" de-
dı.
Elçibey. açıklamasında,
Rusya'yı uygun bir üslupla üstü
örtülü bir şekilde şuçlarken de
"Komşumuz Rusya'nın siyasi
kuruluşlan ve basın organlan-
nın isyanı objektif olarak ulus-
lararası hukuk içinde gördüğü
açıklamalannı samimi kabul
ediyoruz. Fakat söylemeliyiz ki
Rusya'nın çeşitli silahlı kuvvet-
lerinden, bazı birimlerinden
askeri darbede paralı asker gibi
bulunduklan yolunda deliller
var. Biz eminiz ki Rusya devleti
bunun önüne geçecektir."
İnönü-Aliyev görüşmesi
Bu arada Başbakan Vekili
Erdal tnönü, isyancı birliklerin
Bakü'ye girdikleri yolundaki
haberler üzerine Meclis Başka-
nı Haydar Aliyev ile telefon
görüşmesi yaptı. İnönü. bakan-
lara verdiği veda yemeğinden
sonra Dışişaleri Bakanı Hikmet
Çetin ile bir süre Başbakanlık
Konutu'nda çahştı. İnönü.
Azerbaycan Çumhurbaşkanı
Elçibey'i de telefonla aradığını.
ancak görüşemediklerini belir-
terek "Sanınm bugün konuşa-
cağız" dedi. İnönü, Meclis
Başkanı Haydar Aliyev ile tele-
fonla görüştüğüne değinirken
de "Sayın Aliyev, bize isyana
birliklerin henüz Bakü'ye gir-
mediklerini söyledi" dedi. İnö-
nü, Türkiye'nin bütün dünya
ile birhkte meşru düzenin sür-
mesinden yana olduğunu ifade
ederek "Demokratik hukuk
düzeninin devamı mutlaka sağ-
lanacaktır" diye konuştu.
AJiyev, TASS Ajansı'na yap-
üğı açıklamada, Elçibey'in Or-
dubad'a gitmesiyle isyanı sona
erdirme sorurriluluğunun kendi
üstüne kaldığını ve bu sorumlu-
luktan kaçamayacağını belırtti.
Ayaz Muttalibov
Ancak Bakü'de bulunan ga-
zeteciler. özellikle Elçibey'in iki
gün önce Ordubad'a gitmesin-
den sonra, sahneye Haydar Ali-
yev'i "amansız bir- düşman"
olarak gören Azerbaycan Ko-
münist Partisi'nin eskı liden ve
devrik Devlet Başkanı Ayaz
Muttalibov'un çıkabileceği yo-
lunda işaretler ahndığını belirti-
yorlar.
Suret Hüseyinov'un, "Kişisel
fedaihğini yaptığı" eski Savun-
ma Bakanı Rahim Gaziyev'i
Savunma Bakanhğı'na getirmiş
olan Ayaz MuttaUbov'la muh-
temel bir ittifak içine girmiş ola-
bileceğini belirten yerel gazete-
cilere göre isyana lider, önceki
gün kendisiyîe görüşen Haydar
Aliyev'e, "başbakanlık görevi-
ni istediğini" bildirdi.
Bakü'deki kaynaklar, Suret
Hüseyinov'un başbakanbk gö-
revinde, ülkenin düzenli silahlı
kuvvetlere sahip olan üç bakan-
lığı olan İçişleri, Güvenlik ve
Savunma bakanlıklannın tü-
münün kendisine bağlanmasını
datalep ettiğini belirtiyorlar.
İsyancı liderin, Azerbaycan'-
daki komünist bürokrasinin
denetlediği Yüksek Sovyet'in
toplanmasında da ısrar ettiğini
kaydeden gözlemciler, Yüksek
Sovyet'in geçen mayıs ayında
olduğu gibi ilk toplantısında
Ayaz Muttalibov'u yeniden ik-
tidara getirebileceğini belirti-
yorlar.
Moskova'daki bazı gazetele-
rin yazıişleri müdürlerinin son
bir hafta içinde. "sürgün haya-
ü" yaşayan Muttalibov'dan sık
sık telefonlar aldıklan ve Mut-
talibov'un "Azerbaycan'daki
gelişmelerle ilgili görüşlerini ka-
muoyuna açıklama niyetinden
söz ettiği" öğrenildi.
Suret Hüseyinov'un başba-
kanlık görevini istediğj yolun-
daki haberlerin doğrulanma-
ması halinde, isyancı liderin
aleyhindeki kamuoyunun daha
da güçlenebileceği belirtiliyor.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
• Baştarafi I.Sayfada
Örneğin terör konusunda, örneğin enflasyon konu-
sunda, örneğin Kürt sorunu konusunda.
Ve tabii. bütün bu olaylara ışık tutacak yakın tarih ko-
nusunda.
Türkiye'de basının görevi bu konuları araştırmak ol-
malıydı. Bu görevi yapan gazeteler ve gazeteciler var.
Ancak bir kısım gazeteci de araştırma ve soruşturma
yapmak şöyle dursun, araştırma ve soruşturma yapan-
ları karalamak için seferber olur.
Söz gelişi, "ipekçi cinayeti"m araştrdınız, bu cinayet
ile ilgili ülkücü eylemler ile kaçakçılar arasındaki ilişkiyi
buldunuz.
Başlarlar suçlamaya...
Hele büyük paraların döndüğü kaçakçılık olaylarına el
atıp, yeraltı dünyasını ad da sergilediniz mi gazete köşe-
lerinden başlarlar yaylım ateşlerine.
Bugün PKK ve Abdullah öcalan hakkında araştırma
ve inceleme yapmak da birtakım çevrelerın tepkilerini
çeker.
PKK olayı nasıl başlamış? Nasıl gelişmiş? Marksist-
Leninist olarak yola koyulan PKK, bugün niçin dinsel
görüşlere sarılmış?
öcalan, öğrencilik yıllannda Malıye Bakanlığı'ndan
burs almış mı? 1972 sıkıyönetimde Ocalan'a neden bu
kadar yumuşak davranılrnış?
Sıkıyönetimin elinden üç aylık bir ceza ile kurtulmasını
nasıl başarmış?
Bunları araştı rmak pek de güç iş değildir. Dava dosya-
ları mahkemelerde duruyor, isteyen gider araştırır.
Bu konuları araştırmak için büyük engellerden biri
devlet yasaklarıdır.
örneğin, Genelkurmay Başkanlığı, 1972 yıhnda kendi
yayını olan "Türkiye Cumhuriyeti'nde Ayaklanmalar
(1924-1938)"adlı kitabı yine kendisi yasaklamıştır.
Bu kitap hakkındaki yasağın kaldırılması için bu köşe*
de birkaç yazı yazdım. Eski Genelkurmay Başkanı Sayın
Torumtay ile Genelkurmay Başkanı Sayın Doğan Güreş
ile kitap üzerindeki yasağın kalkması için görüşmeler
yaptı m.
Sayın Güreş, konuyu inceletti ve sonunda yasağın kal-
dırılması emrini verdi.
Böylece Kürt ayaklanmaları konusunda araştırmacı-
ların karşılaştıkları bir engel de kalkmış oldu.
Kürt ayaklanmaları konusunda kamuoyu yeterince
bilgi sahibi olamazsa PKK olayını da gereğince değer-
lendiremez Değerlendirmediği için de saplantı ve örv
yargılar, olayın gerçek boyutlarının kamuoyundan giz-
lenmesine yarar.
Gazeteci varsayımlar ile değil somut olgular, belge-
ler, kanıtlar ve haberlerle ilgilenir.
Bütün bunları araştırır, inceler ve yazar.
Üzüntüyle görüyoruz ki basında araştırma, inceleme
ve soruşturma pek ilgi görmüyor. Yüzeysellik, her konu-
da olduğu gibi gazetecilik alanında da kendini gösteri-
yor.
Gazete satışları-da gün geçtikçe düşüyor.
Almanya'da her 1000 kişiden 400'ü, Amerika'da her
1000 kişiden 262si, Fransa'da her 1000 kişiden 191'i, es-
ki Sovyetler Birliği'nde her 1000 kişiden 314'ü gazete
okurken bu sayı Türkiye'de 1000 kişide 56-60 dolayların-
da dolaşıyor.
Bu sayı Yunanistan'da 1000'de 133, Kuveyt'te 1000'de
97 ve Malezya'da da 1000'de 323'tür.
UNESCO, her 1000 kişiden 100 kişisi gazete okuyan
ülkeleri kalkınraış ülke saymıyor!
Kitap satışlarında da aynı düşüşler yaşanıyor.
1945 yıhnda okur başına düşen kitap sayısı 10.2 iken
bu sayı son yılarda 5.3e düşüyor...
En çok kitap yayını 1965 yıhnda yapılmış; bu yılda okur
başına üretilen kitap 27.8 olmuş, en düşük sayıları da
1980 sonrasına rastlıyor.
1960 ihtilalı, ülkede kitap yayınını hızlandırmış, busayı
12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde düştükçe düşmüş...
Amerika'da bir yıl içinde 131 milyon, eski Sovyetler
Birliği'nde 2 milyar, Fransa'da 50 milyon, Almanya'da
41 milyon, Yunanistan'da 24 milyon kitap basılıyor.
Türkiye'de?
Türkiye bu sayı 6 milyondur!
Gazete okumuyoruz, kitap da okumuyoruz. Araştırma
ve inceleme de yapmıyoruz.
Ya ne yapıyoruz?
"Bilgi sahibi olmadığımız konularda fikir sahibi" o\up,
içi boş kalıplar ve fetiş haline getirilmiş sloganlarla dü-
şünce üretiyoruz!
Polly Peek skandahnda
gizli servîs pamıağı
EDtPEMtLÖ\r
MEN
LONDRA - PoUv Peck
skandabnda İngjliz Gizli Dış
İstihbarat Örgütü MI-6'nın
rolü olduğu suçlaması ortaya
aüldı. Suçlamayı, hükümette
Kuzey İrlanda'dan Sorumlu
Devlet Bakanı Michael Mates
yaptı. Ordudan gelme. savun-
ma ve istihbarat konulannda
önemli görevlerde bulunmuş
ve halen de terörle mücadelede
iç isühbarattan sorumlu MI-5
ve dış istihbarattan sorumlu
MI-6 ile işbirliği içinde çalışan,
çok hassas görevde olan bir ba-
kanın bu suçlaması bomba et-
kisi yaptı.
Bakan Mates'in, MI-6 konu-
sundaki endişelerini 1991'den
îç savaşı Ankara'nın çabaları önledi
LALE
SARrtBRAHİMOĞLU
ANKARA - Dışişleri Bakan-
lığı Müsteşan Büyükelçi öx-
dem Sanberk, Türkiye'nin uzun
bir zaman sürecine yayılan dip-
lomatik çabalan sonucu Azer-
baycan'da bir iç savaşın patlak
vermesinin önlendiğini belirte-
rek, "Ankara'nın, Türkiye'den
Azerbaycan'ı idare etmesi, çok
yanhş bir beklenti ve Azerilere
saygısızlık olur" dedi.
Bakü'den hafta sonunda dö-
nen Müsteşar Sanberk, Tür-
kiye'nin bu konuda izlediği
poütikayı ve ülkedeki son geliş-
meleri Cumhuriyet'e değerlen-
dirdi. Basında son zamanlarda
Türkiye'nin yanlış politikalan
sonucu Azerbaycan'da karga-
şanın yaşandığı suçlamalanyla
ilgili bir soru üzerine Sanberk,
"Şunu her zaman söyledik.
Eğer Türkiye'den Azerbay-
can'ın idare edilmesi bekleniyor
idiyse. tabii bu cok yanlış bir
beklenti ve Azerbaycan'a saygı-
sızlık olur. Azerbaycan; BM,
AGİK ve Avrupa Konseyi üye-
si" dedi. Sanberk, Türkiye'nin
Sovyetler Birliği'nin dağılma-
sından sonra ortaya çıkan cum-
huriyetler ve özellikle de Türk-
çe konuşan kardeşlik bağlan-
nın olduğu bu ülkeleri uluslara-
rası toplumun birer üyeleri
olarak gördüğünü ve bunlan
idare etmek niyetiyle ortaya
çıkmadığını hatırlattı.
Bu çerçevede Ankara'nın on-
lara yardım ettiğini ve hiçbir
şekilde onlann içişlerine müda-
hale etmeyi düşünmediğini yi-
neleyen Sanberk, ancak Tür-
kiye'nin, bu ülkelerin Sovyet-
ler'in dağılmasından sonra
ortaya çıkan geçiş döneminde
iki ayaklan üzerlerinde durma-
lan, bağımsızlıklannı pekiştir-
mek ve dünya ile entegrasyon-
lannı sağlamak için yardıma
olduğunu söyledi.
Dünya üzerinde saygınlık
kazanmaya çalışan Rusya Fe-
d B k Bri Y h
itibaren görev yapan iki başsav-
aya toplam 7 mektupla ifade
ettiği 'Sunday Telegraph' ve
İndependent on Sunday' gaze-
teleri tarafından açıklandı.
İngjliz Dış İstihbarat Örgütü
MI-6'nın neden Polly Peck ve
Asil Nadir'i suçlu duruma dü-
şürmek isteyebileceği hakkında
'Sunday Telegraph' gazetesin-
de şöyle bir mantık yürütülü-
yor: "Asil Nadir, Kıbns soru-
nunun çözümü önünde bir en-
gel olan Denktaş'ı destekliyor-
du. Sorunun çözümü için, Ku-
zey Kıbns'ta Polly Peck'in tas-
fıyesi, bunun için de önce Asil
Nadir'in tasfıyesi gerekiyor-
du." Gazetede öne sürülen bu
ıddia Asil Nadir'in öteden beri
Polly Peck Skandalı'nı açıklar-
ken başvurduğu görüşlere uyu-
yor.
ŞPKK'lı
öldürüldü
Haber Merkezi - Batman'ın
ilçesınde güvenlik kuv-
derasyonu Başkanı Boris Ydt- veüeri ile PKK militanlan ara-
sin yönetiminin Azerbaycan'- sında çıkan çaüşmada 5 PKK lı
daki kanşıkhklarda rol oynadı- öldürüldü.
ğını sanmadığını da beürten Batman'ın Sason ücesi kırsal
Sanberk, kendisi de geçiş süre- alanında güvenlik kuvvetlenn-
cinde olan Rusya'da çok mer- « yunıtulen arazi aramasında
kezli güçlerin bulunduğunu b ı r
S^P PKK'h güvenlik kuv-
hatırlattı. Iran'ın da Azerbay- vetlerine ateş açü. Çıkan çaüş-
can'daki kargaşada bir rol oy- m a d a 5 P K K
mıütanı öldürül-
nadığını sanmadığını söyleyen dü, bir mibtan da yarah olarak
Sanberk, şu anda Azerbaycan y
a
j^
a
j?P
dl
M.
Cumhurbaşkahğı'na vekalet "*'"
eden eski KGB'li Haydar AK-
yev'e, Türkiye'nin sıcak baktığı
yolundaki spekülasyonlan da
yalanladı.
Müsteşar Sanberk, Elçibey'-
in ne zaman Bakü'ye döneceği-
nin belli olmadığını, ancak
militanlan önceki gece
24.00 sıralannda Muş tren
istasyonuna baskın"düzenledi.
Militanlann otomatik silahlar-
la binayı taramalan sonucu 3
istasyon görevlisi çeşitli yerle-
rinden yaralandı.
Öte yandan Bingöl'de de top-
Aliyev ile telefon temasında ol- rağa gömülü vaziyette iki erkek
duğunu sözlerine ekledi. cesedi bulundu.