19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN1993PAZARTESİ • • * • CUMHURİYET SAYFA HABERLER 17 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK MBaştarafi I.Sayfada Tabii. bir meraktır sarıyor insanı inönu, başbakan adayı Çiller ile iki kez, hemen her konuyu birer saat baş başa görüştü. özelleştirmeden bakanlıkların dağılımına değin her konunun ele alındığı, hattaÇiller'm hazırladığı protokol taslağında her bir konuya geniş yer verildiği soruiara verilen yanıtlarla öğrenıldi Nedense acı reçe- teler konusuna hiç değinilmedi. Bir çeşitsürpriz, Çiller'in önceki gungazetecilerleayrı ayn yaptığı görüşmelerde söyledikleriyle kamuoyuna yansıdı. Başbakan yardımcılığı görevini sürdüreceği söylenen inönü'ye; Çiller, çağdaş Türkiye'yi yaratacak acı ve ağır zamlı reçetelerden söz etti mi acaba? Bunlar, yeni yeni reçeteler mi yoksa halkımızın dinlediği bir masalın baş- lığı gibi ekonominin gereği olduğu öne sürülecek sürekli zamlar mı? Her iki genel başkan hele son buluşmalanndan sonra hayli keyifli, çokçası olurnlu bir tablo çizdiklerine göre Inönü, Çiller'den acı reçetelerin neler olduğunu dinledi mi? Dinlediyse "acı reçetelerden doğacak çağdaş Tür- kiye" formülünü nasıl değerlendirdi, daha sonra arka arkaya ortaya çıkacağı anlaşılan Çiller usulü ekonomik uygulamalara, yeni yeni zamlara yeşil ışık yaktı mı? Çiller'in başbakanlık modeli yavaş yavaş biçimleni- yor. önce genel kurallar söyleyerek başladı, şimdilerde gelecekte estireceği rüzgârları yavaş yavaş duyumsatı- yor. örneğin, seçim zaferinden sonra kongrede duyulan Yonca Evcimik'in "Haddini BU" şarkısı, Çiller'in DYP'Iİ milletvekilleri için düzenlediği kokteyl partide deçalının- ca, durdurulmasını istemiş, emri başüstüne; ama, buy- ruk derhal yerine getirilmeyince, sinirlenerek, "fena kı- zacağım ama" diye -böyyük gazetelere göre- Demir Lady'liğini göstermiş, kanıtlamış. Ehil olmak Tabii, bu anımsatmamızın sadece bir amaci var. Müs- takbel başbakanın müstakbel davranışlarına şimdiden hazırlıklı olsunlar diye, bakanına bürokratına bir ipucu vermek! Çiller'in kongrede son dakika destekleyicilerinden, artık akıl hocası konumuna geldiği söylenen Necmettin Çevheri, "rüzgârı yakaladım diye gidilmez seçime" di- yor. Çiller'e de aynı hava egemen. DYP yelkenlerini doldu- ran rüzgârla işe koyulmayı, şayet daha önceki hükümet- te yaptıkları bundan sonra yapacaklarının teminatı ise, halkın benimseyeceği ya da sindireceği icraatla daha sonraki tarihlerde erken seçime gitmeyi planlıyor olabi- lir. Dikkatimizi çekti; demokratikleşme konusunda yasa- ların -örneğin Siyasal Partiler Yasası nın- yeniden dü- zenlenmesine olumlu gözle bakıyor; ancak, adaletli ol- maktan uzak seçim yasası anımsatılınca sessiz kalmayı yeğliyor. ANAP lideri Mesut Yılmaz, hükümeti destekleme ko- şullarını sıralarken, sağlıklı bir seçimin kimi ön koşulla- rını sıralıyor. Şöylediyor: "Güneydoğu'dabazıbölgeler- de seçim yapılması imkânsız gibi görünüyor. Öncelikle bu bölgede seçim güvenliğinin sağlanması gerekiyor. Ikinci olarak seçmen kütüklerinin güncel hale getirilme- si lazım. Çünkü birden hatta ikiden fazla sandıkta kayıtlı olan seçmenlerin varlığını duyuyoruz* Özellikle Refah ffartisi.'nin cennetagatüfroe vaaciiyleseçmenl&rihirçok kütüğe kaydettikleri biliniyor." Demokratikleşmenin bir ucunda yatan bu sakıncalar düzeltilmeyecek mi? Geleceğin olasılıklan bir yana, bu hafta Çiller için önemli bir dönemeç. Hükümete alacağı -kendi deyişiyle ehil kişileri- saptayacak. Listeyi merak edenler arasında, kuşkunuz olmasın Çumhurbaşkanı Demirel de bulunuyor. Çünkü, Tansu Çiller'in dediği gibi listeyi daha önceden görmeyecek, "tarafsızlığına gölge düşürmemek için çok büyük çaba gösteriyor." Başbakanın masasına koyacağı listeyi büyük olasılık- la hemen onaylayacak. Bu durum yeni kabinenin iki ge- nel başkanın "doğrudan takdirlehyle" düzenlendiğıni, yeni bakanların Çumhurbaşkanı dahil hiç kimsenin etki- siyle listeye alınmadığını gösterecek. Doğrusu da bu za- ten. Çiller, kabineye ehil olanları alacağından söz ederken DYP grubunda 70 dolayında milletvekili, hele kongrede Çiller'e destek vermiş olan Hasan Ekinci, Mehmet Göl- han, Ayvaz Gökdemir gibi ön sıradaki isimler, bakanlığa kesin gözle bakıyorlar. Oysa yüz seksen kişilik gruptan 20'si bakan olacak. 70 kişi arasından seçilen 20 milletvekiline "ehil olan ba- kan" denilecek. Peki ama, kabineye giremeyenlerde ehil olmadıkları gibi haksız bir nitelemeyle karşı karşıya kaldıklan duygusu, kompleksi uyanmayacak mı? SHP'de de tabii daha çok DYP'de kabinenin açıklan- masından sonra hayli gürültü kopacağa benziyor. Beklenti haftasınagirdik. İçişleri Bakanlığı müfettişleri, 39 can alan patiamayla ilgili incelemeyi tamamladı Çöp faciasmm suçhısu Sözen OLAYLARIN ARDENDAKÎ GERÇEK MBoştarufi 1. Sayfada Genel Sekreteri'nin kendisin- den 'evef'yada 'hay/r'şeklin- de bir yanıt beklediğini, planı lartışamayacak olduktan sonra New York'a gitmenin bir anlamı bulunmadığını be- lirterek New York'a gitme- yeceğini açıkladı. Ancak An- kara'nın ricalarıyla tutumunu yumuşattı ve New York'a ön- ce Dışişleri Bakanı Kenan Atakol'un gitmesini, kendisi- nin daha sonra hareket etme- sini önerdi. Bu arada BM Genel Sekre- teri Butros Gali de Denktaş'ın 14 haziranda New York'a git- meyişi üzerine görüşmeleri erteledi. Gali, "Denktaş'ın v&rdiği sözü tutmadığını ve burun sonucunda ortaya ye- ni bir durum çıktığım" içeren bir 'aporu Güvenlik Konseyi'- ne sunacağını açıkladı. • • • Denktaş'ın önemli olan bir gözleminin altını çizmek ya- rarlı olabilir. KKTÇ Cumhur- başkanı'na göre Maraş-Lef- koşa Havaalanı pazarlığı teh- likeli bir gelişmeye de işaret ediyor. Bu pazarlıkla Kıbrıs sorununa çözüm bulma yo- lunda 'bütünlüklü çözüm' ya da 'bütünselanlaşma' yönte- mi terk ediliyor; 'mini paket- lecle anlaşma' yöntemine ge- çiliyor. Denktaş, bu yönte- min çok tehlikeli olduğunu, 'mini anlaşmalarla' sorunun özünün gözden kaçabilece- ğinisavunuyor. BM Güvenlik Konseyi'nin Gali'nin Denktaş'ı suçlayan raporunu görüştükten sonra ne karar vereceği bilinmiyor. Kimi kaynaklar, Konsey'den Türk tarafı hakkında sert bir karar çıkabileceğini belirti- yor. Ancak Bosna Hersek'te Sırpların insanlık dışı uygula- maları karşısında seyirci ka- lan ve sonunda Müslümanla- rı Sırplarla Hırvatların insafı- na terk eden Güvenlik Konse- yi'nin beş daimi üyesinin {ABD, Fransa, Ingiltere, Rus- ya ve Çin) Kıbrıs konusunda Türk tarafına yüklenmesinin inandırıcı olmayacağı da açıkttr. SAHİBİNDEN Selımpaşa Araptepe'de 191 m 2 denize yakın VİLLA arsası satılıktır, Akşam 20.00den sonra Tel: 230 89 81 İstanbul Haber Servisi- Üm- raniye Hckımbaşı Çöplüğü'nde 39 İcişinın ölümüvle sonuçla- nan metan gazı patlaması son- rasında müfettışlerce yapılan incelemede. İstanbul Büyükşe- hır Bdediye Başkanı Nurettin Sözen ıle Ümranıye Belediye Başkanı Şinasi Öktem'in "Gö- revlennı ihmal elükleri" sonu- cuna vanidı. 28 Nisan 1993 günü Ümrani- ye Hekimbaşı Çöplüğü'nde mey - dana gelen patlama sonrasında enkaz altından 27 ceset çıkanlmıştı. Halen 12 kişinin aranmasına da devam ediliyor. İçişleri Bakanlığı müfetüşleri- nin olay sonrasında başlattık- lan inceleme tamamlandı. Müfettişlerce hazırlanan rapor- da 3030 sayılı büyükşehir bele- diyelerinın yönetimine ilişkin yasaja ve bunun uygulama yö- netmeliğıne değinildı. Rapor- da. yasa uyannca "Büyükşehir- lerde çöp toplama alanlan kur- ma. işletme. çöp imha veya top- lama alanlanyla ilgili bütün fi- ziki tedbirlen alma görevlerinin büyükşehir belediyelerine" aıt olduğu vurgulandı. Raporda aynca, gecekondu- laşmanın tespıt edilmesi duru- munda büyükşehir beledıyele- rinin. ilgili ilçe belediyesinden yasanın gereğinin yapılmasını isteme yetkisi ve sorumluluğu bulunduğu belirtildi. Yapılaş- manın çöp alanlannın en fazla bir kilometre yakınma kadar olabileceğinin bildirijdiği ra- porda. 1991 yıhnda Ümraniye Belediyesi'nin Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin belirledi- ği bilirkişilere inceleme yaptırdığı hatırlatıldı. Rapor- da, inceleme sonucu Heİcim- başı Çöplüğü'nün 50 metre me- safesine kadar yapılaşmanın Nahcıvan HEKİMBAŞI ÇÖPLÜĞÜ KALDIRILSIN - Ümraniye Hekimbaşı Çöplüğü çevresinde oturan yaklaşık 200 kişi Ümraniye Belediyesi'ne yûrümek istedi. Çöp faciasının me>dana geldiği Kazım Karabekir Mahallesi'nde oturan bir grup, dün saat 12.00'de toplanarak çöplüğün bir an önce kal- dırılmasını istediler. EUerindeki pankartlarla Ümraniye Belediyesi'ne yüriimek isieyen gnıba çevik kuvvet izin vermedi. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) ulaştığırun tespit edildiği, bu- nunda İstanbul Büyükşehir Be- lediyesi'ne bildıriidia kaydedıl- di. ' İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi'nin çöplükteki metan gazın lahliyesi için rehabilitasyon yaptırması ve geeekondulann da Ümraniye Belediyesi tarafın- dan yıkünlmasını sağlaması gerektiği vurgulanarak. bun- lann yapılmadığı belirtildi. Ge- cekondulann çöplüğe yaklaş- masına karşın işlem yapıl- madığı için İJmraniye Belediye Başkanı Şinasi Oktem de so- rumlu tutuldu. Raporda, İstanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanı Nurettin Sözen ile Ümraniye Belediye Başkanı Şinasi Öktem'in "gö- revlerini ihmal ettiklen" ve TCK'nın 230. maddesıne aykın davrandıklan sonucuna vanidı. Söz konusu madde dev- let memurlannın, ihmallerin- den dolayı devletin zarara uğ- raması karşısında 3 aydan 3 yıla kadar cezalandırmalanr.ı öngörüyor. 28 Nısan da meydana gelen patlama sonrasında Sözen ile Öktem olaydan sorumlu tutu- larak suçlanmışlardı. Suçlama- lar karşısında Sözen. 1990 yıbnda çöp projesiyle ilgili çahş- malar başlattıklannı, 1992'nin ekim ayına kadar da gerekli kre- dileri sağlayamadıklan için uy- gulamaya geçilemediğini açıkla- mışü. DPT, İller Bankası ve Türkiye Emlak Bankası'nı bu geçikme nedeniyle suçlayan Sö- Elçibey: Kaçmasaydım öldürülecektim KENAN BtLİZ NAHCIVAN- Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfez Hçi- bey doğum yeri olan Nahcı- van'ın Ordubat kazasının Kele- ki köyünde "devlet ışlen" ile uğraşıyor Elçibey, kendisi ıle görüşmek isteyen basın men- suplan ve yöre halkına bu yanı- tı veriyor. Çumhurbaşkanı El- çibey dün yaptığı açıklamada öldürülme tehlikesi karşısında Bakü'yü terk ettiğini söyledi. Ebufeyz Elçibey. Azerbay- can halkına yönelik hazırladığı konuşmasında, devletin en zor ve ağır günlerini yaşadığını be- lirterek "Bugün gelinen nokta, iç ve dış güçlerin halkımızın el- lerine. yedine zincir vurmak is- temeleridir. Teşebbüs bu yön- dedır"dedi. Bu güçlerin kardeş kavgası çıkarmak için yoğun çaba har- cadıklannı anlatan Elçibey, "Onbinlerce bacı ve kardeşleri- miz, yaşadıklan yerden uzak- laştınldılar, sürüldüler. Bütün bunlara karşı bizler de canımız pahasına kurduğumuz bağım- sız ve demokratik devlet düze- nini devam ettirmeye yeminli- yiz" diye konuştu. Elçibey devlete karşı çıkanla- nn kendi güçleri tarafından ezi- lip yok edilebileceğini, fakat bu • meseleyi banş yoluyia çözmek için çaba harcadıklannı da an- latarak şunlan söyledi: "Bunu anladıklan için hiçbir karşı koymaya rasüamadan Bakü'nün dibine kadar geldi- ler. Biz ilk gün banş yolunu tut- tuk. İsyan edenleri affettik. Bunlann çeşitli isteklerini kabul ettik. Ama onlann amacı bu de- ğildi. Onlann planlan Bakü'ye gelip, önce Çumhurbaşkanı ikametgâhıru dağıtmak, sonra da şehirde kan dökmek. Kal- saydım ben de öldürülebilir- dim. Bunu anladığım için ve kan dökülmesini engellemek için Bakü'yü terk ettim" Keleki köyü. 2500 nüfuslu, Zengezer dağlannın eteklerinde kurulu şirin bir yerleşim yeri. Köylüler, Elçibey'e özel bir sev- gi besliyorlar. Her gün kapısı- nın önüne gerek bu köyden gerekse çevre yerleşim yerlerin- den onlarca kışı Elçibey'i ziya- rete geliyor. Ancak Elçibey, bunlann çoğuyla görüşmüyor. Elçibey'in kaldığı yer, içınde bırkaç bina olan Devlet Konu- kevi olarak kullanılan genış bahçeli bir site. Elçibey buraya kommalannı ve birkaç yardım- asını da getirmiş. Sitenin içinde Elçibey'in telefon görüşmeleri- ni yaptığı ve günlük çahşmala- nnı yürüttüğü ayn bir mekan var. Buradan çoğunlukla Bakü'yü anyor. Telefon görüş- melerinin dinlendiğinı dikkate alan Elçibey, zaman zaman yardımcılannı Nahavan'dan kalkan özel uçaklarla Bakü'ye gönderiyor. Elçibey'in kansı ve çocuklan Bakü'de. Onlann can güvenliğj sorunu olmadığını söylüyor El- çibey ve "Onlann devlet işiyle ne ilgisi var? Bakü'de okusun- lar" diyor. .\zerbaycan Çumhurbaşka- nı. önceki gün nostalji yaşadı. Zengezer dağlan eteğinde doğ- duğu yaylaya giden Elçibey, uzun süre gezinti yaptı. Köylü- ler, Elçibey'e çaşır adı verilen yöresel yiyeceklerden verdiler. Kalem büyr üklüğündeki ot köklerinin kaynatılmasıyla ha- zırlanan çaşırla karnını doyu- ran Elçibey, sık sık devlet işle- rinden kopmadığını vurgulu- yor. Herkesingözü Aliyev'de YÜCELSEZER Elçibey'in Bakü'den aynlı- şının üçüncü gününde ya- şam normal devam ediyor. Ba- kü'de kadın, erkek, yaşlı ve genç tüm insanlar bütün ümıt- lerini Haydar Aliyev'e bağ- lamış dunımdalar. Hiç kimse Elçibey'in gidişinden üzüntü duyduğunu söylemiyor. İşin garibi Elçibey'in geri gelmesini istemeyenlerin başında halk ge- liyor. Elçibey ve adamlan da bunu biliyorlar. Leyla Hasanova (28) adlı Bakülü görüşlerini şöyle dile getiriyor: "Biz Elçibey'in bir şeyler yapüğını bugüne kadar göıme- mişiz. Ama çok topraklar kay- bettiğimizi görmüşüzdür. Bu halkın beklemeye artık taham- mülü kalmadı. Halk Cephesi bızi kurtaracağı yerde, bir sürü belalar başımıza sardı. Elçi- bey'in bize verdiği iki armağanı var. Biri Ermeni belası, ikincisi kardeşleri karşı karşıya getir- mesi. Elçibey artık Bakü'ye gel- mez. Gelse de istifasını vermek için gelir."' Akif Seyidov (40)ise şunlan yor: "Biz Meclis'teki milletvekil- lerine değil. sadece Haydar Ali- yev'e güveniyoruz. Meclis'teki milletvekillerimizin hiç biri bir iş yapacak durumda değiller. Onlann hepsi 'hem karayım, hem de akım' dıyen ınsan- lardır." İlşad Hasanova adlı Bakülü de, "Elçibey'i Suret Hüseyinov yemedi. Karabağ, Şuşan, Ra- çın. Kelbecer yenilgileri yedi" diye konuşuyor. Azerbay- can'daki gelişmelerden sonra Ermenistan Meclis Başkanı Ja Haydar Aliyev'i telefonla aradı. Alıyev. Ermenistan Meclis Baş- kanı'nın kendısini Meclis Baş- kan] olması nedeniyle tebrik et- tiğini bildirdi. Bu görüşme sı- rasında Ağdam'daki Ermeni kuvvetlerinin geri çekilmesini nca ettiğini belirıen Haydar Aliyev, "Ağdam'daki kuvvetle- rini geri çeksınler" dedi. İNSAN SICAĞI Erdal Atabek 5. basi 20.000 lıra (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad, 39-41 Cağaloglu-lstanbul Ödemeli gönderilmez. zen. gecikme üzerine o döne- min Devlet Bakanı Tansu Çil- ler'den yardım istediklerini, an- cak yeterlı desteği göremediğini söylemışü. Öktem de Üsküdar. Beykoz ve Kadıköy beledıyelerinı mah- kemeye verdiklerini. 8 mayısta çöplükle ilgili referandum ya- pacaklannı belirterek "Delinin aklına gelen başına gelır. Böyle olacağını biliyorduk" demıştı. Gecekondulaşmaya izin verdi- ği suçlamalannı da red eden Oktem, yapılaşmanın 20yıl ön- cesıne dayandığını, çöplüğe 400 metre uzaklıkta yapılaşmaya gidıldiğını. aynı uzaklıkta ceza- evı vapıldıgını, geeekondulann çöplüğe değil. çöplüğün gecc- kondulara yaklaştığını belirt- miştı. îsyancı askerler Bakü'ye • Baftarafi 1. Sayfada na kadar gelen ısyancı birlikler, saat 21.00'den itibaren kent merkezine 10 kilometre uzak- lıkta bulunan Şihov Mahallesi'- ne girdiler. Şihov bölgesindeki isyana askerlenn sayısının 1000 kadar olduğu belırtilırken ağır silahlarla donatıldıklan ve ellerinde 10 kadar tank olduğu öğrenıldi. Azerbaycan Çumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey, dün gece geç saatlerde yaptığı açıklamada da dünyadan ve Azeri halkından destek istedi. Elçibey yazılı ola- rak yaptığı açıklamada, "Azer- baycan'da askeri bir darbe vardır. Bu inkâr edilemez" de- dı. Elçibey. açıklamasında, Rusya'yı uygun bir üslupla üstü örtülü bir şekilde şuçlarken de "Komşumuz Rusya'nın siyasi kuruluşlan ve basın organlan- nın isyanı objektif olarak ulus- lararası hukuk içinde gördüğü açıklamalannı samimi kabul ediyoruz. Fakat söylemeliyiz ki Rusya'nın çeşitli silahlı kuvvet- lerinden, bazı birimlerinden askeri darbede paralı asker gibi bulunduklan yolunda deliller var. Biz eminiz ki Rusya devleti bunun önüne geçecektir." İnönü-Aliyev görüşmesi Bu arada Başbakan Vekili Erdal tnönü, isyancı birliklerin Bakü'ye girdikleri yolundaki haberler üzerine Meclis Başka- nı Haydar Aliyev ile telefon görüşmesi yaptı. İnönü. bakan- lara verdiği veda yemeğinden sonra Dışişaleri Bakanı Hikmet Çetin ile bir süre Başbakanlık Konutu'nda çahştı. İnönü. Azerbaycan Çumhurbaşkanı Elçibey'i de telefonla aradığını. ancak görüşemediklerini belir- terek "Sanınm bugün konuşa- cağız" dedi. İnönü, Meclis Başkanı Haydar Aliyev ile tele- fonla görüştüğüne değinirken de "Sayın Aliyev, bize isyana birliklerin henüz Bakü'ye gir- mediklerini söyledi" dedi. İnö- nü, Türkiye'nin bütün dünya ile birhkte meşru düzenin sür- mesinden yana olduğunu ifade ederek "Demokratik hukuk düzeninin devamı mutlaka sağ- lanacaktır" diye konuştu. AJiyev, TASS Ajansı'na yap- üğı açıklamada, Elçibey'in Or- dubad'a gitmesiyle isyanı sona erdirme sorurriluluğunun kendi üstüne kaldığını ve bu sorumlu- luktan kaçamayacağını belırtti. Ayaz Muttalibov Ancak Bakü'de bulunan ga- zeteciler. özellikle Elçibey'in iki gün önce Ordubad'a gitmesin- den sonra, sahneye Haydar Ali- yev'i "amansız bir- düşman" olarak gören Azerbaycan Ko- münist Partisi'nin eskı liden ve devrik Devlet Başkanı Ayaz Muttalibov'un çıkabileceği yo- lunda işaretler ahndığını belirti- yorlar. Suret Hüseyinov'un, "Kişisel fedaihğini yaptığı" eski Savun- ma Bakanı Rahim Gaziyev'i Savunma Bakanhğı'na getirmiş olan Ayaz MuttaUbov'la muh- temel bir ittifak içine girmiş ola- bileceğini belirten yerel gazete- cilere göre isyana lider, önceki gün kendisiyîe görüşen Haydar Aliyev'e, "başbakanlık görevi- ni istediğini" bildirdi. Bakü'deki kaynaklar, Suret Hüseyinov'un başbakanbk gö- revinde, ülkenin düzenli silahlı kuvvetlere sahip olan üç bakan- lığı olan İçişleri, Güvenlik ve Savunma bakanlıklannın tü- münün kendisine bağlanmasını datalep ettiğini belirtiyorlar. İsyancı liderin, Azerbaycan'- daki komünist bürokrasinin denetlediği Yüksek Sovyet'in toplanmasında da ısrar ettiğini kaydeden gözlemciler, Yüksek Sovyet'in geçen mayıs ayında olduğu gibi ilk toplantısında Ayaz Muttalibov'u yeniden ik- tidara getirebileceğini belirti- yorlar. Moskova'daki bazı gazetele- rin yazıişleri müdürlerinin son bir hafta içinde. "sürgün haya- ü" yaşayan Muttalibov'dan sık sık telefonlar aldıklan ve Mut- talibov'un "Azerbaycan'daki gelişmelerle ilgili görüşlerini ka- muoyuna açıklama niyetinden söz ettiği" öğrenildi. Suret Hüseyinov'un başba- kanlık görevini istediğj yolun- daki haberlerin doğrulanma- ması halinde, isyancı liderin aleyhindeki kamuoyunun daha da güçlenebileceği belirtiliyor. GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi I.Sayfada Örneğin terör konusunda, örneğin enflasyon konu- sunda, örneğin Kürt sorunu konusunda. Ve tabii. bütün bu olaylara ışık tutacak yakın tarih ko- nusunda. Türkiye'de basının görevi bu konuları araştırmak ol- malıydı. Bu görevi yapan gazeteler ve gazeteciler var. Ancak bir kısım gazeteci de araştırma ve soruşturma yapmak şöyle dursun, araştırma ve soruşturma yapan- ları karalamak için seferber olur. Söz gelişi, "ipekçi cinayeti"m araştrdınız, bu cinayet ile ilgili ülkücü eylemler ile kaçakçılar arasındaki ilişkiyi buldunuz. Başlarlar suçlamaya... Hele büyük paraların döndüğü kaçakçılık olaylarına el atıp, yeraltı dünyasını ad da sergilediniz mi gazete köşe- lerinden başlarlar yaylım ateşlerine. Bugün PKK ve Abdullah öcalan hakkında araştırma ve inceleme yapmak da birtakım çevrelerın tepkilerini çeker. PKK olayı nasıl başlamış? Nasıl gelişmiş? Marksist- Leninist olarak yola koyulan PKK, bugün niçin dinsel görüşlere sarılmış? öcalan, öğrencilik yıllannda Malıye Bakanlığı'ndan burs almış mı? 1972 sıkıyönetimde Ocalan'a neden bu kadar yumuşak davranılrnış? Sıkıyönetimin elinden üç aylık bir ceza ile kurtulmasını nasıl başarmış? Bunları araştı rmak pek de güç iş değildir. Dava dosya- ları mahkemelerde duruyor, isteyen gider araştırır. Bu konuları araştırmak için büyük engellerden biri devlet yasaklarıdır. örneğin, Genelkurmay Başkanlığı, 1972 yıhnda kendi yayını olan "Türkiye Cumhuriyeti'nde Ayaklanmalar (1924-1938)"adlı kitabı yine kendisi yasaklamıştır. Bu kitap hakkındaki yasağın kaldırılması için bu köşe* de birkaç yazı yazdım. Eski Genelkurmay Başkanı Sayın Torumtay ile Genelkurmay Başkanı Sayın Doğan Güreş ile kitap üzerindeki yasağın kalkması için görüşmeler yaptı m. Sayın Güreş, konuyu inceletti ve sonunda yasağın kal- dırılması emrini verdi. Böylece Kürt ayaklanmaları konusunda araştırmacı- ların karşılaştıkları bir engel de kalkmış oldu. Kürt ayaklanmaları konusunda kamuoyu yeterince bilgi sahibi olamazsa PKK olayını da gereğince değer- lendiremez Değerlendirmediği için de saplantı ve örv yargılar, olayın gerçek boyutlarının kamuoyundan giz- lenmesine yarar. Gazeteci varsayımlar ile değil somut olgular, belge- ler, kanıtlar ve haberlerle ilgilenir. Bütün bunları araştırır, inceler ve yazar. Üzüntüyle görüyoruz ki basında araştırma, inceleme ve soruşturma pek ilgi görmüyor. Yüzeysellik, her konu- da olduğu gibi gazetecilik alanında da kendini gösteri- yor. Gazete satışları-da gün geçtikçe düşüyor. Almanya'da her 1000 kişiden 400'ü, Amerika'da her 1000 kişiden 262si, Fransa'da her 1000 kişiden 191'i, es- ki Sovyetler Birliği'nde her 1000 kişiden 314'ü gazete okurken bu sayı Türkiye'de 1000 kişide 56-60 dolayların- da dolaşıyor. Bu sayı Yunanistan'da 1000'de 133, Kuveyt'te 1000'de 97 ve Malezya'da da 1000'de 323'tür. UNESCO, her 1000 kişiden 100 kişisi gazete okuyan ülkeleri kalkınraış ülke saymıyor! Kitap satışlarında da aynı düşüşler yaşanıyor. 1945 yıhnda okur başına düşen kitap sayısı 10.2 iken bu sayı son yılarda 5.3e düşüyor... En çok kitap yayını 1965 yıhnda yapılmış; bu yılda okur başına üretilen kitap 27.8 olmuş, en düşük sayıları da 1980 sonrasına rastlıyor. 1960 ihtilalı, ülkede kitap yayınını hızlandırmış, busayı 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde düştükçe düşmüş... Amerika'da bir yıl içinde 131 milyon, eski Sovyetler Birliği'nde 2 milyar, Fransa'da 50 milyon, Almanya'da 41 milyon, Yunanistan'da 24 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de? Türkiye bu sayı 6 milyondur! Gazete okumuyoruz, kitap da okumuyoruz. Araştırma ve inceleme de yapmıyoruz. Ya ne yapıyoruz? "Bilgi sahibi olmadığımız konularda fikir sahibi" o\up, içi boş kalıplar ve fetiş haline getirilmiş sloganlarla dü- şünce üretiyoruz! Polly Peek skandahnda gizli servîs pamıağı EDtPEMtLÖ\r MEN LONDRA - PoUv Peck skandabnda İngjliz Gizli Dış İstihbarat Örgütü MI-6'nın rolü olduğu suçlaması ortaya aüldı. Suçlamayı, hükümette Kuzey İrlanda'dan Sorumlu Devlet Bakanı Michael Mates yaptı. Ordudan gelme. savun- ma ve istihbarat konulannda önemli görevlerde bulunmuş ve halen de terörle mücadelede iç isühbarattan sorumlu MI-5 ve dış istihbarattan sorumlu MI-6 ile işbirliği içinde çalışan, çok hassas görevde olan bir ba- kanın bu suçlaması bomba et- kisi yaptı. Bakan Mates'in, MI-6 konu- sundaki endişelerini 1991'den îç savaşı Ankara'nın çabaları önledi LALE SARrtBRAHİMOĞLU ANKARA - Dışişleri Bakan- lığı Müsteşan Büyükelçi öx- dem Sanberk, Türkiye'nin uzun bir zaman sürecine yayılan dip- lomatik çabalan sonucu Azer- baycan'da bir iç savaşın patlak vermesinin önlendiğini belirte- rek, "Ankara'nın, Türkiye'den Azerbaycan'ı idare etmesi, çok yanhş bir beklenti ve Azerilere saygısızlık olur" dedi. Bakü'den hafta sonunda dö- nen Müsteşar Sanberk, Tür- kiye'nin bu konuda izlediği poütikayı ve ülkedeki son geliş- meleri Cumhuriyet'e değerlen- dirdi. Basında son zamanlarda Türkiye'nin yanlış politikalan sonucu Azerbaycan'da karga- şanın yaşandığı suçlamalanyla ilgili bir soru üzerine Sanberk, "Şunu her zaman söyledik. Eğer Türkiye'den Azerbay- can'ın idare edilmesi bekleniyor idiyse. tabii bu cok yanlış bir beklenti ve Azerbaycan'a saygı- sızlık olur. Azerbaycan; BM, AGİK ve Avrupa Konseyi üye- si" dedi. Sanberk, Türkiye'nin Sovyetler Birliği'nin dağılma- sından sonra ortaya çıkan cum- huriyetler ve özellikle de Türk- çe konuşan kardeşlik bağlan- nın olduğu bu ülkeleri uluslara- rası toplumun birer üyeleri olarak gördüğünü ve bunlan idare etmek niyetiyle ortaya çıkmadığını hatırlattı. Bu çerçevede Ankara'nın on- lara yardım ettiğini ve hiçbir şekilde onlann içişlerine müda- hale etmeyi düşünmediğini yi- neleyen Sanberk, ancak Tür- kiye'nin, bu ülkelerin Sovyet- ler'in dağılmasından sonra ortaya çıkan geçiş döneminde iki ayaklan üzerlerinde durma- lan, bağımsızlıklannı pekiştir- mek ve dünya ile entegrasyon- lannı sağlamak için yardıma olduğunu söyledi. Dünya üzerinde saygınlık kazanmaya çalışan Rusya Fe- d B k Bri Y h itibaren görev yapan iki başsav- aya toplam 7 mektupla ifade ettiği 'Sunday Telegraph' ve İndependent on Sunday' gaze- teleri tarafından açıklandı. İngjliz Dış İstihbarat Örgütü MI-6'nın neden Polly Peck ve Asil Nadir'i suçlu duruma dü- şürmek isteyebileceği hakkında 'Sunday Telegraph' gazetesin- de şöyle bir mantık yürütülü- yor: "Asil Nadir, Kıbns soru- nunun çözümü önünde bir en- gel olan Denktaş'ı destekliyor- du. Sorunun çözümü için, Ku- zey Kıbns'ta Polly Peck'in tas- fıyesi, bunun için de önce Asil Nadir'in tasfıyesi gerekiyor- du." Gazetede öne sürülen bu ıddia Asil Nadir'in öteden beri Polly Peck Skandalı'nı açıklar- ken başvurduğu görüşlere uyu- yor. ŞPKK'lı öldürüldü Haber Merkezi - Batman'ın ilçesınde güvenlik kuv- derasyonu Başkanı Boris Ydt- veüeri ile PKK militanlan ara- sin yönetiminin Azerbaycan'- sında çıkan çaüşmada 5 PKK lı daki kanşıkhklarda rol oynadı- öldürüldü. ğını sanmadığını da beürten Batman'ın Sason ücesi kırsal Sanberk, kendisi de geçiş süre- alanında güvenlik kuvvetlenn- cinde olan Rusya'da çok mer- « yunıtulen arazi aramasında kezli güçlerin bulunduğunu b ı r S^P PKK'h güvenlik kuv- hatırlattı. Iran'ın da Azerbay- vetlerine ateş açü. Çıkan çaüş- can'daki kargaşada bir rol oy- m a d a 5 P K K mıütanı öldürül- nadığını sanmadığını söyleyen dü, bir mibtan da yarah olarak Sanberk, şu anda Azerbaycan y a j^ a j?P dl M. Cumhurbaşkahğı'na vekalet "*'" eden eski KGB'li Haydar AK- yev'e, Türkiye'nin sıcak baktığı yolundaki spekülasyonlan da yalanladı. Müsteşar Sanberk, Elçibey'- in ne zaman Bakü'ye döneceği- nin belli olmadığını, ancak militanlan önceki gece 24.00 sıralannda Muş tren istasyonuna baskın"düzenledi. Militanlann otomatik silahlar- la binayı taramalan sonucu 3 istasyon görevlisi çeşitli yerle- rinden yaralandı. Öte yandan Bingöl'de de top- Aliyev ile telefon temasında ol- rağa gömülü vaziyette iki erkek duğunu sözlerine ekledi. cesedi bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle