Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 21 HAZİRAN 1993 PAZARTESİ
10 DIZIYAZI
Sosyalizm,entemasyonalizmi
ilımaletti
-8-
S
o>yetler Birliği'ndeki man-
zarayı bep birtikte izledik.
Çin'de ve Küba'da önceden
kestiremeveeegimiz geiiş-
meler oluyor. Bu yaşannuş
gerçeklik içinde sizin tahay-
yiil ettiğiniz sosyalizm nerede?
ÖCALAN- Ben halen sosyalizm
tutkumu. coşkumu. bilincimi geliştire-
rek sürdürüyorum. Ben hiçbir zaman
reel sosyalizmin hastahklanna düşme-
dim. Ve reel sosyalizmin yüzûyle kar-
şıma çıktıklannda tepki duydum.
Ama sosyalist olmayı da benimsedim.
Sarmadı beni Sovyet reel sosyalizmi.
Onun Türkiye veçheleri. Zaten hep
uzak da durdum.
TKP üe yakınlık
- Bir dönem TKP'yle > akınlaştığuıızı
bilivorum.
ÖCALAN- Hep eleştiri olmuştur.
Türk gençliğinin devrimci coşkusuyla
katıldım. Fakat yaptıklan sosyalizm
tartışmalannı anlamsız buluyordum.
Halen de buluyorum. Lafazanlık yö-
nü çok ağır basan, oldukça kıncı, gü-
rültü çıkancı bir tarz olarak değerlen-
dirdim.
Ama toplumun statükoculuğuna
karşı da yine en yakın olunması
gereken bir hareket olarak değerlendi-
- nyorum. Zaten bu yöndeki karararru
• da verdim 70'lerden beri de sürdürü-
yorum.
:
Sosyalislere eleştiri
- Türk sosyatistleriyle ilgiü siz sert
eleştiriler yapıyorsunuz. Bu sözleriniz
basmda da yer alıvor. "Bunlar adam oA-
maz."
ÖCALAN- Değil değjl. Öyle sosya-
• listler düşünün ki. senin böylesine bü-
yük bir planın olacak, birdenbıre pıs
diye düzenin en kirli işlerinde kendini
' tatmin edeceksin. Bu kişilik tehlikeli-
dir. Bizim bu tehlikeli kişıliği eleşür-
-memiz de öyle. çok kötüleme, çok sert
| davranma biçimınde değerlendirilme-
j meli.
Sosyalizm üzerine bir yaşam şekli
inşa etmek demek. kendi soylu kül-
türüne küfür etmek demektir. Saygı-
sızlık etmek demektir. Ben sosyalizmi
halen bütün pratik uygulama yetersiz-
liklerine. çirkinhklerine rağmen soylu,
bağlı kahnması gereken bir birikim
olarak değerkndiriyorum. Sosyaüz-
min seçkın militanlannı saygı ile ana-
nm. Bu denli lekelenmemesi, suçlan-
• maması gerektiğini söylerim. Buna
Küba da girer, Stalin de girer. Lenin
de girer. Sosyalizm ekolü insanhğın
bir umududur, tutkusudur. Her za-
man tarihte olagelmiştir.
Ben İslamiyette İmam AH'nin, Haz-
reti Alfnin temsil ettiği hareketı de dö-
nemın sosyalizmi olarak değerlendiri-
yorum. Onun o kolektivizmi, onun o
militanlığı, onun o kutsal değerlere
bağlılığı tam bir sosyalist tipi ifade
eder. Döneme göre öyledir. Muaviye
bir bireycidir. Saltanatçıdır. Tabii Ha-
riciler diyeceksiniz; sosyalizmin, daha
militan kesimini temsil ederler. Olabı-
lir. Fransız devriminin en uç solu ko-
münıstlerdi. Orada da sosyalistler
vardı. burjuva devriminde.
İlk çağda da çok önemli eşiüik ko-
lektiviteleri vardı. İnsanlık tarihinden
aynlmaz bir akımdı. sosyalist ütopya.
Sovyetler Birhği'nde çok geniş bir ka-
zanım durumunda gelişti. Robert
Ovven'in kooperatıfler hareketi de sos-
yalist kuruluştu aslında. Ama bu, koo-
peratifler çerçevesınde oldu. Sovyet-
lerde ülke çerçevesinde oldu. Belki
yeni bir hamle. daha da geniş bir dün-
ya çapında gerçekleşebilir.
Bana göre sosyalizm, insan bireyini
geliştirme bilimidir. Dolayısıyla toplu-
mun geliştirilme bilimidir. C'lkelerin,
uluslann, sistemlerin değil. Devletlerin
özellikle degil. Devleün gelişmesi, ül-
kenin geliştirilmesi fazla sosyalizmi il-
gilendirmemesi gerekir.
Proleterya diktatörlüğü
- Proletarya diktatörlüğü tarttşması
konusunda ne düşünüvorsunuz?
ÖCALAN- Dikkatle ızleym benim
söylediklerimi. Sosyalizm, önemli
olan ahlaki bir meseledir. Salt bunu si-
yası bir mesele, ekonomik bir mesele
olarak düşünmek kimin icadı oldu...
Onun üzerinde düşünmek gerekir.
Bana göre sosyalizm, ınsan bireyini.
köleci sistemler dahil, en son kapita-
list-emperyaüst sisteme karşı savun-
mayı ızah etmelidir. Bunun, devlet se-
viyesinde, devrim ve proletarya dikta-
törlüğü seviyesinde olması da şart de-
ğıldir bu savunmanın. .
Niye Müslümanhk hâlâ gelişiyor.
Niye İran'da hâlâ Ayetullah'lar bu ka-
dar güçlü. Onlar nefısleriyle mücadele
ettiler. Sürekli bir AyetuUahlar kültü-
rii oiuşturdular. Bu kültür ikıidar
oldu. Şimdi bugün de sosyalizmi bir
yaşam biçimi olarak seçip de, yaşamı-
na ona göre yön verenler az.
Benim, sosyalizmi, siyasal devrime
giderek ve ekonomik kalkmma mese-
lesı olarak görmem artık gittikçe zor-
laşıyor. Ve hatta ikinci plana düşüyor.
Sosyalizm evet. iktidan hedeflemeli.
1
K
J\. üba 'nın sosyalizmi böyle olacağına, insanhğın biraz temel
sprunlarını ele almalı. En az bugün birİran 'ı/ı kendi çerçevesinde
İslam enternasyonalizminegösterdiğiilgiyisosyalistler
gösterebilmeüydi. İran belkide İran ülkesinden dahafazla buna
dikkat eder ve oldukça da hedefaUnmasına rağmen yürüîüyor.
laksızlığı tepede oynayacak. sonuçta
Çin belki de şoven emperyalist bir dev-
let olarak insanhğın başına bela haline
gelecek. Çin belki şimdi iyiye gidebilir,
biraz sosyalist de kalabilir. Ama bu
sosyalizmi insanlıkla paylaşması gere-
kir. Hem de ertemeleden yapmalı.
Yani paylaşması gerekir.
-Nasıİ mesela?
ÖCALAN- Nasılı filan yok. Çin'i
düşünmeyecek. Çin'in şöyle kalkın-
ması, Çin'in kalkmma hızının yüzde
ondan aşağı düşürübnemesi, Çin'in
şöyle güzellikleri büyüklükleri, bunla-
n söylemeyecek. Çin'i biraz unutacak.
Demiyorum tümüyleinkâretsin.
- Bu mümkün mü?
ÖCALAN- Sosyalizmin bir enter-'
nasyonalist yönü var. Entemasyona-;
lizm kuru laflarla yürümez.
İran'ın İslam
Enternasyonalizmi
İran şimdi hiç olmazsa inanarak ve İslanıı \ayiyor. Devleti filan değil, İslam
budur dive hareket ediyor. Bunda da biraz ciddidir.
devleti ele geçirmeli. Fakat bütün bun-
lar iktidan. hele devleti çok çok yücelı-
mek için olmamah.
Zaten kuruculan da bunlan söylü-
yorlar. Giderek devleıi söndürmehy-
diler. Bunun biçimi üzerinde durmak
gerekirdi. Tabii durum böyle olunca
da, benim ulusum. benim ülkem şöyle
olacak, yanş yapalım. bilmem neyle
geçecek. bunlar sosyalizme yakıştı-
rmalardır.
Bence sosyalizm de burada kaybe-
diyor. Şunu sağlayabilmeli: Benim ya-
rattığım insan dünyanın en yüce in-
sanıdır. Ve gerçeği de biraz öyle ol-
mahyıdı. İnsanhğın bütün kültürel ge-
lişınesmi anlayabilmeliydi. Bu. temel-
de eşıtlıği, Ö7gürlüğü temsil etmeliydi.
Ve özellikle insanı. her uiustan insanı
kapsayabilmelivdi. Rahat ettirebilme-
liydı. '
Kısacası esenlik getirebilmeliydi.
Yani şimdi Çin diyomz. Kocaman bir
Çin ulusunun geliştırilmcsidir. Divo-
ceksiniz tamam. bu enternas> 'ia
lizmdir. Çünkü Çin ulusu gelişirse in-
sanlık da gelışir. Ama pratikte böyle
değildir. Çin ulusu. gelişecek gelişecek.
Sovyetlerde olduğu gibi daha sonra
çok merkezileşmiş bir bürokrasi. mer-
kezileşmiş bir küçük klik ve giderek
bir şef ele geçirecek. en kötü ah-
- Ama şimdiv e kadar ne yazık ki lafta
kaldı.
ÖCALAN- Lafla olduğu için de hiç-
bir ciddi sosyalizm deneyı yaşanmadı.
Küba da öyle. Küba insanı şöyle. Kü-
ba insanı böyle; Küba şöyle güçlüdür,
Küba şöyle atlettir, Küba şöyle sevişir,
Küba şöyle coşar. Bunlar şovenizmi
ifade eder. sosyalizmi değil.
-Belki de bu bir kaçınılmazlık.
ÖCALAN- Ben demiyorum. işini
gücünü bırakıp diğer halklann peşine
düş. Benim burada söylediğim Küba'-
nın sosyalizmi böyle olacağına, insan-
hğın biraz temel sorunlannı ele almalı.
Belki bunlar bir günde olmaz. En az
bugün bir İran'ı kendi çerçevesinde İs-
lam enternasyonalizmine gösterdiği il-
giyi sosyalistler gösterebilmeliydi. iran
belki de İran ülkesinden daha fazla
buna dikkat eder ve oldukça da hedef
alınmasına rağmen yürütüyor.
- İran'la ilgili tahlilinizi anlayama-
dım.
ÖCALAN- Kendi İslami anlayışını
yayıyor demek istiyorum.
- Yani İslam entemasyohalizmi...
İran da kendi hâkimiyetini yaymak isti-
yor.
ÖCALAN- Yaysın da İslami yay-
sın. Ona da saygı duyarım.
Sovyetler Birliği
- Ama Rusya da bir dönem İran gibi
hâkimiyet peşinde kuştu >e sosyalizmi
amaçlanna alet etti.
ÖCALAN- Sovyetler Birliği'nin de
bir dönem halklar için yapüğmı inkâr
etmiyorum.
- Ama daha sonra yayılmacılık yaptı
ve buna entenasyoıtalizm adını verdi.
ÖCALAN- İşte ben ona karşıyım.
İran şimdi hiç olmazsa inanarak ve İs-
lami yayıvor. Devleti filan değil. İslam
budur dıye hareket ediyor. Bunda da
biraz ciddidir.
İş'e bugün faşistler gelişiyor Doğu
Avrupa ülkelerinde, bu sahte reel sos-
yalızm tarafından temsil edilmiştir.
Tek bir sosyalizmin onurunu Doğu
Avrupa ülkelerinde savunan var mı?
Bu sosyalizmin sosyalizm olmadığı ar-
taya çıkmıştır."Rab bana hep bana'
l i i olduğu ortaya cıkmıştır.
SVRECEK
• brahim Tatlıses'i nasıl
/
buluyorsun?
ÖCALAN-İbrahim'i
tanıyorum.dinliyorumda.
İbrahim, valruz siyasi açıdan
istismar edilmek istendi. Biraz
PKK'nin çıkışına dayaularak,
özelh'kie bizim Urfakültür
değerlerinin dile getiricisi olarak lanse
edilmeyeçalışıldı. Bunun
meşhurlaşması PKK'nin ilaruyla
başlar. Bana göre o, siyasi olarak
kulanılmak istendi. Halbn heyecanı,
ulusal kurtuluş sürecine tam
yansımasın da, işte. arabesk adı altın-
da bir müzikle içi boşaltılsın diye kul-
Öcalan'ın kisiliği, kadın, a$k ve cinsellik / 7
Tatlıses bizim toprağm çocuğudur
lanılmak istenildi. Buna benzer artist-
ler, benzeri toplumun dikkatini ceke-
cek tiplerle halk. devrime kanalıze
edilmekten alıkonulmak istendi.
- Sesini begeniyor musun?
ÖCALAN- Ses olarak tabii ki dinle-
rim. Arabeski olsun, klasiği olsun
fena bir ses değil tabii. Ben, onun
müzik yapmasına birdiyeceğim yok.
Siyasi istismanna karşıyım.
-Şanatsal değerlendirmeni soruyorum?
ÖCALAN- Bizim toprağın çocuğu-
dur.
- Hemşehrisiniz...
ÖCALAN- Daha çok da türkü, ağıt
karmaşasmdan ortaya çıkan bir olay-
dır. Onda Arap etkisi. Türk etkisi.
Kürt etkisi güçlüdür. Tuıulmasının
nedenı de budur aslında Halklar kül-
türünün yoğıınlaşf.nlmasını ifade
ediyor. Öııa arabesk demenin de fazla
biranlamı yok. Ama devrimci tarz
değjl. Ama kötü kullanıhyor, o ayn
bir mesele. Halkçıyönü vardır. Onun
sanatınm halkçı yönü vardır.
- Ferdi Tayfur dinlivor musun?
ÖCALAN- O da sanıvorum bu
konuda. size göre daha çok ney i
dillendiriyor?
- Ferdi Tayfur Adanalı. Acı, temel te-
ması.
ÖCALAN- Evet. sanıyorum emekçi-
lerin yaşadığı acıyı dillendiriyor. Kö-
lülemiyorum. Ama sadece aayı dile
getirmesi, direnişi, coşkuyu dile
getırememesi köleliği aşamadığmı
gösteriyor. Baskı altındaki
Çukurova'nın bunaltıcı koşullan
altındaki, ezilen insanın dileğini ifade
ediyor.
- Ferdi Tayfur'un 'Ejnmioğlu' türküsu-
nü dinledin mi?
ÖCALAN- Yok
Keşke keııetleıuııekiçinbugünleribeklenıeseydik
İÇİN YA
Kilise Galile'den 350 yıl sonra
özür diledi. Bakalım bizimkiler
ne zaman Uğur'dan özür dile-
yecekler. Uğurlaryaşayacak.
Erdoğan Karadöne
Cumhuriyetin en büyük bekci-
leri bizler olacağız, özgür dü-
şünceye asla darbe vurdurma-
yacağız.
Hakan Çendik
Bir oğlum var bir tanede doğur-
mak üzereyim. İzınde
yürüyecekler.
Nurhan Demirel
Neden Öldün, bugünleri gör-
seydin.
O.S.
Özgürlük ve demokrasi adına,
senin düşüncelerin, bizim dü-
şüncelerimiz adına ileriki za-
manlann. genç neslin, genç
gazetelerin adına seni seviyo-
ruz.
Cenk Babaeren
Bu memlekette biz olduktan
sonra, şeriaün geleceğini sanan-
lar Hepiniz cezanızı bula-
caksır!
7.
Celal Babaerid
Seni öldürenlerçok sevinmesin-
ler. Yalnızca çoğalmanı sağla-
dılar. Keşke genciliğe karşı bu
denh kenetlenmek için senin
ölümünü beklemeseydik!
Mustafa Afacan
Gerici zihniyetler yaptıklan
kalleşce cinayetlerle ilericilen
daha da yüceltecekler.
DursunT.
Se\ gjli Uğur Mumcu. senin fı-
kırlenn ve yazmış olduğun ki-
taplann bize ışık tutacak.
Sen de ebediyen yaşayacaksın.
Kasım Ocak
Seni hiç unutmayacağız.
Hatice Alp
SÜRECEK
ÇALIŞAMARIN SORULARI/SORUNLARIYILMAZ ŞİPAL
Pilot yarbay olarak emekli oldum
1985 yıiında KKK'lığından Top. Pilot Yarbay olarak
1/4'ten emekli oldum. Fiili ve itibari hizmet yılımın topla-
mı, 38 yıl 6 ajdır. Şu anda aldığım üç aylık emekli maası
13 miiyon 950 bin liradır (Harp okulundan 1 %2'de mezun
oldum).
Çok yakınım olan bir astsubay emeklisi ise 1963 yüın-
da, 31 yıl 6 ayfiilive itibari hizmet yılı toplamından emek-
li ounasma karşın üç ayda aldığı emekJi maaşı 13 miiyon
700 bin liradır.
Bu durum bana çelişküi geldiği için soruyorum.
İ.A.
AN'İT: 54." • , . TC F.r.,ekli Sandığı Yasası Ek Maddc «
uyanncave 1 Ocak 1969'dan sonra. "Baremteşkilat. kadrovesa-
ır kanunlarda yapılacak değişiklikler sonunda aylık tutarlannda
husule gelecek yükselmeler; aynı rütbe, kadro unvanı ve derece-
den bağlanmış bulunan emekli, adi malullük ve vazife malullü-
ğü aylıklan ile dul ve yetim ayhklan hakkında da uygulanır."
1963 ve daha öncekı yıllarda emekh olanlarla 1993 yılında
emekli olanlar aynı derece ve kademeden, aynı rütbe ş a da görcv-
den emekli olmak koşulu ile asker ve sivil tüm ıştirakçiler aynı
aybğı almaktadır.
Buna göre Silahlı Kuvvetler'den, fiili hizmet zammı ile birlikte
toplam 38 yıl 6 ay hizmetten sonra, 1. derece 4. kademeden ve su-
bay olarak (albaylar dışında) emekli olanlara. "088.50 orandan
ayda 4 miiyon 654 bin 620 lira, üç ayda ise 13 miiyon 963 bin 860
lira toplam emckiı aylığı bağlanmaktadır Bu emeHi a\lıöı dcği-
sik ödenıckr top'.ammdnr oluşmakiu'J-'
1- Genel Emekli Aylığı = 2.816.070 TL.
2- Kıdem Emekli Aylığı = 245.587 TL.
3- Taban Emekh Aylığı = 1.393.875 TL.
4- %4 Hizmet Tazminatı = 199.088 TL.
Toplam Emekh Aylığı = 4.654.620 TL.
Yine Silahlı Kuvvetler'den. fiili hizmet zammı ile birlikte top-
Lıtn 31 vıl 6 ay hizmetten sonra (gerek 1963 yılında gerekse bu-
gün) 1. derece 4. kademeden ve astsubay olarak emekli olanlara.
%81.50 orandan ayda 4 miiyon 286 bin 460 lira, üç ayda ise 12
miiyon 859 bin 380 lira emekli aylığj bağlanmaktadır.
1- Genel Emekli Aylığı = 2.593.330 TL.
2- Kıdem Emekli Aylığı = 226.163 TL.
3- Taban Emekh Aylığı = 1.283.625 TL.
4-"'0
4 Özel Ta/minat = 183.342 TL.
POLinKAVEOTESI
MEHMET KEMAL
Deftertn İlk Yaprağı.-
Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana bir başbakan
çekildi mi, yerine kimin geleceği üç aşağı, beş yukarı
belli olurdu. Fethi Okyar mı gitti, yerine Ismet Inönü ge-
lirdi; Ismet Inönü mü gitti, yerine Celal Bayar gelirdi.
1950 demokrasisinden sonra bir türlü başbakanları
değiştiremedik. Gelen oturuyor, bir daha kalkmıyordu.
Adnan Menderes 1950'de gelip bir oturmuş bir daha
sandalyeden kalkmamıştı. Ancak bir zor rejimi ki Men-
deres'i koltuğundan indirebilmişti.
1960'dan sonradır ki başbakanları sandalyelerinden
indirmek kolay olmuştu. Ancak 1960'ın da kendine göre
sakatlığı ortaya çıkmıştı. Başbakanları sandalyelerin-
den indirmek kolay oluyor da, bu kez cumhurbaşkanı
seçmek zor oluyordu. Bir meclisin cumhurbaşkanını
seçmemesi karşısında iki kez askeri darbe olmuştu. Bu
darbeler bizi uyarmış olacak ki cumhurbaşkanını seç-
mek kolaylaştı. Evren gitti, özal geldi: özal gitti, Demirel
kolayca kottuğuna oturdu.
Demirel koltuğa oturdu ama şamatası da bir türlü ke-
silmedi. Tansu Çiller'in seçilmesindeki bu şamata ne-
dir? Alt yani bir genel başkan seçimi degil mi? Bu seçim
türlü türlü yorumlanıyor.
"Koca Meclis'te bir erkek bulup secemediler mi de bir
kadın seçtiler?" deniyor.
Bu seçim aslında Meclis'i değil, DYP'nin delegelerini
ilgilendirir. Parti genel kurulu toplanmış, tepeye çıkan
yerine bir genel başkan seçmiştir. Bu da delegelerin öz-
gür iradesiyle olmuştur. Kimse kimsenin elini tutup da
zorla sandığa sokmamıştır. Eleştirilerin başında DYP'-
nin kendine bir bayan başkan seçmesi geliyor. Bu ba-
yan başkan seçimi partinin geleneksel anlayışına ters
düşer gibi görünüyor. DYP, bir kitle partisidir ama kadın
konusunda tutucu birdavranış içindedir.
Bir bayan başkan seçmek suretiyle bu tutuculuğu yen-
miş midir? Ingiltere'de de bir bayan başkan seçildi ama
orada tutucu olan partidir. Parti tutuculuğu ile öğünür.
Bayan başkan seçti diye tutuculuğu bırakmış olmaz. in-
gilter'de bayan başkan seçilmesinin tutuculukla hiç bir
ilgisi yoktur. Tutuculuk ya da liberallik partinin düşünce
sistemidir.
Şimdi bizde DYP kongresi bir genel başkan seçti diye
tutuculuktan kurtulmuş mu oluyor? Tutuculuk DYP'nin
öğüncüdür. Şimdi tutuculuktan çıkmış mı oluyor? Kadın
başkan seçiminde tutuculuğu yenmiş sayılıyor. Tutucu-
luk DYP için biryengi sorunu mudur? Kadın olunca baş-
kan tutuculuğu yenmiş oluyor, erkek olunca tutuculuğa
yenik mi düşüyor?
Kadınlara özgür haklar veren Atatürk'tür. Kadınlara
erkeklerle eşitlik tanımıştır. Kadının haklarını ve özgür-
lüklerini tanıyan düşünce ile tanımayan düşünce karşı
karşıya mı gelmiştir Böylece kadın seçilince tutuculuk
bitmiş mi oluyor?
Bir bayan başkan seçerken Türkçe ezanı yasaklayan
düşünceyle, kadına özgürlük tanıyan düşünce karşı kar-
şıya mı gelmiştir?
Siyasal arenada günlerdir kopan fırtına bir bayan baş-
öakanın seçilmiş olması mı? Benazir Butto'nun, daha
gerici, daha tutucu bir toplum olan Pakistan'da seçilme-
si bu denli şamatalı olmamıştı.ldam edilen babasının
anısına bir yanıttı. Hiçbir zaman da bu kadar şamata
edilmemişti. Geriye Benazir Butto'nun özel yaşamı geli-
yor. Seçimlerden sonra eşinin ticari işleri ortaya dökül-
dü. Ticari işler ağır basınca, terazinin kefesi değişmiş,
Benazir'in eşi mal varlığnı açıklamakzorunda kalmıştır.
Bayan Çiller, mal varlığını açıkladı, nelerden neyi aldı-
ğını bildirdi. Bakalım bu kamu vicdanı için doyurucu ola-
cak mıdır? Şimdi dedikodular arasında Bayan Çiller'in
kadınlığı değil, mal varlığının nasıl edinildiğı geliyor.
Bayan Çiller başkan olmasa bunu kimse sormaz. Ancak
başkan olunca yanında bu sorular da geliyor. Bu soru-
lardan kurtulmanın tek yolu da hesabı açık vermek, şef-
fatolmaktır. Defterin ilk sayfasını açmaktır.
BULMACA
1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA:
1/ Roman PoJanskinın
ünlü bir fılmi... Anadolu
beyliklerinde donanma-
daki görevlerde kullanı-
lan asker. 2/ Poliçelerin
üzerine "kabulümdür"
biçiminde yazılarak altı
imzalanan açıklama. 3/
Japon lirik dramı... Bir
nota... Uluslararası Ti-
yatro Enstitüsü'nün sim-
gesi. 4/ Yerfıstığı. 5/ Telli
balıkçıl... Parçalann bir-
leştirilmesiyle çeşitli şekil-
lerin elde edildiği oynuncak. 6/
Yassı gümüş külçesi... Kimyada
basit şekerlerin genel adı. 7/ Ferit
Edgü'nün bir öykü kitabı... Mane-
vı yönden. 8/ Osmanh ordusunda,
asİcerlik görevini bitirdikten sonra
yedeğe aynlan er... Deriden sızan
sıvi. 9/ Ayakkabı boyama.
YUKAR1DAN AŞAClYA:
1/ Aıjantinli yönetmen Fernando
Solanas'm Yılmaz Güney'e adadı-
ğı ünlü fılmi. 2/ Yankı... Hasan
Hüseyin'in bir şiir kitabı. 3/ Nazi partisinin askeri polis örgü-
tü... Yılarun deri değiştirirken attığı deri.. Bir nota. 4/ Efsanevi
Asur kraliçesi. 5/ Geminin kıç tarafındaki bayrak serenine açı-
lan üçgen biçimindeki yelken... Bir motorun dönme devinimini
iletmeye yarayan düzenek. 6/ Satrançta bir taş... Duyuru. 7/
Afrika'da bir ülke... Derebeylik Japonyası'nda en aşağj sınıfı
oluşturan halk. 8/ Sophokles'in ünlü tragedyası. 9/ Toplumsal
bir sarsmüya bağh olarak doğan ruh durumu... Radyıom ele-
menünin simgesi.
İLAN
T.C.
GAZÎANTEP1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ
1992/209
Davaa Asım Dişbudak vekili Av. Mehmet Micaz Abuşoğlu,
davalılar Neşet Ayaz ve arkadaşlan aleyhine açüğı ortaklığın gıderil-
rnesi davasırun yapılan açık duruşması sırasmda verilen karar gere-
ğıncc:
Gaziantep ili. Çamhca mah. Küçükleylengiç mevkii, pafta 105,
ada 1274. parsel 8'de kayıtlı bulunan taşınmazın hissedarlanndan
olan Saadet Güneş, Yusuf Koca, Bedriye Köriikçü, Haa Çolak, Ba-
sey Çolak, Hakkı Vural, Bedriye Sorgel, Hüseyin Koca, Sultan Ço-
laİc, Ibo Kaplan, Sabiha Bal, Fadile Sûmbül, Türkan Erbilici, Hay-
dar Demirkaya, Esme Erdoğan. tbrahim Karaman, Fevziye Ertürk,
Güllü Karabulut, Kalender Kayaş, Zeki Özkanlı. Durmuş Durmuş,
Elif Camu, Döne Mersin. Ali Demir, Nejla Alüntaş, İslim Alüntaş,
Nazire Ağntmış. Şükrü Ağntmış. Hasan Gülkaynak, I.Halil Ozka-
nun. Muhıttm Boncuk, Hüseyin Demirel, Ayşe Yılmaz, İbrahim
Özdemir. Hasan Güney, A.Kadir Bırbilen, Servet Çolakoğlu, Ayşe
Bilim, S.Ahmet Kömürcüoğlu, Mehmet Erbay, A.Kadir Birbilen,
Bektaş Özgül, M Hanifı Çağlar, Mikdat özkan. Meryem Dana,
Münevver Yıldu. Mehmet Gündoğan, Muhdat Özkan, Elif Dana,
Abidin Ademoğlu, Veysel Şahin. ibrahim Ataş, Nurettin Göksen,
Ali Kartal, tbrahim Dana, Şerife Aslan duruşmalara davet edileme-
diğinden, duruşmanın aülı bulunduğu 22.6.1993 tarihli oturumda
hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil etürmeleri, aksi
takdirde davanın gıyaplannda sonuclanacağı ilan olunur. 5.5.1993
Basm:49265