25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 21 HAZİRAN 1993 PAZARTESİ 10 DIZIYAZI Sosyalizm,entemasyonalizmi ilımaletti -8- S o>yetler Birliği'ndeki man- zarayı bep birtikte izledik. Çin'de ve Küba'da önceden kestiremeveeegimiz geiiş- meler oluyor. Bu yaşannuş gerçeklik içinde sizin tahay- yiil ettiğiniz sosyalizm nerede? ÖCALAN- Ben halen sosyalizm tutkumu. coşkumu. bilincimi geliştire- rek sürdürüyorum. Ben hiçbir zaman reel sosyalizmin hastahklanna düşme- dim. Ve reel sosyalizmin yüzûyle kar- şıma çıktıklannda tepki duydum. Ama sosyalist olmayı da benimsedim. Sarmadı beni Sovyet reel sosyalizmi. Onun Türkiye veçheleri. Zaten hep uzak da durdum. TKP üe yakınlık - Bir dönem TKP'yle > akınlaştığuıızı bilivorum. ÖCALAN- Hep eleştiri olmuştur. Türk gençliğinin devrimci coşkusuyla katıldım. Fakat yaptıklan sosyalizm tartışmalannı anlamsız buluyordum. Halen de buluyorum. Lafazanlık yö- nü çok ağır basan, oldukça kıncı, gü- rültü çıkancı bir tarz olarak değerlen- dirdim. Ama toplumun statükoculuğuna karşı da yine en yakın olunması gereken bir hareket olarak değerlendi- - nyorum. Zaten bu yöndeki karararru • da verdim 70'lerden beri de sürdürü- yorum. : Sosyalislere eleştiri - Türk sosyatistleriyle ilgiü siz sert eleştiriler yapıyorsunuz. Bu sözleriniz basmda da yer alıvor. "Bunlar adam oA- maz." ÖCALAN- Değil değjl. Öyle sosya- • listler düşünün ki. senin böylesine bü- yük bir planın olacak, birdenbıre pıs diye düzenin en kirli işlerinde kendini ' tatmin edeceksin. Bu kişilik tehlikeli- dir. Bizim bu tehlikeli kişıliği eleşür- -memiz de öyle. çok kötüleme, çok sert | davranma biçimınde değerlendirilme- j meli. Sosyalizm üzerine bir yaşam şekli inşa etmek demek. kendi soylu kül- türüne küfür etmek demektir. Saygı- sızlık etmek demektir. Ben sosyalizmi halen bütün pratik uygulama yetersiz- liklerine. çirkinhklerine rağmen soylu, bağlı kahnması gereken bir birikim olarak değerkndiriyorum. Sosyaüz- min seçkın militanlannı saygı ile ana- nm. Bu denli lekelenmemesi, suçlan- • maması gerektiğini söylerim. Buna Küba da girer, Stalin de girer. Lenin de girer. Sosyalizm ekolü insanhğın bir umududur, tutkusudur. Her za- man tarihte olagelmiştir. Ben İslamiyette İmam AH'nin, Haz- reti Alfnin temsil ettiği hareketı de dö- nemın sosyalizmi olarak değerlendiri- yorum. Onun o kolektivizmi, onun o militanlığı, onun o kutsal değerlere bağlılığı tam bir sosyalist tipi ifade eder. Döneme göre öyledir. Muaviye bir bireycidir. Saltanatçıdır. Tabii Ha- riciler diyeceksiniz; sosyalizmin, daha militan kesimini temsil ederler. Olabı- lir. Fransız devriminin en uç solu ko- münıstlerdi. Orada da sosyalistler vardı. burjuva devriminde. İlk çağda da çok önemli eşiüik ko- lektiviteleri vardı. İnsanlık tarihinden aynlmaz bir akımdı. sosyalist ütopya. Sovyetler Birhği'nde çok geniş bir ka- zanım durumunda gelişti. Robert Ovven'in kooperatıfler hareketi de sos- yalist kuruluştu aslında. Ama bu, koo- peratifler çerçevesınde oldu. Sovyet- lerde ülke çerçevesinde oldu. Belki yeni bir hamle. daha da geniş bir dün- ya çapında gerçekleşebilir. Bana göre sosyalizm, insan bireyini geliştirme bilimidir. Dolayısıyla toplu- mun geliştirilme bilimidir. C'lkelerin, uluslann, sistemlerin değil. Devletlerin özellikle degil. Devleün gelişmesi, ül- kenin geliştirilmesi fazla sosyalizmi il- gilendirmemesi gerekir. Proleterya diktatörlüğü - Proletarya diktatörlüğü tarttşması konusunda ne düşünüvorsunuz? ÖCALAN- Dikkatle ızleym benim söylediklerimi. Sosyalizm, önemli olan ahlaki bir meseledir. Salt bunu si- yası bir mesele, ekonomik bir mesele olarak düşünmek kimin icadı oldu... Onun üzerinde düşünmek gerekir. Bana göre sosyalizm, ınsan bireyini. köleci sistemler dahil, en son kapita- list-emperyaüst sisteme karşı savun- mayı ızah etmelidir. Bunun, devlet se- viyesinde, devrim ve proletarya dikta- törlüğü seviyesinde olması da şart de- ğıldir bu savunmanın. . Niye Müslümanhk hâlâ gelişiyor. Niye İran'da hâlâ Ayetullah'lar bu ka- dar güçlü. Onlar nefısleriyle mücadele ettiler. Sürekli bir AyetuUahlar kültü- rii oiuşturdular. Bu kültür ikıidar oldu. Şimdi bugün de sosyalizmi bir yaşam biçimi olarak seçip de, yaşamı- na ona göre yön verenler az. Benim, sosyalizmi, siyasal devrime giderek ve ekonomik kalkmma mese- lesı olarak görmem artık gittikçe zor- laşıyor. Ve hatta ikinci plana düşüyor. Sosyalizm evet. iktidan hedeflemeli. 1 K J\. üba 'nın sosyalizmi böyle olacağına, insanhğın biraz temel sprunlarını ele almalı. En az bugün birİran 'ı/ı kendi çerçevesinde İslam enternasyonalizminegösterdiğiilgiyisosyalistler gösterebilmeüydi. İran belkide İran ülkesinden dahafazla buna dikkat eder ve oldukça da hedefaUnmasına rağmen yürüîüyor. laksızlığı tepede oynayacak. sonuçta Çin belki de şoven emperyalist bir dev- let olarak insanhğın başına bela haline gelecek. Çin belki şimdi iyiye gidebilir, biraz sosyalist de kalabilir. Ama bu sosyalizmi insanlıkla paylaşması gere- kir. Hem de ertemeleden yapmalı. Yani paylaşması gerekir. -Nasıİ mesela? ÖCALAN- Nasılı filan yok. Çin'i düşünmeyecek. Çin'in şöyle kalkın- ması, Çin'in kalkmma hızının yüzde ondan aşağı düşürübnemesi, Çin'in şöyle güzellikleri büyüklükleri, bunla- n söylemeyecek. Çin'i biraz unutacak. Demiyorum tümüyleinkâretsin. - Bu mümkün mü? ÖCALAN- Sosyalizmin bir enter-' nasyonalist yönü var. Entemasyona-; lizm kuru laflarla yürümez. İran'ın İslam Enternasyonalizmi İran şimdi hiç olmazsa inanarak ve İslanıı \ayiyor. Devleti filan değil, İslam budur dive hareket ediyor. Bunda da biraz ciddidir. devleti ele geçirmeli. Fakat bütün bun- lar iktidan. hele devleti çok çok yücelı- mek için olmamah. Zaten kuruculan da bunlan söylü- yorlar. Giderek devleıi söndürmehy- diler. Bunun biçimi üzerinde durmak gerekirdi. Tabii durum böyle olunca da, benim ulusum. benim ülkem şöyle olacak, yanş yapalım. bilmem neyle geçecek. bunlar sosyalizme yakıştı- rmalardır. Bence sosyalizm de burada kaybe- diyor. Şunu sağlayabilmeli: Benim ya- rattığım insan dünyanın en yüce in- sanıdır. Ve gerçeği de biraz öyle ol- mahyıdı. İnsanhğın bütün kültürel ge- lişınesmi anlayabilmeliydi. Bu. temel- de eşıtlıği, Ö7gürlüğü temsil etmeliydi. Ve özellikle insanı. her uiustan insanı kapsayabilmelivdi. Rahat ettirebilme- liydı. ' Kısacası esenlik getirebilmeliydi. Yani şimdi Çin diyomz. Kocaman bir Çin ulusunun geliştırilmcsidir. Divo- ceksiniz tamam. bu enternas> 'ia lizmdir. Çünkü Çin ulusu gelişirse in- sanlık da gelışir. Ama pratikte böyle değildir. Çin ulusu. gelişecek gelişecek. Sovyetlerde olduğu gibi daha sonra çok merkezileşmiş bir bürokrasi. mer- kezileşmiş bir küçük klik ve giderek bir şef ele geçirecek. en kötü ah- - Ama şimdiv e kadar ne yazık ki lafta kaldı. ÖCALAN- Lafla olduğu için de hiç- bir ciddi sosyalizm deneyı yaşanmadı. Küba da öyle. Küba insanı şöyle. Kü- ba insanı böyle; Küba şöyle güçlüdür, Küba şöyle atlettir, Küba şöyle sevişir, Küba şöyle coşar. Bunlar şovenizmi ifade eder. sosyalizmi değil. -Belki de bu bir kaçınılmazlık. ÖCALAN- Ben demiyorum. işini gücünü bırakıp diğer halklann peşine düş. Benim burada söylediğim Küba'- nın sosyalizmi böyle olacağına, insan- hğın biraz temel sorunlannı ele almalı. Belki bunlar bir günde olmaz. En az bugün bir İran'ı kendi çerçevesinde İs- lam enternasyonalizmine gösterdiği il- giyi sosyalistler gösterebilmeliydi. iran belki de İran ülkesinden daha fazla buna dikkat eder ve oldukça da hedef alınmasına rağmen yürütüyor. - İran'la ilgili tahlilinizi anlayama- dım. ÖCALAN- Kendi İslami anlayışını yayıyor demek istiyorum. - Yani İslam entemasyohalizmi... İran da kendi hâkimiyetini yaymak isti- yor. ÖCALAN- Yaysın da İslami yay- sın. Ona da saygı duyarım. Sovyetler Birliği - Ama Rusya da bir dönem İran gibi hâkimiyet peşinde kuştu >e sosyalizmi amaçlanna alet etti. ÖCALAN- Sovyetler Birliği'nin de bir dönem halklar için yapüğmı inkâr etmiyorum. - Ama daha sonra yayılmacılık yaptı ve buna entenasyoıtalizm adını verdi. ÖCALAN- İşte ben ona karşıyım. İran şimdi hiç olmazsa inanarak ve İs- lami yayıvor. Devleti filan değil. İslam budur dıye hareket ediyor. Bunda da biraz ciddidir. İş'e bugün faşistler gelişiyor Doğu Avrupa ülkelerinde, bu sahte reel sos- yalızm tarafından temsil edilmiştir. Tek bir sosyalizmin onurunu Doğu Avrupa ülkelerinde savunan var mı? Bu sosyalizmin sosyalizm olmadığı ar- taya çıkmıştır."Rab bana hep bana' l i i olduğu ortaya cıkmıştır. SVRECEK • brahim Tatlıses'i nasıl / buluyorsun? ÖCALAN-İbrahim'i tanıyorum.dinliyorumda. İbrahim, valruz siyasi açıdan istismar edilmek istendi. Biraz PKK'nin çıkışına dayaularak, özelh'kie bizim Urfakültür değerlerinin dile getiricisi olarak lanse edilmeyeçalışıldı. Bunun meşhurlaşması PKK'nin ilaruyla başlar. Bana göre o, siyasi olarak kulanılmak istendi. Halbn heyecanı, ulusal kurtuluş sürecine tam yansımasın da, işte. arabesk adı altın- da bir müzikle içi boşaltılsın diye kul- Öcalan'ın kisiliği, kadın, a$k ve cinsellik / 7 Tatlıses bizim toprağm çocuğudur lanılmak istenildi. Buna benzer artist- ler, benzeri toplumun dikkatini ceke- cek tiplerle halk. devrime kanalıze edilmekten alıkonulmak istendi. - Sesini begeniyor musun? ÖCALAN- Ses olarak tabii ki dinle- rim. Arabeski olsun, klasiği olsun fena bir ses değil tabii. Ben, onun müzik yapmasına birdiyeceğim yok. Siyasi istismanna karşıyım. -Şanatsal değerlendirmeni soruyorum? ÖCALAN- Bizim toprağın çocuğu- dur. - Hemşehrisiniz... ÖCALAN- Daha çok da türkü, ağıt karmaşasmdan ortaya çıkan bir olay- dır. Onda Arap etkisi. Türk etkisi. Kürt etkisi güçlüdür. Tuıulmasının nedenı de budur aslında Halklar kül- türünün yoğıınlaşf.nlmasını ifade ediyor. Öııa arabesk demenin de fazla biranlamı yok. Ama devrimci tarz değjl. Ama kötü kullanıhyor, o ayn bir mesele. Halkçıyönü vardır. Onun sanatınm halkçı yönü vardır. - Ferdi Tayfur dinlivor musun? ÖCALAN- O da sanıvorum bu konuda. size göre daha çok ney i dillendiriyor? - Ferdi Tayfur Adanalı. Acı, temel te- ması. ÖCALAN- Evet. sanıyorum emekçi- lerin yaşadığı acıyı dillendiriyor. Kö- lülemiyorum. Ama sadece aayı dile getirmesi, direnişi, coşkuyu dile getırememesi köleliği aşamadığmı gösteriyor. Baskı altındaki Çukurova'nın bunaltıcı koşullan altındaki, ezilen insanın dileğini ifade ediyor. - Ferdi Tayfur'un 'Ejnmioğlu' türküsu- nü dinledin mi? ÖCALAN- Yok Keşke keııetleıuııekiçinbugünleribeklenıeseydik İÇİN YA Kilise Galile'den 350 yıl sonra özür diledi. Bakalım bizimkiler ne zaman Uğur'dan özür dile- yecekler. Uğurlaryaşayacak. Erdoğan Karadöne Cumhuriyetin en büyük bekci- leri bizler olacağız, özgür dü- şünceye asla darbe vurdurma- yacağız. Hakan Çendik Bir oğlum var bir tanede doğur- mak üzereyim. İzınde yürüyecekler. Nurhan Demirel Neden Öldün, bugünleri gör- seydin. O.S. Özgürlük ve demokrasi adına, senin düşüncelerin, bizim dü- şüncelerimiz adına ileriki za- manlann. genç neslin, genç gazetelerin adına seni seviyo- ruz. Cenk Babaeren Bu memlekette biz olduktan sonra, şeriaün geleceğini sanan- lar Hepiniz cezanızı bula- caksır! 7. Celal Babaerid Seni öldürenlerçok sevinmesin- ler. Yalnızca çoğalmanı sağla- dılar. Keşke genciliğe karşı bu denh kenetlenmek için senin ölümünü beklemeseydik! Mustafa Afacan Gerici zihniyetler yaptıklan kalleşce cinayetlerle ilericilen daha da yüceltecekler. DursunT. Se\ gjli Uğur Mumcu. senin fı- kırlenn ve yazmış olduğun ki- taplann bize ışık tutacak. Sen de ebediyen yaşayacaksın. Kasım Ocak Seni hiç unutmayacağız. Hatice Alp SÜRECEK ÇALIŞAMARIN SORULARI/SORUNLARIYILMAZ ŞİPAL Pilot yarbay olarak emekli oldum 1985 yıiında KKK'lığından Top. Pilot Yarbay olarak 1/4'ten emekli oldum. Fiili ve itibari hizmet yılımın topla- mı, 38 yıl 6 ajdır. Şu anda aldığım üç aylık emekli maası 13 miiyon 950 bin liradır (Harp okulundan 1 %2'de mezun oldum). Çok yakınım olan bir astsubay emeklisi ise 1963 yüın- da, 31 yıl 6 ayfiilive itibari hizmet yılı toplamından emek- li ounasma karşın üç ayda aldığı emekJi maaşı 13 miiyon 700 bin liradır. Bu durum bana çelişküi geldiği için soruyorum. İ.A. AN'İT: 54." • , . TC F.r.,ekli Sandığı Yasası Ek Maddc « uyanncave 1 Ocak 1969'dan sonra. "Baremteşkilat. kadrovesa- ır kanunlarda yapılacak değişiklikler sonunda aylık tutarlannda husule gelecek yükselmeler; aynı rütbe, kadro unvanı ve derece- den bağlanmış bulunan emekli, adi malullük ve vazife malullü- ğü aylıklan ile dul ve yetim ayhklan hakkında da uygulanır." 1963 ve daha öncekı yıllarda emekh olanlarla 1993 yılında emekli olanlar aynı derece ve kademeden, aynı rütbe ş a da görcv- den emekli olmak koşulu ile asker ve sivil tüm ıştirakçiler aynı aybğı almaktadır. Buna göre Silahlı Kuvvetler'den, fiili hizmet zammı ile birlikte toplam 38 yıl 6 ay hizmetten sonra, 1. derece 4. kademeden ve su- bay olarak (albaylar dışında) emekli olanlara. "088.50 orandan ayda 4 miiyon 654 bin 620 lira, üç ayda ise 13 miiyon 963 bin 860 lira toplam emckiı aylığı bağlanmaktadır Bu emeHi a\lıöı dcği- sik ödenıckr top'.ammdnr oluşmakiu'J-' 1- Genel Emekli Aylığı = 2.816.070 TL. 2- Kıdem Emekli Aylığı = 245.587 TL. 3- Taban Emekh Aylığı = 1.393.875 TL. 4- %4 Hizmet Tazminatı = 199.088 TL. Toplam Emekh Aylığı = 4.654.620 TL. Yine Silahlı Kuvvetler'den. fiili hizmet zammı ile birlikte top- Lıtn 31 vıl 6 ay hizmetten sonra (gerek 1963 yılında gerekse bu- gün) 1. derece 4. kademeden ve astsubay olarak emekli olanlara. %81.50 orandan ayda 4 miiyon 286 bin 460 lira, üç ayda ise 12 miiyon 859 bin 380 lira emekli aylığj bağlanmaktadır. 1- Genel Emekli Aylığı = 2.593.330 TL. 2- Kıdem Emekli Aylığı = 226.163 TL. 3- Taban Emekh Aylığı = 1.283.625 TL. 4-"'0 4 Özel Ta/minat = 183.342 TL. POLinKAVEOTESI MEHMET KEMAL Deftertn İlk Yaprağı.- Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana bir başbakan çekildi mi, yerine kimin geleceği üç aşağı, beş yukarı belli olurdu. Fethi Okyar mı gitti, yerine Ismet Inönü ge- lirdi; Ismet Inönü mü gitti, yerine Celal Bayar gelirdi. 1950 demokrasisinden sonra bir türlü başbakanları değiştiremedik. Gelen oturuyor, bir daha kalkmıyordu. Adnan Menderes 1950'de gelip bir oturmuş bir daha sandalyeden kalkmamıştı. Ancak bir zor rejimi ki Men- deres'i koltuğundan indirebilmişti. 1960'dan sonradır ki başbakanları sandalyelerinden indirmek kolay olmuştu. Ancak 1960'ın da kendine göre sakatlığı ortaya çıkmıştı. Başbakanları sandalyelerin- den indirmek kolay oluyor da, bu kez cumhurbaşkanı seçmek zor oluyordu. Bir meclisin cumhurbaşkanını seçmemesi karşısında iki kez askeri darbe olmuştu. Bu darbeler bizi uyarmış olacak ki cumhurbaşkanını seç- mek kolaylaştı. Evren gitti, özal geldi: özal gitti, Demirel kolayca kottuğuna oturdu. Demirel koltuğa oturdu ama şamatası da bir türlü ke- silmedi. Tansu Çiller'in seçilmesindeki bu şamata ne- dir? Alt yani bir genel başkan seçimi degil mi? Bu seçim türlü türlü yorumlanıyor. "Koca Meclis'te bir erkek bulup secemediler mi de bir kadın seçtiler?" deniyor. Bu seçim aslında Meclis'i değil, DYP'nin delegelerini ilgilendirir. Parti genel kurulu toplanmış, tepeye çıkan yerine bir genel başkan seçmiştir. Bu da delegelerin öz- gür iradesiyle olmuştur. Kimse kimsenin elini tutup da zorla sandığa sokmamıştır. Eleştirilerin başında DYP'- nin kendine bir bayan başkan seçmesi geliyor. Bu ba- yan başkan seçimi partinin geleneksel anlayışına ters düşer gibi görünüyor. DYP, bir kitle partisidir ama kadın konusunda tutucu birdavranış içindedir. Bir bayan başkan seçmek suretiyle bu tutuculuğu yen- miş midir? Ingiltere'de de bir bayan başkan seçildi ama orada tutucu olan partidir. Parti tutuculuğu ile öğünür. Bayan başkan seçti diye tutuculuğu bırakmış olmaz. in- gilter'de bayan başkan seçilmesinin tutuculukla hiç bir ilgisi yoktur. Tutuculuk ya da liberallik partinin düşünce sistemidir. Şimdi bizde DYP kongresi bir genel başkan seçti diye tutuculuktan kurtulmuş mu oluyor? Tutuculuk DYP'nin öğüncüdür. Şimdi tutuculuktan çıkmış mı oluyor? Kadın başkan seçiminde tutuculuğu yenmiş sayılıyor. Tutucu- luk DYP için biryengi sorunu mudur? Kadın olunca baş- kan tutuculuğu yenmiş oluyor, erkek olunca tutuculuğa yenik mi düşüyor? Kadınlara özgür haklar veren Atatürk'tür. Kadınlara erkeklerle eşitlik tanımıştır. Kadının haklarını ve özgür- lüklerini tanıyan düşünce ile tanımayan düşünce karşı karşıya mı gelmiştir Böylece kadın seçilince tutuculuk bitmiş mi oluyor? Bir bayan başkan seçerken Türkçe ezanı yasaklayan düşünceyle, kadına özgürlük tanıyan düşünce karşı kar- şıya mı gelmiştir? Siyasal arenada günlerdir kopan fırtına bir bayan baş- öakanın seçilmiş olması mı? Benazir Butto'nun, daha gerici, daha tutucu bir toplum olan Pakistan'da seçilme- si bu denli şamatalı olmamıştı.ldam edilen babasının anısına bir yanıttı. Hiçbir zaman da bu kadar şamata edilmemişti. Geriye Benazir Butto'nun özel yaşamı geli- yor. Seçimlerden sonra eşinin ticari işleri ortaya dökül- dü. Ticari işler ağır basınca, terazinin kefesi değişmiş, Benazir'in eşi mal varlığnı açıklamakzorunda kalmıştır. Bayan Çiller, mal varlığını açıkladı, nelerden neyi aldı- ğını bildirdi. Bakalım bu kamu vicdanı için doyurucu ola- cak mıdır? Şimdi dedikodular arasında Bayan Çiller'in kadınlığı değil, mal varlığının nasıl edinildiğı geliyor. Bayan Çiller başkan olmasa bunu kimse sormaz. Ancak başkan olunca yanında bu sorular da geliyor. Bu soru- lardan kurtulmanın tek yolu da hesabı açık vermek, şef- fatolmaktır. Defterin ilk sayfasını açmaktır. BULMACA 1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA: 1/ Roman PoJanskinın ünlü bir fılmi... Anadolu beyliklerinde donanma- daki görevlerde kullanı- lan asker. 2/ Poliçelerin üzerine "kabulümdür" biçiminde yazılarak altı imzalanan açıklama. 3/ Japon lirik dramı... Bir nota... Uluslararası Ti- yatro Enstitüsü'nün sim- gesi. 4/ Yerfıstığı. 5/ Telli balıkçıl... Parçalann bir- leştirilmesiyle çeşitli şekil- lerin elde edildiği oynuncak. 6/ Yassı gümüş külçesi... Kimyada basit şekerlerin genel adı. 7/ Ferit Edgü'nün bir öykü kitabı... Mane- vı yönden. 8/ Osmanh ordusunda, asİcerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe aynlan er... Deriden sızan sıvi. 9/ Ayakkabı boyama. YUKAR1DAN AŞAClYA: 1/ Aıjantinli yönetmen Fernando Solanas'm Yılmaz Güney'e adadı- ğı ünlü fılmi. 2/ Yankı... Hasan Hüseyin'in bir şiir kitabı. 3/ Nazi partisinin askeri polis örgü- tü... Yılarun deri değiştirirken attığı deri.. Bir nota. 4/ Efsanevi Asur kraliçesi. 5/ Geminin kıç tarafındaki bayrak serenine açı- lan üçgen biçimindeki yelken... Bir motorun dönme devinimini iletmeye yarayan düzenek. 6/ Satrançta bir taş... Duyuru. 7/ Afrika'da bir ülke... Derebeylik Japonyası'nda en aşağj sınıfı oluşturan halk. 8/ Sophokles'in ünlü tragedyası. 9/ Toplumsal bir sarsmüya bağh olarak doğan ruh durumu... Radyıom ele- menünin simgesi. İLAN T.C. GAZÎANTEP1. SULH HUKUK MAHKEMESİ 1992/209 Davaa Asım Dişbudak vekili Av. Mehmet Micaz Abuşoğlu, davalılar Neşet Ayaz ve arkadaşlan aleyhine açüğı ortaklığın gıderil- rnesi davasırun yapılan açık duruşması sırasmda verilen karar gere- ğıncc: Gaziantep ili. Çamhca mah. Küçükleylengiç mevkii, pafta 105, ada 1274. parsel 8'de kayıtlı bulunan taşınmazın hissedarlanndan olan Saadet Güneş, Yusuf Koca, Bedriye Köriikçü, Haa Çolak, Ba- sey Çolak, Hakkı Vural, Bedriye Sorgel, Hüseyin Koca, Sultan Ço- laİc, Ibo Kaplan, Sabiha Bal, Fadile Sûmbül, Türkan Erbilici, Hay- dar Demirkaya, Esme Erdoğan. tbrahim Karaman, Fevziye Ertürk, Güllü Karabulut, Kalender Kayaş, Zeki Özkanlı. Durmuş Durmuş, Elif Camu, Döne Mersin. Ali Demir, Nejla Alüntaş, İslim Alüntaş, Nazire Ağntmış. Şükrü Ağntmış. Hasan Gülkaynak, I.Halil Ozka- nun. Muhıttm Boncuk, Hüseyin Demirel, Ayşe Yılmaz, İbrahim Özdemir. Hasan Güney, A.Kadir Bırbilen, Servet Çolakoğlu, Ayşe Bilim, S.Ahmet Kömürcüoğlu, Mehmet Erbay, A.Kadir Birbilen, Bektaş Özgül, M Hanifı Çağlar, Mikdat özkan. Meryem Dana, Münevver Yıldu. Mehmet Gündoğan, Muhdat Özkan, Elif Dana, Abidin Ademoğlu, Veysel Şahin. ibrahim Ataş, Nurettin Göksen, Ali Kartal, tbrahim Dana, Şerife Aslan duruşmalara davet edileme- diğinden, duruşmanın aülı bulunduğu 22.6.1993 tarihli oturumda hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil etürmeleri, aksi takdirde davanın gıyaplannda sonuclanacağı ilan olunur. 5.5.1993 Basm:49265
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle