25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 18 HAZtRAN 1993 CUMA Bobby Fischer, Boris Spassky'le yaptığı rövanş karşüaşmasmdan sonra, küçük bir odada yalnızhğa oynuyor SatrananMozartıinzivayaçekildiHaber Merkezi- Hayranlanmn gözünde 'satrancın Mozartı' sayılan Bobby Fischer. geçen sonbaharda Boris Spassky'le yaptığı rövanş karşüaşmasından sonra günlerini Belgrad'da ödül paralarını yiyerek ve zamarun 1975'te durduğu bir di- yarda dünyaya karşı duyduğu öfke- yi besleyerek geçinyor. Bobby Fischer'ın satranç tarihi- nin en büyük dahisi olup olmadığı tarüşılabilir. Ancak inziva söz konu- su olduğunda yalruzca bir profesy o- nel, Balkanlar'da bir köyü tercih edebüır. Fischer'ın şu anki yerleşim yen Macar sırunnın yakınındakı Aquamarin Sağlık ve Rehabiütas- yon Merkezi. Burası atlar ve at ara- balan, köylüler ve buğday tarlalan, yol kenarlanndaki kavaklanyla san- İd bir eski zaman masab. Hemen yakınında devam eden savaştan, Fischer'ın doğduğu Brooklyn'den ya da gerçeklikten daha uzak bir yer olamaz. Basmdan çok 'iğrenen', 1972'de Boris Spassky'yi yendikten sonra sa- dece bir kere. o da çok kısa bir sûreü- ğine ortaya çıkan satranç dahisi Bobby Fischer, yaşamını işte bura- da sürdürüyor. Bu dünyanın dışmda bir kimse iz- lenimiru veren 50 yaşmdakı bu adamın, zamandan kopması için savaşın devam ettiği Sırbistan'a yer- leşmesı şart değildi belki; ama bu Rischer, Spassky'le Sveti Stefan adasında yaptığı müsabakada ABD'den gelen resmi uyan mektubunun üzerine tükürerek, Amerika'ya olan küçümsemesini göstermişti. ülke, Fischer'in paranoyasına uy- gun birmekânoluşturuyor. Fischer'- in geçen yıl oynanan tuhaf karşılaş- mayı kabul etmesi, Sırbistan içın bir çeşit propaganda oldu. O gûnden sonra bu ülke onu yeni kahraman- lan olarak bağnna bastı. Fischer ile görüşmeyi sürdüren Yugoslav sat- ranç ustası Svetozar Gligoric, "Ne- den olduğunu bilmiyorum ama, bu ülkeyi seviyor. Burada mutlu" di- yor. Ancak gene de bu esrarlı, aşın kilolu, saçlan dökülmeye yüz tut- muş adamı gördüğünüzde akhnıza muüulukla ilgili bir tarumlama gel- miyor. Fischer, geçen eylül ayında Spassky'le Adnyatik'teki Sveü Ste- fan adasında yaptığı müsabakada ABD'den gelen resmi uyan mek- tubunun üzerine tükürerek, Ameri- ka'ya olan küçümsemesini gösterdi. Onunla görüşenler Amerikan sınınndan içeri adım atüğı takdirde hemen hapse atılacağından emin ol- duğunu bıldinyorlar. Savaş, Fischer'ın üstünde baa tu- haf etkiler bıraktı. Bunlardan biri. Sovyetler'in beynine radyo sinyalleri yollamalannı önlemek için dişlerin- dekı metal dolgulan çıkartürması. Efsanenin. son aylarda kaldığı In- tercontınental Oteli'ndeki odası- ndan yalnızca >r üzmek ya da ufak bir yürüyüş yapmak için çıktığj, bilinen diğer bir uğraşmın ise bol bol yemek yemek olduğu söyleniyor. Fischer, 19. yüzyılda yaşamış diğer bir Ame- rikalı dünya şampiyonu, Paul Morphy'nin takip ettiği voldan gidi- yor gibi gözüküyor. Morphy, ya- şamının son yıllannda delirir. 47 yaşındayken beyin kanaması geçirip öldüğünde kadin ayakkabüanndan oluşan koleksiyonu da çevresinde- dir. Moskova gen< yenidinler peşinde Haber Merkezi - 75 yıl süren komünıst rejimin ardından binlerce Rus, Karl Man'ın, "Din, insanlan uyutan haşhaş gibidir" deyışme kulak asmaksızın yeni dinlere kucak açıyor. Bu yeni dinsel akımlar sadece Batılı kaynaklardan gelmeyip, ülke içinde ortaya çıkan peygamberleT ve tarikatlarla, kimük arayışı içındekı gençliğe yöneüyor. Din arayışı ıçınde olanlann Moskova Metrosu'na uzanmalan yeterli. Metro ıstasyonlannda porno dergiler satan gazete bayilerinin yanısıra David Kuresh'in "White Brotherhood - Beyaz Kardeşlik" adıyla bilinen tarikatın üyelerine rastlamak olası. Dünyanın sonunun 24 kasım günü geleceğıne inanan "Beyaz Kardeşlik" tarikaü, gençleri ailelennden kopmalan yolunda etküiyor. Tarikatın, kendisıni peygamber ilan eden başkanı Sibiryab Vissanon, bedeninde Isa'nın ruhunu taşıdığını ıleri sürüyor. Vissarion'un konuşmalanndan büyülenircesine etkılenen gençler, vanru yoğunu bu peygambere adıyor. Gençler aynca Batılı din gruplannın da etkısı alunda kabyor. Maymunlara zorlabira içirirken yakalandı Haber Merkezi - İçlerinde ender rastlanan kuşlann, maymunlann da bulundugu egzotik hayvanlar, eski Sovyetler Birliği'nden Avrupa Topluluğu'na kacak yollarla satıkyor. Rusya'da giderek büyüyen hayvan ticareüni önlemekte yetersiz kalan vahşi-yaşam yetkilileri, uluslararası kuruluşlann yardım elinı uzatmasını bekliyor. Yapılan soruşturmalar, kaçakçılann hayvanlara vahşice davrandığını ortaya koydu. Örneğin Hazar Denizi kıyılanndan toplanan kaplumbağalar kabuklanndan çıkanlıyor, Almanya ve Avusturya'daki pazarlarda satılmak üzere kültablası üretiliyor. Polonya üzerinden otobüs ya da trenlerle kaçınlan hayvanlar Polonya, Almanya, Avusturya. Kore veÇin'e satıhyor. Polonya'daki gizli bir soruşturma ekibi, yürüttüğü çalışmada, milyonlarca lira değerinde, ender bulunan gri renkli Afrika papağaru ve maymunlar buldu. Hayvan ucaretinin önde gelen isirnlerinden Alec Pavlov, Polonyab müfettişler tarafından, maymunlara zorla bira içirtmeye çahşırken filme alındı. lzmir Çamattı Tuzlası 191 ciiK kuşun bannma, beslenme \e kuluçka yeri. Boige ekolojik özellikleriyie kuşlar için bir cennet. \\ otoğraflar.HAYRETTÎN SAĞANAK) ** İzmir Çamaltı Tuzlası'ndaki Kuş Cenneti, sonunda suya kavuştu Kuşlann başkenti, bir müze gibi Ada >e yanmadalar ile kuzeyde bulunan sazlıklar, kuşlann ku- loçkaya yattığı yerlerdir. Haber Merkezi - Bir süredir ku- raklık nedenıyle yok olma tehlike- siyle karşı karşıya olan İzmir Ça- maltı Tuzlası'ndaki Kuş Cenneti. sonunda suya kavuştu. Unılever grubuna ait "Rama"nın (bıtkisel margarin) hazuiadığı "Cansuyu1 * projesi, Turizm Bakanlığı'nca orga- nize edilen ve geçüğimiz günlerde gerçekleştirilen "Eko Turizm Kuş Cennetlerimiz" turu ile fınale erdi. "Dünya kuşlartrun başkenti' diye adlandınlan yöre asırlardır yüzlerce kuşun banndığı. konakladığı ve ço- ğaldığı. olağanüstü doğa yapısına sahip bir açıkhava müzesi. 1985 yı- lındâ Tuzla Kuş Cenneti ve yöresi, Kültür ve Tunzm Bakanlığı tarafın- dan doğal ve arkeolojık 'SİT alanı' ilan edüdi. 191 cinskuşun bannağj, beslenme ve kuluçka yeri olan tzmır Çamaltı Tuzlası, ekolojik özellikleriyle de kuşlar için gerçek bir cennet. 1800 hektarlık dalyan, 500 hektarbk saz- Uk adalar. vanmadalar ve tuzla ha- vuzlan, buranm Kuş Cenneti olma- sma uygun ortamı hazırlıyor. Ada ve yanmadalar ile kuzeyde bulunan sazlıklar kuşlann kuluçkaya yattığı yerler; bu yerler yuvalanm, yumur- talannı ve yavrulannı insanlardan TJL uzlaKuş Cenneti veyöresi, 1985'te doğal ve arkeolojık 'SIT alanı' ilan edilmişti. ve yırtıcı hayvanlardan korumalan- na yardımcı oluyor. Dalyan ve tuz- lanın tuzlu suyu ile sazlıklann tatlısu ortamı onlann mutfağını zenginleş- tiriyor. Ancak ne yazık ki, bu eşsiz bölge, 2000'li yıllara gelinırken çevre so- nınlanyla da dünya gündeminde baş köşeyi aldı. Doğal kaynaklann. bitki, hayvan ve mikroorganizmala- nn yaşaması için, bunlann bağımb olduğu cansız çevre unsurlannın. ekolojik sistem dengesinin korun- ması gerekiyor hiç şüphesiz. İzmir Kuş Cenneti de son yıllarda yeterli yağış alamadı, kuşlann banndığı sazlıklar kurumaya yüz tuttu. Çok ciddi boyuttaki bu soru- na bilinçli bir yaklaşım getirilmezse, 8 bin hektarbk bir cennetin yok ola- cağmı, Kuş Cenneti'ne suyun gerek- li olduğunu ve her şeyin de devletten beklenemeyeceğini düşünen "Rama", "Cansuyu Projesi"ni hazı- rladı. Kuş Cenneti sazbklannın suya kavuştunıbnası çabşmalan İzmir Valib'ği'nin katkılanyla hızla sürdü. Kuşlann ihtivaç duyduklan özellik- teki suyun bulunmaşı için çeşitb araştırmalar yapıldı. İlk etapta 17 kılometre uzaklıktakı Gediz delta- sından su getirilmesi planlandı: an- cak kanaletlerle aktanlacak bu su- yun tanm ilaçb arazı sulama sulany- la kanşabileceği düşünülerek bun- dan vazgeçildi. Daha sonra bölgeye 5 kilometre uzakbktakı Süzbeyli kö- v-ündeki sondajlardan olumlu sonuç alınması üzerine, projenin bu kay- naktan gerçekleştiribnesi karar- laştınldı ve çabşmalara başlandı. Turizm Bakanbğı'nca düzenle- nen. ceşitli ülkelerden gazetecilerin de katıldığı, İzmir Kuş Cenneti'nin yanı sıra Bandırma-Manyas Kuş Cenneti'ni de kapsayan bir prog- ramla, hem kuş cennetlen hem de Rama'nın projesi Türk ye dünya kamuoyuna sunuldu. Ve İzmir Kuş Cenneti "cansuyu" na kavuştu. "Artık tur yok" diyen Elton JohnIstanbul seferinde TLĞRULERYILMAZ AKM'nin önünde Elton John konserine bilet almak üzere bekbyo- rum. Hemen arkamda duran, 20'b yaşlanna yeni girmiş iki genç beni 67-68'li yıllara, yani onlarla aynı yaşta olduğum zamana götürüyor. O yaştaki büyük öğrenci çoğunluğu gibi temizhğimiz ve hayallerimize çok yakışan sosyalızm idealleriyle dopdoluyuz. Çetin Altan daha köy- lüler Mozart dinlesın diye (sanki Madonna di.nleseler ne olur?) tut- turmamış. Üstelik ortabkta Ajda Pekkan - İbrahim Tatlıses ve Mic- hael Jackson'ı harmanlama müpte- zeliğini göşteren ruhen taşrab. ama la : ta değişimci-hberal gazeteci ya- zarlardayok. Mülkiye kantininde Ruhi Su tür- kilen. Joan Baez balladlan ve de Glbert Becaud'nun Natalıe'sı (Le- nin-Puşkin-Moskova) ağırhkta. FKFbler (Fikir Kulüpleri Federas- yonu) RoUing Stones ve Beatles'a pek sıcak bakmıyor. Çok nadiren çabnıyorlar. O günlerde, tarih 1970 öncesi, ama tam haürlayamaya- cağım, bir favon plak daha var: Let the Heartaches Begin. İlhan Selçuk bir yazısmda kullanıp şarkıası Long John Baldry'den söz edınce ne yapıp ne edip plağı ediniyonız. İlhan Sel- çuk'un sözünü ettiği bır şarkıyı FKF'blerin yasaklayacak halleri >ok ya (acaba İlhan Selçuk o yazısını haürhyor mudur?). Plağın kredilennden akbmda üç isim kalmış: Long John Baldry, sak- sofoncu Elton Dean ve piyanoda Reg Dvvıght. Bir ıki yıl sonra Londra'dayım. Herkesin ağzında aynı şarkı var: "Your Song" Söyleyen: Elton John. O zaman ben de belki tıpkı şimdı sizin yaptığınız gibi, bağlantı- anlü sanatçıWatford Futbol Kulübü'nü alarakşaşkmlık yaratmıştı. Kimbilirbelkide futbolculardan birine aşıktı. yı kurabihniş değilim. ta kı bütün zamanlann en akılb rock dergisi RoUing Stone'u keşfedinceye dek. Let the Heartaches Begin'den hatır- ladığım Reg Dvvight Elton John'ın ta kendisi degil miymış? O parçada birlikte çaldığı Long John Baldry'- nin John'unu, Elton Dean'in El- ton'unu almış ve Elton John adıyla dünyayı kasıp kavurmaya başlamış. Satın aldığım ilk Elton John LP'si 1970 yılında cıkardığı Madman Ac- ross the VV'ater oldu. Madman'i iki yıl sonra içinde '•Crocodile rock"ın olduğu dört dörtlük Honky Chate- au izledi. Hala da almaya devam ediyorum. 20 yıh geçmiş yani. Yal- nızca ben mi? Elton John 30'u aşkın Top 40 hitı ve 20'ye yakın LP'si ile dünyanın en çok satan şarkıcılann- dan bin. 1947 doğumlu bu kel ve dünyanın en güzel gözlüklerine sahip şarkıası ticari rockla 'arty' rockı birleşürebıl- miş nadirlerden. Bu acıdan fenahal- de Rod Stevvart'ı haürlauyor. Müzık eleştirmenleri ınanıbnaz gözlükleri ve apartman topuklan yüzünden (Tommy'nın Pınball Wi- zard'ını tabiı hepınız haürladınız) ona rock müziğin Lıberace'si (bizim sevgilı Zeki Müren'in Amerikan versiyonu) adını takmışlardı. Buna ılişkin ünlü bır öyküyü müzık yazan Donald Clarke'dan aktaralım. Elton John kafasına koca bir tür- ban sararak verdiği 1986 konserin- de ön grup verine ünlü sıyah şarkıcv Little Rıchard'm bir bandını çaldı. Amaa dınleyıcılere ıkısinin de piya- nist, dehşetengiz kılıklar giyen, rockçı ve biseksüel olduklan para- lelliğini kurdurmaktı. Ama eleştir- menler ikna olmadılar. Ortak karar "Liule Richard yenne bir Liberace bandı daha uygun olacaktı" şeklin- de çıktı. Arka arkaya altı şarkısını bir nu- maraya yerleştirme başansını göste- ren Elton John'a bu başanda en bü- yük katkıyı partneri Bernie Taupin sağladı. Şu sayacağımız parçalan unutmak mümkün mü? "Crocodile Rock", •'Daniel", "'Goodby Yellow Brick Road", "Bennie and the Jets", "Don't Let the Sun Go Dovvn on Me" ve "Lucy in the Sky v\ith Diamonds". Bu son parça Beatles'- ın ünlü LSD şarkısının 1974 yıbnda yapılmış bır 'cover version'ıydı ve gitarda. evet bildiniz. John Lennon vardı. Elton John 25 yıh aşkın bir za- mandır müziğin içinde ve daha da olacağa benzıyor. 1984 yıbnda "ar- tık tur yok" diye açıklavan Elton John 1993 haziranmda fstanbullu- lann karşısında. Hoşgeldin Reg Dvvıght. 68'deki yürek aalanmız hala dinmedı. Kimbilir belki de bit- memesı daha ıyi Tıpkı senın tüken- mediğın gibi Güney Afrikalı beyazlar göç ediyor HaberMerkezi- Güney Afrika Curnhunyetı yetkibleri, beyin göçünü önlemek içın geniş bir kampanya başlattı. Son yıllarda ülkeden aynlanlann saytsında bü>aik artış var. Johannesburg'da çıkan Sunday Star gazetesi, ilk sayfasında 'Gıtmeyin' bâşbgıyla konuyu ele aldı. Son yıllarda beyazlann Güney Afrika Cumhuriyeti'nde kabnayıp, başta Kanada obnak üzere diğer ülkelere göç etmesi ülkenin yöneticilerini endışelendıriyor. Siyahlarla beyazlann beraber yaşadığı, ama beyazlann yönettiği ülkede iç kanşıklar her geçen gün artıyor. Siyah yerb halkın beyazlara tepkısi, eşitlik istekleri hükümeti zor durumda bırakırken ülke büyük olaylara sahne oluyor. Bu karmaşık ve tehhkeb' ortam beyaz nüfusu, özeüikle de gençleri göçe iüyor. Endişe bo§ değil Üniversitelerden mezun olanlann yansından fazlastrun v^ırt dışına gittiği göz önüne alındığında. Güney Afnkab yetkililerin endişesinin boş olmadığı görülüyor. Ülkede kalanlann büyûk çoğunluğu, geleceklerinin burada garanti altında olmadığı görüşünde. Ülkelerini bırakmıyorlar; ama, gelecekte bu sorunlann çözüleceğıne dair bir umutian da yok. Yakında yapvlacak seçimlerden sonra kurulacak hükümeün de bu sorunlara çözüm geüremeyeceği görüşü hakım. Çünkü siyah halkın beklentiîerini karşüayabilecek reformlann uygulamaya girmesi ve başanya ulaşmaa uzun zaman alacak. Sıyah halkın ise artık tahammülü kalmamış durumda. "Güney Afrika Cumhuriyeü, 1992 yıhnda gerçekleşen 20 bincınayetle dünyada ilk sırada geliyor. Bu da Güney Afnkab beyazlann, can ve mal güvenliklerinin ohnadığını göşteriyor. "Her gece kapüanmızı, pencerelerimizi kibtliyoruz. Gündüz yolda yürürken bile tehbkedeyiz." diyor bir beyaz. Bilgisayarlar artJc çöplüklere atümayacak Haber Merkezi- Her yıl on milyon bügisayann çöpe aüldığı ABD'de, hükümet ve bilgisayar üreücıleri yeniden kullanılabibr bilgisayar projelen üzenndeçabşıyor. On milyonlarca bilgisayann üzenndeki altın ve diğer değerb madeni veelektronik parçalann sökülmelerinden sonra geriye kalan "aksam'lan, önemlı bir ekolojik soruna kaynakhk ediyor. Yetkiüler, önümüzdeki yıllarda oluşacak dev 'bilgisayar çöplükleri'ni önlemek için çabşmalara hız veriyorlar. Bilgisayar çöplükleri baa aübmcı kişılerin yatınm alanıru da oluştunıyor. Bu çöplüklerden toplanan bilgisayarlar. onanbp düşük fiyatlarla saühyor. Her marka ve her çeşıt bilgisayann onanmını yapan bu şirketlerin müşterilerini genelbkle, ekonomik durumu yeni bilgisayar almaya yeterü olmayan aileler ve eğitim kunımlan oluşturuyor. 150 bttgisayar çöpe Yetkıliler 2005 yıbnda yaklaşık 150 bilgisayann çöpe atılacağını beürtiyor. Modeli geçmiş, bozubnuş bilgjsayarlann onanbptekar kullanıma sunulması da gelecekte oluşacak bü>"ük çöplüğü önleyemeyecek. Çünkü bu bilgisayarlar da birkaç yıl sonra tekrar çöplüğe geri dönecek. Bu düşünceden yola çıkarak yeni bılgisayarlarda kullanılan parça ve metallerin. yeniden kullanıma açık olarak planlanıp yapıhnası gerekiyor. Bugün ABD'de hektarlarca genişlikte bilgisayar çöplükleri var. Bu •çöplükler'. ekolojik dengeyi bozmalannın yanı sıra büyük boyutlarda ekonomik kayıplara da neden oluyor. Yeni kuşak bılgısayarlann bir diğer özelliğı de, enerjiden tasarruf sağlamalan. Amerikab uzmanlar, enerji ta- sarrufu sağlayan bilgisayarla- nn kullanımıyla 2000 yılına kadar 26 milyar kilovat enerji kazanımı elde edileceğini belirtıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle