Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 18 HAZtRAN 1993 CUMA
Bobby Fischer, Boris Spassky'le yaptığı rövanş karşüaşmasmdan sonra, küçük bir odada yalnızhğa oynuyor
SatrananMozartıinzivayaçekildiHaber Merkezi- Hayranlanmn
gözünde 'satrancın Mozartı' sayılan
Bobby Fischer. geçen sonbaharda
Boris Spassky'le yaptığı rövanş
karşüaşmasından sonra günlerini
Belgrad'da ödül paralarını yiyerek
ve zamarun 1975'te durduğu bir di-
yarda dünyaya karşı duyduğu öfke-
yi besleyerek geçinyor.
Bobby Fischer'ın satranç tarihi-
nin en büyük dahisi olup olmadığı
tarüşılabilir. Ancak inziva söz konu-
su olduğunda yalruzca bir profesy o-
nel, Balkanlar'da bir köyü tercih
edebüır. Fischer'ın şu anki yerleşim
yen Macar sırunnın yakınındakı
Aquamarin Sağlık ve Rehabiütas-
yon Merkezi. Burası atlar ve at ara-
balan, köylüler ve buğday tarlalan,
yol kenarlanndaki kavaklanyla san-
İd bir eski zaman masab. Hemen
yakınında devam eden savaştan,
Fischer'ın doğduğu Brooklyn'den
ya da gerçeklikten daha uzak bir yer
olamaz.
Basmdan çok 'iğrenen', 1972'de
Boris Spassky'yi yendikten sonra sa-
dece bir kere. o da çok kısa bir sûreü-
ğine ortaya çıkan satranç dahisi
Bobby Fischer, yaşamını işte bura-
da sürdürüyor.
Bu dünyanın dışmda bir kimse iz-
lenimiru veren 50 yaşmdakı bu
adamın, zamandan kopması için
savaşın devam ettiği Sırbistan'a yer-
leşmesı şart değildi belki; ama bu
Rischer, Spassky'le Sveti Stefan adasında
yaptığı müsabakada ABD'den gelen resmi
uyan mektubunun üzerine tükürerek,
Amerika'ya olan küçümsemesini
göstermişti.
ülke, Fischer'in paranoyasına uy-
gun birmekânoluşturuyor. Fischer'-
in geçen yıl oynanan tuhaf karşılaş-
mayı kabul etmesi, Sırbistan içın bir
çeşit propaganda oldu. O gûnden
sonra bu ülke onu yeni kahraman-
lan olarak bağnna bastı. Fischer ile
görüşmeyi sürdüren Yugoslav sat-
ranç ustası Svetozar Gligoric, "Ne-
den olduğunu bilmiyorum ama, bu
ülkeyi seviyor. Burada mutlu" di-
yor. Ancak gene de bu esrarlı, aşın
kilolu, saçlan dökülmeye yüz tut-
muş adamı gördüğünüzde akhnıza
muüulukla ilgili bir tarumlama gel-
miyor.
Fischer, geçen eylül ayında
Spassky'le Adnyatik'teki Sveü Ste-
fan adasında yaptığı müsabakada
ABD'den gelen resmi uyan mek-
tubunun üzerine tükürerek, Ameri-
ka'ya olan küçümsemesini gösterdi.
Onunla görüşenler Amerikan
sınınndan içeri adım atüğı takdirde
hemen hapse atılacağından emin ol-
duğunu bıldinyorlar.
Savaş, Fischer'ın üstünde baa tu-
haf etkiler bıraktı. Bunlardan biri.
Sovyetler'in beynine radyo sinyalleri
yollamalannı önlemek için dişlerin-
dekı metal dolgulan çıkartürması.
Efsanenin. son aylarda kaldığı In-
tercontınental Oteli'ndeki odası-
ndan yalnızca >r
üzmek ya da ufak bir
yürüyüş yapmak için çıktığj, bilinen
diğer bir uğraşmın ise bol bol yemek
yemek olduğu söyleniyor. Fischer,
19. yüzyılda yaşamış diğer bir Ame-
rikalı dünya şampiyonu, Paul
Morphy'nin takip ettiği voldan gidi-
yor gibi gözüküyor. Morphy, ya-
şamının son yıllannda delirir. 47
yaşındayken beyin kanaması geçirip
öldüğünde kadin ayakkabüanndan
oluşan koleksiyonu da çevresinde-
dir.
Moskova
gen<
yenidinler
peşinde
Haber Merkezi - 75 yıl süren
komünıst rejimin ardından
binlerce Rus, Karl Man'ın, "Din,
insanlan uyutan haşhaş gibidir"
deyışme kulak asmaksızın yeni
dinlere kucak açıyor. Bu yeni
dinsel akımlar sadece Batılı
kaynaklardan gelmeyip, ülke
içinde ortaya çıkan peygamberleT
ve tarikatlarla, kimük arayışı
içındekı gençliğe yöneüyor.
Din arayışı ıçınde olanlann
Moskova Metrosu'na uzanmalan
yeterli. Metro ıstasyonlannda
porno dergiler satan gazete
bayilerinin yanısıra David
Kuresh'in "White Brotherhood -
Beyaz Kardeşlik" adıyla bilinen
tarikatın üyelerine rastlamak
olası. Dünyanın sonunun 24
kasım günü geleceğıne inanan
"Beyaz Kardeşlik" tarikaü,
gençleri ailelennden kopmalan
yolunda etküiyor. Tarikatın,
kendisıni peygamber ilan eden
başkanı Sibiryab Vissanon,
bedeninde Isa'nın ruhunu
taşıdığını ıleri sürüyor.
Vissarion'un konuşmalanndan
büyülenircesine etkılenen gençler,
vanru yoğunu bu peygambere
adıyor. Gençler aynca Batılı din
gruplannın da etkısı alunda
kabyor.
Maymunlara
zorlabira
içirirken
yakalandı
Haber Merkezi - İçlerinde ender
rastlanan kuşlann, maymunlann
da bulundugu egzotik hayvanlar,
eski Sovyetler Birliği'nden Avrupa
Topluluğu'na kacak yollarla
satıkyor. Rusya'da giderek
büyüyen hayvan ticareüni
önlemekte yetersiz kalan
vahşi-yaşam yetkilileri,
uluslararası kuruluşlann yardım
elinı uzatmasını bekliyor.
Yapılan soruşturmalar,
kaçakçılann hayvanlara vahşice
davrandığını ortaya koydu.
Örneğin Hazar Denizi
kıyılanndan toplanan
kaplumbağalar kabuklanndan
çıkanlıyor, Almanya ve
Avusturya'daki pazarlarda
satılmak üzere kültablası
üretiliyor. Polonya üzerinden
otobüs ya da trenlerle kaçınlan
hayvanlar Polonya, Almanya,
Avusturya. Kore veÇin'e
satıhyor. Polonya'daki gizli bir
soruşturma ekibi, yürüttüğü
çalışmada, milyonlarca lira
değerinde, ender bulunan gri
renkli Afrika papağaru ve
maymunlar buldu.
Hayvan ucaretinin önde gelen
isirnlerinden Alec Pavlov,
Polonyab müfettişler tarafından,
maymunlara zorla bira içirtmeye
çahşırken filme alındı.
lzmir Çamattı Tuzlası 191 ciiK kuşun bannma, beslenme \e kuluçka yeri. Boige ekolojik özellikleriyie kuşlar için bir cennet. \\ otoğraflar.HAYRETTÎN SAĞANAK)
** İzmir Çamaltı Tuzlası'ndaki Kuş Cenneti, sonunda suya kavuştu
Kuşlann başkenti, bir müze gibi
Ada >e yanmadalar ile kuzeyde bulunan sazlıklar, kuşlann ku-
loçkaya yattığı yerlerdir.
Haber Merkezi - Bir süredir ku-
raklık nedenıyle yok olma tehlike-
siyle karşı karşıya olan İzmir Ça-
maltı Tuzlası'ndaki Kuş Cenneti.
sonunda suya kavuştu. Unılever
grubuna ait "Rama"nın (bıtkisel
margarin) hazuiadığı "Cansuyu1
*
projesi, Turizm Bakanlığı'nca orga-
nize edilen ve geçüğimiz günlerde
gerçekleştirilen "Eko Turizm Kuş
Cennetlerimiz" turu ile fınale erdi.
"Dünya kuşlartrun başkenti' diye
adlandınlan yöre asırlardır yüzlerce
kuşun banndığı. konakladığı ve ço-
ğaldığı. olağanüstü doğa yapısına
sahip bir açıkhava müzesi. 1985 yı-
lındâ Tuzla Kuş Cenneti ve yöresi,
Kültür ve Tunzm Bakanlığı tarafın-
dan doğal ve arkeolojık 'SİT alanı'
ilan edüdi.
191 cinskuşun bannağj, beslenme
ve kuluçka yeri olan tzmır Çamaltı
Tuzlası, ekolojik özellikleriyle de
kuşlar için gerçek bir cennet. 1800
hektarlık dalyan, 500 hektarbk saz-
Uk adalar. vanmadalar ve tuzla ha-
vuzlan, buranm Kuş Cenneti olma-
sma uygun ortamı hazırlıyor. Ada
ve yanmadalar ile kuzeyde bulunan
sazlıklar kuşlann kuluçkaya yattığı
yerler; bu yerler yuvalanm, yumur-
talannı ve yavrulannı insanlardan
TJL uzlaKuş
Cenneti veyöresi,
1985'te doğal ve
arkeolojık 'SIT alanı'
ilan edilmişti.
ve yırtıcı hayvanlardan korumalan-
na yardımcı oluyor. Dalyan ve tuz-
lanın tuzlu suyu ile sazlıklann tatlısu
ortamı onlann mutfağını zenginleş-
tiriyor.
Ancak ne yazık ki, bu eşsiz bölge,
2000'li yıllara gelinırken çevre so-
nınlanyla da dünya gündeminde
baş köşeyi aldı. Doğal kaynaklann.
bitki, hayvan ve mikroorganizmala-
nn yaşaması için, bunlann bağımb
olduğu cansız çevre unsurlannın.
ekolojik sistem dengesinin korun-
ması gerekiyor hiç şüphesiz.
İzmir Kuş Cenneti de son yıllarda
yeterli yağış alamadı, kuşlann
banndığı sazlıklar kurumaya yüz
tuttu. Çok ciddi boyuttaki bu soru-
na bilinçli bir yaklaşım getirilmezse,
8 bin hektarbk bir cennetin yok ola-
cağmı, Kuş Cenneti'ne suyun gerek-
li olduğunu ve her şeyin de devletten
beklenemeyeceğini düşünen
"Rama", "Cansuyu Projesi"ni hazı-
rladı.
Kuş Cenneti sazbklannın suya
kavuştunıbnası çabşmalan İzmir
Valib'ği'nin katkılanyla hızla sürdü.
Kuşlann ihtivaç duyduklan özellik-
teki suyun bulunmaşı için çeşitb
araştırmalar yapıldı. İlk etapta 17
kılometre uzaklıktakı Gediz delta-
sından su getirilmesi planlandı: an-
cak kanaletlerle aktanlacak bu su-
yun tanm ilaçb arazı sulama sulany-
la kanşabileceği düşünülerek bun-
dan vazgeçildi. Daha sonra bölgeye
5 kilometre uzakbktakı Süzbeyli kö-
v-ündeki sondajlardan olumlu sonuç
alınması üzerine, projenin bu kay-
naktan gerçekleştiribnesi karar-
laştınldı ve çabşmalara başlandı.
Turizm Bakanbğı'nca düzenle-
nen. ceşitli ülkelerden gazetecilerin
de katıldığı, İzmir Kuş Cenneti'nin
yanı sıra Bandırma-Manyas Kuş
Cenneti'ni de kapsayan bir prog-
ramla, hem kuş cennetlen hem de
Rama'nın projesi Türk ye dünya
kamuoyuna sunuldu. Ve İzmir Kuş
Cenneti "cansuyu" na kavuştu.
"Artık tur yok" diyen Elton JohnIstanbul seferinde
TLĞRULERYILMAZ
AKM'nin önünde Elton John
konserine bilet almak üzere bekbyo-
rum. Hemen arkamda duran, 20'b
yaşlanna yeni girmiş iki genç beni
67-68'li yıllara, yani onlarla aynı
yaşta olduğum zamana götürüyor.
O yaştaki büyük öğrenci çoğunluğu
gibi temizhğimiz ve hayallerimize
çok yakışan sosyalızm idealleriyle
dopdoluyuz. Çetin Altan daha köy-
lüler Mozart dinlesın diye (sanki
Madonna di.nleseler ne olur?) tut-
turmamış. Üstelik ortabkta Ajda
Pekkan - İbrahim Tatlıses ve Mic-
hael Jackson'ı harmanlama müpte-
zeliğini göşteren ruhen taşrab. ama
la
:
ta değişimci-hberal gazeteci ya-
zarlardayok.
Mülkiye kantininde Ruhi Su tür-
kilen. Joan Baez balladlan ve de
Glbert Becaud'nun Natalıe'sı (Le-
nin-Puşkin-Moskova) ağırhkta.
FKFbler (Fikir Kulüpleri Federas-
yonu) RoUing Stones ve Beatles'a
pek sıcak bakmıyor. Çok nadiren
çabnıyorlar. O günlerde, tarih 1970
öncesi, ama tam haürlayamaya-
cağım, bir favon plak daha var: Let
the Heartaches Begin. İlhan Selçuk
bir yazısmda kullanıp şarkıası Long
John Baldry'den söz edınce ne yapıp
ne edip plağı ediniyonız. İlhan Sel-
çuk'un sözünü ettiği bır şarkıyı
FKF'blerin yasaklayacak halleri
>ok ya (acaba İlhan Selçuk o
yazısını haürhyor mudur?).
Plağın kredilennden akbmda üç
isim kalmış: Long John Baldry, sak-
sofoncu Elton Dean ve piyanoda
Reg Dvvıght.
Bir ıki yıl sonra Londra'dayım.
Herkesin ağzında aynı şarkı var:
"Your Song" Söyleyen: Elton
John. O zaman ben de belki tıpkı
şimdı sizin yaptığınız gibi, bağlantı-
anlü sanatçıWatford Futbol
Kulübü'nü alarakşaşkmlık yaratmıştı.
Kimbilirbelkide futbolculardan
birine aşıktı.
yı kurabihniş değilim. ta kı bütün
zamanlann en akılb rock dergisi
RoUing Stone'u keşfedinceye dek.
Let the Heartaches Begin'den hatır-
ladığım Reg Dvvight Elton John'ın
ta kendisi degil miymış? O parçada
birlikte çaldığı Long John Baldry'-
nin John'unu, Elton Dean'in El-
ton'unu almış ve Elton John adıyla
dünyayı kasıp kavurmaya başlamış.
Satın aldığım ilk Elton John LP'si
1970 yılında cıkardığı Madman Ac-
ross the VV'ater oldu. Madman'i iki
yıl sonra içinde '•Crocodile rock"ın
olduğu dört dörtlük Honky Chate-
au izledi. Hala da almaya devam
ediyorum. 20 yıh geçmiş yani. Yal-
nızca ben mi? Elton John 30'u aşkın
Top 40 hitı ve 20'ye yakın LP'si ile
dünyanın en çok satan şarkıcılann-
dan bin.
1947 doğumlu bu kel ve dünyanın
en güzel gözlüklerine sahip şarkıası
ticari rockla 'arty' rockı birleşürebıl-
miş nadirlerden. Bu acıdan fenahal-
de Rod Stevvart'ı haürlauyor.
Müzık eleştirmenleri ınanıbnaz
gözlükleri ve apartman topuklan
yüzünden (Tommy'nın Pınball Wi-
zard'ını tabiı hepınız haürladınız)
ona rock müziğin Lıberace'si (bizim
sevgilı Zeki Müren'in Amerikan
versiyonu) adını takmışlardı. Buna
ılişkin ünlü bır öyküyü müzık yazan
Donald Clarke'dan aktaralım.
Elton John kafasına koca bir tür-
ban sararak verdiği 1986 konserin-
de ön grup verine ünlü sıyah şarkıcv
Little Rıchard'm bir bandını çaldı.
Amaa dınleyıcılere ıkısinin de piya-
nist, dehşetengiz kılıklar giyen,
rockçı ve biseksüel olduklan para-
lelliğini kurdurmaktı. Ama eleştir-
menler ikna olmadılar. Ortak karar
"Liule Richard yenne bir Liberace
bandı daha uygun olacaktı" şeklin-
de çıktı.
Arka arkaya altı şarkısını bir nu-
maraya yerleştirme başansını göste-
ren Elton John'a bu başanda en bü-
yük katkıyı partneri Bernie Taupin
sağladı. Şu sayacağımız parçalan
unutmak mümkün mü? "Crocodile
Rock", •'Daniel", "'Goodby Yellow
Brick Road", "Bennie and the
Jets", "Don't Let the Sun Go Dovvn
on Me" ve "Lucy in the Sky v\ith
Diamonds". Bu son parça Beatles'-
ın ünlü LSD şarkısının 1974 yıbnda
yapılmış bır 'cover version'ıydı ve
gitarda. evet bildiniz. John Lennon
vardı.
Elton John 25 yıh aşkın bir za-
mandır müziğin içinde ve daha da
olacağa benzıyor. 1984 yıbnda "ar-
tık tur yok" diye açıklavan Elton
John 1993 haziranmda fstanbullu-
lann karşısında. Hoşgeldin Reg
Dvvıght. 68'deki yürek aalanmız
hala dinmedı. Kimbilir belki de bit-
memesı daha ıyi Tıpkı senın tüken-
mediğın gibi
Güney
Afrikalı
beyazlar
göç ediyor
HaberMerkezi- Güney Afrika
Curnhunyetı yetkibleri, beyin
göçünü önlemek içın geniş bir
kampanya başlattı. Son
yıllarda ülkeden aynlanlann
saytsında bü>aik artış var.
Johannesburg'da çıkan
Sunday Star gazetesi, ilk
sayfasında 'Gıtmeyin'
bâşbgıyla konuyu ele aldı.
Son yıllarda beyazlann Güney
Afrika Cumhuriyeti'nde
kabnayıp, başta Kanada
obnak üzere diğer ülkelere göç
etmesi ülkenin yöneticilerini
endışelendıriyor. Siyahlarla
beyazlann beraber yaşadığı,
ama beyazlann yönettiği
ülkede iç kanşıklar her geçen
gün artıyor. Siyah yerb halkın
beyazlara tepkısi, eşitlik
istekleri hükümeti zor
durumda bırakırken ülke
büyük olaylara sahne oluyor.
Bu karmaşık ve tehhkeb'
ortam beyaz nüfusu, özeüikle
de gençleri göçe iüyor.
Endişe bo§ değil
Üniversitelerden mezun
olanlann yansından fazlastrun
v^ırt dışına gittiği göz önüne
alındığında. Güney Afnkab
yetkililerin endişesinin boş
olmadığı görülüyor.
Ülkede kalanlann büyûk
çoğunluğu, geleceklerinin
burada garanti altında
olmadığı görüşünde.
Ülkelerini bırakmıyorlar;
ama, gelecekte bu sorunlann
çözüleceğıne dair bir umutian
da yok. Yakında yapvlacak
seçimlerden sonra kurulacak
hükümeün de bu sorunlara
çözüm geüremeyeceği görüşü
hakım. Çünkü siyah halkın
beklentiîerini karşüayabilecek
reformlann uygulamaya
girmesi ve başanya ulaşmaa
uzun zaman alacak. Sıyah
halkın ise artık tahammülü
kalmamış durumda.
"Güney Afrika Cumhuriyeü,
1992 yıhnda gerçekleşen 20
bincınayetle dünyada ilk
sırada geliyor. Bu da Güney
Afnkab beyazlann, can ve mal
güvenliklerinin ohnadığını
göşteriyor. "Her gece
kapüanmızı, pencerelerimizi
kibtliyoruz. Gündüz yolda
yürürken bile tehbkedeyiz."
diyor bir beyaz.
Bilgisayarlar
artJc
çöplüklere
atümayacak
Haber Merkezi- Her yıl on
milyon bügisayann çöpe
aüldığı ABD'de, hükümet ve
bilgisayar üreücıleri yeniden
kullanılabibr bilgisayar
projelen üzenndeçabşıyor.
On milyonlarca bilgisayann
üzenndeki altın ve diğer
değerb madeni veelektronik
parçalann sökülmelerinden
sonra geriye kalan
"aksam'lan, önemlı bir
ekolojik soruna kaynakhk
ediyor. Yetkiüler,
önümüzdeki yıllarda
oluşacak dev 'bilgisayar
çöplükleri'ni önlemek için
çabşmalara hız veriyorlar.
Bilgisayar çöplükleri baa
aübmcı kişılerin yatınm
alanıru da oluştunıyor. Bu
çöplüklerden toplanan
bilgisayarlar. onanbp düşük
fiyatlarla saühyor. Her marka
ve her çeşıt bilgisayann
onanmını yapan bu
şirketlerin müşterilerini
genelbkle, ekonomik durumu
yeni bilgisayar almaya yeterü
olmayan aileler ve eğitim
kunımlan oluşturuyor.
150 bttgisayar çöpe
Yetkıliler 2005 yıbnda
yaklaşık 150 bilgisayann çöpe
atılacağını beürtiyor. Modeli
geçmiş, bozubnuş
bilgjsayarlann onanbptekar
kullanıma sunulması da
gelecekte oluşacak bü>"ük
çöplüğü önleyemeyecek.
Çünkü bu bilgisayarlar da
birkaç yıl sonra tekrar
çöplüğe geri dönecek. Bu
düşünceden yola çıkarak yeni
bılgisayarlarda kullanılan
parça ve metallerin. yeniden
kullanıma açık olarak
planlanıp yapıhnası
gerekiyor. Bugün ABD'de
hektarlarca genişlikte
bilgisayar çöplükleri var. Bu
•çöplükler'. ekolojik dengeyi
bozmalannın yanı sıra büyük
boyutlarda ekonomik
kayıplara da neden oluyor.
Yeni kuşak bılgısayarlann bir
diğer özelliğı de, enerjiden
tasarruf sağlamalan.
Amerikab uzmanlar, enerji ta-
sarrufu sağlayan bilgisayarla-
nn kullanımıyla 2000 yılına
kadar 26 milyar kilovat enerji
kazanımı elde edileceğini
belirtıyor.