19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET2 18 HA2İRAN1993 CUMA KULTUR Sinemada 30 yılını geride bırakan Hülya Koçyiğit'le Türk sineması ve yeni projeleri üzerine Türkiye'dehalafilmyapılmasıbirmucize' NtLGtÎNTOPTAŞ Yıllarca Türkan Şoray, Ffliz Akın ve Fatma Girik'le Türk sinemasırun "dört büyükleri"nden biri olarak ka- bul edilen Hülya Koçyiğit, sinemada 30 yılı geride bıraktı. O yıllardaki pek çok 'yıldız' gjbi, Hülya Koçyiğit'in si- nemaya geçmesi de 1963 yılında Ses dergisinin yanşmasında kazandığı dereceyle oldu. Ilk fılmı "Susuz Yaz" büyük başan kazandı, bu başlangıç filminden sonra Koçyiğit genelde duy- gusal içerikli "salon" filmlerinde oy- nadı. büyük ününü bu fılmleriyle ka- zandı. 1960 ve 70'lerdeki bu 'üpik Ye- şüçam fümkri'nden, 1980'lerde daha nitelikli. sosyal içerikli fılmlere yöne- len Koçyiğit'in "fılm listesi"nde 150"yi aşkın film bulunuyor. Sanatcıyla, geri- de bıraküğı bu onlarcafilm,Türk sine- ması ve yeni projeleri üzerine söyleş- tik... -Siz Türk sinemasııun en çok sevüen oyunculanndan birisiniz. Sayısız filmde oynadımz, birçok ödül aldınız, yurtdışı- nda da ülkemizi temsil ettiniz. 30. sanat yılınızı kutiadığınız şu günlerde bir sa- natçı olarak doyuma ulaştımz mı, iste- diğüıiz vere geldiniz mi? Dışardan bakıldığında Hülya Koç- yiğit'in hala doyuma ulaşmarruş ol- ması yadırganabilir ama itiraf edeyim ki çok açgözlüyüm. Hala başındaymı- şım gjbi geliyor bana. Şimdi arük ne yapmam gerektiğini öğrendim. Arük bundan sonra film çevirebilirim gibi bir heyecan içindeyim. Ve de güzel bir dönem, ifademi yüzüme adamakılh yanstabildiğim bir dönem. Bundan 15-20 yıl öncesinde bu ifadeleri yü- zümde yakalamak çok çok zordu. Şimdiki, 'yaşamışhğın' da verdiği gü- zel bir malzeme. Arük bunu çok iyide- ğerlendirebilirim. Ancak sinemanın içinde bulunduğu bu çıkmaz ve bir- takım denemelerin yapddığı şu günler- de, ben de sıkınülar içindeyim- üstelik yapımevi sahibi olduğum, kendi fılm- lerimi kendim oluşturabilme şansma sahip olduğum halde... Ne yazık ki kendimize sinema alanında yazar ye- tişüremedik ya da yetiştirdiysek bile üıtiyacı karşılayacak kadar üretim yok. Dolayısıyla ben senaryo aşaması- nda çok ükanıklık görüyorum. Bir yandan oyuncu olarak çok avantajh bir aşamadayım diye düşünürken, bir yandan da senaryo konusunda tıkaruğım. Kendi kendime projeler haarhyorum, düşünüyorum ama bunlan senaryolaşürmakta zorlanryo- rum. -Senaryo yazmayı ya da sinemada oyuncuhık djşmda başka birşeyi düşü- nür müsünüz, dûşündünüz mü? Ben şimdiye dek elime hıç kalem al- madım ama zorluklardan hiç umul- madık şeyler çıkabiür. Yönetmenliği de düşünmedim hiç çünkü yönetmen- lik başbakanlıktan fılan çok daha zor bir iş. Yönetmenlik hiç alündan kalkı- lacak bir iş değü gibi geldi, onun ıçin yıllarca hep korktum. O işi başkalan yapsın, ben onlara yardımcı olayım dedim. Ama her iki konuda da ükanık durumdayız. Zaman zaman 'Arük birşeylere cesaret edebilir miyim?' diye kendime soruyorum. Bu soruyu sor- mak. bir gün kendini bu işin içinde bulmak anlamına gelebilir. Bu, şu anda bu işle uğraşan insanlann ya- raücüık açısından genel bir ükanıklık içinde olduklan anlamına geliyor. Ta- bii sonunda bu bir patlamayı getire- cek, bu patlamanın içinde doğrular yanhşlar olacak. Bakalım bu deneme- İer bizi nereye götürecek, epey bir süre- dir kaybettiğjmiz seyirciyi belki ye- niden kazanacağız. - 601ı, 70ü yıUarda Türk sineması Şabanci sinema'yla yanşabiliyordu, çok büyük seyirci çekebiliyordu... Avrupa'yla yanşma kaygjsı taşımı- yordu ki... İç pazar ihüyacından faz- lasını karşüıyordu ve bu işe para yaü- ran insanlar için iyi sonuç veriyordu. Bugün, bu işe yaonm yapan insan- lann ürke ürke, zor karar verdikleri bir dönem yaşıyoruz. Bu konuda yaünm yapan öyle azaldı ki yaratıcı sanatçı dediğimiz yönetmen ve oyun- cular yapımcüığa başladılar. Bu bir zorunluluktan oldu, yoksa yapımahk zor bir iştir. Çok önemli, ciddi bir iş. -Amerikan filmkrinin bu denli ilgi çekmesuû neye bağhyorsunuz? Amerikan fılmleri tabii ki iyı ama onun yanı sıra tanıümının da rek- lamının da büyük katkısı var. Bizim bu tanıüm gücümüz yok. Onlann filmleri hem dünyanın 'en iyileri' ta- rafından üretiliyor hem de milyarlarla ifade edilen rakamlar harcanarak ya- püıyor. Bunu biz biliyoruz ama Türk seyircisinin de bilmesi lazun. Ulusal si- nemanın yaşamasmı istiyorsak da bu hassasiyeti gösterip, fedakarLk ederek de olsa ilgiyi sürdürmek lazım. Asıl görev bize düşüyor tabii ki, seyirciden Yönemenhğini Lütfi Ö.Akad'm yaptığı 1973 yapımı 'Düğün' füminde Hülya Koçyiğit ve Kamuran Lsluer. birşey bekleyemeyiz ama aydınlardan beklemeye hakkımız var. Aydın kitle bizi o kadar ihmal etü ki, o kadar halkın isteklerine göre iş yapar hale geldik ki, sonunda biz de btkük, halkı çok aşüğımızı farkettik. Çok bü- yük bir çelişkiydi. Aydın bizim elimizden tuünuyor, biz halkın is- tediği şeyleri yapmak- tan sıkıldık, bıktık ve yapılması gerekenin bu olrnadığını farkettik. Arada derede kaldık, kendi kendimize çıkış yollan aramaya baş- ladık. Aydırun gözüne girmek için halkın hiç anlamadığı işleri yapmaya başladık, bu sefer halktan da koptuk, ortada kalakaldık. Bizi ne aydın isti- yor ne de halk... Böyle bir durumday- ken dünyayla rekabet gibi bir sorum- dik, değer yargılanmızı yitirdik, şa- şırdık; tokatlandık adeta. Demokrasi- den tavizler verdik. Bütün bunlar ko- lay kolay tedavi edümeyecek şeyler, onun için ben bugün 'senarist sıİanüsı çekiyorum' derken şöyle bir dönüp ydın kitle bizi o kadar ihmal etti ki, o kadar halkın isteklerine göre iş yapar hale geldik ki, sonunda biz de bıktık, halkı çok aştığımızı farkettik. Çok büyük bir çelişkiydi. baküğım zaman. ben bir senaristi için nasıl özendirecek ne verebildim ona, karnını mı doyurdum? Tam tersi ha- pislere soktum bu adamlan, fıkir üre- tiyor diye, düşünüyor diye. Onun için hepimizi kapsayan bir sorumluluk he- A di. Tarihin tabii ki soracağı hesaplar var ama bunlann cevaplan da var. Bu kadar ağır suçlanmayı haketmedigi- mizi samyorum. -Biraz da yeni projenizden sözedebilir ıniyiz? "Polis Nuran" olayım sinemaya uyarlamaya çalışıyorsu- nuz. Olayla ilgili araşO- rma >aptınız mı gazete haberleri dışında? Olayı araşürdım ama bir raber araşürması gibi değil. Ben oradaki kadını istiyorum, onun için kadının böyle bir eylemi gerçekleştirmesi köşeye sıkıştınldığmı araşürdım. Türkıye'de kadınla ilgili bir olayı sinemaya aktaracağım diye düşünüyorum ama. o olaym seyirlik değerinin de olması lazım. Kadın bir devlet görevlisi, devletin ona 'bizi Dışardan bakıldığında Koçyiğit'in hâlâ doyuma - ulaşmamış olması yadırganabilir ama itirafedeyim kiçokaç gözlüyüm. Hâlâ gibi geliyor bana. Şimdi artık ne yapmam gerektiğini öğrendim. Ve de güzel bir dönem, ifademi yüzüme ademakıllı yansıtabildiğim bir dönem. lulukla karşı karsıya kaldık. Ve herşe- ye rağmen Türkiye'de hala film yapı- İabiliyorsa. inanın ki mucize yapıhyor demektir. Sadece üç-beş idealist, ger- çek sinemasever ve gerçek sinemacüar direniyorlar. -Bazı genç sanatçı- lann 'eskilere' yöoelttiği bir eleştiri var, Türk si- nemasnnn altın çağında para kazandılar, ancak Türk sineması için hiç birşey yapmaddar, bic- bir alt> apı yatmmı yap- madılar gibi... Tarih bu hesabı sora- cakür. Eleştirileceğiz, bu da doğal. Ancak genel koşuUan gözönüne ah- rsak, biz bu çarkın birer parçasıydık, tek bir dişli genel gidişau değişüremez. Bundan, yapıma da oyuncu da yönet- men de senarist de seyirciler de hep birlikte sorumlu. Bu sorumluluğu ben tek başıma alamam ama herkesle pay- laşınm... Benim demutlakaherkes ka- dar eksiğim vardır. Buna Türkiye'nin siyasi gıdişaünı da katmak lazım. Şu son 30 yıla bakarsak yaraüa sanatçı olarak ayakta kalabilmek oldukça zor, toplum olarak sarsınülar geçir- sabı var. Aynca 'anemanın alün çağı' koru' diye emanet ettiği tabancayla, diyoruz,'o dönemde kazandılar'diyo- birlikte yaşadıjn. sevdiği insanı öl'dü- ruz, ama bir bakalım o dönemdeki ka- zançlar neymiş, günümüzle karşılaştı- ralım. O zaman muüu olmak, o küçü- cük paralarla bile çok kolaydı. O gün- on 30 yıla bakarsak, yaratıcı sanatçı olarak ayakta kalabilmek oldukça zor, toplum olarak sarsınülar geçir- dik, değer yargılanmızı yitirdik, şaşırdık, to- katlandık adeta. rüyor. -Olayın üzerinden uzun zaman geçti, ne zaman düşündünüz film yapmayı? Fikir çok önce oluştu kafamda. altı aydır yaalıyor. Uzun bir süre kim yönetecek diye düşündüm, bir iki yönetmenle konuştum olumlu sonuç ala- madım. sonra senarist- lerle konuştum, ilk önce Feride Çiçekogu geldi aklıma onunla konuş- tum. Bir kadın olduğu için daha iyi anlayacağını düşünmüş- tüm ama ondan da olumlu sonuç ala- İ kü kazançlar asla bu tür önemli yaün- mlan sağlayacak derecede büyuk de- ğildi. Yine de o günlerdeki talepler so- madım. Daha sonra İrfan Tözüm'ün nucu bugün üniversitelerde sinema son fılmi "Tüy"ü gördüm, fılmi onun- eğitimi var. o günkü talepler sonucu stüdyolar kuruldu, gerçi kazanç rek- la yapmaya karar verdim. O da Macit Koper'le çalıştığmı. senaryoyu onun lam dünyasına. televizyon dünyasına yazmasını önerdi. Macit beyi beş altı gidıyor ama sinemanın ilk teşebbüsle- ay bekledik. ortaya çıkan benim ıstedi- riyle oluştu bunlar. Sinemayı kurum- ğim değildi, ben o senaryoyla yola çı- laştıramamaya gelince, bu özel kuru- kamayacağımı söyledim. Yeniden ko- luş ya da kişilerin oluşturabileceği bir- nuştuk, şimdi benim istediğim anlam- şey olarak düşünülmedi hiç. zaten bir da yazmaya girişti. ancak deneyeceği- dönem sendikalaşük. bir dönem der- ni, olmazsa vazgeçeceğini söyledi. Ol- nekleştik bunlar da darbelerle ertelen- mazsa başkasma yazdıracağız. -Oyuncular belirlendi mi? Şu ana kadar pohs Nuran'ı ben oy- nayacağım diye düşündüm. hala dü- şünüyorum, belki bu yüzden senaryo- >ii bu kadar önemsiyorum. Ama bir başkası da oynayabilir. Kadının haya- tında cok önemli rol oynayan bir a-vu- kat var, onun savunmasıyla kurtul- muş, yoksa idam da olabilirmış; bu rol için Rutkay Aziz'i düşünüyorum. Çok arzu ederim birlikte oynamayı, nişanlı rolünde henüz kendisiyle görüşmedim ama Tarık Akan'ı düşündüm. Bunlar bir yandanfilmeverilen önemi de gös- teriyor. Çünkü filmin öyküsü psikolo- jik ağırbklı olacak ve bu öyküyü güçlü oyuncularla anlatabilirsek, bu tür fılmlere de alışıhr. Filmin hiç bir ticari yaru yok, o zaman güçlü aktörlerle çe- kici hale getirebilirız. -Film bilinen olayı mı aktaracak, yoksa bir yorum getirikcek mi? İlk yazılan. bu olaym senaryosuydu. Olayı başından sonuna kadar gün gün anlanyordu ama çok yavan, kuru, sı- radan geldi bana. Benim istediğim gibi olmamışü. Karakteri biz tanıyoruz, olay esnasındaki karakteri yorumlata- biliriz bir psikoloğa. Onlar da bize yön verebilir. Fakat bir de senansün ya- ratıalığını gereküriyor, bu çok önem- li. Bence oyuncudan, yönetmenden çok senaryo ağırlıklı bir film olması lazım, bellici onun için zorluyorum im- kanlanmı. -Nuran hammla görüşmelerini/de di- yaloğunuz nasıl oldu, kişiliği size ipuç- İan verdi mi? Verdi. Fakat şu anda bir ikilemin içinde olduğumuz da bir gerçek. Ay- nen o karakteri. o yapıyı mı aktar- malıyız, o zaman Hülya Koçyiğit'e ters düşebiliyor, yoksa olayın ışığında yeni bir karakter mi oluşturmaüyız? Tabii bu daha bana ait bir karakter olacaktır. -Siz belki fiziksel görünüşünüzün de etkisiyle hep iyi karaktcrleri oynadınız oysa ovunculuk her türlü karakteri can- landırabilmek değil midir? Hiç kötü, olumsuz bir karakteri oynamayı düşün- dünüz mü, istedüıiz mi? Denedim, ama başarıb olamadım. Başansızlığımın nedeni de şurdan kaynaklamyor: Seyircinin kafasında oluşmuş benimle ilgili bir yargı var, beni belli bir konumda görmek istiyor, bunun dışına çıktığımda görmezliİcten geliyor. Ben bunu denedim, resmen gözardı edildi. Yani, 'sen buysan seni seyrederim' gibi... Bu ne yazık ki oyunculuğumu törpüledı. Ben oyun- cuyum ve çok farklı karakterleri can- landırmak isterim. Keşke bugüne dek böyle geliypr olsaydı ki. bugün farklı' karakterleri çok daha rahat bir biçim- de oynardun. belki bu polis Nuran'ın öyküsünü çok daha rahat anlaüp, yo- rumlayabilırdik. Oyuncu olarak bizler çok sıkıntı çektik, ancak çok uzun yıllar sonra, arük vazgeçilemez hale geldikten ve biz de yeterince olgun- laşüktan sonra, zaman zaman dene- melere giriştik. Mesela çok ıızun yıllar bizim, fılmlerde bir deniz sahnesinde mayoyla görünmemiz ya dafilminer- kek oyuncusuyla öpüşmemiz dahi yadırganıyordu. Ama bunlar bizim getirdiğimiz kurallar değil, halkın bize dayattığı kurallar. İlk fılmim "Susuz Yaz"da, erkekle yatağa giren, başka erkeğjn tecavüzüne uğrayan bir ka- rakteri canlandırdım, ondan sonraki rolleri düşününce şöyle bir sonuç çıkıyor, ben tiyatro kökenli bir oyuncu olarak başladım, ama daha sonra se- yircinin bir şekil vermesi. kahplaşu- rması, çerçevelemesi oluştu. -Peki bu olayda yapuncdann payı yok mu? Var tabii, arz-talep meselesi. Seyirci bunu 'talep ediyor'. beni bu şekilde "arzediyor". Ama ben biron senedirbu yapıyı daha zorlayıcı işler yapügırru söyleyebilirim. Daha az korkuyla çünkü daha önce korkardım. -Sinemamız bir ara sanki bir ataga gecti, değişik filmler yapüdı. Bu sıra yine bir üretimsizlik var, bunu nasd açı- klarsmtz? Yapım, üretim ıçın gerekli olan fi- nans çok önemli bu bir tutukluk yapı- yor, böyle birikim sinemanın içinde yok, mutlaka dışardan tak\iye gör- mek lazım. İkincisi yaratıcı sanatçı- îann yeni yaraülar ortaya koyabilme cesareti. Bugün ne söylenecek? Bu da bir politika, devletin politikası belki de. "Dünyadaki yerimızle ilgili bugün ne yapmak istiyoruz?'la yola çıkacağız belki. Niçin sinemanın eğitim gücün- den yararlanmıyoruz ki? Bir geçiş dö- nemi yaşadığımızı kabul edelim ve bi- rakalım herşeyi sinemadan nasıl ya- rarlanınz diye bakalım, bunun yönte- mini geliştirelim. bu da bir politika. Türkiye'nin istikbali turizmdedir di- yoruz bunun sineması yapılamaz mı? Ya da insan haklanru ele alan filmler. demokrasi sinemayla öğreülemez mi? Çağdaş Sinema Oyunculan Derneği'nce verilecek 'Oyunculuk Ödülleri'nin adaylan açıklandı Her yılüç oyuncuya ödülverilecek Kiütür Servisi - Çağdaş Sinema Oyun- culan Derneği'nce (ÇASOD) verilecek "Oyunculuk Ödülleri" adaylan açı- klandı. Bu yıldan sonra gelenekselleşü- rilmesi düşünülen oyunculuk ödülleri üç oyuncuya verilecek, iki sinema emekçısi- ne de "Sinema Emek Ödülü" venlecek. Hilton Oteli'nde yapılan basın top- lantısına ÇASOD başkanı Halil Ergün, Zuhal Okay, Engin Cezzar, Kutay Kök- türk ve Nüket Egeü katıldı. Yapılan açı- klamaya göre. Engjn Cezzar, Femıh Do- ğan, Hüsevin Baş, Onat Kutlar ve Prof. Lnsal Odıaydan oluşan jun. "'genç oj'uncu" kategonsinde Fikret Kuşkan (Dönersen Isbk Çal), Mevhrt Demiryay (Dönersen Ishk Çal) ve Levent Ülgen (Kurşun Adres Sormaz) aday gösterildi- ler. Diğer iki en iyi oyuncu için de Kadir İnamr (Ah Kardeşim), C«det Ancüar (Yağmur Beklerken), Zuhal Okaıy (İki Kadın), Şerif Sezer (Kurşun Adres Sor- maz), Halil Ergün (Kurşun Adres Sor- maz). Meral Oğuz (Düş Gezginleri), Hak Soygazi (Cazibe Harumın Gündüz Duşleri), Macît Koper (Cazibe harumın Gündüz Düşleri). Suna Seien (Cazibe Harumın Gündüz Düşlen) aday seçildi- ler. Genç oyuncu ile iki en iyi oyuncuya 50"şer milyon, iki sinema emekçisine ise 25"er milyon lira para ödülü verilecek. Jûn üyesı Engin Cezzar'ın verdiği bil- giye göre, jüri, ÇASOD Yönetim Kuru- lu tarafından seçilen, 1993 sezonunda çe- kilmiş 15 film arasmdan, yukarda belir- lenen seçimi yapü. 12 aday arasından se- çilecek 3 oyuncu, daha önce açıklan- mayıp, Oscar Ödülü törenlerinde oldu- ğu gibi. 29 haziranda yapılacak ödül ge- cesinde açıklanacak. Halil Ergün. kendi- sinra ve Yönetim Kurulu'nda bulunan Zuhal Olcay'ın da ödüle aday gösterildi- ği ve ödül almalan sonucunda bunun spekülasyona yol açıp acmayacağı yo- lundaki bir soruya karşılık, "Bu ülkede yıllardır bır şeyleri söylemeye korkarak buralara geldik. Dernek olarak bizim kuruluşumuzun temelinde açıklık ve de- mokrasi var. Herşeyi açıkça söyleyebili- riz. Bizler de oyuncuyuz ve adav göste- rilmemiz de, ödülü almamız da doğaldır. Bu ülkede ödül alan suçlu duruma geti- riliyor. A.ma elbette tartışma olacaktır, biz her soruya acığız. Sonuçta ben de ödül almış olsam buna cevap verebilı- riz." dedi. Halil Ergün. ÇASOD'un oyunculuk ödülü verme nedenlerini şu şekilde açı- kladı: "Oyunculuk kurumuna yaklaşım konusunda farklı, alışkanlıklann dışında bir yöntem geuriyoruz. Biz bir aktörün, ikina derecede rol oyuncusu. ya da kadın - erkek biciminde ayn- lmasını doğru bulmuyonız. Böyle ölçü- ler sanatçının yaratıcılığını engelh'yor. Aktörlük kurumu bir tanedir. bu anlayı- şla her yıl üç oyuncuya ödül vermeyi dü- şünüyoruz." 29 haziranda Hilton Oteli Havuzbaşı'nda yapılacak odül gecesin- de, seçilen sanatçılara para ödülünün ya- nısıra heykeltraş Erdinç Bakla'nın yapa- cağı birer de heykelcik verilecek. Daveti- yeleri 1 milyon liradan satılacak olan ge- cede venlecek ödüllenn tutan olan 200 milyon lirayı Beşiktaş Belediyesi karşı- lıyor. Halil Ergün, Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay'dan bü)ük yardım. işbirhği ve dayanışma gördüklerinı, ödül tutannın her yıl bir başka kurumdan sağlanacağını bildirdi. IstanbulFestivali'nde bugün /Kültür Servisi -21. Uluslararası îstanbul Festivah kapsamında bugün. Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda saat 18.30'da Kültür Bakarüığı İstanbul Devlet Tarihi Türk Müziği Topluluğu eşüğinde solist AhmetÖzfaan bir konser gerçekleştirecek. Konserin birinci bölümünde klasik Türk müziğinden seçme eserler, ikinci bölümünde ise 1993'ün 'Yesevi Yılı' olarak kabul edilmesi nedenıyle onun gösterdiği yolda yürüyenlerin meydana getirdikleri tasavvuf müziği yapıtlanndan oluşan bir program sunulacak. Sarıyer Festivalibaşhyor /Kültür Servisi - Sanyer Belediyesi tarafından düzenlenen Sanyer Festivali. bugün saat 19.00'da Beyazköşk'teTülay Arda yönetiminde gerçekleştirilecek olan bir defıle Ue başlayacak. Festival kapsamında kitap sergileri, imza günleri, müzik şölenleri, tiyatro vefilmgösterimlerinin yanı sıra 'Halk Koşusu' ile 'Çevreyi Koruma ve Tenûzlik Kampanyası" da gerçekleşünlecek. Festival 25 haziran tarihine kadar devam edecek. SHÇEK'te karma sergi ANKARA (AA) - Toplam 24 sanatçının yapıtlannın yer aldığı karma resim sergisi, SHÇEK Kültür Sanat Merkezi'nde açıldı. Değişik tekniklerde üretilen ve ay sonuna dek gezilebilecek sergide Nuri Abaç, Hasan Akın, Önder Aydın, Bünyamin Balamir, Orhan Gazi Binboğa, lhsan Çakıcı, Ömer Lütfi Gûnay. Sezai Kara, Leyla Onat, Nurtaç Özler, Hasan Pekmezci, Şükran Pekmezci, Muharrem Pire, Zülfıkar Sayın, NOTUZ Turan, Murat Ulutaş ve Zahide Yükseler'in yapıüan sergileniyor. AIDS konuhı afişyanşması sonuçlandı /Kültür Servisi - AIDS Savaşım Derneği öncülüğünde Mimar Sinan Üniversitesi ve Sandoz'un ortaklaşa düzenledikleri"AIDSve AIDS'ten Korunma" konuluafış yanşması sonuçlandı. Toplumu AIDS konusunda bilinçlendirmek, hastalığın bulaşma yollan ve korunma önlemleri konusunda eğjtimın yaygjnlaştınlması amaayla düzenlenen yanşmada Yüksel Doğru bırincilik ödülünü, Nilüfer Yeşilyurt ve Güler Yeşilyurt ikincilik ödülünü ve Nazan Erkmien üçüncülük ödülünü kazandı. Altan Üreo, Cemalettin Mutver ve Mahmut Soyer'in çalışmalan ise mansiyon ödülüne değer bulundu. Dünya Kitap Şiir Yanşmast sonuçlandı /Kültür Servisi -1. Dünya Kitap Şiır Yanşması sonuçlandı. Üçbine yakın şiirin değerlendirildiği yanşmada dereceye giren şiirler kitaplaştınlacak. Doğan Halaru Hilmi Yavuz, Mehmet Başaran, Kemal Özer \e Refik Durbaş'tan oluşan seçicı kurul Çiğdem Sezer ve Ahmet Bahçevan'ın şiirlerini kitap olarak basümaya değer buldu. Yavuz Özdem ile Adnan Satıcı ise diğer ödülleri paylaşülar. Elton John'un İsrailkonseri iptal /TEL AVTV (AA) - Ünlü İngilız şarkıcı Elton Joha açık hava konseri vermek üzere geldiği Israil'de, kalacağı otelin önünde kavga çıkması üzerine konserini iptal ederek bu ülkeden aynldı. Görgü tanıklanna göre Elton John, kalacağı Tel Aviv Hilton Oteli'ne Limuziniyle geldi. Korumalannın fotoğrafçılara engel olması üzerine fotoğrafçılar, hayranİan ve korumalan arasında kavga çıkü. Bunun üzerine şarkıcı, otel kapısından dönerek Ben '•• Gurion Havaalanı'na gitü. Havaalanı yetkilileri, Elton John'un uçağının Londra'ya hareket etüğini bildirdiler. Clinton saksofon çalacak mı? NEWYORK(Reuter)- NewportCaz Festivali 'nin ABD'de Beyaz Saray'ı son ziyaretinde Başkan Jinuny Carter müzisyenlerle birlikte "Salt Peanuts" şarkısı söylemişti. Şimdi ABD BaşkanıBill Clinton ın fesüval kapsamında saksofon çalıp çalmayacağı merak konusu. ABD'nin önde gelen caz festivallerinden Newport Caz Festivali çerçevesinde bugün birçok ünlü cazeı Beyaz Saray'da Clintonlara bir konserverecek. "Beyaz Saray listesi"nde VVynton MarsalisHerbie Hancock, Groved \Vashington Jr.. Thelonious Monk Jr., Red Rodney ve Joe NV illiams'ın adı geçiyor. Festival yapımalanndan GeorgeWein,Bill Clinton"ın da dilerse müzisyenlerle birlikte sahneye çıkabileceğinı söyledi. Newport Caz Festivali bundan 15 yıl önce Jimmy Carter'ın başkanhgi sırasında Beyaz Saray'ı ziyaret etmiş. konser sırasmda ünlü trompetçı Dizzy Gillespie Carter'ı zorla sahneye çıkarmışü. Yalvaç UraTın çocuk kitapları /KültürServisi - Önel Yayınevi. YalvaçLral'ın "Anadolu Efsaneleri". "Yeni Zıpır Bilmeceler", "Tembel Tenekeler Takımı" ve "Bir Gök Dolusu Güvercin" adlı çocuk kitaplannı yayımladı. 1945 yılmda Konya'da doğan Yalvaç Ural, "Türk Yunan Dosüuğu Abdi İpekçi Ödülü" Milliyet Sanat Dergisi Oyun \'arışması Ödülü, 2. Ulusîararası Çocuk Kitaplan Fuan Ödülü ve çocuklardan . oluşan bir seçici kurul tarafından verilen "Polonya Gülümseme Nişanı" ve "Şövalyelik Ödülü" gjbi birçok ödül ve nişana değer görüîdü. TalimTerbiye Kurulu'nca okullara tavsiyeedilen "Anadolu Efsaneleri" isimli kitabı Haslet Soyöz. bir okuldaki öğrencilerin özelliklerini anlatan minik öykü şiirlenn yer aldığı "TembelTenekeler Takımı"ru Sunder Erdoğan, "Zıpır Bilmeceler'"i Ferit Ava ve "Bir Gök Dolusu Güvercin"i B. Köçeoğlu resimlendirdi. Yenibiryayınevi Kültür Servisi -Yaymcılık dünyasına yenibir isim katıldı: "Felis Yayınevi". Yazar Mustafa Suphi'nin kurucu ve genel yayın yönetmenliğini üstlendıği yayınevinin ilk dört kitabı. haziran sonuna doğru çıkacak. Mustafa Suphi. ya>anevi olarak, öncelikle Türk okurunun yabanası olduğu dünya edebiyaündan çevirilere ağırlık vereceklerini belirterek şö\ le diyor: "Bunun yanısıra, Türk yazarlanmn ilk kitaplannm basılmasının güç olduğu inanayla, Türk edebiyaüna yeni isimler kazandırmayı hedefliyonız." Felis'in haziran sonuna doğru çıkacak dört kitabı şunlar: Mervyn Jones "İki Sevgili". Magda Szabo " Yavru Ceylan", VascoTratomıi "Mahalle" ve "Aile Günlüğü". Türk yazarlan Emel Ertem'm "Gittiğin Yerlerdeki Biri Gibi", Aydın Ayçicek'in "Tann Resimli Göçmen Tarih" adlı şiir kitaplan ile Cengiz Gündoğdu ve Nemika Tuğcu'nun da birer öykü kitabı Felıs Yayınevi'nden yakında çıkacak kitaplar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle