23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MAY1S1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 DÜNYADAN KISAKISA Rus Tûrk Bankası • Ekonomi Servisi- Ziraat Bankası ile Rus Rosselkhoz Bank, 19mayıstayapılan genel kurul toplantısında Rus-Türk Bankası'nın (R-T Bank) kuruluş sözleşmesini imzaladı. Genel kurulda R-T Bank Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Ziraat Bankası Genel Müdürü Coşkun Ulusoy seçildi. 5.8 milyon dolar sermaye ile kurulan R-T Bank eskiSSCBve Rusya Federasyonu tarihinde iki ülke kurumlannın katıldığj ilk yabana ortaklık. Coşkun Ulusoy da yabancı bir ortaklıkta yönetim kurulu başkanlığına seçilen ilk yabana ve Türk oldu. Bankanın Türk ortaklan Ziraat Bankası ve Başak Sigorta, Rus ortaklan ise Rosselkhoz ile Ammofoz Gübre Fabrikalan. Bölgesel ticaret • Ekonomi Servisi- Uruguay, Latin Amerika ûlkelerini 'kıta çapında serbest ticaret bölgeleri oluşturmak yerine bölgesel serbest ticaretbloklan kurmalannın çıkarlanna dahaçok hizmetedeceği' şeklinde uyardı. Uruguay Cumhurbaşkaru Luis Alberto Lacalle; Uruguay. Arjantin, Brezilya ve Paraguay arasında gerçekleştirilen 'Mercosur Bloku'nun yararlannadikkat çekerken NAFTA'dan(Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi) kacınılmasını istedi. Gübre dagı eriyor • Ekonomi Servisi - Hollanda hükûmeti, ülkedeki çiftçilerle 'gûbre '.dağlannınentilmesi" ,konusunda anlaşmaya vardı. Hollanda'da, modern .tekniklerle yûrütülen ;hayvancılığın hızı gelişmesi .sonucunda, gübre üretimi ;tanmsal kesimde jtükeülemeyecek kadar fazlalaştığından, özellikk su kirlenmesine yol açıyor. Hondazorda ' • Ekonomi Servisi- Japonlar'ın ünlümarkası •Honda zor biryıl geçıreceğe benziyor. Honda yönetimi, 'vergi öncesi gelirlerinin yüzde 32 oranında ;düştüğünüacıkladı. ;Yönetimin 'düşüş, yıl iboyunca sürebiür'sözleri ise ,Hoda hissedarlan arasında jtelaşayolaçü. Altın volkanı • Ekonomi Serrisi- E>ünyanın en büyük 'el değmemiş' altın rezervinin, Papua Yeni Gine'ye bağb Lihr Adası'ndaki 'ölü' bir , volkanın sıcak krater 1 gölünün dibinde 'keşfedilmeyi' beklediği acıklandı. Altın avcüannın gözlerini üzerineceken volkanın dibinde yaklaşık 42 milyon ons altınyatıyor. TatlıkâP geçici I EkonomiServisi- ; Almanya'nın en büyük1 bankası Deutsche Bank, ; 1993yüınınilküçayı î sonunda 'faaliyet kârlannın' ! yûzde 20 oranında arttığuıı ! acıkladı. Ancak açıklamanın ; sonunda yeralan 'kârhhğın ; yıl boyunca bu düzeyde • sürmesi beklenmemektedir' ' ifadesi, hissedarlann .yüzlerinin asümasına yol açtı. Ekonomik sorunlar, liderleri sağ-sol aynmı yapmadan deviriyor sizlikiktidar taıuııııyorI ^ 1 rak3Aryon300bineçıkü.S • İşsiz ordusunun her geçen gün büyümesi gelişmiş ülkelerde ıktidarlann birer birer değişmesine neden oluyor. Halklar, ekonomik atılımın sağlanması, işsizliğe son verilmesi için taze kan anyor. MURATARIN Avrupa Topluluğu'nda işsiz sayısı 18.milyona.OECD (Eko- nomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ülkelerinde ise 35 mil- yona doğru gidiyor. İşsiz ordu- sundaki bu artış gelişmiş ülke li- derlerinin seçimler sonrasında birer birer devrilmesine neden oluyor. Önce Bush gitti Ekonomik koşullann seçım kaybetmesine neden olduğu ilk lider George Bush oldu. Seç- menlere iş vaat eden BiU CUnton yanşı kazanmayı bildi. Oysa Bush, Körfez Savaşı fatihi ola- rak iktidan süresince olumlu puanlar toplamışü. Üstelik ekonomik durgunluktan çıkıl- İşsizliğin akhğı Ok kurban Fransa'daBeregovoyağırbir Yeni kurban tspanya ABD Başkam Bush oldu. yenflgi aldı. Başbakanı Gonzalez mi? ma sinyalleri ahnıyordu. Ancak ışsizliğin yüzde 7.8'e kadar tır- manması Bush'un kaderini be- ürledi. Fransa'da Rerre Beregovoy başbakanüğuıdaki Sosyalist ik- tidar, ekonomik durgunluga ve işsizliğe bir çözüm bulamama- nın faturasını çok ağır ödedi. Sosyalist Parti tarihin en ağır yenilgilerinden birisini aldı ve oy oranı yüzde 20'ye geriledi. 3 milyonişsizi olan Fransızhalkı, merkez sağ ittifakı, ezici bir ço- ğunlukla iktidara taşıdı. İngiltere'de John Major baş- bakanlığındaki muhafazakar iktidar da işsizlik nedeniyle sar- Janıyor. K.amu işletmelerinden sılıyor. 1985 yılında 1.5 milyon iktıdardaki Sosyalist Işçı Par- olan işsiz sayısı şu anda 3 milyo- na ulaşmış durumda. Geçen yıhn eylül ayından iti- baren Major hükûmeti faiz oranlannı düşürerek ekonomi- ye bir cardılık getirmeye calışü. Ekonomide durgunluktan çı- kılma sinyalleri aknmasına kar- şın, şu ana kadar işsizlikte belir- gin bir başan sağlanamadı. Yeni hedef Gonzalez mi? tspanya, 6 haziranda yapıla- cak erken genel seçimlere hazır- tisi'ne para aktanlması ve eko- nomik tablo Başbakan Felipe Gonzalez'i bir erken secim iste- meye zorladı. 80'lerdeki hızlı büyümenin ardından lspanyollar daha bir süre daha devam edecek gözü- ken bir ekonomik krizle karşı karşıya kalmış bulunuyor. Ekonomi küçülüyor, her gün ortalama 3 bin kişi işsiz kalıyor. İspanya yüzde 21.74'le Avru- pa içinde en yüksek işsizlik ora- nına sa'hip. Bu yıhn ilk üç ayın- da işsiz sayısı 253 bin kişi arta- ı.Son bir yıl içindeki artış ise 668 bini bukiu, 567 bin iş alanı yok oldu. İşsizlik ordusunun büyümesi, genel seçimleri etkileyecek bir numarah etken olacak. İşsizliğin alünda yatan neden durgunluk. îki yıldır gelişmiş ülke ekonomılerini kasıp kavu- ran durgunluk pençesini İspan- ya'ya da uzattı. Geçen yıhn son çeyreğinde Gayri Safi Milli Hasıla yüzde 0.2 oranında azal- dı. Uzmanlar ülkenin durgun- luktan çıkmaktan uzak olduğu- nu belirtiyor. Durumu daha da kötüleşti- ren, durgunluğun sürmesine karşın enflasyonun yükselme eğilimine girmesi. Nisan ayı enflasyon oranı yüzde 0.4 oldu. Böylece yıllık enflasyon yüzde 4.6'ya yükseldi. Oysa faiz oran- lan yüksek tutularak enflasyo- nun önü kesümeye çahşıhyor- du. Ancak bu poliüka nisan ayında iflas etti. Enflasyondaki artış sendikalann hemcn hare- kete geçmesine neden oldu. Daha düşük bir enflasyon tah- miniyle yapılan toplu sözleşme- lerin değıştınlmesi için hükü- mete baskı yapmaya başladılar. Gonzalez'in 6 hazirandaki seçimlerde hala şansı var. Ba- kahm işsizlik bir kurban daha alacak mı? Bilgisayar ekranında sipariş verilerek CD kaydı yapdabilecek CD nü istedttdz, enrntüz olurlEkonomi Servisi- IBM ve Blockbuster, birkaç dakika içinde istediğiniz ses kaydını yapabilecek bir teknoloji geliştiriyor. Bilgisayar üretkisi IBM ve büyük bir video kiralama zincirine sahip olan Blockbuster Entertainment, geçen hafta içinde yaprıkları açıklamada CD'Ierin sipariş üzerine hazırlanıp saülacağı bir sistemi önümüzdeki yıl yaşama gecirmeye niyetli olduklarını büdirdi. Amerika'nın bu iki de> i, yeni teknolojiyi geliştirmek amacıyla ortaklaşa iki yeni şirket kurdular. Şirketlerden biri CD dağıtım sistemini üretecek, diğeri de bunları sarıcılara pazarlayacak. Blockbuster, geçen hafta bu sistemin bir prototipini uyguladı ve başarıb oMuğunu bOdirdi. Sistem, pazarda kabul görürse, ki buna kesin gözüyle bakıhyor, tüm dünyada eğlence ürönlerinin alrnı ve satımına büyük etkisi olacak. Bu sistemde mûşteriler dokunmayla çahşan bir ekrana kredi kartı kuüanarak girecekler. Bilgisayara bağb bu ekrandan bugüne kadar yapılmış tüm CD, kaset ve albümlerin arasmdan seçme şansı bulabilecekler. Daha önceki tercihlerinin hepsi kartlannda sıralanmış olacak, böylece tamamen kendi müzik zevklerine göre düzenlenmiş bir envanterden seçme şansı bulacaklar. Bir düğmeye basarak istedikleri CD'yi sipariş edecekler ve boş bir diske müzik bir lazer tarafından kaydedilirken birkaç dakika bekfcyecekler. Bu sırada ekrandan video izlemek ya da konscr bileti rezenasyonu yapmak da mümkün olacak. Bu sistemin müzik dükkanı sahipleri, plak şirketieri ve tüketkflere büyük yararlar sağlayacağı kesin gibi gözüküyor. Herşeyden önce ahcılar istedOderi neyse ona sahip olabOecekler. IBM ve Blockbuster'ın iddialanna göremüzik dükkanlanna belirii bir CD'yi abnak için girenlerin yüzde4fl'ı tatmin olamıyorlar çünkü istedikleri ya bitmiş ya da elde bulundurmaya değmeyecek denli tanmmamış veya tutulmamtş oluyor. "Ömeğin, 1942'de çıkmış bir Bing Crosby albümü istiyorsanız ve o anda orada bulunmuyorsa hemen merkezibir bOgisayarâan dosyayı kapıp dükkanda kopya edebilir" diyor yetkilüer. Bu âstcmle kaydedilen CDlerin şu anda satüanlardan kalite ya da fıyat yönünden hiçbir farkı olmayacağı belirtâiyor. AT-ABDiliskileri Kaliforniyai * * krizıDANtMARKA (AA)- Avrupa Toptuluğu (AT) maliye bakanlan, ABD"nin Kahfomiya eyaletinde vabana şirkeüer için uygulanan vergi sistemini ABD H*>zine Ba- kanlığı'na şikâyetc hazıdandıklannı bikürdıler. ATnın dönem başkanhğmı yü- niten Danimarka Ekonomi Bakam Mariaıme Jdved. 12 ülke adına ABD Hazıne Bakam Uoyd Ben- sen'e ait btr mektup yazarak Kali- fomıya'nın yabana fırmalara uygu- ladığı vergi sısteminin kabul edıl- mez olduğunu büdirecegini söyfedi. Bayan Jdved'in >apnğı bu açı- kkmâdan sonra İngiltere Hazine Bakam Norman Lamoot da Kali- foraiva eyaletinin bu sorunu çöz- memea hahnde İngiliz hükütneti- nin de Amerikan fırmalanna misil- kme yapacağmı bildırdi. DUNYA EKONOMISINEBAKIŞ ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA Maastricht: Danimarka Evet Dedi G eçen hafta, Danimar- kalılar ikinci defa Ma- aststricht anlaşması için referanduma gitti- ler. Bu sefer sonuç % 58.8 ile evet oldu. Bun- dan güç alan ingiltere hükûmeti an- laşmayı kolayca parlamentodan geçirdi ve Lordlar Kamarasına gönderdi. Lady Thatcher ve Lord Tebbit'in tüm direnişlerine rağmen eninde sonunda anlaşmanın Lord- lar Kamarası'nda da geçmesine ke- sin gözü ile bakılıyor. Almanya'da parlamentonun Maastricht'i onaylamasına anayasal gerekçe- lerle itiraz edilmişti. Ne var ki fede- ral hükümetin bu kadar önem verdi- ği bir konuda Anayasa Mahkeme- si'nin bir zorluk çıkarması bek- lenmiyor. Böylece çok kısa bir za- man sonra Maastricht anlaşması 12 AT ülkesinin tamamı tarafından onaylanmış olacak. Avrupa'nın ekonomik ve politik birliğinin yasal çerçevesini çizen bu anlaşmanın üye ülkeler tarafından onaylan- masının tamamlanması, Avrupa'- nın birliğinin geleceğini garanti edi- yor mu? Bence etmiyor. Bu yolda daha aşılması gereken bir sürü önemli engel var. Bu engeller aşılı- rken Maastricht anlaşmasının da orijinal metninin büyük ölçüde de- ğişmesi hiç de olanaksız değil. İngiltere ve Italya, paralarını büyük oranda devalüe etmek ya da APS içinde kalabilmek için faizlerini yük- seltmek seçeneği ile karşı karşıya kaldılar. Her ikisi de devalüasyonu seçerek APS'den çıktılar. ispanyol Pesetası, Portekiz Esküdosu ve Irlanda Puntu da APS içinde kal- masına rağmen bir seri devalüas- yon yaşadı. Bu gelişmelerin sonun- da APS ikiye bölündü. Bir tarafta Al- manya, Fransa ve Benelüx ülkeleri- nin güçlü ve istikrarlı paralanndan oluşan çekirdek ve diğer tarafta da ingiltere, Italya, ispaya, Porteakiz ve Yunanıstan'dan oluşan zayıf is- tikrarsız paralar. Böylece iki vitesli bir APS oluşmuş durumda. malini oldukça zayıflattı. Ekonomik krizin etkileri, Alman ekonomisinin de giderek zayiflaması ile Alman- ya'nın geri kalana benzemeye baş- laması, yani resesyonun olumsuz göstergelerinde diğerleri ile buluş- ması gibi ironik bir durum yarattı. Pollttk nyım Avrupa Birliği süceninin bir diğer yanı da politik birlik. Bosna üzerine politika saptanmasından GATT gö- rüşmelerine kadar birçok anlaş- mazlık ve gerginlik, son yıllarda, Avrupa ülkeleri arasında politik bir- lik şöyle dursun bir politik uyum ya- ratmanın dahi ne kadar zor olduğu- Maastricht anlaşmasının onay- lanmasının tamamlanması artık ke- sinleşti sayılır. Ama sıra, uygulan- masma gelince... O zaman bam- başka bir manzara ile karşılıyoruz. İngiltere ve Danimarka daha şim- diden, ortak para birimi, savunma işbirliği, vatandaşlık hakları gibi ko- nularda yeri geldiğinde Avrupa'nın geri kalanı ile birlikte davranma- mak konusunda kendilerine özel ayrıcalıklar tanıyan imtiyazlar almış durumdalar. Avrupa Birliği gele- cekte gerçekleşse bile tam bir birlik olmayacak gibi görünüyor. Diğer taraftan bilindiği gibi Ma- astricht'in en önemli koşullarından biri Avrupa Para Birliği (APB). APB süreci giderek tek Merkez Bankası tarafından yönlendirilen bir Avrupa Para Birimine ulaşmayı amaçlıyor. Bu yolda ilk adım olarak Avrupa Para Sistemi (APS) kurulmuştu. Ge- çen sene derinleşen ekonomik dur- gunluk ve uluslararası para piyasa- lannda yaşanan krizin etkisiyle herkes için de faydalı olabilir" diye- rek bankanın tutumunun politik birli- ğe doğru yeni adımlar atmaktansa son calkantıların geçmesini bekle- meyi tercih etmek olduğunu ifade etti. Schlesinger devamla "Maast- richt gerginlik yarattı, Avrupa Birli- ği'nin gelecekte alacağı biçimin esas tartışması geniş halk kitleleri- ne hala ulaşamadı" diyerek önü- müzde bir tartışma dönemi olması gerektiğini savundu. Bu tartışma sürecinin birliği hızlandırıp hı- zlandırmayacağı ise bir başka me- sele. örneğin, Belçika Başbakanı Phillipe Maystadt da tarbşmadan, ama Bundekbank'ın isteklerinin tam tersi yöndeki gelışmelerden yana. Phillipe Maystadt, Para Birliği için öne sürülen ekonomik koşul- lann hafifletilmesini istiyor. Grenwell Mantegu'den ekono- mist Alison Grenvvell "Avrupa ülke- leri, 1996dan itibaren Maastricht'i yeniden şekillendirmek istiyorlardı. Bunun için ise önce hepsinin Ma- astricht'i onaylaması gerekiyordu" diyerek Danimarka'nın Maastricht'i onaylamasının aslında Masstrichf- in de bugünkü halinden bir başka şekle doğru evrimleşmeye başla- masının ilk adımı olacağı yönünde bir tahminde bulunmuş oluyor. APS ve sonra da APB'nin oluşa- bilmesi için üye ülkelerin ekonomi- lerinin istikrar açısından birbirleri- ne benzemeye başlaması ve ara- lannda enflasyon, işsizlik, bütçe açıkları gibi konularda farkların iyi- ce azalması gerekiyordu. Burada ise ölçü Alman ekonomisi idi. Gerçi geçen hafta Danimarka referandu- mundan sonra Italya, Portekiz, Isveç, Belçika, Hollanda'nın faiz oranlannı düşürmesi ile, bunların Almanya ile aralarındaki uzun ve kısa vadeli faiz oranlanndaki farklar yüzde bire kadar düştü, ama Avru- pa'nın şiddetli bir resesyon içinde olması ve bu ressesyonu herkesin bir başka şiddette yaşıyor olması olumlu bir noktada benzeşme ihti- nu gösterdi. öyleyse bugünkü nok- tadan bir politik birliğe nasıl gidile- cek? Bu, hemen herkesin, hatta en iyimser olanlann bile koiay kolay olumlu cevap veremediği bir soru. Durum bu olunca Avrupa Birliği'- nin gelecekte, gerçekte, alacağı şekli federasyon mu olacak, yoksa başka bir şey mi diye şimdiden tartı- şmak ise tümden hayalci bir tutum oluyor. Işte belki de bu yüzden Bun- desbank'ın Avrupa Birliği süreci üzerine çok soğukkanlı ve gerçekçi bir tutum takındığı görülüyor. Ge- çen ay Los Angeles'deki bir top- lantıda Bundesbank guvernörü Schlesinger "Yeni başka bir adım atmaya gerek kalmadan tek Avrupa pazarı bir süre daha var olabilir ve Geçen haftalarda bu sutunlarda da tartıştığım gibi dünya ekonomi- sinde 1970 ve 1980'lerde doğmuş birçok kurumlaşma ve yönelim gibi Avrupa Birliği sürecini de tehlikeye atan temel gelişme, dünya ekono- misinin krizinin 1980'lerin sonunda derinleşmeye başlaması ve şiddetli bir resseyona girmesi. Bu resseyo- nun dinamikleh, bütün diğer politik ve kurumsal gelişmeleri ya belirli- yor ya da çarpıtyor. Henüz ortalı- kta, dünya ekonomisinin krizden çı- kmakta olduğuna dair herhangi bir işareti yok. Bu durumda en iyimser beklenti, dünya ekonomisinin, 1990'ların ikinci yansında, aynı 1980'lerin ikinci yansında olduğu gibi güçlü bir ekonomik toparlanma yaşaması oluyor. Bu ekonomik to- parlanma, uluslararası gerginlikleri geçici de olsa bir süre için yumuşa- tacağı için Avrupa Para Birliği ve Avrupa Birliği konularında da ileri- ye doğru somut adımlarm da atı- Imasına imkan sağlayabilir. Aksi taktirde Avrupa Birliği için uğraşan- ların işi zor. AT^KAR4 PAZARI YAKUPKEPENEK Boğa Sırtındakl Gûzel Avrupa Topluluğu'nu (AT) Avrupa Birliği'ne dönüş- türecek süreç geçen hafta yapılan Danimarka halkoyla- masının "evet" sonucu ile büyük bir ivme kazandı. Yak- laşık biryıl boyunca süregelen belirsizlik giderilmiş, AT- nin birlik yönünde yeni bir büyük sıçrama yapmasının yolları açılmış oldu. Bu gelişme Türkiye için de ayrı bir önem taşıyor. önümüzdeki birkaç ay içinde sona kalan Ingiltere'nin de onayı ile Avrupa Birliği'nin gündemi yakalanmış ola- caktır. Bilindiği gibi Maastrichtya da Birlik Anlaşması ile AT'- nin, bu yüzyılın sonuna dek ekonomik ve sıyasal birliğe ulaşması amaçlantyor. Birliğe üye ülkelerde tek para birimi kullanılacak, eğitimden ulaştırmaya, sosyal gü- venlikten çevre sağlığına hemen tüm alanlarda ortak politikalar izlenecek, üyelerinyurttaşları Avrupa yurttaşı sayılacak ve bu amaçlara yönelik kurumlar oluşturula- cakbr. Birliğin iç işleyişinin demokratikliği, tüm kararlann olabildiğince katılımcı bir yaklaşımla yerel/yöresel bi- rimlerden başlanılarak alınmasıyla sağlanacaktr. Birlik Anlaşması'nın kimi düzenlemelerine bir kısım üyelerin "çekince" koymaları bu çok köklü ve kapsamlı yapılanma içinde önemsiz kalıyor. Danimarka halkoyla- ması Avrupa Birliği'nin zamanında gerçekleşmesine olanak veriyor; daha doğrusu kesinlik kazandırıyor. Avrupa Birliği'ni zorunlu kılan etmenlerin başında bü- yük teknoloji yarışı geliyor. Avrupa'da birlik sağlan- madıkça, ABD ve Japonya ile olan ekonomik yarışın ka- zanılamayacağı bilinci, beyinlere yerleşmiş bulunuyor. En ilerı teknolojiye dayalı olarak uretim olanaklarının genişletilmesi ve bu yöntemle yeni iş alanları yaratıl- ması anlaşmanın onayı ile yeniden öne çıkıyor. AT kendi birliğini güçlendirirken bununla eş anlı ola- rak genişlemeyi kimi öbür Avrupa ûlkelerini de birliğine katmayı gündeme getıriyor. ••• AT'deki bu gelişmeler Türkiye için çok uyancı ol- malıdır. Türkiye, AT'nin 1957'de kurulmasından iki yıl sonra, 1959'da üyelik başvurusunda bulunmuştu. AT- Cürkiye ilişkileri çok inişliçıkışlı bir eğilim göstermiş, bir ara tümüyle dondurulmuş, ancak bu durum 1987'de tam üyelik başvurusu yapılmasını engellememişti. Bu yıhn başlarında varılan anlaşma uyarınca da AT ile Türkiye gelecek iki ytl sonunda ya da 1995'in sonunda gümrük ö/r//ö/n/gerçekleştireceklerdir. Türkiye öncelikle üretim yapısını, özellikle tanm ve sanayi kesimlerini gümrük birliği süreci için hazırlayacak, bunların yapısal dönüşü- münü sağlayacak somut önlemleri hızla almak duru- mundadır. Bu konu ertelenemez, savsaklanamaz nite- liktedir. İkinci olarak, Türkiye, tıpkı AT'ye öbür aday üyelerin yaptığı gibi ekonomik politikalarını aşamalı bir biçimde topluluk politikalarıyla yakınlaştırmalıdır. Bu olgu özel- likle vergileme, sosyal harcamalar ve para politikaları y*onleriyle siyasal bir boyut da taşımaktadır. Bir başka açıdan, ekonomik yakınlaşma önlemleri demokratikleş- me olanaklarını genişletici, ülkenin toplumsal ve ekono- mik yapısının daha demokratik bir işleyişe kavuşmasını sağlayıcı özellikleri de içermelidir. Uçüncü olarak, son aylarda Avrupa ülkelerinin Türki- ye'ye olan ilgileri artıyor. Bu gelişme kuşkusuz onların çıkarlarıyla ilintilidir. Türkiye bu ilgiyi kendi somut çıkar- lanna göre değerlendirmelidir. özellikle üretim alt sek- törlerinin yeniden yapılanması ve eğitim, sağlık, ileri tek- noloji gibi insan gücune yatırım alanlarında AT'ninpara- sal desteğinin sağlanması büyük önem taşımaktadır. Bunlara, kamu yönetiminin yenidenyapılanması, etkinli- ğinin arttırılması yönündeki tasarımlar da eklenebilir. Özetle uzun yıllar süren ve çoğu kez uyumsuzluklarla dolu bir nişanlılıkdöneminden sonra, AT-Türkiye ilişkile- ri her ikisinin niteliksel değişimine koşut olarak, yeni bir anlayışla ele alınmalıdır. öbür bağlar, ilişkiler ve yakın- lıklar bir yana, Türkiyenin dış ticaretinin yarıyayakını AT ileyapılmaktadır ve Avrupa Birliği oluşurken Türkiye'nin de yapması gereken pek çok kendi işi vardır. ••• Bilindiği gibi Avrupa mitolojide, güzeller güzeli bir tanrıçadır. Zeus, boğa biçimine girerve Avrupa'yı sırtına alır, onunla denizler aşar. Sonuçta Avrupa Zeus'a iki çc- cuk verir. Mitoloji bir yana, Avrupa, yüzyıllardır, denilebilir ki dünyadaki köklü gelişmelerin çıkış noktasıdır; uygarlığın kaynağıdır. En büyük düşüncelerin, dönüşümlerin ve devrimlerin üretim alanıdır; demokrasinin, insanı en de- ğerli kılan anlayışm beşiğidir. Teknoloji, kültür ve sanat alanında insan yaratıcılığının en önde gelen yeridir. Av- rupa, bu tarihsel işlev ve konumunu yitirmek istemiyor. Türkiye bu güzelliğin içinde olduğunun bilinciyle dav- ranmalıdır. MERKEZ BANKASI KURLARI 21 M A Y B I I U lABDDotan 1 Alman Markı lAvustralyaDolan 1 AvusturyaŞılinı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu IRnMarkkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 11sveç Kronu IteviçreFrangı lOOhatyanüreti UaponYeni IKanadaDoiarı 1Nkxveç Kronu ISteriin 1£Arab^nRiyali DMZ un 10079.80 6229.02 7010.50 L_ 884.97 303.06 1625.64 1846.96 1849.16 5548.41 1376.42 6863.06 685.70 91.21 7962.55 1473.49 15618.65 j2687£7 10100.00 6241.50 7024.55 886.74 303.67 1628.90 1850.66 |_ 1852.87 5559.53 1379.18 6876.83 667.07 91.39 7978.51 1476.44 15649.95 269326 rJsrriF 1006972 6222.79 6905.34 884.09 300.03 1609.38 1828.49 184731 5542.86 136266 6856.22 678.84 89.84 7843.11 1458.76 15603.03 2647.55 um 10130.30 6261.22 7045.62 88940 30456 1633.79 1856.21 1848.43 5576.21 1383.32 6897.46 689.14 91.67 8002.45 1480.87 15696.90 2701.34 İLAN MAZGİRT 1. NOLU KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1956/1644 Karar No: 1959/1663 Parsel No: 553 Mahkememizce verilen 27.8.1959 tarih ve 1956/1644 Es. 1959/1663 Ka. sayıb hülunü ile Mazgirt Uçesi Otlukaya (Pulan) köyü 553 nolu parselin davalüar Hıdır Ugurlu ve 3 müşteregi adına tapuya te&ciline karar verildiği, davacı Hasan ŞengezerrairasçüanKibar, Sabriye, Ek- rem, Saadet, İrfan, Mazlum, $ahhaydar, Ruşen ve Reyhan Şenge- zer ve davalı Hıdır Uğurlu mirasçıları Aslı, Hidayet, Nihat, Nuray, Gillderen, Gülay, Sunay, Fuat Uğurlu ile davalı Mehmet Uğurlu mi- rasçılan Aü, Beser, Şakir, Ekrem ve Kazım Uğurlu'lann adresleri meç- hul olduğundan ve turn aramalara rağmen adresleri tespit edilemediğinden ve kendilerine karar tebliğ edilemediğindec işbu ilarun gazetede ilanından 30 gün sonra davacı, davalı mirasçılanna karar leblıği yerine Vaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 48768
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle