19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATOV CUMHURİYET 23MAYIS1993PAZAR OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Kentleşme SoranlanNedenÇözülemiyor? OYAK Yönetim Kurulu Başkanfna bile "Bizi alet etmişler, çıkar sağlamışlar, işi ticarete dönüştürmüşler" dedirtecek ölçüde kuşkular yaratan Şişli Belediyesi olayı dikkatle izlenmeye değer. Anlaşılıyor ki kuşkular, bazı kimselerin, bulunduklan görevleri ve yetkilerini. kişisel çıkar sağlamak amacıyla kullanmış olabilecekleri noktasında toplanmaktadır. Prof. Dr.RUŞEN KELEŞ B ugünlerde, beledıyeleri- miz, büyük kentlerimiz ve hatta İstanbul için, düzen- li ve sağlıkh kentleşmeyi sağlamak amacıyla çalış- malar yapıhyor. Kentler için yeni yönetim, örgütlenme ve plan- lama modelleri oluşturarak. bovutlan giderek büyüyen kentleşme sorunlan- na çözümler bulabileceğimizi sanıyo- ruz. Kuşku yok ki haarlanmakta olan tasanlar, kimi sorunlara bir ölçüde ya- nıt vermeye yetecektir. Böylece, yerin- den yönetimde 70 yılhk birikim ve deneyimlerimizin uygulamaya yansı- ması da sağlanmış olacaktır. Ama acaba. böylece sorunlar çözû- lecek midir? İşte. bu yazıda, yapılan bütün ıyiniyetlı çahşmalann değerini bir çırpıda sıfıra indiren, kentleşme so- runianmızı neredeyse çözümsûz kılan bir toplumsal hastalığımıan altını çiz- mek istıyorum. O da kimi zaman, yan- lış olarak "seçkın" dediğimiz, ama belkı başka biçimde adlandınlması ge- reken, önemli kamu görevleri üstlen- miş, göreve seçilerek ya da atamayla gelmiş kimselerin, bu konulardaki so- rumluluk paylanyla ilgilidir. Bu bağ- lamda son avlarda kamuoyuna yansı- iki örnek olay, kanımca çok önem taşıyor.van Birindsi, Şişli Belediyesfni ilgilen- dirmektedir. Belediye Meclisi, OYAK'ın Ayazağa'daki bir toplu ko- nut girişimiyle ılgıli projesini önce be- nimsemekten kaçınmış, daha sonra da 11 belediye meclisi üyesinin kooperati- fe ortak ve dolayısıyla arsa sahibi ol- malannın sağlanması üzerine, değişti- rilen proje belediye meclisinden onay- lanarak gecmiştir. Öte yandan. Boğaz sırtlanrun yağ- malanması sürecinde aktif rol oynadı- ğı bilinen bir konut kooperaüfindeki yolsuzluk söylenüleri ikinci örneğimi- zi oluşturuvor. Bu söylentiler üzerine haarlattınlan bir yazanak, kooperatif üyelerini birbirlerine düşürmüştür. Kooperatif ortaklanndan büyük ço- ğunluğu, siyasal yaşamda, milletvekil- liği ve bakanlık gibi önemli görevler üstlenmiş. hemen hemen her siyasal partiden, kamuoyunun yakından ta- nıdığı isimlerden oluşmaktadır. Her iki olayda da tûze kurallanna aykınhk ve yolsuzluk savlannın ne öl- çüde geçerli olduğunu bilmemize ya- rayacak verilere sahip değiliz. Yargı yerleri bunlan kuşkusuz titizlikle ince- lemektedirler. Ama biz. bu ornek olaylara dayanarak. kimi genel göz- lemler yapabiliriz. Belediyenin başı olarak... İlk bakışta, her ikı olayda da, Şişli Belediyesi yetkililerine de, söz konusu konut kooperatırinin yönetid ve üye- lerine de yöneltilebilecek bir suçlama yapılamayabilir. Onlar da. her yurttaş ğibı, tüze düzenimizın sağladığı hak- lardan yararlandıklannı öne sürebilir- ler. Öyle ya, karşıhğını ödeyerek, ne- den onlar da başka yurttaşlar gibi mal ve mülk sahıbı olmasınlar? Ne var ki OYAK Yönetim Kurulu Başkanı'na bıle "Bizi alet etmişler, çı- kar sağlamışlar, işi ticarete dönüştür- müşler" dedirtecek ölçüde kuşkular yaratan Şişli Belediyesi olayı dikkatle izlenmeye değer. Anlaşılıyor ki kuşku- lar. bazı kimselerin. bulunduklan gö- revleri ve yetkilerini, kişisel çıkar sağ- lamak amacıyla kullanmış olabilecek- leri noktasında toplanmaktadır. Böyle bir durum savunulamaz. Eğer durum böyleyse, burada yalnız tüzel değil, ay- nı zamanda aktörel (etik) bir sorumlu- luk da var demektir. Atanmış olsun. seçilmiş olsun, kamu görevi üstlenmiş olanlara kılavuzluk edecek kural. bi- reysel çıkarlann değil, toplum ve ka- mu yarannın korunması olmalıdır. Sayın belediye başkanının, "Bana da kat vermeyi önerdiler, fakat kabul et- medim" demesi, sanki belediye başka- nı değil de sıradan bir kişiymiş gibi tavır takınması, kendisini sorumluluk- tan kurtarmaya yetmez. Çünkü ora- da, bir birey olarak değil. belediyenin başı olarak bulunmaktadır. Öte yandan. Uyum Kooperatifi'- ndeki üyelerin ortak özelliği, hemen hemen hepsinin, siyasal parti ve siya- set bağlantılanrun bulunmasıdır. Ger- çi orada yolsuzluk söylentilerinin üze- rine gidilmiş ve bir inceleme yaptınl- mıştır. Ancak bu olayda, yolsuzluk savlanndan çok daha önemli olan nokta, bu "seçkin" kişilerin, kent ve çevre değerleri karşısmda çok duyariı davranıp herkese örnek olrnalan gere- kirken, yağmaya neredeyse öncülük MArkası 15. Sayfada Her Garanti müşterisi, Garanti'nin kârını nereye yatırdığını bilir. Garanti'de bankacılıktan kazanılan yine bankacılığa yatırılır. Müşterimiz için bunun anlamı, hizmet kalitesindeki fark ve daha önemlisi bu farkın sürekli artmasıdır. Çünkü Garanti'de bankacılıktan kazanılan, daha iyi eğitilmiş personel, daha gelişmiş teknoloji, daha sağlam bir mali yapı olarak sürekli müşterimize yansır. Örneğin, Garanti 1992 kârını neredeyse tamamen sermaye artırımı için kullandı. Sermayesini 2 trilyona çıkararak Türk bankacılığında 3. sıraya yerleşti. Bu karar, sözünü ettiğimiz bankacılık anlayışmın somut bir ifadesidir. Biz Garanti'de şöyle düşünürüz: Artan hizmet kalitesi artan müşteri demektir. Artan müşteri artan kazanç getirir. Artan kazanç hizmet kalitesine yansır. Artan hizmet kalitesi daha çok müşteri getirir. Garanti'nin Türk bankacılığında son yıllarda gösterdiği benzersiz gelişmenin sırrı, rakamlarda değil, bu anlayışta saklı. Siz böyle bir bankayla çalışmak istemez misiniz? ÖDENMİŞ SERMAYE 2.000.000.000.000 TL. • GARANTİ BANRAS1 Bilanço Ana Kalemleri (Karşılaşdrmalı) 31.3.1993 - 31.3.1992 (MilyarTL) 1993 1993 MART SONU ÖZET BİLANÇOSU Özet Kâr - Zarar (Kaışüaştırmak) 31.3.1993 - 31.3.1992 (MilyarTL) 1992 KASA VE BANKALAR 3.996,4 3.110,2 MENKUL DEĞERLER 3.377,0 1.539.1 KREDİLER 9.780^ 5.788.2 TAKİPTEKIALACAKLAR (NET) İŞTİRAKLER VE KURULUŞLAR (NET) 590,0 347,4 SABİT KIYMETLER (NET) 1.078.7 632.3 PASİF MEVDUAT 11^45,1 7.567,8 KULLANILAN KREDtLER 3.971,4 2.007.9 ÖZKAYNAKLAR 1^75^ 1.278.9 KÂR 320,5 138,6 DIŞ tŞLEM HACMİ (Mifyar $) 1,4 1,4 Nisan sonu itibariyle, ödenmiş sermaye 2 trilyon TL'dir. FAİZGEÜRLERİ FAİZ GtDERLERl NET FAİZ GELİRİ FAİZ DIŞI GEIİRLER FAİZ DIŞI GÎDERLER KARŞILIKLAR DÖNEMKÂR1 VERGİ KARŞUJĞ1 DÖNEMNETKÂRl 1993 1.415,4 -505,0 910,4 484,8 -982,9 -20,9 391,4 -70.9 320,5 1992 933,2 -433,7 499,5 184,3 -511,3 -16,4 156,1 -17,5 138,6 PENCERE Tarihimizle ve Dinimizle Barışmak?.. Her Türk, Türkçü değildir... Aşırı milliyetçilik, şovenlikle birdır; Türkçülük, ırkçılık demektir. Kürt, neden Kürtçü olsun? Müslümamn şeriatçılığı yobazlığı içerir, Islamcı ile Müslüman arasında bir ayrım var: Anadolu Müslüma- nında softalık yoktur, hoşgörü ağır basar. Ancak son zamanlarda tatlısu entelleri akıllarını geri vitese taktılar. Diyorlarki: - Yeter artık! Laikliğin baskısından kurtulalım, tarihi- mizle ve dinimizle barışalım.. Kürtçüler ve islamcılar, tatlısu entellerini önce kafakc- la aldılar, şimdi alkışlıyorlar. Oysa "Osmanlıyla ve is- lamla barışmak" masalı 1980'lerin Türk-lslam sentezin- den türemiştir. 12 Eylül'ün resmi görüşü 1990larda böyle savunulu- yor. • Tarihimizle barışmak.. Dinimizle barışmak.. Peki, küs müydük? Şeriatçtların Müslümanlığa saygısızlık ettiklerini dü- şünüyorum; çünkü din, politikaya alet edildi mi, kötüye kullanılıyor demektir. Sen yüce Islamı, üç beş kuruş aş- kına neden bir siyasal akım niteliğine dönüştürüyorsun? Particilik yapmak uğruna, Allah'ı, Muhammet'i, namazı niyazı, ezanı, camiyi minberi, vaazı işine geldiği gibi yo- rumlayıp iktidara geçmek yolunda piyasaya sürüyor- sun. Islam dinine gerçekten saygılı kişi, neden din adına parti kurup milletvekili olmak ister? Müslümanlığı köşeyi dönmek için kullanan açıkgöz dinle banşık oluyor da; inancını cüzdanında değil, vicda- nında taşıyan ve gösterişten kacınan yurttaş niçin dine küssayılıyor? Şeriatçı uçkâğıt açıyor... Süleyman Nazif öfkelenirmiş: -Türkçü olmaz.. - Neden? - Kavuncu kavun, tatlıcı tatlı, karpuzcu karpuz satar; Türkçü de Türk mü satacak? Peki, islamcı olur mu? Islamcı, Müslümanlık mı satacak? Anadolu halkı, islamcılar ortaya çıkmadan da Müslü- mandı; kim kime neyi satıyor? • Tarihimizle barışmak ne demek? Kim küsmüş ki tarihine? 1923'ten beri bu ülkenin okul- larında anlı şanlı tarihimiz belletilir; Yavuz'un yiğitliği, Fatih'in büyüklüğü, Kanuni Süleyman'm görkemi ağız- larda sakızlaşır. Orta Asya Türklüğü göklere çıkarılır, Er- genekon destanı öğrencilerin bilinçlerine kazılır. Tatlısu entelleri "resmi tarih'e karşı çıkıp söylenmez- ler miydi: - Resmi tarih yalandır! Şimdi "dinimizle ve tarihimizle barışalım " derken ne- yi anlatmak istiyorlar? Kimsenin tarihle bir küslüğü yok; bu ülkede hiç kimse geçmişiyle dargın değildir. Bir Fransız için kral ne an- lam taşırsa, Türk için de padişah, o anlamı taşır. Devrim- le kurulmuş cumhuriyetlerde sultanlığın ve krallığın eleştirisi geçerlidır, ama bu, tarihle dargınlık anlamına gelmez. • Kürtçülük, Neo Osmanlılık, Türkçülük, Islamla barış- mak, tarihimizle barışmak.. Tümüdefısfıs... Laik cumhuriyete düşmanlığı meslek edinenlerin za- vallı çırpınışları bunlar... AaKAYBIMIZ Merhum İsmail Kıral ve merhume Nadire Kıral'ın oğulları; Belma Söyleyensoy'un ağabeyi; Muhterem Söyleyensoy'un kayınbiraderi; Ayşe, Mehmet Söyleyensoy'un dayıları; Gamache ailesinin damadı ve Ann Kıral'ın sevgili eşi Edirne Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü eski Müdürü Pioneer Tohumculuk A.Ş. Genel Müdürii, Ziraat Yüksek Mühendisi BÜLENT KIRAL vefat etmiştir. Merhumun cenazesi 23 Mayıs 1993 Pazar günü (bugün) Ankara Maltepe Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Karşıyaka Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. Mevla rahmet eyleye. AİLESİ ÖLÜM Arkadaşımız HAKANBAYHAN Annesini kaybetti. (22.5.1993) Başsağlığı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI TORBALISULH CEZA MAHKEMESt EsasNo: 1992/243 Karar No: 1992/322 Hâkinı: Mehmet Beyazıt Boran 24599 Kâtip: Ipek Alpay 1445 Torbalı Sulh Ceza Mahkemesi'nin yukanda esas ve karar sayüı Uamı Ue boya maddesi katarak taklit ve tağşiş edilmiş sucuk imal etmek suçun- dan subuta eren eylemine uyan Afyon merkez Ça\uşbaş Mah!si nüfusuna kayıth olup Torbalı Kujçuburun köyünde bulunan Çamdibi Mezbaha Sucukları imalathane sahibi Mustafave Fatma'dan 1961 D.lu sanık Ce- mfl Bal hakkında TCK. 398, TCK. 19,647 S.Y. 4, TCK. 72, TCK.402/1, 402/1- 2. maddelerinegöre 550.000 lira ağır para cezası, 3 ay mahkûmi- yet müddeti kadar cürme vasıta kaldığı meslek ve sanatının tatiline, 7 gun süre ile işyerinin kapatılmasına; Karar özeti kesinJeştiğinde C.Savcılığı'na bildirilerek masrafı bilahare hükümJü üzerinde bırakılmak üzere Ankara, İstanbul, 1zmir'de yayun- lanan tirajı 100.000'in üzerinde bulunan bir gazetede ve ayrıca suç ma- hallinde yayımlanan mahalli bir gazetede derhal ilanına, Resmi ödenekten yapılan 5.000 lira yargılamafîderinin sanıktan tah- siline karar venlraiş olup kanun yoluna basvurulmaksızın 5.2.1993 ta- rihinde kesinleşmişıir. llan olunur. 8.2.1993 Basın: 30139
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle