23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23MAYIS1993PAZAR •••• CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 15 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada öve ove bıtiremediği siyasetçi havası basmaya başladı. Uoğrusu, nereden öğrendi, kimden eğıtım aldıysa, dersini iyı sindirenlerden biri de Tansu Çiller. Kamuo- yunda fehine kıpırdanma yapacak ne türden davranış varsa her birıni o yazar, bu gazete demiyor, ustaca ek- lerle her basıt olayı kullanarak anlatıyor. Söylediklerine göre Ingilizden, Fransızdan sonra, sözde arandığını kanıtlamak ıçin, Dolmabahçe Sarayı'n- da ya da bir törende bakan arkadaşlarını sağa sola ite- rek Alman Başbakanı'na ulaşıyor Içten davranışlar gösteriyor Dün, vazgeçilmez siyasetçi rolünü bir kez daha kesi- yor. Odalar Birliği toplantısına, başbakan vekili ile ba- kanlardan 25 dakika geç geliyor Inönü ne kadar alkış aldıysa bir o kadar alkışlanıyor. Yıllardır gevelenen kimi ekonomık kuralları yineleye- rek, bir de "slogan kadın" rolüne soyunuyor. Tabii hem çekici bir kadın hem slogan... Haydi bastır alkışı. Tabii, çevresine, adaylığını pompalayan kimi sütun sahiplerine toplantı salonuna girdiğinde ve sloganları sıraladığında yerin göğün sarsıldığını anlatacak ve... Kuşkusuz, kimi hayran kalemleri inandıracak! Bu örnekler, DYP kongresi arifesınde ıster propagan- da olsun ister başka amaca yonelsin, donen türlü dü- menleri anlatmaya yetmez. Ulkeyi yönetecek biri aranmıyor son günlerde Kimi yararları kollayacak, yeni kimi yararlar sağlayacaklar ön planaçıkarılıyor. Siyasal becerisini tartışmayı bir yana bırakalım; an- cak, durüstlüğüne, erdemine kimsenın söz edemeyece- ği Cindoruk adı, son günlerde acaba neden puan yitiren adayaçıkıyor? Ya da bir başka ismin, ne örgütten olumlu not alır ne de oy, acaba niçin bir ıki günde yıldızı parlıyor? YttHboyMt Tabii, söylentilerin bini bir paraya. örneğin, başka ki- mi nedenlerin yanı sıra Bedrettin Dalanın partiyle "pa- zarlık olanağı bulabılmek için" birden adaylığa soyun- duğunu öne sürenlere de rastlanıyor. Neymış pazarlık? Bakanlık mı? Yok efendim, yok. istanbul Belediye Baş- kanlığı'naadaylık! Bu, İstanbul Belediye Başkanlığı ne menem önemli yermış ki sıyasette bir üst kademeye atlama olanakları varken. Dalan hâlâ aynı koltukta direniyor. 13 hazirana daha günler var. Basın, önemsenmeye- cek haberleri büyükçe göstermeye zorlanıyor. Örnek mi? Işte: 20 Ekim 1991 seçimlerinde on ikiye beş kala partiye girıp milletvekili seçilen, -her nedense- ardından kurulan hükümete alınan Mehmet Ali Yılmaz'ın İstanbul ve Karadeniz illerinde tam 300 delegenın oyuna ege- men olduğu ballandıra ballandıra yazılıyor. Bu rakam, bu irdeleme ne demektir? Çok açıktır ki, bir ya da her aday, Mehmet Ali Yılmaz'a yanaşmadan, da- nışmadan seçilemeyecek demektir. Kolay mı, 1200'e yakın toplam delegenin üçte birini elde tutmak! Kuşkusuz, bu arada üzerinde yine yanlış değerlendir- meler yapılan bir başka söz sahibı, Devlet Bakanı Çağ- lar, dün Bursa'da -kendi deyişiyle- önemli mesajlar vermeye hazırlanıyordu. Sabah, şöyle bir söyleştik Çağlar'la. Bursa kongresin- de aday olmayacağını ilan edecek ve kongreye tek adayla gidılmesini isteyecekmiş. Bana göre aday olmayacağını söyleyerek Çağlar sah- neden çekilmıyor, tersine vazgeçemediği genel bâş^ kanlık mücadelesine -hesaplarına uygun- "yeni bir boyutgetiriyor." Bu boyutun içeriğinde neler yatıyor? Çağlar, masum bir hava içinde, tek genel başkan adayını "örgütün sap- tamasmı istiyor." Bu yol açılırsa... örgüte güvendiğini her zaman söyle- yen Çağlar, acaba aday olmayacağını söylemeyı sürdü- recek mi? Hesap, hesap içinde... Cünün programı « 15.30 Konyaspor- AT) MKE Ankaragücü Sz (Konya). 15.30 Sa- nyer-Altay (Yusuf ZıyaÖnış). 15.30Gazianteps- por-Aydınspor (Gaziantep), 15 30 Bakırköyspor-Trab- zonspor (Fenerbahçe), 15.30 Kay senspor-Bursaspor (Ka\ - seri). 15.30 Karşıyaka-Fener- bahçe (Atatürk). 15.30 Genç- lerbirlıği-Kocaelispor (19 Mayıs) PAFLigj 1330 Komaspor-MKE An- karagücü (Konya). 11 45 Sa- nyer-Altav (Paşabahçe), 13.30 Gaaanîepspor-Avdıns- por (Gazıantep). 11.45 Bakır- köyspor-Trabzonspor (Ata- köy (Toprak). 13.30 Kaysens- por-Bursaspor (Kayseri). 13.3C Karşıyaka-Fenerbahçe (Atatürk). 1*3.30 Gençlerbir- liğı-Kocaelıspor (1 Nolu Sa- ha) 2. Lig (Play-ofl) 15.3C Goztepe-Mersin İY. 15.3C Malatyaspor-Samsuns- por. 5.30 Sı'irt Köy Hiz.YSE Spor-Denizlispor, 15.30 Sa- karycSpor-Zeytinburnuspor. 15.3C Antahaspor-DÇ Kara- bükspor. 15.30 Bandırmas- por-Kartalspor. 15.30 G O. AT YARIŞLARI FtKRETDAĞLIOĞLU 1. KOŞU: F. Civan (3), P. Sanane (8), PP. Baydanbey (9) S. Kuoey(4). 1KDŞU: F. Magic Boy (2), P. Kaşemumkara (5), S. Yörük (4), 3. KDŞU: F. Benlıağa (3), P. Kartalbey (7), PP. Sülohan (9), S. KaJmder (6), 4. K3ŞU: F. Disney (2), P.Banuçiçek (7). PP.Lyra (8). S.Kırmı- zışe-'tan (4), 5. KDŞU: F. Şeyda (5), P. Myra (11). PP. Alışık (9). S. Uçan (4), 6 KOŞl: F Hakanhan (4), P. Vardar (13), PP. Bükentay (2), S.ICın Can San (5), SS. Demeter (14), 7. KDŞL: F. Devzade (10), P. Oflu (11). PP. Mütişcan (4), S. Uluxy(9). TÜRKİYEDE DÜNYADA Paşa-Üsk Anadolu (G.O. Paşa), 15.30 Yalovaspor-İne- gölspor. 15.30 İstanbulspor ÂŞ-Eyüpspor (Bayrampaşa). 15.30 Balıkesırspor-Manisas- por. 15 30 Ayvalıkgücü-Y. Salıhlıspor. 15.30 Muğlaspor- Bucaspor. 15.30İzmirspor-Y. Nazılhspor. 15.30 Alan\as- por-Tarsus İY. 15 30 Keçıö- rengücü-Boluspor. 15.30 Mu- durnuspor-PTT. 15.30 Kü- tahvaspor-Ispartaspor. Judo 09.30 Boğaaçı turnuvası (B. Felek) Otomobil Sporları 10.00 Korting (Tuzla) Yelken 10.00 Denız Harp Okulu ya- nşlan (DHO) TV'de spor TVl 20.30 Günün spor haber- leri, TV313.30 Türkive-Estonya (Hentbol karşılaşması naklen). 15.00 İstanbul at vanşlan(naklen). InterStar 19.50 Futbol lıg. HBB 14.30 Kolej basketbolu. ShowTVl 3.00 NBAhgi. 23.00 Skorbord. DTORİTELERİIY GÖRÜŞLERİ KerıalAkyer EjdtTopçtı ûzcnErd 2 24 2 3-M 7-3-5 3-7 2-7-8 2-M 5-11 2-10 4-2-5 4 5-2-3 1M 10-11 11-4 AL'ILIGANYAN 2 3 2 5-11 7 7 9-4 9 8 4 10 11 Eskışehır istanbul MeteoroiCji Genei Mudur ugu ndenalınan bılgıye goce butunbolaelenm zpar- . caiı ve çok bulutlu Marmara nın doğusu Karadeniz Iç Ege 9011er yores <ç A-ıado u Doğu Anadolu ıie Gjneydoğü Anado u nun ÖO^USJ sağanak ve go*- ^ a r s guru ^ıjiu saganak yağışiı geçecek Hava sıcaklığında onemi b<r değışıklık o»- Konya mayacak Denızlenmtzde ru2gar Ooğu Karadeni2 /e Batı Akdenız de gunbatısı Samsurmayacak Demzlenmtzde ruzgar Doğu Karadeniz /e Batı Akdenız de gunbaîısı vekarayel Baîı Karadenız de kıbıe ve lodos dığer denzıenmızaeyıtdtz veka- rayetden2-4Kuvvetınde saatte4-16 denız mılı hızlaesecek Van Go*u ndenava çok bulutıu ve sajanak yagışlı geçecefc T rabzon Zongulöak y Yağmurlu Bulutlu Sisli Guneşli Karh OLAYLAREV ARDINDAKI GERÇEK [ • Baştarafi 1. Sayfada kalmışlardır Bu görevın de ilk aşamada kısa süreli olacağı anlaşılıyor. Çunkü Sayın Demi- relin anayasa gereği DYP Genel Başkanlığı'ndan ayrıl- masıyla boşalan yere birıni seçmek için toplanacak DYP olağanüstü kongresinın kararı sonbahara kadar geçerlıdır. Sonbaharda DYP olağan kong- resi var. Partinin delegeieri bir daha toplanıp kararlarını göz- den geçırecekler. Demek ki bi- ri hazıran, öteki kasım ayında ikı kongrenın hesabı kıtabı bu olgunun içinde yer alıyor. Elbette ış bu kadarla bıtmı- yor... DYP'de genel başkanı (yada başbakanı) seçmek üzere top- lanacak delegeler, gözlerını Çankaya'ya dikmış, ışaret bek- liyorlar. Kamuoyu da gözlerını Çankaya'ya dikmış, "SayınDe- mirel DYP'lilere ışaret verip müstakbel başbakanı saptaya- cak m/?"diye "teyakkuz du- rumu'na geçmiştir. Işaret ve- rıldiğı gün, Köşk'e dönük eleş- tırıler patlayacak; verilmediği zaman DYP'de işlerin kanş- ması olasılığı güçleniyor; çün- kü partide genel başkanlık (ya da başbakanlık) yarışına he- veslı adaylar. her şeyı unutup hırslanmaya başladılar bıle... DYP'de şenlık var. Bir genel başkan ya da baş- bakan seçecek; ancak bu ış, çelışmeler-çatışmalar yarata- cak; seçilen talihli başbakan adayının koalısyon hükümetını kurma aşamasında an kovanı- na büsbutün çomak sokulacak; DYP içinde bakan olma sevda- sını gönlünde taşıyanların DYP-SHP koahsyonunda DYP'- ye düşen sandalye sayısına sığmayacak kadar çok olduğu herkesın bıldığı bir gerçek. DYP olağanüstü kongresın- de genel başkan seçilecek başbakan adayını bekleyen ül- ke sorunları da sıradan gunle- rın dağarına sığacak gıbı değıl Terörde ateş-kes'in sonu yak- laşıyor. Ekonomıde '500Gün- ün sonrasına ertelenen prob- lemlerin ağırlığı sırada beklı- yor. Enflasyonla başedebılmek ıçin sert önlemlerin alınması kaçınılmaz. Dış sorunlar, iç po- litikayı dalgalandıracak boyut- lartaşıyor. Enönemlısıde "De- mokratikleşme Programı!." Demırel'ın ağırlığı bıle demok- ratıkleşmeyı DYP'ye kabul ettı- remedığıne göre, yeni başba- kan bu yolda hafif kalmayacak mı? Sorun içinde sorun... Ancak kimi gazetelerin her gün yıldızladığı ve yaldızladığı başbakan adaylarının bunları yeterince düşündüklerıni san- mıyoruz Başbakanlık koltuğu politikada öylesine çekıcı kı bir kez oturmak, sonra da "eskı başbakan" dıye anılmak ıçin aklını peynir ekmekle yemeye hazırçokkişı var. Kentleşme sorunları neden • Baştarafi 2. Sayfada etmek üzere bir araya gelmjş. bu amaçla örgütlenmiş olmala- ndır. Böyle özelliklere sahıp kim- selenn. evlemleri suç olmasa da çok dikkatli davranmalan bek- lenır Ö\le olmalıdır ki, kamu vicdanında. eşitsizliklere yol aç- makla suçianmasınlar ve halk, umut bağladığı kimselere güve- nini yitirmesin. Acaba koope- ratıfe arsa sağlanmasında. siya- sal nüfuz kullanma olanağını elde edemeyen sıradan yurttaş- lann kurduklan kooperatifler aynı kolaylıklan elde edebılme şansına sahip olabilmişler mi- dir11 Arsalar nereden, kaça ahn- mıştır? Parselasyon, projelen- dirme ve yapı izni gibi istekle- rinde, beledıyeler. bu koopera- tife, her kooperatıf gibi mi davranmışlardır? Villalar, İmar, Boğaziçi, Çevre ve benze- ri yasalarla güvence altına ahn- mak istenen değerlerin korun- masına yardıma olacak konum ve mteliklere mi sahip; yoksa bunlann çiğnenmekte olduğu- nun birer simgesi midirler? Seç- kinler. toplumun duyarb oldu- ğu konularda, tutum ve davra- nışlanyla örnek olmalan gereken kımselerdir. Bu her za- man sağlanamadığından, top- lum elbette gerekli tüzel önlem- leri almak zorundadır. Kamu yarannı kollamak ve korumak amaayla. yönetim tüzemizde, kamuda ışveren ola- rak görev yapan yönetıcilerin bu görevlerinden aynldıktan sonra. belli bir süreyle. devletin karşısına bu kez alıcı olarak çıkmalannı önleyen kurallar vardır. Örneğin, bir sağlık ba- kanının. görevi son bulduktan bir süre sonra, o bakanlığın iha- lelennde boy göstermesi ciddi kuşkular yaratır. Bu nedenle, bu gibi kimselerin kamu ihale- lenne sokulmalan uygun ve yasal değildir. Ancak günü- müzde, o denli gelişmiş yolsuz- luk yöntemleri kullandıyor ki, sözünü ettiğimiz önlemler top- lum yarannı korumaya yeterli olamıyor. Bu nedenle de asıl güvence, kamu göreyülerinin vicdanında. önce kendini deği]. halkını ön planda tutmanın yer etmiş olmasıdır. Değişiklilt = Y olsuziukl Atatürk'ün isteği üzerine, Ankara İmar Yönetim Ku- rulu'na uzunca süre başkanlık yapmış olan ünlü yazar Falih Rıfkı Atay, şöyle yazmıştır "Nerede bir imar planı değişik- liği görürseniz; orada bir yol- suzluk olduğuna hükmedebilir- siniz." Kentlerimizi uzun ya da kısa sürelerle imar etme görevi kendilerine emanet bırakılan- lar, bu görevlenni yerine getirir- ken, yetkilerini kendilen'ni, kat, apartman, arsa vb. varlıklarla zengin etmek ıçin değil, toplum için kullanmak zorundadırlar. Mal \e mülk açlıklannın doyu- rulmasını erteleyerek. görev başında kendileri için yapama- dıklannı ya da eksik yapüklan- nı sonradan "'başarmalan" durumunda da, sorumluluklan bitmez. ÇANTASIZ İLKOKULModa Kültür Hizmetleri Limited Şirketi bünyesindeki 28 yıllık eğitim ocağıOzel Moda lisesi'nin anasınıfları ve ilkokul bölümü, bu öğretim yılında hizmete giriyor. Bu okul, şimdiye kadar duyduklarınızdan çok farklı bir okul. Eğifim ve öğrefim bilaisayar desfeâinde yapılıyor. Okul, tam gün. Ödevler, öğretmen rehberliğinde etüt saatlerinde, yani okulaa yapılıyor! Ödevini bitiren, kalemini, kitabını, deherini kendi özel dolabında bırakıyor, evine öyle gidiyor. I I•«• m •* Bitmedi! Çocuklar ingilizceye küçük yaşta başlıyor. Özel Moda Lisesi'nin orta bölümüne sınavsız geçebiliyor. Kolejlerin giriş sınavları için, okulun özel nazırlık çalışmalarından yararlanabiliyor. Ayrıca, 28 Haziran ~ 15 Ağustos arasındaki yaz okulunda da özel indirimleri var. Hepsi bu kadar değil! Bu okulda, çocuklarınızın ilgi ve yeteneklerine göre her şey düşünüldü. Tenis, bale, müzik, rolklor, satranç, ritmik jimnastik, masatenisi... Hepsi de ücretsiz. Spor etkinlikleri, kapalı spor salonunda ve özel Avrupa çim döşeli açık alanlarda yapılıyor. Okulda revir var, bütün bir gün boyunca görevli hemşire var. Beslenme, dengeli ve bilinçli. Anasınıflarındaki eğitim, çocuğunuzun yaratıcı bir kişilik geliştirmesine yöneîik. Eğitimi, alanlarında master yapmış Kanadalı ve Türk uzmanlar veriyor. Anasınıflarında okuyanlar, doğrudan ilkokul bölümüne geçebiliyor. Ve Özel Moda Lisesi, çocuğunuzu anasım/mdan alıp üniversiteye kadar, gerçekten "yetiştiriyor". Özel Moda Lisesi, Istanbul'daki en başarılı on özel okul arasında. Üniversiteye giriş başan oranı nef % 70. Aday kayıtları 14 Haziran'da başlıyor. Siz de çocuğunuza iyi bir eğitim imkânı sağlayın, onun geleceğini şimdiden garantileyin. MODA KÜLTÜR HİZMETLERİ Limited Şirketi Dr. Esat Işık Caddesi Şifa Sokak 43 Kadıköy - istanbul Tel: 346 91 37 - 346 91 38 - 338 64 39 Faks: 346 63 21 GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi 1. Sayfada - Aşırı sol "komünizm" demekti, aşırı sağ da "irtica" yani dinsel gericilik... Peki o zaman "ırkçılık" ne oluyordu? Irkçılık da "aşırı saö"sayılır mıydı? Ceza yasamız, "Bir sosyal sınıfın oteki sosyal sınıflar üzerindekı egemenliğini" yasaklamıştı, aynı ceza yasa- sında, "Devletin temellerini din kurallanna göre değiş- tirmek" de suç sayılmıştı. Ama aynı ceza yasasında "anayasanın tanıdığı kamu haklarmı ırk esasına göre değiştirmek" suçu da yer almıştı. Yalnız nedense, bir- çok "alaturka sağcımız" dillerine yerleştirdikleri "aşırı sağa ve aşırı sola karşıyız" klişesine "ırkçı, şoven ve fa- $/sf"eğilimleri yerleştirmeye pekyanaşmıyorlardı. Bunun kendilerine göre anlaşılır bir nedenı vardı. Ser- mayecı sağ, yani "alafranga sağ" ile "ırkçı sad"arasın- da, en azından bir "gönül birliği" söz konusuydu. Bu yüzden "aşırı sağ" kavramının içine yalnızca "dinsel sağ" yerleştiriliyor, "ırkçı sağ" bu suç klişesinin dışında tutulmaya çalışılıyordu. Ve böylece "liberal sağ" alanı gittikçe daralıyordu. Bu konudaki güçlük şuradaydı. Siyasal düşünceler, geometrik ölçülerle üçe-beşe ayrılamayacakları gibi "aşırı olan" ve "olmayan " gibi değişken ölçülerle de ta- nımlanamazdı. Çünkü, "aşırı sağ" ve "aşırı sol" gibi kavramlara, düşünce alanında, bu iki düşünceye da eşit uzaklıkta bir "merkez" bulunamıyordu' Siyasal bilimde böyle şaşmaz bir ölçü bulmak tıp biliminde kanser ilacı bulmak kadar güçtü, belki de olanaksızdı. Bu yüzden, "aşırı sağa ve aşırı sola karşıyız" klişesi, ucuz siyasal poiemıklerde alkış toplayabilirdi, ancak bunun hukuksal ve siyasal hiçbir anlamı olamazdı. Düşünceler, "aşırıolan''ve "o//?7aya/7"diyeıkiyeayrı- lamazdı, düşünceler ya doğru ya da yanlış olurlardı. Bu doğruluk ve yanlışlık ancak geniş bir hoşgörü içinde ve tam bir özgürlük ortamında, tartsarak belirlenirdı, an- cak eyleme göre bir sınıflama yapmak akla yatkın gel- mekteydi. işte biz bu yüzden "aşırı sağ ve aşırı sola karşıyız" kli- şesini bir yana atarak, "silahlı ve eylemlı sağ" ile "silah- lı ve eylemli sol" gibi sağı ve solu, silahlı eyleme göre tanımlayan bir kavram geliştirmeyeçalışmıştık. Sağ ve sol düşünce içinde, "fraksiyon" adı verilen bir- birine karşıt çeşitli akım ve eğilimler vardır Sağın içinde böyle olduğu gibi solun içinde de böyledır. Solcu vardır, şiddet eylemlerine herkesten önce karşıdır, sağcı var- dır, başvurulan yöntemlere temelden karşı durmuştur. Elbette bunun tersi de söz konusudur. Sağcı vardır, tek yöntem olarak solcu duşünceyı silah yolu ile ezmeye çalışır, solcu vardır burjuvazinin ancak silah yoluyla or- tadan kaldırılacağına ınanmıştır Türkiyede düşünce yasakları olmasaydı ve yıllarca bu konuların üzerinde yasak perdeleri çekilmeseydi, bu gibi konularda kamuoyu daha da aydınlanır ve şiddet eylemcileri bu ölçüde yaygın örgütlenmelere girişe- mezlerdi. Bu, bizim düşüncemizdir. Bu düşünce, "ço- ğulcudemokrasi"ded\g\rr\\z siyasal sistemin, yani "bur- juva demokrasisi''ri\n kabul ettiğı ve de bütun NATO ülkelerince benimsenen ilkelerdir. Neyazık ki, Türktop- lumu, yıllarca bu ölçüde bir özgürlükten bile yoksun bı- »akılmıştır. Şimdi, buradan bir başka noktaya geliyorum: Son yıl- ların şiddet eylemleri, "eylemli silahlı sağ" ve "eylemli silahlı sol" tarafından yapılmıştır. Bunda ne şüphe! Bun- lardan birkısmını "canım bunlardevletikorumuşlardır" diye kâyırmak suçâ ortak olmâic, yeni suçları teşvitc et- mek değildir de nedir? Söyler misiniz nedir? Biz silahlı eylemlerin her türlüsüne karşıyız. Her türlü düşünceye "evet", ama her türlü silahlı eyleme "hayır" diyoruz. Bu "evef" ve "hayır"\n yerini değiştirmek, silah- lı eylemcilere şu ya da bu ölçüde hoşgörü tanımak, ne anlama gelir? Bunu hep birlikte bir düşünelim derim . Mumcu Sokağı9 nda • Baştarafi 1. Sayfada Mumcu'nun eşi Güldal Mum- cu, karanfilleri abrken, gençh- ğin bu tepkilerinin güvence olduğunu belirterek, bu duyar- lılığın kaüllerin bulunmasında ve başka cinavetlerin önlenme- sinde etkili olmasını diledi. Ugur Mumcu'nun oturduğu evin önünde fotoğraf çektiren gençler, apartmanın girişinde açılan deftere de duygulannı di- le getirdiler. Daha sonra olayın meydana geldiği yere karanfiller bırakan öğrenciler, burada "Yiğidim Aslanım" şarkısını soylediler. "Cumhuriyet ve demokrasi düşmanlan, artık meydanın boş olmadığını göreceklerdir" diyen gençler, Atatürk ilkeleri- nı koruyacaklanna dair şu andı içtiler: "Istiklal ve cumhuriyetin sonsuz bekçısıyız. İstikbalde hiçbir kuvvet bızı yolumuzdan döndüremeyecektır. Yaptığı- mız her atıhm bılinçlidir. Türk ıstiklal ve cumhunyetı varlığj- mızın esası olarak, eğilmez baş- lar, bükülmez kollar, yenilmez Türk evlaüannın elinde sonsu- za dek yaşayacak ve nesilden nesillere devredılecektir. Türk gençlıği olarak bağımsızlığın, egemenliğın, cumhunvetin ve devrunlenn yılmaz bekçileriyiz. Her zaman her yerde her du- rumda Atatürk ılkelennden aynlmayacağımıza namus ve şeref sözü venr, kendınua bü- yük Türk ulusuna adanz." Radyocular yastan • Baştarafi 1. Sayfada etmeye çağıran Ataman, artık Ankara'ya gitmeyeceklerini de belirterek "Mecus kondorla- nnda koştumıak bizim işimiz degiL bu iş için seçilmiş insanlar var. Onlar koştursunlar" dedi. Ataman konuşmasının deva- mında tüm Türkiye'de 10 mil- yon imza toplandığına da dik- kati çekerek parlamentonun bu çoğunluğun karşısında durma- sının demokrasiye aykın oldu- ğunu ifade itü. UNUTULMAZ "REMBETİKO" FİLMİNİN UNUTULMAZEZGİLERİ ... EGE'NİN ÖTEKİ YAKASINDANHÜZÜN, TUTKU, COŞKU VEAŞK ŞARKIIARI REMBETİKO YOĞUN İLGİ ÜZERİNE, SADECE I HAFTA İÇİN Y E N İ D E N TRİBUNAL'de Odakule Karşısı Karaca Tiyatrosu Yanı İstiklal Cad. Rez : 249 VI *7S> PENDİK 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1991/483 Mahkeraemizce verilen 31.12.1992 tarih 1991 / 483 esas 1992/684 sayılı kararile İstanbul, Pendik-Şenlik koyu, 397 parsel sayılı gaynmenkulde davahFırdevsAcar'ın 121/14499 hissesinin%8.067rTL. bedelkarşıhğı ArsaOfisi Genel MüdürJu|ü adına tapuya kayıt ve tescılıne, tapu kaydı uzerindeki tüm takyidatların kamulaştırma bedeli uzerıne ıntıkalıne ka- rar verilmiştır. Soğanhk-Havmak Dokum Fabnkası Kartal adresınde bulunamayan davalı Firdevs Acar'a ış bu kararın ılanen tebliğinegıdilmıştir. llanın neşnnden ıtıbaren 15gunsonrateblığedilmişsayılacağıdailan olunur. 4.5.1993 Basın: 30163
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle