23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11MAYIS1993SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cinnet,bîr aileyiyok ettiKorkunç son Gölcük'te cinnetgetiren denizastsubayı Ahmet Karaağaç, tobancaylaaüesinikurşım yağmuruna tuttu. Eşi ve ikiçocuğunu öldüren astsubay, dahasonra6. kattan atlayarak intüıaretti. • Kıdemli Astsubay Başçavuş Ahmet Karaağaç, cinnet getirerek eşi Hatice ve çocuklan Seher, Merve ve Derya'yı tabancasıyla kurşun yağmuruna tuttu. Yaylım ateşi sonucu astsubayın eşi Fidan ile ilkokul birinci sınıföğrencisi Merve, 1.5 yaşındaki Derya hemen can verdiler. Ortaokul son sınıf öğrencisi Seher ise cehennemden çenesinden yarah olarak kurtulabildi. AHMET KURT GÖLCÜK - İzmit'in Gölcük ilçesinde, cinnet geçiren bir de- niz astsubayı, tabancayla eşini ve iki çocuğunu öldürüp bir ço- cuğunu da yaraladıktan sonra altıncı kattaki evinden atlaya- rak intihar etti. Gölcük Çifüik Mahallesi Fi- lızkent Sitesi Fide Apartmanı'- ndaki olay, dün sabah saat 05.40 sıralannda meydana gel- di. Gölcük Donanma Komu- tanlığı'nda kıdemli astsubay Başçavuş Ahmet Karaağaç (36). cmnet geçirerek. eşi Hatice Karaağaç (33) ve çocuklan Se- her (15). Merve (7) ve 1.5 yaşın- daki Derya'yı tabancasıyla kurşun yağmuruna tuttu. Cin- net geçiren astsubayın eşi ile Fidan Ilkokulu birinci sınıf öğ- rencisi kıa Merve ve 1.5 yaşın- daki Derya olay yerinde yaşa- mını yitirirken, Gölcük Örtao- kulu son sınıf öğrencisi Seher çenesinden yaralandı. Yetkililerden alınan bilgiye göre, tabancasındaki tüm mer- mileri ailesınin üzerine boşaltan Ahmet Karaağaç, daha sonra intihar etmek için banyodaki şofbenin tüpünü açtı. Bu girişi- minde başanlı olamayan astsu- bay Karaağaç, bu kez de elekt- rik pirizine kablo bağlayarak yaşamına son vermek istedi. Ancak bunda da sonuca ulaşa- mayan ve yalnızca ayağı yanan astsubay, alüncı kattaki evinin balkonundan atlayarak intihar etti. Karaağaç'ın, bir gün önce başının agndığını söyleyrek bir hafta izin aldığı öğrenildi. Öldii izlenimi verdi Olavda çenesinden yaralı olarak kurtulan Seher Karaa- ğaç'ın öldüğü izlenirnini vere- rek sağ kalabildiğini belirten yetkililer, Seher'in Gölcük De- niz Hastanesi'nde tedavi aluna alındığını bildirdiler. Uzman gözüyle Astsubay Ahmet Karaağaç (en üstte küçük resim), eşi Fidan ve çocuklan Merve (7) ile Derya'y«O-5) (yanda) öldürdü. Kızı Seher'in de (üstte küçük re- sim) öldûğünü sanan Karaağaç, önce şofbenin tü- püyle, sonra da elektrikle yaşamına son vermek istedi.Bütün bunlardan sonra altıncı kattaki bai- kondan atlayarak intihar etti. (Fotoğraflar: AA) Depresyonya da paranoid-psikoz Haber Merkezi-Cinnet geçirerek, eşi ve iki kızını öldüren bir kızıru da yaralayan astsubayın ağır bir akıl hastalığı tablosu çizdiğj belirtildi. Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Nezih Eralan, astsubay Ahmet Karaağaç'ın. ağır bir depresyon ya da paranoid-psikoz rahatsızlığı ıçinde olabıleceğını söyledi. Böyle bırdurumun birdenbıre ortaya çıkamavacağını anlatan Dr. Eralan, astsubayın. olaydan bir gün önce başının ağndığını söyleyerek işyerinden bir hafta ian almasının dıkkat çekici olduğunu belirterek şunlan söyledı: "İntihar v a da cinayet düşünoesi olan kişiler mutlaka hastanede yatakh tedavi görür. Elektro-şok uygulanır ve yoğun ılaç kullanılır. Bu kişi. doktora başvurmuş olsa hastalık kontrol alüna ahnabilir ve büyük ölçüde önlenebilirdi" diye konuştu. Ailesmi kurşun yağmuruna tutuktan sonra. öncespfben tüpü ile. daha sonra elektrik pirizine kablo bağlayarak intihar gırişimi yapan. ancak başanlı olamayan astsubay Ahmet Karaağaç'ın, sonuca ulaşmak için çabalamasının da dikkat çekici olduğunu belirten Eralan, "İntihar ya da cinayete kesin karar \ ermiş olan hastalar. ortalama 20-40 gün gibı bir sürede "ıdare edebılir* duruma gelir. Tedavide başan oram yüzde 100'e yakındır" dedı. Dr. Eralan. silahlı görev yapan kışilerin, mutlaka psikıyatrik muayeneden geçmesi gerektiğinı de vurgulayarak, çok kısa süreli de olsa rapor almalan durumunda silahı bırakmalannın zorunlu olduğunu söyledı. Bu konuda psikiyatristlerin hassas davranmalannı isteyen Eralan, "Bizim 'silah taşıyamaz' diye raporuna şerh koyduğumuz kişi, başka bir yerden olumlu rapor alıyor ve silah taşımaya devam ediyor. Kişisel haklar ile toplumsal haklann dengesinin kurulması zorunludur." diye konuştu. İki sendikanın 22 mayıs tarihinde yapılacak kongrelerinde birleşme karan almalan bekliyor Türkîye Maden-îş ve Otomobil-lş birleşiyorw İstanbul Haber Servisi • Tarihi neredeyse Töridyt sendikater tarihi kadar eski otem ' Türkiye Maden-İs ve kurulduğundan bu ' yâni yıgmsal bir gücVblâşamamış Bağım- sız Otomobil-İş arasında birleşme karan nihayetçıktı. Uzunca bir süredir birleşme görüşmele- rini sürdüren her iki sendikanın yöneticile- ri, karan olumlu ve önemli bir gelişme olarak niteliyorlar.. Maden-îş Genel Başkanı Murat Tok- mak, birleşme sonrasında metal işçisinin mücadelesinin çok daha güçlü olacağmı belirtirken, "Neden Otomobil-lş" sorusu- na, "Otomobil-lş Sendikası ile sendikal anlayışımız ortak" yanıtını veriyor. Her iki sendikanın 22 Mayıs'ta ayn ayn yapacaklan genel kurullarda, birleşme gündemi görüşülecek. Maden-İş Genel Kurulu'nda Otomobil-tş'e kaülma karan alınması bekleniyor. Otomobil-İş Genel Kurulu'nda birleşme karannın yanı sıra DİSK'e üyelik konusu da bir gündem maddesi olacak. Hukuksal olarak Maden- İş'in Otomobil-İş'e katüması biçiminde gerçekleşecek olan birleşme d i k " B i k ^ k M L l alacak. 1 I & sonrasında şınmazıyla ve tarihsel deneyim ve biriki- Dûndenbugüne , Uzun bir süre Özdemiı-lş ve Çehk-İş sendikalanyla birleşip Türk"-lş'e.katılmaya r p , çaUşan Otomobil-lş ise Türk-İç'in tüzü- Maden-lş faaliyetinin durdurulduğu ğündeki "her işkolunda tek sendika" ilke- 1980 askeridarbesinden hemen önce Metal s i n i değiştirrnernesi üzerine, hem Türk-Iş hem de birleşme dışında kaldı.işkolunda örgütlü yaklaşık 200 bin işçinin yansını bünyesinde banndınyordu. Ayn- , — . ,-— ca, DÎSK'in üye sayısı bakımından da en l e n Otomobıl-Işın tabaru, büyük çoğun- büyük sendikasıydı lukla eski Maden-îş üyelerinden oluşuyor Aym tarihlerde, ömeğin 1971 yıbnda 8 v e b u t a b a n Maden-İş'in sert sendikal sa- bin kayıth üyesi bulunan Otomobil-İş ise vaşımlarla belırlenmış geleneksel çizgisme daha sonraki yıllarda Demirdöküm, Mut- lu Makine, Aysal gibi işyerlerinde yapılan referandumlarda işçilerin Maden-Iş'i ter- cih etmeleri üzerine üye sayısı daha da azal- Yüzde 10 barajını zor da olsa koruyabı- özlem duyuyorlar. Yeni sendikanın vönetimi y y mış bağtmsız bir sendika olarak varhğını sürdürdü. Birleşme göriişmelerinden edınilen bilgi- lere göre, Birleşik Metal Sendikası'nın Genel Başkanhâ'na büyük olasıbkla şim- Bugün Maden-İş, 12 yıl sonra Türkiye'- diki Otomobil-lş Genel Başkanı Ali Rıza ye dönen genel başkanıyla, 6 irtibat büro- İkisivri'nin getirilecejşi. dokuz kişilik yöne- su,9uzmamvesıfırdüzeyindekiörgütlülü- timin de Otomobil-Iş'ten 4, Maden-Iş'ten ğüyle, 14 Nisan 1992 ören toplanülannda de 5 yöneticinin katılımıyla oluşturulacağı, açıklanan rakamlarla yaklaşık 50 milyar birleşme kulislerinden alınabilen haberler 500 milyon lira nakit, 281 milyon dolar ta- arasında. Cam işkolu 8binisçi grev karan aldı İstanbul Haber Servisi - Cam işkolunda, sekiz bin işçiyi kap- sayan, grup toplu ış sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağla- namadı. Knstal-İş Sendikası, 21 Mayıs'ta, lOişletmedegreve çıkma karan aldı. Kristal-İş Genel Başkanı İb- rahım Eren. işveremn karşısına. ışletmelerin içinde bulunduklan ekonomik zoriuğu gözönünde bulundurarak, mantıkh bir tek- lifle çıktıklannı söyledı. Eren, "Ekonomik durumu iyi olan iş- letmelerde enflasyon düzeyin- de, diğerlerinde ise enflasyon oraru altında ücret artışı istedik. İşveren, teklifımizi bütün ma- kullüğüne rağmen kabul etme- di. Önümüzdeki günlerde an- lasma sağlanamazsa cam işçisi. 21 Mayıs'ta greveçıkacak'' dedi. 'Hücre evi' kurbanı Sankaya İstanbul Haber Servisi - Fa- tih, Çarşamba'da tstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesı ekiplennin bir eve düzenledığı operasyonda polislerle giriştiği çatışmada öl- düğü iddia edilen kişınin Ayde- de Sankaya olduğu açıklandı. Yetkililer, Sankaya'nın THKP-C Hallun Devrimci Öncüleri adlı örgüt mensubu olduğunu, evde yapılan arama- da ise 2 kalasnıkof tüfek, dına- mit lokumu, tahrip kalıplan ve el bombalan bulunduğunu id- dia etüler. Sendikaların özgeçmişi Türkiye Maden-İş Sendikası, 1947 yıhnda tstanbul'da, üzeyir Kuran'ın başkanlığında Demir ve Madeni Eşya tşçfleri Sendikası adıyla kuruMu. 1954'te Kemal Turkler, genel baskanlığa getirüdi. lÇS^de adı Madeu-lş olarak değiştirildi. Türk-tş kundunca, konfederas- yooun içinde yer aldı, ancak sü- rekli muhalefet odağı oldu. Maden-İş'in örgütlü olduğu Kavel Kablo Fabnkası'nda 1963 yıhnda gerçekleştirilen fıili gre>, 1961 Anayasası'yla tanınan, an- cak kullanılamay'an toplusözleş- me ve grev hakkınuı yasallaşma- sua biryûk katkıda bulundu. Paşabahçe gre>ini destekleyin- ce Türk-İş'ten 4 sendikayia bir- likte ihraç edildi. DİSK'in kurucusu olan Ma- den-İş, Genel Başkanı Kemal Turkler'i konfederasyonun genel başkanuğına taşıyarak, DGM yasasma karşı, grup sözkşmeieri- ni dayatan MESS'e karşı yürût- tüğü mücadeky le adını beOeklere iyke kazıdı. 12 E>lül darbesiyk kapanlan Maden-İş, uzunca süre kayyıunlarca yönetüdi. DİSK davasının düşmesinin ardından yeniden açılan Maden-tş, halen bir örgiitlenme faaUveti sürdûr- raüyor. Otomobö-tş ise, 9 Eylül 1%3'te kunıMu. tki yıl son- ra Türk-tş'e bağlı Metal-t'ş Fede- rasyonu'na üye oldu.1974'te feöe- rasyondan ayrüdı. 1980'e kadar bağnnsız sendika olarak yaşadı. ARAYIS Somairde Ukşe/ddbnizerGÖTJikanANKARA (AA) - Somali'deki Türk birliğinde görevli H. Murat Gözûkan adlı er, kaza sonucu sonucu şehit oldu. Askeri kaynaklardan edinilen bilgiye göre Somah'ye gjden ük Türk birh'ğjnde görevli 1971 Ordu doğumlu H. Murat Gözükan, önceki akşam TSİ 22.40'ta yemekhane olarak kullanılan çadırda temizlik yaparken içinde elektrik kaçağı bulunduğu betirlenen alüminyum bir direği tutunca cereyana kapıklı. Türk birliğindekj doktorlar tarafın- dan yapılan ük müdahalenin ardından birliğin lOOmetreilerisindeki Amerikan Hastanesi'ne kaldınlan Türk eri, bura- da 25 dakika süreyle yapılan her türlü müdahaleye rağmen kûrtanlamadı. Öte yandan Gözükan'rn şehit ohnası, doğum yeri olan Ordu'yu yasa boğar- ken, olayı duyan anne Hasret Gözükan, sinir knzleri geçiriyor. Gözükan'ın ölüm haberi, Ordu Askerlik Şubesi Baş- kanı Yüzbaşı Abdullah Erdoğmuş tara- fından ailesine bıldirildi. Geçtiğimiz yıl bir çocuklannı trafik kazasında kaybeden Gözükan ailesi şok haber karşısında mateme büründüler. İki çocuğunu bir yıl ara ile kaybetmenin üzüntüsüne dayanamayan 7 çocuk an- nesi Hasret Gözükan, çocuğunun öldü- ğüne bir türlü inanamayıp sinir knzleri geçirmeye başladı. Somali'deki Türk birliğinde çadırda temizlik yaparken, elektrik kaçağı bulunan alüminyum bir direği tutunca cereyana kapılan Gözûkan dokiorlarm müdahalelerine rağmen kurtanlamadı (sağda makineli tüfekli). Şehit erin doğum yeri olan Ordu'da olayın duyulmasından sora anne Asret Gözükan sinir krizleri geçirmeye başladı. Baba Kemal Gözükan ise "Lzüntümüz büyük, oğlumun vatan için şehit düşmesi tek teselli kaynağnnız" dedi. (Fotoğraflar: AA) Bııca Cezaeviyöııetiıııiııe suç duyurusuİZMİR (Cumhuriyet Ege Bûrosu)- Buca Cezaevi'nde zindancı zihniyetin ha- kim olduğunu öne süren Izmir Barosu Başkanı \ olkan Alposkay, "Hukuken zanlı olan insanlara mahkum gözü ile ba- kıbnaktadır. Avııkatıyla görüştürülmesi gereken sanıklann bu haklan da fıilen kullanıunaz duruma getirilmektedir"' de- di. Volkan Alposkay, Bııca Cezaevi önünde Izmir Barosu Sekreteri Çetin Tu- ran, yönetim kurulu üyeleri, Cafer öz- kan ve Ümit Aydıl ile birlikte düzenlediği basın toptantisında Cezaevi Müdürii Mehmet Akıncılar'ın gardiyanları avu- katların üzerlerine saldırttığını öne süre- rek hakkında Izmir Cumhuriyet Başsav- cılığı'na suç duyurusunda bulûnduklarııu, aynca Adalet Bakanlığı'na yaptıklan başvuruda ise müfettiş Lstediklerini söyle- di. Buca Cezaevi'ne mmekkilleriy le göıüş için giden, ancak cezae\i görevlilerince insanlık onunı ile bağdaşmayan hakaret- lere uğrayan 30 a\ukatın bairoya başvur- duğunu belirten İzmir Barosu Başkanı Buca Cezaevi'ne müvekkilleriyle gö- Alposkay. meslektaşlarına yönelik y apı- rüşmek için giden avukatlara cezaoi gö- lan saldırılarla ilgili olarak şu göriişleri revlilcrinin cezaevi müdürii Mehmet dile getirdi: Akıncılar'ın talimatıyla saldırdıklarmı "Hukuken zanlı olan insanlara mah- öne süren Baro Başkanı Alposkay, yöne- kum gözüyle bakümaktadır. Cezaevi timin cezaevini dağ başına çe\irdiğini be- yönetimi tutuklıüara karşı uyguladığı lirterek. ^Cezaevi görevUleri, baromuz baskı yöntemini şündi müdafilere yöndt- üyesi müdafilerin üzerlerine yüriiyerek miştir. Çağdışı geri bir kafa yapısuun 'avukatlar aşağılık insanlardır' diyebil- mantığı ile avukatı sanıkla özdeşleştiren mekte, ağua alınmayacak sö/.lerle küf- bu yöneticilerin cczalandırılması zonın- retmektedirler. Bilincli olarak avukatlar | ludur." üzerinde baskı uygulanmaktadır" dedi. i TOKTAMIŞ ATEŞ DYP'nin Sonu mu? Sayın Demirel 12 Eylül yönetimine karşı kıran kırana bir mücadele yürütürken.(ya da bizler yürüttüğünü sa- nırken) anlamakta zorlandığımız kimi hususlar vardı. Büyük Türkiye Partisi kapatılmıştı. Aralarında Sayın Demirel'in de bulunduğu bir grup siyasetçi gözaltına alınmışlardı. Aslında bu gözalt da garip bir gözalhydı. Mahkum desek değil, tutuklu desek degil... Sayın Demirel'in Türkiye'nin siyasal yaşamının hu- kuksal düzenjyle ilgiii olarak 1965'ten beri dilinden dü- şürmediği şikâyetlerinin hemen hepsi, gene Sayın Demirel'in daha önceleri önermiş olduğu biçimdedeği- şiyordu. Bakanlıkların çoğu eski Adalet Partisi sempatizanları- nın kontrolündeydi. Kültür Bakanlığı gibi birkaç bakanlt- ğın alt kadrolanyla, bir kısım üniversitelerin yönetimi MHP'lilerdeydi. Sanıyorum dünyada masonlarla ırkçı sağcıların işbirliği ve kader birliği yaptığı tek örgiitlen- me, 12 Eylül sonrası YÖK düzeni içinde Türk üniversite- lerinde olmuştur. Demirel'in 'ülkücü'lere yıllar boyunca yaptıramadığı şeyi 12 Eylül yönetimi yapmış ve sol'u sokaklardan sil- mişti. Hatta sadece sokaklardan silmekle yetinmemiş, tüm izlerini kazımaçabasınagirişmişti. "Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz", "Tenk çeken parmakla tespih çeken parmak bir olur mu" vb. gibi vecizeleri olan Sayın Demirel'in 12 Eylül yönetimine karşı çıkmasının ardındaki gerekçeleri anlamakta zorla- nıyorduk. Ne derecede gerçeği yansıttığına bugün bile emin ola- madığım bazı şeyter duyardık. Yok efendim, kendisin- den destek izleyen kimilerine, "Siz askerlerin ardından gidiyorsunuz, ben demokrat ve sivilim" demiş; yok Ih- san Sabri Çağlayangil'i elçi olarak Avrupa ülkelerine göndermiş, yok anayasa oylamasında "oylarınız hayırlı olsun" demiş gibısinden rivayetler gelirdi kulakiarımı- za. Sayın Demirel'in durumu, biraz da eski MHP'lilere benziyordu. Gerçekten, bu eski MHP'lilerden biri mah- kemede "Siz bizi burada yargılıyorsunuz, ama düşün- celerimiz iktidarda" demişti ki, bu dijşünce önemli ölçü- de doğruydu. Bana öyle geliyor ki her şeye karşın o dönemde Demi- rel'in ANAP'a bakış açısı fazla katı değildi. Ancak Sayın özal'ın 1983 sonrasında Demirel dönemi dahil,' TC'nin tüm geçmişine sünger çekerek tek adam olmaya sıvan- ması Demirel'i gerginleştirdi. Hele parlamento aritmetiğinin uygun olmasına karşın, Sayın Ozal'ın siyasal haklan vermemesi ve dahası, bu- nu bir referandum konusu yapması, ipleri iyice kopartt. Gerçekten 1987 "Siyasal Haklann Geri Verilmesi" re- ferandumu, tam bir demokrasi ayıbı idi. Dünya üzerinde hiçbir özgürlükçü demokraside insanların bir kısmı, û\- ğer bir kısım insanların siyasal haklarının olup olmama- sına karar veremez. Bu hak doğuştan vardır. Ve bugün kimilerinin demokrasi havarisi ilan ettikleri Sayın özal, o gün yapılan itiraztara "Biz böyle münasip gördük" di- yerek, işin içinden sıyrılmıştı. ANAP'ı "icazetli parti" olarak niteleyen ve kendilerini "misyon partisi" olarak gören DYP tabanı, "iktidara alı- şık" bir tabandı. Fakat gerek 1987 referandumunda, ge- rekse ardından baskın biçiminde gelen 1987 erkenseci- minde "devlet", DYP'lilerin karşısına dikilmişti. Hüsa- ,_mettin Gindoruk "emaneti" sahibine teslim etmişti, ama ''-emânetih^ahibi 199t genel seçimlerine kadar çok ror- lanacaktı. Türkiye'de merfcez sağ, iki partlyi barındıra- mazdı. Biraz da 12 Eylül'e fepkileri düşünen Demirel, merkez soia da sempatık gelebilecek sloganlara sarıldı. 12 Eylül'ün çok ağır darbelerini yiyen sol, yaralarını sa- ramamıştı. Ve bu alan bir ölçüde Sayın Demirel'e kaldı. 1991 öncesinde DYP'nin "misyon'u 12 Eylül'ün yara- larını sarmak ve demokrasiyi tüm kurum ve kurallanyla işletmekti. Ancak hükümet ettikleri ilk 500 günde bu ko- nuda pek bir yol alamadılar. Bu arada doğal olarak AP 1 - nin manevi mirasına sahip çıkmakla birlikte, adını alma- dılar. Fakat partideki ve Meclis grubundaki kimi isimlere ve bunların kimi oiaylar karşısında kimlerle işbirliğine girdiklerinebaktığımız zaman, "Acaba DYP AP'lileşiyor mu" diye düşünmeye başlamıştık^ki, Saytn Demirel'e Çankaya yolu açıldı. DYP'nin misyonu, Sayın Demirel'in belirlediği bir mis- yondu ve önemli ölçüde aşınmıştı. Şimdi gündemde olan, misyonu biten ve lideri giden bir partinin sonunun ne olacağıdır. Ben DYP'nin siyasal yaşamının biteceğine inanmıyo- rum. Ancak uzun dönemde merkez sağda DYP'nin mi, ANAP'ın mı ayakta kalacağını kestirmekte zorlanıyo- rum. Ancak hiç kuşku yok ki ilk (muhtemelen erken) genel seçim sonrasında Türk siyasal yaşamında sağ ve soldaki yapay bölünme sona erecek ve güçlü olanlar ayakta kalacaktır. Trafik kazaları,i2 canaldı • Haber Merkezi -Kayseri-Adana karayolunda dün sabaha karşı meydana gelen trafik kazasında 5 kişi öldü, 19 kişi de yaralandı. Kayseri-Adana karayolu Arapb mevkiinde kamyon-yolcu otobüsünün çarpışmaa sonucu Yadigâr Kaya, Mustafa Esen, Servet Fidan, Faruk Kurt ve kirnliği belirlenemeyen bir kişi öldü. Yaralanan 19 kişi Kayseri Devlet Hastanesi'nde tedavi alüna alındı. Dünkü diğer kazalarda da Nığde'de Neziha özkale, Üny e'de Hatice Aslan, Trabzon'da Seher Çeük yaşamlannı yitirdi. İstanbul'da meydana gelen 4 ayn kazada da Hüseyin Vurgun, Cemalettin Gültekin, Hasan Ercengiz ve kimliği belirlenemeyen bir kadm hayaüıu kaybetti. İSTANBUL 8. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN 1991/429 Esas Maliye Hazine tarafmdan Beşiktaş Kuruçeşme Mah. Kırbaç solcak- ta kain, S pafta, 176 ada, 17 parselsayüıtaşınmazmtümü 2880hisse iti- banyla 215 hisse sahibi Makrino, 70 hisse sahibi Kalyopi ve 1154hisse Ma- riye Poyrazoğlu'nun aleyhine 1991 /429 esassayılı ile açılandavanın du- ruşmasındaara karan gereğince adı yazüı davah1arıngaipliğine vetaşın- maan Hazuıe"yedevrinedairbu dava sebebiyleMakrino, Kalyopive Ma- riya Poyrazoğlu'nun kendilerini tanıyanve bilenler tarafmdan adresle- rinin 1 seneiçerisindedosyanuzabildirilmesiTMK'nınSSO. maddesi ge- reğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 29246 T.G MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI HALKALI GtRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Kont.: 69303/178-69303 Hammeli Sok. No: 4/6 Sıhhiye-ANKARA adresinde faaliyet göste- ren vemüdürlüğümüze 94696sayılı 31.12.1990günlü gümrük girişbeyan- namesinden 25.054.000TL. kamu alacağı ile aynca hesaplanacak gecik- mezanunıveparacezasındanborçlubulunan özdenT\ırizmhh. Ihr.iah. Işl. Tic Ltd. Şti. fırmasındanraezkûrkamu alacağının tahsili için çıkar- tılantebligatlarfirmaıun adrestebulunamaması nedeniyleiadeedilmistir. TicaretOdasınezdindeyapılanidariukibatlar netıcesindeanılanşirket ve şeriklerinin tebligata esas baskaca adresleri de tespit edılememistir. 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 2'nci maddesi uyannca zabıtamari- fetiyletebligide mumkün olmadığından aynı kanunun 28'inci ve 3l'inci maddelerigereğinceteblıgatyerine kaimolmaküzereilanentebliğineka- rar verilmiştir. Yukarıda belirtilen nedenlerle anılan adreste faaliyet gösteren şirke- tin belirtilen borcunun 7 gun içinde Gümruğümuz Saymanlık Müdür- lüğu'nun veznesine yatırıldığına dair makbuzun Halkalı Giriş GOmrtık Mudurluğu'ne ıbrazedılmemesi halinde6183 sayılı A.A.T.H. Kanunu'- nun 55,60 ve 114'uncu maddeleri gereğince işlem yapüacağınınbilinmesi ilanen tebliğ olunur. Basın: 29080
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle