Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 NİSAN1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Attm Konteransı
İstanbul'da
• LONDRA(AA)-
İstanbul'da uluslararası allın
sirkelkn ve altın borsalan
:tkililerinin bir araya
gcleceği Dünya Alün
Konferansı düzenlenecck.
İngiliz işçevrelerinin gazetesi
Fınancial Times (arafından
düzenknen konferans, 14-15
hanran tarihlerinde Conrad
Istanbul Oteli'nde yapılacak.
Katıbm ücreünin 700 stcrlin
(yaklaşık 10 milyonTL)
olarak belirlendiği iki günlük
konferansla uluslararası
altın piyasalannın son
durumu ve geleceğe yönelik
eğilimler ele alınacak.
Güneydoğu'cfan
ihracat
•GAZtANTEP(AA)-
Merkezi Gazianlep'te
bulunan GüneydoğuTanm
SaüşKooperatifleri Bırliği
Genel Müdürü Hasan
öztörlunen,"1993yıh
hedefimiz, son yıllann en
başanlı dönemi olan 1992'yi
aşmakür" dedi. Öztürkmen,
199rde285bin350dolar
olarak gerçekleşen
antcpfısüğı ihracaünm, 1992
yılında bir milyon 855 bin
390 dolara yükseldiğini, iç
piyasa salışlanmn ise
1990'da 15.1,199l'de 27.6,
1992'dc dc 74.9 milyar lira
olduğunu söyledi.
Sözteşmeiep
yapgıya takıldı
• İZMİR(AA)-Türk Metal
Sendikası'run tzmir ve
Muğla'da yeni örgüüendiği
üç işyerinde, işverenlerin
yetkı itırazı gerekçesiyk
açtığı davalann bir yıldır
sonuçlandınlamamaa
nedcniyle sözleşme
yapamadığı büdirildı. Türk
Mctal Sendikası Izmir Şube
Başkanı Yrimaz Turan,
davalann uzamasının, ı*
mahkemclerdeki yargıç
sayısının yetersizliğindcn
kaynaklandığtnı ileri sürdü.
Turan, son yıllarda çahşma
banşının giderck bozulması
sonucu mahkemelerin
yükünün giderek artuğına
dikkat çekerek "İş
mahkemelerindc yeterli
yargjç bulunmadığı için
ancak 3-4 ay sonraya gûn
verüiyor" dedi.
•RİZE(AA)-Çay
İşletmelcri Genel Müdürlüğü
(Çay-Kur) Doğu Karadeniz
Boigesi'nde çaya alternatif
ürün olarak kivi ûreümınden
sonra şimdi de ipek
böcekçihğj projesıni
uygulamaya koyuyor.
Çay-Kur Genel Müdürü
Tuncer Ergüveo,
Türk-İtalyan işbirliğiyle
gerçekleştiniecek projenin bu
yıl ıçınde uygulanmasına
başlanacağını bildirdi.
Ergüven, projenin toplam
tutannın 150milyar üra
doiayında olduğunu beürtıi.
Gödttktep
1İZMİR(AA)-
Gözlükçülerin. gözlük
fıyatlannın her yıl yüzde yûze
varan oranlarda
artmasından şikayetçi
olduklan bildırildi Fenni
göziükçü Arslan Sotakoğhı,
gözlük fıyatlanndaki artış
nedeniyle müşteri karşısında
zor durumda kaldıklanru
ifade ederek "E>aha ıyi
görebilmek için gözlük
kullanması gereken kişi, orta
hallı bir gözlük alabibnek
için yaklaşık 1 milyon 500 bin
lira ödüyor" dedi.
ttonkaian
• İZMİT(AA) - Türk-İş Ge-
nel Başkanı Bavranı Meral,
ülkeyi yönetenlenn özelleştir-
me kavramına "sıkı sıkıya
sanldıklanm" savunarak
"Güçleri yetiyorsa yalnızca
KİTleri değil. kamu
bankalannı da
özelleştirsinler. Kamu
bankalannı özelleştiremiyor-
lar, çünkü batık kredileri
var" dedi.
Sakatattoşa
pfyor
• İZMIR(AA)-Sakataün
yelerince
değerlendirilcmemeani n
önemli ekonomik kayıplara
yol açtığı bildirildı. Pınar Et
Genel Müdürü Yiğit Tıvas,
Türkiye'de kaçak yolla ya da
deneümsiz hayvan
kesimlerinin büyük bo-
yutlarda oMuğuna dikkat
çekerek "Türkiye'nin yılhk
sakatat üretimi yaklaşık 160
bin tondur. Ancak hayvan
kesimlerinin çoğunun
dağmık ve küçük kapasiteli
kesımhanelerde yapılması,
yenilebüir sakatatın gereğj
gibi işlencrek halkın
lüketimine sunubnasını
zorlaştırmaktadır" dedi.
TOBB Başkanı Yalım Erez, 'uzaktan kumandalı' başbakana karşı olduklarını söyledi
Işdünyası'Akbulut' istemiyor•TOBB Sanayi Odalan
Konseyi'nde konuşan
Başkan Yahm Erez,
koalisyon modelinin
devamını savunarak
Türkiye'nin ekonomik
ve siyasi istikrarsızhkla
uzaktan kumandah
yönetime tahammülü
olmadığını söyledi.
Ekonomi Servisi - Süleyman
Dcmırcrın cumhurbaşkanlığı-
na seçılmesinden sonra kimin
başbakan olacağı tarüşmalan
yoğunluk kazarurkcn, özel sek-
tör "Akbulut örneği" gibi bir
başbakan istemediğinı ortaya
koydu.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğj (TOBB) Başkanı YaUm
Erez, cumhurbaşkanı seçimin-
den sonra Türkiye'nin bir süre
daha koalisyon hükümcti ile
yönetibnesi gereküğini belır-
terek ülkenin siyasi ıstıkrarsızlı-
ğa ve "uzaktan kumandalı"
başbakana tahammülü bulun-
madığını söyledi.
TOBB Sanavi Odalan Kon-
seyi Toplanüsı İstanbul'da baş-
ladı. Toplanüya 22 konsey üye-
Erez: İstikrarsızlığa dikkat Dinçkök: Enflasyonkokuşnıası Hacıoğhı: Üretün yapdanun
si ile Azerbaycan Sanayi ve Ti-
caret Odası Başkanı kaüldılar.
Merhum Cumhurbaşkanı Tur-
gut özal icin saygı duruşu ile
başlayan loplantıda konuşan
TOBB Başkanı Yalım Erez, ül-
kenin gündemındc cumhurbaş-
kanının scçimı vc ortaya çıka-
cak hükümct değişiklıginin bu-
lunduğunu söyledi.
Erez, cumhurbaşkaruran
partılcr arası uzlaşma ile ma-
kamın tartışıhr ojmaklan çı-
kanlarak scçıhncsi gereküğini
belirtti. Yalım Erez, cumhur-
başkanı sccimlerinden sonra ül-
kenin bir süre daha koalisyon
hükümcti ile yöneülmcsinde
büyük yarar bulunduğunu kay-
detti.
Erez, "Cumhurbaşkanı her
halukarda seçilecek. Uzlaş-
manın dışında da secikcck.
Gündemin 2-2.5 ayı bu tartı-
şmalarla geçecek. Türkiye eko^
nornısı her halukarda kendi
ayaklan üzerinde durabilecek
durumdadır. Hükümetin de
kendını gecici olarak görmeye-
rck ekonominin icap etürdiğı
kararlan zamanında alması ge-
rekiyor. KİT zamlan ve kur po-
litikalanmn beklemeye laham-
mütü yoktur, sonuçlar daha
kötü olacakur" dedi.
Yalım Erez. Türkiye'nin yeni
bir siyası istikrarsızlığa taham-
mülü bulunmadığını ifade ede-
rek "Siyasılenn de aynı düşün-
cede olduğuna emınim" diye
konuştu. Erez, ülkenin "uzak-
tan kumandalı" bir başbakana
da tahammülü bulunmadığını
söyledi.
Erez, hükümetin vergi tasa-
rısında bir fırsau kaçırdığını be-
lirterek gümrük birligi ko-
nusunda da teslimiyetçi bir
hava içinde olunmaması gerek-
uginı sözlerine ekledı.
TOBB Sanayi Odalan Kon-
sey Başkanı ömer Dinçkök,
enflasyonun ahlaVı yok etüğini
ve bir yeraltı ekonomisi ya-
rattığını söyledi. Dinçkök, enf-
lasyonun yolsuzluklara çanak
tuttuğunu vc sistcmde kokuş-
maya yol açüğını da savundu.
Gümrük Birliği'nin sanayicite-
re iyi anlatılmasının öncminc
değınen Dinçkök, sanayi yalın-
mlannın aıtmaa için uygun bir
krcdi mekanizmas) yaraulması
gereküğini bildirdi.
Üretim duracak
lstanbul Sanayi Odası Baş-
kanı Memduh Hacjoğkı da ko-
nuşmasında dınozorlar olarak
nıtelendirdıği KİTIerin bıraz
daha semirdığıni söyledi. Hac-
ıoğlu, orta ve büyük boy işlet-
melerin mevcut sermayelerini
şirkct dışına cıkanp değcrlen-
dirdiklerini vurguladı. Hacıoğ-
lu, uygulanan faiz politikasına
bir an önce son verilmesi gcr
eküğini belirterek "Bizler reak-
siyon göstcrmczsck gcn dönül-
mesi mümkün olmayacaktır.
Bu durumu üiyasilere anlat-
malıyız. Bu faiz politıkasıyla
hiç knrıse birkaç yıl sonra üre-
üm yapamayacak" şcklindc
konuştu.
İşveren Sendikası Başkanı Narin'den ekonomikpolitikalaraserteleştiri
TekstilciııiıırakibiAnkara9
Ekonomi Servisi - Türkiye
Tekstil Sanayii işverenteri Sen-
dikası Başkanı Hatit Narin, hü-
kümetin Türk lekstil sanayünin
yatınm imkanını kısıtlayarak,
Baü'nın ve Uzakdoğu üUceleri-
nin Türk sanayicisine rakip ol-
masına ncden olduğunu savu-
narak "Türk tekstilinin en bü-
yük rakibi Ankara'dır" dedi.
Tekstil Sanayii tşyerenleri
Sendikası'nın Marmaris'te dü-
zenlediğı "AT ile Gümrük Bir-
liği ve Türk Tekstil Sanayii"
konulu seminerde konuşan Na-
rin, Türk tekstilinin kaos or-
tamı yaşamakta olduğunu vur-
gulayarak şöylc devam etti:
"Ankara'daki bürokratlar
özellikle son dört yıldır işin öne-
mırun farkma varmayarak ha-
disenin gerisinde kaldılar ve
gûncel konularda sağa sola ya-*
•Narin her ülkenin
tekstil sektörünü
koruduğuna dikkat
çekerek
"thracatımızm
azalmasmın tek
sebebi, Ankara'daki
bürokrasi çarkınm
tersçalışmasıdır"
diye konuştu.
lpalayarak Türk tekstilini bu-
günkü kaos ortamına soktular.
îşte gözlcr önünde Pakislan
var.
Bu ülke 300 bin ton pamuk
îpfiği ihraç edcrken. biz 110 bin
tondan 25 bin tona düştük.
Tayvan ve Pakistan Ortak Pa-
zar üreümindcn daha fazla üre-
tım yapıp dünya pazannın yüz-
de 2Tsini ele gecirdiler. Türk
tekstil sektörû isc en zor günler-
ini yaşıyor. Tekslil seklörü,
hızlı çalışan bir sckıördür.
Yardıma ve kapıtale ihtiyacı
vardır."
En liberal Türkiye
Her ülkenin tekstil sektörünü
koruduğuna dikkat çcken Na-
rin "Türkiye şu anda dünyanın
cn liberal ülkesidir. Bizim ülkc-
mizdc her ülkenin malı rahatlı-
kla satılır Ama Türkiye'nin bu
ekonomik güce sahip olup ol-
madığını kimse sormaz. Türki-
ye, bu kadar vergi yükü altında
sanayisini nasıl ycnileyccck,
bunu nasıl başaracak kimsc
sormaz. Sözün kısası ihra-
caumızın azalmasmın tck sebe-
bi, Ankara'daki bürokrasi
çarkınm lers çalışmasıdır" diye
konuştu. " ,
Yılınişçileri
vepatronlan
Ekonomi Servisi - Mılli Pro-
düktivıtc Merken yılın ışçı veiş-
vcrenleri ile en başanlı işadam-
lannı seçti. MPM, Ziraat Ban-
kası Genel Müdürü Coşkua
Uiasoy'u da bir kamu kunılu-
şunun başında olduğu halde
"yılm işadamlan" aıasında gös-
lerdi.
Yılın ışcileri, Sümerbank
Adıyaman Pamuklu Sanayi'-
nden Zeynel Abidm Ava, Kord-
sa'dan Kemal Çe«k. Tekcl To
kat Sigara Fabrikası'ndan Ba-
hattin Oztaş, Döklaş Döküm-
cülıik'ten tsmail Padak, TKİ'-
den Hüseyin Fırat vc Eskışchir
Hava İkmal ve Bakım'dan Er-
doğaa Fenerci yılın işcısi seçıiir-
kcn bu işcilerin işverenleri de
yılın işverenı oldular..
Ekonomiyc katkılan ve ve-
rimlilik olgusuna duyduklan
ilgi nedeniyle Halit Narin, Tun-
cay öziUuu, Nccati Kunnet,
Güfe Ş ve T
IMFden '1993 zorWASH1NGTON (AA) - Uluslararası
P»ra Fom (IMF), dönya ekooooıisinde
bu yiho da zoriu gececeği görüşünde.
I M F H I dinya ekonomisine üişkin
yem raponaia, gtobal ekonomide iki yıl
sûrea yavaşüunaıın ardmUn,bu yıl, nis-
peten daha iyi performans gösteritanekk
birlikte, zorhı bir yd gecirikce^ beorül-
di.
Raporda, Japonya ve Avnıpa'da bek-
knmedikötçödeşiAkrtidurgiHiJağunhü-
kûm sürmesİBİn yeraden canlanmayı ge-
cikrireceğine dikkat eekildi. IMF rapo-
runda, bir yandaa ABD'de ekonomide
yeoidea canUnmanın yetersiz ve zayrf
kalmakla biriikte, diğer öode geten sana-
yUeşmiş ülketerdcn daha iyi performans
gösterdiği, aacak dönya ekonomisinin di-
ğer iki söper gücü Japonya ve Ahnanya'-
daki durğuniuktafl zarar görebüeceğine
işaret edikii.
Bu arada, IMFden üst dûzey bir yet-
kiJi, İMF-Dönya Bankası'nın bu hafta
NVashington'daki bahar dönemi top-
lantsı vcsOesiyk basın mensuplanna
yaptığı açddamada, dünya ekonomisinin
mevcut durumunu, 'Kötü, hala kötü ve
daha berbat da olabilir' diye tannüadı.
IMF yetkilisi, ABD Başkanı BU! Clinton
yönetiminin, bütçe açığını darattmak için
daha fazla çaba göstermesi, ABD'nin
uluslararası piyasalarda rekabet gücûnü
arttnttbilmesi için dc katma değer vergisi
(KDV) konulması çakşmalannı helandı-
rması gerektiğini belirtti.
Dünya ekonomfeinde en kötü ihtimalli
senaryomın gercekleşmcsirKk-n, ABD-
Japonya ve Almanya'nın kaçınmalan
gerektiğini beürten IMF yctkilfeine göre
"Avrupa ekonomisinin durumu çok kö-
tü.'" lMF'nin yeni projeksiyonianna göre
Avrupa genelinde bu yıl biiyüme bekien-
miyor, büyüme hızı 1994 yılında da yûzoe
l'inahmdakalacak.
IMPnüı projeksiyoıtlarında, sanayi-
leşmiş ülkelerin bu >ılki ortalama büyü-
me hızı tahmini, yaklaşık yansma, yüzde
1-5'e indiriML Tahminkr, beklenen şekü-
de gerçekkştiğj takdirde, ABD ekono-
misi gecen beş yüın en iyi perfonnansMi
gösterip bu yıl yüzde 3'ün üzerinde bnyü-
yecek. Ancak ABD'nin muazzam mik-
tarlardaki bütçe açıklan, uluslararası
sermaye piyasalannda zaten kıt OUD
kaynaklan emdiği için IMFde endişe
yarabyor.
EKONOMIYEBAKIŞ
TANER BERKSOY
Fetretım?
Turgut özal'ın ölümü farklı tepkilere yol açtı. Siya-
sette aktif görev aldığı, yönlendirici işlev yüklendiği
dönem kimilerince abartılı biçimde övülürken kimi-
lerince de ihtiyattı biçimde eleştirildi.
övgülerin bir kısmı dolaylı olarak yapılıyor. Doğru-
dan Ozal'ı övmek yerine, geride kalanları yermek y o
luyla gerçekleştiriliyor bu tür övgüler.
Dolaylı eleştirilerde bana en çarpıcı geleni, Özal
sonrasını fetret dönemi olarak değerlendiren görüş-
ler.
Biliyorsunuz, letret, merkezi otoritenin kaybolması,
dağınıklık, belirsizlik, kargaşa gibi anlamlar taşıyor.
Buna göre, özal sonrasında merkezi otorite etkisini
yitirecek, Türkiye dağınıklığa, belirsizliğe, kargaşaya
sürüklenecek. Kuşkusuz bu süreç içinde özal done-
minin kazanımları da yitirilecek.
Ovgüye diyeceğim yok. Ama abartılısı canımı sıkı-
yor. Birini gökyüzüne çıkartmak için başkalarını yerin
dibine sokmak ise benim pek anlayacağım bir taraf
değil. Fetret dönemi değerlendirmesi de ilk anda
canımı sıktı.
• * •
Bu aradadeğişik yayın organlanndan benzer talep-
leraldım. özal sonrası dönemi yorumlamamı istiyor-
lardı. Soruları nelerin değiştirileceği, neteri yitirece-
ğimiz, nereye sürükleneceğimiz noktalarında dü-
ğümleniyordu.
Bu bana ilginç geldi. Fetret beklentisinin sandı-
ğımdandahayaygın olduğu anlaştlıyordu. Medya, irv-
sanların bu tür duygular içinde bocaladığını düşü-
nüyordu. Ya da en azından, yazılı ve görsel basının
bir kısmı böyle bir bocalama kurgusu peşindeydi.
Böylesine karamsar beklenti ağı, hangi nedenlerle
oluşur diye düşünmeye başladım.
tsledenler iki yönlü. Bir yönüyle özal'ın ve özal
döneminin nesnelliğinin çok ötesinde, dengesiz ve
duygusal yaklaşımtarla değerlendirilmesinden kay-
naklanıyor fetret beklentisi. Gerçekten, ölümünden
sonra özal dönemi gerçeklerı zorlayacak ölçüde so-
runsuz, dolgun yönü, yöntemi belirli, pınltılı bir dö-
nem olarak değerlendirildi. Böylesi bir pınltının ardı-
ndan fetret gelmesi olasılığı yüksek olur diye düşünü-
yor kimileri herhalde. Hatayla başlayan değerlendir-
melerin, (etret hatasına düşürek sonuçlanmasmı do-
ğal karşılamak gerek.
Otayın ıkinci yönü daha güncel ve oturup düşün-
meyi gerektiriyor. Çokfarklı motiflerle de olsa, toplu-
mun değişik kesimierinden değişım, dönuşüm, ilerle-
me istekleri geliyor. Bu isteklerin oluşumunda özal'-
ın besleyici bir i$lev gördüğü de açık.
• • •
öte yandan, bir süredir güncel siyaset arenamızda
dağınıklık, kararsızlık ve yönsüzlük gorüntüleri var.
Bir gün söylenen ertesi gün unutuluyor. Değişim vaat
edenler bir türlü tutuculuk öksesinden kurtulamıyor.
Toplumun iplerini çözmeyi, duvarlarını camla kapla-
rnayı öngörenler, siyasetin günlük akışında bütünüy-
le ters akıntıların peşine düşüyor Siyasal kirlenmeyi
durduracağını, sorumlufarın peşıne düş^cöÖîniJfcerJŞjŞÇ
siyasi düsturu otarak takdim edenler, devlet bank»~
farının tebirenttnâe çtfetr peşine düşmûş görijR'Sîfei'
veriyor. Oevletin en yüce katına yükselme yöntemini
eleştirenler, aynı yöntemle o kata uzanmakta bir beis
görmüyor. Sizin değişme isteğinizi anladım, ben de
değiştim diyenlerde hamam da aynı, tas da.
• • •
Bu görüntülerin toDİumu bir fetret sürecine sürük-
leyeceği beklentisi kuşkusuz çok abartılı ve haksız bir
kurgu. ınsanımız, toplumsal yapımız, ulaştığımız aşa-
ma, kurumsal gucumüz her ölenin ardından fetrete
sürüklenmeyeceğimizin güvencesi. Ama güncel si-
yasal yasamımtzın toplumdan yükselen beklentıleri
yanıtlamakta aciz kaldığı da bir gerçek. Bunu mutlaka
düşünmemiz gerekiyor.
Fetret değerlendirmesi canımı sıktı. Fetret görün-
tüsünü engellemek için çaba gösterilmemesi de çok
canımı sıkıyor doğrusu.
Admadasatış
Sümerbank
arsasına
toplukonut
ANKARA (ANKA) - Sü-
merbank kendi kendısini
özelleştinneyc arsalannı sat-
makla başladı. Sümerbank'ın
Adana Pamuklu Dokuma
Fabrikası'nm kullarulmayan
760 bin metre karelik arsası
Toplu Konut İdaresi'ne
satıldı.
Arsanın satışıyla ilgıli
protokol, Toplu Konut İda-
resi Başkanı Yiğit Gülöksûz
ile Sümerbank Genel Müdü-
rü Doğan ÇeBk tarafmdan
imzalandı. Yiğit Gülöksûz
yaptığı açıklamada özellcştır-
me kapsamındaki KİT arsa-
lannın değerlcndirilmesi için
Sümerbank'la ışbirliğine git-
tiklerini bildirdi.
100 milyara almdı
Gülöksûz, Sümcrbank'tan
100 milyar liraya ahnan Ada-
na'daki arsa üzerinde ilk aşa-
mada 4 bin konut üretilme-
sinin planlandığını belirterek
satın ahnan arsanın yanmda-
ki fabrikanın ileride başka bir
alana taşınması durumunda
boşalacak 480 bin metre kare
arsanın da satın alınması için
prensip olarak anlaşmaya
vardıklannı ifade etti. Gülök-
sûz, bu durumda proje kap-
samındaki konut sayısının 6
binc çıkacağını açıkladı.
Sümerbank Genel Müdürü
Çelik ise arsa saüşının Sümer-
bank'ın kendi kendisini özcl-
teştirmesinin ilk örneği ol-
duğunu bildirdi.
Çelik, TKİ ile mutabakat
sağlanması halinde Sümer-
bank'ın Antalya'daki 330 bin,
Nazilli'deki 200 bin, Gcdız'-
deki 418 bin ve Tarsus'takı
330 bin melre karelik arsa-
lannın da benzeri şekilde salı-
lacağını açıkladı.
»o<=-
Otomotivcilere uygun araç üretmek için kapı açıldı
Kıu^şıuısvızaıııazeı^etyokIZMtR (AA) - Türkiye'de otomobil üreten
firmalann "Türkiye'de kurşunsuz benzin üretil-
miyor ki biz kurşunsuz benzin kullanımına uy-
gun oto üretelim" biçimindeki gerekçeleri ger-
çeklijğini yitiriyor.
TUPRAŞ'ın tzmit, İzmir, Kınkkale ve Bat-
man rafinerilerinde kurşunsuz benzin üretimi
için ek üniıelcr yapmayı planladığı, önümüzdeki
aylarda devreye girmeye başla-
ması öngörülen bu yaünmlann
tutannm, yaklaşık 240 milyon
dolar olduğu bildirildı. TÜP-
RAŞ Genel Müdürü Kemal Işık
ve TÜPRAŞ yelkilileri İzmir'e
gelerek Aliağa Rafinerisi'nde
inçelemelerde bulundular.
TÜPRAŞ yetkilileri, kurşunsuz
benzin üretimiyle ilgili olarak
TUPRAŞ'ın sözünü tuttuğunu
belirterek şu bilgileri verdiler.
"TÜPRAŞ, önümüzdeki yıl-
lann taleplenni karşılamak
amacıyla rafınerilerinde kurşunsuz benzin üre-
tim imkanlannı yeni yatınmlarla artlırarak 2001
yılı ilibanyla tamamen kurşunsuz benzin üreti-
minc gcçmeyi hcdcflemişür. Bu amaçla İzmit,
İzmir, Kınkkale ve Batman rafinerilerinde 'izo-
merizasyon' vc '(reformer' adı venlen ek üniteler
yapılacak. Bu ünitelerin toplam maliyeti 240
milyon ABD Dolan tulannda olacak.
Kurşunsuz benzin satacak benzin istasyonlan-
na vade tanınması, hükümetin kurşunsuz benzin
fiyatını süpcr benzinin altına çckmcsi, kurşunsuz
benzin kullanımına uygun araclara vergi ko-
laylığı tanınması, dcvleün bu konuda üzerine dü-
şen görevi yaptığı anlamındadır. Türkiye'deki
otomobil üreticilerinin tümünûn kurşunsuz ben-
zin kullanımına uygun araçlan üretmemeleri için
gerçekçi bir mazeretleri kal-
mamıştır. Otomoliv sanayicile-
rinin bir an önce kurşunsuz ben-
zin kullanımına uygun araç
üretmek için takvim hazırlama-
lan beklenmektedir."
TÜPRAŞ yetkilileri, Türk
Standartlan Ensütüsü Hmitleri-
ne göre benzinde müsaade edi-
lcn kurşun miktannın litrede
0.84 gram olmasına karşın
TUPRAŞ'ın kendisine üst sınır
olarak bu lımitin yansını seçtiğı-
ni söylediler. Uygulamada ise
TUPRAŞ'ın ürettiği benzinlerdc kullanılan kur-
şunun, litrede ortalama 0.15 gram olduğu belir-
tildi. ABD'de benzin tüketiminde kurşunsuz
benzin oranı yüzde 99 ikcn Batı Avrupa ülkelc-
rinde bu rakam yüzde 25 doiayında bulunuyor.
ATye üye ülkclerde 1 Ekim 1993 tarihindcn
itibaren kurşunsuz benzin kullanımına uygun
konvertörlü araç ürclimi zorunlu hale gelecek.
îzmit, İzmir, Kınkkale
ve Batman
rafinerilerinde kurşunsuz
benzin üretimi için 240
milyon dolarlık yatınm
yapılıyor. Böylece
'otomotiv sektörünün
kurşunsuz benzin yok'
gerekçesi ortadan
kalkıyor.
KONUK YAZAR
MUZAFFER HtÇYILMAZ
TC Merkez Bankası eski Kambiyo Gn. Md.
Türkekonomisinindinamizmi
B
ir yılı aşkın bir süre sonra, bay- ğişen siyasal dengelerin sunduğu olanaklar
ram öncesi birkaç Avrupa ül- içinde, pek çok ülkenin iştahını kabartıyor ve
kesine yaptığım kısa bir iş gezi- maalesef son günlerde birbirini ızleyen ha-
si, Avrupa ekonomilerinin ne berter, ülkemizın Batı tarafmdan diyetöderne
denli bir ekonomik kriz içinde ol- kıskacına itildiğine işaret ediyor.
duklannı göstermek ve bu yılgınlık veçökün- Starvdard and Poor risk şirketinin Türkiye'-
tü psikolojisine karşın ülkemiz ekonomisinin nin ülke riskini sorgulaması ve BBB olan ris-
dinamizmini sergilemek bakımından son kin düşürülmesinin gündeme gelmesi; Euro-
derece yararlı oldu. Insanın olaylan gözle- money dergisınin, geçen eylül ayında ülke
riyle görüp kendi ülkesi ılekıyaslamaiaryap- riski açısından 37. sırada olan Türkiye'yi 44.
ması.yerliveyabancıbasındaokuduklarının sıraya duşürmesi; Business Environment
somutlaşmasını ve bu durumda ülkemiz Risk Istihbaran örgütünün Türkiye'yi yalnızca
ekonomisindeki üretkenliğin kalıa şekilde teknoloji transferi ile ilgili yaftnmlar için uy-
nasıl devam ettirebileceğini düşünmesıne gun bulması; Dünya Bankasinın ekonomik
yol açıyor. raporlarında eleştirilerin artması; IMP'nin
Bu arada, kendi ekonomik sorunlan ile bu- Türk ekonomisi hakkında "zehır zemberek"
nalmakta olan kalkınmış ülke ekonomileri- bir rapor hazırlaması, içerikleri ne olursa ol-
nin, bu fakirleşme ve gerileme döngüsünü sun, en azından Türkiye'nin dış finansman
kınp ekonomilerinde yeni
dengeler oluşturma diyetle-
rini, bu krizi, Türkiye gibi
zenginlik yaratma potansi-
yeli yüksek ve şu ana kadar,
bunalımdan uzak kalabilmiş
ülkelere geçiştirerek ortak
edebilme, ödettirme hesap-
lan içinde olduklan işaretle-
ri, satır araiannda, ama hep
bu yönde, kendini gösteri-
yor.
1990'ların ekonomik krizi,
1970'lerin petrol kirizine ben-
İçinde
buıunduğumuz
koşullarda, politik ve
ekonomik konularda
dışdünyayakoz
vermemek, birindl
ulusal siyasamız
olmahdır.
açısından sıkıştınlabileceği
ortamın hazııiandığı kuşku-
lannı güçlendiren haberler-
dir. Bir bütün olarak ele
alındığında buniarın anlamı,
bugün, örneğin 100 birim
maliyette borçlanabilen Tür-
kiye'den önümüzdeki gün-
lerde 100+ bir şeyler isten-
meye başlanabileceğidir. Bu
yolla, aynı miktar dövizin
borç veren ülkelere getirisi,
Türkiye'den sağlayacakları
çeşitli isimler altındaki gelir-
zemiyor. 1970'lerde OPEC ülkeleri, yapbk- lerintoplamı.yani Türkiye'nin bu ülkelere ak-
ları fiyat artaşları ile dünya getirinden aldı- tarmak zorunda kalacağı kaynak miktarı
kları payı artbrıyor, kalkınmış ulkeler, kendi artmış oiacaktır. Bir diğer olasılık da kendi
nedenleriyle buna ses çıkarmazken, bu pet- ulusal ekonomilerini canlandırma amacıyla
rol fiyatları üzerinden yeni dengeler oluştu- faizlerin devamlı düştüğü, problemli gelişmiş
ruyor. İlk aşamada en ağır diyet, Türkiye de ülkeler, en azından, Türkiye'yi, uluslararası
dahil, Batı kulübüne üye alınmayan ülkelere piyasalardan borçlanmasında, bu düşükfaiz-
çıkartılıyor, ardından, her bakımdan Bat'ya lerden yararlandırmayacak ve Türkiye aley-
bağımlı OPEC ülkeleri, zamlı üretimlerini hine uluslararası gelir dağılımı sağlanmış
zam oncesi gerçek dolar değeri altında sat- oiacaktır. Yarattığımız ulusal zenginliğin yur-
makzorundabırakılıyordu. 1990'ların ekonc- tiçinde kalmasını sağlama ve özendirmenin
mik kriıinde ise dünya gelirinden aldıkları ilk koşulu, dış dünyanın eline ekonomimıze
payı bir gecede arttıran OPEC ülkelerinden ortak olacak meta vermemektedir. Bunu be-
bu payı geri alma olanağı yok. 1970'lerin po- ceremezsek, yakın bir tarihte, kalkınmış ülke-
tansiyeli yüksek ekonomilerinin çoğu henüz lerdeki ekonomik durgunluk ve denge bozuk-
kendine gelmiş değil. Türkiye ekonomisi ise luklannın bize de ihraç edıleceği ve Batı'nın
kayıtlı ve kayıtsız sektörlerdeki şaşırtcı zen- Türkiye'yi zorakı kaynak sağlama yollarına
ginlik yaratma yeteneği ve bölgesindeki de- iteceği görülmektedir.