Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 NİSAN1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Mick Jagger solo albiimü 'IVandenng Spirit'te özgürlüğünün tadım çıkanrcasına 'her telden çahyor'
Enerjisi tükenmeyen ellilik delikanlıBURAK ELDEM
R
olling Stones
fırtınasının hızını iyice
akiığı günlerde cev-
resini saran gazetecile-
rin sorulannı yanıtlayan Mkk
Jagger, "Eğer kırk yaşına geldi-
ğimde hala rock söylüyor olur-
sam. bu benim geri zekalı oldu-
ğumu gösterir" demişti.
Bugün ellisine merdiven da-
yayan şarkıcı, her ne kadar son
yıllarda "her telden" çalıyorsa
da rock müzıkten uzaklaşmış
değil. Şimdi (bir İtalyan dergjsi-
nin yapüğı gibi) ona bu sözleri-
ni anımsatıp "geri zekalı" mı
dememiz gerekir, yoksa yirmi
yıl önce ne denli toy ve heye-
canlı olduğunu göz önüne ala-
rak "kaderin cilvesine" gülme-
miz mi? Jagger, rock müziğın
ilk kuşağırun öncû üyelerinden
biri. Dolayısıyla onun yirmi
yaşında olduğu günlerde rock
seven ve dinleyen bir yetişkin
bulmak pek kolay rastlanır bir
şey olmadığından, kendi lurk
yaşı icin de aceleci bir yargıda
bulunmuş. Otuz yıl boyunca
eksilmeyecek birenerjiye ve tut-
kuya sahip olduğunun farkında
değilmişpek.
Otuz yıldır gûndemde
Otuz yıl, gerçekten çok uzun
bir zaman. Rolling Stones gün-
lerindcn beri imajını. enerjisini
ve karizmasını koruyarak sah-
nede kalmayı beceren Jagger,
bu süre icinde kimbilir kaç kez
'genç kuşağın"' ataklannı gö-
ğüslemeyi başardı. Eğılımler,
rüzgarlar, dinleyiciler değişti,
ama o her zaman gûndemde
kalmayı bildi. Bugün kızının
kuşağı dinliyor mûziğini. Yaşıt-
lanysa eski günlerdekı heyecan-
lannı çoktan yıtirmiş, orta yaş
sendromunu yaşamaya başla-
mışlar. Rolling Stones rock ta-
Tükenmeyen bir enerjisi var Mick Jagger'uı: Biz yeni piyasaya çıkan solo albüntü 'NVanderingSpirits'i dinlemeye başlarken, o
Keitfa Rkhards ilc birlikte yeni Rolling Stones albümünün hazuiıklarma başlamış bile.-
rihindeki en uzun ömürlü top-
luluk olarak canlı bir anıt gibi
konser alanlannda salınırken,
Jagger bir yandan da solo kari-
yerine yeni tuğlalar eklemeyi
sürdürüyor. Gecen haftalarda
Türkiye'de de yayımlanan
"Wandering Spirit", son nu-
marası.
'Bir solo albüm yapmak, bir
Stones albümü yapmaktan çok
farklı" diyor Jagger. "Besteleri
ayn ayn bile yapsak, grupta
Kehh ve ben, şarkılar üzerinde
birlikte çalışınz. Albümde kim-
lerin calacağını düşünmemiz
gerekmez. Solo albümdeyse her
şey çok başka, canımın istediği
her şeyi yapabilirim. Albümün
neye benzeyeceğine kendim ka-
rar vermem gerekir."
Prodüktör Rkk Rubüı'le bir-
likte gercekjeşürdiği "VVande-
ring Spirit"i dınledikten sonra
gerçekten Jagger'ın "canının is-
tediği" müziği yaptığını fark
ediyorsunuz. "She's The Boss'-
tan bu yana. ilk kez solo kariye-
rinde Stones bınkiminden ve
soundundan tümüylc aynlarak
bir albüm haarlaması. dikkat
çekici. Her ne kadar o Stones
soundu Keitfa Rkhards la ikisi-
nin damgasını taşısa da Jagger'-
ın daha özgür ve renkli bir mü-
zikal gezinti arayan "ikinci kişi-
liği", net bir biçimde "Wan-
dering Spirit"te ortaya cıkmış.
Rock, blues, soul, dans ve folk
esintilerini bir arada banndıran
albümü, tek başına hiçbir mü-
zik türüne mal edemiyorsunuz.
14 farklı parça
Albümde yer alan on dört
parçanın her biri, sanki ayn bi-
rer albümden alınıp "NVande-
ring Spirit"te bir araya geliril-
miş. Açılış, 4
WIred AH Nigkt"
adlı bir rock parcası. Ardından
Jagger'ın ilk kez dansa göz
kırpüğı "Sweet Thing" geliyor.
"Dont Tear Me Up". soft
bir balad. "Put Me In The
Trash'de metal izkri ön plana
çıkıyor. "Evening Gown" ise
bir country-blues melezi. Bill
Whhers'ın yirmi yıilık hiü 'Use
Me"de ilginç bir konuğu var
Jagger'ın: Onun parçalannı
dinleyerek büyüyen ve bugün
klasik rock'ın genç starlanndan
biri olan Lenny Kravitz. Jagger-
Kravitz paslaşması bu parçada
nefis bir düet çıkarmış ortaya.
Katkıda bulunan diğer önemli
müzisyenler arasında Red Hot
Chili Peppers'ın basçısı Flea ve
İngiliz cazının son yıllardakı en
parlak isimlerinden saksofonist
Courtney Pine, ilk dikkati çe-
ken isimler.
Bizler "Wandering Spirit"i
dinlemeye başlarken. Jagger da
Keith Rıchards'la birlikte yeni
Stones albümü üzerinde yoğun
bir çalışma icinde. Bakaltm bu
tempodan ne zaman yorula-
cak? Daha doğrusu yonılacak
mı?
12 yıl sonra döndüğü Türkiye'de 'Başbakanhk karan çıkarttınp*İDSO'ya solist atanan Mehmet Okonşar:
4
Yurdumda adımıduyurmamın tekyoluydu'
EVtN tLYASOĞLU
KJmi özel kuruluş. yıldönümlerini
konserlerle kutlamayı gelenekleştirmeye
başladı Yurtdışından getirilen solist ve
orkestralarla büyük kentlerimizin salon-
lannda kokteyl veya yemek eklenmiş da-
vetlerle toplumsal bir etkinlik yaratıyor-
lar. Bu kez Mustafa Nevzat llaç Sanayii,
yalruz tstanbul'Ia sırurh kalmayan bir
konserler dızıa düzenledi. Bursa, tzmir.
Adana, Ankara, Samsun ve Trabzon
kentlerini kapsayan bir dizide doktor ve
eczacılar çevresine sunulan konserlere
Sofya Yayb Çalgılar Orkestrası'nı gö-
türdü. Hem de bir Türk solist, Ghat
Aşkm ve bir dc Türk bestecinin, Yalcm
Tura'nın yapiüyla. 5-15 rusan arası yer
alan bu dinletilere üç binden fazla dinle-
yici gelmiş. Herhalde uzun zamandır
Anadolu'da klasik müzik konserleri dü-
zenknmiyor.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni'nin, An-
kara Oda Orkestrası'nın dizilerinde ne
çok ıssız köşeye gidilmiş, Suna Kan anla-
tır durur. Radyonun bile ulaşamadığı
hele bugünkü televizyon olanaklannın
renklendirmediği cevreiere cokseslı mü-
zik sunulmuş. Bu geleneğin geri getınl-
mesi, genç solistlerimize ve orkestra-
lanmıza olanaklar tanınması da şımdi-
lerde özel kuruluşlann elinde. Dansı di-
ğer organizasyonlara.
Piyanist ve kompozitör
Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası'na
yeni atanan solist Mehmet Okonşar'ı
tstanbullular gecen hafta ük kez dinledi-
ler. Mozart'ın La Majör piyano koncer-
tosunda kendi yazdığı kadanzlan çaldı.
Böylece yalnız piyanist olarak değil,
kompozitörlük yaklaşımımla da kendini
tanıtmışoldu.
Mehmet Okonşar. 1961'de fstanbul'-
da doğmuş. Ankara Devlet Konserva-
tuvan'nda piyano eğitimine başlamış.
1980'de mezun olunca babasırun Maliye
Bakanlığı'ndakı müsteşar yardımabğı
görevi ile Brüksel'de bulunması nedeniy-
le eğitimini orada sürdürmüş. Kraliyet
Akademisi'ni devlet bursu ile okuyup bi-
tirmiş. Kararlı, koyduğu hedefe sağiam
adımlarla yürümeye «ızrnetmiş bir sa- yûksek makarrüardan. Başbakanhk'ian
palçj pkpnşa^Bu ki(glı|İ ile kendhie kararcıkartt)rdj.m.Onca ödû,l kazanmıj,
birçok yanşma he3e*flemişi K.iminde fı-"W 'satiatcı olarak kendimı vufdumda
l k l ki
anıt müze oluyor
ç y ş ş
nale kalmış. kiminde dcrece almış, ki-
minde birinciliğe kadar yükselmış.
"Yanşmalarla insan profesyonellik ka-
zanıyor" diyor. I982'de Artwerb Genç
Virtüozlar Yanşması'nda bırincilik
almış. 1989"da Pariste J.S. Bach Yanş-
masfnda ikincilik, 1991'de Utahda
Gina Bachauer"de altınalık. yine 1991"-
de Belçika Çağdaş Sanatlar Akadcmisi"-
nin Altın Madalya Kompozisyon ödülü.
katıldığı yanşmalardan bırkaçı. Bir süre
Brâksel'de operanın piyanisti ve synthe-
sizennsı olarak çalışmış.
Ve yakın zamanda aldığı solistlik gö-
revi ile 12 yıldır ilk kez Turkiye'ye gel-
miş. "Eşim Lale. en büyük kritiğim.
Türkiye'de sanatçıya iyi
olanaklar t anındığını,
ancak kötü kullanıldığını
vurgulayan Okonşar, or-
kestralannın çoğalması-
ndan ,rekabet ortamının
doğmasından ve herkesin
sınavla alınmasından
yana.
Onunla birlikte Ankara'da yaşamak-
tayız. Buradaki müzik ortamında belli
başlı isimlerle ilgim yok. en büyük dost-
lanm gençler" diyor.
Yüksek bir makamdan gelen kadro-
suyla PekineUer, Meral GünejTnan, Ann
Karamürsel gibi solistlerin arasında yer
alması konusunda kendi düşüncelerini
soruyoruz: "Ben ders vermek veya baş-
ka işlerle uğraşarak müziğe ayıracağım
zamanı harcamak istemiyonım. Orkest-
ra solistliği ayda belli bir maaş bağlıyor.
Geçimimi sağlayınca da piyanistlik ve
bestecilik çabşmalanmı rahatlıkla sür-
dürebileceğim. Bence herkes elindeki si-
lahlan kullanmasını bilmeli. Önce hedef-
leri saptamalı. Ben de araştırdım ve en
satiatçı olarak kendimı vurdumda
duyurma olanağım yoktu başka yoldan.
Bütün ödül belgelerimle başvurduğum
makamlara kendimi duyuramamıştım."
Caz esin kaynağı
Hep daha ıyısını yapmaya. daha yeni-
yi araştırmaya ve daha yükseklerde
ödüller aramaya yönelik bir sanatçı
Okonşar. Esther Honens Yanşması'nda
(1993) "Camelon" adlı kendi piyano
yapıtı ile ödül almış. Modern cazın renk-
leriyle süslcdiğini söylerken, doğacla-
manın da yaşamında önemli bir yer tut-
tuğunu belirtiyor. Çalışmalannda barok
bestecilerden, Rameau'dan yola çıkabili-
yor. Scnönberg okulu. Uszt, Faure,
Rachmaninof, Messiaen ve Hindemith
müzik dünyasında en yakın bulduğu
isimler. "Chopin'i kesınlikle çalmıyo-
rum. Bana konuşmuyor sanki. Ukala ve
snop buluyorum onu. Lıszt gibi evrene
acılmıyor Chopin. Beetboven da ayn bir
problem. tlk dönem ve son dönem çalı-
şmalannı seviyorum onun. Oysa
Brahms gibi bir besteci tüm sorunlan çö-
zümlüyor. Bundan böyle sadece Liszt
çalıp bile mutlu olabilirim. Yirmi yıilık
bir planda Liszt'in tüm eserierini çalabi-
lirim" diyor. Ve kendini yirminci yüzyıla
daha yakın bulduğunu. caa bestelerinde
esin kaynağı olarak kullandığını da ekli-
yor. Cecüe Taylor, BiD Evans ve Gbkk
Corea gibi caz ûstalanna büyük
yakınlığı var.
Türkıye'deki sanat ortamından söz
ediyoruz: "Türkiye'de sanatçıya iyi im-
kanlar var ama kötü kullanıüyor. Devlet
sanatçılığı, orkestra solistliği gibi titrler
var. Yeni orkestralar kuruluyor. Nicelik
artıyor ama niteh'ksel özellikler artmı-
yor. Oda orkestralan arttınlmah. Reka-
bel ortamı doğmalı. Herkes sınavla alın-
malı." Bır de Mo2art üstüne yorum an-
layışını ekliyor Okonşar "Bence artık
bugünün Mozart'ı çalınmalı Daha er-
keksi, kesin tempolarla daha köşeli ve
ritmik yorumlanmalı. Ben de kadanzlan
bugünün Mozart'ma yazdım. Disonans-
lar da var, caz da." Herkesin elindeki silahı kullanmasını bilmesi gerektiğini beürtiyor Okonşar.
ŞükranKurdakul'un "50. EdebiyatYıh
?
kutlandı
Bizim lîyatro'rumdüzenlediğigecedeEmreKongar, Yaşar KemalJlhanSelçukve KentalNeNoğlu,Kw'dakurımkişiBğiüeügiSkonuşrnayaptı
*50. Edebiyat Yıü'nı kutlayan Şükran Kurdakıd, Nazım HOunet Kültür ve
Sanat Vakfı adına bir plaket verilmesi üzerine "Bize, sanabyla 'ben' değil,
•biz' demeyi öğreten usU Naznn'dır" dedi. (Fotoğraf: EMÎNE ALGAN)
Kültür Servisi - Şair, yazar, eleştir-
men Şükran Kurdakul'un '50. Edebiyat
Yılı' önceki akşam şiirin, möziğin, ti-
yatronun ve dansuı kaynaşOğı coşkulu
bir toplantıyla kutlandı. Bizim Ti-
yatro'nun düzenlediği gece, Emre Kon-
gar, Yaşar Kemal, Ilhan Selcuk ve
Kemal Nebioğlu'nun, Kurdakul'un çok
yönUi düşün ve sanat kişiliğini ortaya
koyan konuşmalarıyla başladı.
Açılış konnşmasını yapan Emre Kon-
gar, toplumu politikacdarm değil; sa-
natçılann ve düşün adamlannm oluş-
turdugunu belirterek Kurdakul'un bir-
biri ile çelişir gibi görünen üç özelüği
kişfliğinde toplamış ender sanat, politi-
ka ve düşün adamlarından olduğnnu
söyledi. Kongar, marjinal sayılan bir
şair'. 'son derece soğukkanlı, akılcı bir
eleştirmen ve yazar' ve 'aktif bir politi-
kacı' diye nitelendirdiği Kurdakul'a
1943 yıiında basıbnıs ilk şiir kitaplan
Tomurcuk' ve 'Zevklerin >e Hülyala-
rm Şiiri' adlı kitaplarmı armağan etti.
Venilikçi Türk edebiyatı ve şiirinifl
kısa bir tarihiıri verdiği konuşmasmda
Yaşar Kemal. "Çok yakın arkadaşla-
nmdan biri olarak Şükran Knrdakul'u
yeniKkçi Türk şürinin köşe başlanndan
biri olarak saymak zorundayım" dedi.
Yenilikci Türk şürinin ve Türk romanı-
nın Nazım Hikmet'in açtığı yolda geliş-
tiğini anlatan Kemal, şairin Orban Veli,
Meüh Cevdet Andav ve Oktay Rifat'-
tan sonra gelen Ahıned Arif, Arif Da-
raar ve Enver Gokçe ik birlikte yeni bir
şiir kuşağının öncüleri arasında sayıMı-
ğını belirtti.
Kurdakul'un bir 'eylem ve dava ada-
mı' olduğunu belirten Kemal Nebioğlu,
sanatçuun 50 yıilık süreç icinde inandı-
ğı davadan hiç taviz vermeden kavgası-
nı sürdürdüğünü söyledi. Şairin sürekli
olarak yaşama bir iyimserliğin içinden
baktığını anlatan Ilhan Selcuk, Kurda-
kul'un şürini eylemle birk-ştirmiş, her-
kese örnek olacak "güzel' bir insan oldu-
ğunu belirtti. Kurdakul'un sosyalist,
devrimd kişUiğini vurgulayan tlhan
Selcuk, "Şükran Kurdakul'u şürinin
50. yılmda. 1. yılında gibi düşünmek ge-
rekir "dedi.
Şairin öykü yazaruğı ve edebiyat
adamlığıyla birtikte tarflıçi, ekştteıen
kişiliğini aktaran Atüla Ozkınmlı "Yu-
nuslar'dan gelen bir kültür mirasnu ta-
şıyan tüm Şükran Kurdakul'lara selanı
olsun
r>
dedi.
Konuşmalardan sonra kürsüye gelen
Şükran Kurdakul, Nazım Hikmet Kül-
tür ve Sanat Vakfı adına kendisine bir
plaket verilmesi üzerine "Bize, sanatıy-
la 'ben' değil, 'biz' demeyi öğreten usta
Nazun'dır" dedi ve Nazrnı Hikmet'ten
bir şiir okudu. Gecede daha sonra Ezgi-
nin Günlüğü ve 13 yıl aradan sonra Tür-
kiye'de ilk kez sahneye çıkan Melike
Demirağ şarkılanyla izkyenleri coştur-
du. Şükran Kurdakul 50. edebiyat yılı
anısına düzenlenen geceyi "1 Mayıslar-
da gorüşmek üzere", "Meydanlarda
görüşmek üzere sdzleriyle bitirdl
•TARSLJS (AA) - İçel'in Tarsus ilçesindeki Saint Paul
KJlisesi (Ortodoks Rum Kilisesi), Başbakanhk tarafından
anıt müze olarak kullanılmak amacıyla daha önce tahsis
edildiği Çukurova Kültür, Sanat veTurizm Vakfı'ndan
(KETSAV)geri alındı. İçel Valiliği, 1990 yılında Kültür
Bakanlığı tarafından lOyıllığınaKETSAVa tahsisedilen
St. Paul Kilisesi'ningeri ahnmasının kararlaştınldığını bir
yaa ile Vakfa bildirdi. İçel Valiliği tarafindan gönderilen
yaada. sanat evi olarak kullanılmak amacıyla KETSA V'a
tahsis edilen kilisenin, protokole göre restore edilmesi
gerektiği, ancak bunun yapılmadığı belirtildi. Yaada,
kilisenin dış turizme açılmasının sağlanması için anıt müze
olarak kullanılmasının uygun olduğu ve bu amaçla Anıtlar
ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne tahsis edildiği de
bildirildi. St. Paul Kilisesi, Vatikan tarafından "ikinci
Kudüs" olarak r.itelendiriliyor Vatikan Kardinali Adulk
Silvestriui, 14 mayıs 1992 tarihinde Tarsus'a gelerek,
Belediye Başkam Bedrettin Sapkaya'yı ziyaret etmiş ve
kilise binasımn Vatikan'a tahsis edilmesini istemişti.
Kardinal Silvestrini, kihsenin kendilerine verilmesi halinde
Tarsus'a her yıl 200 bin turistin geleceğini belirterek,
buranın dini turizme açılması halinde binanın restoresi ve
St. Paul kuyusunun düzenlenmesi için maddi yardım sözü
vermişti.
\
An' Poyrazoğhı Tiyatrosu, 'Ali Harikalar Diyannda'.
Özel tiyatrolann Bursa turnesi
• BURSA (AA)- Dostlar Tiyatrosu "Bir Delinin Hatıra
Defteri", Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu "Ali Harikalar
Diyannda" ve tzmir Kültür Sahnesi "Katliam" adlı
oyunlarla Bursa'da ızleyıcı karşısınaçıkacak. Dostlar
Tiyatrosu'nca 3 mayısta Ahmet Vefık Paşa Tiyatrosu'nda
sahnelenecek "Bir Delinin Hatıra Defteri"ndeGenco Erkal
tek başına oynuyor. AB Poyrazoğlu ıse 30 yıilık tiyatro
yaşamında tek başına oynadığı ilk oyun olan "Ali
•Harikalar Diyannda" adlı müzikli varyeteyi 3-4 mayıs
• tarihlerinde Uludağ Üniversitesi Kültür Merkezi'nde
i-saiaıelcyecek. Poyrazoğlu,"Yılınen iyiözgünoyunu" . J
ödültti-oyutıtfa.sbk say ıda ktlkla, değişik kösrûm ve !
tipkmeleriyle dikkat çekiyor. îzmir Kültür Sahnesi de
Bosna-Hersek dramını işleyen "Katliam" adlı oyunu 29
nisanda Yaacıoğlu sinemasında sahneleyecck. Oyunun
yönetmeni tsmail Gülnar. bugüne dek birçok kentte
yaklaşık 300 kez sahnelenen oyunla, insan haklanna önem
verilen bir dünyada, insan haklannı ihlal edenleri
kamuoyuna anlatmak istediklerini söyledi.
Genç çevirmenlere çağn
• Kültür Servisi - Yapı Kredi Yayınlan. kurucusu Kazm
Taşkent'in anısına edebiyat, felsefe ve bilim alanlanndaki
önemli yapıtlan yayımlamayı sürdürüyor. Bu amaçla genç
çevirmenlereçağnda bulunun Yapı Kredi Yayınlan,
evrensel yapıtlann Türkçeye kazandınlmasmı amaçhyor.
tlk bölümü geçen yıl gerçekleştirilen bu kapsamh çeviri
çalışmasının ikinci bölümünde şürdalında François Villon,
Novalis, John Keats, John Donne, roman dalında Thomas
Mano, Julien Graco, Raymond Roussel, Henry James,
eleştin-dcneme alanında Georges Batailk,tiyatro dalında
Heiaridı V on Kleist, John VVebster, Paul Claudel, dilbilimi
incelemeleri dalında Jacques Darrida, Leo Spitzer, EmUe
Benveniste, felsefe alanında Karl Popper, Goröos Frege,
G.W. Friedricfa HegeL, Immanuel Kant ve sanat kuııımu
alanında da John Ruskin ve Envin Panofsky'nın yapıtlan
seçildi. Seçtikleri yapıtlan çevirmek isteyen adaylar. bu
yapıtlardan belirlenen 15 sayfalık bir bölümü çevirerek, 1
ağustos 1993'edek Yapı Kredi Yayınlan'na
başvurabilecekler.
Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu
• TRABZON(AA)-KaraderıizTeknikÜniversitesi
tarafından düzenlenen 1. Ulusal Müzik Eğitimi
Sempozyumu, Trabzon'da başladı. Atatürk Kültür ve
Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen ve "Müzik Türierinin
Eğitimdeki Yeri" konusununelealındığı scmpozynmda
konuşan KTÜ Rektörü Prof. Dr. Aydın Dumamğlu.
kaynağı ve hedefı insan olan müziğın. toplumun bütününü
ılgılendirdiğıni söyledi. Prof. Dr. Dumanoğlu, Türkiye'de
müzik eğitimi politikasının araştırmalarîa sürekli
yenilenmesi gerektiğini vurguladı. KTÜ Fatih Eğitim
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aykırt İkizler de KTU Müzik
Eğitimi Bölümü'nün ilk mezunlannı bu yıl vereceğini
ammsatarak, bölümde halen 160öğrencinin
bulunduğunu, 12 öğretim üyesinin görev yaptığını bildirdi.
Devlet Tiyatrosu'nda son oyunlar
•ANKARA(AA)-Ankara DevletTiyatrosu.sezonun son
temsillerine hazarlanıyor. Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürlüğü'nden verilen bilgiye göre, Büyük Tiyatro 2-4
mayıs tarihlerinde "Ferhad ile Şirin"de izleyicilerini
Nazmn'la bu sezon üç kez daha buluşturacak. 1 -2 mayıs
tarihlerinde Küçük Tiyatro'da "Yeniden Yaratma", Yeni
Sahne'de "Uyarca", Şinasi Sahnesi'nde"Soruşturma",
yine son üç oyunla İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi'nde
"Hayyan Çiftliği" adh oyun, 1-5-6 ve 8 mayıs tarihlerinde
izfcyicilere veda edecek. Altındağ Tiyatrosu ise "Hüznün
Coşkusu Altındağ" adlı oyunu 1-2 mayıs tarihlerinde, "Bir
ŞehnazOyun"u 4-8 mayıs tarihJeri arasında sahneleyerek
sezonu kapatacak. Küçük Tiyatro 4-8 mayıs tarihkri
arasında "Gecenin Kuflan", Şinasi Sahnesi 4-7 mayıs
arasında "Hüznün Coşkusu Altındağ" ile perdelerini
kapatacak. Bu arada " Yedi Köyün Yargıa" adlı çocuk
oyunu ise kamyon sahneleriyle çeşitli il ve ilçelerde 16 mayıs
tanhinedek turneyeçıkacak.
Gaziantep'te folklor merkezi
• GAZİANTEP (AA) - Gaziantep'te sanat ve kültür
etkinliklerinde bulunmak üzere Folklor Eğitim ve Sanat
Merkezi kuruldu. Konu ile ilgili bilgi vercn dernek genel
sekrcteri AK Kıroğlu. ilde sanat ve kültür etkinliklerine
canlılık kazandırmak istediklerini belirterek şöylededi:
"Dernek ağırbklı olarak Türk folkloru ile ilgili araşürma,
inceleme ve derleme konulannda çalışacak. Tiyatroyu
sevdirmek veel sanatlanm yaşatmak da ilgi alanlanmız
icinde olacak." Derneğin geçici yönetim kurulu, M. Kemal
Erkek, Ali Kıroğlu, Altan Hayhan, Atilla özat, Lütfiye
Kvoğhı, Betül Durga ve Kemal Gürsel'den oluştu.