Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
fmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Ya\ın Yonetmem. Özgen Acar •Gcncl
Yavın Koordin.ılörü HiLmet Çetinkava •Genel
Y;;yın Dam^manı Orhan Krinç • >azı İşleri
Müdürir CriaJ Başlangıç •Hjher Mcrkezı Mü-
dunı: Mustafa Balbav
Görsel Yönetmen: AB Acar •Düzenleme: Mustafa Saglamer Ankara Temsilcisi: Cüneyt .Arcayürek »Haber Müdürleri: Işık Kansu, Hakkı Müessese Müdür V Erol Erkut •K.oordına-
• Istanbul Haberleri: Şenay Kalkan »Dış Haberler: Ergun Balcı Erdem Z.Gökalp Blv.İnkılap S No.19,'4. Tei: 4331141-47, Tele\ 42344, Fa.x: tör Atanet Korutsan »Muhasebe Bütent Ve-
• Iş - Ekonomi Dtaç Tajanç • Yurt Haberlen Mehmet Saraç (4)4330565• İzmır Temsilcisı: Serdar Kızık, H.Zıya Blv. 1352S.2 3 Tel:83123O, ner »Idare Hüseyin Gürer •Işletme ömter
• Makaleler Sami Karaören »Spor Abdülkadır Yücefaıan •Dii- Telex: 52359.Fax: (51)895360 »Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğhı fnönü Cd. Çelik »Bilgı-İşlem Nail lnal «BılgısayarSis-
zeltme: Abduiiah Yazıcı 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel: 5937 52(4hat), Telex. 62155, Fax: (71) 5925 78 tem: MürüvetÇiler •Reklam RehaIşrtman
Tûrkocagı
K Yenı Gûn Habcr Aıansı. BjMim;> jvmçılık \ Ş B*sım:l umhunvei Vt.ıiKı.ıcılık uOuTCtccılık TAŞ
Cad 39 41 Cagalogju m i t l ' . ı PK J-ttı Uunhul TV1 3120505Tdc\ 2::46. F.n (
ı p 5138595 I4NİSAN 1991 lmsak: Güneş: 6 20 Öele 13.09 lkındi 16 51 Akşam- 19.48 Yatsı:21.14
Bahardd k3lbe
dikkat
• KONYA(AA)-Kalp
hastalannın. baharaylannda
gıdalanna ve giyimlerine
özen göstermeleri gerektiği
bildirildi. Selçuk Üniversitesi
Tıp Fakültesi Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Kardiyoloji Anabilim Dalı
Öğreum üyelerinden Doç.
Dr. Hasan Gök, baharla
birlikte kişilerde yorgunluk
halinin göröldüğünü
belirterek "Kalp hastalan.
bu yorgunluğu yenerek
egzersizlerine,
beslenmelerine ve giyimlerine
çok dikkat etmelidirler.
Fazla yağlı ve hamurlu
gıdalardan uzak
durmalıdırlar"dedi.
HarçMve
nasihat
•ADANA(AA)-Farklı
sosyo-ekonomik yapıdaki.
8-9vell-12yaş
gruplanndaki çocuklar
arasında yapılan araştırma,
verilen harçlıklann büyük
bölürnünün okul
kantinlerinde harcandığmı
ortaya çıkardı. Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Ev Ekonomisi Yüksekokulu
Ev İdaresi ve Aile Ekonomisi
Anabilim Dah öğretim üyesi
Prof. Dr. Emine Gönen'in de
yardımıylabir araştırma
yapan Dr. Özlen Ozgen, AA
muhabirine yaptıği
açıklamada.
sosyo-ekonomik yapı
farklılıklanrun. çocuklarda
harçhk alma sıkbğı ve
miktannda etkili olduğunu
söyledi. llkokul cağındaki
çocuklardan büyük bir
bölümünün televizyon
reklamlanndan
etkılendiklerinin veyansına
yakınının aldıklan malın
markasına önem
verdiklerinin belirlendiğjni
bildiren Dr. özlen Özgen.
"Çocuklarda bazı kavramlar
tam oluşmadığı ıçin,
önerilere daha açık
oluyorlar"dedi.
Köylükadındaha
• ANKARA (ANKA) - Halk
arasında kemik erimesi
olarak bilinen osteoporoz
hastalığının genellikle
hareketsiz bir yasam süren
kırsal kesîm erkeği île
kentlerde de kadınlarda daha
çok görüldüğü saptandı. Son
yıliarda teknolojinin
sunduğu olanaklarla günlük
yaşamında daha az hareket
eder hale gelen kentliler
arasında kadın veerkeklerde
kemik erimesi oranlan artış
gösterirken kentlerde ilk
sırayı kadınlaralıyor. Bir
zamanlar osteoporozun az
görüldüğü Hong Kong'da
yapılan bir araştırmaya göre,
1966-1989 yıllan arası nda
erkeklerde kemik erimesi
binde 3'ten 9'a, kadjnlarda
dabinde7'den 13'eçıktı.
Dünyamn nüfusıı
kadmaemanet
• ANKARA (ANKA)-
Birleşmiş Mılletler Nüfus
Fonu Genel Direktörü
Bayan Nafıs Sadık, Türk
erkeğinin doğum kontrolü
konusundaki tavnnı
değiştirmesi ve kadın ile
ortak sorumluluk alması
gerektiğini söyledi. Dünyada
din ile devlet işlerinin
kanştınldığı ülkelerde aile
planlaması konusunda
istenilen hedeflere
ulaşılamadıgmı söyleyen Dr.
Sadık. Türkiye ile yüriitülen
ortak aile planlaması
çalışmalannda Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
bölgesine ağırlık venldiğini
bıldirdi. 2'inci Ulusal Sağlık
Konseyı nedeniyle
Türkiye'debulunan Nafls
Sadık, Türkiye'nin aile
planlaması konusunda
başanlı sonuçlarelde
ettiğine, son 25 yılda doğum
kontrol medotlannı
kullanma oranınm yüzde
22"den yüzde 77'ye
yükseltildiğine dikkat çekti.
dikkat
• tSTANBUL/KADIKÖY
(AA) - Yaz aylannda güneş
ışınlannın gözlerimizi
rahatsız etmemesi için
taktığımızgözlükler, bilinçsiz
bir şckilde alınıp kullanılması
halınde yarardan çok zarar
getiriyor. Operatördoktor
Engin Atığ, göz sağlığının
öneminedeğinerek, uygun
koşullarda üretilmcmiş
gözlüklerin göze hasar
vcrdiğini belirtti. Özellıkle
seyyarsatıcılardasatılan bu
tip gözlüklerin üretimine
özen göstenlmediğini, ne tür
boyama yapıldığının da
belirlenmediğıni kaydeden
Atığ, "Bu gözlüklcr, güncşe
karşı sözde bir koruma
sağlamaktadır. Çünkü hıçbir
koruma fonksiyonu yoktur.
Plansız ruhsatlann kıskacı altmdaki kentte geçici imar kararlanyla kalıcı çirkinlikler yaratılıyor
Istaıılnıl geçici hüktimlerle yapılaşıyorOKTAY EKİNCİ
üyükşehir Belediyesi, Istanbul-
geneline ait bir nazım plaru
yeniden üretebilmek için çalış-
malannı hızlandınrken Sunçi
ve Polonezköy gibi tarihsel ve
doğal koruma bölgelerinde
"imarsız ruhsatlar" yaygınlaşıyor. Belediye
mecbslerinde bölgesel nazım planlara ekle-
nen "geçici" hükümlerle, uygulamaya dö-
nük imar planlan beklenmeden ınşaat ızınle-
ri veriliyor.
Böylece İstanbul, adı "geçici"; ama çirkin-
likleri "kaba" birplansız betonlaşmanın "ya-
sal" uygulamalan alünda her geçen gün
daha da eziliyor.
Suriçi "inşaat cenneti"
tstanbul'un tarihsel kimbğinın yaşatılması
bakımından "en sıkı" korunması gereken
bölgeleri arasında Suriçi, özel bir önem taşı-
yor.
Eminönü ve Fatih belediyelerinin deneti-
minde olan bu tarihsel bölge, 2600 yıllık
• İstanbul'daki bölgesel nazım planlara belediyelerce eklenen geçici hükümler, suriçi ve
Polonezköy gibi tarihsel ve doğal koruma bölgelerinde 'imar planlan beklenmeden'
yapılaşmaya olanak sağlıyor. Böylece İstanbul, adı 'geçici'; ama çirkinlikleri 'kalıcı' bir plansız
betonlaşmanın 'yasal' uygulamalan altında her geçen gün daha da eziliyor.
kentsel geçmişin tüm kültür değerlerini
banndınyor; Roma, Bizans, Osmanb ve
Cumhuriyet dönemlerinde yaratılan zengin
uygarbklar mozaiğinin yanı sıra, tarih öncesi
devirlere ait ilk yerleşme izleri de yine bu
bölgede bulunuyor.
Suriçi bölgesi için "ilke kararlan" ve tek-
nik çalışmalanna Bedrettin Dalan zamanın-
da başlanılan, onaylanması ise Nurettin Sö-
zen dönemine "nasip" olan, 1/5000 ölçekli
bir "koruma amaçlı" nazım imar planı bulu-
nuyor.
Suriçi Nazım Planı, Dalan'ın önerdiği 3.
Boğaziçi Köprüsü ile bağlantıh ünlü Beşik-
taş-Samatya (BE-SA) yolu projesini, tarihi
yanmada içerisinde de yeni bir ana ulaşun
arteri olarak kabul ettiği için yoğun tepkiler
alıyor. Planda bu amaca yönelik düzenlenen
yeni Haliç köprüleri ve tarihsel semtleri tü-
nellerle "yanp" geçen kent içi otoyol düzen-
lemeleri, bölgeye koruma adına "yıkım" ge-
tireçek ciddi tehlikeler olarak eleştiriliyor.
Öte yandan, yine bu planın uygulanabil-
mesi için gerekli olan 1/1000 ölçekli ait imar
planlan ise henüz yürürlüğe girmemiş du-
rumda. Dolayısıyla, imar yasası ve şehircilik
kurallanna göre "uygulama planlan olma-
dan" yeni inşaat izni verilmemesi ve yapılaş-
manın "bekletilmesi" gerekiyor.
Polonezköy'de yapdaşmalar
Ne var ki, Büyükşehir Belediye Mecli-
si'nde nazım plana eklenen 'geçici' bir hü-
kümle, tarihsel yanmada içinde imar plan-
lan ru bekleme koşulu kaldınbnış durumda.
Her iki. üç ayda bir "uzatılan" ve "uygula-
ma imar planlan yapıkncaya kadar naztm
plana göre ruhsat verilmesini" öngören bu
madde ile Fatih ve Eminönü belediyeleri
"kat ilaveleri" ve yeni inşaatlar için izin veri-
yorlar.
Böylece, bir yandan Istanbul'un tarihsel
kent merkezi tartışmab bir naam plana göre
hızla yapılaşırken, öbür yandan nazım plan-
daki bazı sakıncaJann hiç değilse uygulama
planlan aşamasında giderilebılmesi olanağı
da giderek ortadan kalkmış oluyor.
Tarihi yanmadadaki "boş kalan" arsalar
1 /5000 nazım plana göre yapılaşmaya açılır-
ken Polonezköy ve çevresinde de bu kez 1/25
bin ölçekli "çevre düzeni" planlanyla, tarla-
lar üzerine inşaat izinleri verilmeye başlandı.
Yine imar yasasına ve şehircüik kurallan-
na göre bu planlara göre uygulama yapıla-
bilmesi için, benzer şekilde 1/1000 ölçekJi
imar planlannın düzenlenmesi gerekiyor.
Beykoz Belediyesi ise uygulama planlannı
beİdemeden, doğrudan 1/25 bin ölçekli pla-
na bakarak, 1000 m
2
'nin üzerindeki tarla ve
arazilerin "tamamı" üzerinden imar dunı-
mu ve inşaat ruhsatı veriyor.
Böylece Polonezköy'deki araziler, köyün
sağbkb gelişmesi için gerekli olan yol, yeşil
alan, otopark vb. gibi kamu alanlanna "pay
vermeden", rümüyle arsa olarak kabui edi-
bp imara açıhyor. Yine, çevre düzeni planına
eklenen "geçici" hükümlerle yürütülen bu
uygulama sonucunda, aynı çevre düzeni
planının "amaçlanna" da aykın olarak köy
ve çevresindeki yeşil doku hızla betonlaşı-
yor...
Ne yapmalı?
öncelikle, Büyükşehir Beledıyesı'ndeki
yeni İstanbul Nazım Planı çalışmasıru hız-
landırmak gerekıyor. Ancak, bu planının da
kağıt üzerinde kalmaması için, yürürlükteki
nazım planlara eklenen "geçici hükümlerin"
hemen kaldınlması ve İstanbuTun bilim dışı
ruhsat uygulamalanndan kurtanlmaa gere-
kiyor...
"Martin Guerre'in Dönüşü'nün HollyMood uv arlamasının yeni adı Somersbv olmuş. Filmde Richard Gere, Jodie Foster rol alıyor. (Solda) Bir diğer film "Niki-
ta"\ yeni uvarlamasındaki adı "Potnt of no Return". Amerikalı yönetmenler, özellıkle Fransız fılmlerinden uyarlamalar yapıyor.
Hottywoodyeıti konıı bukumyor
Son yıliarda AvrupafilmlerininAmerikalı yönetmenlerce tekrar çekilmesi moda oldu
Haber Merkezi - Hollyvvood,
Avrupab sinemaalann özgün
konulu filmlerini tekrar fıbne
alıyor. tkinci kez ayru konunun
işlenmesine sinemaseverler ve
eleştirmenler tepki gösterirken
şu soruyu soruyor: "Holly\vo-
od yeni konular bulmakta zor-
lanıyor mu?"
Her mart ayında, özelükle
Amerika'da, sinema dünyasını
bir heyecan sarar: Oscar ödülle-
ri. Bu bütün dünyamn yakın-
dan izlediği, yıbn en büyük si-
nema olayıdır. Ödül törerunden
önce ödüllerin dağıtımıyla ilgili
yorum yapıbr. Sinemaseverler
ve eleştirmenler filmleri, oyun-
culan, yönetmenleri ve bir film-
de önemli olan daha birçok un-
suru inceler ve kimlerin Oscar
ödülüne layık olacağını tahmin
A
merikan sineması ekonomik gücüyle orantdı olarak bufilmlerigeniş
bir bütçeyle çeviriyor. Star oyuncular, ileri teknoloji ûrünü ışık, ses ve
görüntü teknikleriylefilmlerisüslüyorlar. Fransız eleştirmenler ve
sinemaseverler Hollywood'un bu tarzda yapnğı fılmlere
"a l'Amerikan" diyor.
etmeye çabşırlar. Ödüller
dağıtıldıktan sonra ise hangi et-
kenlerin ödül dağıümında etkili
olduğu konuşulur.
özgün fîlmler moda
Ödül alan fıbnler eleştirmen-
lerce yeniden değerlendirilir ve
genelükle gazetelerde övgü
dohı eleştiriler çıkar. Bütün
bunlar sinemayla ilgilenenlerin
alışkın olduğu gebşmelerdir.
Gazetelerc baktığımızda
ödüllü fılmlerin eleştirilerini gö-
rüyoruz. Ama özelükle Avru-
pab eleştirmenler Hollywood
yapımlanna bir başka açıdan
bakıp eleşüriyor. Son yıliarda
özgün konulu fılmlenn tekrar
çekjlmesının moda olduğunu
belirtiyorlar. Bu filmlerin yeni-
den çekimi sırasında orijinal se-
naryodaki olaylann, yerlerin,
kişıbklerindeğıştiğıne- hatta fil-
min ana temasından uzaklaştı-
ğına dikkat çekiyorlar.
Amerikan sineması ekono-
mik gücüyle orantıb olarak bu
Ülmleri geniş bir bütçeyle çeviri-
yor. Star oyuncular, ileri tekno-
loji ürünü ışık, ses ve görüntü
teknikleriyle filmleri süslüyor-
lar. Ama eteştirmenlere göre
bütün bu olanaklara rağmen
senaryo yazarlan ve yönetmen-
ler orijinal senaryodan uzakla-
şıp fılrrun can aba sahnelerini
izJeyicilere tam olarak yansıta-
mıyor. Çünkü amaçlan teknik
üstünlüklere dayalı, bol starb
kâr amaçlı tican filmJer yap-
mak. Film gebrlerine bakılırsa
Hollyvvood yapımalan istedik-
lerini elde etmişler.
Amerikab yönetmenler özel-
bkle Fransızfilmlerdenuyarla-
malar yapıyor. ömek vennek
gerekirse "Martin Guerre'in
Dönüşü"nün Hollywood uyar-
lamasında, filmin adıyla bera-
ber, orijinal senaryodaki ülke
ve savaş tamamiyle degişmiş.
Fibnin yeni adı "Somersby" ol-
muş. Bir diğer film "Niİcita",
yeni uyarlamasındaki adı "Po-
int of No Return". listeye
"Fracture du Myocarde" yeni
adıyla "Cross My Heart" da
eklenebUir. Fransız eleştirmen-
ler ve sinemaseverler Hollyvvo-
od'un bu tarzda yapüğı filmlere
"a l'Amerikan" diyor. Bu film-
lerden bazılannın Oscar aday-
lan arasında yer abnasına, hat-
ta ödüllendiribTiesine Fran-
sızlar tepki gösteriyor.
Hem banşık hem düşman
Kasparov ve Short'un satranç savaşıHaber Merkezi - Eylül ayın-
da yapılması beklenen Dünya
Satranç Şampiyonası'nın ol-
dukça çekişmeli geçeceği sanıb-
yor. Şampiyon unvanını eb'nde
tutan Garri Kasparov ile ona
başkaldıran İngibz NigeJ Sbort
bir meydan savaşına hazırlaru-
yorlar.
Bu iki amansız rakip, şaşırtıa
bir biçimde güçbirliğine giderek
Uluslararası Satranç Federas-
yonu'yla her türlü ib'şkiyi tepti.
Federasyonun, dünyamn en
önemb profesyonel satranç ya-
nşmasını düzenleyebilecek ni-
tebkte olmadığı görüşünü savu-
nan oyuncular, kendilerine özel
bir dernek kurdular. Uluslara-
rası Satranç Federasyonu (FI-
DE) bu kopmayı tepkıyle karşı-
ladı ve şampiyonanın düzenlen-
Kasparov
• Satrançta oyuncular iç dünyalannı yansıtıyorlar. Short'un
Kasparov'a meydan okumasının altında oyuncunun
savaşımcı ruhugizli. Azerbaycanlı Kasparov ise yaşamı
boyunca insan haklan ve seçme özgürlüğü için savaşmış.
Oyunda sergilediği biçem saldın ilkesine dayanıyor. Maçın
sonucu konusunda kendisine oldukça güvenen Kasparov,
yine defizikselve ruhsal eğitimini sürdürüyor.
mesi yolunda yasal haklannı
elinde tutmak için girişimlere
başladı.
Maçın bu kerte önemb oluşu,
verilecek ödülden çok, satranca
kazandıracağı saygınlıktan
kaynaklanıyor. Oyuncular, sat-
ranan çıkarlannı en iyi göze-
tenlerin yine kendileri olduğu
görüşündeler. Karşılaşma ön-
cesi Kasparov ve Short ile ilgili
çeşitb söylentiler var. Bügi, de-
neyim ve bu konudaki yeteneği
açısmdan eşi benzeri bulunma-
yan Kasparov'un oyunu al-
masına kesin gözüyle bakıhyor.
Ancak Short'un olağanüstü sa-
vaşçı ruhu ve inanılmaz derece-
deki soğukkanlılığı oyunun on-
dan yana gelişmesinde etkili
olabibr.
Şampiyona değerlendirme
maçlannda Short, her yanbş
hamleden sonra kendisini to-
parlayıp daha güçlü. daha
azimb bir biçimde ortaya çıktı.
Satranç fınalleriain öteki spor-
lardan farkı, aylarca sürebilme-
si ve bu nedenle oyunculann
kendilerini toparlama olanağı
bulması.
Satrançta oyuncular iç dün-
yalannı yansıüyorlar. Short'un
Kasparov'a meydan okuması-
nın alünda oyuncunun sava-
şımcı ruhu gizli. Azerbaycanlı
Kasparov ise yaşamı boyunca
insan haklan ve seçme özgürlü-
ğü için savaşmış. Oyunda sergi-
lediği biçem saldın ilkesine da-
yanıyor. Maçın sonucu ko-
nusunda kendisine oldukça gü-
venen Kasparov, yine de fizik-
sel ve ruhsal eğitimini sürdü-
rüyor.
Kasparov'un maçı kazanma-
sı, onun satrancın yaratıa gü-
cüne olan inancını pekiştirecek.
Oyuncu, "Satranç çocuklann
geleoeği için son derece önemli-
dir. Çünkü özgüveni gebştirir,
yaşamı daha iyi kavramamıza
yardımcı olur ve her şeyden öte
sorumluluk duygusunu aşılar"
diyor.
Türkiye eğitimsizlikteıı beslenemiyor
KENAN BtLİZ
ERZURUM - Dünya çocuklan, ba-
zen yokluktan, bazı kıtalarda açbktan,
genelde de bilinçsizlikten dolayı yeterli
bcslenemıyor. Erzurum Araşıırma
Hastanesi Çocuk Scrvısı Anabilim Da-
lı Başkanı Prof. Dr MuzafTer Kürkçiî-
oğlu, Amerika'da çocuklann çokluk-
tan, Afrika'da yokluktan, Türkiyc'de
ise bilinçsizlikten bcslenemedığini söy-
ledi.
3 bin çocuk üzcrındc yaptıklan
tırma sonuçlannı açıklayan Prof. Dr
Muzaffer Kürkçüoğlu, çocuklann yüz-
de 70.8'inde çeşitli derecelerde malnüt-
rasyona rastlandığını belirterek "Bu
oran ailedekı kişi sayısına, adetlere, eği-
tim düzeyine ve aile yapısına göre de-
ğişiyor.
Örneğin ailelerin yüzde 17'sinde ço-
cuğa anne sütü hiç verilmez. Ailelerin
yüzde 47'si çocuk ağlayınca süt verir.
Geç konuşmaya yol açtıgı için değerli
vitaminleri içeren yumurta yediribni-
yor.
Bunlann oranı yüzde 17.9. Bu neden-
lere bağlı olarak çocukta gelişim
normalin altında kalıyor" dedi.
Doğu Anadolu Bölgesi'nde Kars,
Ağn, Erzurum ve Erzincan'ı kapsayan
il ve bağb ilçelerde 3 bin çocuk üzerinde
yaptıklan araştınnalarda alınan sonuç-
lann ürkütücü olduğunu kaydeden
Kürkçüoğlu, daha sonra şunlan söyle-
di:
"0-6 aybk çocuklann yüzde 27.6'-
sında, 7-12 yaş grubununyüzde 33.8-
inde, 13-18 grubunun yüzde 22.3'ünde
çeşitb derecelerde malnütrasyon tespit
edildi. En fazla 4 nüfuslu ailelerin ço-
cuklannda yüzde 66.9 malnütrasyona
rastlanırken, cekirdek tipı ailelerd».
malnütrasyon oranı yüzde 71.1.
Az nüfuslu aılelerde bu oran yüzde 28.
7'de kalmıstır.
Pkur yazar olmayan ailelerin çocuk-
lannda bu oran yüzde 89 iken, okur ya-
zar ailede bu rakam 38.4. Gelir düzeyi
düşük aılelerde yüzde 52, iyi olan aile-
lerde yüzde 18.9 olarak bebrlendi."
Cinsel etkinlik azalıyor mu?
Erkeklerde 50
yaş tehlikesi
• îngiltere'de araştırmayı hazırlayan Dr. Andrev
Stanway, ileri yaşlarda cinsel yaşamın bu denli az
olmasına çok şaşırdığını vurgulayarak "50 yaşın
üzerindeki erkeklerin yüzde 3 l'i hiç cinsel ilişkıye
girmediklerini söyledi" diye konuşuyor.
Haber Merkezi- îngiltere'de
802 erkek üzerinde yapılan bir
araştırmada, 50 yaşın üzerin-
deki erkeklerin üçte birinde
cinsel etkinbğin kalmadığı sap-
tandı.
50 ila 59 yaşlan arasında,
cinsel yönden etkin erkeklerin
yüzde 79'u son bir yıl içinde
büfük bir sadakat göstererek
tek eşb cinsel yaşamı seçti.
Yalnızca yûzde 5'lik bir azınlık
iki ya da daha fazla kadın ile
ılişkide bulundu.
Etkin bir cinsel yaşam sür-
düren erkeklerin yüzde 45'i
ereksiyon yetmezliğı gibi cinsel
sorunlarla karşılaşüklanru
açıkladı.
Araştırmayı hazırlayan Dr.
Andrew Stanway, ileri yaşlar-
da cinsel yaşamın bu denli az
olmasma çok şaşırdığmı vur-
gulayarak "50 yaşın üzerinde-
ki erkeklerin yüzde 3 l'i hiç cin-
sel ilişkiye girmediklerini söy-
ledi" diye konuşuyor.
Erkeklerin çok azı nonnal
birleşmenin dışında, farklı cin-
sel ilişkileri denedi. Oral ilişki
en çok benimsenen değişikbk.
Yüzde 20 tarafından tercih
edildi. Yüzde 56 artık mastur-
basyon yapmadığını, yüzde 9
ise yaşamı boyunca hiç dene-
mediğini belirtti.
Eşcinselbk büyük çogunluk
tarafından reddedildi. YalnıZ-
ca yüzde 4'ü eşcinsel ib'şkisi
olduğunu belirtti. Sonuçlar ile-
ri yaşlarda cinselliğin cazibçsi-
ni yitirdiğini gösteriyor.
Araştırmada aynca prostat
sorunu ile cinselh'gin azalması
arasında bağlantı olup ol-
madığı incelendi. Erkeklerin
yüzde 45'inin prostat sorunu
olduğu ortaya çıktı. Bu kişik-
rin cinsel yaşamlan daha pasif,
genelde daha sinirliler ve ken-
dilerini daha kötü hissediyor-
lar.
Müşterilerine fazla para verdi
Cömert baııka
makinesiHaber Merkezi - Müşteriler
cömert otomatik para makine-
leriyle istedikleri miktarın iki
kat fazlasını alabiliyoriar!
lagihere, Grimsby'de,
Yorksfaire Bankas'na ait bir
otomatik para makinesi, 1 Ni-
saa Çarşanıba günü, para çek-
meye geienlere, istedikleri para
miktannm iki katmı verdi. l nû
birdeabire bütün şehre yayılao
otomatik para makinesiııin
önünde uzun kuynıklar oluştu.
tonimn ayıklanmaanı jste-
roeyen 24 yaşndaid bir genç,
100 pound istediğiiH, makinenin
ise kendisine 200 pound verdiği-
ni söyiüyor; "Tam istediğm
«bi bir banka, para saçryordu.
Once 1 Ntsan şakası otduğunu
sandun, ama gerçekti. Otoma-
tik para makinesiniıı önünde
genellikle uzun kuynıklar otuş-
maz, onca insamn bekleşroesine
önce bir aafaun veremedim.
Eümdeki parayı saymca, duro-
mu hemen anladmı."
Çarşamba akşanu, işgûnü bi-
timinde göreve başlayan kay-
nak, iyiKksever bir müsteri ha-
tayı haber verene kadar para
akıtmaya devam etti.
Yorkshire Bankas'nra bir
sözcüsü, sonmun yalnızca
Grimsby şubeani etkilediğim
söyledL Ustelerin iocekmesi
sonacu sekiz müşterinin bundan
yarariand^mmgörûMüğÜDÛde
sözlerineekledL
Ancak istedikleri ya daaitk-
lan para miktan, hatta sfiz ko-
nusu olan paranm topbun mik-
tan hakkında bir bflgi ?ermedi.
Müşterilerden biri, fazladan
aMığı parayı gönüDü olarak
bankaya geri verdi. Gerekirse,
öteki mûşterikrle kişisel olarak
bağlaırtıy a geçilecek.