Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 19&3ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
IşletmeyepolitikaANAP'lagîrdi
Çukobirlik
B İ R J A L A N I N
Ö Y K Ü S Ü
ÇETİNYİĞENOĞLU
JTM NAP hukûmetlerince isepotiüze JL 983geAelseçimleri Türkiyeiçin olduğu
genelmüdûrlerin iş başınagetuilmesi gibi Çukobirlik için de kilometre
dönemibaşlatıhyor. Onyılda beşgenel taşlanndan birufir. Seçimlerden hemen
mûdûr değiştiriliyor. Neya&k ki bunlann sonra ANAP'ın İztnirmilletvekiU
hiçbiridekonusunda uzman değil. Özel- adaylarından özger Aygar'ın Çukobirlik
tikle 1980'tiyıllarda uzman eleman GenelMüdürlüğü'ne atanmasıylailginç
sıkıntısı büyûk boyutlara ulaşır. Öyle işler getişmeler başlar. Buyolsuzluklann
olur ki insanın ağzı açık kahr. "fiırya"ya dönüşmesinin başlangıcubr.
-3-
B
ugün eldekı üniteler ful,
çok sıhhatli randımanlarla
calışmaz. Yani borçlan ın-
dirip faızi azalüa tedbirler
alınmazsa, başanh ve sh-
hatli pazarlamalar yapıl-
mazsa, bu müessesede çok zorluk
olur. Bıraz uzun vadeb, dınamık. hûr
çalışma ortamında bırakacaksın in-
sanı. Hür çalışma imkanı verirsen her
işın bır çaresı var kardeşım. Her işın de
bır bedeli var. Yani çaresiz diye bır şey
yok dünyada. Mevcut zorluk var. Dö-
nüp baksak on sene geriye... Bu on
sene evvel bu müessesenin cirosu ney-
di? Borcu neydi? Beş sene sonra nereye
geldı borcu, nereye geldi satışı? Bugün
de on sene sonra nereye geldı bır ba-
kalım. Şimdi, biz musluğu kapamıyo-
ruz; ne yapıyoruz? Kovalan taşjyoruz;
su yere akmasın diye... Sen götürecek-
sin, ben götüreceğım, aman bu akan
suyu zayi etmeyelim diyeoeğiz. *Bu
akan su, musluğu kapatmazsan dur-
maz kardeşım' diyen yok.
Entegrasyon dönemi
Bu bölüme ashnda "Talan Dönemi
Başlıyor" başlığını vermek gerekirdi.
Çünkü büyük yolsuzluklar bu dönem-
de başbyor. Bunda pek çok etmen söz-
konusu. Bir kez bu dönemde 12 Eylül
askeri yönetımi Çukobirhk'in yönetsel
yapısında köklü değışikler yapü. Çu-
kobirlik'in yağ, iplik, dokuma ve bas-
ma tesiskri yatınmlan da bu dönemde
tamamlandı, ürelime hazır duruma
geldı. tnşaatlar, fabrikalar tamam-
lanır tamamlanmaz ilginç bir durum
çıktı ortaya. Eskidcn sadece kütlü ahp
pamuk ve çiğit satarken entegrasyo-
nun tamamlanmasıyla girdi ve üreti-
len ürün sayısı sûreç içinde önceden
düşünülmeyecek boyutlarda arttı. Bu-
günün rakamlanyla yılda birbuçuk
trilyonluk harcamanın (personel, gır-
di, cari) yapıldığı Çukobirlik'e gırdi
sayısı zamanla üç bin kalemı bulur.
Bu, bir başka deyışle girdı ve cari har-
camalar açısından bakıldığında Çuko-
birlik'le iş yapan, yapmayı düşünenler
icın ayda yirnri milyarhk bir pazar de-
mektir.
Girdilerin bu denü çeşitlendiği Çu-
kobirlik'te değişik ans ve kalitede ıp-
lik, ham bez, baskılı bez, ham yağ, yağ,
sabun hammaddesi ve sabun üretil-
meyc başlanır. Bu ûrünler üretilirken
doğal olarak kûspe, kabuk, kapçık, te-
lef gıbı yan ürûnler çıkar ortaya. Bu-
nun bir başka anlaünu ise çeşitli pa-
zarlara sunulmak üzere yılda bir bu-
çuk trilyonluk ûrûn üretilmesi demek-
tir. Işte kopan kıyamet, alım ve satım-
larda ortaya çıkan bu trilyonluk kay-
nağın paylaşımıhdan, kapkaçından.
vurgunundan, talanından kaynaklan-
maktadır.
irdilerinbudenli
çeşitlendiği
Çukobirtik'te değişik
cins ve kalitede iplik,
hambez, baskıhbezf
hamyağ, yağ, sabun
hammaddesi ve
sabun üretümeye
başlanır. Bu ûrünler
üretilirken doğal
olarak kûspe, kabuk,
kapçtk, telefgibiyan
ürûnlerçıkarortaya.
Bunun birbaşka
anlatımı iseçeşitli
pazarlara sunulmak
üzereyılda birbuçuk
trilyonluk ürün
üretilmesi demektir.
Sgenelmfidfir
Adının açıklanmasını istemeyen bir
yetkili, Çukobirlik'e yılda bir buçuk
trilyon lira getiren bu satışlann pazar
koşullanyla ilgili şunlan anlaüyor:
"Bana göre Çukobuiik en büyük ha-
yati hatayı bu konuda yaprruştır.
Fabrikalar kuruyor da o fabrikalan
hem üreümde hem de pazarlamada
çahştıracak uzman kadroyu kuramı-
yor. Üretimde uzmanlaşılmamış ol-
ması nedeniyle hıç kimsenın hesabıru
bilmediğı ölçüde reklamasyon denılen
zarara yol açıbruştır. Bu da şöyle ol-
muştur Sözleşme şartlanna uygun
üretilmeyen malın alıcının itirazı üzeri-
ne ahcı tarafından bedel indirimi ya da
geri alırtması istenir. Araya bazı kişiler
girer ve bır sonraki satışta Çukobirlik
aleyhine fiyat indirilerek sorun çö-
zümlenir. Üreü'm ve pazarlamadaki
benzer sorunlann temeünde sürekli
yönetici değiştirilmesi yatıyor. 12 Ey-
lül askeri yönetimince işten anlama-
yan asker kökenliler genel müdürlüğe
getiriliyor.
ANAP hukûmetlerince ise politize
genel müdürlerin iş başına getirilmesi
dönemi başlatıhyor. On yılda beş ge-
nel müdür değiştiriliyor. Ne yazık ki
bunlann hiçbın de konusunda uzman
değü. özellikle 1980'K yıllarda uzman
eleman sıkıntısı büyük boyutlara
ulaşır. öyle işler olur ki insanın ağzı
açık kahr. Anlauldığına göre, müşteri-
ler kendi işlerini kendileri yaparlar.
Büyük dışsatımlann yapıldığı bu dö-
nemde bazı müşteriler hamule senetle-
rini bile kendileri dûzcnler. Memurun
bulamadığı akreditif belgesini müş-
tehnin kendisi bulur. Akreditif
karşılığı satışlarda sorun çıkmaz. An-
cak ne hikmetse bu yöntemden cayılır.
Riski artan müşterilerle belge karşıhgı
satışa başlanır. Sonınlar da belge
karşılığı satışlarda ortaya çıkar. lyi de-
netlenemedıği için mal ahcı gümrü-
ğünden para ele geçmeden çekilir. Bu
dönemde öyle satışlar yapıhr kı ticari
anlamda tam bir "cinayet"tir.
S
atıa limamnda teslim" an-
lamına gelen FOB yöntemiy-
le satış; "sigortası ahcıya ait
ve abcının ülkesine teslim"
anlamına gelen CF yönte-
mıyle satışa dönüştürülür.
Gemiyle taşıma koşulu, "uçakla" ola-
rak değiştirilir. FOB satışlarda mallar
TIR ya da gemiyle taşınırken CF'e dö-
nüştürülünce "teknık sorunlar" ya da
"gecikme" gibi Çukobirlik aleyhine
bulunan gerekçelerle TIR ve gemiden
cayılarak taşımarun uçakla yapılması-
na karar verilir. TIR ya da gemiyle
taşınırken taşıma ücretı ahcı firmalar-
ca karsılarurken uçakla taşımaya dö-
nülünce taşıma ücretı Çukobirlik'çe
karşılanır. Baskıh bezden sonra kon-
feksıyona gecilir. Ancak Çukobirlik'in
konfeksiyon tesisi yoktur. Bu yüzden
konfeksiyon işinde fasona yönelinir.
İşın garibi, konfeksiyon tesisi gibi kon-
feksiyon müşterisi de yoktur. Müşteri-
yi de, fason iş yaptınlan işletmelerin
sahibi ya da yöneticileri bulup getirir.
öyle sözleşmeler yapıhr kı üreümde fı-
re oranı yoktur. Dolayısıyla birim üre-
tim için ne kadar hammadde venleceği
de beUi değüdir.
Aygardonemi
1983 genel seçimleri Türkiye için ol-
duğu gibi Çukobirlik için de kilometre
taşlanndan biridir. Seçimlerden he-
men sonra ANAP'ın Izrnir milktvekili
adaylarından özger Aygar'ın Çuko-
birlik Genel Müdürlüğü'ne atan-
masıyla ilginç gehşmeler başlar. Bu
aynı zamanda yolsuzluklann "furya"-
ya dönüşmesinin başlangıcıdır. Ay-
gar'ın, genel müdürlüğüne atandığı
Çukobirlik hakkında hıç bilgisi yok-
tur.
Bunu, bir dostu o günlerde şöyle an-
laür "Ozg^r Bey Çukobirlik Genel
Müdürlüğü'ne atanıp Adana'ya gelin-
ce büyük şaşkınhğa uğradı. Kendisi-
nin de söyledıgıne bakılırsa Çukobir-
lik'ı, üç-beş kooperatıfı, küeuk el tez-
gahlannın bulunduğu küçük işletme-
lerde çahşan üç-beş yüz kişilik kadrosu
var sanırmış..."
Aygar göreve başladiktan hemen
sonra yolsuzluk, usulsüzlük olaylan
birbiri ardma patlak verir. öyle işler
olur ki hiçbir tekstifci böylesini düşü-
nemez, düşünde görse iyiye yormaz.
ömeğın, iplik fabrikasında yüzde 70
emek görmüş, yani iplik ohnaya hazır
binlerce ton promonl telefkri iç piya-
saya satıhr. Konunun uzmanlan bu
saüşı o günlerde "ıntihar" olarak yo-
rumlar.
Aygar ve yönetimi iş başma geldik-
ten sonra telef abcılan "cuntaalık"la
suclanarak Çukobirlik'e sokuhnaz.
Bu uygulamanın büinçb' yapıldığı öne
sûrûlmektedir.
SÜRECEK
Uğuı,sesmkulağnııız(lasevghıyüıı
eğiıııiz(le
O N B I N L E R
İÇİN YAZDI
Daha şimdiden açız o beyinden
çıkacak o dikien dökülecek söz-
cüklere ve kimse doyuramaya-
cak bizi Uğur Mumcu kadar.
Üzüntümüzü anlatmaya keli-
meler yetmez. Kolay değil, ca-
nımızdan bir can, içimizden bir
parça kapadı gözlerini dünya-
ya. Ancak, kin ve nefret dolu bu
suıkasti hazırlayanlar, hiçbir
zaman yaşamak istcmediğimiz
bir anı bize zorla yaşatanlar,
unuttular Uğur Mumcu'nun
ölümsüz olduğunu. Tıpkı
Atatürk gibi *O'da fikirkriyle,
düşünceleriyle daima icimizde
yaşayacak, 'O'nu anlayanlann,
Atatürk'ün yolundan gidenle-
rin kalplerinde atacak yüreğı,
kulağımızdaki sesi hep konuşa-
cak bizlerle. Yaşa varol Türki-
ye! Yaşa varol laiklik! Yaşa va-
rol düşüncelerimizin dih Uğur
Mumcu! Sonsuz saygıyla...
AyBn Işü özgen
Sevgih Uğur Mumcu, Kurtuluş
Savaşı'nı pazar günü tekrar
başlattın. Seni öldürenler farkı-
na varacaklar, attığımız her
adımın senin gücünle büyüdü-
ğünü...
BOge Ataman, Gökhan, Hafize
Ataman, Nflüfer DOck, Burak
özkal, Biricim Tetik, Ksama
Tfilâce, Gûnkut Ernaş.
Senin açtığın aydınhk yolda fı-
kirlerini sonsuza dek yaşataca-
ğız. Devrimci ruhun şad olsun.
Fevzi Ablak
Saygıdeğer ve sevgih Uğur ağa-
bey, sana sıküan kurşunu (yani
bombayı) tüm özgür düşünen
insanlara sıkılrruş sayıyor inşal-
lah faili meçhul olanlara katıl-
mamanızı diliyorum. Yetkih-
lerden seni yaşatmak özgür dü-
şüncelerini savunmak bizim
için bir görevdir. Ruhun şad ol-
sun.
AhmetÜMİ
Sevgili, saygıdeğer insan, sana
uzanan eller Atatürk ilkelerine
ve laikh'ğe olan inanandandır.
Seni yok etmek istediler. tnsan-
lann varhğı bedensel olarak
yok olabilir. Ama inançlan ve
bıraküklan eserlerasla yok ola-
maz. Senin kişiliğinde Atatürk
ilkelerine inanç, Türkiye Cum-
huriyeti'nin bütünlüğüne inanç
yatıyordu. Bu önemli durumda
laikliği ve cumhunyeti koru-
mak bizim de görevunizdir.
Bu inanç uğrunda şehit olanlan
saygıyla selamhyoruz. Nuriçin-
deyat.
Kubilay Tonunay
Uğur amcama... Demokrasi ve
laikliğin yılmaz savunucusu
Uğur arncamı öldürenler daha
nice yeni Uğur Mumculann ay-
nı anda doğduğunu bilsinler.
Bayrağı bayrağunız, davası da-
vamızdır.
özgür Teker
Sevgili Uğur Mumcu, sana ede-
biyyen aramızdan aynlmıssın
ğa. Demokrasi ve laikliğin
yılmaz savunucusu seni yüreği-
mizde, fıkırlenrruzde yaşata-
cağız.
Gükndam Kmldeü
İçimde öfke, içimde nefret
Içimde acı var.
Ama umutsuzluk yok
Dik değil dimdik duruyoruz
Seni yok edemeyecekler.
G.F.
Uğur Mumcu bizlerin fıkir ba-
basıydı. İnsan öldürülür fakat
düşiinceler asla. Uğur Mumcu
yok olmayacakur.lnsanlığı de-
mokrasiyi laikliği öğrendık ve
devam edeceğiz.
Sevinç Attmtaş
Acımız sonsuzdur. Ülkesini ça-
ğın aydınhğına ulaşürmak iste-
yenlerin başı sağ olsun. Katılle-
rin bir an önce bulunması önce-
likh dileğunızdir.
gibi değil sonsuza dek bizlerle
birhkte olacaksın gibi (ki zaten
bu böyle) yaayorum. Senin
varlığın bana sanki Cumhuri-
yet okumak için kutsal bir gö-
rev veriyordu. Ama şimdi senin
ölümün değil kabul ettiklerim,
uğrunda sonuna kadar kalemi-
nı kullandıklann bizim kutsal
görevimiz. Sana atılan bomba
seni parçalara ayırdı böylece
sen bizim yüreğimizde onbınle-
re yüzbinlere uîaştın.
Ne ölümden korkmak ayıp
Ne de düşünmek ölümü!
HürranU.
Benyanmasan
Sen yanmasan
Bız yanmasak
Nasıl çıkar karanhklar aydınlı-
Sen öhnedin ve ölmeyeceksin
kalbimizde sonsuza dek yaşa-
yacak ve çizmiş oldugun çizgi-
den seni anarak ve seni unut-
mayarak seni kalbimizde yaşa-
tacağız sen ölümsüz savaşçı sen
ölümsüz bir kahraman olarak
yaşayacaksın. öhnedin Uğur
yaşasın Kemahzm.
Yüksek Aksu
Demokrasi ve insan haklan
adına savaş veren eşsiz bir insa-
nı kaybetmenin acısı içindeyiz.
Suçlulann bir an önce bulunma-
sını dilerim.
S.Ç.
Uğur Mumcu için, gerçeği hiç
tereddütsüz büyiük bir yürekh-
likle arayan, her türlü haksızh-
ğın engellenmesinde canla, baş-
la çahşan büyûk bir insanı kay-
bettik. Aamız çok büyük. Seni
hiç unutmayacağız.
ToygarGfikr
SÜRECEK
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMEDKEMAL
İzteyen Gölgeler».
Türkiye Yazarlar Sendikası'nın kongresinde karar al-
mışlar, Edremrt'te bir sokağa "Sabahattin Ali" adını ko-
yacaklarmış. Biraz geç kalmış olmuyorlar mı? Kırklare-
lililer daha atak çıktılar; caddeye, sokağa, ormana,
çayıra Sabahattin Ali adını koydular.
Geçende konuşuyorduk, şair Başaran da Edremitlile-
rin geç kaldığı kanısında. llkin, nedense biraz korkmus-
lar, çekinmişler, şimdi korkuyu atmışlar. Sabahattin'le
övünüyorlar.
Başaran, Hasanoğlan Köy Enstitüsü yüksek bölümürv
de iken bizler de Dil Tarih'teydik. Solculuğuyla tanınan
Hasanoğlan, Dil Tarih in birkolu gibiydi. Kentten kalkılır,
trenle Hasanoğlan'a gidilir, gece yatısında kalınırdı. Ge-
ce türküler söylenir, şiirler okunurdu. Genç şair ve ya-
zarlar gittiğinde bir bayram günü yaşanırdı. Sonra bu
gidiş gelişler Hasanoğlan'ın başına dert oldu, ama ney-
se...
Ben pekanımsamıyorum, ama Başaran iyi biliyor; be-
nim "Birinci Kilometre" adlı bir şiir kitabım çıkmıstı.
Behice Boran'ın da Harold Laski'den çevirme "Demok-
rasi ve Sosyalizm" kitabı vardı. Bunları alır götürür,
okurlarmış.
Başaran, okulu bitirdikten sonra Antalya'ya atanmış.
Lisenin bağnaz mı bağnaz, gerici mi gerici bir müdürü
varmış. Laski'nin "Demokrasi ve Sosyalizm" adlı krta-
bıyta benim "Birinci Kilometre" postadan çıkmaz mı?
Müdür hemen Başaran'ı çağırbr. Şimdi "muzır" denilen
zararlı kitaplar ortaya dökülür
"Bunlarne?"
"Kitap efendim."
"Ne kitabı?"
"Okuma kitabı..."
"Böyle okuma kitabı mı olur?"
"Siz demiyor musunuz, öğrencilere okul dışı kitaplar
okutun diye... işte okul dışından aldığımız kitaplar bun-
lar..."
"Yok, bunlar zararlı kitaplar... Ne demek Birinci Kilo-
metre? Hiç, böyle şiir kitabı olur mu? Hemen bunları
aldığınız yere geri gönderin.."
Benim kitap yüzünden Başaran'ın notu kınlıyor, fise
işleniyor. Askere gidince de alaya çıkıyor, yedek subay
olamıyor. Başaran da askerlik anılannı "Mehmeiçik" v
adlı kitabında topluyor. Samim Kocagöz şöyle dermiş:
"Bir ülkede askertıgın romanı yazılamıyorsa, o ülkede
roman yoktur."
Benim "Sürgün Alayı", Başaran'ın "Mehmetçik"i ya-
zıldığına göre roman yoksunu değiliz. Meraklısı, bir
dönemin kışlasını bu romanlardan öğrenebilir.
Başaran, Kırklareli'nde öğretmenlik yaparken Niyazi
Akıncıoğlu, Numan Beyazıt, daha birkaç öğretmen top-
lanırlar. Hepsi şiir, edebiyat meraklısıdır Fakat içlerinde
bir öğretmen vardır. bunlann toplantılarını gizliden gizli-
ye izler. İlgili yerlere "solculuk toplantıları yapıyorlar"
diye gammazlar. Derken bir gece basarlar. Gizli örgüt
kurdular diye kovuşturmaya geçilir. Şair Niyazi Akıncı-
oğlu, tanınmış bir avukarhr, iktidar partisine karşıdır.
Uzun süre tutuklu kahr. Sonunda aklanmıştr, ama iş iş-
ten geçmiştir.
B^aşaran, bu olaydan sonra fişlenir. öğretmen olarak
nereye gitse fiş de ardından gelir. Oyle ki yedek subay
okuluna gittiğinde fışler ardından gelmiştir. O dönemde
200'e yakın Hasanoğlan Köy Enstitülü ögretmeni çavuş
çıkarırlar, subaylık hakkını ellerinden alırlar. Okulda ol-
duğu gibi taşlada da fiştenmişler arasına girmiştir. Bu
fişlenme 1960ın27 Mayısı'ndakiaskeri harekatakadar
sürer. Izlenme 27 Mayıs'tan sonra biraz gevşese bile,
her sotcu avı başladığında bir yerlerden çıkıp gene orta-
ya dckülür.
Geçende Başaran'la eski günleri, Dil Tarih olaylannı,
Hasanoğlan günlerini anımsadık. "Biz de az şeyler gör-
medik..." dedi. Gerçekten de ne azı, çokşey görenlerde-
niz. Yaşlandık, er.ıekliye ayrıldık, bir köseye çekildik.
Fakat ardımıza döndüğümüzde gene gölgeler var. Bizi
durmadan izleyen gölgeler...
BULMACA
1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA:
1/HaUtZiyaUşakhgfl'in
anılannı içeren yapıü. 2/
Akıl... Gemınin baş ve
kıç tarafında, asıl güver- »
teden yüksek olan kısa
güverte. 3/ Bir zaman bi- 4
rimi... Maydanozgiller-
den özel kokulu otsu bir
bitki.4/Sanayı... Biriçki. 6
5/ Atlas Okyanusu'nda
küçük bir ada-devlet. 6/
Btcak, kılıç gibi kesıci 8
araçlann kabı... Lütfî
Akad'ın bir filmi. 7/ Faz-
la bön, avanak... Şırası
üzüm posası. 8/ Kâğıt ya da bez
yapiştırmakta kullarulan kaynatıl-
rruş ruşasta bulamaa... Adın du-
rum eklerinden biri. 9/ Borç öde-
me... "Sana - - - gerek ise/Gel
göresin bu sinleri" (Yunus Emre).
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Metin Erksan'ın, 1969 Adana
Altın Koza Füm Şenliğı'nde binn-
cilik ödülünü kazananfilrru...Kısa
kepenek. 2/ Isiliğe verilen bir baş-
ka ad. 3/ Kıbns'ta bir kent. 4/ Kara Kuvvetleri'nin kısa yaah-
şı... Hangi şey... "Hayır" anlamında kullarulan söz. 5/ Tibet
sığın... özellikle gazelleriyle tanınmış XVII. yüzyü divan şairi.
6/ Fınnda ekmek, börek, çörek çevirmeye yarayan bir tür kü-
rek... Su. 7/ Osmaniı sarayında bir lalanın yönetimi altındaki
acemilerin birbirine hitap biçimı. 8/ Arap harflerinin en çok
kullanılan el yazısı biçimi... püşünce. 9/ Serçeden korkanın ek-
memesı gereken... Güzelhği ile insanı şaşkına çeviren kadın.
1954
HÜSEYtN
SANCAR
Bulutlann yırtılacağı günde;
Inancın, gerçekliğjn ve güzellijin
uçsuz, bucaksu insan fırtınasının
akvinde
-Kaçınılmaz- doğacak
özlemine sanndık, ısınamıyoruz sensiz ciğerparemiz.
Katledilişinin 14. yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz.
AİLESİ
KARTAL ASLİYE 5. HUKUK
MAHKEMESİ
1992/705
Davacı Sedef Koç tarafından davalı Durbaba Koç aleyhine açılan
boşanma davasının yapılan dunı$masında verilen ara karan gereğin-
ce;
Davalı Durbaba Koç'un adresi meçhul olduğundan davetiye yerine
kaim olmak üzere ilanen tebligat yapılmasma karar (mahkememizce
karar verildiğinden) verildiğinden; karar gereğince davalı Durbaba
Koç'un Kartal S. Asliye Hukulc Mahkemesi'nın 1992/705 esas sayılı
dosyasının duruşma günü olan 14.5.1993 günü saat 10.00'da mahke-
memizde hazır bulundurulması vcya vekil gondennesi ilanen tebliğ
olunur. 7.4.1993
Basın: 3610