17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 14 NİSAN1983 ÇAAŞAMBA 14 HABERLERIN DEVAMI GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK MBaftarafi I. Sayfada nulan ilanlardan prim kesilmesini öngören yeni ve he- nüz olası aşamadaki bir kurala karşı çtkışlar... Siyasetle kışisel ya da özel kurumlara özgü yararlar birbirine karışmış kuliste, ileriye dönük kimi pazarlıkla- nn temelleri atılıyor. llksan olayını ortaya attığından beri yineliyordu Me- sut Yılmaz'a göre ancak 60 milyarı ödenmiş, henüz ta- mamı verilmemiş llksan'a sunulan 346 milyar liranın tek sorumlusu; Demirel, "Başbakanı suçluyorum" di- yor. Başbakan ise örtce olayı baştan sona bikJJğini söytedi. Dün bir adım daha attı. "Birkanunsuzluk, yanlışlık varsa sorumlusu benim" diye net bir açıklamada bulundu. Bu durum karşısında ana muhalefetin yapması gerek- li olan nedir? Derhal ANAP patentii önergeyle Meclis'te bir soruşturma komisyonunun kurulmasını istemek, bir bakıma, Demirel'e -tabii suçlamalar gerçekleşirse- Yü- ce Divan kapısını açmak! Ne çare, Mesut Bey fikir değiştirmezse, ANAP, genso- ru istiyor. llksan'la ilgili soruşturma, hatta araştırma ko- misyonuna, şu aşamada yan tutmuyor. Başbakan soruşturma komisyonu kurulmasından ko- lay kolay kaçabilir mi? Sorumluluk varsa üstienmiş. Tam zamanı, tam kıvamı. Hayıri ANAP, yineleyelim ki, Mesut Bey karar değiştirmezse hükümeti düşüremeye- ceğini bile bile gensoru yolunu yeğliyor. Klmiterirrin sorunu Milli Eğitim Bakanı Köksal'ın müfetttşleri, dün llksan'a gidiyor. Beri yandan, DYP grubunda suratı asık, tiderinin llksan'la irdelemelerine karşın alkışlamayan tek insan, Köksal Toptan. Neden bozuk çalıyor. Elbette kimi gerekçeleri var. Ama, dün sabah konuştuğumuz Toptan'ın bize söyledik- leriyle Başbakan ın bir saat sonra grupta söyledikleri arasında büyük fark yok. Toptan, llksan'a verilen 60 milyar için şöyle diyordu: "Paranın veriliş biçiminde birsakatlık bufunmuyor. An- cak harcamalarla ilgili olan yer -yani ilksan- parayı doğ- ru kullendı ise mesete yok. Yanlış kullandı ise hesabını verecek, verir." Başbakan da "parayı alanın kanunsuz hareketleri varsa üzerine gidileceğini, hatta hesabını vereceğini" söylüyor. Ortaya atnğı savın hükümeti sarsacağını, "bu hükü- meti" Yüce Divan'a göndereceğini dün bizim arkadaşla- ra söyleyen Mesut Yılmaz haklı mı çıkıyor? Yoksa, Demi- rel'in siyasai mahareti olayı geçiştirip DYP'li bakanlar arasındaki uyumu yeniden, bakalım, kurabilecek mi? Siyasai kulis bu olayla dalgalanırken, kimi muhabir arkadaşlar da Ulastrma Bakanı Yaşar Topçu'dan "ga- zete sahiplerinin özel televizyonlarda ancak yüzde 5 hisse sahibi olmalannı" öneren maddeyi degişn'rip de- ğiştiremeyeceğini öğrenmeye çalışıyorlardı. Hatta, ça- lışmak sözcüğü hafif kalıyor. Bu maddenin özel radyo ve TV yasasından çıkanlmasını istiyorlardı. Tabii, vergi adaleti deyince mangalda kül btrakma- yanlar, kuracakları ve kurulu olan özel TV'lerdeki rek- lamların vergi ya da prim dışı bırakılmasını sağlamak için kollan sıvamış, iktidar kulislerinde dört dönüyorlar- dı. Bugün başlayacak olan 133. madde müzakerelerine böytesi bir ortam içinde giriyorduk. HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYADA Çtntkkttt Oıyaıtatof Edfem Metaoroloıı Geml MûkalûOû ndan aknMi blgv* gaf*. yunkn laızaydoAu te- sımları çt* DuUu. Ort» «• Doju K n d m » Dofrı AMdolu'nun kunyı 0k lenmud» rüzgv Ooflu K*nd*mz ıM AJıdanız d* gûntıakH ve to*». dı0w dB- T r - a a n razlarımade lubi* v«tododan3-5 lu»v«nto •«••• 10^1 dana mılı hma c~ cak. V » GOû nO* DaMipMvat «• çı* Muftı g A 21 • A 12' Y 5 1 A 13' A 19" AK' A 16' A 15 • A 16" A 17' Y 7 ' A M ' A 16' A 18' Y 6' A 1S' r o' r «' 8 M Amslerdam OMo Lon*« •6ı P^enburg •Pans î banavra Cauyir Fıtnktun •Zünh Caıayır* # Moıkon Müntı O»to Pıag Y 12' A22' A 18" A20* B10- Y12" Y 9" A26* B 11' B20' K 2 - V12" A » * A17- Y 8 - B11* 8 5 1 Y W B « - A2S* A W B S* Yafimurlu Sisli GünaşU jgKKU SezguL, Ozal formülünü ciddiye almadı ANKARA(Curalıuriyet Bö- rosu) - İçışlcn Bakanı İsmet Sezgin, Cumhurbaşkanı Tur- gut özal'ın PKK'ya af formü- lünü ciddiye almadj. Sezgin, yalnızca dağa cıkmış, ama eylc- mc kanşmamış olanlann teslım olmalan durumunda kendılen- ne bir olanak tanınabileceğini söyledi. Sezgin, dün Cumhuriyct'te yayınlanan Özal'ın "PKK'ya af formülü"nü değerlendinrken, Cumhurbaşkanı'nın anayasa- ya göre af yeıkısı olduğuna dık- kat çekti. Sezgin, tebessüm ede- rek, "Sayın Cumhurbaşkam'- nın af yetkisi var. Anayasada belirtıliyor. Kendileri, isterlerse bu proscdürc göre af yapabilir. Bu, kendi büecekJen şey" diye konuştu. Anayasamn, Cumhurbaş- kanı'nın yetkilcrini düzenlcyen 104. maddesinde Cumhurbaş- kanı'mn ne gibi dunımlarda af yapabileceği belirtiliyor. Bu hukme göre, Cumhurbaşkanı, "sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belirli kişıle- rin cezalannı hafıfklmek veya kaldırmak" yetkisine sahip bu- lunuyor. Eylemsize fırsat İçişlen Bakanı Sezgin, özal'- ın af formülünün uygulanabi- lırliğı konusundaki bir soruyu yanıüarken dc, şunlan söyledi: "Bu işin yolu var. Dağa çık- mış, ama eylcme kanşmamış olanlar için birşeyler yapılabi- lir. Bir çağn yapılır, gelir tcslim olurlarsa, onlara olanak sagla- nır. Eyleme kanşmış olanlar için ise pişmanlık yasası var. Gelirler. Türk adaleünc tcslim oluriar, pişmanlık yasasından yararianıriar." Sezgin, leslim olanlann eyle- me kanşıp kanşmadıklannı nası) tcspit edeceklerine iüşkin bir soruyu ise, "Bu gayet kolay. Tcslim olduklannda kimlik les- bıii yapılır, ıfadeten alınır, her- şey açıga çıkar. Biz de kimin ey- leme kanşıp kimin kanşma- dığının bilgısi var. Olaylara ka- nşanlar, kimin nerede ne eylem yaptığı hep kayıtlı" diye yanıt- ladı. PKK lideri Abdullah öca- lan'ın tuçbır eyleme kaülmadığı yolundaki haberlenn anımsa- tılması üzerine Sezgin, "Hayır, bizim ebmizde, bırcok eyleme kaüklığı yolunda bilgi vc kınat- lar var. Aynca, kendıanin dc ıtiraflan, açıklamalan var, 10'- larca kişiyi öldürdüğüne dair" karşılığını verdi. Apo'nun 2* basıntoplanüsı 16Nisan'da Haber Merkezi - PKK lideri Abdullah öcalan'ın 16 Nisan'- da Bekaa Vadisi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek ateşkes süresinin dolmasından sonra önümüzdeki dönem izkyecek- leri poliükayı anlatacak. öca- lan'ın ateşkes sürcsini uzalma karan aldıklannı açıklaması bekleniyor. Kürdistan Haber Ajünsı ta- rafından gazctclcrc fakslanan açıklamada atcşkesin uzaülma- sına ilişkin nel bir dcğcrlcndir- me yapılmadı. PKK'nın siyasi kanadı ERNK 'nın Avrupa yclkilileri ise bu konuda son sö- zü Abdullah öcalan'ın söyleye- ceğını bclırtülcr. Ölc yandan Kürdistan Haber Ajansı'nın bir dığcr açıklamasında da alcşkes karannın ardından yaşanan çlaylara değınildi. Gazeielerin kamuoyunu yanlış bilgilendir- mekle suçlandığı açıklamada bazı yazarlann dcğerlcndirme- lerinc de ycr vcrildi. Açıklama- da Türkiye Cumhuriycü'nın imha poliükasından Kürl reali- lesinı kabul.etme politikasına geçtiğı belirtilerck, "Artık TC için de dünya ülkeleri için de Koşulsuzgenel af çağrısı Politikacı-mafya ilişkisi Mesut iBoftarafil. Sayfada gulamaya konnlan trirçok an- udemokraük yasalar jrtadan kaldınlmabdır. • Kürt halkına anadihyle eği- perşembe günkü basın toplantısında ortaya attığı id- dialar, bir çok "ünlü ad" çevre- sinde tartışmalaryarattı. Mesut Yılmaz'ın "500. gün" konulu basın toplantısının ardından kamuoyunda güncellik kaza- nan İLKSAN olayında, bugü- ne kadar topu bırbınne atan üç DYP'li bakanla. olay yüzün- den öldüğü belirtilen Tercüman Gazetesi sahibi Kenuü Ibcak'ın adlan üzerinde duruldu. Oysa bu çok kanşık ve karmaşık iliş- kiler agınm merkezinde, arsayı sahipienen Sedat Çolak yer ah- yor. Ihcak ve Çolak'ın temaslan Çolak Şirketler Grubu'nun sa- hiplerinden olan İTÜ mühendis- lik mezunu Sedat Çolak'ın. Ter- cûman'ın sahibi Kemal Ilıcak'la eskiye dayanan dostluklan bilini- yor. tş çevrelerinde Çolak'ın, Ih- cak'ı zor dönemlennde yalnız bırakmadığ aalatıbyor. Genel- likle arsa alım satımıyla uğraşan Çolak, Milli Eğtım Bakanlığf- nın denetımindeki İLKSAN'ın, ilkokul öğretmenlerine konut ya- pımı için arsa aradığın] "öğren- di". Ve henûz kendisine ait olma- yan bir arsa için Ankara'da temaslar yaptı. Üç gün süren bu temaslan Kemal llıcak'la birlikte yürüttü. Ankara'dakı temaslar sırasın- da Kemal Ihcak. Süleyman De- mirel ve Köksal Toptan'ın yanı sıra yakın arkadaşı olan Maliye Bakanı Sümer Onü ıle görüştü. Temaslar olumlu sonuçlandı ve İLKSAN'la ön protokol yapıldı. Ekim 1992'deki ön protokolden bir ay sonra, Sedat Çolak 18 Ka- sım 1992'de arsayı ilk sahiplerin- den aldı. 8 Şubat tarihinde de İLKSAN'asatü. Tercüman'ın mali zorluklar- dan ötürü yülardır sıkıntı içinde bulunan sahibi Ilıcak gibı, Ço- lak'ın da o sıralarda parasal zor- luklar yaşadığı belirtiliyor. Nite- kim. arsa sanşı olayından sonra Çolak'ın kendisine bir Jaguar al- dığı bildiriüyor. Karanlik olaylar İLKSAN ile Çolak arasında ön protokol imzalandıktan bir süre sonra söz konusu arsa çevre- sinde çatışma çıktı. Bu çalışma- nın adli mercılere intıkai etmediği ve mafya tarafından kapauldığı yöre hallu tarafından anlaülıyor. Ama hıç kimse bir kışının de öl- dıiğü öne sürulen bu olay hak- kında konuşmak ıstemiyor. Ar- sanın bulunduğu Kurtdolmuş Köyü Muhtan Adnan Özyurt da basına verdiği demeçlerde arazi- lerin mafya tarafından kaba kuv- \et kullanılarak parsellenıp satıl- dığım açıklıyordu. Rızelı olan Sedat Çolak. hem- Çağnda, bunlann gcrçcklcş- tirilcbılmesı içm olumsuz şart- lanmalann kınlması ve psiko- lojik orlamın haarlanması gc- rektiği vurgulanarak, "En baş- •Demokratıkleşme yolunda h d ü l d l h Yılmaz'ı mühendıslik nllardan tanıyor. Yıbnaz aynca üyesi olduklan Karadeniz Sanayici ve İşadama- lan Demeğı'ndende tanışıyorlar . _ Hatta Çolak'ın bır ara Mesut atıhnası duşunülen adımlar hız- Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz landınlmab, cumhuriyet tari- ile deri işi yaptığı da ileri sürülü- hinde belirb zamanlarda uygu- yor. Turgut Yıbnaz ise Çolak'ı lamaya konulan şartsız genel af düştüğü belirüldı, hükümet ve tanımadığtm, Karadenizlı Sana- yasası ile demokraük siyasai or- parlamenlo duyarb olmaya yici ve İşadamlan Derneği (KA- tam desteklenmeli ve güçlendi- StAD) yemeklerinde "belki" bir rilmebdir. araya geldıklerini söyledi. Yıl- •Bölgeden göçü durduracak maz, "Kendisiyle iş yapmadım, ekonomik ve toplumsal iyileş- yüzünü görsem belki tanımam" tirmeler hızlandınlmalı, bölge dedi- çalışılabilir ve yaşanabibr bir Çolak'ın 1989 secimlerinde ortama kavuşturulmabdır." ANAP'b bir milletvekuini mab T*>TT-WT-+ « M yöndendesteklediğiısrarlasöyle- A n g v ü e a P K K V O İVFâA a t t i â t*n€9t*\ nirken, bazı çevreler kendisinin r%IUM.y €MOİM. X J V J V \fX \JMK\ i U l H . C l l g ^ l DYP üyesi olduğunu söylediler. „ , «,._«. • ^ - « .j „ . . . -,3 . H«ber Merkezi - Güney- Anayasa da 87 madde ıle ya- Çolak, DYP'nin Istanbul'daki doğu'daki yumuşamayla birbk- pılan düzenlemeyle, genel af ağır toplanndan eskı il başkanı te bölgenin dağhk kesimindeki - - timındc sorumluluk laşıyan yetkililere, basına, sendika vc meslek kuruluşlanna, aydın- lara ve Ben dcmokratım' diycn herkese ve kandan en çok zarar gören kadınlara" büyük görev çağnldı. TBMM Başkanvekili, SHP Diyarbakır Milletveküi Fehmi Işıklar, gazetecilerin sorulannı yanıtlarken, "çağnnın SHPIi tüm milletvekillennin düşünce- a diye yorumlanabilecegini, ba- mullaka çözümlenmesi gereken bir Kürt sorunu vardır. PKK'- nın attığı adım doğrultusunda yıllardır süren bu savaşı dur- durmak olanaklıdır. Bunun cl- bctte bir biçimi vardır. Savaşlar bir tarâfın kesin yenılgisiyle sona erebileceği gibi anlaşma- larla da bıtebilir. Taraflann uz- laşabilmcleri için önceliklc belli bir dengeye ulaşmalan gerekir. TC bu sorunu kendi lehine çö- zcbilmek için bugüne kadar var olan gücünü kullanmıştır. Or- duyu, polisi, gizli güçleri kul- lanmışlır." denikü. kanlardan imza talebinde bu- lunmadıklannı, çünkü hû- kümetten görev beklediklerini" söyledi. Işıklar, bir başka soru üzerine, "Çağnyı başka partile- rc götürmedik. Bazı bölge mil- lctvekillcriyle görüştük, bir bö- lümü aynen kalıldığını söyledi, bir bölümü 'Keşke hazırlarken biriiktc olsaydık' dedı. SHF- lılerin ımza attıgı bir metne imza atmak, parti içindeki du- nımlannı sıkınlıya sokabilirdi. Digcr mılletvekıli arkadaşlar da bcnzer açıklamalar yapabilir" dedı. Işıklar aynca, "Bakanlann imzası yok. Hükümetten bir ar- kadaşın, şartsız genel af görüşü açıklaması biraz zor" diye ko- nuştu. Orhan Keçdi Ue de iyi ibşkiler içinde. Keçeli, başkanı olduğu Rizeliler Vakfı'nın üyesi olduğu- nu söylediğı Çolak'ın DYP üyesi olup olmadığı konusunda ise, "Benim zamanımda üyebğı yok- tu. Kendisıni aslen Adapazarb- dır, belki oradan üye olmuş ola- bılir" dedi. Çolak'ın, vekâlet döneminde İLKSAN'a para tahsisi karannı imzalayan Bakan M.Ali Ydmaz'- ia da Karadenızb obnalanndan ötürü tanıştıklan belirtibyor. Bır iddia sahibi, "Dostluklan çok es- kidir. Hatta geçen yıl, Çolak'ın Antalya'daki kulübünün açıüşı- na Mehmet Ali Yıbnaz da katıl- mıştı" dedi. Kemal Ibcak'ın, Sedat Çolak ile I987'lı yıllardan beri Güniz Sokağa gittikleri de çeşitli çevre- leree doğrulandı. İLKSAN Başkanı DYP adayı İLKSAN'ın Yöneüm Kurulu Başkanı BOal Büyükkaya, Girc- surîlu. 1980 önc^inde Giresun'- da Milbyetçi Öğretmenler ve Ülkü-Bir demeklerinin yönetici- bğini yaptı. 1983'ten sonra ANAP'a yakın oldu. ANAP'bla- nn desteğiyle İLKSAN'ın basına geçti. 1991 miUetvekib secimle- rinde de Giresun'da DYP aday adayı oldu. Ama adayhğım geri çekü. DYP içındeki MHP kana- dına çok yakın olduğu bıliniyor. 1989 yılında Milli Eğiüm mü- fettişlennce her ay kasasına 20 milyar lira giren İLKSAN'la ilgüi bir dosya hazırlandı. Yönetim ve denetlerne kurullannın feshedil- mesi gerektığıni belirten dosya, dönemın Milli Eğiüm Bakanı Av- ni Akyd'a verildi. Ancak Akyol'- un. dosyayı örtbas ettiği ileri sürülüyor. DYP-SHP koabsyon hükümeti döneminde dosya, bu kez de Köksal Toptan'a venldi. Toptan da, TÖYÖK'ü kurdu- ğu takdırde İLKSAN'ın orladan kalkacağını bebrterek. dosyada yer alan önenleri uygulamaya sokturmadı. yaklaşık 3 bin silahlı PKK'brun "Ne olacağV' sorusuna yanıt aranıyor. Özal'ın önerisinin ardından, SHP'nin "Genel af' için zemin hazırlanması girişimi konuya yeni bir boyut ka- zandırdı. Ancak, mevcut Ana- yasa, PKK mibtanlanna yöne- lik bir genel affa yeşıl ışık yakmı- yor. Hükümeün Pişmanlık Ya- sası'nın çabşmaanı genişletme çabşması da, sorunu "Anayasa'- yı dclmcden" çözmeye yönelik bir girişrm olarak değerlendirUi- yor. veya özel af yapma görevı TBMM'ne veribyor. Ancak, Anayasa'nın 14. maddesiyle, yapuacak affa kısıtlamalar geti- riliyor. Siyasi tutuklu ve hüküm- lülenn affını olanakaz lulan 14. maddeşöyle: "Anayasada yer alan hak ve hürriyelîerden hiçbiri, Devleün ülkea ve milletiyle bötünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığjnı tehbkeye düşürrnek, te- me) hak ve hüniyetleri yok et- mek, Devletın bir kişi veya züm- re tarafından yöneülmesni veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğıni sağlamak veya dil. ırk, din ve mezhep ayınmı yaratmak veya saır herhangi bır yoldan bu kav- ram ve görüşlere dayanan bir devlet düzeninı kurrnak amaay- la kullanamazlar. Bu yasaklara aykın hareket edcn veya başka- lannı bu yoida leşvik veya tah- rik edenler hakkında uygulana- cak müeyyideler, kanunla dü- zenlenir. Anayasamn hiçbir hükmü, Anayasada yer alan hak ve hüniyetleri yok etmeye yönelik bir faalıyette buhınma hakkını verir şekilde yorumla- namaz." Başbakan Süleyman Demi- rel, PKK'nın yann sona erece- ğıni açıkladığı tek taraflı ateş- kesin uzaülacağı yolundaki ha- berler konusunda "Bunu hiçbir şekilde değerlendirmiyorum" dedi. Demirel, dün TBMM'den aynlırken, "PKK'nın ilan ettiği tarih 15 nisanda sona eriyor. Bu sürenin uzatıldığını ilan ettiler. Bunu nasıl değerlendinyorsu- nuzT' sorusuna, şu karşıbğı verdı: "Bunu hiçbir şekilde de- ğerlendirmiyorum. Benim ne PKK ile ne de PKK ateşkesiyle hiçbir ilgjm yok. Benim ilgim haikımla, Güneydoğu'daki, 922 senedır kuzeybatıdaki, gü- neybatıdaki, kuzeydeki, güncy- deki ınsanlarla beraber yaşayan bu mılleün çocuklanyla. Benim getirdiğım prognun onlarla ilgı- lidir." Özal'uı fmnıilü ugıgordu Haber Merkezi - İnsan Hak- lan Derneği Genel Başkanı Akın Birdal, dün Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan özal'ın PKK'ya Af formülünü olumlu bulduğunu bebrtti. Birdal, bu tutumun banş sü- recine serinkanlı ve akılh bir yaklaşım olduğunu vurgulaya- rak, Cumhurbaşkanının önyar- gısız bakışını sorunun çözümü- ne katkıda bulunacak bir dav- ranış saydıklanru açıkladı. Bu konuda fikir gelıştirmek ve tarüşmayı olgunlaştırmak ge- rektiğine dikkat çeken Birdal özal'ın tutumun yarariı oldiî- ğunu sözlenne ekledi. Kürt sorunun çözümü için Aydınlar Girişimınin ilk imza- cüanndan Profesör Dr. Gencay Gürsoy da Cumhurbaşkanının düşüncelerinın banş sürecine katkıda bulanacak nitelikte ol- duğunu söyledi. Konunun tek- nik yanının aynca ele alınabiie- ceğini bebrten Gürsoy, Af adımını gerekli gördüğünü, bu konuda alılacak adımlara yar- dımcı olacaklannı bebrtti. Pro- vakasyonlardan uzak, dikkatli ve yumuşak bir zemin içinde sornun çözülebileceği inancın- da oldukiannı açıklayan Gür- soy, aranın devlete geldiğini vurguladı. Cumhuriyet mBaftarmfil. Sayfada olan Genel Yayın Yönetmeni- miz Özgen Acar ile Cumhuriyel Gazetesi aleyhinde 'basın yolu ile hakaret' davası açmışlardı. lstanbul 2. Asbye Ceza Mahkemesi Yargıcı Mustafa Kutluk, Acar ve yayın tanhin- deki Yazı lşleri Müdürü Okay Gönensin hakkında bcraat ka- rannın gerekçesini açıkladı. Özel radyo yasa taslağı hazar mBajtarafj J. Sayfada kez görüşülüyor. Ikinci görüş- me için de, ilk görüşmenin üze- rinden 48 saat geçmesr gereki- yor. TBMM'de grubu bulunan partilerin birer milletvekilinden oluşan alt komisyon da özel radyo-televizyonlarla ilgili yasa taslağı üzerinde çaiışmalannı sürdürüyor. Yasanın, anayasa- mn 133. maddesinın değiştiril- mesinin ardından genel kurula getirileceği büdinldi. Komis- yon, yasa taslağına son biçimını venne çaiışmalannı sürdürü- yor. Çabşmalann önemli ölçü- de tamamlandığı. son rötuşla- Ennenfaran smırmdasilah UBaftarafil. Sayfada Bu arada Ermenistan sınınna yapılan yığinak da büyük ölçü- de tamamlandı. Bölgeye yapılan son sevki- yatla önemli miktarda askeri araç, yiyecek, yakıt ve cephane taşındı. Aralık sının boyunca askeri birtikler çıplak gözle bile görülüyor. Tank, top ve nrhb bırlikler Aras nehri boyunca a- ralanıyor. Arabk-Dilucu arasında ise yer yer kamuflaj var. Hasret köprüsünün 20 kilometre uzağındaki Atatürk çjfüiği ise tamamen askeri amaçla kul- lanıhyor. Hasret köprüsünün çevresinde ise yer yer mevzi kazma çabşmalan var. Bölgeye bol miktarda kum torbasının da gönderildıği dikkat çekiyor. Azerbaycan dakı son gebş- meler üzerine ANAP, DYP ve nn yapıMığı bıldirildi. Bu arada öncekı gün akşam yapılan ve geceyansına dek süren alt ko- misyon toplantısında özel radyo-televizyonlarca yazıb ba- sında hisse sahibi olanlarla bi- nnci derecede akrabalanmn hisse sahibi olamayacağına iliş- kin hüküm değişürildi. gazete sahiplerinin yüzde 20 oranında hisse sahibi olabüecekkri görü- şü benımsendı. Alt komisyon aynca kacak rp'nin genel görüşme açüması yayın yapüması durumunda 10 ıstemi dün TBMM Genel Ku- rulu'nda görüşüklü. Görüşme- ler sırasında konuşan Başba- kan Yardımcısı Erdal İnönü, bu konulann iç poliüka malze- mesi yapılmaması isterken, "Bu, bizi hepimizin istediği ba- nşa götürmez" dedi. İnönü, Azerbaycan'ın bölünmez bü- tünlüğünü en yakın zamanda sağlayacağını belirtirken, "Kimse hayal etmean. Erme- nistan ışgal ettiği tapraklan tahbye etmedikçe bölgede kab- cı bir banş olamaz" diye konuş- tu. Görüşmelerin tamamlanma- sından sonra yapılan oylama- da, Azerbaycan konusunda genel görüşme açılması i'stemi oybirlığı ıle kabul edildı. milyon lira Ue arasında ceza da kabul etti. 10 milyar bra uygulanmasını TÜRKİYE YÖNETİMİNDE KARMAŞA Prof. Dr. Lütfâ Duru 20.000 üra (KDV içinde) Çağdaf Yayınkın Tıirkocağı Çad. 39-4/ Cağaloğlu/stanbul DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSEVURUN Çağdaf Yayırüan Turkoeağı Cad. 39-41 Cagaloğlu-tstanbul GOZLEM UĞUR MUMCU mBoftarafil. Sayfada sunda görüşlerini açıkladılar. Bu açıkoturumdan önce de Caier Tayyar Şafak'ın, "Kurdistan Yurtseverler Birliği" lideri Celal Talabani ile yaptığı görüşme ekrana getirildi. Müjdat Gezen de "etnikkökenlifıkralar" ile programa renkkattı. Program, Şefik Uygunerin piyanosu eşliğinde, Le- man Sam'ın Nâzım Hikmet'in Hiroşima'daölen kızçocu- ğunu konu alan şiirinden yapılan şarkı ve hep bir ağız- dan söylenen "Memleketim" şarkısı ile kapandı. "Memleketim" şarkısını, Malatya doğumlu Orgeneral Bitlis ile Mardin doğumlu HEP Genel Başkanı Türk ve Yozgat doğumlu Akyol birlikte söylediler. Ne güzel yazmış Nâzım: -Kapıları çalan benim/kapılan birer birerIGözünüze görünemem/göze görünmez ölüler/Benim sizden ken- dim için/hiçbir şey istediğim yok/Şeker bile yiyemez ki/ kâğıt gibi yanan çocuk/Çahyorum kapınızıiteyze, amca, bir imza ver/Çocuklar öldürülmesinlşeker de yiyebilsin- ler." Nâzım bir başka şiirinde "Dörtnala gelip Uzak Asya'- dan/Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan/bu memleket bizim" diyor. -Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak/ve bir ipek halıya benzeyen toprak/bu cehennem, bu cen- net bizim. Cenneti cehenneme, cehennemi cennete çevirmek bızlerin elındedir; Türküyle, Kürdüyle, Arabı, Çerkezi, Lazı ife bu topraklarda yaşayan ve içinde insan yüreği taşıyan herkese bu konuda görev düşüyor. Bu kan selini durdurmak ve bu kan gölünü kurutmak... Bu kan selinin durdurulması ve bu kan gölünün kuru- tulması için başta Musa Anter cinayeti olmak üzere böl- gedeki "taili meçhul cinayetler"\n bir an önce aydınlan- ması gerekiyor. Kuzey Irak ve Güneydoğu'da binbir türlü karanlik odak ve ajan cirit atıyor. Bu yüzden olaylara sağlıklı tanı- lar koymak ve cinayetleri aydınlatmak da güçleşiyor. örneğin, 18 Şubat 1992 günü öldürülen "2000'e Doğ- ru" dergısi muhabiri Halit Güngen cinayetinde kullanı- lan silah, 27 ekim günü yapılan operasyonlarda sağ olarak ele geçirilen iki PKK'lıdan birinin üzerinde ele geçiyor! Bu önemli bir ipucudur. Bu konudaki soruşturma bir an önce derinleştirilmeli ve karanlik olay ortaya çıkarılmalıdır. Basın olarak bu karanlik ortamda Türk ve Kürt düş- manlığını tırmandıracak ve etnik kin tohumları ekecek yazı ve yorumlardan kaçınarak elden geldiğince nesnel olgulara ve belgelere dayalı, aydınlatıcı ve Kürt sorunu konusunda bilgi verici yayınlar yapmaya özen göster- meliyiz. * Yabancılar, bizlerden çok daha önce Kürt sorunu ko- nusunda araştırma ve inceleme yapmışlar bile! örneğin, Berlin'de "Institütfür Vergleichende Sozial- folkschung" adlı araştırma estıtüsü ıle Kürt sorununu başlıca çalışma konularından biri olarak seçen Al- manya'daki "Medico International" adlı sağlık kuruluşu "Kurden im Exil = Sürgündeki Kürtler" başlığı ile 1991 yılında ""el kitabı" yayımlayarak bugün Avrupa'nın çe- şitli ülkeleriyle Amerika'da yaşayan Kürt aydınları ve sanatçıları ıle Kürt yayın organlarının adres ve telefon numaralarını veriyorlar. Buyayında "KurfYar)Ud/7er/"başlıklıbiryazıdalsrail'- ^.de yaşayan Kürtlerle ilgili bir inceleme yer alıyor. Bunlann dışındakimbılir, Batılı istihbaratservislerinin hazırladıkları kaç rapor vardır? Kürt örgütleri konusunda basınımızda kaç tane özgün araştırma çıktı? PKK, önümüzdeki 22 kasım günü Al- manya'da "Ulusal Meclis" adını verdikieri PKK Meclisi için milletveküi seçimi yapıyor? Kimin haberi var bu se- çimlerden? Haydi bunları da bir yana bırakalım; üniversitelerimiz- de Kürt sorunu içeren kaç doktora tezi yazıldı? "£/mtf/ye*adaryasaM"diyelırr!, peki şımdi? Kürt sorunu. yalnızca Türklere ve yalnızca Kürtlere bı- rakılmış bir sorun değil. Bu yüzden Kürt sorununun çö- züm yolları yalnızca Kuzey Irak ve Güneydoğu'da değil, Batı'dadır. Sorunun çözümünü güçleştiren de işin bu yanıdır. Kürt sorununda bütün yollar Roma'ya değil, bütün yol- lar Kerkük'e, Musula ve Ankara'ya da değil, bütün yol- lar VVashıngton'a, Paris'e, Bonn'a ve Berlin'e çıkıyor... • Boftmrafi 1. Sayfada durağı Azerbay- ına geçti. Beraberinde Dışış- leri Bakanı Hikmet Çetin, kalababk bir ışadamı ve gazete- ci grubu bulunan Özal, Bakü havalanında Azerbaycan Cum- hurbaşkanı Ebulfez Hçibey ve diğer yetküüerce karşılandı. Özal tören kıtasını denetledik- ten sonra yaptığı konuşmada, Azeri yetkıblerle, "Doğal ola- rak başta Ermenistan sorunu 'Kolaşin Ailesi' aynı yazı di- olmak bölgesel ve milletlerarası zisinden dolayı özgen Acar ale- meseleleri görüşecekJerini" söy- yinde açuklan tazminat da-l e d l . özal şöyle konuştu: "Azerbaycan topraklannı iş- gal altında tutan ve askeri hare- kâta devam eden Ermenistan'- m, Azerbaycan'a yönelik silahlı tecavüzlere son vermesini ve iş- gal ettiği Azerbaycan toprakla- nndan çekibnesini bekhyorum. Banş, insan hakJan ve huku- kun üstünlüğünün Kafkasya'- ya yerleşmesı bölgenin banş içinde ohnası temennimizdir. Azerbaycan ve Türkiye'nin bu yönde kararb bir biçimde bera- ber üerleyeceklerinden kimse- vaanLda geçen yıl kaybetmişti. Yargıç Kutluk, beraat ge- rekçesinde davaalann ad- lannın kanştığı kaçakçılık olaylan ile ilgili kanıtlann yanı sıra yerli ve yabancı çeşjüi tanık ve uzmanlann bilgi ve beyan- lannın dosyada bulunduğuna dikkali çekti. Yargıç gerekçesinde aynca, Acar'ın "maddi ve manevi de- ğeri yüksek olan, uluslararası bir problem haline gelen, halen çeşiüi davalarla geri almaya çabşügımız larihı eserlerin ne şekilde yurtdışına kacınldığun araşürdığmı" bildirdi. Gerekçede Kolaşin'ler hakkında "müştekilenn mah- keme kararlanyla tarihi eser kaçakçıbğı ile ilgilerinin bulun- duğu" belirtikbkten sonra "müştekiler için kullanılan cümlelerde onkn aşağılayıa, küçük düşürücü mahiyette söz- ler olmadığı" görüşüne de yer verildi. Acar, 'Antika Talanı' yazı dizıanden dolayı Sedat Simavi Gazetecibk ve Gazeteciler Ce- miyeti inceleme ödüllerini ka- zanmiştı. AYNADA (AMLAR-2) Miicap Ofluoglu . 20.000 lira (KDV içinde) Çafdaf Yaymları Tıirkocağı Cad. 39-4J Cağaloğtu-tstanbul Ödcmeli Röndcrilncz. Ozalsoğukkarşılandı -- - - - yunca çok sıkı güvenlik önlem- lerinin abndığı gözlendi. Ancak cumhurbaşkanının geçtiği gü- zergâhta bir kalababk toplan- madığı dikkati çekti. özal'uı daha önceki gebşlerinde Bakü'- de halk tarafından çoşkun bir biçimde karşılanmıştı. Bu arada Cumhurbaşkanı özal'ın gebşini izlemeye çabşan basın görevlileri ile Aİeri yetki- lıler arasında sık sık tartışmalar çıku. Bazı Azeri yetkiblerin fc- toğraf çekmeye çabşan bazı gazetecileri iteleyip tartakladık- lan görüldü. Cumhurbaşkanı Özal daha sonra Elçjbey ile Cumhurbaş- kanbğı Sarayı'nda yaklaşık 2 saat süren bir görüşme yaptı. Başbaşa görüşmeden sonra he- yetlerarası görüşmeye geçildi. Bu görüşmeye Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ile Türk ve Azeri yetkibler de katıldı. Görüşme- den sonra bir açıklama yapan Özal şunlan söyledi: "Ermenistan'ın Azerbaycan topraklannı ışgalini. açıkça ifa- de etmemiz lazımdır ki, artık bir Karabağ meselesi olmaktan çıkararak, bu ülkenin 'büyük Ermenistan hayali' peşinde koşmasını, bunun için Azer- baycan topraklannı işgal etme- sini kabul etmemiz mümkün değıldır. Bu ikazımızı birkaç kez ya- pık, yapmaya devam ediyoruz. ilgili büyük devletlerin de bunu böyle anlamaa lazımdır. Yoksa bu ihtilafın Kafkaslar'da çok büyük bir ihtilaf haline gelme- sinden endişe etüğımızı ifade ettik. Bu meseleye addi bir çö- züm bulunmasını hepimiz arzu ediyoruz. Ama birini mükafat- landırarak değil. Böyle bir mükafatlandırma yoluyla me- konuk evine gıttiler. Yol bö- sele çözülemez, daha da kötü hale gebr. Azerbaycan'la yakın- lığımızı herkes biliyor. Bu ya- nin şüphesi obnasın." Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfez Eliçbey ise törende yapüğı konuşmada, özal ve ya- nındakilere "Hoşgeldiniz" di- yerek Türkiye ve Azerbaycan'- ın pek çok alanda ışbırliği yapacağını sövledi. Elçibey, "İnanıyoruz kı Türkiye ve Azerbaycan arasındaki müna- sebetler iktisadi, siyasi ve özel- bkle içtimai ve medeni alanlar- da gelişecekür" dedı Törenden sonra iki cumhur- başkanı havaalanından bera- ber avıralarak Özal'ın ikameti- ne aynlan cumhurbaşkanbğı kınlığımız elbette. bu konular- da Azerbaycan'ı destekledimiz manasındadır." Özal daha sonra Cumhur- başkanı Elcibey'in onuruna verdığı akşam yemcğine katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle