23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 MART1993ÇARŞAMBA HABERLER RFdengensonı hazıplığı •ANKARA (AA)- Refah Partisi(RP),5bakan hakkında gensoru önergesi vermek içirthazırlık yapıyor. RP Grup Başkanvekili Şcvket Kazandanalınan bılgiye göre yann yapılacak RPMecIisGrubu toplantısında son şekli verilerek imzalan tamamlanacak olan önergelerle. Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna. Devlet Bakanı Türkan Akyol ve Tansu Çiller. Bayındırlık ve İskan Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ve Adalel Bakanı Seyfi Oktay hakkında gensoru açılması istenecek. Bu arada. RP'li bazı milIetvekiHerinin, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün, bir AT yetkilisinin kendisine ifade etıiği söylenen "bayrağınızı değiştirin' şcklindcki sözlerini Türk kamuoyuna yansıtmaması. Devlet Bakanı Cavit Çağlar'ın ise özellikle son zamanlarda yaptığı konuşmalar nedeniyle gensoru kapsamına alınmalannı istedikleri de bildirildi. TûPksat davasında • ANKARA (ANKA)- Cumhurbaşkanlığı Danışmanı, eski PTTGenel M üdürü Emin Başer ile yardımcısı Osman Gözüm hakkında Türksat uydu ıhalesine fesat kanşürdıklan gerekçesiyle açılan davada bilirkişi krizi yaşanıyor. Ankara Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin davada bilirkişilik yapabilecek profesör isimleri istediği Ankara Hukuk Fakültesi Dckanlığı'yla Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF)dekanlığı "ihalemevzualına vakıf olup davada bilirkişilik yapacak eleman' bulunmadığını bildirdiler. Haklannda 10 yıldan az olmamak üzere ağır hapiscczası istenen bilirkişi sorununun çözülememesi nedcniyleilerleyemiyor. Ençoköyeye saliip parti DYP • ANKARA (AA) - İktidar partilerinden DYP, 2 milyon '6l0bin32kayıtlıüyesiyleen çok üyeye satiıp bulunuyor. Curnhuriyet Başsacılığı yetkililcrinden alınan bilgiye göre siyasi partilerin aralık 1992 tarihindeki verileri itibanyla ikinci sırada ANAPyeralıyor.ANAP'm üye sayısı 2 milyon 345 bin 48. ANAP'ı.l milyon 341 bin 184 üye ile SHP. 549 bin 745üyeileRPizliyor. Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki kayıtlarda en az üyeye sahip parti, 110 kişi ile Dirilış Partisi olurken henüz üye bildiriminde bulunmadığı için CHPnin üye sayısı belli değil. Kayıtlara göre diğer siyasi partiler ve üye sayılan da şöyle:DSP:!48bin54l, Millct Partisi: 32 bin 713, HEP:l6bin395,MÇP:6bin 987. Yeşiller Partisi: 892. CHP'liEler'den, ÇiHer'e sonular • ANKARA(AA)-CHP Edirne Milletvekili Hasan Basri Eler, Devlet Bakanı Tansu Çiller'e. eşi özer Çiller'in ABD'de üniversite açmasının Türk ekonomisi ve eğitim-öğretimine ne gibi katkılar sağlayacağını sordu. Eler.TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, kurulacak bu üniversiteye yalnız ülkemizden öğrenci kabul edileceği öğrendiğini ifade ederek diğer ülke öğrencilerinin neden bu okula kabul edilmediğinin açıklanmasını da istedi. Baykal • ANTALYA(ANKA)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye'de siyasi tartışma düzeyi hızla düşerken siyaset sözlüğü de genişliyor" dedi. Florantalya "93 Fuan için Antalya'ya gelen Baykal, havaalanında, basın mensuplan ile yaptığı sohbet toplantısında, gazetelerde yer alan. Devlet Bakanı Cavit Çağlar'ın, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ıçın kullandığı ifadenın hatırlatılması üzerine," Bu son derece üzücüdür. Bu tür sözlerle, siyaset sözlüğümüz kotüleşiy or" diye konuştu. Özel radyo ve televizyonlarla ilgili bir soruyu yanıtlayan Baykal. Türkiye'de radyo ve televizyon konusunda özel girişimin yaygınlaşmasının, demokrasinin gelişmesi açısından son derece önemli olduğunu kaydederek TRT'nin. hala "geleneağam, gidenc paşam" tavn içinde bulunduğunu önesürdü. Çanakkale'deki açlık grevinin 27'nci gününde, 4hükümlü hastaneye kaldınldı Gün gün ölüıııedoğru• Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde açlık grevi 27. gününü doldurdu. Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Karayiğit, durumlan kötüleşen Ahmet Işıkoğlu, Ali İnce, Kerem Yaşar ve Murat Özdemir'in Devlet Hastanesine kaldınldığını söyledi. Haber Merked -Çanakkale Cezaevi'nde açlık grevinde bu- lunan tutuklu ve hükümlüler- den 4'ü ağırlaşarak hastaneye kaldınldı. Yozgat Cezaevi'nde açlık grevi 34. gününü doldur^ du. Buca Cezaevi'nde bu kez PKK davalanndan tutuklu ya da hükümlü 65 kişi açlık grevini sürdürüyor. Çanakkale E Tipi Cezaevi'n- de açlık grevi 27. gününü dol- durdu. Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Karayiğit. durumlan kötüleşen Ahmet Işıkoğlu, Ali İnce, Kerem Yaşar ve Murat Özdemir'in Devlet Hastanesine kaldınldığını söyledi. Başsavcı Karayiğit, "Yaşam hakkı hürriyetlerin önünde ge- lir. Durumlan ağırlaşan açlık grevcilerini tıbbi müdahaleyi kabul etmeseler de Devlet Ha- stanesi'nde kontrol altına aldık" dedi. Karayiğit, açlık grevinin 30 kişiyle sürdüğünü ve grevcilerin müdahaleyi ka- bul etmemekte direndiklerini söyledi. Yozgat Cezaevi Hükümlülerden Ahmet Işı- koğlu'nun 26 günlük açlık grevi süresinde ikinci kez Çanakkale Devlet Hastanesi'nde tedavi al- tına alınmasına rağmen. hiç bir tıbbi müdahaleyi kabul etmedi- ğıöğrenildi. Nevşehir'deki büyük fırar sonrasında Yozgat Cezaevi'ne nakledilen 24 PKK. Devrimci Sol ve TİKKO üyesinin başlat- uğı açlık grevi 34. gününü dol- durdu. Açlık grevindeki hükümlü- lerden Kerim Tekin'in mide ka- naması geçirdiği ve sağlık kont- rolüne çıkanlmadığı yolundaki haberleryalanlandı. Yozgat Cumhuriyet Baş- savcısı Metin Adalıoğlu, cezae- vindeki her türlü gelışmeyi da- kika dakika bakanlığa bildir- diklerini ve sorulann yanı- tlannın bakanlıktan alınabile- ceğıni söyledi. Yozgat Valisi Ertuğrul Ersoy ise, "Yozgat Cezaevi esir kampı deyimini kabul etmiyorum. Mahkûmlar günün her saa- tinde ve istedikleri zaman sağlık kontrolüne jandarma gözeti- mindc çıkmaktadırlar" dedi. Buca Cezaevi'nde bayram öncesi Devrimci Sol ve TDKP davlanndan yargılananlann is- temlerinin büyük ölçüde yerine getirilmesi üzenne son verdiği 44 günlük açlık grevinin ardın- dan, PKK davalan tutuklu ya da hükümlüleri. kendilerinin havalandırma hakkından ya- rarlanamadığını gerekçe göste- rerek başlattıklan açlık grevini sürdürüyorlar. İzmir Barosu Cezaevi Ko- misyonu Üyesi Avukat Ahmet Aksüt, 44 günlük açlık grevinin ölüm olmadan bitirilmesinin sevindirici olduğunu belirtir- ken. bu kez açlık grevi yapan eylemcilere verilen disiplin ce- zalannın kaldmlması için DGM'ye başvuracaklannı söy- ledi. Avukat Ahmet Aksüt, insani istemlerin yerine getirilmesiyle arife günü sona eren açlık grevi- nin ardından, bu kez verilen di- siplin cezalannın kaldınlması- nın gündemde olduğunu söyle- di. Disiplin cezalannın kaldınl- masının cezaevi yönetiminin yetkisi dışında olduğunu belir- ten Avukat Ahmet Aksüt. ida- rece verilen ve DGM 'ce onayla- nan disiplin cezalannın kaldınl- ması için İzmir DGM Savcı- lığı'na başv uruda bulunacakla- nnı sövledi. Havalandırma süresinin kı- sıtlı olmasını protesto amacıyla PKK davalanndan yargılanan ll'i kadın 65 tutuklu ve hü- kümlünün 10'ar günlük devre- lerle. dönüşümlü olarak başlat- tıklan süresiz açbk grevi de sü- rüyor. İHD İ2mir Şubesi Sekreteri Avukat Keraal Bflgjç, Buca Ce- zaevi'nde kalan PKK'davası tutuklu ve hükümlülerinin di- ğer siyasi tutuklulara sağlanan havalandırmaya çıkma hakkın- dan yararlanamadıklannı bu nedenle açlık grevi yapıldığını söyledi. 748 yıl hapse 748 günlüközgürlük • Veli.kızıHazara güzel bir iki yıl yaşatmıştı. Onunla yakın arkadaş olmuş, gün gelmiş okula ona eşofmanlanyla koşarak eşlik etmiş, gün gelmiş Hazal'ın sınıf arkadaşlannın eğlencelerine katılmıştı. ORALÇALIŞLAR Mart ayında bir cumaresı sabahı. Herkes bayram tatilinin keyfini çıkanyor. Neyyire gaze- teci. O sabah istemeye istemeye işe gidecek. Veli kocası. Sabah jimnastiğini yapmış, gazeteleri- nı okumuş ve sabah kahvalüsı- nı hazırlamışur. Neyyire'yi zor- lukla yatağından kaldırdı ve kahvaltı masasına oturttu. 12 yaşındaki Hazal, o gün sevgili babasıyla yayınevine gi- decek. Keyiflidir. 11 yıl özlemle beklediği babasıyla dolu günler yaşamaktadır. 9.30 sulannda Neyyire, baba kıa Beşiktaş iskelesine yakın bir yerde bıraktı ve dergiye doğ- ru yoluna devam etti. Veli, Beşiktaş-Kadıköy iske- lesinin turnikelerine yaklaşır- ken sendeledi. Kızına yaslandı ve sonra olduğu yere yığıldı. 12 yaşındaki Hazal çevredekilerin yardımıyla babasını bir taksiyle hastaneye götürdü. Hastaneye geldiklerinde Veli artık hayatta değildi. Ama Hazal. babasının ölümünü he- nüz öğrenmemişti. Bir doktor yanına geldi ve büyük bir so- ğukkanlılıkla,"Kızım baban öldü" dedi. 12 yaşında hasta- nede yapayalnız bir çocuğa söy- Neyyire, "Bizhn için iki yıllık bir masal bitti. İki yıl sanki cennette yaşadım" diyor leniveren bu sözler. Neyyire'nin sonradan içine oturdu. Dokto- run duyarsızlığı onu çok üz- müştür. Hazal, henüz iki yıl bile birlikte olamadığı babasını bu kez bir daha görmemek üzere yitirmişti. Neyyire ise. "Bizim için iki yıllık bir masal bitti. İki yıl san- ki cennette yaşadım. 11 yildır sorumluluğunu taşıdığım kızı- ma artık babası bakıyordu. Onun ütülerine dek her ihtiya- anı Veli yerine getiriyordu. Kı- zıyla güzel bir iletişim kurmuş- lardı. Çok kısa süre birlikte ol- dular. ama olağanüstü bir uyum içindeydiler" diyor ve ke- derle gülümsüyor. Veli Yılmaz gazeteciydi. ya- zardı, sosyalistti ve insandı. 11 yıllık cezaevi yaşamını boşuna gecirmemiş, okumaya ve öğ- renmeye olan aşkını içerde de sürdürmüş. kendini yetiştirmiş- ti. Her yeni fıkri dikkatle izli- yor; sosyalist dünyadaki altüst oluşlar onun eşitliîc ve sosyaliz- me olan güvenini hiç bir şekilde sarsmıyordu. ANKARA BATIKENT DEMOKRATİK OLUŞUM PLATFORMU DUYURUSU Uğur Mumcu.Muammer Aksoy.Bahriye Üçokjuran Dursun ve birçokları.laikliğe ve demokrasiye inandıkları için öldürüldüler.Laikliğe ve insan haklanna dayalı bir demokratik düzeni.uygor olmanın ve insanca yaşqmanın en temel koşulu otarak görüyoruz.Laikliği ve demokrasiyi savunmak için her türlü banşçı gi- rişimin içinde oiacağız ve yılmadan mücadele edeceğiz. BATIKENT DEMOKRATİK OLUŞUM PLATFORMU nu geliştirmek isteyen bizler.bu gjrişimimizin yaygınlık ve süreklilik kazanması için çalışacağız. IMEIfflJI* BoşnUNTUa MılUUN FmtUUİSd fmkCRII NtİESd AUıUtUSOY BAMşUUAN NntES MıÜNHIİ UmtfÜ» UnSCIHUOT NmlAMUN AtmBGÖNEt AhnetlUUa HmeHOKJUl «netlOflH BmıGUKffi BeotDOGUf FMtULC! fımoçwsıj FımÖtıOfR HusanainNEBİOGlu1 HtoeynASlAN KseynAIEŞ Hı-s^n BHdiÜSOr HüseymGUMAI Huseyn KâPÜÜlÜ Hûseyv KOüaUZ İ MesutBAŞ MAalGOSÖM OkloyAKAY OkayKOtÇAK OıtonDÜZTAŞ MücehBİ MjMnmetGĞKAlf OsmnAIBlAN fcraoBAHAM OsmCHJlÖZ ŞemaEJ 5«raySB6Ö2 ŞemH KÖKSAL ŞmolÖOU. SriûfflMUS BUYEHJUYA EkmERTÛaC KtartÖZ FttnnUUZ FadetUfGUN HûseyvTEI HûseyvriUMZ holtmMSU k AfiMBtl IktlmUn Cflflİ ConRHlCl ConsınnuUk? MıtaMesffllÇ ftıutiAlUU* DİIHM «ClYflfT MUUGffi tiun UtOÇDAN ui FnwÇEÜ( ftaMmiit FaUMO IhnSNGlN bBESTEn b J l E MasaCMMtC! ÖykSMSHUO&D CömGtMN Ö2dnGlOEÜM ÜmUM ÖziûtGÛNGÖR ÖndetENGİN Sûbon ATAŞEVfB Şûkıe BASİÜÜI T. ÖZTÛKlilî TtfcATEŞ CaUTUHgR 9«*««" HkatAIAUT FkntAYDIN RUHBIYK bmlOMl iö CnrtGEIAY UŞJHHSİ «IpcDEMll «MDUM Cemye ÇEVSETEN Cem*K*« Gakdp EIOOGDU GAknSOVUUIUZ GHselAUUYtU GUltSUM Kadr KMUDOĞAH faiPOSIACI taıiKMİİ! KandeeMtGtN «tootnCETİN ft6**CEYHAN SndeOUy PaüvıGJJISÜZ fmliü* PraGÖtTEflK tecepUYSAN bmdFOSTAa MfUSUUt ArifBÖJEÇE «riferiİCÛnUUCA GtaıÖZMt CıahrÛE* GgfaSÖNMEİ KırtefYÛCEl OerycCENGZ DKİOTYUBEI etpDso«us SlpaıâZPOUT atsaÖOK GDtsân Ö7QtMİR kfk UMDUMUI ttf OTÇEÜt GMMUII H. Hûseyn Y11DIR1M mimı M.AÜHMS M. «LTUNUVA M. HıAır DUÇAKSUN M.UJOMGEK «L Cüneyt ÛRÛK M.CHİKGIS M.EDİI MasfetgtÖMÛKGJ Hydnk IffWfl£l 1! rason MJKUVLU SÜMustda TMfTOGUI fadaloYAtÇM •tadoşSSl Mumjç (UhUAJ MBnfaUUUŞ N bndYIUUZ ft. ÎOHTO*BH Noa TATAK tocepUYIS tanslŞI KaecEiJı; RipTOPAl KzoATES SeUntSESIIPI SdıtnEStf SamlOPAl SatPOUir SatYUUZ SdJıKDEBEK TımGÖMlO&Uı TmaERSU lerolCZIÜB Temel rOPAl TjgoyOZTÜUKlEI! TûlmUtUSCY luraıGÛMÜŞUVA TagKAlTUNUVA Tüigut tBAR TahrUBAK Takım KAMCUŞ TüriujnKOlÇM Û NonBEŞIEPE NroPA AyhdnGÖK tynvOKUUZ ArıenÇOPUt AyseTUNA O EncYAlpMCAYA EııiENttMJO&U EmsriAKGÜN Enhr EKDOGMt EmeÖNIH bboyUZUfiZ Eıcan ÜKAlÇfK EnUVURAL HddSALTK HmtÖZSOUT HntlOfU HndaıÖZDSI NBHATHMI HBBEISOGMI HBB.GÜ KnPMOU M S EMClU M.VAVAŞ «oanJttMENOGlU NeamAKYÖZ NedmAYÜAN NedmdEUUt SefeUSU* SffnoUZUNU] SmoYÜÖ IWcÖlK« AiEİOEM VedoieÖKTEPE VeİKftU MtnYtOKIM NenraıŞA! NmnAUIMI HomnSIVACI SefroıEKAN Serint URAB{YOGLU SenctAYDM SavOOUAŞI Yolan W(M V5^ Bahodır ÇEUK BohorHOCUClU EHIUIAIIIN EAaıSEYYAJÎ HofoîAIITOGlU m MetaetASlAH MmeıUlŞ» «blüHKA HomiUTOiku Hoydv «i 7ASDE1İN MdnMEHIU NesnnVAItt. NmrarEMCU ÜH2OTMY» SmnÇAIMAKCI Yaşa TÛRHK YaşorÜRÛN BmdNGÖ BmGÜl EsaıölH Esena EÜDOGAN ŞG BuşokCBKJZ B t C ü l EserORAL FatmeAYAN UmtlinAHIUUT Hoynn» C£EKll Haynre EÜDOGAN MfaSHOC; Nbn) DEWEK MstapGÛlf» MetunetGÜNGâtMH MehnelUY» MehpetNnoEOAU IMmeÖl «MmetPOlAT MeüıÜUER *eftcO*İSNKOÛU NejeAIA *m «gOnALDUÜt t ü G Û m SaieAKGUL Sodjd AllRSATAE jdeyıron CEUK SûeymnSÜ! Su» DEMtaYA SoOonÖa» YesmYAlCH ZafefULUHAIHI MmMMK, Ö Nrne'BJÜUCÖt NuhKAIUTAS •bonOZEtMYA NmknMHUlEIİ SoNbeAYUI Smr.BUDU SonrGOÜUrA ZekmyalOPALOCtU MıKtHCAK Mı K0KKAU2 ByoYlDB Veli. kızı Hazal'a güzel bir iki yıl yaşatmıştı. Onunla yakın ar- kadaş olmuş, gün gelmiş okula ona eşofmanlanyla koşarak eş- lik etmiş. gün gelmiş Hazal'ın sınıf arkadaşlannın eğlenceleri- ne katılmıştı. Veli, harü devlet büyükleri- nin "gazeteçi değil militan" de- diği gazetecilerdendi. Ama 748 yıllık cezayı ona. sorumluluğu- nu üstlendiği gazete nedeniyle vermişlerdi. Ceza verirken ga- zeteci sayılmıştı. Gazeteçi say- mayıp örgüt yöneticisi deseler 11 yıl yerine 4-5 yıl içinde tahli- ye olacaktı. Yasalar karşısında gazeteciydi, yöneticilerin dilin- de ise: Militan. Herhangi bir hastalığı yoktu. Spora merakbydı, sağbğına özen gösterirdi. Ama 40 yaşın- da ölüverdi. Herkes, bir sıkıntı- sı var rruydı, diye soruyor. Yok- muş. Ama 12 Eylül'ün acımastz koşullannda 11 yıl cezaevinde yatmışu. Toplam 6,5 aya yakın açlık grevi yapmıştı. 6,5 ay, ce- zaevinde yaşadığı haksızlıklan protesto için hiç bir şey yeme- den yaşamışü. Veli'nin ölüm nederu Türkiye idi. Haksızlıklara başkaldırmış, güzel bir Türkiye, özgür ve eşit- ük içinde yaşayan bir Türkiye uğruna canından olmuştu. Veli. yazı yazmaya m«raklıy- dı. Yakın arkadaşlanndan Eİif Gömil onu şöyle anlatıyor: "On- dan bir yazı istesek gece gündüz demez, dediği saatte yazıyı tes- lim ederdi. Bir sayfa istesek 15 sayfa yazardı." Okuyan yazan insarun ne merakı olur. Güzel kalemlerc. güzel defterlere düşkündü. Veli. dünyayı görmek istiyor- du. Uzun çabalardan sonra pa- saportunu yeni almıştı. Cezae- vinde iken onunla yakından ıl- gilenen Hollanda'nın Deventer Belediyesinin konuğu olacaktı. Paris'i hiç görmediği halde çok seviyordu. Bir de ehliyet alma- ya niyet etmişti. Kadın özgürlüğü hareketini dikkatle izliyor, Neyyire'ye ce- zaevinden yeni öğrendiklerini heyecanla anlatan mektuplar yazıyordu. Neyyire. "O femi- nistlerin idcaündeki erkekti. Evimizin her işini büyük bir zevkle üstlenir, bana her konu- da anlayışlı ve müşfık davranır- dı." Neyyire, mezarlıkta TDKP adına yapılanlara üzülmüş. "O daha geniş bir sosyalizm ve ör- gütlenme anlayışı içindeydi. TDKP'lilerin onu anmasına bir diyeceğim yok. Ama nasıl gö- müleceğine kanşmayacaklar- dı." Neyyire, durdu düşündü ve son olarak şunlan söyledi: "Bir- birimizi çok seviyorduk. Uzun süre birlikte olamadık. ama bü- yük bir aşk yaşadık." Veli kırk yaşında öldü. Gaze- teciydi, yazardı. sosyalistti ve insandı. HAFTAYABAKIS AHMET TAJNER K1ŞLAU Sol Tükendi mi? Sovyet imparatorluğu çatırdarken duyduğumuz zafer çığlıklarının benzerlerini, şimdi de Fransız seçimlerin- den sonra duyuyoruz: "Sol tükendi!.." Hayır, sol tükenmez! Tıpkı sağın da tükenmeyeceği gibi!.. Ama sol ya da sağ adına iktidarda olanlar zamanla yıp- ranırlar. Çünkü toplumdaki beklentiler, olanaklardan daima daha fazladır. Hele bir de işin içine "yolsuzluk" girerse, "işsizlîk"gı- rerse; yıpranmanın hızlanması kaçınılmaz olur. Ama on yıllık bir iktidardan bir "seçim hezimeti" ile ayrılanlar, bir dönem sonra oraya yeniden "başı dik" dönebilirler. Çünkü, bir yandan, kendilerinden sonraki- ler verdikleri sözlerin bir bölümünü yerine getiremezler; öte yandan, kendilerinin başaramadıkları unutulup, ba- şardıkları anımsanmaya başlar.. Bu süreç bilinir de sağ ya da sol adına yapılanların gerçekten de sağ ya da sol olup olmadığını araştırmak çoğunlukla unutulur. Oysa "tükendi"diye naraatmadan önce, tükenenin ne olduğunu bilmek ön koşuldur. Acaba tükenen kişiter midir yoksa "yo/'lan mıdır? • • • Mutlak krallık döneminde, anayasal krallık yanlılan solcuydu. Anayasal krallık gerçekleştiğinde. artık solcu olanlar cumhuriyetçilerdi. Tutucu ideolojiye karşı, solcu ideoloji liberalizmdi. Li- beralizm "düzenin ideolojisi" olunca, sosyalizm, solu temsil etmeye başladı. Rusya'dan Macaristan'a kadar siyasal kurumlar çö- kerken o ülkelerdeki komünist tek partiler, çoktan "sol- cu" olmaktan çıkmışlardı. Değişen koşulların gerisinde kalmış, değişmemekte ve "değiştirmemekte" direnen tutucu ve dolayısıyla da "sağcı" bir çizgiye gelmişlerdi. Kitlelerin yoksul ve eğitimsiz oldukları 1917nin Rus- ya'sında, tek partinin "b/7/nç//öncu'lüğünün ilerici bir iş- levi vardı. Oysa kitlesel eğitim düzeyinin birçok Batılı ül- keyi bile geçtiği 1980lerin Rusya'sında, tek parti "ayalr bağı" idi. Tıpkı, iki ayaklı bir insani tek paçalı bir pantolonla yü- rümek zorunda bırakmak gibi... Solculuğun yani "ilericiliğin", tarih boyunca hep iki te- melölçütüoimuşturToplumunolanaklarınıarttırmakve o olanaklardan daha geniş bir kesimi yararlandırmak. Bir siyasal hareketin solcu olup olmadığı ya da ne öl- çüde ilerici olduğu, kendisine layık gördüğü tabelaya göre değil, bu iki ölçüte göre anlaşılır. Devletçilik, üretimin artmasına, bölgelerve toplumsal sınıflar arasındaki eşitsizliklerin azalmasına katkıda bu- - lunduğu ölçüde solculuktur. Savurganlığa ve halkın sır- tından türedi zenginler yaratmaya neden olduğu zaman ise sağcıltktır... Yüksek üretim ve hakça dağıtım: işte solculuğun (yani ilericiliğin) bir tarih boyu özeti!.. • • • Fransa'da seçimi<yitiren sosyalistler, ne ölçüde "sol- cu'durlar? Seçim kazanabilmek için giderek daha çok "so/"değerlere sahipçıkmakzorunda kalan "ılımlısağ" ne,kadar "sağcı' dır? Bu sorulara girmek için yer de yok, gerek de.. Ama her iktidarın yıprandığı ve -demokratik ülkelerde- ılımlı sağ ile ılımlı sol arasında bir "gel-git"yaşandığı bir gerçek. Ve bu gerçeğin olumlu yanları, olumsuz yanla-,[ rından ağır basıyor. xj[ Bugünün muhalefeti, kendisini yarının iktidarı olarak görebiliyor. ölçüsüz vaatlerde bulunmamaya, eleştiri- - lerinde sınırı aşmamaya özen göstermek zorunda kalı- yor. Yarının muhalefeti olacağını bilen iktidarda atrjğı adım- larda ve muhalefete karşı tutumunda ılımlı davranmak gereğini duyuyor. Yolsuzlukların faturasının çıkacağını unutmuyor. Bugünün muhalefeti, geçmiş iktidar döneminin öze- leştirisini yaparak gelecekteki iktidarına hazırlanıyor. Bugünün iktidarı, zamanının sınırlarının bilincinde olarak "eserbırakmaya"çalışıyor. Ve toplumda büyük çoğunluk, kendi düşünce ve inançlarının uzun süre iktidardan dışlandığı izlenimine kapılmıyor. Sisteme yabancılaşmıyor.. Toplumsal hoşgörü ve uzlaşma kolaylaşıyor!.. Türkiye'de siyasal iktidarın, sağın kendi arasındaki bir "al-ver" oyununa dönüşmesi için seçim sistemi cinlikle- ri ve "ittifak"arayışları içinde olanlar, külahlarını önleri- ne koyup düşünmeliler. PKK'yı bile demokrasi içine çekmeye calışırken Türki- ye solunu "parlamento dışı murja/efef'durumunadüşü- recek "ucuz" buluşların, neyi getirip neyi götüreceğini iyi hesaplamalılar.. Sol bitmez! Ama solu bitirmek isterken "toplumsal ba- nş'bitebilir!.. Fatih:Bakanhk kurdurtanbelecHye REMZİGÖKDAĞ 26 Mart dönemi belediyeleri arasında ilk kez bir ilçe beledi- yesi ülke genelinde bir kampan- ya başlattı. Türkiye'nin en bü- yük 4. ilçesi olan Fatih Bele- diyesi. önce Çevre BakanlığY- nm kurulması için tüm beledi- yeleri kapsayan bir imza kam- panyası düzenledi. Kampanya- ya yerel yönetimlerin katılımı büyük oldu. Bakanhk kuruldu. Belediye Başkanı Yusuf Gü- naydın, bununla yetinmedi. De- nizcilik Bakanlığı ile Şehircilik Konut Bakanhğı'nın kurulması için de ayn ayn iki kampanya daha başlattı. Tüm partilerin il başkanlannın ve belediye baş- kanlannın ortak görüşlerini tstanbul'un bu en eski ilçesinin belediye başkanı TBMM'ye taşıdı. Bu kampanyalarla yetinme- Yönetimlerin 4YILI • Fatih Belediyesi, önce Çevre Bakanlığı'nın kurulması için tüm belediyeleri kapsayan birimza kampanyası düzenledi. Kampanyaya yerel yönetimlerin katılımı büyük oldu. Bakanhk kuruldu. yen Fatih Belediyesi. İstanbul'- da ilk kez özürlülere yönelik çalışmalanyla da kamuoyunun desteğini aldı. Bu çalışmalann- dan dolayı bugün Fatih Beledi- yesi özürlüler ve tüm İstanbul halkı için ayn bir önem taşıyor. Kampanyalann 4 yıllık bir süreç içinde değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Günaydın, özürlülerin sorunlannı, çağdaş yerel yönetimler yasasının mut- laka olması gerektiğini TBMM'nin gündemine aldır- mayı başarmaktan büyük mut- luluk duyduğunu söylüyor. 475 yıllık bir geçmişi olan Fa- tih'te 4 yıl içinde yapılan en önemli çahşmalar arasında tari- hi eserlerin restorasyonu geli- yor. Bazı belediyeler şbi geç- miş dönemi karalama kampan- yasına da girmeyen Fatih Bele- diye Başkanı Yusuf Günaydın, ilçede altyapı, yeşil alan ve spor sorunlannı çözdüklerini, Küçükmustafapaşa, Samatya Meydanı ve Topkapı Kaleiçi'- nde Galeria projelerini de 1 yıllık süre içinde tamamlaya- caklanru belirtiyor. Büyükşehir Belediyesi ile uyumlu belediyeler llstesinde bulunan Fatih Belediye Başka- nı Yusuf Günaydın ile Nnrettin Sözen arasında şu anda ciddi bir sorun bulunmuyor. Pendik: Büyük değişimlerinbelediyesi • 1993 yılı için de ilçede 241 milyar liralık yatınm hedefleniyor.Pendik, son yıllarda yapılan yatınmlarla İstanbul'un 2000'li yıllanna alt yapısı hazır ilçeleri arasına girecek. İstanbul Haber Servisi- İstan- ğa geçti. Halen şantiye görünü- mündeki ilçede yaz kış deme- den yeni isale hatlan döşeniyor. Büyükşehir Belediyesi'nin des- bul'un sanavi tesisleri ve kaçak yapılanyla tanınan Pendik'te özellikle son bir yıl içinde bü- yük değjşımler yaşanıyor. Sürekli büyüyen ilçenin nüfusunu besleyen su kaynak- lan vc su şebeke hatlan İconu- sunda büyük bir atılım içinde olan Pendik Belediyesi altyapı konusunda 1992 yılı içinde ata- teğini alan Pendik Belediye Başkanı Burhan Köseoğlu, top- lam 278 milyar liralık bir yatın- mla ilçeye 308 kilometre uzun- milyar liralık yaünm hedefleni- yor. Bugünc dek süren çalışmalar sonunda, Pendik Çamçeşme, Fevzi Çakmak, Kurtköy, Bah- çelievler, Şeyhli, Altkaynarca, Yayalar. Çınardere, Dumlupı- nar ve Velibaba mahallelerinde toplam 26.5 kilometre su şebe- kesi döşenerek 241 milyar lira- bk yatınm başlatıldı. 1 Kasım yerel seçimleriyle il- çeden aynlan Tuzla'nın Posta- ne, Yayla, Esenyalı. Güzelyah luğunda yeni bir içmesuyu şe- İstasyon ve Aydınlı mahallele- bekesi döşedi. n "de de toplam 141 kilometre 1993 yıh için de ilçede 241 içmcsuyu döşendi. Pendik, son yıllarda yapılan yaünmlarla İstanbul'un 2000'ü yıllanna altyapısı hazır ilçeleri arasında girecek. Pendik Belediye Başkanı Burhan Köseoğlu, yapılan ça- hşmalann Büyükşehir Beledi- yesinin katkılan olmadan ger- çekleştirilemeyeceğini söylüyor ve ekliyor"Bizden sonraki ku- şaklara sağlıklı, bol suya kavuş- muş çevre sorunlannı çözmüş bir ilçe armağan edebileceğimi- ze ve bu yolda büyük bir mesafe aldığımıza inanıyoruz." SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle