Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 MART1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 1 1
Göçmen
Kadınların
Sorunları
• KüJtiir Servisi- İstanbul
Üniversitesi Kadın Sorunlan
Araştırma ve Uygulama
Merkezi tarafından
düzenlenen konferanslar
dizistnin bu haftaki konuğu
Prof. Dr. Esin Örücü olacak.
Yurtdışında yaşayan göçmen
kadinlann haklan ve
şorunlan konusunun
irdeleneceği toplantı, bugün
Beyaaı Dcvlet
KütûphanesTnde
saat:14.OO-16.00arası
yapılacak. Prof. Dr. Nermin
Abadan Unat konfcransa
tartışmact olarak katılacak.
İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi'nedeyameden
Prof. Dr. Esin Örücü. İdare
hukuku dalında doktora
yaptı. Doktorasını
tamamladıktan sonra
İngiltere'nın Glasgow
Üniversıtesindeöğretim
üycliğinebaşladi.
"Mukayeselı Hukuk"
alanında geşıtlı yayınlan
bulunan Örücü, halen
Ingıltere'nin Glasgow ve
Rotterdam üniversıtelerinde
öğretım üyeliği yapıyor.
'Kadınlar da
Savaşı Yitirdi'
• İSTANBIL(AA)- Şehir
Tıyatrolan, sezonun
bıtmesine biray kala Fatih
Reşat N'uri Sahnesi'nde
" Kadınlarda Savaşı Yiü'rdı"
adlı yeni bir oyun
sahnelemeyebaşladı. Rus
işgali sırasında Viyana"daki
askerlerin cinsel ihtiyaçlannı
karşılamak zorunda
bırakılan kadınlann
başlanndan geçenlerin
işlendiği, Curzio
Malaparte'nin vazıp, Rekin
Teksoy 'un Türkçey e
çevirdiğı oyunu Macit Koper
sahnevckoydu. Dekorlanm
ÖzhanÖzdil. kostümlennı
Tûrfcan Kafadar'm yaptığı
ovunda başlıca rolleri Celile
Toyon, Berna Laçin, Nergis
Çorakçu Müge \k\amac,
Candan Sabuncu, Selma
Kutluğ, Gökhan Mete, Ahmet
L'z, Selçuk Soğukçay ve
Hüseyin karşın paylaşıyor.
Atatürk ve
İnönü'nün
fotoğrafları
• Kültûr Servisi- Alatürk'ün
fotoğrafçısı Foto CemaJ
Işıkselin Atatürk ve İsmet
Inönü fotoğraflanndan
oluşan koleksıyonu,
bugünden itıbaren Beyoğlu
Devlet Güzel Sanatlar
Galerisi'nde sergjlenmeye
başlayacak. Cemal Işıksel'in
çocuklan tarafından İnönü
Vakfı'naarmağan edilen
koleksiyon 1925 yıhndan
itibaren Atatürk ve İsmet
lnönü'yü görüntüleyen
fotoğraflan içerivor. İnönü
Vakfı tarafından II. İnönü
zaferinin 72. yıldönümü
dolayıstyla düzenlenen sergı
bır hafta süreyle açık
kalacak.
'Çizgilerle
istanbul'
• Külrür Senisi- Basın
Müzesi'nde bugün şaat
18.00'de'Çizgılerle İstanbul"
konulu birdia gösterisi yer
alacak. Gösteriden sonra
yapılacak soyleşiye Mustafa
Albükrek kaülacak.
Nazım'la
Dayanışma
Sergisi'
• Kültür Servisi- Yenidal
grubunun KenterlerSanat
Galerisindeki Nazım
Hikmet'le dayanışma resim
sergisi nisan ayının sonuna
dek uzatıldı. İlk sergilerini
1959'daacan, fantasük
burjuva sanatına karşı
sosyalist realist bir resim
anlayışını savunan grubun
bu üçüncü sergisi. Sergide
Avni Memedoğlu, İrfan Ertd,
Abbas Yaşar, Nleriman
Oyman, AJime Mitap ve Adil
Bayraktar ın yapıtlan yer
alıyor.
festivalde
İtalyan sineması
• İSTANBUL(ANKA)-
Sınemaeleştirrneni Rekin
Teksoy. Türk-İtalyan
Doitluk Derneği'nce
düzenlenecek birtoplantıda
İtahansinemasınıanlatacak.
Türk-İıalyan Dante Alighieri
Dostluk Derncğı'nin
Türk-İtalyan dostluğunu
gcli^tirmek içın düzenlediği
sohbctlcrin üçüncüsüne,
sıncma cleştirmeni Rekin
Teksoy katılacak. 7 nisan
çarşamba günü şaat 18.30'da
Tepcbaşı'ndaki İtalyan
Külıür Merkezi'nde
yapılacak toplantıda Teksoy.
"Uuluslararaşı Film
Fesüvali'nde İtalyan
sineması" konulu bir
şöyieşiye katılacak.
Her an her yerdekonserler veren ünlü viyolonselci Rostropoviç, bir dünya vatandaşı ve müzik elçisi
4
Yalaıı" yaşamdan müziğiıı yüceliğine
Kültür Servisi-Rusya. komünist rejimle
uzlaşmadıklan için ülkelerinden aynlan, va-
tandaşlıktan çıkartılan aydınlannı. sanatçı-
lannı teker teker geri kazandı. Bunlardan
biri de ünlü viyolonselci Mstislav Leopoldo-
vich Rostropoviç. Prokofiyev, Şostakoviç,
Britten gibi bestecilenn özellikle kendisi içın
viyolonsel konçertolan yazdfklan. Pablo
Pascak'tan sonra en iyi çelhst olarak değer-
lendirilen sanatçı. Rus vatandaşlığmdan
1978 yılında çıkanlmış. Başanlannın ve ün-
lennin doruğunda. soprano sanatçısı kansı
Vhisnevskaya ile adlan bütün kayıtlardan si-
linen Rostropoviç, 1989'da ülkesine nasılza-
ferdolu döndüklerini anlatıyor:
"'Bir kere çıktıktan sonra Rusya'ya geri
dönebilme şansımın çok küçük olduğunu
bılıyordum. Bunun ıcin dönüşüm. hayaümda-
ki cn büyük hedıye, adeta bır mucizeydi.
Bu kadar kısa zamanda her şey nasıl bu ka-
dar değişti? Çünkü halk 75 yıl önce kaybetti-
ğj değerlere karşı bir nostalji besliyordu. Bü-
tün bu süre içinde onursuzca yaşadık, hayat-
lanmız birer yalandı".
Bır zamanlar konser vermek içın bile olsa
dışan çıkması engellenen, daha sonra yurt-
suz kalan sanatçı, bugün kendisının de sayı-
lannı tam olarak bilmediği dünyanın dört
bir yanındaki evleri Isayıldığında 11 tane ol-
duğu anlaşılıyor), her an her yerde verdiğı
konserlenyle gerçek anlamda bir dünya va-
tandaşı ve müzik elçisi. Rostropoviç. Joseph
Addbon'in müziği "ölümlülerin bildikleri en
yüce şey'' diye tanımlayan düşünceleriru
yaymaya çalıştığını söylüyor.
1989'da Berlin duvannda verdiği konserle
basının ve geniş kitlelerin de ilgisini çeken
Rostropovich, hareketlerinin kamuoyunun
dikkatine çekmek için tasarlanmışjestler ol-
madığıru anlatıyor:" Berlin'e gittiğimde biri-
cık düşüm orada
duvann yanında
tek başıma Bach
çalmakü. Kimse-
nin beni izlemesi-
ni ya da dinleme-
sini istemiyor-
dum. Çünkü bu,
benim Tann'ya
teşekkkürlerimi
işiten bır duaydı. Berlın'e gıttığımı kımse bıl-
miyordu. Hiç kimse. Özel bır uçak tuttum.
sonra da taksi. Fakat oraya vardığımda fark
ettım ki taburem yok. Yerde oturup, viyo-
lonsel çalmak.. Bu olanaksızdı. Oradaki ev-
lerden birisine girdim ve bır tabure rica et-
tim. Benitanıdılarveolaybasınaduyuruldu.
İhanet eden tabureydi".
1991'in o ünlü ağustosunda. tanklar ve as-
kerlerle kuşatılmış hükümet bınasında. arka-
daşı Yeltsin'le birlikte olmak içın vizesiz.
kansından bile habersiz Moskova'ya uçan
sanatçı ölüme bile hazır olduğunu anlatıyor:
"Hiç kimse beni durduramazdı. İçgüdüsel
bir şeydi, o anın geldiğini bilyordum ve git-
tim."
Bu ekim ayında Vfoskova ve St. Peters-
burg'da konserler verecek olan Rostropo-
viç, tekrar eski adına kavuştuktan sonra St.
Petersburg'a. bunun ilk ziyaretı olduğunu
vurguluyor: Devrimden spnra o kadar ad
değıştirildi ve çahndı ki. Örneğin Rusya'yı
ın. Daha sonradan çok iyi dost olacak bu iki
ünlü müzisyen, Rostropoviç'in, henüz 33 ya-
şında genç bir çellistken Şostakoviç'in ken-
disi için bestelediği çello konçertosunu ses-
lendırdiği Royal FesdvaJ Hall'de karşılaşmış-
lar
"Fotoğrafinı hiç görmediğim Britten'ın
adını Purcell için bestelediği çeşıtlemelerden,
bir de "Yo-
Yaşamını ordan oraya kutlama ve yıldönümü konserleri vermekle
geçiren Rostropoviç, 7O.yaş günü konserinin nerede olacağmı
şimdiden kararlaştırmış. Sanatçı 1997'de Moskova'da vereceği
konserdev
kahraman dostlan' Prokofiyev, Şostakoviç ve Britten'in
yanısıra besteci arkadaşı Schnittke'nin yapıtlannı yorumlayacak.
ung
terk etmeden önce son konser verdiğim şeh-
nn asıl adı Mariupol"dü. Şehre Şostakoviç
ve Prokofıyevekarşı belgeleri yazan komü-
nist yönetıcilerden Zhadonovun adını ver-
diler'"
Moskova ve St. Peterburg'daki konserle-
rinde ünlü İngiliz besteci Benjamin Britten'ın
"War Requiem" (Savaş Ağıtı) adlı yapıtını
da seslendirecek olan Rostropoviç. bulun-
duğumuz ay içinde de Barbican'daki Britten
Festivali'ne katılarak aynı zamanda yakın
bır arkadaşı olan besteci için konser \erdi.
Bu yıl 80 yaşına basacak olan Britten'le
lanışıkhğı çok eskılere gidiyor Rostropoviç'-
yordum.
Tabii bunlar
başyapıtlardı
ama bana
melodileri
biraz eski
moda geliyordu". Britten'ın uzunzaman
önce ölmüş, büyük klasik bestecilerden biri
sanıyordum. Modern bir besteci olduğunu
ve hala yaşadığını öğrendiğimde çok
şaşırdım. İlk olarak sahne arkasına geldığin-
de yüzünü gördüm. ÖncelikJe fark ettiğirn
şey gülümsememı tutamadığım üçgen biçi-
mındeki burnu oldu. Ertesi gün oteldeki
odama gelerek benim için bir sonat yaza-
cagını, ama tek bir şartı olduğunu söyledi.
Yazacağı sonatı ilk defa Aldeburgh'da çala-
caktım". ^
Sanatçının daha sonra vatandaşlıktan
çıkanldığı zaman da Britten'ın önerisiyle ilk
evini aldığı yer Aldeburgh oluyor.
Rostropoviç'in, 1960'ta bir kalp krizi ge-
çirdiginde de yardım isteyeceği ınsan Bntten
oluyor. Sanatçı Britten'a ancak onun beste-
leyeceği parlak bir viyolonsel konçertosu-
nun kendısini hayata döndüreceğini söylü-
yor. 1997'ye kadar en az sekiz konçertonun
dünya prömiyerini yapacağmı söyleyen çel-
list, emekli olmadan önce de toplam 100
tane seslendirmış olacağmı ümit ediyor
"Hayat çok yoğun ve ben boynumda giyoti-
nin gıdjklamasıru hissediyorum".
"Bir keresinde Prokofiyev yalruzca dinle-
yicinin hoşuna gitmek için çaldıgımı ye bu-
nun çok tehlikeli olduğunu söylemişti. Ona
göre insanlar doğuştan iyi bir müzik zevki
getirebilirler. Ama aynı dişlerimizı temizledi-
ğirniz gibi bu müzik zevkini de her gün te-
mizlemeliyiz. Şimdi, ne yapmak istegimi bi-
linceye dek viyolonselime dokunmuyorum.
Rostropoviç temmuz ayında Prag'da, Cum-
hurbaşkaru Havel'in, kenti yenıden inşa et-
tirmek içın düzenlediği konserlerde Dvorak'-
m çello konçertosunu seslendirecek. 1968
ağustosunda, Rus lanklannın Prag'a girdıği
akşam, Sovyetler Birliği Devlet Senfoni Or-
kestrası ile birhkte Rostropoviç'in çaldıgı
konserde bulunan The Times'in sanat yö-
netmeni Richard Morrison. izlenimlerini
şöyle aktanyor: "Sanki dünyanın en iyi vai-
a, dünyanın en hüzünlü cenazesinde konu-
şuyordu. Çello gözyaşlan içindeydi"...
Jethro Tull 8 haziranda Ankara'da
Akustik ç
klasikparçalar
• 'A Little Light Music' albümünün ve konserlerin
en önemli özelliği 'çekirdek* Tull kadrosunun, tü-
müyle akustik çalgılar kullanarak klasik parçalan
seslendirmesiydi. Ankara konserinin de aynı hava-
da olması bekleniyor.
' 1971'de "Aquahıng" albü-
BURAK ELDEM
Ya2 aylanyla bırlikte Tür-
kiye'ye gelecek starlar kervanı-
na en son eklenen isim, progres-
sive rock'ın öncüsü Jethro Tull.
Topluluk, Ankara Belediyesi ve
British Council'in davetlisi ola-
rak Ankara'ya gelecek ve 8 ha-
ziran tarihinde Hipodrom'da
bir halk konseri verecek.
Jethro Tull, Türkiye'ye ilk
kez 1991 yazında İstanbul Fes-
tivali kapsamında iki konser
vermek üzere gelmiş; ancak
müzikseverlerin gösterdiği bü-
yük ilgi nedeniyle konser sayısı
dörde çıkanlmışü. Topluluk
ajnı süre içinde İzmir'de de
Efes Antik Tiyatro'da yaJdaşık
yirmi bin kişinin izlediği bir
konser vermişti. Türkiye'deki
hayranlanyla çok iyi bir diya-
log kuran topluluğun solisti ve
beyni Ian Anderson, kendileri-
ne gösterilen ilgiden öylesine et-
kilendi ki en kısa süre içinde
yıne gelmeye söz vererek aynldı
Istanbul'dan. On ay kadar son-
ra da Ankara Belediyesi ve Bri-
tish Council'ın düzenlediği iki
konserde bir kez daha Türk iz-
leyicisıyle buluştu. An Stüd-
yosu'nda venlen bu konserler-
den bin de kaydedilerek TV2"-
de banttan yayımlandı.
1968 yılında Londra'da ku-
müyle istikrarh çıkışını sürdü-
ren ve rock'ta yeni çizgiler ara-
yan dinleyiciye çarpra bir alter-
natif sunmaya başlayan Jethro
Tull, şarkı sözlerinde de Orta-
çağ'ın "minstrel" olarak bilinen
gezgin ozanlannm tarzını, mo-
dern çizgiler içinde yaşatmaya
başladı. Bugün Jethro Tull'ın
başyapıtlanndan kabul edilen
1972 tarihü "TWck As A
Brick'", o kendıne özgü Ander-
son ironisinin en tipik ve en ba-
şanlı örneklerinden biri. Tü-
müyle tek bir şarkıdan oluşan
"Thick As A Brick" (Tuğla Ka-
dar Kaün), küçük bir çocuğun
ağzından yaalmış uzun bir şiir-
le. kapitalist dünyaya, ahlak
anlayışına ve egemen değer yar-
gılanna son derece çarpıcı bir
eleştiriyi içeriyor.Kadrosunda
değişiklikler yaşayan, ancak
çizgısinı ve tarzını sürekli koru-
mayı başaran Jethro Tull, son
olarak "A Little Light Music"
adlı bır konser albümü yayım-
lamıştı. Bu albüm, aynı adlı
"Akustik Dünya Turu" sırasın-
daki değişık konserlerde kayde-
dilmiş ve özel bir seçme yapıla-
rak düzenlenmişu. Albümde,
geçen yılki Ankara konserlerin-
de seslendirdiklen klasik hıtlen
"Too Old To Rock'n RoU, Too
Young To Die" da yer alıyor.
Gorecki'nin yapıtı üst sıralarda
Pop listcsinde
birsenfoniÜNER BtRKAN
Bir "klasik" müzik yapıtı, birsaatlik, üçbölümlük bir senfoni,
geçen haftalarda, "pop" listelerinin üst sıralannda yer aldı: Po-
lonyalı besteci Henryk Gorecki'nin "Hüzünlü Şarkılar" alt
başhğinı taşıyan Üçüncü Senfonisi. On yedi yıl önce bestelenen,
ancak CD'ye yeni kaydedilen bu senfoni, dokunaklı, duygu-
landına, düşündürücü metniyle, atlanüğin her iki yanındaki
dinleyicilerin büyük ilgisini çeİciyor; bugüne dek (ıçlerinde Ra-
vd'in Bolero'su, Albinoni'nin Adagio'su, Rodrigo'nun Gitar
Konçertosu da bulunan) "kJasik/ pop"lann ancak enşebildikle-
n bir etkıleme gücünü ulaşıyor.
Nereden kaynaklanıyor bu büyük ilgi? Burada, her şeyden
önce, her biri "lento/ağır" tempo işaretini taşıyan üç bölüm içine
yerleştirilmiş üç metnin etkisi büyük. Soprano Dawn Upshaw'ın,
son zamanlarda yıldızı ıyiden iyiye parlayan bu genç İngiliz ope-
ra şarkıcısının bütün ıncelıkleriyle seslendırdiği bu metinlerden
•Polonyalı
besteci Henryk
Gorecki'nin ,üç
bölürnlük senfonisi
pop listelerinin üst
sıralannda yer
aldı.
blues ve folkun ve akustik ile
1991 'de İstanbul Festivali'ne geien Jethro Tull, İzmir ve Ankara'da da konser vermişti.
Uluslararası etkinlik 5 nisanda Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda başlıyor
Modern Müzik Festivaliçüsü Ian Anderson, daha ilk
günlerden itibaren Jethro Tull'ı
progressive rock'ın öncüleri
arasına sokan, olağanüstü ya-
raüa, enerjik ve zeki bir müzis-
yen. Topluluğun "Ttais Was"
albümüyle başlayan müzik se-
rüveni, Anderson'ın eğilimleri
doğnıltusunda "Benefit" albü-
müyle birlikte İngiliz folkunu
kucaklayarak gelişti. Gelenek-
sel blues unsurlan, İngiliz ve İr-
Ianda baladlanyla flört ederken
Anderson'ın kimselere benze-
meyen çılgın flüt tekniği, Tull
müziğine bambaşka tatlar taşı-
dı hep. Öyle ki flüt çoğu kez
topluluğun vitrini olurken An-
derson'a "Fareli Köyün Kaval-
cıst" denmeye başladı.
Kültür Senisi - Cemal Reşit Rey Konser
SaJonu'nun nisan ayı etkinlikleri, 2 nisan
cuma günü saat 19.00'da mezzo soprano
Tereza Berganza'nın piyanist Juan Anto-
nio Alvarez eşliğinde vereceği şan resitaü ile
başlıyor. 3 nisan cumartesi günü devlet sa-
natçısı Verda Erman'ın Beetfıoven ve Cho-
pin'in yapıtlarmı yonımlayacağı piyano re-
sitalinüi ardından, Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda 1. Uluslararası Modern Müzik
Festivali gerçekleştiriliyor.
Festival çerçevesinde 5 nisan pazartesi
günü Avnıpa Kaos Yaylı Çalgılar Beşlisi, 7
nisan çarşamba günü Monahan İkilisi, 8 ni-
sanda Aydın Lsen, 9 nisanda Kontrapunkte
Topluluğu. 10 nisanda V ivana Klarinet Üç-
lüsü, 11 nisanda Sümerav Arıman'ın sahne-
ye koyduğu "Bir Opera Yapalım", 11 ni-
sanda Betin Güneş ve Ahmet Yürür'le
Soprano Tereza Berganza ve pi-
yanist Verda Erman"ın konserle-
rinden sonra CRR'de 1.Ulusla-
rarası Modern Müzik Festivali
başlayacak. Egberto Gismonti'-
nin caz konseri de 14 nisanda.
"Istanbul'dan Yeni Müzik", 12 nisanda Se-
renata Nefesli Çalgılar Beşlisi, 13 nisanda
Musüjue Oblique Topluluğu izlenebilecek.
Cemal Reşit Rev Konser Salonu'nun bu
ayki önemli etkinliklerinden biri de Sislev '-
nin düzenlediği Jan Garbarek ve Chick Co-
rea konserlerinin ardından gelen Egberto
GLsmonti'nin 14 nisan çarşamba gün izlene-
bilecek caz konseri.
Konser Salonu'nda 19 nisan pazartesi
günü Lluis Claret ile Judhh Uiuğ'un viyo-
lonsel resitaJi, 20 nisanda İstanbul Devlet
Opera ve Balesi'nin bale gösterisi, 22-23 ni-
san tarihlerinde İngiliz Oda Orkestrası'nm
konserleri, 24 nisanda Kent Orkestrası
konseri, 25 nisanda da genclik operası "Bir
Opera Vapalım" ve Imret Khan Hint Mü-
ziği I opluluğu'nun konseri yer alacak. 26
nisanda Marco Socias gitar resitali. 28 ni-
sanda Emre Şen piyano resitali ve 29 nisan-
da Dünva Dans Günü çerçevesinde ger-
çekiştirilecek ücrrtsb etkinüklerin ardından,
nisan avı caz topluluğu Fairport Con-
vention'uı konseri ile sona erecek.
Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda
a.vrıca Türkuaz Modern Dans Topluluğu'-
nun gösterilen de sürüyor. Topluluk, geçen
a\ değişen repertuvanyla 4 ve 18 nisan tarih-
lerinde gösteriler sunacak.
birincisi, on beşinci yüzyılda bir Polonya manastınnın duvanna
yazılmış bir yakan. İkincisi 18 yaşında bir Polonyalı kızm bir
Gestapo zindanının duvanna yazdıği, aa dolu, ıstırap yüklü bir-
kaç satır. Son bölümün metniyse, ölen birçocuğun ardından ya-
kılmış bir ağıt, bir halk şarkısı. Küçük, minimalist motifleri iş-
leyen müzik, bir yandan bu dokunaklı metinleri en etkili biçem-
ler içinde sunarken, bir yandan da, nitclikten ödün vermeksizin,
geçen yüzyılm inanmış bestecilerinden Anton Bruckner'in senfo-
nilerinden karşılaştığmuz. doğaüstü. içe dönük bir düşünce ve
duygu yoğunluğu içeriyor.
David Zinman'ın yönetimındekı London Sinfonietta orkest-
rasmın yorumuyla CD'ye alınan senfoninin birdenbire bu üne
kavuşması, geçen yılın ortalanndan bu yana 200 bmden fazla
satJİması (bu rakamın 140 bini, İngiltere'de gerçekleştirilmiş du-
rumda). İngiliz pop listelerinde aJtına sıraya yüksclrnesi, 59 yaşındaki
Polonyalı besteciyi de çok şaartrnış. "Kimse yanıtlaya-
maz 'Neden bugün?, Neden bu senfoni' sorulannı" diyor beste-
ci. Gorecki, Katovvice'de, bu havası kirli sanayi kentinde, eşi
Jadvviga ve iki çocuğuyla, sakin bır yaşam geçiriyor. Sorusunu
şöyle yanıtlamaya çalışıyor Gorecki: Belki de insanlar, özellikle
gençler, bu müzik parçasmda,gereksinimduyduklan, aradıklan
bir şeyler buluyorlar da o yuzden böylesine ilgi gösteriyorlar
müziğime."
Avrupa ülkelerinde, bir "klasik" müzik CD'nin ortalama 15
bin tane satıldığı göz önünde tutulursa, Gorecki'nin üçüncü sen-
fonisinin ulaştığı 200 bin rakamının akıl almaz bir düzey oiuş-
turduğu daha iyi anlaşılıyor. Senfoni, radyo istasyonlannda
yayımlandığında, yolda dinleyenlerin, arabalannı durduğup te-
lefona sanldıklan, "Bu çaldığınız nedir?" diye heyecanla soru-
yorlar. Şimdi, Gorecki'nin "Hüzünlü Şarkılar Senfonisi", dün-
yanın önemli orkestralannca mevsimlik programlara ahnıyor,
video çekimi için hazırlıklar yapılıyor. Gorecki gibi, dünya sa-
vaşınm en acılı günlerinde büyümüş, iki yaşında annesini yitir-
mış, ailesinden pek çok kimsenin Auschwitz Nazi kampında öl-
düğüne tanık olmuş bir "klasik" müzik bestecisi için böyle bir-
denbire "pop" listelerinde yer almak, iyiden iyiye şaşırucı. "Mü-
zik yazmak. inanılmaz derecede zor bir iş" diyor Polonyalı besteci,
ama yazdıkça yavaş yavaş ahyorsunuz sonucunu.