27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 MART1993 PAZARTESİ 8 DUNYADA GEÇEN HAFTA Bilgisayarterörîstîne ceza yok EDİPEMtLÖYMEN LONDRA- Bılgısayarlara şifrclcri. anahıarlan"açarak" giren 19 yaşındakı Paul Bedworthüjürisuçlu bulamadı. Oysa ""Bilgisayarlann Köıüye Kullanımı Yasası" u>annca hnkkınd;ıda\a açılmıştı. Financıal Timcs gazclesının bügisayanna gimıış.ortalıeıalıüstedipçıkmışve asironomik telefon masraflannı gazcteye ödetmişti. Brükscl'dcki bir AT araştırma k urumunun bilgısayannadagirmış. daha mütevazı bırtclcfon borcu takmıştı. Bunlar suç dcğil miydi? Avukatına görcdcğildı. Çünkü Paul "başkalannın bilgisayarlanna girip çıkmadan yapamıyordu. o şimdi bir hastaydı. cczaya değıl. aklının başka konulara çekilmesıne ihtiyacı vardı. hatta bir sc\ giliyc ihliyacı v ardı. bilgisayar teröristliği yüzünden bir deri bir kemik kalmıştı." Anglosakson adaleti. sokakta gczen sıradan vatandaşlann oluşturduğujüri dcnilcn "kolektif şuur"un vicdani kanaatinc göre şekillendiği için kolektıfşuur. Paul'u suçlu bulamadı. Yargıç da oğlanı beraat ettirdi. Öykü bundan 5 yıl önce başlıyor. Paul daha I4'ündeymiş. Anncsi ona bir bilgisayar almış. Paul bu, durur mu. hemen seyahat acentelerinin bilgisayarlanna "•girmcyc" başlamış. Bir telefon ve karşı bilgjsayarla "anlaşmayı" sağlayacak birmodem yeterli. Birde tabıi, bu işleri nasıl yapacağını bilmek gerek. Paul için çocuk oy uncağı. Seyahat İNGİLTERE acenielerinden çabucak sıkılıp "işi büy ütüyor" ve müliımilyonluk büyük şirketlerin ana bilgisayarlanna girmeye başlıyor. Annesi evde bir şeyler döndüğünün farkında. ama ne, çıkartamıyor. Çocuk gece yanlanna kadar odasında bilgisayannın başında. Geceyansından sonrada. Ne arayanı var ne soranı. Yemez içmez olmuş. Varsa yoksa odası ve bilgisayan. Annesi birgünevegelmiş bir de ne görsün, oğlan halının üzerindeyan baygın. Uykusuzluk, kötü beslenme ve yorgunluktan... Telefon masrafı tuhafbirşekilde artmaya başlayınca annesi işin içinde iş olduğunu anlıyor. Mahkemede tanıklık da yaptı anne. "Ne yapacağımı bilemedim. Zaten acaba kim bilebilir" dedi. Bu arada oğlanın durumu kötü. çünkü "takılmış" durumda. Bıraktık kızarkadaşını, erkek arkadaşı bileyok. Okuldan geliyor, odasına kapanıyor. o kadar. Paul'un izi. ancak telefon masraflannı "başkalanna" ödetmeye başlayınca sürülmeye başlanmış. Financial Times'a 20 bin sterlinlik (yaklaşık 280 milyon Lira) bir fatura gelince yönetim aklını kaçırayazmış. İşin peşine düşülmüş. Bir de bakılmış ki ohhoo. dertli kurum bir değil, birkaç. Paul sadece fatura ödetmekle kalmıyor. gjripçıktığı bilgisayar programlanna bir de "imzasım" bırakmıyor mu? "Wandii" diye bir imza. Kimdir, nedırdiye bir sonışturma. Tam 500 bin sterline mal olmuş operasyon. Şöyle böyle 7 milyar lira. İzını bulmak için 80 'izman uğraşmış. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi N ASA bügisayanna girmeye çalışırken kim olduğu saptanmış. Eve geceyansı "polis marifetiyle" bir baskm. Oğlanı pijamalanyla bilgisayannın başında "ele geçirip" suç aleti ile birlikte nezarete. Ve mahkemeye. Savunma: Paul, yaptığı işin suç olduğunu bilmektedir. Ancak bundan kendisine kişisel bir parasal çikar sağlamamıştır. Aksine, hasta olmuştur. Jüri, savunmaya inandı. Geçen yıl başlayan mahkemesi geçen hafta biten Paul şimdi Edinburg Üniversitesi'nde öğrenci. Bilgısayarlarla oluşturulmaya çahşılan "yapay zeka" konusunda çahşıyor. Koalisyoıı hüküıııeti 'düşmeme' derdinde GÜRHAN IÇKAN STOCKHOLM - Çalışabilir nüfusun0 o 12"si. yanı 530.000 kişi şu anda resmen işsiz Gidiş böyledevamederse. gclecek yıla ülke. heraltı İsveçlıden bırinin işten yokiun olmasıy la gırecek. Geçen haftanın sonunda İş Bulma Kurumu'nunbuacı gerçcği açıklaması üzerineakla. politikacılannneyapmakıaolduklan sorusu geliyor. Cari Bildt'in koalisyon hükiimcti düşmeme derdinde. Yeni Demokrası Partısfyle geçinmek zorunda. Ancak. hükümetı oluşturan partilerde. muhalefct de bu partiden nefret ediyor. Dcnılebilir ki. hükümet kilitli durumda. Sosyal dcmokratlar. kamuoyu yoklamalannın da verdıği güvenle. gözle görülür bir şekılde hareketlendiler. Çarşamba günü. İsveç'teki yabancı gazctecilere konukluk eden parti genel sckrctcri Mona Sahlin, koalisyon partilerinden Halk Partisı'yle açık açık flörtetmekıençekinmedi. Sözünü dolandırmadan söylemesi vegörüşlerini açıklamaktan kaçınmasıyla tanınan eskı bakan Sahlin. partısinin. bugünedek hükümeıi.çeşitliönlemlerpaketinin geçmcsınde yardımcı olma yoluyla desteklediğini v e bunu daha çok. başbakanın partisinin hatınna değil. Halk Partisi BaşkanıBengtWesterberge güvendiğı için yaptığını söyledi. Kendisi. parlamentonun bu haliyle işlemediğine ve cninde sonunda erken seçimegidilmek zorunda kalınacağına ınar.ıyor. Parlamento aritmetiğine göre Sol Parti'nin , ıJıfMndan desteği olması halinde bir Sosyal Dcmokrat-Halk Panısi koalisyonu. ISVEC gerekli çoğunluğu sağlayabiliyor. Ote yandan. hükümetin verdiği görevle ülke ekonomisini düzeltmenın yollannı arayan ekonomist Assar Lindbeck'in 113 maddelik öneri loplamı. özellikle sendikal haklan kısmayı amaçlayan yönüyle sağ kanadın beğenisinı kazanması üzerine, soldan tepkilergelmeye başladı. İsveç İşçi Sendikalan Konfederasyonu'na bağlı ekonomist Dan Andersson, hafta içinde açıkladığı raporunda, sosyal demokratlann "gizli tasarruf planını" atmalannı. şu ana dek pariamentodan geçmiş olanlar dışında yeni bir kısıntıya gidilmemesini istedi. Andersson. ülke ekonomisinin canlandınlması gereğinin ön planda gelmesinin gerektiğini ve bunun da. bütçenin. işsizlere öğrenim alanlan açmasıyla gerçekleşebileceğini söyledi. Sosyal Demokrat Parti. ülkedeki kasvetli havanın giderilmesi için önümüzdeki 1 Mayıs kutlamalannm. bir karnaval havasıyla yapılacagını açıkladı. Stockholm'deki. sosyal demokraı işçı hareketınde büyük yeri olan Norra Ban Meydanı'nda 30 nısan gecesi başlayacak olan rock festivali aralıksız olarak 12 saat sürecek. "Birlik Rock"uadını taşıyan proyama, 1 Mayıs'ta konuşmalar başlayınca ara verilecek. Mona Sahlin'in ana konuşmacı olacağı toplantıdan sonra halk. açık havada yiyip ıçerek ve dans ederek geç vakıtlere dek eğlenecek. Partinin Stockholm merkez şubesi başkanı Oskar Lindkvist, gösteriler sırasında her zamanki gibi kızıl bayraklar olacağını ve Enternasyol'in söyleneceğini vurguladı. Yaşlı Filipinli kadın, havanın güzellığini fırsat bilip çıktiği pazar gezin- tisine köpeğini de almayı ihmal etmemiş. Son günlerde îaaliyete geçip lav püskürten Mayon yanardağı yakınlanndaki Legazpi kasabasında yaşayan kadın, bisikktine sevimli köpeğini de oturtniuş, keyifle pedil çeviriyor.( Fotoğraf: REUTER) Politik skandallarItalya'yı aratmıyor DİLEK ZAPTÇ1OĞLU BERLİN - İtalya"da politikacı olmak nc kadar zorsa. Almanya'da da artık o kadar zor. Değil mi ki politikacılann adı hergün yeni birskandala kanşıyor. Siyası elitinin rüşvet ve yolsuzluklanna hıç alışkın olmayan Alman toplumu İtalyanlara kıyasla çok daha büyük tepki gösteriyor ' skandallara. Üstelikolaylaryalnızbir siyasi partinin üyeleriylesmırlı da değil. "Balık baştan kokar" atasözü bir kez daha doğrulanıyor. İtalya'dan tek farkı Alman politikacılannın yüzünü karartıp koltuklannda oturmaya devam etmeleri Ekonomı Bakanı Jürgen MöUemann. kanştığı skandalı istifayla ödemek zorunda kalan tek bakan oldu bugüne dek. Liberal Partili bakan, kayınbiraderinin ürettiği birmalın çeşitli fırmalara bizzat reklamını yapmıştı. Kayınbiraderinin malını sohbet toplantılannda değil, bakanlığının antetli kağıdıyla yazılı olarak ö\mek Ekonomi Bakam'nın kellesini götürdü. Ne de olsa elde belge vardı. Möllemann. "Yahu. böyle bir olay yüzünden istifa eden tek aptal ben mi olacağım" diye söylensede görevinden aynlmak zorunda bırakıldı. "Antetli kağıt skandalı"nı yine hükümeJteki lıberallerden İmar ve İskan Bakanı Bayan Irmgard Schwaetzerızledi. Bayan Schvvaetzer. özel biremlak ve yapı şırketinın reklam broşürüne firmayı öven bir önsöz yazmıştı. Bakan "Bu benim özel teşebbüsü destekleme görevimin bir parçasıdır" diyerek suçu üstünden atmaya çalıştı. Peki o zaman bakanlık niçin öteki şirketlere de aynen destek çıkmıyordu? İş bununla kalmadı. İmar ve İskan Bakanı Schwaetzerbır kiracısını evden almak üzere ona bir mektup yazmış; kiracısına gözdağı vermek için bakanlığın antetli kağıtlannı kullanmıştı. Yüksekmaaşlı bakan zavallı kiracısını "Ben taşınacağım" diye evınden çıkarttıktan sonra evi satmıştı üstelik. Yalnız kiraa dernekleri değil, sokaktakı vatandaş da "çok ayıp" ALMANYA dedi. Ama Bayan Schvvaetzer yüzünü karartıp oturdu. Ya Sosyal Demokrat Parti'nin eski Başbakan adayı Oskar Lafontaine'e ne demeli? Bekar Lafontaine yeraltı dünyasının ünlü babalanndan biriyle gece kulüplerinde. "o biçim" evlerde düşüp kalkmış. gecealemlerineçıkmıştı. Sonra adam cinayetten yargılanmaya başlandı. Lafontaine'in sağ kolu bu adamla yazışarak ona savcıhğın hazırladığı iddianame hakkında detaylar aktardı. aleyhindeki deliller ve tanıklar hakkında bilgi verdi. Mafya babası katille yasalara aykın olarak sürdürülen "dostluk" Lafontaine'in de yüzünü kızarttı, ama sadece "gece kulübü skandab" adıyla yakın tarihe geçmeWe kaldı. Başbakan istifa etmedi. Bavyeralı sağ Hıristiyan Birlik Partisi üyelerine gelmişti sıra. Koskoca Ba\yera eyaleti başbakanı Max Streibel sanki maaşı yetmiyormuş gibi tatiliniözehşadamlannaödetmişti. İş adamlannın davetiyle defalarca Brezilya'ya gitmiş, en lüks otellerde kalmış. ne uçak ne konaklama parası ödemişti. Karşılığında ne yapmıştı peki ? "Bir şey yapmadım" diyordu, ama sıradan v atandaş yine de haklı olarak homurdandı. Nedeolsa işadamlan onun denizaşan tatiUerini fınanse etmiyorlardı ve o en fazla iki haftalık ucuz turlarla Antalya'ya kadar gidebiliyordu. Bavyera kökenli Federal Maliye Bakanı da "tuhaP' işlerçevirmişü. Bir kere ortada bir hayali ihracat olayı vardı. Bavyeralı Moksel fırması Doğu Avrupa'ya et ihraç etmiş ve güya et Doğu Almanya'da üretilmişgibi gösterip devletten yüklü teşvik almıştı. Oysa et büyük olasıhkla Batı AJman kökenliydi ve teşvik alması yasaktı. Adaletin çarklan tam hayali ihracatçırun yakasına yapışacakken Maliye Bakanı özel yetkisini kullanarak bir yasa çıkartü ve adam kurtuldu. Kötü niyetli gazetecilere göre bakan bu yasayı sırfdostunu kurtarmakiçinçıkartmıştı. Bakan ise "Ben sadece görevimi yaptım" dedi ve koltuğunda kaldı. Son skandal ise geçen hafta Başbakan Hetmut Kohl'un partisi Hıristiyan Demokratlar'dan Yol İşleri Bakanı Günter Krause'nin başında patladı. Doğu Alman kökenli bakan. evinde çalışiırdığı hizmetçinin parasıru devlete ödetmişü. Devlet, uzun süre işsiz kalanlara iş verilmesini teşvik için maaşın bir kısmıru devralıyordu. Bakanın kansı da bu yasadan istifa etmek üzere uzun süredir işsiz bir kadın bulmuş, onu işe almış, hizmetçinin maaşının yüzde 70'ini pazarlıklar sonucu devlete ödetmeyi başarmışü. Skandal ortaya çıkınca bakan "Ama ben yasalara uygun hareket ettim" diyerek oturdu. Ama vatandaş yine "insan utanır" diye homurdandı. Hizmetçi tutacak parası yoktu çünkü, bakan kadar maaş da almıyordu. Almanya işte böyle skandal ve skandalcıklarla çalkalanıyor. Herkes merakla gelecek olayı bekbyor. Çorbadaki sinek küçük, ama mide bulandırmaya yetiyor. AMLAR-KANILAR ECMELBARUTCU Nereden Nereye... Bayram öncesi Ankarada çarşıya çıktım. Dükkanlar yerli ve yabancı mallarla dolu. Her yerden bolluk taşı- yor. Bir de 1980 öncesini düşündüm. 1979 yılının aralık ayında Vıyana Büyükelçisi olarak yeni görevime başlamak üzere Sofya Büyükelçiliği'- nden ayrılmadan önce zamanın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ten talimat almak için Ankara'ya gelmiştim. Bulvar Palas'ta kalıyordum. Hava buz gibiydi. Gece don- mamak için palto ile yatağa girmiştim. Otelin kaloriferle- ri yanmıyordu. Bozuk olduğu için değil, Türkiye'nin dışarıdan yakıt ithal edecek dövizi olmadığı için An- kara'daki bütün bınalar aynı durumdaydı. O dönem fazla uzak değil, hatırlanacaktir. Petrol istasyonları önünde her gün uzayıp giden araç kuyrukları.. Devlet dairelerınde palto ile çalışan memurlar... Elektrik olmadığı için hastanelerdeyapılamayaname- liyatlar... Piyasada bulunamayan mallardan meydana gelen yoklar listesi... Başta çimento, karaborsaya düşen mallar... Yurt sathında 67 il'mizin hepsinde birden uygulanan elektrik kısıtlaması.. Siyasettarihımızegirmiş ünlü bir deyişle "ülke yetmiş beş sente muhtaç" durumda . Şimdi ise zenginlik dükkanlardan dışarı taşıyor. Büyük kentlerimiz uzun bayramlarda adeta boşalıyor, halk turistik iç ve dış yörelere akın ediyor. ikinci Dünya Harbi'nden bu yana başımıza musallat olan karaborsa lafını unuttuk. Hiçbir malın yokluğu çekilmiyor. Türk ekonomisi dışa açılmış Merkez Bankası nın kasalanndan döviz taşıyor. Nasıl oldu da böyle oldu? Sezar'ın hakkını Sezar'a verelim. Bütün bu değişikliği sağlayan ANAP iktidarı olmuştur. Askeri rejim döneminde de ekonomide bir iyileşme kendini göstermişti, ama asıl gelişme ANAP iktidarı sı- rasındaeldeedildi. Bir devlet bakanımız "iktidara geldiğimiz zaman 11 milyar dolar olan döviz rezervlerini 16 milyar dolara çı- kardık" diyor. Öyle de hangi politikayla? Bugün -yeni kararlaştırılan altın borsası hariç- ekono- mide uygulanan politikaların hepsi ANAP politikası değil mi? Evet, ülkemizin döviz rezervinin bol olması Türkiye'- nin ekonomik zenginliğinden ileri gelmiyor. Yani, en basit deyişle dışarıdan kazandığımız dış satın alımımız- dan fazla değil Döviz rezervlerimiz yüksek faiz ve dü- şük kur politikası sayesınde artıyor. Bir de bunu destek- leyen Türk parasının konvertibilitesi kararı var. Ama bunların hepsinin mucidi ANAP. Türkiye'nin. Yunanistan hariç, civarında yardım yap- madığı ülke kalmadı. Başta Orta ve BatıAsya'daki Türk cumhuriyetleri ol- mak üzere Türkiye'nin bu ülkelere açtığı kredi yardımla- rının tutarı bugün bir milyar doları buluyor. Oemek ki 1991 seçimleri sonunda ortaya atılan "eko- nomik enkaz " edebiyatı doğru değil. öyle olsa bunlar nasıl izah edilebilir? Türkiye kabuğunu yırtmıştır. Ekonomide yapısal değişiklikleri ANAP gerçekleştir- [ miştir. | Başka konularda uğradığı başarısızlık bunların söy- lenmesıne engel olamaz. Türkiye'nin önünde şimdi parlak bir ufuk açılmaktadır. Ülkemiz siyasi ve ekonomik sistemiyle bulunduğu böl- gede ve Avrasyadaki ülkeler için örnek gösterilmekte- dir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Kafkasya ve Orta Asya'- daki Türk cumhuriyetlerine nisan ayı başında yapacağı ziyaret Avrasya Türklüğü ile Türkiye arasındaki ilişkile- rın gelişmesine katkıda bulunacaktır. Türk dünyası ile bağlarımızın güçlendırilmesinde bence ağırlık kültürel alana verilmelidir. O zaman gerisi kendiliğinden gelir. Fransız Devlet Başkanı Mitterrand'ın 1987 yılı sonba- harında Belçikanın Brugge kentindeki Avrupa Koleji'ni yeni ders yılına açarken yaptığı konuşmadaki sözleri hala kulağımda. - Eğer, demişti, Avrupa birliğini kurmaya yeniden baş- lasaydık kültürden başlardım. Mitterrand bu sözleriyle "ekonomi yerine kültürden başlasaydık Avrupa birliğine daha çabuk ulaşırdık" de- mek ıstemişti. Biz de kültürü ön plana almalıyız. Patriotlar çekildi KLVE\T (AA) - ABDnin Irak ile müttefıkler arasında ya- şanan kriz sırasında Kuveyt'te konuşlandırdığı askerlerini ve palriot füze bataryalannı geri çektiği bildirildi. Kuveyt Savunma Bakanı Şeyh Ali Sabah El-Salem. bir gazeteye verdiği demeçte, as- kerlenn ve füzelenn geri çekil- mesinin iki ülke hükümetleri arasında vanlan bir anlaşma sonucu gerçekleştiğinı belirttı. Geçen ocak ayında Irak ile ABD'yi yeniden karşı karşıya getiren kriz sonrasında Was- hington. Kuveyte 1000 kadar asker yollamıştı. Askeri turizme ilgi artıyor MİŞEL PERLMAN PARİS - Geçen hafta, seçim yazılan, milletvekili sayısına ilişkın spek ülasyonlar arasında dikkatleri pek çekmeyen bir konudan da sözedildi. Buna "asken lurizm" \eya bu faaliyete dikkat çeken Le Point dergısinin ifadesiyle hâkı turizm" deniliyor. Şimdi. haklı olarak. kimileri sesini yükseltip haykıracak: Dünyanınşu haİine bakın! Her tarafta çarpışma. dört bir yanda dökülen kan. İnsanhk dışı davranışlar, yitinlen masum insanlar... Birde bütün bunlardan sonra "askeri lurizm" mi? Doğru olmasına doğru. Ancak, geçmişin askeri "anıtlar'ını görmek isteyenlerin sayısı durmadan artış göstcrdiği için böylesine gczılerin de düzenlenmesi gcrckli vekârlı birişolarak ortaya gkıyor. Peki, nereleri mcrak ediyor bu "yeni tunstlcr"? Elbctte tarihe adını gccinniş yerlerı. Örneğin, 2. Dünya Savaşfnın 1944 Normandiya çıkarmasını şöyle bir"hissetmek" ısleyenlerin sayısı yılda bir milyon 700 bini buluyor. Yani, yaklaşık 2 FRANSA milyon kişi. Fransızolsun, yabancı olsun, turist, söz konusu çıkarma plajlannm temiz havasından da yararlanıyor. Tam 3 bin 200 gencecik müttefık askerin özgürlük adına, hayata "elveda" diyecek vakit bıle bulamadan çarpışıp zamanın ölümsüzlüğüne bırakılmış kimseler... "Omaha Beach", "Utah Beach". "Arromanohes" gibi isimleri varbu plajlann. Daha ötelerde ise askeri mezarhklar. Bakımlı mı bakımlı. Bu arada, şunuda belirtelim ki vahşetiyle korkunç Birinci Dünya Savaşı'nın Fransa tarihindeki en son yerlerinden biri de ünlü Verdun cephesi. Tam 220 bin Fransızın yaşamını yitirdiği savaş topraklanndan belki de en önemlisi. Burayı ziyaret eden turistlerin sayısı ise yılda sadece 400 bin. Normandiya'daki plajlara rağbet ile burası arasındaki fark niye? Bu soruyu sormak bile ınsanın tüylerini ürpertiyor. "Askeri turizm" mcraklılan bu arada, banşınnimellerinidedahaiyi anlarinşallah! BOSNA-HERSEK BARIŞ PLANI Izzetbegoviç'ten ara sure• Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Alia İzzetbegoviç, Sırplara Bosna uluslararası banş planını imzalamalan için 10 gün süre tanıdı, aksi takdirde kendi imzalannı geçersiz sayacaklannı söyledi. Dış Haberler Servisi - Bosna-Hersekte Sırplann ılan ettiği ve dün yürürlüğe giren ateşkese genelde uyulurken,.Bosna-Her- sek Cumhurbaşkanı Alia İzzetbegoviç, banş planını inL^lamalan için Sırplara süre tanıdı. Başkent Saraybosna'da ise ateşkesin yürürlüğe girmesine 5 dakika kala düzen- lcncn havan topu saldınsında üç kişinin öldüğü. beş kişinin de yaralandığı bildiril- di. Bosna'nın doğusuna yönelik sürdürü- len havadan yardım operasyonuna ilk kez Fransa da katıldı. Reuter'in haberine göre Bosnalı Müslü- manlann lideri Alia İzzetbegoviç, Sırplara Bosna uluslararası banş planını imzala- malan için 10 gün süre tanıdı, aksi takdir- de kendi imzalannı geçersiz sayacaklannı söyledi. Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'de gazetecilere bir açıklama yapan İzzet- bir süre içerisinde imzalamazlarsa bu an- laşmaya koyduğumuz imzayı geçersiz sa- yacağız" dedi. ABD ise, Bosnah Sırplara karşı daha sert önlemler almadan önce Vance-Owen planını imzalamalan için birkaç günlük bir süre daha verileceğini bildirdi. Ateşkese uyuluyor Ajanslar. Bosna-Hersek"te Sırplar ve Boşnaklann dün TSİ 12.00'da yürürlüğe giren ateşkese genelde uyduklannı ve ülke genelinde dunımun sakin olduğunu bil- dirdi. AFP, ateşkesin yürürlüğe girmesin- den 15 dakika sonra Bosna'nın doğusun- daki Tuzla kenti üzerinde iki BM helikop- terine havan topu ateşi açıldığını, ancak saldında ölen ya da yaralanan olmadığını kaydetti. Bu arada Bosna-Hersek'in doğusuna 28 begovıç'e Bosnah S.rplann planı imzala- î"baltanbu yana >apılan havadan inşani- mlsı konusnda en son tarihin ne olduâu- W dln } operasyonuna_ llk kez ikinci btr Saray bosnalı iki çocuk kızaklarına odun yüklemiş evlerine görürüyor. Kentte neredeyse rükenen ağaclardan sonra yıkıntılar arasından odun parçalan da özenle secilip toplanıyor. ması konusnda en son tarihin ne olduğu nun sorulması üzerine "Sanıyorum ko- nuyla ilgilenen kişiler, Sırplara 8 ila 10 günlük bir süre tanımışlardı" dedi. ülke olarak Fransa da katıldı. Ajanslar önceki günkü yardım operasyo- nunda Gorazde'ye toplam 32.2 ton gıda İzzetbegoviç "Eğer Sırplar planı makul malzemesi atıldığını bildirdi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle