Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
f J MHT1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Thıtcherizm ve Reaganizm öldü; milyonlarca çalışana kalan miras 'işsizlik'
Kıırtarırsa sosyal devlet kurtarır• I>mir Lady Margaret Thatcher ve aktör eskisi Ronald
Reajan'ın, 1980'leredamgasını vuran 'sıkı para' politikaları,
ardııda sadece Avrupa'da 17 milyonu aşkın umarsız işsiz
bıralmacasına tarihe kanştı.
MURiTARIN
'BınKmız yapsınlar.
bırakırız geçsinler" dönenıi
bir fcz daha kapanıyor.
198O"lrde ABD"de Ronaid
Rcagau I'ngütere'de Marga-
ret Tıather önderliğinde
yükseltn liberalizm ve mone-
tarizrnyine bu ülkelerde tarı-
hc görtükiii
80'li >ıiiar; dünyada eko-
nominn hızia bü>xiduğü. se-
lişmiş ükelerde refahm daha
da arttğu i^şizliğin gerilediği
ytllardı Düşük faizoranlarını
temel aan •ucuzsermaye" po-
litikalaT, tüketimi patlatma-
ya yöndik tercihler. vergüerin
azaltdrtası devtetin küçültül-
mesi bj döneme damgasını
vurdu.
Bu ckonomik politikalar
ABD"de Reaganomics. Ingil-
tere"de Fhatcnerizm öe doruk
noktasna çıktı. Liberalizmin
bavrağı bütün dünyada
dafgalandı.
Gün "Bırakınız yapsmlar.
bırdkmegeçsinler" dijenlerin
günüydl
Sosyal politikalar bir kena-
ra atıkh ekonominin "görün-
mezeli'nin dengesiziikreri çö-
TPceği kabul edildi.
Sorunlar yumağı
9O'lı yıllara girerken 10
yıllık uyşulamalar dev bir so-
runlar yısmı miras bırakıyor-
du Dev t>ütçe açıkları. Kör-
fez Savas/vla iyice belirginle-
şen ekonomik durgunluk.
rnilyonlarca insanı yutan iş-
sizfîk. işrn artık böyıe siirdü-
rülemcyeceğinin temel göster-
aeleriydı.
ABDde Kasım 1992"de
yapılan başkanlık seçimi. libe-
ral politikalara son verilmesi-
nhı başlangıcı oldu Dernok-
rat aday Bill Clhton, değişim
rüzgarlarmıestirirken Reago-
nomics"e tcrk etmeyi vaat edi-
K)rda Seçildi... Ve 1980"de
onald Reagan ile başlayan.
1988'de George Bush ile sûren
az vergi, yiiksek bütçe açığı
politikasının da sonu geliver-
di.
ClintorTın hedefieri
Bill Ginton'm 5 yıl içinde
bütçe açığmı 510 mflyar dolar
azaltmayı amaçlayan piant
SİRKET
Royal Dutch/Shell
Britsh Petroleum
Daimler-Benz
R a t
*mr
Volksvvagen
Eni
Unilever/NV
Siemens
Veba
Nestle
Elf Aquitashe
Philips
Renault
Peugeot
BASF
Electricte de France
ABB Asea Brown Boverı
Hoechst
RWE
Bat Industries
ÜLKE
Hol-İng. ort.
İngiltere
Almanya
talya
Almanya
İtalya
Hol.-lng. ort.
Almanya
Almanya
İsviçre
Fransa
Hollanda
Fransa
Fransa
Almanya
Fransa
İsveç
Almanya
Almanya
İngiltere
1995'E DEĞİN GRUBUN 92'DEKI
İŞTEN ÇIKARMA PRG. TOPLAM
Sabit
20 bin
%10yada 38.350
40 bin geçici işten çtkarma
94 sonunadek 12.500
26 binin üzerinde
Aimjpa çapında 5 bin
Ortalama %10 ya da 33 bin
5 bin
Çıkarma yok, İşe alma planlanıyor
Çıkarmama çabasında
Ofasılikla 24 bin
İndirim planlantyor
%12 verimlilik için indirim planlanıyor
93 sonuna dek 10 bin 500
Ülke genelînin aftında indirim
93 sonuna dek 12 bin
93 sonuna dek bin
Yorum yok
İndirim yok, 3 bin 500 artış
ÇALIŞANI
133.000
100.000
383.500
287.950
264.000
130.745
110.000
334.530
132.000
200.000
87.000
240.000
157.370
153.000
127.570
119.207
190.000
178.000
102.000
24.757
• Kuşkusuz. dünyanın bazı yerlerinde hâlâ bu 'ölmüş' ekonomik
politikaları destekleyenler kalmıştır, ama 21. Yüzyıl'a 7 kala
dünya, tıpkı 1930'ların Büyiik Bunahmrnda olduğu gibi devletten
medet umuyor.
16 martta Maliye Bakanı
Norman Lamont. önü-
müzdeki 3 yılm bütçesini açı-
kladı.
Tıpkı Atlantik Okyanusu'-
nun öteki kıyısında oldıığu
gibien önemli ikisorun: Biitçe
açıkları ve issizlik.
Önümüzdeki 3 yıl içinde
vergi gelirleri 17.5 milyar ster-
lin arttırılacak.
Major. genel seçimöncesin-
de. katma değer vergilerini
arttırmayacağını söylemişti.
Ancak yeni biitçe programıy-
la bu sö'zün ü yutt u. Cl ınton" ın
politikasını i/deyerek biitçe
açıklarını kapatma yolunu
yeğledi. Bununla birUkte
KDV artışları 1994 nisanına
bırakıldı.
Vergiler seneye
Kıta büyüyor,şiyketkrküçüHiyor
EkonomiSensi- Avnıpa'nın'cirolan itibamb'en biiyük 20
s,irk£tinden I6"sı, Cjciçıkartmava hazıriaıu>or. 1995yıhna
değmçıkarolntıtınna kesingö/ü> lc bakıhn fjçilerin sayısı
200bhia^}or. İStelik hayı şirketter'çıkartacağız'demekk
1
birlikte, kaççat^anı r^si/ hırakacaklannı belirtmezken biride
bu konuda">oruıı vapnıaktan' kaçınıyor.
\ eni ççiabiiayı dü^üıen ikişirket Be Nestle ve BAT...
Devfcrden biri tjcisaVısıru "sabit tutacağını' acıklarken biride
"çıkartnıama eaba.Mnda> ı/ \ anıünı jjttiriyor.
The linanciari imesjjaA'tesinin \erifc.rmegöıvcin)açısındaa
dcNİerinardında kalan. ancak^enede'baünsayıbr'
dd ik h
sürinor.
Avnıpa'nınönde^elen'tirketlürinn, ftfiçıkartrıakla, içhde
bulunduklandarDoğa/ıavp.a^ııiayacakian \c buıun
kılanıngenelektNfioniisinenasılyaıısıyacağı ise kestirilemhor.
Reaganomics"in 'bol tüketım'
yaklaşımı yerine 'bol yatırım"
yaklasımını yeğliyor.
"Bırakınız yapsınlar"ın yeri-
ni. "ölçiilü müdahalecilik" alı-
yor.
"Daha az vergi alalım, özeJ
sektor ydtırım yapsm. Ameri-
kan halkıdaha fazla tüketsin"
diyen Reaganomicslere
kar^dık olarak Ginton.
"Daha fazla vergi, daha fazla
devlet harcaması" diyor. Sağ-
lık alanmda çok ciddi bir re-
form ile sosyal devlet kavramı
yeniden yiiceltiliwr.
Ginton"ın ekonomik planı-
na gcSre «nginlerden daha
fazla vercialınaaık yatırınıkı-
ra ağırlıt verilerek ekonomi
aınlandırılacak. altyapı
ydtınmlarıyia kısa radede t?-
sİTİik sorununda bir rahatla-
rna getirilecek. hjin en ilgınç
yanı, bundan be^ yıl öncekı
seçim kampanyasında Bush"-
un "Dudakîarımı okuyun:
daha fazla vergi yok!"" diyerek
seçimleri kaznnmasu bugün
ise Ginton'm bunun tam tersi
bir politikavı halkııı bir biitiuı
olarak refahı içın kabul ettir-
mesı.
Demir Lady'nin dramı
Amerika'da ekonomik |xv
litıkada değtjim seçimlcrle
geldi Ama fngiltere'de penıır
Leydi"nın keııdi purtbinin ik-
tid^ırı, Thatcherizm'e son ve-
recekadımlanattı.
Margaret Thatcher"ın pı>
litikadan çekilmesinden s<.in-
ra. John \lajor önderliğinde
bir *eçim ?uferi daha kazanan
Mııhafazakar Parti. 13 yıldır
süreuelen uygulamalara "dur"
daliT
Thatcherızm. devletin kii-
çiütülnx;sini. ekonomiyc
miidahalenın en a/ii indiril-
mesıni. ekonominin ptıra po-
lıtikalarıvla yönlendirilmesiy-
di Faizfer düs,ük tutularak
hem is, dünyasına ucuz
vatırım yapru: olanağı verile-
cek. tıiketıci kredilerinni dü-
s,ük olması halkı daha fazla
»vitın almava vönlcndirecekti.
Major hükümeti. yeni yeni
durgunluktançıkma i^aretleri
veren ekonomiye vergilerle
birdarbe indirmek istemiyor.
İngiltere. geçen yıl eviül a>i-
nda Avrupa Para Sistemi"-
nden çıkmış. faiz oranlarını
viiade 5"e doğru inairmeye
bas.lamej ve stcrfinb devalüe
olmasınıı göz yummus,tu. Bu
politikanın sonucunda. eko-
nomi yııva;} yav-as, canlanma-
va buşladı. Uç yıl sonra ilk
lcez. ^ubat i'.vında issizsa\-Bi-
nda bir azafma oldu. .Major
hükümeti. yılda elli milyar
sterlıne doğru giden bütçe
açığım bu nedenıe 94'tcn iti-
barcn uzııltma yolunu tercih
etti.
Bütün bu gelismelerin,
ekonomıstlerin dilinden yoru-
mu "bir dönemın gö?desi sıkı
pıra politikalarının, uygu-
layıcılann sırtına "i^sizlik" ve
"bütçe açıkiarı" gibi ikı kam-
buru birden yiikîediği."
Uzmanlar. "bunun doğal
sonucu olarak. sosyal devlet
ilkesi bir kez daha geçerlilik
kazanmakta. DevietTn. smırlı
da olsit. ekonomiye miidaha-
lesine olanak tanıyan bu uy-
aulamayfa Keynes'in "işsiz-
lîğin önlenmesi için dcviet, iş-
sîzlere çukur kazdırtıp sonra
da doldurtarak destek verme-
yi gözE almalıdır" seklinde
Ö2Etlenecek yaklaşımı >eni-
den doğuyor.
Üstelik hem AvTupa'da
hem de ABD'de aynı anda..."
divorlar.
DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ
ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA
Quo Vadis Yeltsin?
Geçen hafta Rusya bir iç savaşın
kıyısından döndü. Cumartesi günü parla-
mento, 'bir hafta önce elinde olağanüstü
yetkiler toplayarak kararnamelerle yöne-
teceğini açıklayan Başkan Yeltsin'in, bu
davranışının anayasaya aykın olduğun-
dan hareketle yargılanması önerisini go-
rüşmeyi reddettı. Böylece Rusya aynı
anda iki devlet başkanı, belki de bölünmüş
birordu ve nihayet bir iç savaş tehlikesiyle
karşı karşıya kalmaktan kurtuldu.
Tarihçiierin ve gazetecilerin dudaklarını
uçuklatacak kadar heyecanlı ve biro kadar
da karmaşık bir hafta yaşadıktan sonra,
artık bu karmaşık ve enteresan günlerden
fena halde bıkmış olan sokaktakı Rus in-
sanını şimdi ne bekliyor? Bu noktada maa-
lesef iyimser olmak pek kolay değil. Çünkü
ufukta ekonomik sıkıntılar ve "Demir Elli"
liderliklerden başka olasılıklar gözükmü-
yor.
Yeltsin güçlendî
Bu hafta sonu toz duman durulduktan
sonra ortaya çıkan manzara, toz duman
kalkmadan öncekinden sadece bir açıdan
değışikti. Gerek Yeltsin gerekse de görü-
nüşte Hasbulatov liderliğindeki muhafaza-
karlar birbirlerine en uç ve pratikte uygula-
ması imkansız noktalardan bir saldırı baş-
latmışlar ve sonunda her iki taraf da geri
basmıştı. Ne var ki parlamento daha çok
geri bastı ve sonuçta Yasama ve Yargı
(Anayasa Mahkemesi) bu savaştan kan
kaybederek ve büyük ölçüde inanılırlığını
yitirerek çıkarken Yeltsin önceki durumu-
nu korudu, hatta şimdi göreli olarak güç-
lendi.
Yeltsin'in baş stratejisti Sergei Shakbrai,
Yeltsin ile Parlamento (muhafazakarlar)
arasındaki taktikler mücadelesinde, kendi-
ni Napolyon'un Rusya seferinde ona karşı
direnen ve sonunda geri çekilmeye zorla-
yan Kutuzov'a benzetırken, bunun kaçını-
Imaz olarak Rus Çarı Alexander ile Yeltsin
arasında bir benzetmeyı akla getireceğini,
büyük bir olasılıkla düşünmüyordu. Ama
elinde sürekli yeni yetkiler toplanan, özel
uçakları, yaşamındaki lüks dillere destan
olan, tatillerini Stalın'ın daçasında geçir-
mekte ısrar eden. sıkıştığında kararname-
lerle yönetmeyi tercih eden ve yakın gele-
cekte III. Napolyon'a benzer bir şekilde
halkoyu ile parlamentonun üstüne çıkma-
ya hazırlanan bir Yeltsin ile karşı karşıya
kaldığımız da bir gerçek.
Batı liderlerinin hesabı
Üstelik Yeltsin eşıttır serbest piyasa, mu-
halefet eşıttır komünistler şeklınde son de-
recede kaba bir hesapla hareket eden
Clinton, Kohl. Mitterrand ve Major gibi
Batı'nın liderleri Yeltsin'in bu evrimini de
kaçınılmaz görüyor ve destekliyorlar.
Daha da ilginci, Rusya'dakı liberal aydı-
nların önemli bir kısmı da giderek bu duru-
yor ama, Newsweek dergisinin gözlemle-
rine göre "demokrasiye ulaşmak için güç-
lü bir yönetımi kabul etmeye hazır olan-
ların da sayısı artıyor"
Planladığı reformları hayata geçirmeye
başladığı taktırde Yeltsin hükümetnin de
elinde demokrasiye rafa kaldırmaktan pek
başka seçenek kalmıyor doğrusu.
Son açıklanan ekonomik reformlar
paketinde gerçi bireysel mülkiyet
edinmeyi kolaylaştıran ve dış borçlar
üzerine 6 ay morotoryum koyan tedbırler
de var, ama paketin ilgiye layık, önemli
yanı banka kredilerini, piyasadaki para
miktarını sınırlamayı, banka faizlerini
%80-100 arasında bir yere çıkartmayı
HHE^v \
^ 1 fYeltsh
• I eltsın ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H
H Parlamento ^^I^I^I^^^H
H Başkanı ^ ^ I B H ^ ^ H
H Hasbulatov ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ B
H liderliğindeki HL • ^ ^ P ^
H muhafazakârlarla Wm ,:
^
H çekişmesinde ^T
i
**^
j
H şimdi göreceli •
H olarak daha da • ... i
H güçlenmiş B * m
j gözüküyor. p j j ^ ^
Hasbulatov
yaşayabilen binlerce devlet işletmesinin
işçi ve yönetici kamuoyunun baskısı var.
Bu kredilerin kesilmesi ve banka faiZleri-
nin yükselmesi ile bu işletmeler hızla if-
las edecek ve bu ifiaslar da beraberinde
kitlevi bir issizlik getirecekler. Rusya'nın
sosyal güvenlik sıstemi ise böyle bir so-
runla karşılaşmaya hjçbir şekilde hazır
değildir. işte o zaman artan muhalefeti ve
toplumsal hoşnutsuzluğu bastırmak için
Yeltsin elindeki yetkileri kullanmadan
edemeyecektir. Bu konudaki geçen yazı-
mda "Yeltsin'in varlığı ise kısa zamanda
bir siyasi parti kurup bu kesimle (serbest
piyasanın üzerinde hızla güçlenen müte-
şebbistabakası, aydınlarvb..) birtürtem-
sil ilişkisi yaratmasına bağlı kalıyor" (21
Aralık) diye yazmıştım. O günden bu
güne bu yönde bir değişiklik olamadı. Öy-
leyse yarın Yeltsin, referandumdan güçlü
çıksa bile, zorlukla karşılaştığında, karar-
larını, direnen muhafazakar bürokrasiye
ve diğer cumhuriyetlerin ve bölgelerin li-
derliklerine rağmen. hangi sosyal güce
ve kuruma dayanarak hayata geçirebile-
cek?
Mahşerin dört atlısı
mu artık bir kaçmılmazlık olarak kabul et-
miş gibi görünüyor. Glasnotz dergisinin
editörü ve bir insan hakları savunucusu ol-
makla bilinen Sergei Grigoryant da "Rus-
ya'nın yavaş yavaş Latin Amerika tipi bir
gelışmeyoluna'girdiğiniancakböyle'oto-
riter bir yönetim altında reformların uygu-
lanabileceğinı" düşünüyor. Nihayet Rusya
halkı da serbest piyasanın yarattığı vur-
gunculardan, hızlı günlük hayata egemen
olman Mafya'dan ve gittikçe artan bir şe-
kilde can güvenliğini tehdit eden hırsız ve
soygunculardan, kendini kurtaracak ve bir
düzen getirecek güçlü bir liderlik istıyor.
Gerçı kımse eskı günlere dönmek istemi-
amaçlaması. Eğer bu tedbirler hayata ge-
çerse, ki bu paket olmasa bir başkası, libe-
ralleşme programını izlemeye devam et-
mek istıyorsa, benzer talepleri tekrar de-
rîemek zorunda, Rusya halkının yeni bir
şoka hazırlaması gerekiyor. Bilim Akade-
mısi'nden Yuri Roubinski'ye göre Rusya
hala bırinci şoku yaşıyor.
Enflasyon ve issizlik
Bu hiper-enflasyon. "İkinci şok, kitlesel
issizlik daha henüzbaşlamadı" (LeMonde
Des Debats Şubat 93. syf 8). Merkez ban-
kasının görünüşte kredileri bol keseden
dağıtmasının arkasında, ancak bu şekilde
Bu ekonomik politikalar uygulansa bile
bunların sonuçlarına karşı direnenleri
bastırmak için gerekli gördüğü kararları
hayata geçirmeye sıra gelince Yeltsin'e
mahşerin dört atlısından üçüne, (savaş,
açlık ve salgın hastalık), birden hükmet-
meye çalışmaktan başka seçenek kalma-
yacak. Dördüncü atlı bilındiği gibi, sel fe-
laketidir.
Hızla artan bir ilticacılar seli seklinde
gelişebilecek ve kapılarına dayanacak
olan bu dördüncü atlı ile de bugün ne pa-
hasına olursa olsun Yeltsin'i destekleme-
ye kararlı gözüken Batı ülkeleri hesap-
laşmak zorunda kalacaktır.
Bu senaryoyu aşırı kötümser, hatta
abartılı bulanlar olabilir. Haklı da olabilir-
ler. Ne var ki ortadaki malzeme ile bun-
dan başkasını üretmek pek mümkün ol-
muyor malesef. Ama eminim ki aksini sa-
vunacak en azından bir kişi vardır. Belki
de ona sormak lazım: Quoa Vadis Yelt-
sin?
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Temiz Ekonomi
Kişisel çıkar, bencıllık ve kazanç hırsı ile toplumsal
yararın bağdaştırılması, kapitalizmin esasıdır Kapita-
lizm, uyumsuz gibi görünen bireysel ile toplumsalı
uyumlu kıldığı, bir arada tutabildiği ölçude başarılıdır.
Bireysel tle toplumsalın uyumunu sağlayan ana öğe,
ekonominin kendı kurallarıdır. Ekonominin kendi kural-
larının yetersiz kaldığı durumlarda da demokratık sü-
reçlerle oluşan kamu yönetiminın ışe karışması gerekir.
Emek-sermaye dengesinin sağlanması, rekabet koşul-
larının işlerliğinin korunması ve üretim olanaklarının
genişletilmesı başlıca kamusal karışma noktaları sayı-
lır.
Eğer kişisel cıkar sağlama ekonomi dışı yollardan olu-
yorsa bu durum, toplumun yararına olamaz. Gerçekte,
oyunun kurallarına da uymaz.
Bu nedenle demokrasinin işlediği yapılarda yolsuz-
luk, rüşvet ve yonetım gücünün kötüye kullanımı yasa-
dışı sayılır.
Turkiye'de. yıllardır. siyasal gücün ya da konumun çı-
kar sağlamĞamacıyla kullanılması sürdürülüyor.
Cumhurbaşkanının. neredeyse tum aile bıreyleri,
başbakanın ünlü yeğeni, kimi bakanların. belediye baş-
kanlarının ve öbür kamu yöneticilerınin, siyasal ılişkile-
re dayalı çıkar öykülerı hemen her gün basına yansıyor.
Bırer toplumsal saygınlık örneği olmaları gereken
üniversitelerin ıkısinin rektörlerinın adları, büyük yol-
suzluk olaylarına karışabiliyor.
Kuşkusuz. okyanustaki buzul örneği, yolsuzluk ve hır-
sızlıkların çok kuçük bir bölümü suyüzüne çıkıyor.
Bu nokta bir yana. yıllardır. yolsuzluk ve hırsızlıklar;
yapanın yanında kalıyor, bunların üzerine gıdilmıyor ya
da gidılemiyor.
Böyle olunca da adı yolsuzluğa karışan kamu görevli-
leri, tam bir vurdumduymazlıkla yerlerinde kalabilıyor.
ilginçtir, bir kısım yolsuz ve hırsızlar yalnızca yerlerin-
de kalmakla yetinmiyor, bu konulan kamuoyuna açıkla-
yan ve sayıları bırkacı geçmeyen yürekli basın-yayın
çalışanlarını tam bir utanmazlıkla suçlayabiliyor.
Hırsızların saldırganlığı doğal sayılabilır.
Doğal olmayan, yolsuzluk. rüşvet ve görevin kötüye
kullanımı ile uğraşması gereken sıyasetçilerın ve kamu
görevlilerinin bu görevden kaçınmalarıdır.
Türkiye'nin kamu yönetımi yapısında, yalnızca savcı-
lar "cumhuriyet savcısı" olarak nıtelenir
Yunanistan'da askerı cuntaya karşı hukuk savaşımı
veren savcı, sonradan cumhurbaşkanı seçildi. Italya'da
son temızlik sürecını başlatan Milano Savcısı, gerçek bir
halk kahramanı konumuna yükselıyor.
Ulkemizde. 12 Eylul'ün baskıcı uygulamaları, karşısın-
da guçlü bir savcı bulmadı.
Günumüzde, 12 Eylül sonrasının uygulamalarıyla gi-
derek yoğunlaşan yolsuzlukları soruşturacak yürekli
savcılar çıkar mı?
Bu sorunun yanıtı, toplumsal duyarlılıkta yatıyor
Joplumun, bireyleri ve kurumlarıyla yolsuzluklarm
kovuşturulması yönündeki istemleri yoğunlaştığı ölçüde
sonuç alınabılır. Yolsuzluklarm üzerine gidecekler top-
lumu yanlarında buldukları oranda yolsuzluklarm onü
alınabılır
Bu çerçevede hafta sonunda toplanacak olan SHPTü-
zük ve Program Kurultayı'nda görüşülecek bir öneriye
değinilmelidir Öneriye göre SHP üyehğini kişisel çıkarı
için kullanacak olanlar cezalandırılacaktır.
Bu yaklaşım siyasal kirlenmeyi önlemede önemli bir
adım sayılmalıdır. Ancak durüstlükle ılgili kuralları yaz-
mak yeterli olamaz, bunların gerekleri yerine getirilme-
lidir.
Açıktır ki yolsuzluklarm kol gezdiği ve yapanın yanın-
da kaldığı bir ortamda ne ekonomik gelışme sağlanabi-
lir ne de etkin bir kamu yönetimı kurulabiljr.
Örneğin, yolsuzluklarm ve rüşvetin kol gezdiği bir or-
tamda hangi yüzle vergi isteyeceksiniz?
Eğer hükümet. ikinci beş yüz gününde büyük iş yap-
mak ıstiyorsa bir temiz siyaset projesini uygulamaya
koymalıdır.
Sağlıklı sermaye birikimi ve ekonomik gelışmenin ilk
adımı yolsuzluklarm olabildiğince azaltıldığı bir ortamı
yaratmaktır
Demokrasi öncelikle kamu yönetımindeki çürümeyi
önlediğı ölçüde yaşayabilir ve ekonomik gelişmenin
yollarını açabilir.
DL^YA BAIVKASriVDAN L'YARI
Rusyapetrol
ithalatçısı olabîür
• Suudi Arabistan"dan sonra petrol ihracatında
ikinci sırada yer alan Rusya Federasyonu"nun üre-
tinıi her gün bir milyon varil azalıyor. Rusya iki bin
yılına kadar 50 milyar dolarhk yatırım yapamazsa
petrol ithal eden ülke durumuna düşecek. Rusya"-
nın petrol ithal etmek zorunda kalması halinde,
petrol fivatları hızla yükselecek.
• Dünya Bankası Başkanı Levvis Preston. Rusya-
Federasyonu'nun petrol ve doğalgaz başta olmak
iizere ihracat gelirlerini arttırarak ekonomisini ye-
niden yapılandırması gerektiğini söyledi.
W \SH1NGTON (AA)-
Rus\.ı'da siy^iM kri/ '.iim hı-
7i\la sürerken. Dünya Ban-
kası Bas,kanı Lewıs Preston
"Bu ülkenin petrol kaynuk-
larına 50 milyar dolar yatırım
yapılnm/sa. Rusya'nın 2000
yılında petrol ithal eden ülke-
ve dönüseceğı"' uyarısında
bulundu.
Preston. Dıs Politika Der-
neci'ııdeki konuşmasmda.
haTen dünyanın en büv ük pet-
rol üretıcisi olan petrol ihra-
aitında da Suudi Arabistan'-
dan sonra ikinci sırada yer
alan Rusya Federasyonu'nun
bu vüzyılm sonunda petrol it-
halatınâ bağımlı halegelmesi-
ni "Bir felaket"" dive nitelen-
diıdi.
Rıısyanın ilerde petrol it-
hal eder duruma düşmesi ha-
Iınde dünya genelinde top^am
petrol talebi artacağı için pet-
rol fiyatlaruım hızla artacağı
tahminediliyor.
Rusyada petrol üretiminin
sürekli düştüğüııi'ı, son üç yıl
içinde her gün bir milyon varil
azaldığına dikkat çeken Dün-
ya Bankası Bas,kanı Preston
"Bu ülkenin petrol üretimi-
nin. 350 milyon ton olması
beklenen I993 yılı düzeyinde
tutulabilmesi için bugünden
2000 yılına kadar yaklas,ık 50
milvardolarlık yatırıma gerek
var^" dedi.
Sibirya projesi
Dünya Bankası'nın Avru-
Eı fmar \e Kalknıma Ban-
ısı (EBRD) ile birlikte or-
taklaşa olarak, I milyar do-
larlık Batı Sibirya Petrol Pro-
jesi üzerinde çalıs,tıklannı be-
lirten Preston. bu projenin ba-
s^irılı olrrtısı halinde, Rusya'-
nın petrol ihracatı eelirlerine
1994 yılında 750 milyon dolar
ekleneceğini söyiedi.'
Dünya Bankası Bas,kanı
Preston. Rusya'nm, petrol ve
doğalgaz başta olmak Ü2Ere
ihracat gelirlerini arttırmak
sıuetiyle ekonomisini jeniden
yapılandırması gereğıni vur-
guladı.